18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 22 ŞUBAT Kaynak sıkıntısı büyüyor 1988 Eğitbnde yara sarılıyor üniversüeierpam MUSTAFA BALBAY tZMİR Milli Eğitim Gençlik \e Spor Bakanı Hasan Celal Güzel Anadolu liselerinde yabancı dil s o rununun çözümü için özel bir proje hazırladıkJaruu söyledi. Projenin aynnulannın henüz tamamlanmadığını belirten Güzel, bina sorunu konusunda da"Bu sadece Anadolu liselerioin degil tum okullann sonınu. Büyıik bir parasal kaynaga gerekânim var" dedi. 80'ü yıllarda öğretime açılan Anadolu liselennin sorunu "arasında kopya kagıdı konulmuşcasına" birbirine benziyor. "Haklannda sonıştunna açılabilecefi için" isim'erinin yazılmasını istemeyen okul müdürleri genel olarak şu konulan dile getirdiler: "Matemalik ve fen bilgisi derslerini tngilizce okutamıyonız. Ögretmen yetersiz. Binalar da genellikle eski ve Milli Egitim Bakanlığı'na ait degil. Nilelikli ögretmen ozel okulUra gidiyor. Onlan tutanuyonız. Hele emekliligi gelen hiç durmuyor. Yabancı dil ögreünenlerinin çogu yeni, stajyer. Bazı dersleri de geçen yaz ODTÜ'de verilen 4 aylık kurstan geçen ögretmenler veriyor." Bornova Anadolu Lisesi'nden emekli ögYetmen Hüseyin Uysal 20 yılı aşkın süre Anadolu liselerinde görev yaptığım anımsatarak, "Sanki bana Anadolu liselerinin icini boşaltraak istiyorlarmış gibi geliyor. Köy enslilülerinin etkinliğini yok etmek için kapattılar. Ancak yıllar sonra da köy enstitülerinin getirdigi yenilikler, lopluma olan katkılan tartışıldı. Anadolu liselerinde yetişen çocuklar da en azından sosyal adaletçi bir yapıya sahip oluyoriar. Bu etkinligi kırmak için Anadolu liselerinin sayılannı olabildigince çogaltülar. Içindeki özii boşaltular. Bir süre sonra normal lisedeo hiç farkı kalmayacak" diye konuştu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, Anadolu liselerinin sorunlannın bilincinde olduğunu belirterek "Başta gelen Güzel, Anadolu Liselerinde yabancı dilsorununun çözümleneceğini söyledi SHP ve DSP'de seçimler tstanbul Haber Servisi SHP'nin Istanbul delege seçimleri sürüyor. Geçtiğimiz cumartesi günü başlayan ve dün devam eden seçimlerde çoğunluk sağlanamayan bölgelerde 28 şubat günü yeniden oylama yapılacak. Şişli'de Halide Edip Adıvar mahallesinde milletvekili Mehmet Ali Eren'in kardeşi Cengiz Eren 'in ilçe görevlisi olarak, çoğunluk sağlanamadığı gerekçesiyle oylamayı açmaması, tartışmalara neden oldu. Bir grup partili gazeteleri dolaşarak durumu protesto ettiler. Ayrıca mahalle temsilcisi Murtaza Doğan ve arkadaşları tstanbul'da bulunan Genel Başkan Erdal tnönü'yü arayarak konuyla ilgilenmesini istediler. Bu arada DSP il kongresi de dün yapıldı. Oldukça tartışmalı geçen kongre sırasında pek çok partili, seçimin demokratik olmadığı ve ilçelerin çoğunluğu temsil etmediği görüşünü savundular. Geç vakît yapılan sayımda Hasan Siimer'in il başkanı seçildiği duyuruldu, ancak bu açıklama da tepki topladı. proMem, tngilizce eğitimdir. Özedik\t fen derslerini İngilizce verecek elemana gereksinim var" dedi. Guzel konuşmasını şöyle surdurdu: "Hem sayı nem kalite bakımından bazı sonınlar var. Acilen 140 ogretmeni tngiltere'ye gonderdik. egitimden geçiriyoruz. Bunlaruan 100'ü tngilizce, 25'i matematik, 15i fen bilgisi öğretmeni. Ancak bu gecici çözümdür. Türkiye'de yabancı dil konnsıına ayn bir proje ile koklü bir çöziım getirmek istiyoruz. Bu konudaki çalışmalanmız henüz proje aşamasında." Güzel, bina sorununun sadece Anadolu liselerinin değil tüm okullann sorunu olduğunu da belinerek, "Üzülerek ifade edeyim ki egitimin her kademesinde, bina teçbizat, kısaca eğitim altyapısı açığunız vardır. Bunlan tamamlamak zorundayız. Bornova Anadolu Lisesi'nde çocuğu olduğu için okulun sorunlanyla yakından ilginen Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik ve Mimarhk Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Sofya 10 çocuğu daha gönderiyor ANKARA (AA) Bulgaristan, aileleri Türkiye'de bulunan on Türk çocuğunu daha ülkemize gönderecek. Dışişleri Bakanlığt'ndan edinilen bilgiye göre, yarın saat 18.50'de Istanbul Atatürk Havaalanı'na gelmesi beklenen çocuklann isimleri şöyle: Şirin Hikmetova, Evgiri îsmetov, Elmas Halilova, Cüneyt Recepov, Nurhan Sabriyev, Hülya Hüseyinova, Doğan Hüseyinov, Sevgül Mehmetova, Aydın Ahmetov ve Belgin tsmetova. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, on çocuğun daha gönderilmesini memnunluk verici bir gelişme olarak değerlendirdiler. Dr. Faruk Çalapkulu şunları anlattı: "Okulu ayakta tutmak bir bakıma %eliye baglı. Önceki yıl devlet 7 milyon verdi, biz veliler 52 milyon topladık. Okul koruma dernegi olarak ayda l.S milyon lira gelir sağlayan bir sistem kurduk. İyi ogretmenlerin okulumuzda kalmasını saglamak için indirekt de olsa onlan koliamak zorunoayu. Ömegin gece nöbetçi olan bocaya ogrencilere ders vermesini soyluyoruz ve kendisine 3 bin lira ödeme yapıyonız. İyi bir bocaya 10 bin lira bile veririz." Doç. Dr. Çalapkulu, öğretmenlerin lojman konusunu da çözümlemek için çaba harcadıklarını belirtiyor ve "Şu anda 52 lojman projesi var. 26'sını bakanlık yapsın, 26'sını da biz nstleniriz dedik. Egitimdedarbogazın hayırstverlerin yardımlan ile* çözulecegine inanmıyorum ama çoCBklannuz için bunlan da yapmak zorundayız" diye konuşuyor. Doç. Dr. Çalapkulu ögretmen kalitesi konusunda da "Bazı sınıflarda öğrenciler öğretmeni çekiyor" dedi. arayışı içinde İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Üniversiteler içinde bulundukları parasal kaynak sıkıntısını hafıfletmek için çeşitli yöntemler deniyorlar. Bazı üniversiteler, "bagışjan teşvik etmek" amacıyla "fahri doktora unvanı" dağıtma yolunu seçerken, Dokuz Eylül Üniversitesi yabancı uyruklu öğrencilerin, Türk uyruklu öğrencilerin ödediği harç miktannın beş katını ödemeleri karannı verdi. Dokuz Eylül Üniveritesi Rektöru Prof. Dr. Namık Çevik, yönetmeliklerde yabancı uyruklulardan, Türk öğrencilerin ödedikleri harç miktannın beş kaüna kadar alınabılmesine izin verildiğinı anımsatarak "Buraya gelen Türk çocuklannın ailelerinden ahnan vergiierle hastane ya Bazı üniversiteler bağışa karşılık fahri doktora unvanı dağıtırken, Dokuz Eylül yabancı uyruklu öğrencilerin harç miktarım arttırdı. pılıyor, yabana uyruklnlardan biçbir şey alınnuyor. Bu yüzden o«lar daha fazla ödüyoriar" dedi. Ege Üniversitesi Rektörlüğü ögrenci Işleri Daire Başkanhğı'ndan edinilen bilgiye göre, bu ümversitede yabancı uyruklu öğrencilerden, Türk öğrencilerin ödedikleri miktar kadar harç alınıyor. Rektörlük yetkilileri, Türkiye'deki 21 üniversiteden yaklaşık 18'inin Türkyabancı aynmı gözetmeksizîn aynı harcı aldıklannı belirterek, "Yaptığınuz araştırmalarda biıkaç üniversitenin de yabancı uyruklulardan iki kat harç aldıklannı ögrendik. Ancak çogu üniversite, yabana uyruklulardan Turk uymklularia aynı miktarda harç ahyor, zaten biz de bu yizden, bu yolu seçtik" diye konuştular. Bazı başkanlar alınmasından yana Eski Müsteşar Yardımcısı Doğan Ak'in tzmir'de ekmeğe zam geUyor tZMtR (AA) îzmir Fınncılar Derneği Başkanı Necdet Durmuş, buğdaya yapılan son zamların ekmek fiyatlanna yansıyacağını söyledi. Necdet Durmuş, belediyenin aralık ayında ekmek satış fıyatlannı serbest bıraktığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Biz o zaman ekmek satış fıyatım 130 lira olarak belirledik. Ancak buğdaym kilosu o zaman 123 lira artı KDV idi. Aradan geçen sürede 4 kez zamlanan buğdaym kilosu, şimdi 153 lira artı KDV oldu. Buğday zammını zorunlu olarak ekmeğe yansıtocağız Artık dayanacak güciimüz kalmadı." Sendikalar ek zanıda anlaşamıyor ANKARA (AA) Kamu lşveren Sendikalan ve TİSK'in, işçilere aylık brüt 10 bin lira ek ödeme yapılması doğrultusunda tavsiye kararlannı açıklamasından sonra, bu paranın alınıp alınmaması konusunda Türklş'e bağlı sendikalar ortak bir tavır beürleyemediler. Sendika başkanlanmn görüşleri şöyle: Munir Ceylan (Petrollş Genel Başkanı): "Ek zamı sadaka niteiiguıde göriiyonız, yetersiz buluyonız. Ama işçi kendi iradesiyle bu olaya bakacak. Arkadaşlanmın serbest bıraktık. Sanıyonım hepsi alacaklar." Yener Kaya (Derilş Genel Bakanı): "Ek zammın alınmasına taraf degiliz. Verilen bu zammı kabul etmiyoruz. tşçilerimiz de kabul etmiyor. Almayacaklar." Adnan Özcan (Havatş Genel Başkanı): "10 bin lirayla uğraşmayız. BUDU ek zam olarak kabul etmiyoruz. Benim bildigirn zam ücrete yaasır. Sdahattin Tan (Toleyis Genel Sekreteri): "Verilen parayı ek zam olarak kabul etmiyoruz. Çocuk oyuacagı gibi... Almayacagız." Kenan Gurbüz (Tez Kooptş Genel Başkanı): "Sadaka zamma karşıyu. Ama alan arkadaşlanmm da saygıyla karşüanz." Orhan Balta (Tek Gıdatş Genel Bakanı): "Tek başına ta>ır koymamız miimkün degil. Verilen bir şey de yok zaten. Türktş'in bu konuda direktif vermcsini bekliyoruz. Tek başına hareket etmek dofnı olmaz." Yolİş, Türk Madenlş, BasmIş, Teslş ve Ağaçlş sendikalan ise ek zanımı almayacaklannı daha önce açıklamışlardı. Bu arada, Haklş Konfederasyonu Başkanlar Kurulu, ek ödemenin alınması için üyelerine tavsiyede bulunmayı kararlaştırdı. öte yandan, ek zammın işyerlerinde toplu olarak alınmamasının "toplu eytem" suçu niteliğinde sayıhp saydmayacagı konusunda da bukukçular aynı görüşü paylaşıyorlar. Işkence yüzünden intihara kalkıştım' Kapıkule yolsuzluğu davasında beraat eden Ak'in gözaltına alındığı sırada kendisine cereyan verildiğinı, eziyete uğradığmı bildirdi. ANKARA (ANKA) 1984 yıhnda kamuoyunda geniş yankı uyandıran ve iki bakanın hükümetten aynlmasına da yol açan "Kapıknle yotsDzluğn". olayla ilgili olarak yargılanan Maliye ve Gümrük Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Dogan Ak'in, Kontrol Genel Müdürü Nusret Ergiil ve Edirne Gümrükler Başmüdürü Nihat Altınöz'ün beraat etmesınden sonra yeniden gündeme geldi. Kapıkule Gümrüğündeki "yobuzlugnn" ardından 2 Eylül 1984 tarihinde gözaltına alındıktan sonra yaklaşık iki hafta Edirne, iki hafta da Mamak Askeri Cezaevi'nde kalan Doğan Akln, yaklaşık 3.5 yıllık yargılamadan sonra geçen günlerde beraat etmişti. Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında beraat kararı verilen Ak'In, "Kim bizc bu suçtamayı yaptı, ne oldu, kimi ürküttük biz?" sorusunu sorarak şuphe duyduğu olaylar bulunduğunu, ama şimdi bunlan kanıtlayacak durumda olmadığını kaydederek şöyle konuştu: "Benim şu anda düşiinebildigira, 3.5 aenenin hesabım bana kim verecek? Bunu arayacagım. Ben, hayatta hiçbir suçum yokken en çok mücadele etügim konuda suçlandun, lekeJendhn. kamuoyuna leşhir ediidim. Şimd: beraat ettim. Bunun bir sonımlusu olması lazım." Gözaltına alındığı sırada işkence gördüğünü, kendisine cereyan verildiğini anlatan Ak'in, işkence gördüğü sırada, işkenceden kunulmak ve yalan söylememek için intihar etmek amacıyla priz aradığını, priz bulamadığı için bunun gerçekleşmediğini kaydetti ve "Ama intihar etseydim ne olacaktı, bu sefer de bak işte itiraf edip intihar etti diyeceklerdi. Allah bana yardım etti, bugünieri gostcfdi" diye konuştu. Maliye ve Gümrük Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Doğan Ak'in, Edirne'den sonra, "kelepce altında 15 gün Mamak'ın zmdaniannda" hakarete uğradığını, askerlerin eziyetlerine maruz kaldığını da öne sürerek özetle şunları söyledi: "Ben bütün bunlann hesabım ararken öyte şeyler duyuyonız ki, demek Türkiye'de sadece ben degilmiŞİm böyle muameleye marnz kalan. Öyle kişiler var ki, Genelkurmay Baskanlan var, pasalar var. Demek ki Türkiye'de eksik bir şey var. Üç, beş tane sivil polis memunı istedifi adamı alıyor, istedigi şekilde eziyet edebiliyor, istedigi maameleye maruz bırabiliyor, istedigi şerefsizligi, lekeyi surebiliyor ve hiçbh şey olmiH yor ondan sonra. Şimdi basında birtakım şeyler yer alıyor. Bir MİT raponı ortaya çıktı. Bunlar birtakım kimseteri, devletin üst düzeydeki yöneticilerini, kumandanlanm suçlayan raporiar. Fakat bu oyle bir tepki yaratü ki, bütün herkes yapılan bu tecavüzleri rieştiriyor. Ben de bir müsteşar muaviniyim >e kendimi hiç bu kişilerin alunda saymıyorum. Fakat benim hakkımda öyle şeyler söylendi ki, baaa atffdilen suç bunlannki gibi de degil, hırsızlık gibi, ona esdegerde bir suç. Ben bu lekeyi 3.5 sene tasıdım, hiç kimseden gık çıkmadı." Oksay: 'Kafatasçıliğa yer ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Kavm Oksay, "Bizim milliyetçilik anlayışımızda, biyolojik ırkçılığa, fanatizme, zorbalığa, kafatasçılığa yer yoktur. Biz ilimciliği, akılcılığı ve medeniyetçiliği savunuyoruz" dedi. Oksay, kültür milliyetçiliğini benimsediklerini söyledi. Bolu Türkocağı şubesi, dün Devlet Bakanı Oksay tarafmdan açıldı. Kıunburgaz'da trafik kazası: 3 ölü Haber Merkezi Kumburgaz 'da dün meydana gelen trafik kazasında üç kişi öldti. Istanbul'dan Edirne'ye gitmekte olan Necmi özel yönetimindeki 34 Y 5962 plakalı otomobil karşı yönden gelen tbrahim Çayıroğlu yönetimindeki 34 EVS 85 plakalı kamyonla E5 karayolu üzerinde çarpıştı. Kazada özel araçta bulunan elektrik miihendisi Necmi özel (34), Hayrettin Aydemir (25) ve Turgut Taşoluk (24) hayatım kaybetti. Bu arada Giresun 'un Tirebolu ilçesinde Abdurrahman Kanber yönetimindeki 53 AT 218 plakalı kamyon ile Ismail Hasançebi yönetimindeki 61 DY 269 plakalı özel araç çarpıştı. Kaza sonucunda özel araçta bulunan aynı aileden tsmail, Ayşe, Emine, Şöhret ve Yunus Hasançebi öldü. YalnncakBmJisinin ve makinesinin sığabıtdijı bir metrekarelık mekân. yıllardı r "ekmek teknesi" olmuşayakkabıcıtamircisine Yalnızca vitrinteri seyrederek yurüyen insanlar onu fark etmezler bile. Bazı zamanlar insanlann ayaklan altında eziliyormuş gıbi olur, gözden kaybolur Ferahladığı anlarda da başında bır müştensi vardır Günun büyük bciumünu geçırdiğı küçücük delikten yukanlara baktığını hiç göremezsinız, çünkü o dışanya baktığında bir ömur geçirdiğı yeraltındakj bır metrekarelik mekanında insanların yuztennı göremeyeceğıni öğrenmıştir (Fotoğraf. Ümıt Otanlzmır) Hırsızlığa yeni tanımlar YARGITAY KARARLARI Yankesicllik: Sebze torbasından para aşırmak veya uyuyan vatandaşın cebindeki parayı almak maharet gerektirmediği için yankesicilik sayılmaz. Çalamamak: Çalmaya fırsat bulamadan, girdiği e\de 'somyanın altında' yakalanan hırsızm durumu eksik kalkışmadır. Hafif değere ilişkin ceza uygulanmalı. TURAN YILMAZ ANKARA Yargıtay, Türkiye'de en çok işlenen suçlann başında gelen hırsızhk ve yankesicilik olaylanna yeni tanımlar getirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, hırsızhk suçlannda rekor sayılabilecek oranda artışlar saptandı. 1980'de 20 bin dolayında hırsızLk olayı saptarurken, bu oran 1986'da 37 bin 500'e, 1987'de de 45 bine ulaştı. Bu artışı emniyetçıler "nufus oranındaki artisa" sosyal psikologlar ise, "ekonominin kölüje gidişine" bağlarlarken, konunun "teknik" bo>utuna açıklık getirmek de Yargıtay'a düştü. Yargıtay 6. Ceza dairesi, bu konudaki il kararını Ne>şehir Asliye Ceza Mahkemesı'nce, sebze torbasından para aşınp sonra da çaldığı çantayı yere atıp kaçtığı için 24 bin lira ağır para cezasına çarptınlan bir sanıkla ilgili davada verdi. Yerel mahkemenin bu ola>^a ilişkin "yankesicilik" saptamasına katılmayan Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bu suçu "adi hırazhk" olarak nitelerken, özetle şu gerekçeye dayandırdı: "Yankesicilik. her türlü uvanıklık, beceri ve dikkati aşabilecek bir biçimde el çabukluğu gerektirir. Bu nedenle ağıriaştınci hırsızlık olarak benimsenir. Buna göre sebze torbasından çanla çalmak, bu tanınun kapsamına girmez." "Çalmaya fırsat bulamadan" girdiği evdeki bir somyanın altında "de geçen" hırsızın durumu ne olacak? Bunun yanıtını da Yargıtay Ceza Genel Kurulu verdi. Genel Kurul, kapının kilidini kırarak içeri gjren, ancak henüz bir şey çalamadan yakalanan hırsızın eylemini "eksik kalkışma" olarak niteleyerek, karar verilirken, "sanıgın çalmak islediği para veya eşya miktan belirlenemediginden, 'kuşkudan sanık yararlanır' genel ilkesi uyannca, Türk Ceza Yasası'nın pek hafif degere ilişkin hukmunun uyguUnması gerektiği gözetilmelidir" görüşünü ortaya koydu. gerektirmediği için adi hırsızlık olarak niteleyerek, sanığa verilen cezayı fazla bulurken. çalınan 155 bin liranın ise günun "ekonomik koşullanna, paramn saünahna gücüne" göre hafif değil normal olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Yargıtay kararlan suç ve ceza kavramını değerlendiriyor Canevi Irati'a gitti ISTANBUL (AA) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Yavuz Canevi, Türkiyeîran 6. Dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısma katılmak üzere, 27 kişilik bir heyetle dün akşam Tahran 'a gitti. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Canevi, Tahran 'da bugün başlayacak toplantıda, iki ülke arasında yılda 500 milyon dolara inen ticaret hacminin, yeniden 1 milyar dolar düzeyine çıkarılması için çalışmalar yapılacağını söyledi. 23 şubat salı günü Devlet Bakanı Yusuf özal, 28 şubat pçzar günü de Başbakan Turgut özal'ın lran 'ı ziyareı edeceklerini hatırlatan Yavuz Canevi, Tahran 'da bulunacağı süre içerisinde bu ziyaretlerin ön hazırlığını yapacaklarını da belirtti. Horzum davası Ve enflasyon Uzmanlar hırsızlık olaylarındaki artışın enflasyon oranlan ile doğru orantıh olduğunu belirtiyorlar. Peki, çalınan paramn enflasyon karşısındaki değeri ile verilecek ceza mikıarı arasındaki oran nasıl olacak. Bunun yamtını da Yargıtay 7. Ceza Dairesi verdi. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, ağustos 1984'de çalınan 30 bin liranın günün ekonomik koşullanna göre "hafif' değil, "pek hafıF olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Buna göre, "pek hafif" kategorisinde hırsızlık yapan sanığa verilen 6 ay 20 gün hapis cezası biraz fazla bulundu. Yargıtay bu kararı ile, camiden halı çahna şeklinde işlenen bu suçla ilgüi olarak çalınan halırun üzerinde namaz kılınıp kılınmamasırun, verilecek cezayı etkilemeyeceğine de' hükmetti. Gaziosmanpaşa'da cinayet tstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesi'nde 15 yaşında bir genç kız boğav kesilmiş olarak bulundu. Yetkililerden alınan bilgiye göre bir süre önce üvey babası tara/ından iğfal edilen Sevim Oktay, Gazi Mahallesi Mezarlığı 'nda boğazı kesilmiş olarak bulundu. Üvey baba Ahmet Oktay'm bu suçtan ötürü halen cezaevinde olduğu bildirildi. önceki gece saat 01.00 sıralannda Gazi Mahallesi'nde oturan Sevim Oktay'ın evine gelen kimliği belirsiz kişiler kendisini götürmek istediler. Ancak bu kişilerin, Sevim Oktay'm karşı çıkması üzerine kendisini sürüyerek kaçırdıkları öğrenildi. Olaym Sevim Oktay'm annesi tarafından polise bildirilmesi üzerine yapılan geniş aramadan sonra Sevim Oktay'm cesedi Gazi Mahallesi Mezarlığı'nda bulundu. Bilirkişi heyeti görevden çekildi ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Türkiye Emlak Kredi Bankası'ndan usulsüz olarak 60 milyon doların üzerinde bir paramn kredi olarak kullandırılması iddiasıyla açılan "Horzum davası"nın üç kişilik bilirkişi heyeti, bu görevlerinden çekildiier. "Tarafsu olmadıklan" şeklinde suçlamlara hedef olan bilirkişi heyeti, görevden çekilme gerekçesi olarak "Sanık avukatlannın bilirkişi beyetiyle ilgili bazı itham niteligindeki beyanlan üzerine çekilmiş bulnnuyoraz" dediler. "Horzum Davasf'nın görüldüğü Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce de görevden çekilme istemleri yerinde görulen, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim uyelerinden Doç. Dr. Nevzat Toroslu ve Doç. Dr. Ahmet Kumrulu ile tş Bankası Krediler Müduru Ahmel Duran Peker'den oluşan bilirkişi heyeti, daha önce davayla ilgili olarak hazırladıkları bir rapor nedeniyle ağır suçlamalara hedef olmuşlardı. Bilirkişi heyetince hazırlanan 42 sayfahk raporla, usulsüz kredilerin kullanılması olayının asıl sanık larından olan ve "ihtilasen zimmele ortaklık ve rüşvet" iddialanyla yargılanan, aynca tnterpol'un kırmızı bültenine geçen Kemal Horzum'un ileride aklanmasını sağlayabüecek bir "açık kapı" bırakıldığı iddiasındabulunulmuştu. Kemal Horzum'un muhasebecisi tsmail Özkan'ın yanı sıra Emlak Kredi Bankası'nın eski Genel Müdüriı Cemal Knlu, Genel Mudür Yardımcısı Engin Okur, Dışişlemler Mudürii Hüseyin San, eski Dışişlemler Müdürü Ali thsan Çdikgögiiş, esk Teftiş Kurulu Başkanvekili Ergnn Arpacıoğln, Müfettiş Ertan Süsliı, Kıalay Şubesi eski Müdürü Fıkret Öngen, Kjzüay şubesi eski Müdür Yardımcısı Tülin Giirel ve şube eski Kambiyo Şefi Nilgiin Damgacı'nın da sanık olarak yargılandıkları dava için hazırlanan raporda, banka yöneticilerinin usulsüz kredi olayında ihmaHerinin bulunduğu, ancak bu yönde kasıtlı herhangi bir davranışlarının söz konusu olamayacağı kaydedilmişti. Sınavı kazandı ama işe ahnmıyor Uykuda soygun Uyuyan birinin cebinden cüzdarunf aşırmak hırsızlık mı. yoksa yankesicilik mi sayılacak. Bahkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu suçu, yankesicilik sayarak, "uykuda çarpan" sanığı 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve güvenlik cezasına çarptıran kararı da Yargıtay'da takıldı. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bu suçu "maharet" Yine 6 güvenlîk' engeli YÜKSEL GÖRDES ~ MANtSA TEK Somab lşletme Müdürlüğü' nün personel gereksinimi için açtığı sınavı kazanan Osman Koctürk, güvenlik soruşturmasına takılarak ışe alınmadı. Manisa Bölge Idare Mahkemesi'nden yürütmeyi durdurma kararı alan, ancak kurumun temyiz etmesine karşuı Danıştay'ca karann lehinde onanması üzerine yine evraklan geri gönderilen Koçtürk, 25 milyonu manevi olmak üzere 60 milyon liralık tazminat davası açtı. Kapatüan TÎP'in 1980 öncesi Kırkağaç İlçe Başkanhğı görevini yapan ve hakkında Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nca sorusturma açılan, ancak askeri savcılıkça 5.12.1984 tarihinde "kovustunnaya hızıım olmadığı" karan verilen Osman Koçtürk, TEK'in açtığı smava katıldı. TEK Somab tşletme Müdürlüğu'nün sınavıru kazanan Koçtürk'e işletme, 3.10.1986 tarih ve 3123 prs 2.2./1917 sayüı yazısıyla "lmdhnnı imyanmK bulunmamza ragmea müdüriügümüzde işe alınmaruz mümkün olmadıgından evraklannız ekte gonderiunişar" notunu üetti. 657 sayılı yasa gereği memuriyete alınmasında hiçbir sakınca bulunmadığını kamtlamak ve güvenlik soruşturmasını asabihnek amacıyla Manisa Bölge tdare Mahkemesi'ne başvuran Koçtürk, yürütmenin durdurulması karan aldı. Manisa Idare Mahkemesi'nin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı na itiraz eden ve bozulması yönünde Danıştay'a başvuran TEK İşletme Müdürlüğü, Danıştay Onuncu Dairesi'nden istedigi karan Çikartamadı. Danıştay Onuncu Dairesi, "Bozulması istenen karar, nsfll ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri • surulen temyiz sebepleri karann bo zulmasını gerektirecek nitdikte göriUmcdigiııden, temyiz isteminin reddi ile bozulması işlenen karann onanmasııuı oybirügryle "karar verdi. Salt güvenlik soruşturmasını asamayan Osman Koçtürk, bu kez maddi ve manevi tazminat dav»sı açtı. OECD uzmanı enflasyonla çalışanların ücretleri arasındaki ilişkiyi doğru bulmuyor 4 DÜZELTME • Ekonomi sayfamızda dün yayımlanan "Ekonomide kulis" köşesinde Merkez Bankası'nın telefonu dizgi yanhşlığı sonucu (310 40 04) olarak çıkmıştır. Doğrusu (310 40 40) olacaktır. Sosyal dengeler alabîldîgine bozuldu' OECD nezdinde Sendikalar Dayanışma Komitesi Genel Sekreter Yardımcısı Stephen McClelland çalışanların ücretlerindeki eşitsizliğin iyice arttığına işaret etti. ŞÜKRAN KETENCt OECD uzmamna göre Özal'ın uyguladığı ekonomik model Türkiye'de sosyal farklılıkları, gelir dağıhmı dengesizliğini iyke artünyor. Uzun sürecte doğan ve doğacak olumsuz gelişmeler OECD'nin üyesi ülkeleri destekleme amacı ile çelişiyor. "OECD Nezdinde Sendikalar Damşma Komitesi" kısa adi ile TUAC'ın Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Mc Oelland uygulanan ekonomik modelin yarattığı sosyal olumsuzluklara rağmen neden onay gördüğune ilişkin soruyu yanıtlarken, "Ekonomik saptamalar her zaman politik tercihlerle birleşmiyor. Özal ve ekonomisi, Reagan ve Thatcher gibi siyasi iktidariar tarafmdan destek görüyor. Ancak Türkiye'de uygulanan modelin yarattıgı sosyal dengesizlik ydlar içinde geUştikçe, sorunlar büyüdukçe, gelişmenin OECD'nin var oluş amaçlan ile çeliştigi iyice ortaya çıkacak. O zaman da bu sonuçlan doğuran ekonomik modelin destekleamesinden vazgecilecektir" diyor. llk kez Türkiye'ye gelen TUAC genel sekreter yardımcısı TUAC'ın üyesi ancak bugüne kadar diyaloğun geliştirilmemiş olduğu Türktş yöneticileri ile yapılabilecek işbirtiği ve dayanışma konusunda ön göruşmelerde bulundu. Stephen Mç Clelland DPT uzmanlan ile de gönişerek ekonomik kararlaıa ilişkin çeşitli bilgiler aldı. Turklş ile sürekli işbirliğinin ve dayanışmanın geliştirihnesi halinde Türkiye'deki ekonomik uygulamalann işçiler ve tüm çahşanlara yönelik sonuçlannın, Türktş'in içinde yasadığı sorunlann OECD'ye ulasabileceğini belirtti. Aynı şekilde OECD'deki Turkiye'ye ilişkin gelişmelerden Turkfş'in sürekli bilgi sahibi olması ve yararlanması olanağının doğacağını vurguladı. Görevi gereği Türkiye'deki ekonomik gelişmeler, özal ekonomisinin uygulamalan hakkında aynntılı bilgi sahibi olan ve gelişmeleri çalışanlar penceresinden yakından izleyen, sendika kökenli ekonomi PAZARTESI C AKŞAMI CAZI EUPHONY EMİN FINDIKOĞLJU: Piyano TUNA ÖTENEL: Saksafon İMER DEMİRER: Trompet ŞENOVA ÜLKER: Trompet FATİH ERKOÇ: Trombon LEVENT ÇOKER: Trombon HAKAN BEŞER: Bas TURGUT BEKOĞLU: Davul HASAN KOCAMAZ: Armonika 19.0021.00 arası Tel: 168 66 60/61 OECD uzmanı etonomık pakedı olumsuz buldu (Fotoğraf: Uygar Gurkan) uzmanı, Türkiye'de uygulanan ekonomik modelin sosyal sonuçlarının olumsuz olduğuna parmak basıyor. OECD uzmanı gelişimini yakından izlediği özal ekonomisine ilişkin bazı önemli taptama ve eleştirileri şöyle özetliyor: "Türkiye'deki durdurulamayan enflasyon ile işci ücretleri arasında kurulmak istenen ilişki dogru degildir. Türkiye'de eaflasyonun öcretler dışında çok çeşitli ve önemli nedenleri oldogu ortaya çıkmıştır. Enflasyonu önleme gerekçesi ile çahşanlar ve ifci ücretleriDde ycraolan gerileme•in eaflasyonun önienmesinde etkisİBİn göriilmemesi de bunun kanıtıdır. Ancak çausanlann ücretlerindeki gerileme geür dagıhmındaki esiüddigi iyice artünnış, sosyal dentderi alabildigine bozmustur." OECD uzmanı Türkiye'de uygulanan ve sosyal dengeleri bozan aamasız reçetelerin, OECD de dahil uluslararası fınans kaynaklannca önerildiğine ve buna zorlandığına ilişkin sorulan yanıtlarken ise, borcu verenler için önceligin geri almaya ilişkin garantiler olduğu gerçeğine işaret ediyor. Alacağın garantisi için gündeme getirilen acımasız reçetelerin geçerliliğinin halen bütün dünyada en güncel tartışma konusu olduğunu anımsatarak şunları söylüyor: "Seadikalar cephcs, sosyal dengesizlik yaratüarak alınan öalemlerin sonunda güvenceyi yok ettigini, uygulanan aamasız reçetelerin geçersizligini anlatma çabasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle