Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ARALIK 1988 CUMHURÎYET/15 Papandreu'ya üç partiden mektup ANKARA (Cumhuri>et) İktidar ve muhalefete mensup 128 milletvekili dün imzaladıklan ortak bir mektupla Yunanistan Başbakanı Papandreu'dan hapis cezasına çarptınlan Turk toplumu liderlerinden Dr. Sadık Ahmefin durumuyla ilgilenmesini istediler. ANAP'tan MuslafaTaşar ve Şener lşleten, SHP'den Gürcan Ersin, DYP'den Ismail Köse, dün TBMM'de düzenledikleri basın toplantısında Papandreu'ya gönderilen mektubu açıkladılar. Taşar, Dr. Sadık Ahmet'in bir süre önce Yunanistan'daki Türk azınlığı ile ilgili broşür dağıttığı için 30 ay hapse çarptınldığını anımsatarak demokrasi ve insan haklarına aykın bu durumla ilgilenmesi için hazırlanan metni SHP, ANAP ve DYP'den 128 milletvekilinin imzaladığını bildirdi. Petersberg'e Viyana izni VtYANA (AA) Yılan hikâyesine dönen bela gemi "Pelersberg" macerasının, Viyana'nda noktalanmak üzere olduğu bildirildi. Turk karasularından ayrıldıktan sonra Tuııa Nehri'ne girmesine izin verilmeyen zehirli atık yüklü Federal Alman bandırah geminin, yükunu Viyana Limanı'na getirerek boşalımasına Avusturya hükümetince imkân tanındı. Petersberg adlı geminin, Viyana'dan yüklediği zehirli atıklan, tekrar Viyana'ya getirmesi konusunda Avusturya hükümeti ile Viyana Belediyesi arasında baş gösteren anlaşmazlık bugıin sonuçlandı. Viyana Belediye Başkanı Helmut Zink'ın yaptığı açıklamaya göre Viyana Limanı'na getirilecek olan atıklar, buradaki özel tesislerde imha edilecek. Avrupa'nın tüm başkentleri gibi Bel^ bjr ç j k a n ı n başkentj Brukse, de ^ Noel hazıriığı ıçınde. Kentin ana meydanı Grand Place'takı ampullerle donanmış büyük Noel ağacı ıse geceleri çevreye ışık saçıyor. (Fotoğra': Reuter) Rrjilrcpl 01UIVOCI R İ 7 A i f n i l l 3 l l l 1 f l 7 A v r u P a Ekonomik Topluluğu salgm has• * I A f » W l u p « I l l j l * ta | lk görjjien ispanyol domuzlarının ithalini bir süredir yasaklamıştı. Hastalık tümuyle ortadan kalkınca Ispanyrj domuzlarına tekrar kapılar acıldı. Bu karara çok memnun olan Ispanyol hayvan yeuştincileri Fransa'ya gönderilecek ilk partı domuzun üzerine "Biz Avrupalıyız" diye yazı yazdılar. (Fotoğraf: AP) Soğuk veyağışlıhava,yurdurıbirçokböi ü m u n d e e t k i |j O | u y o r istanbul'da dün bütun gün devam eden yağış, su baskınlarına yol açtı. Bağcılar ve Ortaköy'de 50 kadar evi su bastı. Bağcılar, Yıldıztepe'de su baskınına uğrayan vatandaşlar, belediyenin kanalızasyon sistemini zamanında onarmadığını belirterek, bu tıkanıklığın su basmasına neden olduğunu öne sürdüler. Ortaköy'de Dereboyu Caddesi'nde 10 kadar su baskını ihbarı oldu. Edirne'nin Enez ve Keşan ilçelerınde kar yağışının surdüğü, EnezKeşan karayolunun kapandığı bildirildi. (Fotoğraf: Behzat Sarıin) HABERLERIN DEVAMI Yumaşama Dönemi Ne Getirecek? (Baştarafı 1. Sayfada) nu sergilememiştir." İngiliz The Independent Gazetesi'nin yorumcusu Peter Jenkins ise yazısına şöyle girmiş: "Gorbaçov'un BM konuşmasını herkesin hazmedebilmesi öyle anlaşılıyor ki, daha bir hayli zaman alacak. Bugüne değin Batı'nın dikkati daha çok silah indirimlerine ilişkin açıkKapalı toplumları sürdürmenin olanaksızlamasında odaklaştı; ama yeni bir dünya dülığı... "Sosyalistkapitalist" ayrımını yapmakzenine dönük vizyonunun kapsamına şimdisızın dünya ekonomisinden "tek bir organizye dek yeterince dikkat edilmedi." ma" diye söz etmesi... Bugünün sorunlarıAltını çizdiği bu nokta yerindedir İngiliz yanın, "geçmişte başarılı olduğuna inanılan zarın. araç ve yöntemlerle çözülebileceğini düşün• menin saflık" olması... "Farklı bir dünya "da, Sovyet lideri Gorbaçov'un konuşmasının geleceğe "farklı yol" aranmasının vurgulansilah indiriminin dışında kalan bölümü germası... Daha dün Afganistan'ı işgal etmiş bir çekten çarpıcıdır. ülkenin liderinin, BM kürsüsünden, "kuvvet Bu çarpıcılık nereden kaynaklanıyor? kullanımı ya da tehdidi, artık dış politikanın Dünyanın en önde gelen komünist partibir aracı olamayacağına ve oimaktan çıkması sinin lideri olarak, mirasçısı olduğu harekegerektiğine kuşku yoktur" diyebilmesi... tin geleneksel bazı anlayış ve uygulamalaBütün bu söylediklerini "yaşama geçirebirından kopuyor olmasını veyahut kopma nilecek" gücü kendinde bulabilecek mi Sovyetinı, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biyet lideri? Bürokrasiden ve partiden kaynakçimde açıklayabilmesidir çarpıcı olan... lanan muhalefetin üstesinden gelebilecek Sovyet liderinin çarpıcı olduğu kadar şami? şırtıcı da olan açıklamalardan bir bölümü tırBöylesine bir "dönüş" niyetinin temelinnak içinde aynen şöyle: "• Günümüzde kapalı toplumların sürdürül de ne yatıyor? mesi olanaksız hale gelmiştir. Bu durum, dün Sovyetler Birliği'nın ekonomik açıdan girmiş olduğu çıkmazın derinliği mi, böylesine ya barışının temel bir unsuru olarak uluslaçarpıcı bir değişimi gündeme getirmiştir? rarası işbirliği sorunlarına yaklaşımda köklü değişiklikleri gündeme getirmektedir." Nasıl bir dünyanın eşiğindeyiz? Sovyetler'"• Dünya ekonomısi tek bir organizma halideki değişim süreci, bu ülkede ve DoğuBatı ne gelmektedir. Sosyal ya da ekonomik sis ilişkilerinde ne gibi sonuçlara gebedir? temi ne olursa olsun hiçbir devlet bu organizSorular çoğaltılmalı ve tartışılmalıdır. manın dışında gelişemez. Bu durum, dünya Çünkü artık yeni bir döneme girmiştir dünekonomisinin işleyişinde yepyeni bir mekaniz yamız. manın geliştirilmesini, uluslararası iş bölümün* de yepyeni bir yapılanmayı gerekli kılmaktaingiltere Başbakanı Thatcher, soğuk sadır. [• vaşın artık sona erdiğini ve bunun temelin"• ilerleme kavramının niteliği ve ölçütlen de de de Gorbaçov'un yeni politikalarının yatğişmektedir. insanhğın bugün karşı karşıya ol tığını söylüyor, (VVashington Post'a demeci, 18 Kasım 1988) duğu sorunların, geçmişte uygulanan ya 'da geçmişte başarılı olduğuna inanılan araç ve Time Dergisi, iki süper gücün birincisinden yöntemlerle çözülebileceğini düşünmek saf daha derin bir yumuşama (detant) sürecine lık olur." girdiklerini yazabilmektedir. "• İki büyük devrim, 1789'daki Fransız DevBu süreç acaba Türkiye'yi nasıl etkileyerimi ve 1917'deki Rus Devrimi, tarih üzerincek? de çok güçlü bir etkide bulundu ve dünyanın gelişme yolunu kökten değiştirdi. Toplumsal Öylesine mekanik bağlar kurulmasına bilince bugün de egemen olan düşünme tar inanmayız, ama şöyle br düşünelim yakın zını çok büyük ölçüde bu iki devrim biçimlen geçmişi: Birinci yumuşama döneminde dedirmiştir. Ancak bugün farklı bir dünyayla kar mokrasi vardı ülkemizde. Ama ondan sonşı karşıyayız ve geleceğe farklı bir yol arama ra gelen "soğuk savaş" sürecinde, terör ve iıyız." anarşi derken kendimizi 1980'in 12 Eylül'ünde bulmuştuk. Keşke bu defaki ikinci yu"• Kuvvet kullanımı ya da tehdidi, artık dış politikanın bir aracı olamayacağına ve olmak muşama döneminden yararlanıp ülkemizde tan çıkması gerektiğine kuşku yoktur. Bu her demokrasiyi tam anlamıyla yerleştirebilsek... şeyden önce nükleer silahlar açısından geçerlidir. Askeri gücün inşasının hiçbir ülkeyi yenilmez kılmayacağı artık iyice anlaşıimıştır." "• İlkemiz şudur: Siyasal amaçlar yalnızca siyasal araçlarla gerçekleştirilmelidir. İnsanlığı ilgilendiren sorunlar da yalnızca insanca yöntemlerle." (The Independent; 8 Aralık 1988; S.12) \feni Japonya başrole talip (Baştarafı 1. Sayfada) ta olan 87 yaşındaki Japon İmparatoru Hirohito'nun sağlık durumundaki son gelişmeleri yansıtıyordu. Jmparatorun ağırlaştığı 20 eylül günunden itibaren nabzının, tansiyonunun, vucut ısısının ve solunum temposunun seyrini gösteriyordu bu aynntılı tablo ve erafıkler. lmparatomn sağlık durumu herhalde toplumun ilgisini çeken bir konu olduğu için gazetelerin manşetlerinde yer alıyor, okurun bu konuda fazla" vakit harcamadan bilgilenmesi için de tablo ve grafikler kullamlıyordu. gelinen nokta. tmparator Hirohito'ya da belki buna katkısı nedeniyle saygı duyuyorlar. Japonya'nın 2. Dünya Savaşf na sürüklenmesindeki rolu tartışmalı olan imparatorun özverisiyle barışa ve Hiroşima'dan kalan moral desteğiyle Japonya'nın kalllık bir sonbahar gunu, gizem kınma çabaiarına katkıda bulunli bir sessizliğin kapladığı Hiroşi duğuna inananlar az değil. Ayrıma Barış Parkı'nda bu soruların ca geleneklerine bağlı bir toplumcevaplarını duşünüyorum. Bir da, bin yılın ötesinden gelen "kutyandan gruplar halinde parkı do sal imparator" inancının kırk yıl laşın Japon okul öğrencilerini, çi içinde tamamen silinmesini bekmenJerin uzerinde koşuşan küçük lemek de belki yanlış. Bütün bunçocukları ve ayaklarının altında lar, 63 yıldan beri imparatorluğun korkusuzca dolaşan güverdnleri simgesi olan aynayı, kılıcı ve gerizliyorum. Bir yandan da 1945 yı danlığı taşıyan Hirohito'ya ölüm lının 6 ağustos sabahı ilk atom doşeğinde duyulan ilgi ve saygıyı bombasının tam buraya düştüğü açıklayabilecek motifler. Bu ilginü, binierce rnetre yüksekliğinde den yola çıkarak Hirohito'dan ki dev bir mantarı andıran o kız sonra Japonya'da çok şeyin değigın ve öldürucü bulutun tam bu şeceğini iddia etmek de olanaksız. Ne var ki bütün Japonlar böynoktadan yükseldiğini düşunüyorum ve sanki derinden gelen bir le düsünmüyor. Japonya'nın buyanık kokusunu duyar gibi oluyo gün erişmiş bulunduğu büyük rum. Parkın yanı başında bulu ekonomik güçten de cesaret alanan Hiroşima Muzesi'ndeki ka rak, Hirohito'nun ölümünü, Jalıntılar, fotoğraflar \e fılmler, ko ponya'nın yeniden silahlanma yaca bir kentin ansızın nasıl yerle bir rışına katılacağı ve askeri gücünü olduğunu, binlerce insanın nasıl öne çıkaracağı yeni bir dönemin yok edildiğini, o korkunç sabahı başlangıcı olarak görmek isteyenve sonrasım anlatıyor ürpertici ler de var. göruntüleriyle. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları, Japonya'nın 2. Dünya Savaşı macerasım noktalarken ülkeyi denetimlerine alan Amerikalıların direktifme uyan tmparator Hirohito, 1 Ocak 1946 günü halkına yaptığı bir açıklamayla kendisinin ve imparatorluk makamının hiçbir kutsallığı olmadığını, normal bir insan olduğunu ilan etmiş. Japonya'nın savaş macerasıyla birlikte yüzlerce yıllık "imparatorun kutsallığı" efsanesi de bir anlamda noktalanmış, ABD laik ve demokratik bir rejimi öngören yeni anayasayı, atom bombalarıyla dize getirdiği Japonya'ya kabul ettirmiş. Japonya, bugün çoğu kimsenin hayranlıkla söz ettiği "mucize"yi de ABD'nin çizdiği bu yeni anayasal çerçeve içinde gerçekleştirmiş. Şimdi Japonların çoğunluğu için önemli olan herhalde bugün lundaki haberler. Tokyo Borsası'nı neden etkiliyordu? tmparator Hirohito'nun ölmesi halinde Japonya'nın tarihinde yeni bir sayfa mı açılacaktı? Uygulama yanlıştır (Baftaraft 18. Sayfada) rağmen bir okuldan diğerinegöre değişen bir puandır. ÖSYS klavuzlarında açıklanan hesaplama formülunün gereği olarak bu böyledir. Okulunda orta düzeyde ba;arılı olan bir öğrencinin Orta Öğretim Başarı Puanı standart puan olarak 5O'dir. Bu 50 puan, bir okulda 6, diğer bir okulda 7 yıl sonu başan ortalamasına karşılık gelebilir. Her okulun başan ortalaması aynı olmayacağından eşit başanya farklı puanlar verilebilecektir. Hak ederek veya hak etmeyerek alınan yıl sonu notlanyla, çoğu oğrencisi yüksek notlu olan bir okulda, okul birincisi dezavantajlı; notları geniş bir aralığa dağılan diğer bir okulda ise okul birincisi avantajlı olmaktadır. Bu puanlamayla okullarında başarılı öğrencilere bile amaçlandığı gibi bir avantaj sağlanmıyor, ödüllendirme tesadüfı oluyor. gi alanı dışındaki bir dersten değil de 10 almaya özendırmek niye? Fen derslerine ilgi duyan, bu alanda yetenekli bir öğrenci; zamanını laboratuvarda değerlendirecekken neden her dersten 10 almaya çabalayacak? OÖBP'nin etkisi bu kadar abartıldığı sürece bu sonuç çıkacaktır. Her şeyden biraz anlayan, ancak kendi yeteneklerini geliştirmede gecikmiş insanlar mı yetiştirmek istiyoruz? Gerekçe bulmak oldukça zor. İmparatorun önemi Japonya'da yaklaşık 1400 yıllık imparatorluk geleneğinin temsilcisi olan Hirohito'ya ölüm döşeğinde gösterilen ilgi ve saygının boyutları şaşırtıcıydı. Japonya'nın dört bir yanından yiiz binlerce kişi, bir metrekare arsanın 500 milyon liraya kadar satılabildiği Tokyo'nun merkezinde muazzam bir alanı kaplayan İmparatorluk Sarayı'na gelerek yağmunın altmda imparatorun sağlığı için dua ediyor, açılanözel defteri imzalıyordu. Japonya'nın çeşitli yörelerinde pek çok festival iptal ediliyor, bazı şirketler elemanlannı koyu renk giyinmeleri konusunda uyarıyordu. Nissan otomobil firması yeni arabasını pazarlamak için geliştirdiği ve "Sağlığınız yerinde mi?" sloganının kullanıldığı televizyon reklarrunı yayından kaldınyordu. lmparatomn hastalığı nedeniyle bu gibi davranışlara girişilmesini, günlük yaşamın bu olaydan etkilenmesini protesto eden gruplar da vardı gerçi, ama onların sesi çok daha az duyuluyordu. İşte size yeni bir bilmece: Dünya ekonomisinin liderliğine oynayan, teknoloji yarışında başa güreşen Japonya'da, devlet yönetiminde sadece sembolik bir yeri olan imparatora gösterilen bu sayg] ve ilgi neden kaynaklanıyordu? tmparatorun ağırlaştığı yo \eni cennet mi? ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) miler gitmeden yerinde kalması" artık olanaksız görünüyor. "Şemıler Bunalımı"nın dumanı tüterken, başkentte bir başka bakanın "yeni hedef" olma yolunda hızlı adımlarla ilerlediği gözlenıyor. Anılan bakan, Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz. Bakan Titız'in bir yanda bakanlık içinde otorıtesıni tam olarak kullanamadığı öne sürülürken, bir yandan görevden almak istediği bazı bürokratların Devlet Bakanı Yusuf Özal'ın "hassas kanatlan" altına saklandıkları belirtılıyor. Örneğin, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Turizm Bankası geçenlerde bir kararnameyle Başbakanlığa bağlanıyor. Sümerbank, Etibank, Denızcılik Bankası ve Turizm Bankası'nın "bankacılık faalıyetlerinın tek elde toplanması" karanna varılıyor. Ama ondan önce Turizm Bankası ile Denizcilik Bankası, Başbakanlığa bağlanıyor. Böylelikle, hakkında çeşitli ıddialar ortaya atılan Turizm Bankası Genel Müdürü Serhan Altınordu yine görevinde kalıyor. Bakan Titiz, Altınordu'nun kararnamesini üç kez gönderiyor görevden alınması için. Üçünde de Bakan Titiz yeniliyor ve Altınordu yerinde kalıyor Şimdi Yusuf Özal'a bağlanıyor. Titiz bu arada bakanlığına çeşitli kurumlardan danışmanlar alıyor. Örneğin, Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel'in görevden aldığı Müsteşar Cemil Kıvanç'ı danışmanlığa getiriyor. Şu sıralarda da Devlet Bakanı Kâmran İnan'ın görevden almayı düşündüğü, hakkında müfettişlerin çeşitli dosyalar düzenlediği Etibank Genel Müdürü Süha Nizamoğlu'nu bakanlığının müsteşar yardımcılığı ıçın aklından geçiriyor. Müsteşar yardımcılıkları dolu, ne olacak?.. Gayet basıt. Birisi boşaltılacak. Örneğin, müsteşar yardımcısı Mustafa Türkmen görevden alınarak, yerine Kâmran İnan'ın kurtulmak istediği Etibank Genel Müdürü atanabilecek. Aynı bakanlıkta son olarak Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Raik Alnıaçık'ın görevinden alınması da bakanlık içindeki huzursuzlukların yeni bir örneği. Hatta, başkentteki iddialara göre, üç gün önce Tınaz Titız'in bakanlık bütçesinin reddedilmesi pek de tesadüf değil. Bir teoriye göre, "ANAP'lıların Titiz'in yıpranması için bilinçli davranışlan". Çeşitli olaylar yan yana getirildiğınde, ANAP grubundaki huzursuzluk kendiliğinden ortaya çıkıyor. Dün gözlendiği gibi, kendi aralarında küçük tartışmaların kavgaya dönüşmesi, ANAP'lı milletvekillerinin dolaplarına "Semra Özal aleyhınde" atılan mektuplar. bakanlann birbirlerine karşı blok oluşturmaları, huzursuzlukların tek tek göstergesi. Aynı bakanlıkta arka arkaya görev yapan ANAP'lı bakanlann birbirlerini beğenmeyişi. orkestra şefinin bu olaylar sırasında "Benim dediğim olur, ben vazgeçilmem" havasıyla, partisini yönlendirmeye çalışması, bu kez Özal'ın da eleştirilmesine yol açıyor. ANAP grubu bugünlerde kendine hedef arıyor. Tek tek olayları bir araya getirdiğinizde, bundan başka bir anlam çıkmıyor. Topun ağzında bulunanların başında galiba Tinaz Titiz geliyor. Süpere formül aranıyor (Baştarafı 1. Sayfada) lanabilmeleri ongörüluyor. Hükumetin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve gerekçelerine uygun bir veni yasa hazırlarken sigortalıların sadece yüzde 5'inin yararlandığı "süper emeklilik" konumunu ortadan kaldırması, alt düzeylerde bir eşitlik getirmesi anayasaya ve mahkeme kararı gerekçelerine uygunluk için yetmiyor. Çunku yine karar gerekçelerinde vurgulandığı üzere, iptal edilen madde ile doğan hukuksal boşluğu gidermesi, süper emeklilerin kazanılmış haklarını da gözetmesi gerekiyor. Karar gerekçesinde bu konuya, super emeklilerin kazanılmış haklarının korunmasının önemine değinilirken özetle şöyle deniliyor: "İtiraz konusu geçici 5. maddenin iplal edilmesiyle maddenin diızeniediği alanda doğuracağı boşluğun kimi sigortalıların sosyal güvenlik haklan yöniinden neden olacağı sonuçlar, kamu düzeniyle kamu yarannı doğrudan etkileyecek nilelikle bulunduğundan bu boşluğun doldurulmasını zorunlu kılmaktadır." Mahkeme bu gerekçeye bağlı olarak, hükumetin süper emeklilerin kazanılmış haklarını zedelemeyecek bir çözum bulması için iptal kararının > ürürlüğe giriş tarihini. kararın Resmi Gazete'de ya>ımlandığı 11 aralık tarihinden 6 ay sonraya bırakmış bulunuyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gerekçelerinde onemli bir diğer konu ise SSK'nın maddi olanaklarının anayasaya aykırıhk iddialanna esas almmaması. Aylardır kamuoyunun gündeminde, super emeklilerin uykularını kaçıran ve bu haktan yararlanamayan yüzde 95 çoğunluğu da huzursuz eden, 506 sayılı SSK yasasının anayasaya aykın bulunarak iptal edilen ek geçici 5. maddesi ile ilgili gerekçeli kararın bazı önemli saptamaları şöyle: • Aynı sosyal güvenlik kurumu içersinde yer alarak bütünleşmiş, kaynaşmış ve aynı amaçlar için riziko ortaklığına girmiş sigortalıiardan, derecesi ne olursa olsun bir grubun. diğerlerinden ayrılarak kendileriııe "özel" deniiebilecek bir güvenliğin sağlanması ve yine temelde birbirinden çok farklı olmayan yakın derece ve göstergede bulunaniar için çok farklı boyutlarda sosyal güvence öngörulerek kurumun kaynaklarının dengesiz bir biçimde tahsisi, sosyal güvenliğin dayandığı ilkeler ile bağdaşamaz. • Ayrıca en üst göstergede bulunanlarla diğer gostergelerde bulunaniar arasında sosyal güvenlik hakkı yönunden çok farklı durumlar yaratılmıştır. (Baştarafı I. Sayfada) sa'da her 276 kişiye, F. Almanya1 ya'ya doğru uçarken bazı rakam da her 317 kişiye, ABD'de her 326 lara göz gezdiriyorum. Ister iste kişiye, İngiltere'de her 398 kişiye mez bir soru daha takılıyor kafa bir polis duşerken Japonya'da her ma: Dünyanın yeni cennetine mi 556 kişiye bir polis düşuyor. gidiyorum acaba? Zenginlik ve güvenJiğin "her Japonya geçen yıl 19.200 dola şe>" olmadığını düşunen okumarı bulan kişi başına milli gelir ra yazma merakhları için de ilginç kamıyla, 18.200 dolarda kalan Japonya'nın rakamları. Yaklaşık ABD'yi geride bırakmış. Bu yıl 122 milyon nufuslu Japonya'da Japonya'mn kişi başına milli ge her gün 70 milyonun uzerinde galiri 20 bin doların hayli üzerine çı zete satılıyor ve kişi başına duşen kacak, Japon>a dünyanın en zen gazete sayısı açısından da Japongin ülkelerinden biri görünümü ya başlıca rakiplerinin çok önünde yer alıyor. Japonya'da her 1000 nü koruyacak. kişiye duşen gazete sayısı 570'i Japonya aynı zamanda dünya aşarken bu rakam Isveç'te 524, da en büyük ticaret fazlası veren Sovyetler Biriiği'nde422, İngilteve dunyaya en fazla kredi açan ul re'de 414, F.Almanya'da 350, ke. ABD'nin "en büyük borçlu" ABD'de 268, Fransa'da 212. Kitap haline geldiği bir dünyada Japon ve dergi satışları da şaşırtıcı ra Silah mı, ekonomi mi? ya 300 milyar dolar "alacaklı" kamlara varıyor Japonya'da, yıl Japon halkı ise savunma hardurumda. da yaklaşık 1.3 milyar kitap ve 3.8 camalarının arttırılmasını istemiTokyo Borsası, kayıtlı şirketle milyar dergi satılıyor. yor. Resmi kamuoyu yoklamalarin kapitalizasyorı değeriyle ölçülrına göre savunma harcamalarıdüğünde, dünyanın en büyük hisEvet, dünyanın yeni cennetine nın milli gelirdeki payının yükselse senedi borsası. New York'un ar mi gidiyorum acaba? tilmesini isteyenlerin oranı dından üçüncü sırayı ise Osaka Bu soruyu Tokyo'nun Narita 1969'da yüzde 24 iken, 1988'de Havaalam'ndan kente doğru gi yiızde 11 'e düşmüş. Savunma harBorsası alıyor. Mevduat büyüklüğüne göre ya derken bir kez daha soruyorum. camalarının milli gelirdeki ve bütpılan sıralamada dünyanın en bü Alaru kente bağlayan geniş asfal çedeki payının aynı kalmasını ya yük beş bankasından beşi de tın iki yanında Jörtbeş metre da azaltılmasını isteyenlerin orayiıksekiiğinde duvarlar yükseliyor, nı ise yüzde 77'yi geçiyor. Japon. sanki üstü açık bir tünelden gidiJaponya'da iktidara damgasıYalnızca parayla, ekonomiyle il yoruz. Beni alanda karşılayan rehgili göstergeler mi Japonya'yı öne berime soruyorum, "Yolun gühil nı v uran egemen goruş de sanırım çıkartan? tmrenilecek ülke yapan? tusünün çevreyi rahatsız elmcmesi Japonya'nın savunma harcamala1984 yılına ait suç oranları is için bu duvarlar yapıldı" diyor ve rını ve askeri sorumluluklannı tatistiklerine bakıyorum. Çeşitli Narita'da havaalanı yapılmasına arttırmasına karşı. İki süper guulkelerde her 100 bin kişiden kaç zamanında nasıl karşı çıkıldığını cün bile silahlanma hatcamaları1 nı sınırlamaya karar verdikleri, iki kişi "soygun" suçu işlemiş? ABD anlatıyor. kutuplu oimaktan çıkıp, çok kude 205. Fransa'da 106, tngiltere1 Zenginlik, güvenlik, okuma ve tuplu olmaya yöııelen bir dünyade 50, F.Almanya'da 46 kişi. Peki ya Japonya'da? Sadece 1.8 kişi. bilgilenme tutkusu, çevre bilinci. da; ekoncmideki atılımı sayesinSoz konusu ulkelerde her 100 Bunlardan ibaret bir cennet mi de liderlik yarışına katılan Japonya'nın gene bu silahı, yanibin kişiden kaç kişi "ırza tecavüz" bugunun Japonyası? Değil herhalde. Japon>a'yı an ekonomik gucunü kullanarak suçu işlemiş? ABD'de 36, F.Aldünyadaki etkisini arttırması gömanya'da 10, İngiltere'de 9, Fran lamak ve anlatmak için rakamla rüşü ağır basıyor. Bu görüşü sasa'da 5 kişi. Japonya'da ise sade nn ardındaki gerçeklere dikkatle vunanlar, Japonya'nın dışa açılbakmak; rakamlarla ifade edilece 1.6 kişi. meyen, geçmişten gunumüze uza ma ve "uluslararasılaşma" sü"Hırsızlık" ve "yaralama" gibi nan değişik boyutlara eğilmek ge recini hızlandırması gerektiğini suçlarda da Japonya'daki suç ora rekiyor. Belki aylarca bu ülkede vurguluyorlar. Kalkınma ve monı diğer ülkelerin çok altında. kalmak, esrannı çözmeye çalış dernleşmenin "Bahlılaşmadan" da mümkun olduğunu kanıtlayan Üstelik, diğer ulkelerdekinden mak gerekiyor. daha küçuk bir polis gücüyle sağBu dizi ise iki haftaya sığan bir Japonya'nın şimdi de "kokusailamış Japonya bu başarıyı. Fran Japonya gezisi sonunda, bazı ki ka", yani uluslararasılaşma suretap ve belgelerden de yararlanıla cini başararak çok kutuplu bir rak yazıldı. Yazılanların çoğu bu dünyanın liderlerinden biri olabiÇALJŞANLARIN kısıtlı olanaklar çerçevesinde edi leceğini iddia ediyorlar. nilmiş izlenimlerden, çeşitli kay Japonya, belki bir kez daha SORLLARI naklardan derlenmiş bilgi kırıntı "büyük" oynamaya hazır, ama larından ve bazı oznel saptamalar bu kez topla tufekle değil bilgi SORUNLARI dan oluşuyor. Galiba ben bu di toplumunun sessiz silahlanyla... V'ılmaz Şipal zide "Bana göre Japonva"yı anI70O hra (KDV içinde) latmaya çalışıyorum ve Japonya Yarın: Japonya Çaiıluş Yayınları TurkoıuHı gerçeğine ne kadar yaklaşabildi zengin. Cad. 3941 Cağukığluhtımbul ğimi de doğrusu bilemiyorum. Japonlar degil Sonuç olarak kimin için avantaj sağlayacağı belirsiz olan Orta Öğretim Başan Puanı'nın ÖSS veya ÖYS puanlarına eklenmesi, yanlış bir uygulamadır. Kaldı ki yıl sonu başan ortalaması; okulun bulunduğu bölgeden, toplumsal çevreden, öğretinı kadrosunun sayı ve niteliğinden, derslerin sayı ve çeşidinden, öğretmenin bol notlukıt notlu olmasından, hatırlı velilerin çocuklarına Kılavuzdaki formüle göre he nasıl olsa sınıf geçiyor diye verisaplanan Orta Öğretim Başan len notlardan v.b. etkilenmektePuanı, şimdiye kadar her üniver dir. Bu tür etkilere açık olan yıl site adayı için aynı katsayıyla ça sonu başan ortalamalanna dayarpılarak puanlamaya katılıyor lı olarak hesaplanan Orta öğredu. 1989 sınavlarında etki katsa tim Başarı Puanlarının haksızlıkyısı değişiyor. Bu yıl üse son sı lar doğuracağı açıktır. nıfı okuyup bütünlemeye kalaHirohito'dan sonra "Egitimde Ölçme ve caklara, haziranda mezun olaDeğerlendirme" bir bilim dalı, Örneğin bundan önceki Japon caklara ve ilk üç dereceye gire bu bilimin bulduğu gerçekler var. Başbakanı Nakasone'ye danış ceklere göre farklı katsayılar kul Okullarımızda uygulanan yazılı manlık yapmış olan muhafazakâr lanılacak. Önceki yıllarda lise ve sözlü sınavların ölçme gücü, politikacı ve yazar Hideaki Kase, son sınıfı okuyanlar ise derece çoktan seçmeli sorulardan oluşan "Amerikan namlulannın gölgesi ye girmiş olsalar bile 1989'un bü testlere gore çok zayıf. Bir sınaaltında kutsallığını inkâr eden" tünlemelileriyle eş sayılacaklar. vın geçerlik ve güvenirliğini artBu yıl bir dersten bütünlemeİmparator Hirohito'nun aslında, tırmak için soru sayısının çok ol"hayatta kalan son rahipkral" ye kalacak bir öğrencinin yıl so ması, konulann iyi taranması, olduğunu iddia ediyor ve "Japon nu başarı ortalaması, haziran dö her bir sorunun bilenle bilmeyehalkının çoğunluğu da imparato neminde mezun olacak bir öğ ni ayırma gücünün ve güçlük dürun kutsallığına hâlâ inanıyOr" renci ile hatta derece yapacak bir zeyinin amaçlanan düzeyde oldiyor. Kase, Hirohito'nun ölü öğrenciyle aynı olabilir. Okul ba ması vb. gerekir. Bunları sağlamüyle Japon geleneklerine goıe şarılan aynı olan bu öğrencilerin yabilmek için de bilimin önerdiyeni bir dönemin başlayacağını, ÖSS veya ÖYS puanlarına katı ği en nesnel ölçme aracı çoktan ABD'nin zoruyla kabul edilen lacak olan Orta Öğretim Başarı seçmeli testlerdir. ÖSYM'nin anayasaya bağlı kalmak zorunlu Puanlan aynı olmayacaktır. Bu kullandığı, böyle testlerdir. luğunun da ortadan kalkacağını fark 48 puana yaklaşabilecektir. ileri sürüyor. Japonya'nın muha Okulun dörduncüsü ile üçüncüÖlçme aracının duyarlığı çok fazakâr ve milliyetçi çevrelerinde sü arasında yıl sonu notu farkı önemli. Oğrenciler bilgilerine göetkili olduğu anlaşüan Kase'ye gö çok az olabilir. Buna rağmen biri re sıralanacaklardır. Bir bilgi öğre yeni dönemde Japonya, silah ilk üçte olacağından Orta Öğre renilmiş olabilir, ama hangi dülanma çabaiarına hız vermeli, Ja tim Başan Puam'nın ÖYS pua zeyde? Bilgi hatırlanıyor, ama ponya'nın dilediğinde dış ülkele nına katkısı farklı olacaktır. Bu kavranmış mı? Kavranmışsa, bu re asker sevk etmesini yasaklayan fark da 25 puana yaklaşabilecek bilgi yeni bir problemi çözmede anayasanın 9. maddesi hemen tir. Üçüncü olmayı çok düşük bir uygulamaya geçirilebilecek mi? kaldırılmalı, gerektiğinde nükle farkla kaybedecek veya kaybet Hatta yeni bir durumun analizier güce de sahip olabilmeli Japon tirilecek bir öğrencinin 25 puanı ni veya sentezini yapmada kullaeksik olacaklır. Geçen yıl iiseyi mlabilecek mi? Bunların anlaşıya. haziran döneminde bitirmiş ve labilmesi için öğrenmenin her baÖte yandan, ABD de Japonya' ya ilk üçe girmiş fakat geçen yıl samağını yoklayan yeterli sayıda, nın savunma harcamalarını arttır yerleştirilememiş oğrenciler var. önceden analizi yapılmış soru gemasından yana. Milli gelirin yüz Bunlar, aynı başarıyı gösterip bu rekir. Okullarımızda henüz bunde 6.7'sini savunma harcamaları yıl İiseyi bitirecek arkadaşların lar yapılamıyor. ÖSYM ile okulna ayıran ABD, vaktiyle kendi dan eksik puan alacakJar. Bu tür lar farklı ölçme araçları kullanıempoze etmiş olduğu sırurlamalar öğrencilerin kayıpları da II. ba yor. Kullanılan araçların birimnedeniyle milli gelirinin ancak samakta 48 puana yaklaşabile leri eş aralıklı değil, duyarlıkları yüzde l'ini savunmaya ayıran Ja cektir. Tüm bu kayıplar başarı aynı değil. Farklı ölçekler kullaponya'nın artık bu oranı arttırma sızlıktan mıdır? Hayır. Eşit okul nılarek yapılan değerlendirmeleri sını istiyor. Ekonomik açıdan dev başarılarına rağmen doğan fark birbirine karıştırmamak gerekir. bir güç haline gelen Japonya'nın lardır. Öğrencinin kendi başarı Okullardaki başarıyı arttırmanın savunma için harcadığı miktarı sından bağımsız, sistemin doğur yolu bu olmamalı. Sıcaklığı du(yaklaşık olarak yılda 30 milyar duğu farklardır. İlgi alanına go yu organlarıyla değil termometdolar, ABD ve Sovyetler'den son re mesleğini seçeceği bir yılda, il reyle ölçmek gerekir. ra dünyada 3. sırada) yeterli bulmuyor. DIJNY4DA BUGUN AJJ SffiMEN (Baştarafı 3. Sayfada) duğu gerekçesiyle, giriş izni vermemesiydi. Böylelikle, iki ülkenin aydınları, bilim adamları ve gazetecileri Yunan hükümetinin önkoşuluna ve kısıtlamasına uymadan kendi aralarındaki sorunları bile tartışamıyorlar. Bu tür olayları protesto etmeleri için Yunan gazetecileri ne yaptığımız çağrı da sonuçsuz kaldı. Oysa bizlerin de Kıbrıs Rum kesimi pasaportu taşıyanların bu gibi toplantılara katılmalarını önleyen kendi hükumetimizin politikasmı eleştirmeye hazır olduğumuzu bildirmemize karşın... Toplantıda Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların çözüm yoluna girebilmesi için. yalnız Ege'nin iki yakasından karşıhklı eleştirileri birbirlerimize yöneltmekle kalmayıp aynı zamanda kendimize dönüp kendi hükümetlerimizin, bu gelişmeyi engelleyici politıkalarını da eleştirmemiz gerektıği çağrısını yaptıktan sonra, Aziz Nesın'in Andreas Politakis'in kitabına yazdığı önsözü okuyup, Türkiye'de yazarların ve aydınların bu tür eleştirileri yüreklilikle yaptıklarının örneğini gösterdiğimizde ve aynı biçimde Yunistan'da da benzeri aydınlar olduğunu. Politikas'ın da Yunanistan'da ve Türkiye'de yayımlanan kitabında aynı açık görüşlülüğün ve yürekliliğin örneği olduğunu söylediğimizde aldığımız yanıt şu oluyor: Politikas bizleri temsil etmez. Aziz Nesin ise eleştirilerinde çok geç kalmış. Kısacası, Aleko ile Ali'nin sokaktaki adam düzeyinde çok önemli bir ayrılığı olmasa bile, aydın ya da gazeteci düzeyinde anlaşabilmeleri güç, hem de çok güç. Yılların biriktirdiği önyargıları aşmak kolay olmuyor. Ama güçlükler ne olursa olsun, bu diyalog ve anlaşma yine de zorunlu. Bu arada Yunanistan'ın Türkiye ile ilişkilerinde attığı olumlu bir adımı da vurgulamak gerek. Yunanistan'daki ders kitapları TürkYunan ilişkileri konusunda iki üç yıl öncesine oranla daha olumlu veya daha az olumsuz. Acaba bizde de öyle olduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa Milli Eğitim'e egemen olan milliyetçi mukaddesatçı düşüncenin sonucu olarak bizde durum geçmiş yıllara oranla daha mı kötü? Zor, ama zorunlu diyaloğu, daha yakın ilişkilerden başlayıp gerçek bir dostluk ve işbirliğine dönüştürmekte her iki tarafın da yaşamsal çıkarı olduğuna göre, bu alanda yılmadan çaba göstermek gerek.