18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 Yeni vergipaketi, TBMMPlan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti Üeni oto alana 1 mîlyon vergî gelır idaresini geliştirme fonunun yeniden kumlması da kabul edildi. Komisyonda bu madde benimsenirken, SHP'li Kamer Genç, Cevdet Sunay'la ügili bir anıyı anlatınca ANAP'lı Recep Ergun, "Ölmuş, tarihi bir kişinin adını bn tur tartışmalarda gun'a, "Bu olayı gazeteler yazdı. Siziıı konuşmanız bizi yalancı konumuna sokuyor. Sizin hakkınızda da konusulabilecek çok şey var, ama borası yeri degil" karşılığını verdi. Komisyonda ANAP'hlarca verilen önergelerle işyeri açma harçlan, defter ve belge onayı gibi harçlann 20 yapmtştır. ANAP'ın defterinde, kitabında ezilenlere, yoksullara yer yoklur" diye konuştu. DVP'ü Ibrabim Demir de tasarı ile geniş ve mağdur halk kesimine yeni yükler getirildiğini belirterek, "Bu tasan ile zam yağmaktadır, vergi yağmaktadır. Bu nedenle tasarımn hayırlı uğurlu olmasını dileyemiyorum. Tasannın tiimiı ve maddeleri anayasaya aykırıdır. İnşallah Anayasa Mahkemesi'ne gider ve geri döncr" dedi. Yeni vergi paketi uyannca, kola ve alkolsüz biralardan şişe başına 1020 lira, yerli filitreli sigaralardan paket başına 40 lira, ithal sigaralardan ise 100 lira eğitim, gençlik spor ve sağfık hizmetleri vergisi ahnacak. Alkollü içkilerden de şişe büyüklüğüne göre 200 400 600 lira vergi alınacak. Bakanlar Kurulu bu vergileri 10 katına kadar arttırabilecek. Akaryakıt tüketim vergisi yüzde 21'e çıkanlacak. Taşıt vergileri arttınlacak. Aynca yeni aünan yerli otomobiller için 1 milyon lira ek taşıt alım vergisi konulacak. Ek taşıt alım vergisi yeni olmasına bakılmadan ithal otomobiller için de uygulanacak. DUYDUKyGORDUK YALÇINPEKSEN MUHALEFETİN TEPKİSİ VERGİ PAKETİNDE NELER VAR? Kola ve alkolsüz biralardan şişe başına 1020 lira, SHP: Eğitim vesağhkgibi iki temelsorunun çözümü için varlıklı, zengin holding sahipleri yerlifıltrelisigaraya 40, ithal sigaraya 100 lira, alkollü içkilerden şişe büyüklüğüne göre 200600 yerine ezilen, gittikçe yoksullaşan fakir halk lira eğitim, gençlik, spor ve sağlık hizmetleri vergisiyığınlarımn son lokmalarına göz dikiliyor. ahnacak. Akaryakıt tüketim vergisiyüzde2Ve DYP: Bu tasarı ile zam yağmaktadır, vergi çıkarıîacak. Yeniyerli otomobiller için 1 milyon yağmaktadır. Tasarımn tümü ve maddeleri lira ek taşıt alım vergisi konulacak. anayasaya aykırıdır. ANKARA (Cnmhnriyet Bürosu) Yeni vergi paketi üç gün süren görüşmelerden sonra TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti. Koladan sigara ve içkiye, otomobil alımından işyeri açma belgesine kadar her şeye yeni vergi getiren tasarı, muhalefet tarafından "zam yagacak" tepkisi ile karşılandı. Vergi paketine ilişkin tasarı üzerindeki göruşmeler komisyonda dün akşam Ozeri tamamlanırken muhalefetin yoğun eleştirflerine neden oldu. Komisyonda Anayasa Mahkemesi'nin daha önce "tek kayaaga dayandıgı" gerekçesi ile iptal ettiği katına kadar arttınlması konusunda bakanlar kuruluna yetki tanınması da kabul edildi. Aynca silah taşıma ve bulundurma ruhsatlanna ilişkin harçlar da yükseltildi. Kara avcılığı ruhsat tezkerelerini her yıl için 810 bin liraya, silah taşıma ruhsatları 20 bin liraya, bulundurma belgelen de 8 bin liraya çıkanldı. Komisyonda aynca yeni getirilen Eğitim, Gençlik, Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi haklanda Akaryakıt Tüketim Vergisi ve Ek Taşıt Alım Vergisi paylan ile ilgüi işlemin yapılması da benimsendi. Bu düzenleme, muhalefet tarafından harcamalann Sayıştay denetiminden kaçınlması olarak nitelendirildi ve yoğun eleştirilere neden oldu. Yeni vergüer getiren tasan, komisyonda ANAP'blann oyları ile benimsenirken, muhalefet milletvekilleri böyle bir yasanm anayasaya aykın olduğunu vurguladılar. SHP'li Enis Tütüncü, tasarımn yasalaşması ile zam furyası geleceğini bildirerek, "Eğitim ve sağlık gibi iki lemel sorunun çözumu için varlıklı, zengin hoMing sahipleri yerine ezilen, gittikçe yoksullaşan fakir halk yıgınJannın son lokmalanna goz dikiliyor. ANAP, siyasi lercihini açık olarak OsmanŞahin 'Hapıshane hareketlibir kuşun, birkırlangıcın kafese kapatılmasıdır" diyor(Fotoğraflar: ErdoğanKöseoölu) "Kolları Bağlı Doğan"ya da cezaevinde birşahirv Osman Şahin; 'Içimde Bir Savcı Var' Osman Şahin öyküleriyle edebiyat dünyasında, senaryolan ve çoğu senaryolaştınlan öyküleriyle sinema dünyasında tanınan bir isim... Asıl mesleği beden eğitimiöğretraenliği... Toplamööykü kitabı ve 10 aylık bir cezaevi yaşamı var... Yayımlanan son kitabı "Kollan Baglı Dogan"da Şahin, güncel bir konuyu işkence ve cezaevi yaşamını irdeliyor. Kendisiyle bu hafta aynı konuyu edebiyattan çıkanp gerçek yaşama geçirmeye çalıştık. Sayın Osman Şahin, sizin 'Kollan Bağlı Doğan' adlı kitabınızı okudum. Bazı işkence sahneleri var ki, inanamadıın... Mesela bir işkeaceci adamın ensesinden eliyle et kopanyor... Bunlar uydurulamaz gibi de geldi bana... Kitabın uzerinde 'Öykuler' yazıyor... Size sormak istediğini, bunlar gerçek midir yoksa uydurma mıdır?.. Yoksa biraz abartılmış mıdır? Efendim bunlar "Öyküler" adı altında yayımlandı, ama çoğu öykü degildir. 12 Eylül'den sonra ülkemiz insanlannın, duşunürlerinin, aydınlannın, sanatçılanmn çektikleri acılara bir kanıt, bir belge olsun, yanna kalsın diye yazılmışlardır. Hiçbirinde en ufak bir abartma söz konusu değildir. Hepsi gerçeKtir, hatta az bile vazılmışlardır... Bu kişilerin kim olduğunu sormayı düşünüyordıım, ama yapügımız onkonuşmadan sonra vaçgeçtim. Başınıza yeni işler açabilir diye duşunuyorum çünkü... Samnm siz de böyle düşünüyorsunuz?.. Size aynen katılıyorum. "Kollan Baglı Dogan" öykıisündeki kişi vc kişiler gerçektir... Bu işkenceler nerede yapılmıştır bellidir. tşkencede takma adlarla sözü edilen işkenceci polislerin adlan, soyadIan da bizde var... Fakat hem mahkemelerin işini arttırmamak, hem de çok özgür... Buraya bir ünIem isareti koyun lutfen... Olduğumuz için başımıza yeni belalar gelmesin diye öyle yazdım. O halde sonrasına geleüm? Bu olaylardan sonra nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Temsilciler Meclisi'nde ve Alman Parlamentosu'nda konuşuiuyor... Sayın Aziz Nesin'le, Sayın Mehmet Ali Aybar da aynı maddelerden Devlet Güvenük Mahkemesi'nde yargılanıyorlar. Evet, bugunlerde böyle komiklikkr oluyor... Mesela bizim beylerin, paşalann çocukları en son gelişmiş araçlan, motorlan, Jaguarlan alıp kullanma hakkını kendilerinde göriiyorlar... Oysa o araçlar gelişmiş beyinlerin ürünüdürler... Benim o araçlan almaya param yok... Ben de düşüncelerimi söylemek istiyorum, ama olmuyor. Hemen hapsi boyluyorsun... Ikrel Seçim Ihsast'na makyuj Mahalli idareler seçimiyle siyasi partiler ve seçimlerin temel hükümleri yasalarımn bazı maddelerini değiştiren yasa önerisi ANAP'ta dalgalanmaya neden oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAP genel merkez yöneticileri, yerel seçimin bu yılın ekim ayı icinde yapılmasına Anayasa Mahkemesi'den dönmeyecek bir yasal zemin hazırlama çabasına girdiler. ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler ile Genel Başkan Yardımcılanndan Eyüp Aşık, Anayasa Komisyonu gündeminde bulunan öneriyi geri çektiler. Bu arada ANAP Grup Başkan VekiDerine, yeıel seçimin ekim ayı icinde yapılmasırun anayasaya aykın olduğu yolunda raporlar verildi. Mahalli idareler seçimi ile siyasi partiler ve seçimlerin temel hükümleri yasalannın bazı maddelerini değiştiren yasa önerisi, ANAP genel merkez yoneticUeri ile grup başkan vekillerinin arasım açtı. Hukukçular, Grup Başkan Vekili Mükerrem TaşçjogJu'na önerinin anayasaya aykın olduğu yolunda raporlar verdiler. Bu raporlara rağmen, Taşçıoğlu, Keçeciler ve Aşık tarafından hazırlanan yasa metnini savunmak durumunda kaldı. Taşçıoğlu, Anayasa Komisyonu'ndaki yasa önerisini, "Gerekçesini anayasaya uygun biçimde yeniden düzenlemek" için geri çekti. Keçeciler ve Aşık, genel yerel seçimin Meclis kararı ile bu yılın ekim ayı icinde yapılması için ısrarlı görünüvorlar. Keçeciler ve Aşık, Mükerrem Taşçıoğlu ile yaptıklan görüşmede Başbakan özal'ın yerel seçimin 1988 ekim ayında yapılmasını istediğini, ANAP Başkanlık Divam'nın da bu görüşte olduğunu anlatarak önerinin bir an önce yasalaşmasını istediler. 2 ANAP yöneticisinin bu isteği uzerine ANAP Grup Başkan Vekillerine gönderilen raporlar hasır altı edildi. Edinilen bilgiye göre, ANAP Grup Başkan Vekillerinden Mükerrem Taşçıoğlu'na verilen ve hukukçular tarafından hazırlanan raporlarda yerel seçim önerisine şu gerekçelerle karşı çıkıldı: " Anayasanın 127. maddesinde mahalli seçimlerin S yılda bir yapılması kesin bir ifade ile belirtilmekledir. 5 yıllık siıre hukukta 5 yılın biitünüyle tamamlanması anlamına gelir. 4.5 >ılı 5 yıl olarak kabui etmek hukok açısmdan mümkiin degildir. Hazırtaaan yasa önerisinde mahalli seçimin ekim avı içerisinde Meclisin karar verecegi bir pazar giiniı yapılması ongoriılmeklcdir. Seçimin hangi yıl vapılacagına ilişkin bir hukum bulunmamakla birİikte daha once TBMM'den çıkan yasa uyannca mahalli seçimin haziran ayında yapılması öngörülmüştur. Buriurumdaister 1988 ekiminde, ister 1989 ekiminde yapılsın, anayasanın 127. maddesi çignenmiş olacaktır. Yerel seçim 1988 ekim ayında yapılırsa, anayasada öngonılen sureden 6 ay sonra mahaBi seçim yapılacaktır. Bu anayasanın 127. maddesine aykındır. Meclis karanyla mahalli seçim yapılmasına karar vermek mahalli idarelerin görev guvencesini zedelemektedir. Partimiz kamuoyunda anayasayı zorlayarak seçime gitme gibi bir imaj yaratmış duruma düsecektir." ANAP, Anayasa Mahkemesi'nden dönmeyecek bir metin hazırlıyor Cezaevindeki işkence Meclis gündeminde ANKARA (Curahuriyet Bürosu) SHP'Oiyarbakır Milletvekılı Fuat Atalay Eskişehir özel Tip Cezaevi'ndeki ışkenceleri TBMM gündemine getirdi. Atalay, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun yanıtlaması istemi ile TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde cezaevindeki yaşam koşullannın iyileştirilmesini ve gayrı insani uygulamaları yaptıranlar hakkında soruşturma açtınlmasını talep etti. Atalay, Eskişehir Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlülerin elleri kelepçeli olarak havalandırmaya çıkanldıklarını, bazı tutuklu ve hükümlülere 3 öğün yemek verilmediğini, bunu protesto edenlerin toplu olarak dövüldüğünü, 100'e yakın tutuklu ve hükümlünün üzerlerinae yalnızca kilot ve fanila ile icinde demir ranzadan başka bir şey bulunmayan beton hücrelerde 3 gün yataksız ve yemeksiz cezalandınldığını anlatarak, bu olaylann doğru olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasını istedi. Olaylarla ilgili olarak Eskişehir'de araşurma yapmak istediğini, ancak muhatap bir cumhuriyet savcısı ya da yardımcısı bulunamadığınj belirten Atalay, "Cezaevlerinde bulunan yüzlerce yurttaşın yasal haklannı aramalan, istemlerinin ve girişimlerinin yasal haklıhk boyuUanmn arastınlması girişimlerinin mahalli olarak muhataplan olmalan gereken kamu gorevlilerinin bu kayıtsızlıklannı sosyal hukuk devleti anlayışı ile nasd yonımlnyorsunuz?" diyt sordu. Kafesteki kırlangıç Osman Bey, cezaevi koşuilanndaa biraz bahsetseniz... Şimdi Diyarbalar Cezaevi nedeniyle ba konu çok güncel... Sayın Pekşen, benim ŞileYalova Cezaevi'nde çektiklerün Diyarbakır'da, Metris'te, Mamak'ta ve öbür cezaevlerinin koşulları yarunda rahat kalır... Onlann yanında benim bunları söylemenı bile oradaki arkadaşlara biraz saygısızlık olur... Ama hapishane hapishanedir... Hareketli bir kuşun, bir kırlangıcın kafese kapatılmasıdır... Galiba "Kollan Bağlı Doğan" lafı da oradan geliyor. Kitabınıza ad yapmışsınız. . Yine de biraz anlatsanız diyorum ben... Çünkü kitabınızı burada özetlemek olası degil... Ama çok etkileyici bölümler var... Örnegin sizi en çok etkileyen bir olayı anlatabüirsiniz... Unutamadığım bir olay su: Yalova Cezaevi'ne bir köylü getirip atmışlardı. Tarlasında kaçak tütün ekmiş, jandarmalar da biraz dövmüşler, sonra ceza yemiş, hapse düşmüş... Cezaevinde hafta sonlannda jandarmalar iç koğuşlara girer, arama yaparlardı. Bu köylünün yeni geldiği sıra, jandarmalar gelince bu köylü benim arkama sıgındı... "Jandarmalar, jandarmalar" diyekorkuyor... "Ne var jandarmalarda?" dedim, "Neden korkuyonnnî Nc }•• parlar sana... Döverler mi?" "Hapse atarlar" dedi... Kflylünün yüzüne bakîım, şaka yapar gibi bir hali yok... "Zaten hapistesin" dedim. Sakinleşti. Bu olay bizim insanlanmızın yüreğinde yer etmiş olan hapishane korkusunu ele vermesi açısından çok ilginçtir... En önemlisi insanlann kafasındaki hapishane korkusudur... 'İçimdeki savcı' Bir tedirginlik duyuyorum ve bunu üstümden atamıyorum. Ama bu tedirginlik nedeniyle asla kendimi suçlamıyorum. Bu duyguları taşıdığımız için, bize taşıttıklan için asıl utanmaları gerekenler ülke>i yönetenlerdir... Insanı icinde bir savcıyla, bir cetvelle, bir sansür makasıyla yaşatıyorlar... 'MÎT raporu' tstanbul Haber Servisi Son günkrde üst düzeyde yogun tartışmalara neden olan MİT raponında adı geçen DevSol davası sanıkları, bir açıklama yaparak, raporda geçen iddialan "karalama" olarak niteleyip, kanıtlanmasını istediler. tstanbul Askeri Mahkemesi'nde görülen DevSol davasının sanıklan Dursun Karataş, Sinan Kukul ve Bedri Yagan, yaptıklan ortak yazılı açıklamada, Söz gazetesinde tam metni yayırnlanan MtT raporunda, "DevSol davasında yargılanan samklardan Paşa Giiven, Huseyin Solgun ve Dursun Karatas'ın, Dündar Kuç ve arkadaşı Ibnüıim Kıbçb batafarak para akhklannu" Ueri sürüldüğttnü belirttiler. Sanıklar, bu tür iddialann devrimcileri karalamak amacıyla uydurulduğunu, ancak karalamalara alıştıklannı kaydederek, "Siyasi polisin ve MİT'in devrimci ve yurtseverlere yöneiik karalamalannın ne oldugu biliniyor. Sivasi poban ve MİTin karanlık odalannda, iakence merkezterinde ne işlerin çevrfldigmi Türidye halkı ve butun dünyı büiyor. Hakkımızda MİT raporlannda ileri sürülen tüm iddialann bflgi ve belgeleriyle kanıtlanmasım totiyoruz" dediler. DevSol sanıklarından tepki duyguları taşıdığımız için, bize taşıttıklan için asıl utanmaları gerekenler ülkeyi yönetenlerdir.." Kitabınızın girisinde bir bölüm var: "5000 y:ldır bızim ailede ılk okuyan kişi ben oldum" diyorsunuz... Bunu biraz açıklar mısınu?.. Evet öyle. Benim köyüm Mersin'in Aslan köyüne bağlı eski bir Türkmen köyü... Göçebe bir köy... Ailem de göçebe... Benim çocukluğum Toroslarda geçti. Hep mağaralarda yattun geceleri... Sığır çobanlığı yapardım. Bu köyde beş bin yıldır kimseokumanuş... Biz 13 kardeştik... flk ben oku^ dum. Benden çok sonra bir kardeşim daha okudu... Çok sonra bir kişi daha okudu... Diğerleri okumadı... Ve şaşırtıcı olan şu: Ailemde okuyan üç kişinin üçü de hapishaneyi gördü... Diğerleri, yani okumayanlar?.. Onlardan kimi çiftçilik yapıyor, kimi bahçecilik. Okumayanlar devleti ilgilendirmiyor. Bütün sıkıntı biz okuyanlara... Bu olay nasıl bir etki yaptı çevrenizde... Işte "okudunuz başımza neler geldi" gibi mi? Fikir suçu ve mantık Peki efendim, siz bir fikir suçu işlediniz diyelim ve hapse girdiniz. Sizin köyunüzde, evinizde, fazla okuyan olmanuş... Dolayıayla fikir suçu nedir biUnmiyordur. Bunu «MIIIT», babauza nasıl anlaOyordnnuz? önce kardeşim, sonra ben girdim hapse... Anam 83 yaşında... 13 çocuk doğurmuş, seferberliğin, yoksulluğun aldığı canlan rahmiyle odemeye çalışmış bir kadın... Okuması, yazması yok, ama Yunus Emre'den, Dedem Korkut'tan, Karacaoğlan'dan, Pir Sultan Abdal'dan birçok anlatıyı, beyti ezbere söyleyebilir... Hapisteki kardeşim için bana aynen, "Bulutun onüne geçilmez... Tonum taşta tutulmaz" demiştir... Sonra şunu demiştir: "Ne yapıruş benim oglum... Adam mı oldürmüş? Hak nu yemiş? Irza mı geçmiş? Suç dediğin bunlardır.. Koyversinler benim çocugumun yakasını." Yani düşünce suçunu anlamıyor... Anlamasına da olanak yok zaten... Çünkü insan mantığına aykın... Altı yaşındaki bir çocuk anasına, babasına, gözlerin, kulaklann, ağzın, dilin, beynin ne işe yaradığını sorsa ne dersiniz? "Evel yavrum, kulak duymak için, göz görmek için, beyin doşıinmek, dil konuşmak, kalem de düşünüleni yazmak icindir" deriz... Peki gerçek anlamda bu ülkenin insanlan görebiüyor, düşünebiliyorlar mı? Veya düşündüklerini söyleyip yazıya dokebtliyorlar mı? Altı yaşındaki çocuğu bile inandıramazlar baştakiler. Anam haliyle inanmıyor... '?C' çocuklannı ejitmek amacıyla yurtdışına gonderilecek öjretmenlerin sınavı, 11 VİJICUIICIIICI J i i merkezinde yapıldı. Sınavlarda yurtdışına gîdiş hakkını elde edebilmek için yaktaşık 22 bm oflretmen ter dökü Milli Eflıtim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan edinilen bılgiye göre, bu öğretrnenlerden 500'u ılkokul, döktü k 22 b fl 30'u Türkce, 15'i de sosyal bilgiler olmak uzere 545'ı yurtdışına gonderilecek Almanya, Belçika, Fransa, isviçre, Avusturya Lübnan ve Suudi Arabistan'da gurev yapacak olan öjjretmknler uzellikle ücret yüzunden yurtdışını tercıh ettiklenni söytediler. Bu arada geçmiş yıllarda sınavı kazanıp söziü sınavdan geçen daha sonra da 3 ay boyunca kurs gAren ö^retmertlerden büyuk bir bölumu hâlâ yurtdışına gönderilmemekten yakındılar (Fotoğraf Erdoğan Köseofilu) DYPtanm için araştırına istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP milletvekileri hükümetin uyguladığı tanm politikası ve Türk köylüsünü fukarahktan, işsizlikten, çaresizlikten kurtaracak önlemlerin belirlenmesi için Meclis araştırması istediler. DYP Adana Milletvekili Orhan Şendal ve Konya^MilIetvekili ömer Şeker tarafından* hazırlanarak dun TBMM BaşkaniığTna sunulan araştırma önergesinde Türk tanmınm Özal zamamnda en kötü dönemini yaşadığı kaydedildi. Hükümetin yanlış politikası sonucu tanm sektörünun ağır darbe yediğı belirtilerek "Türk köylüsünden laksit taksit esirgenen para, dolar olarak yabancüara kat ve kat faziası ile hem de peşin olarak ödenmişn'r. Kendi kendine yetinen 7 ülkeden biri iken Türkiye, 1.5 milyar dolarhk tüketim malı ithal etme durumunda kalmıştır" denildi. DYP Grup Başkan Vekili Veft T«nır, tanm konusunu hükümeti yıpratma ve düşürmc meselesi olarak gönnediklerini, TBMM'nin Türk tarunına el koymasıru amaçladıklannı bildirerek "Yürekler acıa manzara karşısında bunu Medise getiriyoruz. Ama 292yi nasıl yeneriz bilemiyorum" dedi. Tanır, tanmda uretimin azaldığını, bunun gelirleri de duşürdüğünü belinti. Kııtlıı ve Sargın için TBMlVPye başvuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Haydar Kutlu ile Nihat Sargın'ın avukatlan, şikâyetlerini iletecek bir kurum kalmadığı gerekçesiyle TBMM'ye başvurduklarını açıkladılar. Ankara Kapalı Cezaevi'nde 5.12.1987 tarihinden bu yana tutuklu bulunan TKP Genel Sekreteri Nabi Yaga (Haydar Kutlu) ile TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın'ın avukatlan, savunma haklannın çiğnendiği ve başka bir şikâyet edecek kurum kalmadığı gerekçesiyle TBMM'nin bilgisine sunulmak üzere, Meclisteki panilerin grup başkanlıklanna bir bildiri vererek, konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'na bir soru önergesi yöneltilmesini istediler. TBKP'yi kurmak için yurda dönen Kutlu ve Sargın'ın avukatlan, dün bir basın toplantısı yaparak, girişimlerinden herhangi bir sonuç alınamadığını açıkladılar, "Dolaymyla da geüşen olaybn kamnoyuna yansıtmaktan başka çaremiz kalmadı. Yani kamuoyundan başka başvuracak yerimiz kalmadı" dediler. Kutlu ve Sargın'ın avukatlan adına konuşan Veli Deveciojlu, 16.11.1987 tarihinden bu yana 3 ay zaman gecmesine karşın davanın hâlâ neden açılmadığını, yürütülen soruşturmanın hangi aşamada olduğunu bümediklerini belirterek, "Bu konnlarda bilgi almak için savcüığa giden meslektaşianmız polis tarafından durdunılmuştur. Bu da savcuun emriymiş" dedi. Avukat Devecioğlu, konunun gerçek sorumlusu olan DGM Savcıhğı'nı, Adalet Bakanlığı'na ve Hâkimler ve Savcüar Yüksek Kurulu'na şikâyet etmek zorunda kaldıklannı belirterek, "Gözaltı süresi. anayasa, genel yargılama suresine. DGM yasasına göre toplu suçlarda bile 'en çok 15 gün' ve iki ktşiden ibaret olayımızda 48 saat olduğu balde nihayet biürilmesi gereken sonışturma 17 gün uzıölmıştır" dedi. Devecioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Muvekkillerimizin tutuklanmalanna itiraz edebilmek için yasamn bizlere tamdıgı en kesin ve tarbşmasız bir hak oian muvekkillerinin ifadelerini dahi incelememize engel olunması karşısında konunun asd muhatabı ve sorumlusu olan DGM Savcıugı'nı Adalel Bakanlığı'na ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikâyet zonında kaldık. Bu başvurnlanmıza hiçbir yamt alınamadıgından, soruşturmayı yüriiten DGM Savası Nusret Demiral ve savcı yardımcısı Ülku Coşkun hakiunda bakantaga yeniden başvurduk. Fakat bugüne dek ne gibi bir işlem yapıldığına dair dilekçe hakkımn zorunlu geregi de olduğu halde herhangi bir yanıt verilmiş degildir." Avukatlar: Başka yerimiz kalmadı Okuyanın başı beladan... Çok can alıcı bir soru bu... Şunu özellıkle beürtmek istiyorum. Bir de teyzem var benim... Onun da torunlan üniversiteyi okudular ve şu anda Mersin Cezaevi'ndeler... Öyleyse "Okursan başın belaya girer" kuralı neredeyse kesinleşiyor. Nasd karşılıyor aSeniz bu durumu?.. tkiye bölünmüş durumdalar. Bazısı "Boynu kopsun"diyor, "Devleti siz mi yöneteceksraiz?" Bir kısmı bir şey demiyor... Efendim, başımza geien olay neydi tam olarak? Neden cezaevine girdiniz? Benim yaptığım bir romanieleştirmek... Mustafa Yeşilova'nın Dersim isyanım konu alan Kopo romanını eleştirmiştim... Roman Dersim isyanına katüanlan Alevi Türkmenler olarak anlatıyordu... Bea de bunun tarihi gerçeklere uymadığını anlatmaya çalışmıştım... Bir eleştiri yazısı yazmıştım. Anlıyorum. Ne kadar yattımz?.. Üç Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'yle lstanbul Toplu Basm'da yargılandım. 18 aya mahkum oldum. 10 ay sonra Infaz Yasası'na göre tahliye oldum. Bugün benim hapsime neden olan olaylar, Amerikan Filistin halkı kadar... Peki efendim, başka söylemek istediginiz bir şeyler var mı? Çok duşündüğflm bir seyi söylemek istiyorum: Biz ailecek üç yıl hapishanecilik yaptık. Üç kardeş için, sırasıyla... Hapishanelere, görüş günlerine taşındık... Bunu genelleştirelim. Ülkemizde 12 Eylül'den sonra 635 bin kişi gözaluna alınmış... Tutuklanmıs, hapisyatmış... Bunlar aileleriyle birlikteiki milyonu aşar... Demek ki iki milyondan fazla, yani Filistin halkı kadar bir halk her on beş gtlnde bir 1015 dakikalık bir görfiş için hapishanelere tasınmış... Bunca zamanı, masrafı, o insanlann ruhsal dünyalan üzerindeki derin çöküntüyü ve çözülmeyi kimse hesap edemez... Buna devlet terörtl denir ve korku yaratır, yaratmıştır. Aynı korku bizlerde de, bende de var... Bu söyleşide bile gördüğünüz gibi bazı sözcüklen dilimizin ucuna kadar geldiği halde konuşamıyoruz... Ama ben diyorum ki, kendi ülkesinin insanlarını, aydınını, sanatçısını bu denli ezenler hiçbir zaman özgür olamazlar... Sayın Turgut özal geçenlerde, "Hepimiz aynı geminiıı içtaleyiz" diyordu... Bu nasıl bir gemidir ki yansı "açız" diye bağırıyor... ! Sonışturma sürüyor öte yandan "MİT raporu" soruşturmasında olaydan sorumlu tutulan basın mensuplarının ifadelerinin alınmasına başlandı. Ulus Gazetesi Yazı tşleri Müdürü Yılmaz Bozkurt kendilerine ulaşan belgeyi gizlüik derecesi olmadığı gerekçesiyle yayımladıklannı söyledi. Ankara Basın Savcılığı'nca kamuoyunda MİT raporu olarak bilinen ve çok sayıda kamu görevlisine yönelik iddialann bulunduğu belgenin yayımlanmasıyia ilgili olarak açılan sonışturma sürüyor. Bu belgeyi yayımlayan Ulus Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Yılmaz Bozkurt'un, hakkında açılan sonışturma nedeniyle dün Ankara Basın Savcısı Hayri Taynan tarafından ifadesine başvuruldu. Buca'da açlık grevi IZMİR (Comhuriyet Ege Bürosu) TKP üyesi olduğu gerekçesi ile Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanmakta olan Seviye Köpru'nün poliste uğradığı tecavüzü ve Buca Cezaevi'ndeki baskılan protesto için başlattığı açlık grevi büyüyor. Buca Cezaevi'nde açlık grevi yapanların sayısı 27'ye yükseldi. Önceki günku yargılamada yargıca poliste başından geçenleri anlatan Seviye Köprii, "Gözalünda kaMıgım 1727 yaşlannda bayanlar, lngiltere'de çocuğa bak, karşıhğırıda Ingilizce öğren. 158 53 42 lngiltere'de Ingilizce Haftada 94 'paund'dan itibaren BARAT 147 44 88148 43 57 Bayanlar, çocuk bakarak tngilizceyi öğrenmeyi ancak Aupairlik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. 158 53 42 süre icinde tecavüze uğradığımı daha önceki duruşmada da belirttim. Ancak konunun uzerinde gerektiği gibi dunılmadı. Buca Cezaevi'nde de duruşmaya getirilmeden önce arama yapıldı. Her tarafı didik didik aradılar. Bir görevti, mahkemede yapacagım savunma metnini de aldı. Butun bunlan protesto için açlık grevine başlıyonım" dedi. Duruşma sırasında aynı davadan yargılanan Ali t'gur da Seviye Köpni'nün eylemine hatıldığmı söyledi. Buca Kapalı Cezaevi'nde açlık grevine başlayan iki tutukluyu desteklemek amacıyla dun yaklaşık 25 kişinin açlık grevine basladığı öğrenildi. Eyleme katılanların cezaevindeki baskılara son verilmesini istedikleri belirtildi. Açlık grevine katılanların yakınlan, dün lnsan Hakları Derneği tzmir Şubesi'nde bir basın toplantısı duzenlediler. Tutuklu yakınlan cezaevlerindeki yaşam koşullannı insanIık onuruna yakışacak biçimde olması gerektiğini belirterek baskılara son verilmesini istediler. Cezaevini protesto için eylem ANAPTA KONGREKULİSİ mücadele başladı. ANAP Mechsı Grup Başkan Vekillerinden Tekirdağ Milletvekili Ahmet Karaevli'nin desteklediği Efrahim Balım grubunu, Engin Bilge'nin partiden kesin ihraç ,, « edildiğine ilişkin genel merkezce ahnan karar, büyük ölçüde rahatiatu. Engin Bilge, ahnan ihraç karanna karşın kendisini destekleyen il ve Uçe örgütlerindeki gruplarda kulis calısmal!"""iı daha da yofcunlaştırdı. İhTaç karan ile partide seçmek ve seçilmek olanağını kaybeden Bilge, 6 martta Ahmet Karaevli'nin destekledi|i grubun karşısına yeni bir liste ile çıkacağıru söyledi. Bu açıklama ve yoğunlaşan kulis çalışmalanna göre, ANAP Tekirdağ il kongresinin, milletvekili eski Devlet Bakanı Ahmet Karaevli ile eski il başkanı Engin Bilge arasında siyasi mücadeleye dönüştüğü açıklık kazandı. Belediye Tiyatro Salonu'nda 618 delegenin oy kullanacağı ANAP Tekirdağ il kongresine genel başkan yardımcısı ve teşkilat başkanı Cengiz Tuncer, ANAP Meclisi Grup Başkan Vekili Tekirdağ Milletvekili Ahmet Karaevli, Tekirdağ Milletvekili Ali Rıflü Atascver, TBMM amiri ve merkez disiplin kurulu üyesi Kütahya Milletvekili Mustafa Lgurkaner ile Konya Milletvekili Haydar Koymn katılacak. Tekirdağ Kıyasıya mücadele ANAP Tekirdağ il kongresinin 6 mart pazar günü yapümasnın kesinHk tazanması üzerine il sekreteri Efra3im Balım ile eski il başkanı Engin Büfe gruplan arasında kıyasıya bir Aydın Tavantaban koptu AYDIN SARI Her geçen gün biraz daha değişik boyutlara ulaşan ANAP Aydın il kongresi öncesinde geüşen olaylar, milletvekiUerinin net bir biçimde tavır koymalan üzerine tabanla tavanın mücadelesi biçimine dönüştü. Kapatılan AP'nin il başkanlığım yapan ve bir süre önce ANAP'a geçen Nizamettin Sanbaş'm milletvekillerince desteklenmesi, örgütte huzursuzluğu arttırdı. "Tavan, tabanın sesini dinlemiyor" suçlaması gündeme getirildi. Avukat Mehmet Pala etrafında birleşen taban, milletvekiUerinin kendilerinden ayn hareket etmelerini kopukluk olarak niteleyerek, "birleştirici ve uzlaştıncı" misyonlanndan saptıklarıru ileri sürdü. Merkez ilçe seçimlerinde güçlerini ıkanıtladıklarıru ileri süren Mehmet Pala, en büyük gücün, tavanı oluşturan taban olduğunu belirterek, milletvekiUerinin yalnız kalacağım ifade etti. 12 Eylül öncesi AP il başkanı olan Nizamettin Sarıbaş'ın bir süre DYP saflarında çalıştığına da dikkati çeken Pala, milletvekiUerinin bu nedenle kongreyi etkilemeyeceğini iddia etti. Bu savlara karşın milletvekilleri, Sanbaş'ın politik deneyimi olduğunu ve göreve getirilmesiyle çatlak seslerin önüne geçeceğini ileri sürerek, "İl başkanlığım yapabilecek tüm yetenekleri kendisinde görduğümüz için destek veriyoruz" dediler. Kongre öncesi adaylık seçiminde ANAP Aydın örgütünde huzursuzluğun su yüzüne cıkmasırun, kongre sonrası bazı sorunlan da beraberinde getireceğine kesin gözüyle bakılıyor. NizamettinSanbaş'ın seçimi kazanması halinde örgüt yönetiminin taban desteğınden yoksun kalacağı, aksi bir yönetimin işbaşına gelmesiyle de örgütün genel yönetimle diyaloğunda kopukluk olacağı kaydediliyor. Hakkâri Sürpriz Uste VEYSEL ALTUN Kongre tarihi 20 mart olarak açıklandıktan sonra ANAP Hakkâri örgütünde ev toplantıları ağırlıklı kulis çalışmalan başladı. Önceleri yoğun biçimde kulis çalışmalan yapan aşiretler, yavaş yavaş gerileyerek sessiz kalırken, adaylar da milletvekili Naim Geylani'nin önderliğinde her gün bir başka evde toplanarak görüş alışverişinde bulunuyorlar. Her gün bir başka adayın evinde yapılan ve milletvekili Geylani'nin de kaüldığj yemekü toplantıİarda da konu gündeme getirilerek tartışıbyor. Adaylann ayn ayn kulis yapması beklenirken, birbirleriyle tarüşmalan, özeUikle tek aday sorununu giderek çıkmaza sokuyor. Belediye başkanının durup dururken, "sürpriz aday"dan söz etmesi Hakkâri'de mevcut 7 adayın dışında bir kişinin ortaya çıkanlacağı dflşüncesini ve kuşkusunu yaraüyor. Adana Kozlar paylaşılıyor ANAP'm Adana il kongresi bugün yapılacak. Kongredeeski başkan Maden Mühendisi Murat Ydmaz, Avukat Mustafa AkdaJ ve Doklor Seiim Baysan'ın listeleri çekişecek Parti il ve ilçe yönetimleri, milletvekilleri ve genel merkezîrt desteğini alan eski başkan Murat Yıltnaz'm kongre sonunda büyük bir olasılıkla yeniden başkanlığa secileceği ve kongrenin bu nedenle de sessiz geçeceği sa 'unuluyor. Kongre öncesindeki son gCfede, her üç aday calışmalannı delegelerle yaptıklan toplantılarla surdürdüler. Kongrenin az şans taıunan ismi Av. Mustafa Akdal yaptğı açıklamada, "Hiçbir etki altında kalmayacaklanm sandıgı detege ve partililerc guvendigini" acıkiadı. Murat Yılmaz ve destekçilerinin delege oylanna ipotek koyma anlayışında olduklannı savunan Yılmaz, parülilerin yönetimden memnun olmadıklannı ve değiştirilmesini istediklerini öne sürdü. Anakent Belediye Başkanı Aytaç Durak ve bazı milletvekilterini "Murat Yılmaz'ı desteklemek için ddegeler ozeriade baskı kurmakia' suçlayan Akdal, çalışmalannı "tedbirii" olarak tamamladığmı söyledi. Bugün yapılacak kongrede ANAP'm 28 tabii delegesi ile 600 yeni seçilen delegesi oy kullanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle