Katalog

27 ŞUBAT 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/l İspanya, Bask geriltaları MADRİD (AA) Bask gerillaları, Madridli milyarder bir emlakçiyi kaçırdılar. Içişleri Bakanlığı tarafından yapüan açtklamaya göre, ETA gerillaları tarafından düzentendiği belirlenen kaçırılma olayı önceki gün akşam milyarder Emiliano Revilla'nın 3 gerilla tarafından zorla bir otomobile bindirilmesi ile gerçekleşti. Revilla'nın kaçırüması ile ETA'nın geçen aydan bu yana sürdürdüğü saldırıda bulunmama politikasını terk ettiği bildiriliyor. ETA geçen ay 60 gün süreyle saldırıda bulunmama karan almıstı. Darbe üstüne darbe PANAMA CITY (Ajanslar) Panama Cumhurbaşkanı Eric Arturo Delvalle, ulkenin "güçlü adanu" olarak nitelendirilen ve adı çeşitli skandallara kanşan Genelkurraay Başkaru Manuel Anlonio Noriega'yı görevden aldığını açıkladıktan birkaç saat sonra, parlamento tarafından görevinden alındı. Yerine Eğitim Bakanı Manuel Solis Palma getirildi. ABD, Panama'ya şimdilik bir askeri müdahale düşünmediğini bildirdi. Panama'yı kanşüran bu olayla ilgili gelişmeler şöyle: Cumhurbaşkam Delvalle, önceki gün yaptığı bir televizyon konuşmasında, 50 yaşındaki Noriega'nın uyuştunıcu kaçakçılığı ve diğer suçlara karıştığı yolundaki skandala rağmen istifa etmeyi reddetmesi üzerine görevinden alındığıru, yerine Albay Marcos Justine'nin atandığını bildirdi. Noriega rüşvet almak ve uyuştunıcu kaçakçılığına yardımcı olmak suçlanndan bir süredir gıyabında ABD'de açılan davalarda yargılanmaktaydı. AA'nın haberine göre Delvalle'in bu açıkJamasından kısa süre sonra da üst düzeydeki askeri görevliler, genelkurmay başkanlığında yapacaklan toplantı öıjcesinde, Noriega'yı tümüyle destekİediklerini ve Delvalle'in Panama'da olaylar Noriega'nın görevden alınmasıyla birden hızlandı DimADABUGUN ALİ SİRMEN Saydamlık Sorunu Ünlü "MİT raporu" ile ilgili olarak Başbakan'ın açıklaması kimseyi doyurmadı. Sayın Ozal bir kez daha, önemli bir olayı sudan bir açıklamayla geçiştirme yolunu tuttu. Toplumu kimi zaman güldüren, kimi zaman şaşırtan, kimilerinin de dudaklarını uçuklatan bu gelişmeler sırasmda ABD'de bulunan değerli gazeteci dostumuz Mehmet Ali Birand dünkü yazısında "MİT Müsteşarı istifa etmiyor" diye sorarken, Amerika'da olayı anlattığı kişilerin, "Ya bu işin altında büyük bir kasıt var veya sizin MİT iflas etmiş" dediklerini vurguluyor. Gerçekten de son olay, üzerinde ciddiyetle durulmayı gerektirecek nitelikte. Devletin haber alma örgütünün ciddiyeti ile ilgili ciddi kuşkuların doğması, o devletin güvenliği açısından da çok önemli kaygıların oluşmasına yol açabilir. Bu arada, basının konunun üzerine gidiş biçimi bazı çevreler ve kişiler tarafından yadırganmakta, eleştirilmekte. Sayın Hasan Pulur da bu eleştiriyi yöneltenlerden biri. Değerli gazeteci arkadaşımız 24 şubat tarihli Güneş'teki yazısında bakın ne diyor: "... Eğer biryerdedevlet varsa, orada 'gizli istihbarat örgütü' vardır.. En sosyalist ülkeden, en faşist ülkeye kadar bu örgütler vardır. Olması da şarttır, zira bu örgütler istihbarat yapacakJar, bilgi toplayacaklar, topladıklan bikjilerle devleti koruyacaklardır... Hiç kimse, bu konuda kalkıp da demokrasi nutukları atmasın. Gizli örgütlerin yapısı hiç de demokratik değildir. Ne Amerika'da, ne Fransa'da, ne İngiltere'de, ne Sovyetierde, ne şurada ne burada, gizli örgütler öyle şeffaf, saydam değildir, dıştan bakılınca içi falan görünmez... MİT bu olaydan sonra, bu kadar dile düştükten sonra görevini nasıl yapacaktır, hangi moralle, hangi ıstekle, hangi yürekle? Şu gazete sütunlarına yansıyanlara bakın, şu söylenenlere bakın, şu iddialara bakın, sonra da bu iş bitince oturup sağlıklı görev yapın." Sayın Pulur, MİT'e yöneltilen eleştirilerden kaygılanırken gizli örgütlerin uygulamalarının hukuk devletine uygun olması zorunluğunu vurgulamayı da unutmuyor. Hemen belirtelim, Hasan Pulur'un yazısını buraya alıp ona bazı yanıtlar vermeye kalkmanın nedeni, yılların gazetecisi bir dost ile polemiğe girmek degil, konuya biraz daha açıklık getirebilmektir yalnızca. Bütün devletlerde gizli istihbarat örgütlerinin bulunduğu gerçeğini olduğu kadar, zaman zaman bunların karanlık işlere kanştıkları, hatta büyük skandallara yol açtıkları ^erçeğini de kimse yadsıyamaz. ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, bir değil birçok kez devletin gizli örgütlerinin yol açtığı skandallara sahne olmuşlardır. Ancak bu ülkelerde sözü edilen olaylar ortaya çıktığında kamuoyu, basın, parlamento, hükümet hemen konunun üstüne gitmişler, karanlık noktaları açığa çıkarırken yaraya da neşter vurmaktan çekinmemişlerdir. Gizli örgütlerin sağlıklı çalışması, morali de böyle bir davranışı gerektirmektedir. Bizim olayımıza gelince: Gizli örgütün raporunu basın, kendi çabasıyla gizlice elde etmiş değil, tam tersine rapor basına örgütün bazı adamları tarafından sızdırılmıştır. Şimdi Sayın Pulur'un sorusunu bu olaya uygularsak "Nasıl ve kimin emriyle hazırlatıldığı, hangi amaca yönelik olduğu bilinmeyen raporlar düzenlenip basına sızdınlırsa, bu örgütteki insanlar hangi moralle (burada hem güç hem etik anlamında kullanılıyor sözcük) görevlerini sağlıklı biçimde sürdürebilirler ki?" diyebiliriz. Bilgi toplayarak devleti korumak sorusuna gelince: Hiç kuşkusuz haber alma örgütleri bilgi toplayıp devleti koruyacaklardır ve bu bilgiler gizli olacaktır. Ancak, demokrasilerde devlet güvenliği kavramı "hiçbir biçimde, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunarriaz ve kişinin özel yaşamının dokunulmazlığını çiğneyemez." Bu olgu, demokrasinin altın kuralıdır. Devletin gizli örgütünün çalışması da bilgileri de gizli olacaktır. Ama görevin açık seçik tanımlanması ve belki yasama içinde kurulacak olan bir kurulun görevin yerine getirilmesini zaman zaman denetlemesi, örgütün işlevinin gereği ile sınırlı olan gizliliğini korurken devletin saydamlığını da sağlayacaktır. Demokrasilerde gizli örgütler çevresinde patlayan her skandalı o ülkelerin demokratik güçleri, devletin saydamlığını sağlama yolunda bir olanak olarak değerlendirmişlerdir. Demokrasi durağan, bir kez elde edilen, sınırları değişmeyen bir kavram değil; o, hep yeni boyutlar ve yeni alanlar katılarak yaşatılabilir. Devletin saydamlığını yitirdiği bir yerde, demokrasi de vartığını kaçınılmaz olarak yitirecektir. Bugün dünyadaki faşist ve paternalist ülkeler dışındaki tüm sistemler, bu açıklığın zorunluğunu görüp kavramış, gereğini yerine getirmek üzere kollan sıvamış bulunuyorlar. Cumhurbaşkam Delvalle, Genelkurmay Başkanı Noriega'yı görevden aldı. Ordu bu karan tanımadı. nan Delvalle, Kolombiya radyosuna verdiği bir demecte, karannın kesin olduğunu, Ulkenin menfaati için Noriega'nın gitmesi gerektiğini belirtti. Birkaç saat sonra parlamento, cumhurbaşkanını görevden aldı. Antonio Noriega karannı reddettiklerini açıkladılar. Jandarma Ku\\etlerı Komutanı Albay Leonidas Macias, "Hicbuuniz genelkurma) başkaıu olmak istemiyoruz. Bizim komutanımız kalır. Cumhurbaşkam gider. Hepbniz Noriega') ı destekliyoruz" dedi. Delvalle'in genelkurmay başkanIığı'na aıadığı Albay Justine ise karan "biiyuk bir hata" olarak nitelendirerek, görevi reddetti. Justine, "Cumhurbaşkam Delvalle, ABD'nin baskısı nedeni>le Noriega'nın görevden aiınmasına karar verdi. Bence bu buyuk bir batadır. Görev bana teklif edfldiginde, hemen reddettim" dedi. Daha sonra, Panama parlamento su olağanüstü bir toplantı yaptı. G.Afrika'dan Angola'yu saldırı NAtROBl (AA) Angola, topraklarma Güney Afrika savaş uçakları ve topçusu tarafından girişilen yoğun saldınlarda yüzlerce kişinin hayatmı kaybettiğini bildirdi. Angola Savunma Bakanlığı'ndan yapüan açıklamada, Cuito Cuinavale bölgesindeki askeri mevzilere ve sivil yerleşim merkezlerine önceki gün girişilen Güney Afrika saldırılannda ölenler arasmda çok sayıda kadın, çocuk ve yaştı bulunduğu belirtildi. Irkçı Güney Afrika yönetimi ise, Angola'mn açıklamasmı propaganda amaçlı olarak niteleyerek yalanladı. Söz konusu bölgede Angola ve Küba birlikleriyle Güney Afrika kuvvetleri tarafından desteklenen UNITA gerillaları arasmda yoğun çatışmalar meydana geliyor. Güney Afrika birlikleri, bir senedir sık sık Angola topraklarma girerek Angola kuvvetleriyle fiilen çarpışıyor. Cumhurbaşkanlığı vekilliğine Eğitim Bakanı Palma getirildi. Meclisteki 67 milletvekilinden 38'i önceki gece yapılan oturuma katıldı ve hepsi de Delvalle'in, Noriega'yı görevden alırken anayasayı çiğnediği gerekçesi ile görevden alınmasını öngören karar için olumlu oy kullandı. Parlamentonun aynca Eğitim Bakanı Manuel Solis Palma'yı Daniella'nın yerine cumhurbaşkanlığı vekilliğine getırdiği bildirildi. Yetkililer, parlamento tarafından görevinden alınan Eric Arturo Delvalle'nin yerine atanan 61 yaşındaki Palma'nın, anayasa uyannca cumhurbaşkanlığınm gerektirdiği butün yetkilere haiz bulunduğunu, ancak sıfatmın "cumhurbaşkanlığı ile görevli bakan" olacağmı bildirdiler. Palma, 1989 yılının ekim ayına kadar cumhurbaşkanlığı görevini surdürecek. Panama'da başkanlık seçimleri 1989'un mayıs ayında yapılacak. Parlamento, Noriega'ya ds ters düşen Devlet Başkan Yardımcısı Frederich Esiueivel'i de görevinden aldı. Yeni Devlet Başkanı Vekili Manuel Solis Palma'nın Noriega'nın yakın adamlarından biri olduğu da bildirildi. Polis, muhalefet gazetesi La Prensa'yı kapatırken, Noriega'nın adamlannca kuşaülan başkanlık konutunda ABD Buyükelçisi Arthur Davies, Papa'mn temsilcisi, Panama Başpiskoposu ve baa arkadaşlarıyla bulu Görevden alınan Delvalle, Amerikan CBS televizyonuna verdiği demeçte, kendisini hâlâ devlet başkanı olarak gördüğünü bildirdi ve "Kesinlikle evet, benim görevimden alınmam içJB hiçbir neden yok. ABD nasü bir yönetim istedigini belirtmeli" dedi. Roriega'ya karşı sivü direniş hareketi başlatacagını belirten Delvalle, Panamalılardan "yiyecek stoku yaparak gelecek zor günlere gögüs germelerini istedi. Bu arada ABD Başkanı Ronald Reagan da Panama'ya şu anda askeri müdahale düşünmediklerini söyledi. Delvalle lehine bir müdahalenin olup olmayacağı sorusuna kısaca "hayır" diye cevap veren Reagan "Ne y»pabUecegimLri düşiinecegiz, şu anda bir cevap verebilecek durumda degilim" dedi. Dışişleri sözcüsü Pbyflis Oaklej de ABD'nin Delvalle'yi "Panama başkanı olarak görmeye devam ettigini kaydetti. Sözcü, Başkan Delvalle'ye destegimiz aynen sürüyor" dedi. Venezüela hukümetine bir açıklama yaparak Panama Silahlı Kuvvetleri'nin sivil hUkümete itaat etmeleri çağrısında bulundu. ISRAİL Silahsızlanma Vahşet televizyondan taştı Amerikan CBS televîzyonu tarafından filme alınan ve tüm dünyada gösterilen dayak görüntüleri dünya kamuoyunda büyük tepki yarattı. Filmde Israil askerleri, Filistinli gençlerin kollarım taşlarla kırarken görülüyordu. Dış Haberler Servisi Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde olaylar dinmiyor. Israil askerlerinin açtığı ateş sonucu dün de 4 Filistinli ölürken, tsrail askerlerinin Filistinli gençleri dün acımasızca döverken çekilen filmleri bütün dünva kamuoyunda tepki ile karşılandı. fsrail'in işgal ettiği topraklardan sorumlu komutan Amran Mitzna, dayak olayını televizyonda izledikten sonra "dehşete" kapıldığını söyledi. Filistinli gençlerin dövülmesi olayı ile ilgili 4 Israil askerinin tutuklandığı, komutanlanmn'da görevden alındığı bildirildi. Israil askerlerinin dayak politikası artarak sürüyor. Amerikan CBS televîzyonu tarafından filme alınan ve tüm dünyada gösterilen dayak görüntüleri dünya kamuoyunda büyük tepki yarattı. Filmde Israil askerleri Filistinli gençlerin kollarım taşlarla kırarken görülüyordu. Televizyonda yayımlanan bu görümülerden sonra gazetemizi arayan pekçok kişi dayak olayından etkilendiklerini belirterek, Israil askerlerini protesto ettiler. Kudüs'teki çeşitli kaynaklardan öğrenildiğine göre, Batı Şerai ve Gazze'de gösteriler sırasmda çıkan çatışmada 4 Filistinü yaşamıru yitirdi. Israil askeri sözcüsü, El Halil'de Fashn AT üyeliği BRÜKSEL (AA) Avrupa Topluluğu (A T) üyeliği için resmen başvuran Fas hükümeti, topluluk ülkelerinden ısrarla kesin cevap bekliyor. Fas'ın A T ile ilişkilerden sorumlu Devlet bakanı Muhammed Sequat, "Bu konuda topluluktan şu ya da bu yolda bir cevap bekliyoruz" dedi. AT ile Fas arasmdaki balıkçılık ve mali yardım anlaşmasınm imzası için Brüksel'de bulunan Sequat, topluluk ile mali yardım ve balıkçılık anlaşmaları imzaladıktan sonra, A T üyeliği konusundakı başvurularınm da yanıtlanacağını ümit ettiklerini sovledi. Reagan: S1ART Andaşması zîrveye yetişmez VVASHINGTON (AP) ABD Başkanı Ronald Reagan, mayıs ayı sonunda Moskova'ya yapacağı ziyaret için "zamanın çok sınırlı olduğunu" ve bu nedenıe stratejik silahların yan yanya azaltılmasını öngören START Antlaşması haarlıklanmn zirveye kadar tamamlanmayacağını açıkladı. Reagan, VVashington Post gazetesine verdiği demeçte, "Aslında, antlasmanın dorukta imzalanmasım isterdim, ancak göriışmeler son derece kannaşık olduğu için antlaşma metninin zirveye kadar hazırlanacagını sanmıvoruz" dedi. START AntlaşmasTnı, görev süresi sona ermeden önce imzalayıp imzalayamayacağı yolundaki bir soruya da Reagan şu cevabı verdi: "Eger ber iki taraf da anthışnıayı imzatamak için samimi ise ki sanı>orum oylder, bu laktirde Beyaz Sann'dan aynlacagım 1989 ocak ayına kadar antlaşma imzalanır." Reagan, uzaya füzesavar kalkan yerleştirmekte kararlı olduğunu da yineledi ve "Yıküz Savaşlan" projesinden vazgeçmeye ya da bu konuda Sovyetler'le pazarlık yapmaya kesinlikle niyeti olmadığını vurguladı. Reagan'la hemen hemen aynı saatlerde Moskova'da açıklama yapan bir Sovyet yetkili, "Antlaşmanın dorukta imzalanacağından emin olduklannı" açıkladı. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, antlaşmanın Reagan Gorbaçov zirvesine kadar hazır olacağına kesin gözüyle baktıklarını belirtti. İsrailliler. Shultz'un ziyareti sırasmda Filistinlilerın eylem yapmalannı önlemek için yoflun baskı uyguluyorlar En kuçük bir kuşkuda Filistinli gencter yaka paça göturülüp tutuklanıyor (Fotoğral Reuter) ki bir gösteri sırasmda Filistinli bir öğretmenin vurularak öldürüldüğünü, 4 Filistinli'nin de yaralandığım açıkladı. Filistinli kaynaklar, ölen öğretmenin adının Fuad Eyüp Şaravi olduğunu bildirdiler. Filistin Haber Burosu (PPS) tarafından yapılan açıklamada da Cabalia mülteci kampındaki gösteride, 12 yaşındaki bir Filistinli çocuğun vurularak öldüğu, 22 göstericinin de Israil askerlerinin kurşunlarıyla yaralandığı ifade edildi. Diğer iki Filistinli'nin nasıl öldüğü konusu ise açıklık kazanmadı. Böylece, 9 aralıktan bu yana devam eden olaylarda öldurulen Filistinlilerin sayısı 72'ye ulaştı. Bu arada Israil Başbakanı Izak Şamir, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz ile yapüğı görüşmede uluslararası banş konferansmı önerisini reddetti. Shultz ise görüşmelere Filistinlilerin de katılmasımn barışın sağlanmasında zorunlu bir unsur olduğunu söyledi. Schmidt, Musevi asıllı PARİS (AA) Federal Almanya'nın eski başbakanlarından Helmut Schmidt'in, baba tarafından Musevi olduğu açıklandı. • Schmidt'in Musevi olduğu, ', önce Fransa'mn eski L cumhurbaşkam Valery jGiscard d'Estaing tarafından r< Franstz televizyonuna f açıklandı. 7 yıllık başkanlık ; anılarım topladığı "Iktidar ve { Hayat" adlı kitabmm tamtımı i için televizyonda bir konuşma | yapan d'Estaing, Schmidt'in | Paris'e yaptığı bir ziyaret «v sırasmda kendisine bu gerçeği f açıkladığmda çok sasırdığını " anlattı ve onun izniyle kitabmda Schmidt'in sözlerini hiç değiştirmeden aktardığını belirtti. ERMENİSTAN Gorbaçov'dan çağrı: Sakîn olıın Sovyet lideri yayımladığı mesajda, sorunun "geleneklerin ruhuna ve Leninist uhıslar teorisine uygun tarzda çözüleceğini" söyledi. Mesajdan sonra durumun yatışmaya başladığı belirtiliyor. MOSKOVA (AjansUr) Sovyetler Birliği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde bulunan Karabağ bölgesinin Ermenistan Cumhuriyeti'ne katılmasım isteyen Ermenilerin düzenledikleri gösteriler sürerken, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, "Enneni ve Azeri halklanna" sukunet çağrısında bulundu. Gorbaçov, birkaç gündür bölgede bulunan Politbüro'nun yedek üyesı Vladimir Doigik tarafından Ermenistan Radyo ve Televîzyonu'nda okunan mesajında, konuya "manuklı bir yaklaşunla" baküması gerektiğini bildirdi. Sovyet lideri, mesajında, sorunun "geleneklerin ruhuna ve Leninist uluslar teorisine uygun şekilde çözümlenecegini", yetkililere bunun için zaman tanınması gerektiğini belirtti. Gorbaçov'un mesajı, daha sonra Azerbaycan Radyo ve Televizyonu'ndan da yayımlandı. Yabancı gözlemciler, Sovyet liderinin konuşma ve mesajlannı genellikle hemen duyuran resmi haber ajansı TASS ve resmi basın organlannın bu mesajı yayunlamakta gecikmelerine dikkat çekiyorlar. Gorbaçov'un, huzursuzlukla ilgili olarak Ermeni ve Azerilere bizzat mesaj göndermesi, Sovyet yöneticilerinin, olaylann boyutlarından kaygı duydukları şeklinde değerlendiriliyor. belirtti. Gösterilere katılan bir kadın da Gorbaçov'un Ermenistan halkına gönderdiğı mesajın radyoda okunmasından birkaç saat sonra caddelerin boşalmaya başladığını kaydetti. Gazete muhabiri Valeri Aydınyan halkın Gorbaçov'un mesajını memnuniyetle karşıladığını belirterek mesajın "sıcak ve sakin bir ton" taşıdığını vurguladn. Aydınyan, daha önce grev yapılan fabrikalarm açıldığını, toplu taşım araçlannın da çalışmaya başladığmı bildirdi. Kentte muhtemel şiddet olaylanna karşı guvenlik önlemlerinin arttınldığı ve 1500 kişilik bir paraşütçü birliğinin takviye olarak geldiy bildiriliyor. BMBanş LrUCU Afganistan KlBRIS Paris'teki gösteri Paris'teki Ermeniler de, Sovyet Büyükelçiliği önünde gösteri yaparak, Karabağ'ın Ermenistan'a bağlanmasını istediler. Karabağ'ın Ermenistan'a verilmesi için Erivan'daki gösterilen desteklemek amacıyla büyükelçilik binası önünde toplanan yüzlerce Enneni araandan seçilen bir heyet, büyükelçiliğe bir dilekçe sundu. Dilekçede, "Karabağ bölgesindeki Enneni çogunluğunun yasal is genel af g f Güney Kore'de SEUL (AA) Güney Kore'de Roh Tae Woo'nun devlet başkanlığma seçilmesi dolayısıyla genel af ilan edildi. Hükümet Sözcüsü Chung Han Mo tarafından yapılan açıklamada, genel affın bugünden itibaren yürürlüğe gireceği belirtildi. Sözcü aftan 7.234 mahkumun faydalanacağmı kaydetti. teklerinin yerine getirilmesi" istendi. Gösterinin düzenleyicilerinden biri, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Sovyet karşıtı degiiiz. Sovyet Ermenistanı'nı deslekliyoruz ve yalnızca Karabağlılann da orada yaşamasını istiyoruz" şekhnde konuştu. Enneni Ulusal Hareketi (MNA) adlı terör örgütünün bir temsilcisi ise şöyle konuştu: "Ermenilerin düşmanı, 1915'teki soykınmından sorumlu olan Türki>edir. Sovyeller BirUgi'ne karşı da ikiaci bir cephe açmak söz konusu degil." Bu arada, Karabağ bölgesinde Azerilerin Ennenilere saldırdığı ve 60 dolayında Ermeninin öldüğu yolundaki haberlerin asılsız olduğu açıklandı. tasarısı NEW YORK (AA) Birleşmiş Milletler'in, Cenevre'de anlaşma imzalandıktan sonra Afganistan'a Barış Gücü göndermeye hazırlandığı bildirildi. BM Sözcusu, Genel Sekreter Cuellar'ın, CenevTe'de anlaşma sağlandığı takdirde Afganistan'a bir BM Barış Gucu gönderilmesı konusunu ciddi olarak düşündüğünü açıkladı. BM'de Afganistan'a Banş Gücü gönderilmesi için hazırlıklar sürerken, Sovyet yöneticilerin de, birliklerini çektikten sonra ülkede katliam başlamasından endise ettikleri öğrenildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Sovyet yetkih, Moskova'da yaptığı açıklamada, BM'nin Afganistan'a 50 kişilik bir gözlemci grubu göndermeye hazırlandığı yolunda haberler aldıklarını bildirdi ve bu gücün "kanlı olaylan önlemeye yetmeyecegini" vurguladı. Bununla birlikte Afganistan'a Banş Gücu gönderilmesi görüşünü destekleyeceklerini kaydeden yetkili, Afganistan Devlet Başkanı NedbuDah'ın daha önce. ülkesine BM Gücu gönderilmesine karşı çıktığını hatırlattı ve Necibullah'm Sovyet Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin 3 ay önce Kabil'e ziyareti sırasmda bu görüşünü değiştirmiş olabileceğini sözlerine ekledi. Bu arada geçen hafta Bangladeş'i ziyaret eden Sovyet Dışişleri Bakanüğı'nın özel temsilcisi Viktor Popov, Sovyet birliklerinin Afganistan'dan çekümeye başlamasından önce bu ülkede tarafsız bir geçici hükümetin kurulması konusundaki Pakistan isteğini reddettiklerini tekrarladı. Popov, bir Bangladeş gazetesine verdiği demeçte, Sovyet birliklerinin çekilmesi ve Afganistan'da geçici hükümet kurulmasımn, tamamen bağımsız konular olduğunu ve bunları birbirine kanştırmanın bir anlamı olmadığını savundu. Sovyet temsilci, ülkesinin görüşünü "Afganistan'da bir koaüsyon hükümeti kurulması. bu ulkenin tamamen kendi iç işidir ve bu konuda karar vermeye ne Moskova'nın ne de VVashington veya İslamabad'm hakkı vardır" şeklinde ifade etti. Denktaş, Vasîliu'ya ağır konuştu KKTC Cumhurbaşkam: "24 yıldır yok edilemeyen 'Türk faktörü'nü Vasiliu, kendisinin de yıkamayacağını kavrasın.' LEFKOŞA (AA) KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, "Kıbns Törkleri" faktörünün yok edilemeyeceğini belirterek, siyasi eşitliğin, adada federal bir çözümün temeh' olduğunu bildirdi. Denktaş, dün yaptığı açıklamada, Rum yönetimi lideri Yeorgios Vasiliu'nun seçim sonrası beyanatlannı yanıtladı. Kıbns Cumhuriyeti Anayasası'nın 1963 yılında Rumlar tarafından yırtılarak çöp sepetine atıldığını hatırlatan Rauf Denktaş, yeni Rum liderin, kendisini bugun bütün Kıbrıs'm cumhurbaşkam olarak görmesini eleştirirken, "Vasiliu, yemin törenin de etrafına bir baksın, yanında tek bir Turk gormeyecek. Seçmen listesini gozden gecirsin, orada da lek bir Türk joktur" şeklinde konuştu. Denktaş, şöyle devam etti: "Vasiliu, BM Genel Sekreteri'nin çabalannın Kıbns'ta iki halkı temsil eden meşru, iki kesimli, federal bir devlet oluşturmak > önünde olduğunu da hesaba katsın ve 24 yıldır silah zoruyla sahip çıkmaya çalıştıklan (Kıbns Cumhuriyeti >e Kıbns hükümeti) unvanının, Kıbns'ta uzlaşmayı engelleyen yegâne faktör olduğunu unutmasın. Yaptığı açıklamalan kendisine dikte eltirenlerin 24 yıldır >ok edemedikleri (Kıbns Turkleri) faktorunu kendisinin de yıkamayacağını idrak ederek, işin başlangıcında ivi niyet köpriilerini berhava etmesin." KKTC Cumhurbaşkam Denktaş, Kıbns'ta sağlanacak federal bir çözümün temelinin "siyasi eşitlik" olduğunu, iki eşit halkın varlığının inkâr edilemeyeceğini belirterek "Benim çagnm eşit şartlarda buluşmaktır" dedi. Yeni politika izliyoruz tjst düzey yetkili, Sovyet dış politikasımn ve dünyanın genel bir panoramasını çizerken Afganistan konusunda özeleştiri yaptı. Körfez'de İran'ı, elinde "Sovyet kartı" varmış izlenimi vermekle suçladı ve ABD ile birbirlerinin karşılıklı çıkarlarını gözetmekte anlaştıklarını vurguladı. MOSKOVA (AA) ABD ve SSCB arasmda Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması'nın (START), Moskova'da mayıs ayı sonunda yapılacak zirve toplantısına kadar hazırlanacağı belirtildi. Moskova'daki yabancı gazetecilere adının açıklanmaması kaydıyla Sovyet dış politikası ile ilgili bilgiler veren üst düzeyde bir Sovyet yetkilisi, ABD Başkanı Ronald Reagan'ın da Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un davetlisi olarak mayıs sonunda 1 hafta boyunca Sovyetler Birliği'nde kalacağını belirtli. Yetkili, Sovyet dış polıtikası konusunda gazetecilere açıklamalarda da bulundu. Sovyet yetkili, polrtikalarının ana hatlan konusunda ;un. ları söyledi: Silahsızlanma konusunda, ABD ve Sovyetler Birliği karşılıklı iyı niyet ve isteklilik içerisinde olduklan için bu konudaki temel anlaşmaların imzalanacağından Moskova umutlu. ABDSSCB ılişkileri konusunda, iki ülke birbirilerinin karşılıklı çıkarlarını göz önüne aldıklan bütünüyle yeni bir politika izlemeye başladı. İki taraf da anık birbirleri aleyhine propaganda yapmıyor ve saldırılarda bulunmuyor. Ortadoğu'da, Araplsrail sorununu çözmek için uluslararası bir konferans toplandığı takdırde, Sovyetler Birliği tsrail'le yeniden diplomalik ilişki kuracak. Afganistan konusunda, Sovyetler Birliği, Afganistan'daki durumu yanlış yorumladı. NecibuUah'ın partisi bir proletarya partisi sanılırken, kentli aydınlardan oluşan bir parti olduğu anlaşıldı. Sovyetler Birliği Afganistan'dan askerlerini çektikten sonra ülkede kanlı çarpışmalar olmasından korkuyor. Afganistan'dan çekilme takvimi ve asker sayısı Moskova'yı ziyareti sırasmda ABD Dışişleri Bakanı Shultz ile görüşüldü. Körfez'de gerilim bir BM donanması ile azaltılahilir. tranIrak savaşının sona erdirilmesi için BM Gu\enlik Konseyi'nin 5 daimi uyesinin anlaşması gerekir. BM bölgeye özel bir temsilci atamalıdır. Silah anıbargosu uygulanması, silahlanmn yüzde 70'ini kendisi üreten İran üzerinde etkili olamaz. İran, petrol ve gaz anlaşmalarını ilan ederek "oynayacak bir Rus kartı" varmış gibi hareket ediyor. Oysa aslında bu anlaşmalar tartışılmasına rağmen İran bunları praliğe geçirme konusunda istekli davranmıyor. SSCB yetkilisinden yabancı basına Ufuk Turu" Rauf Denktaş yasi Komitesi'nden çıkan Kıbns'la ilgili karara da değinerek "tek yanlı" olduğunu bildirdi. Denktaş, Avrupa Parlamentosu'nun bu kararla, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet göre\ine de kabul edilmez bir müdahalede bulunduğunu, aynca kendi ilkelerine temelden ters duştüğünü belir, lerek şoyle devam etti: "Kıbns Türkünün Rumlarla denk bir statüte dinlenmedigi forumlardan çıkan karariar, 24 yıldır meselenin nalline vardıma olmamıştır. Aksine 1963'le, iki halkın ortakhğına dayanan devleti, silah zoru ile >ok edip, bu devtete sahip çıkmak eylemini yürüten Rum larafının uzlaşmazlıgını koruklemiştir. Bu karar da uzlaşmazbgı korükleyen, tek yanlı. Rum'dan yana, Kıbns Turk halkının hayati sorunlanna eğümeyen. hak ve adalet ilkelerini hiçe sayan bir karardır. Avrupa Parlamentosu, bu kararla Kıbns'ta 1963'ten 1974e kadar insan haklannı sistematik bir şekilde yok eden Rum liderligine 'Devam ediniz' dediğinin de farkında değildir." İki kozmonot uzayda yüriidü MOSKOVA (AA) Sovyet kozmonotlar Vladimir Titov ile Musa Manarov, dün Mir (Barış) tstasyonu'ndan aynlarak, 4 saat süreyle uzayda yürüdüler. Sovyet Televizyonu'nun bir bölümünü canlı olarak . yayımladığı yürüyüş sırasmda, iki kozmonot, güneş enerjisiyle çalışan bir paneli çıkarıp, yerine yenisini taktılar. Yürüyüş sonunda, kozmonotlar, aralık ayında onları Mir îstasyonu 'na getiren Soyuz TM4 uzay aracmın fotoğraflarını çekti. Kozmonotlan dünyaya geri getirecek Soyuz, Mir'e bağlı olarak bekliyor. Olaylar yatışıyor Yuzbinlerce Ermenınin dün de Erivan'da gösteri yaptıklan bildirildi. Ancak Gorbaçov'un mesajından sonra göstericilerin dağılmaya başladığı belirtildi. AP'nin Erivan'daki kaynaklarından telefonla edindiği bilgiye göre, göstericiler mesajı olumlu karşıladılar. Ermenistan'daki resmi bir gazetenin muhabiri ile bir otel görevlisi, asayişın yeniden sağlandığını ve herkesin çalışmaya başladığmı "Tek yanlı karar" KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Avrupa Parlamentosu Si