22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 1988 * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 3gole (Baftarafi Sporda) Beşıktaş, Sarıyer'in ataklarında geriye gelip yardımlaşmak gibi bir önemli görevi unuttuğu içın gol yedi. Sarıyer gol sayısını 21'den sonra antırabilirdi. Araa, dediğimiz gibi onların da orta sahası "hababam"cı bir günundeydi. Sarıyer, tek golünü attıktan sonra, oyundan iyice düşen Beşiktaş'ı zaman zaman presle bunaltıp bir ikinci gol peşinde koşarken top bir Sanyer, bir Beşiktaş kalesine gidip geldi. Ve Beşiktaş'ın o dakikalarda hovardalık dizisi başlamıştı. Maçın başının beri hep Şifo ile sol kanattan atak yapan ve sağ tarafı hiç kullanamayan Beşiktaş'ta kaptan Rıza'dan başlayıp yine'kaptan Rıza'nın uzaktan savurduğu şutla galibiyeti perçinleyip rahatladı. Beşiktaş, 3 gole rağmen dağınık, kişisel beceri ve beceriksizliklerle görüntülenen bir futbolla Sanyer engelini aşmışsa, SiyahBeyazlılar bu galibiyete ne kadar sevinirlerse sevinsinler, şunca kaçan gol içinde en azından biraz olsun düşünmeli ve bunun nedenlerini araştırarak önlemini almalıdırlar. Ttirkler varil taşıdı (Baştarafı 1. Sayfada) ket aracılığıyla ve dort gemiyle >ola çıkarılan Italyan çoplerinin varış limanı, Karadeniz kıyısındaki Romanya kenti Sulina. D'Angelis, çöp ticaretinin "40 bin lonluk" bu halkası ile ilgili olarak aralarında Akba> adlı bir Turk gemisinin de bulunduğu dört geminin adlarını veriyor. olanlan tutuklayıp Italya'dan da çop varillerini geri almasını istıyor. Jelly Wax firması, aynı günlerde Venezuela'dakı bu yuku, bin Kıbns Rum bandıralı Makiri, oteki de'Yunan Dandıralı Samin adlı gemilerle geri alıyor. Çöplerin boşaltılması icin bu kez seçilen ulkeler Suriye, Turkiye, Arnavutluk ve Yugoslavya'dır. Bu arada Türkiye bağlantısını sağlamak içın De Dominicis adlı Triesteli bir İtalyan aracılık ediyorsa da sonuç olarak bu çöpler Suriye'nin Tartus limanına indiriliyor. Ancak Suriye yetkılileri de kısa süre içinde durumun vehametini görerek Italya'dan çöpleri geri almasını istiyorlar. Şubat 1988'de Zanoobia adlı bir Suriye tankeri yuku alarak İtalya'ya doğru yola çıkıyor. İki ay sonra Italya'nın Cenova limanına gelen geminin o arada nerelere uğradıeı. vukunun bir bolumünü yolda boşaltıp boşaltmadığı henüz açıklık kazanmış değil. Aynı gunlerde yine Jelly Wax'ın talimatıyla Nijerya'ya da bir sefer duzenleniyorsa da İtalya'da oğrenim goren bir grup Nijeryalının girişimiyle bu yük yeniden geri dönüyor. İtalyan Dış Ticaret Bakanlığı'nın talimatıyla, Banca Nazionale Del Lavero aracı'.ığıyla gerçekleştiriliyor. Multitank Armenia, mayıs 1987'de, Italyan Eni şirketine bağlı kimya firması F.nichem hesabına Ravenna'dan yüklediği ve en zehirli atıklardan birı olan PCB'yi (poliklorbifenil) Belçika'nın Anvers limanına doğru yola çıkanyor. Yapılan plana göre, bu yuk Kuzey Denizı'nde Vulcan adlı bir Ingiliz gemisine yuklenerek orada yakılacaktır. Ancak, Belçika makamlan, geminin Anvers'in anılan guzergâha yonclmesine izın vermiyor ve Italyan kaynaklarının verdiği bilgiyegöre, Multitank Armenia, bu yüku sonuçta getirip Karadeniz'e bırakıyor. Nitekim Samsun ve Sinop kıyılarına vuran varillerde de PCB'li atık bulunmuştu. Burada kesin olmayan nokta, yükün Romanya ya da Türkiye limanlanndan birine mi, yoksa uygun fırsatlar kollanıp denize mı boşaltıldığı ve bu ışı bizzat Liberyalı tankerin mi, yoksa yuku devrettiği başka bir geminin mi yaptığı. D'Angelıs, Karadeniz'e bu yolla toplam 40 bin ton zehirli atık geldiği ni ileri süruyor. İtalyan gazeteci D'Angelis, bu araştırmasının olası sonuçlarıyla ilgili olarak da şunları soyluyor: "Karadeniz'deki çöplerin de Zanoobia gemisi ve Nijerva olaylarının bovutlanna bürunmesi olasılıgı, İtalyan otoriteleri için şu sırada gercek bir kâbusa döniişmuştür. Eğer Turk hukümeti ya da Karadeniz olayının diğer ayağını oluşturan Romen otoriteleri, Nijerya, Lübnan ve Suriyelilerin yaptığı gibi İtalyan hükümetini çöpleri geri almava zorlariarsa, Karadeniz ola>ı çop skandalının son halkasını oluşturacak bovutlara ulaşacaktır." Birinci halka: Cibuti'den Suriyie'ye Baştarafı Sporda gol pozisyonlarının yakalanmasında Ferdinand'uı yuksek toplardaki üstünlüğünün yanı sıra Kaleci Yaşar'm hataları önemli rol oynadı. Oyun kanallardan ortaya geldiği zaman ıse Ali ve Ferdinand'ın top tekniklerinin zayıf olması nedeniyle ikiyebir kuralını BOZUK ORGANİZASYON Kıtalararası 10. Avrasya Maratonu tam bir keşmekeş içinde koşuldu. Koşu güzergâ uygulayamadılar. hında uyarıc: tabelalann yer almaması koşucuların şaşırmasına neden olurken, ŞışeCam'ın uluslararası deneyiSanyer ise Beşiktaş'ın kanat me sahip atleti Ahmet Altun, 42 kiiometre 195 metrelik maraton parkurunu birinci olarak tamamladı. ataklanna boyun eğdi. İki beki, Tekin ve Zoran, Beşiktaş kanat (Fotoğraflar: Levent YücelmanArif KızılyalınNecmi Gülümser) ataklarında hiçbir varlık gösteremediler. Beşiktaş Yağmur ve organizasyon bozukluğuyanşa katılarüarı çileden çıkardı Maratonun keyfi kaçtı 42 km. 195 metrelik maratonda Ahmet Altun 2.15.06 ile birinci, Mithat Şahin 2.15.20 ile ikinci, Yugoslav Dragan da 2.15.47 ile üçüncü oldular. Ahmet Altun ayrıca 2.5 milyonluk ödülü de kazandı. HtLMİ TÜRKAY 10. Avrasya Maratonu'nda diln büyük "kargaşa" yaşandı. Yanş bültenlerinde start saati "10.00" olarak gösteriliyordu. Bu nedenle de tttm hazırlıklar bu saate göre yapılmıştı. Ne var ki start bir saat önce yani "09.00"da verildi. tşte böyle olunca da start yerinde büytlk "kargaşalık" başgösterdi. tnönü Stadj'nda otobüslere binerek Asya yakasına gelen çok sayıdaki atlet, "start verildi" haberini duyunca adeta çügına döndüler. Ve bir müddet sonra da "el de hıtusarak" 8 kilometrelik halk koşusunu tamamladılar. Her zaman olduğu gibi gencinden ihtiyarına kadar çok sayıda kişi katıldı bu koşuya. Yarışan atletler çoğu kez yanlış yollara saptılar, nedeni ise hakemlerin yerlerinde bulunmamalarıydı. Aracınuzla izlediğimiz maraton yanşmasında birçok atlete biz yol gösterdik. 8 kilometreük koşuda "200" kadar genç yanlış yolara doğru sapma yapınca, yanşı ilk grubun çok arkalannda bitirdiler. Gördüğümüz kadan ile büyük bir keşmekeşlik vardı. Hatalarla delu bir maratondu. Yol boyunca bir ambulansa dahi rastlayamadık. Hakemler maratonda hep ilk grupta koşan atletleri izlediler. 8 kilometrelik koşuda erkeklerde Esk.D.Spor'dan Metin Aldemir birinciliği elde etti. Zeki Akdoğan ikinci, Kâzım Yeşiller de üçüncü oldu. Bu kilometrede bayanlann birincisi Ankara bölgesinin başanlı atletlerinden Ülker Kutlu'ydu. tkinciliğe Susam Dündar, üçüncülüğe de Saime Çağlar isimlerini yazdırdılar. Maratonda ünlülerden "Yurdadön" ve "Terzi" yanşmadılar. Bu iki atlet, 42 kiiometre 195 metre koşulan maratonda arabalarının içinden arkadaşlanna hep "taktik" verdiler. Yanşı başlangıçta Aydın Şeker tArıkara), Dragan Isailoviç (Yugoslavya) ve Gazi Âşıkoğlu (Ankara) uzun süre önde götürdüler. Gidişte olduğu gibi bu üç isim dönüşün Tarabya'ya kadar da beraberdiler, hemen hemen hiç birlerinden kopmadılar. Daha sonra Eskişehir bölgesi atletlerinden Mithat Şahin'in geldiğini gördük. tyi bir tempo ile liderliği ele geçiren Şahin, 35. kilometrede "emin" adımlarla finişe doğru gidiyordu. Başlangıçta umudu kestiğimiz Ahmet Altun, Arnavutköy'de Gazi Âşıkoğlu'nu geçerek üçüncülüğe yerleşti. Bu sıralarda "Altun" yol kenanndan yanşı izleyen halktan büyük alkış alıyordu. Keza grubun önündeki Mithat Şahin de öyleydi. Yugoslav atlet ise azimliydi, yılmıyordu, ikiüç atletimiz arasında sürekli kendisine bir yer arıyordu. Beşiktaş'a geündiğinde Ahmet Altun "lider" olmuştu. Mithat Şahin ise ikinciliğe düşmüştü. Dolmabahçe'de binlerce izleyici merakla birinciyi bekliyorlardı. Ahmet Altun belirmişti, ardından da Mithat Şahin yanş böyle sona erdi Ahmet (2.15.06) ile birinci, Mithat (2.15.20) ile ikinci, Yugoslav Dragan (2.15.47) ile üçüncüydü. Finişi geçen Ahmet, hızını alamamıştı, ikinci olan Mithat Şahin, TV'ye yanşı anlatırken, "sörpriz oldu" diyordu, ama Ahmet hâlâ ortalıkta yoktu. "Hızını alamadı, Beşiktaş'a gitti" diyordu herkes. Sonra o da geldi ve şeref küısüsüne çıkarak madalyasıyla beraber 2.5 milyonluk ödülün çekini aldı. Özetleyecek olursak, "maraton" başanlı geçmedi, aksaklıklar çok fazlaydı, ama yine de "kazasız belasız" bittiği için sevinçliyiz. Sercan'ın Recep tarafından iyi markajı ve orta alanda Mustafa Yücedağ'dan yoksun olması atak gücünü duşürdü. ttalyan çöp skandah ilk kez ocak 1987'de, Marina di Carrara adlı Italyan limanında Malta bandıralı Lynk gemısinde, bir Yeşiller grubunun ortaya çıkardığı çop varilleriyle patlak veriyor. Gemiye atık anlamına gelen "rifiuti" sozcuğünun ilk "R" harfi yazılı varilleri, Isviçre firması Intercontracl ile birlikte çalışan ve yaklaşık 20 ttalyan firmasının çoplerini toplayan Jelly Wax firmasının yüklediği aniaşılıyor. Eski bir Fransız somurgesi olan Cibuti'ye gönderilmeye hazırlanan ve yine o dönemden kalmış bir Fransız izniyle boşaltılacak olan yukler, Yeşiller'in başlatuğı kampanyayla bir süre ttalyan limanından ayrılamıyor. Cibuti'ye gittiğinde de daha önce bu işi kendileri yapan Fransızlann ttalyan rekabetinden ra İkinci halka: hatsız olması nedeniyle, gemide Jelly Wax'la ne olçude bağlan"radyoaktif" yük bulunduğu yolundaki ihbarla çöp, limana boşal tılı olduğu kesin olarak ortaya çıkanlamamakla birlikte, çop toptılamıyor. lama işiyre, Agrata Brianza merJelly Wax fırması, bunun üze kezli "Sirteco" adlı bir firma da rine VenezuelaJı ikı inşaat firma ilgilenmeye başlıyor. Isviçreli Metsı ile anlaşarak bu ulkeye bir çöp rode firmasıyla birlikte çalışan hattı açmayı kararlaştınyor. Lynk Sirteco, Romen firması Kimika adlı gemi, şubat 1987'de yiikünü İce ile ilişki kurarak dört ayrı geVenezüela'nın Puerto Cabello li miyle Romanya'ya çöp ihracına manına boşaltıyor. Aradan geçen başlıyor. Bu ihracatta Akbay adlı 9 ay içinde limanda bekletilen va bir Turk gemisinin, bandırası saprillerden bir bölumü açılıp çevre tanamayan Corina adlı bir gemiye zehirli madde saçılıyor, bu ne nin, Italyan bandıralı Albatros'un denle 10 kişi hastaneye kaldınlı ve Liberya bandıralı Multitank yor ve Venezuela makamlan ha Armenia'nın adlan geçiyor. Yapırekete geçerek bu olayla ilgisi lan alışverışle ilgili ödemeler de Büyüktemiz çöp işinde (Baştarafı I. Sayfada) sı'nın "fiili yöneticisi" olan Mehmet Büyükıemiz, Eskişehir'deki 1. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 4 Ağustos 1988'de sonuçlanan davada "firar ve ticaretk ugraşmak" suçlan nedeniyle ordudan atılmış ve 6 ay 20 günliik hapis cezasına çarptınlmıştı. Mahkemenin bu kararı, Askeri Yargıtay'a gönderildiğinden, Üsteğmen Büyüktemiz serbest bırakılmıştı. Buyüktemizin bu tarihten sonra yurtdışına kaçtığı öğrenildi. Devlet Bakanı Adnan Kahveci, "Buyüktemiz'in yurtdışında oldugunu biliyoruz. Ancak Interpol"den yanlım isteyemiyoruz. Çünkü sanıyorum, askeri mahkemenin karan Interpol için sebep değil" dedi. Mehmet Buyüktemiz'in Vıyana'da ikâmet ettiği belirtilirken, olayla ilgili yurutülen soruşturmaIara da Kütahya ve Tavşanlı Cumhuriyet Savcıhklannca devam ediliyor. Büyüktemiz'e çop ithal etme yetkisi veren Tavşanlı Belediye Başkanı Feva Coşkun ile o zamanki Tavşanlı Kaymakamı Cevdet Ekmekçi hakkında açılan idari soruşturmada "lıizumu muhakeme" kararı verüdiğı öğrenildi. Danıştay 2. Dairesi'nin bu kararı onaylaması durumunda Ekmekçi ve Coşkun, asliye ceza mahkemesinde yargılanacaklar. Şimdi Mudanya Kaymakamhğı yapan Ekmekçi, konuya ilişkin sorumuza şu yanıtı verdi: "Yaptığım, belediye baskanının imzasını tasdikten başka bir şey değil. Zehirli atığı bilmiyordum. Savunmamı istediler, gonderdim. Beni, işlemleri kolaylastırmakla suçlamışlar." "Büyüktemiz piyon" Türkiye'nin "ithal çöpcüsıi" yakıştırması ile ünlenen Buyüktemiz'in, bir süre daha kamuoyunu meşgul edeceği anlaşılıyor. Kutahya Valisı Kemal F.sensoy'un, 8 Mart 1988 tarih ve 4036/728 sayılı yazısı ile açılan Maliye ve Gümrük Bakanhğı soruşturması tamamlandı. Soruşturmayı yapan bakanlık görevlilerinin hazırladığı raporda, "Büyüktemiz firmasının gerek içeride. gerekse dışarıda yalnız olmadığı, firmanın bir anlamda piyon olarak kullanıldığı" gorüşüne yer verildi. Soruşturma sırasında Buyüktemiz'in Türkiye*ye plastik enjektör ithal etmeye de giriştiği ortaya çıktı. Vergi kontrol memurlarının ilk aşamada yaptığı inceleme sonucunda Büyüktemiz firmasına 500 milyon liralık ihti>"adi tedbir konmuştu. Kütahya Çinili Vergi Dairesi'nin 16793 nolu mükellefi olan Büyüktemiz firmasıyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı'nın hazırlattığı raporda, firmanın faaliyetleri özetleniyoı. Bakanlık raporunda ayrıca, Büyüktemiz firmasının paravan olduğu, içeride ve dışarıda birlikte hareket ettiği kişi ve kurumların bulunduğu belirtildi. İZLENİMLER Yolu şaşırdılar ARİF KIZKLYALIN Kıtalararası 10. Avrasya Maratonu organizasyon bozukluklan nedeniyle fiyasko ile sonuçlandı. Daha önceden yanşın başlama saati ni 10.00 olarak açıklayan organizasyon komitesi, tstanbul'un trafıkten sorumlu Vali Yardımcısı Necati Develioğlo'nun bu saatler arasında koşu güzergâhını kapsayan yollann araç trafiğine kapatılmasına izin vermemesi üzerine, startı 1 saat önceye aldı. Bu durum karşısında da birçok koşu heveslisi saat değişikiiğinin kurbanı oldu ve yarışa katılamadı. Sabah saat 07.30'da Dolmabahçe'de toplanan ve otobüslerle yanşın başlarna yeri olan Altunizade Köpriisü altına getirilen koşucular, organizasyon bozukluğu nedeniyle bir sağa bir sola koşmaktan daha yanşa başlamadan yoruldular. Hakemlerin aralarında bağlantı kuramaması nedeniyle yağan şiddetli yağmur altında bekleşenbinlerce kişi ise organizasyonu protesto etti. Yağmurdan korunmak için köprü altına sığınan bir grup startı kaçırıyor, başka bir grup da kendilerine "haksız kazanç" sağlamak amacıyla startın 2 km. ötesindeki bir yol ayrımımn kenanna gizleniyorlardı. Start ile birlikte yola fırlayan bu 1015 kişilik gmpa hiçbir hakemin " d n r " dememesi ise düşündürücüydü. Atletleri "sıat 09.05'te start vcriliyor diye toplayan hakemler, otobüslerin hâlâ Dolmabahçe'den atlet taşıması üzerine "10 dakikalık ertefeme" duyurusunu yapmak zorunda kaldılar. Start çizgisine gelen binlerce kişi, homurdanarak yeniden köprü altına döndü. Saatler 09.20'yi gösterirken, gecikmeli start verildi ve binlerce kişi "söylene söylene" halk koşusu ve maratona başladı. Startın venlmesinden sonra Altunizade'ye gelen 100150 kadar koşucu ise "geç kaldıklannı" anlayınca, yan koşarak yan yürtlyerek halk koşusunun start yeri olan Dolmabahçe'nin yol u n u tuttular. B u arada koşu güzergâhına uyarı tabelalannın konmaması, birç>ok koşucu>Ti zor durumda bıraktı. Levent yönune hareketlenen 2530 kijilik bir koşucu grubu trafik polislerinin uyarıları üzeıine geri döndü ve yeniden Beşiktaş yönune saptı. Geçen yuıar, yanşa katılan tüm koşuculara verilen madalya ve s^ertifıka bu yıl yalruzca 1.500 kişiye verildi. Halk koşusunda ilk 1.500'e girenler madalyalarını alırlarken, 10001500 kişilik d i j f grup madalya ve sertifika alamadı. Swissair: Amerika göklerini açan anahtarınız. Swissair, yedi Kuzey Amerika kentine düzenli olarak uçuyor. Bu yedi kentin hiçbiri, kuşkusuz, son durak değildir. Başta New York olmak üzere, Atlanta, Boston, Chicago, Montreal, Toronto ve Anchorage kentlerinin hepsinden, her gün, hatta her saat, Kuzey Amerika'nın tüm eyalet merkezlerine ve diğer kentlerine uçak bulabilirsiniz. Kısacası, Yeni Dünya'nın sonsuz göklerinde nereye doğru uçmak isterseniz isteyin, Swissair sayesinde, hızlı ve rahat bir yolculuk yapabilirsiniz. Swissair ile İsviçre'ye, İstanbul'dan Airbus ile her gün, Ankaradan DC9 ile haftada 4 gün uçabilirsiniz. (Baştarafı 1. Sayfada) cak aynı yoklama seçmenlerin yüzde 24'ünün hangi adayı tercih edecekleri konusunda henüz karar vermemiş olduklarını da gösteriyordu. Benzer başka kamuoyu yoklamalarının sonuçlarında da şimdiki başkan yardımcısı George Bush, hep rakibinin açık farkla (en az 810 puan) önunde gidiyor. Propaganda kampanyasının son uç dört günune girildiğinde, Yunan asıllı Demokrat Partili aday Dukakisin, arka arkaya yaptığı sert çıkışlarla taraftarlarını arttırmayı başardığı, ancak Bush'la arasındaki farkı kapatamadığı anlaşılıyor. Siyasal yorumcular, yarına kadar geçecek süre içinde, ancak bir mucizenin Dukakis'e seçimi kazandırabileceği görüşünde birleşiyorlar. Siyasal gözlemciler, seçmenlerin önemli bir bölümünün de salı günü sandık başına gitmcyerek, her iki adayı da protesto etmeyi düşündüklerini belirtiyorlar. Bu seçmenler, adayların yetersiz olduğunu, "iki zayıf ve hırçın aday" arasında geçen kampanya mücadelesinin de yeni bir görüş getirmediğini savunuyorlar. Seçmen konumundaki Amerikahlann, 1984'teki seçimlerde yuzde 54'ünün oy kullanmış olduğunu anımsatan soz konusu gozlemciler, bu kez bu oranın daha da düşmesinin beklendiğini belirtiyorlar. Seçme hakkına sahip Amerikahların, ancak yuzde 72'sinin seçmen olarak kayıtlı olduğu göz önunde tutulursa yarınki seçimlere katılma oranının görünenden daha düşuk olacağı sonucu çıkıyor. ABD'ü Batı kamuoyu Kuzey Atlantik Assamblesi'ne sunulacak bir raporda Batı Avrupa ulkelerinin birçoğunda sade yurttaşlann ^ ^ D Başkanı Ronald Reagan'dan çok SSCB lideri Mihail Gorbavov'a guvendiğine ışaret edildi. AA'nın Bruksel kaynaklı haberine göre, nukleer silahların sınırlandırılması konusunda halkın yuzde 44'unun Reagan'dan çok Gorbaçov'a guvendiği ortaya çıktı. Sigara (Baştarafı I. Sayjmia) düzeyinde tutulması hükümetin büyük boyutlu fiyat ayarlamalarını yerel seçimler sonrasına erteleme eğiliminde olduğu yorumlanna yol açtı. Mart ayındaki seçimlerin ardından Tekel'in yuklü bir fiyat ayarlamasına gideceğ; ileri sürülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle