18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU leteoroto«ı Genel Müdürtuğu nden a'inan bılgıye gSre. Marmaranm catıs kıyı Ege le Doğu Kaaderaz Kjyıian yaOmunu Marmaa ie yurdtm ıc kes mlerı sabalı saatlennde yef yer y o & ı i olrrak uzere ssf Steto yertef p a r ç * az tukıthı geçece* H f t » SICAKUÖ VtınJun bac keamlennde bıraz artacatı öteö yertercte 3eğışme^ecek RÛZGAR Kuzey ve batı yönler den hafif arasıra orta kuwette zaman raman kuvvetiıce esecek DernztennnaJe ruzgâr ytidtz ve giın batısından 46 yet. yer 7 kuvvetm de saatte 1627, yer yer 33 deiız TI'II f»zta esecek DENIZ Mutedti. yer yeı taba üâkgai, oiaca* Dalga yuksaMjı 12 y«r ysr 33.5 m görüs uzaMığt 10 Van Gölü'nde laa. cok buluflu ve kar vağısiı gececek Ruzgaı guney ve km yağtş amnda 25 «m dolayında bu batı yönlenlen orta kuvvette yer yer kuvvetlıce esecek 3o) kuçuk dalgalı lunacak olacak Gdrüş maktğı 35 km dolayında dulunacak Adana Adapazan Mıyaman Alyon Agn Ankara Antakya Antatya Artvın Aydın Balıkesır Bıiecık Bmgöt Bıtlıs Bolu Bursa Canakaale Corum Oenızlı A 14° O°ftyarbak10° 2° Manısa B 4° 5° Edırne 3° 6° K Maras S 11° O°Emncan 2°4° Mersm S 4° 7° ErTutum V>7° Muğla S 0° 7° Eskışehır 2° 8° MU5 S 3° 7° Gaaantep 10° 2° Nıgde A 14° 2°fiıresun 7° T Otdu 14° 5° Gümjshaie B 3"* 0 F t a 5° 0°Hakkan 4° 5" Samsun 9°f= Ispata 3° 6° SıM 5° 5° Istan&ul 6° 2° Sırtop 4° 5° Izmır 9° 0°Srvas 5° 3° Kars 0°7° Telerdag 4"4° Kastamonu 1° 6° TratKon r 8° Kaysen 1° 7° Tuncelı 5° S> Kırtlarelı 4°6° Usak 6° T° Konya 3° 8° Van 7° 5° KuOhya 3° 8° Yozgat 2° 3° Maiatya 6°1° Zongddak HABERLERİN DEVAM1 TÜRKIYE'DE BUGÜN A 12°2° A 14° 2° 8° 2° 4°3° 1» 8° 20 ARALIK 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Lenıngrad Londra Vadnd Mılanc Montreal Moskova Münjh New Yortc Oslo Parıs Prag R'yaO Ro™ Sotya Şam Tel A m Tunus Varsova Venedık Viyana IVIe MUSTAFA EKMEKÇt AıNKARA NOTLARI SEKA İşçileriyle... B S V V 10° 2° T> 5°4° s s s s 9 r 5° 3° 4».7<> y 5° 3° 0°7° 7°0° J A acık B BJuOu K «a>l S sıst * *agrıurlu Kahire • CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) bakanla eşinin giderleri bir yana, çevresine toplayıp ABD'ye göturdüğü bankacıların, bürokratlann bu gezide ne ölçüde gerekli olduğunu Özal'ın açıklamasını istemiyor. Başbakanlık takımı dışında, orneğin ünlü prenslerin, bankaları hesabtna ABD'de kaça patîadıklan da bilinmiyor. Öğrenilen iek gerçek, Özal'ın çevresınde devlet olanaklan ile gidenlerin yoğunlâşması, para politikasından iç siyaset dalgalanmalarına Kadar hemen her şeyın otei odalarında tezgâhlandığının Özal'a bağlı gazeteciler aracılığıyla kapiuoyuna duyurulması. Orneğin Rüşdü Saracoğlu'nun önümüzdeki günlerde açıkteyacağı para programı ile ekonomide yine şok dalgalar yaratacağının duyuruiması. Saracoğiu, "Bizim para basmak, para sürmek miktarlarımız 1989 yılında, şu periyodlarda, şu miktarlarda olacak" dîyecekmiş. Bu program dışında kimsenin Merkez Bankası'ndan bir tek lira fazla alamayacağını ilan edecekmış. Bakanların Merkez Bankası'na başvuruları tez elden kesilecekmiş. Buraya kadarı senaryonun ana teması. Sonunda müjde geliyor. Böylece enflasyonun büyük çapta dizgınlenmesı sağlanacakmış. Zaten Özal da bakanlardan, Saracoğlu'na gelen aşırı para isteklerine soğuk bakıyormuş. Kafasına koymuş Başbakanımız, enflasyonu düşürecek. Dayan Saracoğlu dtye arka çıkıyormuş. Mış da mış, muş da muş. Öykü, aldı •başını gidiyor. Eksik tarafı "mutlu son." Enflasyon düştü yüzde 30'lara. Bir türlü anlatamadıkları, hünerlı, yeteneklı ustaların çı•zemediği manzara, bu son sahne. Oysa Merkez Bankası'nın yılbaşlarında para programı açıklaması, ballandıra ballandıra anlatıldığı, düşlenen hedefler arasında sıralandığı gibi yeni bir buluş, bir uygulama değil. Para programının açıklanması ile ilgili ilk deneme 1986'da. 1987 ve 1988 başlarında özellikle dış sermaye çevreleri ile finans kuruluşlanna bildirilen, açıklanan bir program. Belirlı periyodlarda iki yıldır para programının açıklanmasına karşın, Merkez Bankası'nın musluğu bu programa göre açıp kapayamadığı da ayrı bir gerçek. Kısacası Merkez Bankası'nın "şef'ten izinsiz, kendi başına. özgür uygulamalara girişecek ne gücü var ne de bu gücü Saracoğlu'na verecek bir siyasal duzende yaşanıyor. Üç yıldır emisyon ıplerıni tutamayan Saracoğlu, Özal'da hangı mantık ve siyaset değişimi olmuş ki 1989'da para politikalarını dilediği gibi düzenleyip uygulayacak? ABD gezisinin önemli haberlerinden biri, hatta başlıcası, Korkut Özal'ın Suudi Arabistan'dan kalkıp Houston'a kadar uzanması. Eğer "aile içinde bir ihtilaf çıkmazsa", Korkut Beyin, Özal bireyleri ile yapacağı ABD konuşmaları hemen her çıkmaza yeni boyutlar getirebilir. Kabine değişikliği mi, Korkutla Turgut konuşur. Semra Hanımın da eğilımi alınır, İstanbul'a bir telefon, Ahmet Özal da görüşlerini bildirir. Şemiler kazanır, Erdem paspas olur. Ya ödün verır kışiliğinden, kalır kabinede ya da gider. Özal oralardan ışaret verıyor. "Kabine değişıklikleri hiç beklemediği anda önüne gelivermiş bugune dek", öyle diyor. Kaya Erdem istifa ederse eder, der gibi Korkut Beyin, yengesi hanımefendiye, yenge hanımın kayınbirader Korkut Beye sıcak bakmadığı biliniyor. Houston'da ne Ortadoğu sorunu, ne de Türkiye'nin "ağabey ABD'ye yeni bağlılık yeminleri" önem taşıyor. Özal, aile içinde uyumu sağlarsa ufkumuza yeni siyasal olaylar gelecek. Sıyasetçilerimiz gözlerini dört açmışlar, aile meclısinde alınacak kararlan bekliyorlar. ANAP'lı liberaller: Ittifakçılargövde gösterisiyapıyor Titiz 'kolay hedef süren milletvekilleri; "gnıbu ile konnşamayan Titiz, Erdem'in arkasına sığınarak önergeyi engellemek isledi" divorlar. ANAP'ın liberal milletvekilleri, Kultiir ve Turizm Bakanlığı bütçesinin reddiyle başlayan, 500 milyonluk kısıntı önergesi ile doruk noktaya çıkan Titizkutsal ittifak çekişmesinin liberallerittifakçılar çekişmesine dönüşmemesi için olaya uzak durmayı yeğliyorlar. Titiz'e karşı yapılan çıkışı kutsal ittifakın, Özal'ın yokluğundan yararlanarak sesini duyurma, tabanına mesaj verme hareketı olarak yorumlayan bazı milletvekilleri, "Niçin Titiz seçildi?" sorusuna yanıt olarak şu noktalarda birleşiyorlar: • Titiz, bir politikacı ve bir bakandan çok, teknokrat gibi çalışıyor. • Parti örgütü ve grubu ile hiçbir teması yok. • Bakanlığı grup milletvekillerinin ilgisini çekmiyor. • Suçlayıcı konuşmalardan kaçınır, verilen her görevi kabul eder. Hareketçimuhafazakâr milletvekillerinin en kolay "devredilebilecek" bakan diye baktığı Tınat Titiz için bazı liberal milletvekilleri olayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: Bedreltin Doğancan Akyürek (Istanbul Milletvekili): Önergenin hazırlanması bana organize bir hareket gibi geliyor. Ben de biitçeyle ilgili kısıntı önergeleri hazırlıyordum. Bütçeden 5060 milyar liralık bir kesintiyi planlamıştık. Ancak benim >aptığım üzüm yemekti, bunlannki ise bağcıyı dovmek. Bakanın tutumunu değerlcndirmek istemiyorum. Cengiz Tuncer (Antalya Milletvekili): Ben. arkadaşlanmın Sayın Titiz'e yönelik bir hareketi oldugunu sanmıyorum. Organize bir hareket değildi. Fakat diyalog eksikliği ortadadır. Bakanla önerge sahipleri ne konuştular bilmiyorum. Sanıyonım olay diyalog eksikliginden kaynaklandı. Metin Kmiroglu (Maiatya Mil ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) ANAP içindeki hareketçi, muhafazakâr kanadın "hedef bakan" durumuna getirdiği Kültür ve Turizm Bakanı Mustafa Tınaz Titiz'i bazı liberal milletvekilleri de 'teknokrat gibi davranmakla' eleştiriyor. Balerin fonu ile ilgili önergeyi hazırlayan ittifakçılarla Titiz'in önce anlaştığım, daha sonra Devlet Bakanı ve Başbakan Vekili Kaya E>dem'e yanlış bilgi vererek yamİKığıru öne letvekili): Önerge verilmesi dernokratik bir olaydır. Millet\ekillerinin önerge verme hakları vardır. Yalnız burada bir diyalog eksikliği olduğu ortadadır. Bakan Bey lam bir teknisyen gibi davrandı. Gruptaki temayiilii hissedemedi. Hissedebilseydi arkadaşlarının görüşüne katılırdı zannediyorum. Giineş Taner (Istanbul Milletvekili): Kültür ve turizm bütçesi görüşiilürken yanlışlıklar manzuı lesi yaşanmıştır. Bazı arkadaşlar bakanla önceden anlasarak 500 milyon liralık bir kısıntı önergesi hazırlıyorlar. Bakan önce evet diyor, sonra gidip Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'e 'Balerinlerin maaşları ödenmeyecek' diye yakınıyor. Kaya Bey de bunun üzerine önergenin desteklenmemesini istiyor. Grupta da bir tereddut doğuyor. Bakan, önerge sahipleri ile anlaşmaya riayet etmeyerek hükumete \anlıs bilgi vermişlir. Bir diğer vanlış, bazı arkadaslann balerinlerle ilgili bazı görüşler ortaya atarak balerinler yerine Türk biıyüklerinin tanıtımı için ödenek aynlmasını istemeleridir. Bülent Akarcalfnın genel kurulda ayağa kalkarak kendi grubundaki milletvekillerine, 'Partiyi bu hale getirdiniz' diye bagırması bir diğer yanlışhktır. Böyle konulann konuşulması gereken yer, genel kurul salonu değil, grup toplantısıdır. Veysel Atasoy (Zonguldak Milletvekili): Bu işlere beni karıştırmayın. Konuşmak istemiyorum. Adnan Kahveci (Devlet Bakanı): Siyasi konularda bana soru sormavın. Özal'ı bekleyen üç sorun (Baştarafı 1. Sayfada) Şemiler ile Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem anlaşmazlığımn eklenmesi ANAP'ın sıkıntılannı bürokratlara kadar yansıttı. özal'ın yokluğunda süregelen bütçe göruşmelerinde, grubun, Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in kişiliğınde yoğunlaşan tepkileri, Bakanlar Kurulu'nda bütçe sonrası geniş bir değişiklik beklentisine yol açü. ANAP'lılar, yerel seçim öncesi Bakanlar Kurulu ile birlikte parti üst yönetiminde değişiklik yapılması gerektiğini ifade ederken kabinenin birkaç bakan dışında "yetersiz" kaldığı kulislerde daha çok dile getirilmeye başlandı. özal'ı bekleyen sorunlar şu başhklar altında toplanıyor: Bakanlar Kurulu'nda ve parti yönetiminde değişiklik: Grupla bağları güçlü olmayan bakanlara, ANAP milletvekilleri "soguk" bakıyorlar. MDP kökenli bakanlar, ANAP felsefesini benimsememekle suçlanırken Devlet Bakanı Adnan Kahveci TRT yayınları nedeniyle yoğun eleştirilere neden oluyor. Yerel seçim öncesi Başbakan özal'ın Bakanlar Kurulu'nda köklü bir değişiklik yapmasını isteyen ittifakçıların hedefi durumunda olan bakanların arasında Ali Bozer, kâmran Inan, Sefa Giray ve Tınaz Titiz ile Fahrettin Kurt yer alıyor. Ittifakçılann önde gelen isimlerinden Maiatya milletvekili Talat Zengin MDP kökenli bakanlan açıkça eleştirerek bunların "birer bürokrat" gibi davrandıklarım dile getirmişti. Ittifakçılar, Özal'ın, Bakanlar Kurulu ve parti üst yönetiminde değişiklik yapmaması halınde yerel seçimlerden başanlı çıkılamayacağını savunuyorlar. Parti içi sorunlar: Referandum sonrası aralarındaki buzları bir ölçüde çözen "ittifakçı" ve "liberal" kanatlar bütçe görüşmeleri sırasında yeniden çekişme icerisine girdi. lttifakçılar ile liberallerin çekişmesi Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşülürken balerinleri ağırlamak için ayrılan ödeneğin 500 milyon lirasının Türk büyüklerinin tanıtılmasına aktarılmasım öngören önergenin gündeme getirilmesiyle su yüzüne çıktı. Genel kurul salonunda birbirine giren ANAP milletvekilleri, liberal olarak tanınan Tınaz Titiz ile Bülent Akarcalı'yı kara listeye aldılar. Bazı liberal milletvekilleri de Tınaz Titiz'in izlediği tutumu eleştirdiler. Yerel seçim adaylannın belirlenmesi: Özal'ın yokluğunda iki kez toplanan ANAP başkanbk divanı yerel seçim adaylarının MKYK'da beürlenecek yöntemlere göre saptanmasını kararlaştırdı. Adayların hangi seçim bölgesinde, hangi yöntemle belirleneceği ise Başbakan Özal'a bırakıldı. Seçim bölgelerine dağılacak olan müfettiş milletvekilleri o bölgedeki teşkilattan ve milletvekillerinin eğilimlerini rapor haüne getirerek MKYK'ya sunacaklar. Aday belirleme yöntemi üzerinde o bölgenin milletvekillerinin anlaşması halinde, genel merkez devreye girmeyecek. Ancak çelişkili istekler gelmesi halinde Başbakan Özal soruna doğrudan müdahale edecek. Büyük şehirlerdeki belediye başkan adaylan ise doğrudan Başbakan Özal tarafından belirlenecek. IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) sal ıttıfakçftarla liberaller, birbirlan'a liberal kanat milletvekille lerine karşılıklı suçlamalarda burinin de izmir'de Burhan özfatu lundu. ra'ya karşı dişe diş bir savaşım Ya sonuç ne oldu? Başbakan Özal, "susun" deverdikleri biliniyor. Istanbul ve İzmir'de her iki kanat milletvekil yip ortalığı yatıştırdı. Birbirlerini en ağır biçimde suçlayanlar, leri dosyalar hazırlıyor. Bu arada, milletvekili Işın Çe öpüşüp, koklaştı. Bu arada bir dilebi, "acil servis"i sessiz seda zi zam uygulandı. Her zam öncesi ANAP karışır sız bırakırken ANAP kulislerinde gibi görünüyor. Türkıye'nin günyoğun bir söylenti dolaşıyor: Ekonomiyı yönetmek eski demine ANAP içindeki fırtına, solculara bırakılırsa ANAP çö çalkantı gıriyor. ErdemŞemiler kapışmasıyla ker... Bu sözlerin Devlet Bakanı Yu başlayan ANAP içindeki yangısuf Özal'a, TOBB Başkanı Ali nın, Tınaz Titiz olayıyla bacayı Coşkun'a ait olduğu biliniyor. sarmasını Başbakan Özal'ın önBaşbakan Özal tarafından gö leyeceğı bir gerçek. Zaten Oltan Sungurlu, olaylarevlendirilen Işın Çelebi. bunurı üzerine görevi bırakıyor. Yardım rı "talihsiz bir gelişme" olarak nicısı Raks Genel Koordinatörü telendirirken "maziden gelen bir Sertan Ayhan'la birlikte "acil durum yoktur" deyip ekliyor, Birleştirici rolü fazla olan servis"ten ayrılan Işın Çelebi Sayın Özal'ın yerini hiçbirimizın şunları söylüyor: Biz görevimizi yaptık ve çe tutmayacağı bir gerçektir. Özal'kildik. Şimdılik acil servis göre sız olmayı hiç düşünmüyoruz... Sungurlu, "Özal gelecek, yanvini Odalar Birliği yürütüyor. Tüm bu gelişmeler dondurul gın sönecek" demek istiyor. Armak istenirken, Kaya Erdem dından da gelsin yeni zamlar. Oh ı Bülent Şemiler olayı patlak veri ne lyı, ne iyi... ANAP karışıyor işte... i yor. Ardından da Kültür Bakanlığı bütçesindeANAPIılarmuhalefetin tuzağına düşüyor. Derken '. Tınaz Titiz "kutsal ittifak" atağıyia sarsılıyor. ANAP'ta çalkantı, Başbakan Özal'ın yokluğuyla yeniden ANA DİLÎNİZf başlıyor... 9fLMEK Liberal kanadın önde gelen adlarından biri ANAP içindeki VCTİVOQDU 3on gelişmeleri değerlendirirken, Konya Milletvekili Mehmet Keçeriler'in bir gazetede yayımlanan ^îlemecini göstererek şöyle diyor> Kutsal ittifakçıların parti grubunda sayıları az. Ama bizim gevşekliğimızden olacak çok konuşuyorlar, gazetelerde demeçlerinin çıkmasını sağlıyorlar. Oysa sayıları çok az. Grupta biz sayı olarak fazlayız. Ama konuşmuyoruz. Mehmet Keçeciler'in açıklaması neydi? Keçeciler, "ANAP'ın yeni genel başkanı Konya'dan çıkar" demişti. Yani Keçeciler, Özal'ın Çankaya'ya çıkmasına yeşil ışık yakıyordu. Özal giderse, genel başkanlığa, dolayısıyla başbakanlığa kendisinin geleceğini söylüyordu. Keçeciler, konuşmasını sürdürüyordu: "Özal cumhurbaşkanı olursa ANAP kongresi kendi arasından yeni genel başkanını seçer. Biz diyoruz ki bu partinin meşru yeni genel başkanını ancak parti seçer. Bu da teşkilatın oyları doğruKusunda kongrede gerçekleşir. Usul budur. Biz bu sonuca razıyız. Herkesin de razı olması gerekir. Olmayacaktarsa kendileri bilir." ANAP içindeki son gelişmeler, daha önce sık sık yaşandı. KutEşyalan kurtama teteşı Göksu Deresi'nin taşması üzerine evleri sular altında kalanlar, sulann çekilmesi üzerine dun gün boyu eşyalannı kurtarma, onarma telaşı içindeydiler. (Fotoğraf: Fuat KozlukJu) Barajı ben geç açtırdım (Baştarafı 1. Sayfada) sonucu Isfanbul'da hiç iş yapılmıyormus görüntüsü vermek. hizmet verenlerin cesaretini kırar" diye konuştu. Anadoluhisarı Karakolu görevlilerinin yaptıklan tespitlere göre, Göksu Deresi'nin taşması sonucu, dere çevresinde bulunan ve kaçak yapıldıklan öne sürülen 30 evde çok, 50 evde de az hasar meydana geldi. Su baskınından sonra yapılacak çalışmalan belirlemek için dün Beykoz Kaymakamlığı'nda da biı toplantı düzenlendi. Selzedeler, kaymakamlığa gelerek toplantıya katılmak istedfler. Yöneticüer, selzedeleri toplantıya kabul etmediler ve birer dilekçe yazarak vermelerini söylediler. Bu arada, selin baraj kapaklannın zamanında açılmamasından kaynaklandığı belirlendi. Elmalı Barajı Teknik Şefliği ile ISKİ Su Antma Kontrol Daire Başkanlığı yetkilileri, Elmalı 2 Barajı'nda maksimum seviye olan 32.50 metreye ulaşıldığında 2 kapağın açıldığıru söylediler. Bunun üzerine Elmalı 1 Barajı'nın yükünün arttığını belirten yetkililer, maksimum 67.50 metre seviyesi aşıldığı halde, baraj kapaklaraun açılmasında geç kalındığını, daha sonra 7 kapağın biıden açılmasıyla dere yatağının taşıyamayacağı kadar çok suyun boşaldığını ve selin meydana geldiğini söylediler. 22 metrenin üzerine çıktı. Ancak 1 ay evvel 11 metrenin altına indi, hatta kesinti yapmak zorunda kaldık. Baraj tam dolu olduğunda önümüzdeki bir yıhn su>unu toplamış oluyor. Yani barajların tümünün tam dolmasına ihtiyacımız var. Biz dolmasını istiyoruz. Yani değerli içme su>unu son ana kadar öyle kapakları açıp akıtmak kolay değil. Şimdiki seviye ile taşma noktasındaki seviye arasında 300 400 bin metreküp azalma oldu. Ama yeni bir yağmur aynı seviyeye çıkarabilir. 67 metredeki taşma noktastna kadar beklememek için önceden barajın seviyesini 62 metreye indirmemiz gerekir. Ama sonra yağış az olursa Beykoz yöresi yazın susoz kalır. Bu akıttığumz su raiktan bile 15 günlük suyudur oranın. Yani 5 metrelik suyu önceden indirseydik yazık olurdu Beykoz'a. Barajın kapaklannı madem son ana kadar açmadınız, açıldığıada etkilenecek evler neden da r t p t T O İ £|T*1 ha önceden ledbir olarak bosalül t ^ C A d l C İ J . M. madı, bunda bir ihmal yok mu? madı, bunda bir ihmal yok mu'.' j Bir soruşturma yapmayacak mısı f j f * | . j , i n İ 1 V O I * nız, ya da beledivenin bir ihmali nız. va J Maliye ve Gümrük yok mu? p Vergi cezali KA(?$IN!ZA CIKAN^QT ÎNGİLÎZCCBİLMEk: Sorumluluk benim İSKl'nin barajın kapaklannı açmakta geciktiği ve boşalan su yolu üzerindeki evlerin önceden uyarılmadığı açıklık kazanırken selden bir gün önce çalışmaya başlayan "Kriz Merkezi"nin de kurtarma çalışmasında geç kaldığı anlaşıldı. 2 ay önce hazırlıkları başlayan ve geçen cuma gecesi çalışmaya başlayan Kriz Merkezi'nde ISKl'den de sürekli bir temsilci bulunmasına karşın olay gecesi barajın kapaklnn açılmadan önce bölgedeki evlerde yaşayanların uyarılmadığı, kurtajrna çalışmalarına da geç başlandığı öğrenildi. Konu ile ilgili olarak açıklama yapma yetkisi olan İSKİ Genel Müdürü Atom Damalı, dün sabahtan itibaren "hasta" olduğu gerekçesi ile genel müdürlüğe gitmedi ve önemli evrakları evinde imzaladı. Telefonla evinden görüştüğümüz Damalı, Elmalı Barajının kapaklannın son anda açılmasını savunarak sorularımızı şöyle yanıtladı: Barajın kapasitesi oldukça az, böyle önemli ve sürekli bir yağışta neden son dakika bekkndi? DAMALI Geçen sene bu aylarda Alibeyköy Barajı'nın seviyesi TUPSCM1M iNöfLTEBEDE SECKÎN DİL INöîÜZCE I^İJ ÖĞRENECEK, X f k VA2ACAKVE SASIlZ: İngiliz Lisan Okulları Danışma Merkezi Î DAMALI Bence yok, sorumluluk benim. Bu konuda son ana kadar ben bekledim ve direktifı ben verdim. Tekrar aynı şey olsa aynı şekilde hareket ederim. Çünkü prensip şu: Kesin olarak taşacağma emin olduğunuzda kapaklar açılır. Aksi halde metreküpü 500 lira olan su boşa dökülmez. Evleri uyardık zaten, uyarmasak boğulurlardı. Maksat yataklanmn ıslanmaması değildi zaten, boğulmaları önlendi ve kurtarıldılar. Korkunç bir yağış yine olsa son ana kadar bekleriz yine. 9 milyon metreküp su tutuyor Elmalı, 34 ayhk yağışta doluyor, sonra harcanıyor. Şunu söyleyeyim: Aynı şey Alibeyköy için de geçerli. Şu anda 22 metre yüksekIiği var suyun, eğer ^:ok yağmur olur da 2 metre daha yükselirse kapakları açacağız, ama sonra yağmazsa o zaman İstanbul'a az su veririz. Öte yandan Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da olayda bir ihmal bulunmadığını belirterek şöyle konuştu: "İstanbul'a hizmet verenler bazen doğal afet karşısında aciz kalabilirler. Örneğin Soryetler Birliği'ndeki deprem gibi... Ama lstanbul'da selin izleri bir gün içinde kalmadı. Kenlin ana caddeleri şimdi tertemiz. Birkaç saatlik bir tabiat afeti sonucu İstanbul'da hiç iş yapılmıyormuş görüntüsü vermek hizmet verenlerin cesaretini kırar." Bakanlığı'nca hazırlanarak Başbakanlığa sunulan kararname taslağına göre defter tutma hadleri yüzde 50 oranında, maktu vergi cezaları da bir kat arttırüıyor. İzmit'teki SEKA Kâğıt Fabrikası'nı 1930'lu yıllarda Alman teknisyenler yapmışlardı. Mühendislerin, teknisyenlerin yemek için gereksinimleri domuzlar, İstanbul'dan vagonlarda geliyordu. O yıllar, şimdiki gibi karayolu da yok. İstasyondan da fabrikaya değin domuzlar, arabayla taşınacaktı. Gelgelelim, istasyonda, vagonlarda bekleşen domuzları hiçbir arabacı taşımıyordu: Biz, arabamıza domuz almayız, günahtır! diyorlardı. Bir arabacı çıktı, domuzları alacak; adı Mehmet'ti, arabacı Mehmet! Arabacı Mehmet, domuzları istasyondan tabrika inşaatına değin taşımaya iyi para da verildiğini görünce, "Peki" dedi, "Ben taşırım domuzları." Koca koca, pamuk gibi domuzları arabasına doldurarak, birkaç kezde ancak bir günde taşıdı... Arabacı Mehmet'in adı o günden sonra "Domuzcu Mehmet" kaldı. Karısına "Domuzcunun karısı", oğluna "Domuzcunun oğlu" diyorlardı. Domuzcu Mehmet öldü. Oğlu Ergün de şoför oldu. Kimse ona da "Şoför Ergün" demedi, "Domuzcunun Ergün" diye çağırdı. Ergün, babası gibi değil, oldukça sofu muydu? Ama domuzcunun oğlu Ergün seviliyordu çevresinde: Domuzcunun Hacı! Adapazarı'nda EğitDer'in düzenlediği "Öğretmen Sorunları ve Örgütlenme" konulu toplantıda Binali Seferoğlu, Mustafa Meriç, Rıza Yılmaz, Seyhan Erdoğdu, Hasan Fehmi Güneş'le birlikte konuştuktan sonra, Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde kitaplanmı imzaladım. Oradan ver elini Kocaeli. Orada SEKA işçilerinin grevini izleyeceğim! Kafama bunu koymuştum... 1930'lu yıllarda yalnız SEKA Kâğıt Fabrıkası değil, o çevredeki yolların, evlerin planlarını da Almanlar yapmışlar. izmit'te denize tek inen, önü açık yol SEKA'nın orada. SEKA işçileri aileleriyle birlikte, 1520 bin kişilik bir kitle oluşturuyorlar. İzmit için de önemli... SEKA işçileri, greve gitme zorunda kalınca, İzmit esnafından büyük yardım gördüler. Esnaf, parasız yiyecek götürüyor, balıkçılar bedava balık veriyorlar. Tutucu izmit esnafının, grevcileri destekleyen tutumu ilk kez görülüyor. Özel halk otobüsleri, grevci işçilere indirim yapıyor. Esnaf genelikle sağ partilere oy verir seçimlerde, işçiler de öyle! Şu sıralarda izmit esnafı da sağ partilere çokluk oy veren işçiler de çileden çıkmış durumda... SEKA işçilerinin grevı, şu günlerde yüz günü çoktan devirdi, haftasına dönüyor. Böylesi uzun süren bir greve, Özal iktidarı seyirci, duyarsız! Grevci işçilerle, "Salon Lades" kahvesinde konustum. Kahvede çalışan ışçı Zeynel anlattı: İşçilerin grevi surdukçe biz de batıyoruz! İşçiler kahveye gelemez oldular... Birkaç ışçi, çevreye toplanmışlardı, çay ısmarlamışlardı; ama çaylar Zeynel'dendı sanıyorum. Yüz günü aşkın süredir grevde olan işçiler, başka yerde çalışamıyorlardı; çalışırlarsa işlerinden de oluyorlardı, ama para da yok. ne yapsınlar! Biri cebinden piyango biletleri tomarı çıkardı; piyango bileti satıyordu! Bir arkadaşları, toptancıdan çorap. don lastiği alıp onu satıyordu! Haydi lastik. var, lastik! Biri şöyle dedi: On yıllık işçiyim, sosyal haklarım dahil, elimegeçen para ayda yüz bin lira. Kiradayım, aylığımın yarısını kiraya veriyorum... Bir başkası basından yakınıyordu: Sabah'la Hürrıyet, hükümetin lehine döndü, Cumhuriyet verıyor habederimizi, ama iç sayfalarda veriyor o da... Bin "300350 bin liraya kadar ek versinler, imzalayalım toplusözleşmeyi!" dedi. Yoksadavamızdasonuna kadar kararlıyız... Enflasyonun boyutlarını anlatıyorlardı. Bu durumda, birınci altı ay için dört yüz bin, ikinci altı ay için beş yüz bin isterim! diyordu bir başkası da... Sendikalan Selüloziş, ilk ay sadece dokuz bin liralık gıda yardımı yapmıştı grevcilere. tümü o kadarcıktı. Türkİş'ın 200 milyar lira parası var; biz Şevket Yılmaz'dan beklediğimiz parayı alamadık. Sonra devlet bize niye direniyor? Faysal Finans'sa köşe döndürüyor.Biz fabrikayı sabote etmedik. Üç bin işçi aileleriyle birlikte 15 bin kişi eder... Biri şöyle konuşuyordu: Şu anda benim, sadece bakkala 450 bin lira borcum var; pazar nedir bilmiyorum: greve çıkmadan da pazara gitmiyordum ya, şimdi pazarı mazarı da iyice unuttum. işveren bir ara SEKA işçilerini çağırdı, ölüm yardımını on bin liradan yirmi bin liraya çıkarmışlar; "Bak, yüzde yüz zam yaptık!" demişler. Biz devlete hizmet etmekle kötü mü edıyoruz? Özel sektördekiler 470 bin lira net maaş alıyorlar, devlet 300 bin lirayı vermiyor Paramız yok, gazete alamıyoruz; gazeteyi kahvede okuyoruz Bir ay oldu, ben sıkıştım, 275.000 liralık müzik setini 75.000 liraya sattım. Evde dört çocuk, bir de hanım var; hanımın yüzüğü, bileziği de gıtti! Biri söze karıştı: Herkesin evde bir buzdolabı var! Buzdolabı olsa ne olacak! İçı boş! Ben fişi çektim... Ben, 1982de buzdolabı aldım, hem de kiradaydım! Şimdi versin bakalım! 1981'de evlendim, evlendiğim zaman eşimin ailesı bir buzdolabı hediye etti, şimdi onu kullanıyoruz! Hakkımızı aiıncaya kadar dayanacağız. Sendikamızdan filan da para istemiyoruz. açlığa alıştık! Kürt börekçiler de işsiz kaldı? O ne demek? Efendim, burada "Kürt böreği" yaparlar, içinde hiçbir şey yoktur, düz yağlı yufka. üzerine azıcık şeker tozu serpilir. Onlar sabah 05.00'te biz işe giderken, köşelerde beklerler, onları alır yeriz. Simitten de ucuz. Biz grevde olduğumuz için, işsiz kaldı Kürt böreği yapanlar da... Ben, Kürt börekçiyim dedi yanında oturan, grev az daha sürerse, mahvolacağız, açız! Biri yardımlardan söz etti: SEKA İşçileri Tüketim Kooperatifi SitKop her ay borca 35.000 iiralık gıda yardımı yaptı İzmit Belediyesi grevden sonra parasını almak üzere, birer ton kok kömürü verdi grevcilere... Diş Doktoru Ertan Okançay, parasız grevcilere bakıyor. (SHP'den belediye başkanhğına aday mı?) Çocuk Doktoru Necati Günaltay, grevcilerin çocuklarına bakıyor... Greve çıkmadan, aytığımız iki yuz bin lira olsaydı, greve çıkmazdık! Greve çıktık, artık koşullar değiştı. Hazırladığımız taslağın dışında başka bir şey istemeyeceğiz! Aşağısını da kabul etmeyeceğiz! Özal, ya bu parayı verecek, ya bu parayı verecek! Sanat enstitüsü mezunuyum, 17 yıllık işçiyim, yüz bin lira alıyorum! Turgut Bey, SEKA işçilerini greve götürmekle, yalnız onları değil, hoşlanmadığı basını da cezalandırmak mı istiyordu? Siz misiniz yazıp çizen? Alın bakalım! ALTINDAĞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN tursem Cumhurıyet Cad 173/1B Elrradag Islanbul 8023C Hılton Otelı karşısı Tel 111 148 39 77 • 148 79 43 Tlx 27498TUSMTHfax 1111329729 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nm defter tutma hadlerinin yüzde 50 oranında arttınlmasını öngören bir kararname taslağı hazırladığı bildirildi. Sabit bir parasal değer üzerinden alınan bazı vergi cezalarının da bir kat arttırılması öngörulüyor. Maliye ve Gümrük Bakanlıgı'n ca hazırlanarak başbakanlığa su nulan kararname taslağına göre işletme defteri tutma haddini be lirleyen 100 milyon liralık alış tu tarı sınırı 150 milyon liraya, 12( milyon liralık satış tutan sımn da 180 milyon liraya çıkanlıyor. 19SS yüı alış ve satış tutarlan 150 ve 1 C 8 milyon liraya yüzde 20 oranında aşan ikinci sınıf tacirler de işletme defteri tutmaya devam edecekler. Kararname taslağı defter tutma hadlerinin arttınlmasının yani sıra maktu vergi cezalarmm (sabit bir parasal değer üzerinden alınan cezalar) bir kat arttırılmasını öngörüyor. Ayrıca, cezalann belirlenmesinde esas alınan matrah farkı tutarlan da bir kat arttırılıyor. Yeni uygulamanın 1 Ocak 1989'dan itibaren yürürlüğe konulması öngörulüyor. Esas No: 1988/511 Ümühan ünlü tarafından Mustafa ünlü aleyhine açılan nafakanın arttınlması davasının yapılan duruşmasında: Davahmn adresinin meçhul olduğu anlaşıldığından, duruşmanın muallak bulunduğu 20.1.1989 günu saat 11.00'de duruşmaya gelmediği takdirde duruşmanın HUMK'nun 509 ve 510. maddeleri gereğince yokluğunda yapılacağı tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 8.12.198? Basırr 3"6T Deöerîi )zanırnız HASAN KAPLANI "Yürüyörom Dikenlerin üstünde Isimli parçasindan sonra yeni süper parçalannt Değerii Sanatçtmız l ve DEYİS SEVENLERE ONEMLI DUYURU MUTLUGÜLER için besteledl ÖZGÜ MOZİK YAPIM Kaptşıhyor... SEVIN GAYRI 99İsimH Kasett Dinieyip Mutiaka KaraffSkVerin,.. VAHÎTUÇ Hıar Küîhan.Sokak Se.iiea Han No:5 Kav.1 UnkapansîstanDuS Tet. 513 05 50
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle