09 Eylül 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 20 ARALIK 1988 TV 1 05.59 AçıhşAçıköğretim (Yarın) Birina sımf derslerv Cenel Maıematik (tkıncı dereceden fonksıyonlar), Davranıs Büımknr.e Cınş (Aıle kurumu), tngılızce (Whal's this, U'hal's ıhau), Atalurk tlkelen \e inkılap Tarihı (Devletın parçalanmaya baslaması). TRT^NIN ÎCÎNDEN MAHMUT T. ÖNGOREN Zühtü Bayar, tspanya yolcusu Kültür Servisi Eleştirmen, şair ve gazeteci Zühtü Bayar, tedavi görmek üzere Ispanya 'ya gidecek. BU yıl bir böbrek ameliyatı geçiren "Nâzım Hikmet Üzerine" adlı kitabın yazan Bayar, tedavi görmek ve olanak bulunursa bir böbrek transplantasyonu geçirmek üzere Barcelona kentine yerleşecek. Barcelona'da bir hastanede görev yapan Dr. Estrella Castello'dan çağrı alan Bayar, îspanya'da bir yıl kalacak. öte yandan, Bayar'ın, ünlü Hint bilgesi Sri Aurobindo üstüne bir incelemesi ve Aurobindo'nun "Pırıltılar ve Toplu Görüşler" adlı felsefî denemesinin çevirisi, onümüzdeki günlerde "Defter" Dergisi'nde yayımlanacak. 07.00 Gün Başlıyor Programda gunlük hava durumu, ulaşım ve yol durumu, moda dunyasından haberler, dış kaynaklı magazın, basın ozeıferi, dövız kur/an. sanat oiayltm, yiyecek maddelerımn fıyatlan, çizgı fîlm, konuklar tie sohbetler ve sık aralıklarla haber buitenlen yer alıvor. İğrençlik... Dizi dizi mallar... Ama ne mallar! Renkli, cafcaflı, parlak ve çekicı.. Birbirinin üzerine yığılmış... Başlannda bir adam, "Size şunu vereyım, bunu vereyim" diye bu sözde ödülleri sırıtarak dağıtıyor Ote yanda ödülleri almak için çırpınan insanlar...Onu ıstemıyorlar, bunu beğenmiyorlar... Gözleri ya TV alıcısında ya da videoda, belkı de bir buzdolabında... Dizi dizi malların başındaki adam acı çektirmeye meraklı... Stüdyodakilere ya da telefon bağlantısı ile evdekilere, "Size şunu vereyim, bunu vereyım" dedikçe, evdekiler ya da stüdyodakiler, "Olmaz, onu istemem, bunu istemem" diye diretiyorlar. Stüdyodakiler ve evdekiler de acı çekmeye meraklı... Acı çektirmeye meraklı ile acı çekmeye meraklılar karşı karşıya gelince, dizi dizi malların başında zorlu bir pazarlık başlıyor. çok da uzun sıirüyor. Stüdyodakiler ya da evden telefonla ısteklerıni bıldirer>ler bir sayı çekmışler. O sayının belirlediğı, ama kendilerinin bılmediği malın çok değerli olduğuna inandıkları ıçın, dizi dizi mallan dağıtan adamın vermek istediği nesneleri kabul etmiyorlar bir türlü. Ya sayının belirlediği mal, adamın vermek istediğinden daha değerli ise... Adamla stüdyodakiler ya da telefondakiler zorlu bir çekişmeye giriyorlar. Kimi zaman dizi dizi malların başındaki adam, "Size şunu da vereyim, bunu da vereyim" diye çok sayıda malı sanki babasının malıymış gibı dağıtmaya kalkıyor. Karşısındakine adamakıllı acı çektirdığinin ayırdında, gözleri parlayarak... Ama karşı taraf da acı çekmekten hoşnut ya "Hayır" diye dayatıyor. Haklı'ya seçtıği sayıdaki mal, malların en değerlisi ise ne olur sonra! Ama günün birinde, dizi dizi malların başındaki adam, telefondaki konuğa dört beş malı birden vereceğini söylediğınde, karşı taraf hemen kabul etmesin mi! Dizi dizi malları dağıtan adam birden şaşırdı. Ne dese begenirsiniz, "Eyvah, kazık yedik!" Tün bunlar, nerede oluyor biliyor musunuz? Bir TV izlencesınde... İğrençlik, bayağılık, zorbalık almış başını gitmiş. TRT dışında, tüm ülkede enflasyon gıderek yükseliyor. Insanlarımızın büyük bır çoğunluğu nasıl geçıneceğini bilemiyor. TRT içinde bir stüdyoya, dışarda ateş pahasına satılan mallar iğrenç biçimde yığılmış. TRT'yı temsil eden biri bunların başına geçiyor Karşıda bu mallan satın alamayan ya da zar zor alabilen kişıler... Malların üzerine kapanmış sırıtkan adamın elinden nasıl bır ıki şeyi koparabilırız diye çırpınıp duruyorlar. Bu arada, TRT dışından bu TV ızlencesinin yapıldığı stüdyoya o denli çok sayıda telefon geliyormuş ki santrallara aşırı yük bindiğı için telefon hatlarında kesintiler oluyormuş. Ankaralılar ise bu telefon kesıntılerınin önceden planlı olarak yapıldığını, söz konusu TV ızlencesine dargelirli kimselerin oturduğu semtlerin katılmasının engellenmeye çalışıldığını ileri sürüyorlarmış. Neresinden bakarsanız rezillik, iğrençlik ve yayıncılık ilkelerine aykırılık içeren bir durum... Sözde TRT egitime yardımcılık eden bir kurum... Eğitim izlencesinde de eğitimi ön planda tutması gerekiyor, eğlence izlencesinde de... Bu mal dağıtımı da TRT'de bır eğlence izlencesinde gerçekleştirilıyor. Hem de salt bugün değil, yıllardan beri... insanın ekonomik bunalımdan kaynaklanan yetersizliklerinin üzerine çörektenmiş, onu sömüren, onunla alav eden, hatta ona acı veren sözde bir eğlence biçimi... En küçuk bir incelikten ve dürüstlükten yoksun... Ama tam ulkenın içine itildiğı çukura uygun bir TV yayıncılık örneği... Dizi dizi mallan dağıtır gibi yapan adamın bir yerde hakkı var. Gerçekten de kazık atılıyor. Kime? Bir kez o malların üçünü beşini almayı kabul eden TV izleyıcisi mi kazığı TRT'ye attı, yoksa TRT mi ona ve onun gibilerine atıyor kazığı? İyi düşünün bakalım! 09.15 Dizi Film: Maziden Kaçan Kadın Rtck'ın yardımıyia Vera hayata tekrur bağlanmaya başlamtştır. Ktzı ıse annesındekı bu beklenmedik değişıktiğin farktna varır Onun âşık olduğunu antar 09.45 Hanımlar İçin: Lafını Balla Kestim Senaryosunu Dınçer Sumer'm yazdığı programda "Topiumda Dulluk ve Sorunlan" konusu ışleniyor. Dr. Zehra Karaburçak programa uzman olarak kaîılıyor. Oyunda, Pekcan Koşar, Erol Gunaydın, Suna Pekvysat, Ortarts Kıvanç ve Silgün Balkanlı rot alıvor. 10.15 Çocuklar tçin 1 Program haftanm şarkısıyla başlıyor. Okul öncesı çocuklar ıfuı, folklor, çizgı fılm ve haberler yer alıyor Okul çağı çocuklan içm ise yanşma, çizgı füm ve Küçuk Hobo'nun Maceraları yer alıyor 11.45 Kapanış 14.59 Açılış Haberler 15.20 Öğleden Sonra Programda Okuyalım Konuşatım, Turk halk ve Turk sanat muzığı, An Hamm Ana adlı drama yer alıyor. Ana 16.25 Çocuklar İçin 2 18.00 Haberler 18.20 Once Sağlık Programda, başağnian üzennde duruluyor. Ağn çeşitleri, sebeplen ve (edavt yöntemlerı özelhkle mıgren ağrısı anlatılıyor. Her insan bir dünya Siyahbeyaz çalısmalarıyla IFSAK 1988 Fotoğraf Ûdülü'nü paylasan Sedat Tosunoğlu, calışmalannda "Her ınsan başka bır dünyadır' düşuncesınden yola cıkıyor. Tosunoğlu bugüne kadar üc kişısel sergı açmış, yırmı kadar da karma s°rgıye kaîılmıs Resimlerle Yaşayanlar Kültür Servisi Türk Kadınmı Tanıtma ve Guçlendirme Vakfı tarafmdan Alarko Sanat Galerisi'nde duzenlenen "Resimlerle Yaşayanlar" adlı sergi 23 aralıkta sona ehyor. Sergide 24 kadın ressamın yapıtlan yer alıyor. "Resimlerle Yaşayanlar" sergisınde özden Akbaşoğlu, Nazan Akpınar, Neşe Aybey, Bilek Aydemir, Birim Bozok, Giil Derman, Necla Erk, Ruzin Gerçin, Jale Gün, Sevgi Güzeltırpan, Dilek Işıksel, Feyha Kısakürek, Müreccel Küçükaksoy, Hatice Odabaşı, Kâinat Barkan Pajonk, Nermin Pura, Türkân Rador, Zehra Say, Kristin Saleri, Mukaddes Saran, Ekin Nayır Sağıroğlu, Berna Türemen, Nevin Göker Ulutaş ve Demet Yersel'in yapıtlan bulunuyor. 18.40 Çahşanlar tçin Programda, den uretımı, den konjeksıyonu soruniarma y er venliyor ve bu ışte çaltşan tşçılenn Amatör fotoğraf İFSAK'ın fotoğraf ödülunü paylaşanlardan Sedat Tosunoğlu, fotoğrafa bir gün Sirkeci'de dolaşırken aldığı Zenith makineyle başlamış. Adnan Ataç ise 15 yıldır fotoğraf çekiyor. İFSAK'ın sinema ödülünü alan İsmail Kündem de, 32 yıldır set işçiliği yapıyor. ERCAN YAZGAN İFSAK'ın 1988 Yılı Fotoğraf Ödülünu İFSAK üyesı Sedal Tosunoğlu ve AFSAD üyesi Adnan Alaç paylaştılar. 1988 İFSAK Sinema Ödulu ise ilk kez "Türk sinemasının isimsiz kahramanlan"ndan set işçisi İsmail Kudem'e verildi. Fotoğrafa 1983'te başlamış Sedat Tosunoğlu. tlk yıllarda basın ve yayın organlarında fotoğrafa ilgi, ardından "bir gün Sirkeci'de dolaşırken" alınan Zenith marka fotoğraf makinesi... Ve günümüze kadar yoğun tempolu, üretken, ödüllu yıllar... Kendisi için en anlamlısı da İFSAK 1988 fotoğraf ödülü. "Fotoğrafa yüreklen bağlı her amatöriın gönlünde, kabul görmek, onore edilmek yatar. Şimdi"G«rçekten çok sevindim. Biz ye degin aldığım ödüllerde bu şimdiye kadar Turk sinemasına duygulan yaşadım. ama bu ödü yüreklen gelen sevgimizle karşıhklun sevinci bir başkaydı. Bu ödiitüm olumsuz koşuDara karşın, fotoğrafa yürekten baglı, büyük bir özveriyle fotoğraf iireten lüm arkadaşlanmıza verildigini dnşünüyorum." Ya Sedat Tosunoğlu'nun fotoğrafa bakış açısı? "Fotoğrafla hareket noktam 'her insan başka bir dünyadır* düşüneesi... tnsana olan saygım. sevgi m ve yasantısına duyduğum ilgi nedeniyle 'İnsan ve Dünyası' ile ilgili fotoğraf çekiyorum. Beni en fazla ilgilendiren de her türlü olumsuzluğa karşın direncini ve yaşama sevincini yitirmemiş insanlan ve sornnlannı folograflarımla anlatmaya çalışmak." Ve sergıler... "Bugüne kadar üç kişisel sergi açtım. Yirrai kadar karma sergiye katıldım. Sergilerimi gençliğin yogun olduğu ve fotografın ulaşmasının güç olduğu yerlerde açmaya özen gosterdim." Sedat Tosunoğlu'yla İFSAK 1988 Fotoğraf ödülunu paylasan Adnan Ataç 1954'te doğmuş. On beş yıldır fotoğraf çalışıyor. Sanatçı şimdiye değin üç kişisel sergi açmış ve ağırhklı olarak da renkli baskı çalışıyor. Çahşma biçimi ise "deneysel." İFSAK 1988 Sinema Ödulü yaşamını bu yola adamış bir set ;şçisinin İsmail Kündem'in oldu. Yıl 1956. Rami'de dikiş makinesi fabrikasında işçidir İsmail Kundem. Aynı yıl bir arkadaşının tesudufen tanıştırmasıyla, yonetmen Semih Evin'in filminde set işçisi olarak sinemaya ilk adımını atar. "İnsan sinemaya bir bulaşmaya gorsün, hele bir de yıirekte sevgi varsa..." Daha sonraki yıllarda Kemal Film'de arahksız sekiz yıl "komple set teknisyenligi..." Günumüze kadar da "iki yüz filmden fazla" filme emeği geçen ismail Kundemin son yılların odullü filmlerinde de alın teri ve emeği var. "Züğürt Aga" da, "Hayallerim, Aşkım ve Sen"de "Herşeye Rağmen"de. Hatta bazı filmlerde rol aldığı bile olmuş. "Herşeye Rağmen" filminde kilisenin zangoçluğunu yapmış. Otuz iki yıldır Türk sinemasına emeği geçmiş set işçisi ismail Kündem IFSAK 1988 Sinema Ödulü'nun kendisine verildiğini duyunca çok şaşırmış. sız emek verdik. Bana böyle bir ödülıin layık görulmesi karşısında çok duygulandım. Bu ola> beni onurlandırdı. yüreklendirdi. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan 'sinemanın isimsiz emekçileri'nden birisi olarak bo>le bir odül almanın ayn bir anlamı var." "Yılmaz Duru'nun bir filminde yangın sahnesi vardı. Bir ahşap kulübe >akılacaktı. Ben kulübenin içine girdim. Yangın başlayınca dışan fıriajncaklım. Sonradan olan oldu; yangın basladı, her yanı ale> sardı ve beni içerde unutlular. Az kaldı çatır çatır yanacaktım." Bir keresinde de Tank Akan'la bir filmde Fırat'ın azgın sularında gırdaba kapılıp boğuluyormuş; koylulerin yardıma gelmesiyle kurtulmuş. Ya Palandöken'den kamyonlarla kar taşımalar? "Bir yıl, Erzurum'da bir fılm çevirecegiz. Bekle bekle kar yagmaz. Ve sonunda Palandöken'den kamyonlaıia şehire kar taşıdık. Karı sonradan şehirde goren halk çok şasırdı." Ve yıl 1988. îsmail Kündem, Beyoğlu Ayhan Işık Sokağı'nda yine iş kovalıyor. Otuz iki yıldır olduğu gibi. İFSAK'ın 1988 yılı fotoğraf ve sinema ödülleh 19.00 Yeni Besteler Necdet Tokatlıoğlu 'nun katıldığı programtla, bestecmın yeni eserlerini Medıha Şen Sancakoğlu seslendıriyor. Eserler; Beşina Mevstm Bu Hasret Bitecek ve Ne Ummusıum. 19.25 Muhteşem Yabancı Balkı'yle Larry'mn oturduğu apartmanda birçok aksaklık olmaktadır. Ev sahibı olan Bay T*mcaseıt'e bazı onanmları yapnnmak için butun kıracılar birlesmeye karar verirler 20.00 Haberler ve Hava Durumu 21.00 Babalar ve Oğullan Yayımlanacak bu son bolumde muttefiklerm Auchv/iız'ı de kapsayan yağun hava saldırısmdan sonra, Almanya ağır bır darbe alır. Savası kaybeden Alman sanayıcılerı ıse Amerıka'ntn tsrarlı tutumu uzerıne Nurnberg'de yargılanacaklardır. 22.05 Yanşma: "Banko" 23.00 Gecenin Konukları Programa konuk olarak Erol Gunaydın, Ayla Algan ve Kartal Tıbet kalıhyorlar. ~ Sting aşktan ynna Kültür Servisi ünlü rock şarktcısı Sting, aşk şarkılannı, insan haklarının çiğnenmesiyle ilgili şarkılara yeğlediğini söyledi. Sting, "Keşke insan haklarının çiğnenmesi üzerine şarkılar söyleyeceğime romantik aşk şarkıları söyleyebilseydim. Ama dünya böyle gittikçe başka seçim şansım yok" dedi. Peter Gabriel ve Senegallî şarkıcı Youssou N'Dour ile birlikte Cenevre 'ye giden Sting, "Derhal İnsan Hakları" rock turnesi sırasmda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni desıeklemek amacıyla amacıyla topladıkları 500 bin imzayı Birleşmiş Milletler yetkililerine iletti. Uluslararası Af örgütu'nce duzenlenmiş olan dünya çapındaki kampanyaya destek olmak amacıyla gerçekleştirilen turneye katılmış bulunan Tracy Chapman 'la Bruce Springsteen Cenevre 'deki torene katılmadılar. 23.45 Günün Sonu Kapanış TV2 18.58 Açılış Haberler 19.15 lyi Akşamlar 20.00 Küçük Konser 20.10 Zeki Faik tzer'i Anma Programı 20.45 CNN Dünya Raporu 21.30 Haberler ve İngilizce Haberler 22.15 Tiyatro: Mary Rose [Ayrtnrılı bılgı yandaki sülunlarda) D Grubu yıllarından son yıllanna Zeki Faik izer 24.00 HaberlerKapanış R A D Y O 1 05.00 Açıhş, program ve haberler. 05.05 Ezgı kervanı. 0 5 J 0 Şarkılar ve oyun ha\alan. 06.00 Köye haberler. 06.05 Gunaydın. 07.00 Kuşak. 09.40 Arkası farın. 10.00 Haberler. 10.05 Reltlam'ar. 11.00 Haberler 11.05 Reklamlar. 11.10 Çejitlı muzık 11.30 Beraber %e solo şaıV.ılaı. 12.00 Kuşak. 14.00 Bölgesel vaym ve rek)amlar. 17.00 Haberler. 17.05 Kö>umüz köylumuz 17J0 Hafif müzık. 17.40 Çocuk bahçesi. 1735 Haftamn çocuk şarkısı. 1H.00 Kuşak. 20.00 Yenı sesler. 20.20 Kuçuk konser 20.40 Turkuler geçıdı. 21.00 Haberler 21.05 Konulann içinden. 21J5 Türk halk muziği dınloıcı isteklen. 22.00 Çeşitli müzik. 22J0 Solistlerden seçmeler. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin ıçınden 00.55 Gunun haberlerinden özeller. 01.00 Program ve kapanış 01.0505.00 Gece yayını. R A D Y O 2 07.00 Açıhş we prograra. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07J0 Haberler. 07.40 Turkuler ve oyun havaları. 08.00 Iki solistten şarhlar 08JO Davıd Clayton Thomas soyluyor 09.00 Turkuler. 09.15 Çocuk bahçesi. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Halk Muzıjımız. 10.20 Çağrışım. 1040 Turkçe sozlü hafif muzık. 11.05 Okul radyosu. 12.00 Hafif muzik. 12K> Yurtıan sesler kadınlar lopluluğu. 13.00 Haberler 13.15 Hafif muzık. 1330 Caz duygusu. 14.00 Yabancı dıl dersi. 15.00 TSM Erkekler Topluluğu. 15J0 Arkası yarın. 1540 Hafif müzik. 16.05 Okul radyosu. I7.İ0 Barok müzık. 17J0 Turkçe sözlu hafif muzik. 1S.0O Yuntan sesler. UJO Din ve ahlak 19.00 Haberler 19.20Hafif muzık. 9J0 Solıstlerden bırer şarkı. 20.00 Turkuler gecidi. 20.30 Yabancı dil dersi. 21J0 Hafif muzık. 22.00 Beraber ve solo şarkılar. 22J0 Bi' roman ' bır yazardan hıkâyeler. 22.45 Türküler. 23.00 Haberler. 23.15 Solıstler gecidi. 23.40 Hafif muzık. 2345 Dunya radyolanndan muzık festıvallerınden. 0045 Program ve kapaıuş. R A D Y O 3 07.00 Açıhş ve program. 07,02 Sabah için muzik. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Haberler. 09.15 Muzikli dakikalar. 10.00 Gunun Konseri. 11.00 Müzık tunelı. 12.00 Haberler. 12.15 Ögle konseri 13.45 Hafif muzık. 14.15 Konser saaıı. 15.45 Caz sajıalı. 16.15 Çocuk koroları. 16.25 Haftanm çocuk şarkısı. 16J0 Küçuk konse.. 17.00 Haberler. 17.15 Solistler, topluluklar. 18.00 Muzık yelpazesi. 19.00 Haberler 19.15 Muzik ve yorumcular. 20.00 Muzık demeıı. 21.00 Esintıler. 22.00 Haberler. 22.15 Gecenin getirdiklerı. 23.00 Sau konseri. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. R A D Y O 4 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Tuıküler ve oyun havaları. 07 JO Solıstler geçıdı. 08.00 Turküler. 08.15 Şarkılar 08.30 Turkülerden bır demet. 09.00 Haberler 09.05 Beraber ve solo şarkılar. 09.30 Turküıer ve oyun havaları. 10.00 Haberler 10.05 Sabahın getirdikleri. 11.00 Haberler. 11.05 Turküler. 11.20 Şarkılar. 11.35 Beraber ve solo turkuler. 12.00 Haberler. 12.05 Müzik bahçesi. 13.00 Solıstler geçidı. 13.30 Yurdun dört bucağından. 14.00 Haberler. 14.15 Sazlarla Turk sanat muziği. UJO THM toplu programı. 15.00 Sızin ıcın seçüklenmız. 15.45 Turkçe sozlu hafif muzık. 16.00 Haberler 16.05 Yurttan sesler erkekler topluluğu. 16J0 Ik\ solistten şarkılar. 17.00 Habevler. 17.05 İki solist soyluyor. 17 J 0 Kadınlar faslı. 18.00 Yurttan sesler. 18J0 Solıstler gecidi. 1848 Program ve kapanış. \aşlandıkça gençleşmişti J 2 aralık günü yitirdiğimiz ressam Zeki Faik îzer, son yıllarda 80 yaşını geride bırakmasına karşın, resmini gittikçe gençleştirmişti. Çok az sayıda ressam, 80'li yaşlarının resminde böylesi bir renkçiliğe, dinamizm ve coşkuya ulaşabilmiştir. NİLGÜN ÖZAYTEN Onların evrensellik iddiaları zamanla karşısında yerellik ve ulusallık iddialarını bulur ki, Nurullah Berk, Cemal Tollu ve gruba sonradan katılan Bedri Rahmi Eyuboğlu ile Turgut Zaim bu yönelişi destekleyenlerdendir. Grup her ne kadar yazıları. konferanslarıyla ülkede istediği tartışma ortamını yaratmayı başarmışsa da 1947'de kendi içinde çelişkiye düşmüş ve dağılmıştır. Tartışmalann sanat ortamımıza belki de en önemli katkısı, resmi makamlann konuya ilgisini çekmek olmuş, 1937'de tstanbul resim Heykel Muzesi açılmış, 1939'da Devlet Resim ve Heykel Sergileri, Halk Partisi'nin yurtiçi gezileri başlatılmıştır. Bu nedenlerle Cumhuriyet Turkiyesi'nin kuruluş aşamasında sanat ortamımızda aktif görevler üstlenmiş bir kuşağın uyesidir Zeki Faik İzer. Ancak kanımca Zeki Faik lzer'in Türk resim sanatındaki tartışılmaz yerini almasını sağlayan bu fıgüratif resimleri ve etkinlikleri değil, 1947 sonrası yöneldiği soyut ve soyutlama çalışmaları, kendi bireyselliğini oluşturduğu yapıtlarıdır. 194852 yılları onun akadında güçlü bir birikim ve araştırmayı içerir. "Missa Solemnis"de renk, biçim ve çizgi aracılığıyla muzikteki coşkuyu resimleme amacı guder. Bu tur resimlerindeki spontan izlenim, Doğu sanatlarına olan ilgisinden kaynaklanır. Renklerindeki şiddet dinamizm yaratırken, boş ve dolu yüzeyler oranı resimden resime değişir. Kimi zaman renk ve çizgisel tuşlar tüm yüzeye patlarcasına yayılır, kirni zaman yüzeyde dalgalanır, kıvrılır, bükülur. Bu tur bir resmin desene dayanması zorunlu olmasa da o tum doğa öğelerini çizgiye indirger. Kendi tanımıyla bu indirgeme, "abstre desen"dir. Düz çizgiler, zigzaglı çizgiler, yılan kavi çizgiler, yuvarlak çizgiler, kapalı yuvarlaklar, açık yuvarlaklar, dikey ya da diagonal çizgilerin ritmi, biçim, renk, kurgu birlikte gelişir ki, onun her döneminde resmin üım öğeleri eşit ağırlıktadır. Bu anık doğarun kişisel dönuştüriimüdür. Resmin kuramlanyla ilgilenir, resmin kurallarına saygı duyar, ancak önyargıdan kaçınır. TV 2 TİYATRO BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Fethiye yakınlarında ünlü bir turistik yer. 2/ Bir mevsim... Kukurtle demir bileşimlerinden biri. 3/ Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan... Bir nota. 4/ Deniz ticaretinde. masraf çıktıktan sonra kazancm sermaye ve tayfa arasında böluşturulmesi. 5/ Espri... Âlâ. 6/ Manganez elementinin simgesi... Ata binen kadın. 7/ Psikanaliz dilinde kişinin öz benliği... Aruz ölçusunde, kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için uzun okuma. 8/ Madenci ocağı... Dogma. 9/ Aptal, sersem. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Taklit etmek. 2/ Bir nota... Diyarbakır'ın bir ilçesi. 3/ Topraktan yapılmış kulpsuz ve kuçük çömlek... "O yer" anlamında kullanılan sözcuk. 4/ Yunanistan'da bir kent... Konut. 5/ Salgın hastalık. 6/ Turkçede olmayan bir harfın okunuşu... Faktör. 7/ Nişan... Üç ya da daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. 8/ Arttırma... Patika, keçiyolu. 9/ Kestane ve fındık çubuklarıyla örülen kulplu sepet. MEDYA Mary Rose / Yönetmerv Jane Howell / Yazar. Sir James Matthev/ Barrie / Oyuncular: Anthony Calf, Amanda Root, Diana Fairfax / 95 dakika. Kiiltür Servisi İskoç oyun yazarı, romancı Sir James Matthew Barrie'nin (18601937) "Mary Rose" oyunundan yapılan ilgirıç bir uyarlama. İskoç yazımnda köy yaşantısındaki duygusal ve mizahi tarzı yansıtan "Kailyard Okulu" akımının temsilcisi sayılan Barrie, çocuk yazırunın en önemli klasiği "Peter Pan"ra yaratıcısı olarak amlıyor. Once gazetecilik, sonra Edinburgh Cniversitesi rektörluğü yapan, 1900 yılına kadar yalnız roman ve öyküler yazan Barrie, sonra çalışmalannı oyun yazarlığına kaydırdı. İngiliz tiyatrosunu Bernard Shaw gibi canlandınp popüler bir tür haline getiren Barrie'nin bazı oyunları dilimize de çevrildi. Bu gece izleyeceğimiz "Mary Rose"u Barrie 1920 yılında yazdı, 6. SAYI KASIMARALIK 1944'te Prof. Saffet Korkut dilimize çevirdi. Oyunun konusu şöy• ZİNDAN DİRENİŞLERİ VE le: 1889 yılında Morland ailesi, DAYANIŞMALAR küçük kızlan Mary Rose ile İskoçya'nın adalarına giderler. Kuçük • IRAK KÜRDİSTAN CEPHESİYLE kız kaybolur. Uzun aramalara Yonetım Yen ve Yazışma Auresr karşın onu bulamazlar. Mary RoÇatalçeşme Sok Aydınlık Han se 20 gun sonra kendiliğinden geKat 3 Hc 26 cağaloğlu'iST lir. 1919'da aynı olay yinelenir. Teter Pan'in yazarından "Sanat eseri bir fikir, bir histir ve bütün bir ötnur uğraşısının karşıhğında elde edilir." Bu sözlerle gerçekte kendi sanat yaşamını özetleyen Zeki Faik lzer'i 12 Aralık 1988'de yiürdik. Onun sanat yaşamı grafığini izleyenlerin kanımca içtenlikle katılacağı bir saptama, sekserı yıl gibi uzun bir yaşamı ardında bırakmış sanatçıda, son yıllarda oluşan fıziksel çokuşe karşıt olarak resminin gittikçe gençleşmesidir. Fransa'da hiç sergi açmadan geçirdiği 14 yıl gibi bir suskunluktan sonra, ülkesine olan özlemini gidermek istercesine 1984'ten başlayarak art arda açtığı sergilerde bu olguyu hepimiz gozledik. Çok az sayıda ressam 80'li yaşlannın resminde boylesi bir renkçiliğe, dinamizm ve coşkuya ulaşabilmiştir. Bütün bir ömür uğraşısının karşıhğında aradığı bu muydu? Kanımca evet. Onun resmimize olan bireysel katkılarını değerlendirebilmek, kısa resim tarihimizdeki önemli konumunu belirlemek için gerilere, Cumhuriyet Turkıyesi'nın ilk >ıllanna donuyoruz. Turk aydınının soluk soluğa bir heyecan içinde olduğu yıllara. Resme olan sevgisi 1923'te başanlı bir oğrencilik geçireceği Sanayii Nefise'ye girmesiyle sonuçlanır. O yıllar gerek akademi, gerek ülke resmi, Çallı kuşağı yönetimindedir. Klasik, desene dayalı bir eğitim alır ve 1928'de kazandığı Avrupa konkuru, yaşamını 1932'ye dek Paris'te sürdurmesini sağlar. Andre Lhote ve başlangıçta çok değer \erip sonradan kendini aşamamakla suçladığı Othon Friesz, Paris'te oğretilerinden yararlandığı kişiükler olur. Sanatının biçimlenişi, bu biçimlenişin ilk yıHarı 1933'lere rastlar. D Grubu'nun kuruluş çalışmalarının yapıldığı Cihangir Yavuz Apartmanı'ndaki ev onundur ve Elif Naci, Nurullah Berk, Zühtü Müritoglu ile birlikte daha sonra aralarına Cemal Tollu ve Abidin Dino'yu da alarak oluşturduklan grup, amaçlarını yine bu evde belirler. Zeki Faik Izer'in Turk resmine olan katkısı başlangıçta D Grubu kapsamında duşünulmelidir. 1920'li yıllarda Batı sanatındaki devinimi gözleyebilmiş bu sanatçıları tedirgin eden, ülke sanatındaki dingin, suskun ortamdır ve bir araya geliş nedenleri bir sanatsal sistem kurmak değil, toplumu evrensel sanat akımlarına hazırlayacak sanat ortamını oluşturmak olmuştur. Grup üyelerinin sanat gorüşünde ortak olan tek nokta; yapısallığı yok eden izlenimci Çallı kuşağına tepki olarak desen yapısını ve kütleselliği guçlendirme, renkle dağıtılan biçimi yeniden kurma isteğidir ki bu onları, bir tur klasisizme gotürur. Zeki Faik'in 19331947 arası fıgüratif yapıtlan bu anlayıştan temellenir. Othon Friesz'e hocasının onerdiği, "Sabahlan yapacagın ilk dua bir desen kopyası olsun" sozlerini ilke olarak almışcasına, Batılı ustalardan yaptığı çok sayıda kopya, hep yetersiz bulduğu desenini geliştirnıek içindir. Bu yılların yağlıboya resimlerinde grup içinde en renkçi olan ve diğerlerine kıyasla çizgi ve formlarında yuvarlatılmış hatları seçen, bu nedenle diğerlerinin katılığına düşmeyen bir sanatçıdır. Grubun etkinlik yıllannda, üyelerinin bireysel arayışlan çoğıı zaman ülkede başlatılan >oğun tartışma ortamımn gerismde kalır. 'Loüta' SSCB'de Kültür Servisi Vladimir Nabokov'un beyazperdeye de uyarlanmış olan ünlü "Lolita" adlı romam, Sovyeıler Birliği'nde ilk kez 197O'te bu kez on dört yıllığına Fransa'ya yayımlanacak. Ülkesinden gidişi, çizgisinde değişiklik yaratır. Bildiği her ayrılıp ABD'ye yerleşmesinden sonra yapıtlan, anayurdu Sovyetler Birliği'nde uzun yulardır yayımlanmayan Nabokov'un "Lolita" adlı romam, kitabın özgun Rusça versiyonundan basılacak. Yaşlı bir erkeğin 12 yaşında bir kızla ilişkisini konu alan roman daha önce Sovyetler 'nde yasaklanmıştı. BüGÜN • Türk sineması ve sorunlan Prof. Alim Şerif Onaran, Atilla Dorsay ve Engin Ayça saat 19.00'da Pera Sanatevi'nde gerçekleşecek "Yeni Türk Sineması ve Sorunlan" konulu söyleşide konuşacaklar. • Bahçesaray Çeşmesi' .4 safıe v 'in ' 'Bahçesaray Çeşmesi" adlı yapıtı tstanbul Yün paletten çagdaş afuklara Zeki Faik İzer, durmadan yenılestırdiğı sanat uğraşına 1970lerde Devlet Opera ve Balesi bır yenilik daha eklemis, eşıyle birlikte gerçeklestirdiği halılar, Sadı Faik lzer'in deyişiyle "Sanatçının tarafından saat 20.00'de yün paletınden geçerek çağdaş ufuklara dönüşmüştü " "Selçuklu Kartalı. Rüzgâr ve Pervaneler" de Ataturk Kültür Merkezi'nde sergilenecek. bu dönemin ürünleri arasındaydı. demi müdürluğü görevini ustlendiği, Turk Sanat Tarıhi Enstitüsu'nü kurduğu. 1955 sonrası ise akademinin eğitici kadrolarına geçtıği yıllardır. 1946 yılında UNESCO komite uyesi olarak Paris'e gidişi. resminde yeni oluşumları getirir. "Müzik" gibi resimleriyle figuratif, ancak çok daha renkçi bir soyutlamaya yonelir. Çizgi, renk ve tuşla yüzey üzerinde bir boşluk ve bir espas yaratma uğraşına gırer. "Müzik" ve sonraki resimlerinde gozlenen daha da önemli bir oluşum sanatçının giderek dışavurumcu bir anlaüma yönelmesi, ancak bunda tercıhini soyutlamalar olarak kullanmasıdır. Bireysel bir estetik arayışına girer. 1950'li yıllar Zeki Faik için olduğu gibi dığer bır grup ressam için de resmin duşunsel boyutlarının araştırıldığı yıllardır. Bu araştırmalar 1960'ların soyut eğiümlerini besler. Kendisinin de doğruladığı bir gerçek, soyut ya da soyutlamalarının doğa çıkışlı olduğudur. Bu türde 1961'de gerçekleştirdiği "Sultanahmet Cami Camlan" adlı yapıtı Türkiye'yi tem<.'len Guggenheim Muzesi'nde sergılenır. Doğavian ızlenımi veren yapıtlan arşeyi unutmak istercesine ilkel loplumların sanatına kadar iner. 1975'te daha sonrakî resimlerinde kullanacağı form araştırmalan için kolaja yönelir. Son donem çaiışmalannı buyıik bir alçakgönüllülukle hâlâ araştırma olarak niteliyordu. Eşiyle birlikte gerçekleştirdiği unlü halılan bu dönemin ürünleridir. Miro, Bazain, Manessier gibi unlulerin dokumalan onu yıllardır etkilemiş, resimlerini dokumaya aktarma isteği yaratmıştı. Gobi Çölü'ndeki Dunhang mağaraiarında yer alan fresklerden çıkışla gerçekleştirdiği "Dunhang 83", Selçukluların sembolu çift başlı kartalı da içeren "Selçuklu Kartalı, Rüzgâr ve Pervaneler", Nice'te yaşadığı bir karnavaldan esinlenerek yaptığı "Şenlik" bu dokumalar arasında yer alırken, sanatındaki DoğuBatı etkilenimini de açıklar. 1980'li yıllarda gerçekleştirdiği resimler için. "Bunlar benim son sözum diyebilecegim eserler olsun istiyomm" derken, Turk resmindeki tartışılmaz konumunun bilincinde, bir diğerini yinelemeyen yüzlerce yapıt bıraklı ardında. BİLSAK'TA BUGÜN 20 Aralık Salı: 19.00 Konferans: Dinin Yeniden Algılanması ve Yorumu tslami Kesim, Abdurrahman DİLİPAK Ta'i Chi Ch'uan Hareketli Mediusyon tlhan GÜNGÖREN'le Her Sah 17.30. 10.00 CAFEFOYER Yerli basınçay, kahve, hafif içkiler. 17.00 CAFEBAR GitarVokalÇağatay 19.00 RESTAURANTBAR Ayten ALPMAN ve arkadaslan BtLSAK, Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79143 28 99 ÇIKTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle