27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\6 MART 1988 HABERLER CUMHURİYET/15 Iran ÖzaTdan yeni girişim istedi Haber Merkezi İran'la Irak arasındaki savaş tüm hızıyla sürerken, kentler savaşını durdurmak için yeni girişimler yapılıyor. BM Genel Sekreteri Perez de Cueilar, "kentler savaşını" durdurmak için yeni bir girişim başlatırken, İran, Türkiye'nin bu konuda yeni bir girişimde bulunmasından memnuniyet duyacağını bildirdi. Başbakan Özal'ın da tarafların BM Genel Sekreteri ile yapacaklan görüşmeleri yakından izleyeceği ve bu görüşmelerin sonucuna göre bir karar vermekten yana olduğu bildirildi. Irak dün Tahran'a 6 füze attı. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Cevad Larijani, dün Ankara'da Dışişleri Bakanı Mesnt Ydmaz'la göruştü. Daha sonra düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin yeni bir girişimde bulunmasından memnuniyet duyacaklarını belimi. Larijani, geçen hafta ilan edilen ateşkesin Özal'ın çabaları sonucunda gerçekleştirildiğini belirtti ve şunlan söyledi. "Başbakan Özal'ın zoriuğu. savaş manügı uluslararası camiaıun kabul ettigi maotık dışında kalan ve sadece güç peşinde olan bir taraf ile karşı karşıya olmasıdır. Geçmişte cezai önlemlerin Irak'a karşı basanlı oldugunu gördük." Akşam üzeri Anıalya'ya giden Larijani daha sonra Side'ye geçerek tran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'nin mesajım Özal'a iletti. Başbakan özal ile Larijani görüşmesi saat 18.45'te başladı ve bir saat 20 dakika sürdii. Larijani görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "Çok dostça ve arkadaşça bir görüşme yaptıklannı, son fttze savaşının nedenlerini görüştüklerini" söyledi. Toplantıran verimli geçtiğini beürten Larijani, "çok önemli bir toplantı" dedi. tran Dışişleri Bakan Yardımcısı "Öz^ü, İran »e Irak arasında yeni bir girişimde bulunacak mı?" sorusuna "tki ülke arasında v« bölgede banş ile istikrann kurulması için Türkiye'nin yapacagı her tiirlii girişim, tran (arafından memnuniyelle karşılanacaktır" yanıtını verdi. "Özal spesifik bir caba harcayacak mı?" şeklindeki soru üzerine Larijani, "Bundan daha fazlasım acıkfayamam. Şu anda çok lezzetli bir akşam yemegine gidiyonım" dedi. Göriişmeye katılan dışişleri yetkilileri yanm saat sonra dışanya çıktılar. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Niizhet Kandemir görüşmeyle ilgili bilgi verirken "tran Başbakanı'nın mesajında Türkiye'nin girişimlerini takdirle karşdadığım belirttiğini" söyledi. Kandemir, şöyle dedi: "İran, amacının savası devam eltirmek değil, bu savaşa adil bir sonucu alacak şekilde çözüm çareleri bulmak olduğunu söyledi. Tabü bu arada Irak'm tutumundan yalundı ve son defa BM Genel Sekreteri'nin yaptığı çagrrya değinerek önümüzdeki günlerde New York'ta yapılacak geniş müzakerelerde bulunmayı kabul ettiklerini ve olumlu sonuçlar alınacağını umduklannı ifade etti. Birim şehirler savaşına son verilmesi konusundaki girişimlerimizi tamamen desteklediklerini ve bundan sonra Türkiye yeni bir teşebbüste bulunursa bunu da destekleyeceklerini ve Türkiye'nin önerilerini kabul etmeye hazır olacaklanoı belirttiler. Kandemir, Başbakan Özal'ın BM Genel Sekreteri ile yapdacak görüşmeleri yakından izleyeeegini ve bu görüşmelerin sonucuna göre bir karara varmaktan yana olduğunu belirtti. Cueilar'ın girişimi BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar önceki gün BM Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesinin temsilcileriyje görüştü. Cuellar'ın, tran Dışişleri Bakan Yardımcısı Larijani ile Irak Dışişleri Bakan Yardımcısı Tarık Aziz'i acilen New York'a cağırdığı bildiriliyor. Irak dün Tahran'a toplam 6 füze fırlattı. Kentler savasında pazar gecesinden bu yana lrak'ın Tahran'a fırlattığı füzelerin sayısı 15'e çıktı. lrak, Tahran'm yanı sıra diğer tran kentlerine de hava saldırılan düzenlediğini duyurdu. Irak savaş uçakları dün Basra Körfezi'nin kozeyinde seyreden bir süper tankeri vurdular. tran tarafından kiralanan Liberya bandıralı tanker Harg Adası'mn güneyinde yara aldı. Körfez Işbirliği Konseyi'ne üye ülkelerin dışişleri bakanları kentlere düzenlenen saldırılarla yeniden tırmamşa geçen tranIrak savaşını görtlşmek üzere dün Riyad'da bir araya geldi. BONN EAbnanya Türkiye'ye 150 Leopard tankı hibeetti ¥.Almanya'nın Türkiye'ye yapacağı 580 milyon markltk özel askeri yardıma ilişkin anlaşma dün Bonn'da imzalandı. Anlaşma ileTürkiye'ye 150 Leopard1 tankı, 8 tank kurtarma aracı, malzeme ve teçhizat hibe edilecek. BONN (C«Bifc«riy«) Federal Almanya'dan Türkiye'ye yapılacak olan $80 milyon markhk özel askeri yardıma ilişkin anlaşma dün Bonn'da Türkrye'mn Federal Alrnanya Büyükeiçisi Oktay lşçee ve Dışişleri Bakaalığı Desiet Sekreteri Jurgen Südhoff tarafından imzalandı. Anlaşma ile Türkiye'ye 150 Leopard 1 tankı, S tank kurtarma aracı, malzeme ve leçhizat hibe ediiecek. Her iki ülke başbakanlan arasında vanlan bir ilke anlaşması uyannca gerçekleş.irilen bu yardırnla birlikte Federal Almanya'dan TOrkiye've son 23 yılda yapılan askeri yardım miktan 3.7 milyar marka ulaştı. Federal Dışişleri Bakanlıgı'nda yapılan imza töreninde konuşan BüyOkelçi Oktay tsçen, nökleer silahsızlanma arüaşmalan ile konvansiyonel silahiarda denge sağlanması gereginin önemine dikkati çekti. lşçen sözlertni şöyie surdürdü: 'Bu çetvevede Türkiye. ittifakın savnnma ve konvansiyonel kabfliyellerinin getiştirilmesi gerekli ülkelerinden biridir. Türkiye, ekonomisine a|ır bir yük jukleroek pahasına savunma vt güvenlik ihtiyaçlannı karsılamak için azami gayreti sarfetmektedir. Türk Siiahlı Kuvvelleri'ntn modernizasyonu gayretlerinde askeri yardım programlannın da önemli bir roliı bulunmaktadır. Bu bakımdan Federal Aimanya ortak amaca yönelik Mfak dayamşmaH ve ortak sonımInlnkactsındaıı daimaguzelbir örnek tesktt etmijtir." Ankara Güneydoğu Anadolu'nun kapsam dışı kalmasım Lstiyor Türkiye, NATO ile Varşova Paktı arasında konvansiyonel güçler alanında dengeli indirim öngören "Atlanükten Urallara" formülünün Viyana'da görüşülmeye başlandığında Güneydoğu Anadolu'nun kapsam dışı kalmasım istiyor. Ankara bu talebine gerekçe olarak, Güneydoğu Anadolu'da bulunan Türk konvansiyonel güçlerinin NATO kapsamı dışında önemli sınır güvenliği görevlerinin bulunmasmı gösteriyor. ANKARA (Cumhuriyel Bürosn) Türkiye ile ABD arasında silahsızlanma ve konvansiyonel güç gereksinmeleri konulannda Ankara'da yürütülen görüşmeler dün sona erdi. Görüşmelerde Türk tarafı daha çok Viyana'da görev yönergesi çalışmalan sürdüriilen konvansiyonel istikrar görüşmeleri çerçevesinde önerilen "Atlanlik'ten Urallara" indirim formülü konusunda Ankara'nın yaklaşımlannı iletti. ABD tarafı ise stratejik nükleer silahlar alanında indirime gidilmesi için Washington ile Moskova arasında yürütülen görüşmeler hakkında bilgi verdi. Türk tarafma Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılanndan Ayhan Kamel, ABD tarafına ise Büytikelçi Lynn Hansen'in başkanlık ettikleri göriişmelerde aynca Avrupa silahsızlanma konferansı sistemi uygulamalan konusunun yanı sıra Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı (AGtK) çeTçevesinde öngörülen yeni guven ve güvenlik antırıcı önlemlere yer verildi. Türkiye, NATO ile Varşova Paktı arasında konvansiyonel güçler alanında dengeli indirim öngören "Atlantik'ten Lrallara" formülünün Viyana'da görüşülmeye başlandığında Güneydoğu Anadolu'nun kapsam dışı kalmasım istiyor. Ankara bu talebine gerekçe olarak, Güneydoğu Anadolu'da bulunan Türk konvansiyonel güçlerinin NATO kapsamı dışında önemli sınır güvenliği görevlerinin bulunmasmı gösteriyor. lranIrak savaşı ile Suriye sınırının aynUkçı terörist sızmalanna yatkın olması Ankara'nın bu yöredeki güvenlik kaygılarını arttınyor. Çeşitli Sovyet yetkilileri, geçmişte yaptıkları açıklamalarda, NATO'yu bir bütün olarak kabul etmelerine rağmen, Türkiye'nin bu talebinin "görüşülebnecegini" değişik ifadekrle dile getirmişlerdi. Türk ve ABD heyetleri arasında Ankara'da yapılan görüşmelerde Türk tarafı NATO Güneydoğu kanadında önemli bir rol üstlenmiş olan Türk Siiahlı Kuvvetleri'nin acilen modernizasyona gereksinimi bulunduğunu iletti. Ayrıca, NATO içinde bu yıl askeri harcamalannı antıracak"' üç ülkeden biri olan Türkiye'ye yapılan ve zaten yetersiz olan ABD yardımmın kısınlıya uğratılmasının sakıncalan üzerinde durarak, ittifak içerisinde yük paylaşımının daha eşit şartlarda dağıtılması gereğini vurguladı. Türk taraf a aynca, genel kamnın aksine Varşova Paktı'ndan gelecek bir saldınrun Boğazlar gibi önemli bir stratejik bölgenin bulunması nedeniyle Güneydoğu kanadı üzerinden gerçekleşmesinin büyük bir olasılık olduğu anlatıldı. INF antlaşması ile ilgili olarak Ankara'nın görüşlerini de aktaran Türk tarafı, kimyasal ve konvansiyonel alanlarda da indirime gidilraediği takdirde silahsızlanma girişimlerinin yetersiz kalacağını belirterek, nükleer güçlerin mevcut şartlarda caydırıcılığının aynlamaz bir unsuru olduğunu ifade etti. Ancak, Türkiye şu aşamada, Montebello kararlan çerçevesinde üstlendiği nükleer modernizasyon yükümlülüğünün ötesinde yeni yükümlülüklerden yana olmadığını da bildirdi. Modernizasyonun ise, Sovyetler Birüği'nden gelecek olumlu veya olumsuz işaretler çerçevesinde ele alınması gereğini vurguladı. TürkABD silahsızlanma görüşmeleri sona erdi ' ATİNA ASHINGTÖN Papandreu ve Htstiiu'dan 4Davos ruhu' yardım oranlarını etkiler Kıbrıs için jest STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu ile Atina'yı ziyaret etmekte olan Kıbrıs Rum yönetiminin yeni lideri Veorgios Vasiiu, buradaki görüşmeleri sırasında Türkiye ve KKTC acısından önemli bir karar daha aldılar. Uzun süreden bu yana Türkiye'rün itirazlarına rağmen, Kıbrıs sorununun Birleşmiş MiUetlerin mayıs ayında yapılacak olan 42. toplamısının gündemine getirilmesinde ısrar eden Rum yönetimi ile bunu destekleyen Atina, bu karardan vazgectiler. Vasüiu'ya Atina ziyaretinde eşlik eden Kıbns Rum yönetimi sözcüsü Akis Fandis, bu karardan vazgeçilmesini iki temel noktaya dayadı. Bunlar gerekli hazırlıklann yapılamamış olması ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de Cuellar'ın yakın bir gelecekte Kıbrıs sorununun çözümü yolunda bir dizi yeni girişimlerde bulunacağına yönelik belirtüer bulunması. Kıbrıs Rum yönetimine yakın çevreler, önümüzdeki eylül ayında Lefkoşa'da toplanacak olan bağlantısız ülkelerin dışişleri bakanlannın her zaman olduğu gibi Kıbns sorununu da görüşeceklerini ve bu toplantının sonucunda Kıbrıs Rum hükümetinin "daha güclü" bir duruma gdebileceğine dikkati çekiyorlar. Dolayısıyla mayıs ayında yapılacak olan BM toplantısına Kıbns sorununun getirilmesinin "erken" olacağı görüşünü savundular. Kıbns Rumlarının Atina'nın da desteğini alarak vardığı bu kararda, de Cuellar'ın Kıbns temsilcisi Osar Camillion'un Türk ve Rum tarafları arasında Kıbns sorunuyla ilgili araştırmalarının da etkileri olduğu belirtiliyor. Kıbns sorununun BM toplantısının gündemine getirilememesini Atina'nın Türkiye'ye dolaylı ve "yeni bir jesti" olarak niteleyen siyasi gözlemciler, Papandreu'nun haziran ayında Atina'yı ziyaret edecek olan Başbakan Tun>ut özal ile Kıbrıs konusunda yapacağı baş başa görüşmesinde, Vasüiu'yla görüşmesi için telkinlerde bulunacağına inanıyorlar. Vasiliu bilindıği gibi Başbakan Özal ile görüşme talebinde ısrar ediyor. Papandreu ise önceki gün, bu görüşmenin sağlanması için Başbakan Özal ile yapacağı göriişmelerde bu konuyu da gündeme getireceğini açıklamıştı. öte yandan Atina'daki diplomaıik çevreler» Başbakan özal'ın Atina'ya gelmedşn önce Kıbrıs konusunda iyi niyetini göstermek amacıyla bazı "olumlu adımlar" aıabileceği görüşünü savunuyorlar. Bu olumlu adımlardan birinin de Kıbns'ıaki Türk birliklerinin çekilmesiyle ilgili olabilecegine dikkati çekiyorlar. Başka bir Türk jestinin ise Maraş'ın BM denetimi altında yerleşime açılması olasılığmdan söz ediliyor. ABD Kongre Araştırma Servisi raporunda, "Türkiye'nin, Yunanistan 'ın giivenliğine tehdit olduğu düşüncesinde değişiklik olursa, bu, ABD'nin her iki iilkeye yaptığı yardımı ve bu yardımm oranlarını etkiler" denildi. Tvlrkiye'nin, Yunanistan'ın güvenliğine tehdit oluşturduğu düşüncesini paylaşmadığını vurgulayan Laipson, buna karşılık Kongre üyelerinin Yunanistan'ın her iki ülkeye yapılmakta olan yardımda denge kurulması yolundaki arzulanna karşı "hassas" olduğunu kaydetti. Washington'daki en vetkin güney kanat uzmanlan arasında yer alan Laipson, iki ülkeye yapılan yardımda uygulanan 7'ye 10 oranımn Yunanistan ve Türkiye'nin "askeri, cografik vt deraografik" gerçeklerini yansıtmadığına Amerikan makamları ve uzmanlannın kuşku duymadığıru bildirdi. Her iki ülkenin de Amerikan yardımından yakmdı|ını kaydeden Laipson, Türkiye'nin sayısal, Yunanistan'ın da niteliksel şikâyetlerine dikkaı çekti. Yine aym kurumda görev yapan Richard Grimmet tarafından hazırlanan tspanya'daki Amerikan üslerine ilişkin raporda, Torrejon Üssü'nün 72 F16'ya kapatılmasının, "özellikle INF Antlasması'ıun yürürlüge gîrmesinden sonra" güney kanadın savunmasını zayıflatabilecegi ileri sürtlldü. Türkiye'nin, Sovyet topraklarma yakınlıgı nedeniyle Ispanya'dan atılan F16'lar icdn yeterince güvenli bir üs olamayacağmın tartışıldığı raporda şu görüşlere yer verildi: "Amerika, tspanya'nın bu karannın gelecekte diger müttefıklerle yapılacak üs görüşmeleri Üzerinde domino elkisi yapacağından ürkmektedir. Mültefikler. iç sryasi sorunlannı yatıştırmak için asker çekmesini istemesinin. artık Amerika tarafından biiyiik tepkiyle karşılanmasının mumkün olmadığını hisseımektedir. Amerika, aynca verilen yardım miktanndan talmin olmayan evsahibi ülkelerin, kesin taahhütler almak için Amerikan kuvvetlerinde indirim ynpılmasını pazarlık konusu yapabileceginin farkındadır." BRÜKSEL Atina: Uyıım anlaşmasına evet Brüksel Komisyonu'nun 25 nisandaki TürkiyeAT Ortaklık Konseyi'ne ilişkin olarak aldığı kararlar arasında Yunanistan'ın "uyum anlaşmasını" imzalayacağı yolundaki onayı da bulunuyor. HADt ULUENGlN BRÜKSEL Brüksel'deki özalPapandreu uzlaşmasından sonra, Atina yedi yıl sonra dün ilk kez, "Türkiye Yunanistan AT Uyum AnlaşmasT'nı imzalayacağı yönünde resmen onay verdi. Bu konudaki gelişme, "Akdeniz Gnıbu" adı altında ve Onak Pazar Komisyonu bünyesinde toplanan özel komite oturumunda ortaya çıktı. 25 nisanda gerçekleşecek TürkiyeAT Ortaklık Konseyi toplantısının tartışıldığı aynı oturumda, Brüksel tarafı, 600 milyon ECU'luk 4. mali protokol kredilerine işlerlik kazandınlması ve serbest dolaşım sorununun çözümlenmesi konulannda ise eski tutumunu sürdürdü. Çok büyük bir olasılıkla 25 nisandaki Ortaklık Konseyi toplantısında 4. mali protokolün serbest bırakılmayacağı ve kesin dolaşvm konusunda AT'nin yeni bir taviz vermeyeceği kesinlik kazandı. Dün Brüksel'de gerçekleşen "Akdeniz Grubu" oturumunda, Yunanistan, Rum mal varlıklannın ıransferini yasaklayan "1964 Kararnamesini" Ankara geriye dönuk olarak kaldırmadığı için şimdiye kadar imzalamayı reddlettiği "uyum anlaşntasuu" artık onaylayacağını resmen bildirdi. Fakat dün çıkan grup kararında, "işi saglama almak için" Turgut Özal ve Andreas Papandreu'nun önceki hafta yayımladıkları "Briikscl Deklarasyonu''nun 6. ve 1. maddelerine atıfta bulunuldu. Bu maddelerde, "1964 Kararnamesi'nin" "Türk raevzuatına uygun biçimde" Ankara tarafından ilga edileceği, buna karşılık da Yunanistan'ın "uyum anlaşmasını" imzalayacağı belinilmekteydi. Böyleükle, geriye dönük bir tazminat söz konusu olmasa dahi, Atina'nın önümüzdeki günlerde, yedi yıldır onaylamayı reddettiği "uyum anlaşmasını" imzalayacağı anlaşıldı. Buna karşılık aynı oturumda, Türkiye'nin serbest bırakılmasını talep ettiği ve 12 Eylül'den sonra dondurulmuş bulunan 600 milyon ECU tutarındaki 4. mali protokolün serbest bırakılması sorunu "geçiştirildi". Bu konuya ilişkin olarak alınan kararda, Roma Anlaşması'nın 238. maddesine ve yeni AT sözleşmesi "Tek Senet"e atıfta bulunuldu. Söz konusu madde, mali protokolün onayı için bütün üye ülkelerin olumlu yönde oy vermesini öngörüyor. "Tek Sen«"e göre ise, yine aynı mali protokolün işlerlik kazanabilmesi için, AT danışma organı durumundaki Avrupa Parlamentosu'nun "evet" karan alması gerekiyor. Yunanlı kaynaklar, "oy birligi" ilkesini kendilerinin koydurttuğunu, "çunkü şimdi olmasa bile, zamanı geldiginde Kıbns sorunu ile 4. mali protokolün serbest bırakılması arasında ilişki kuracaklanm" belirtirken, diğer AT kaynaklanna göre ise, dünkü kararda oy birliği ve Avrupa Parlamentosu'na değinilmesinin nedenini, üye başkemlerden hiçbirinin bu aşamada 4. mali protokolün serbest bırakılmasından yana olmamaları oluşturdu. Öte yandan, dünkü "Akdeniz Gnıbu" oturumundaserbest dolaşıma ilişkin olarak alınan karar ise, tamamen eski "stalükoyu" k6rumakla sınırlı kaldı. Dünkü uzlaşmaya göre, Ankara'nın serbest dolaşım konusunda, AT tarafınm 1986 kasımında önerdiği tektifleri müzakere etmesi gerekiyor. Bu tekliflerde ise, serbest dolaşım fiilen askıya alınıyor ve getirilen önerilerde AT ülkelerindeki Türk işcilerinin sosyal statüleri konusunda çok sınırlı "iyileştirmeler" öngörülüyor. Buna karşılık, "Akdeniz Gnıbu", AT'nin Türkiye'den talep ettiği gümrük tarifelerinin indirilmesi ve lüks tüketim maddelerine uygulanan konut Fonu Vergisi'nin kaldınlması Konusundaki tutumunu cuma günü belirleyecek. Bu oturumda, komisyon Türkiye masası şefi Schwed'in son Ankara lemaşlarında "ne elde edip ne edemedîgi" tartışılacak ve ortak Topluluk pozisyonu buna gö • re saptanacak. Dünkü "Akdeniz Grnbu" oturumunda belirlenen kararlar ise, bugün üye hükümetlerin AT nezdindeki büyükelçilerinden oluşan "Daimi Temsilciler Korailesi"nde ele ahnacak. Kararlar burada kesinleştikten sonra, 21 mart pazartesi günü gerçekle": şecek olan Ortak Pazar Dışişleri Bakanlan Konseyi'nin gündemine gelecek. Böylelikle Konsey'in ilk müzakere pozisyonu beliriemesinden sonra, Türkiye ve AT taraflan 12 nisanda oıtakhk komitesi çerçevesinde "pazarttga oturacaklar". 25 nisanda dışişleri bakanları düzeyinde ve 12 Eylül'den sonra ikinci kez gerçekleşecek olan TürkiyeAT Ortaklık Konseyi toplantısında ise, tarafların daha önce saptanmış olan pozisyonları resmitik kazanacak. Brüksel'deki gözlemcilere göre ise, dünkü "Akde^ niz Grubu" toplantısında alınmış olan kararlar Ortaklık Konseyi'nde de aynı olacak ve 4. mali protokol ve serbest dolaşım konulannda örtenüi bir ilerleme kaydedilmeyecek. UFUK GÜLDEMİR WASH1NGTON ABD Kongresi'ne bağh olarak çalışan Kongre Araştırma Servisi tarafından hazırlanan iki ayrı raporda, son aylarda NATO'nun güney kanadında meydana gelen siyasi ve askeri gelişmeler değerlendirildi. Yunanistan ve Türkiye'ye ilişkin ilk raporda "Davos ruhu" yorumlanırken, "Yunanistan'ın savunma harcamalannda kesinti yapmasımn, TürkiyVji giivenliğine tehdit olarak gördüğii düşüncesinde degişiklikler olduguna işaret edecegine" değinildi. 72 adet F16'nın tspanya'dan atılmasını yorumlayan ikinci raporda ise, ABD yöneüminin Madrid'in kararının diğer sorunlu mütterıkler üzerinde "domino etkisi" yaratmasından Urktüğüne dikkat çekildi. Kongre Araşarma Servisi, Dışişleri ve Milli Savunma Bölümü'nden Ellen Laipson'un Davos ruhu ışığmda yeniden gözden geçirdiği "Yunanislan ve Türkiye: ABD Dtş Yardım Gerçekkri" adlı raporunda şu paragraf yer aldı: • "Ocak sonlannda tsviçrc'de bir araya gelen Türk ve Yutıan başbakanlan, ikili ilişkileri güven yaratacak önlemler yoluyla geliştirmeyi kararlaştırdı. Bir basın toplantısı yapan Başbakan Papandreu, yumnşayan havanın Yunankstan'ın savunma harcamalannda kesinti yapılmasına yol açıp açmayacağıru kestirmek için henüz erken olduğunu bildirdi. Türkiye'nin, Yunanistan'ın güvenügine tehdit olduğu düşüncesinde degişiklikler olduğunu gosterecek böyle bir adım, her iki iilkeye yapılmakta olan Amerikan yardımı ve bu yardımda uygubınmakta olan oran üzerinde etkili olur." Raporunda, ABD yönetiminin Denktaş: Rest çekmedim , KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Ankara'ya rest çektiği" yolundaki haberlerin asılsız olduğunu belirterek, bu türyayuüann halkı tedirgin ettiğini ve kendisini çok üzdügünü bildirdi. Denktaş, KKTC'nin resmi ajansı TAK'a verdiği demeçte, Türkiye gazetelerinden birinde "Kıbns'ta tavi/ verilmemesi için Ankara'ya rest çektigi" şekllnde yayımlânan haberi "spekiilasyon" olarak niteıendirdi. Savunma ihaleleri tmza töreninde konuşan Dışişleri Bakanhğı Devlet Sekreteri Jttrfen Sodboff, Türkiye'deki savunma sanayii ihalelerinden pay almaya talip olduklannı ifade eden cumleler kullanarak ^unları söyledi: "Türkiye d* Federal Almanya'BIB bu aalasma ile kendini ne kadar zoriadtgı aniaşAonlidır. Bu, bizim Türkiye'ye yardım konusunda n* kadar cMdi oidugnmuzun bir tşaretidir. Ama aynı zamanda bu, anlaşmanın bir çift yönlu yol olacagı beklentimizin bir işareti olarak da kabul edilmdidir. Nedcn söz ettigimi biayorsunuz. Dogru aaladığııuzdan eminim. ' İmza töreninde hazır bulunan Dışişleri yetkilikri de Almanya'nın Türkiye'deki savunma ihaielerine gösteıdiği ilginîn bir sır olmadığını söylediler. "Dostiar arasımla bu tür konalarda avantaj bektemek mtımkHndur" dediier. KKTC'den tepki KKTC Başbakanı Derviş Eroglu. Papandreu ve Vasiliu'nun Kıbrıs'la ilgili sözleri ve yaklaşımlarımn Kıbns konusundaki RumYunan siyasetinde bir değişme olmadığını gösterdığini belirtti. Eroğlu, "Konuşmalanndan anhyoruz ki, henüz Vasiliu üzerinde Davos rüzgârı estirilmedigi gibi estirilecegi yönunde de bir belirti yok. Banş havasının estigi bir zamanda bizi hedef ve diişman olarak gösterebiliyor" dedi. IFBSO'da artık Türkiye devar... Merkezi NewYork'ta olan IFBSOUluslararası Boat Show Organizatörleri Federasyonu (International Ftderation of Boat Sho» Organisers); dünyanın her ülkesinde sektörü ile ilgili olarak düzenlenen fuarlan; fuar yeri, fuar standartları, tanhlen, tanıtımı, organizasyonu, süreklilığı, ciddi yeti konulannda denetım altında tutar; her ülkeden tek bir BoatShow'u ve organizatörünü, federasyonuna'kılı kırk yararak kabul eder.ona adını. kaşesini verir. tnterteks tarafından düzenlenen tstanbul, Uluslararası BoatShow, bu yıldan itibaren ilk ve tek Türk organizasyonu olarak kullanmaya hak kazandığı IFBSO kaşesi üe 8 yıldır ülkemiz yatçılık sektörüne sunduğu hizmete yeni bir boyut kazandırmanın gururunu taşımaktadır. IMTERNATOMAL FEDERATION OF BOAT SHOVV ORGANİSERS IFBSO TÜRKİYE EMLAK BANKASI Sizin için...Turkıye için: 8.ISTANBUL)ULUSLARARASIBOATSHOW Kış ortasıtKİa yat... Ülkemizin en büyük ve en ünlü tekne üretidlerinin yanısrra, A.B.D., Japonya, İngiltere, B. Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerin sektöre; dünya çapında egemen dev kuruluşlarına ait markalann prezante edüdiği ve DFBSO Uluslararası Boat Show Organizatörleri Federasyonu'nun yülık programı çerçevesinde gerçekten "uluslararası" nitelikte düzenlenen sektörün tek büyük ve ciddi ticaret fuarı olarak... En büyük ve en ünlü tekne üretidlerinin 1988 için en yeni dizaynlarL..Cruiser'lar, yelkenliler, sürat tekneleri...Her türlü tekne donanım ve aksesuarları... Yat endüstrisinin en son yenilikleri... Şişme botlar, içten ve dıştan takma deniz motorlan, surfler, su kayakları, su altı avcılığL.. İçinde botlar yüzen özel marina ve marinabarları kapsamına alarak... Üstelik Türkiye'deki tek amaca uygun ve her türlü modern altyapıya sahip, dünya standartlarındaki tek özel fuar merkezinde... Bu büyük"MAVİCOŞKU"yu sizde yaşayın... 18 27MART1988 HiltonConvent!on&ExhibitionCenter ZiyaretSaatlerhH.OO 21.OO interteks
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle