19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ CUMHURÎYET/5 'Dağ DilT evrensel Harold Pinter, yirmi dakikahk oyunundan sağlanacak gelirin bir bölümünü Uluslararası PEN'in Hapisteki Yazarlar Komitesi'ne bağışlayacak. Uluslararası PEN Başkanı Francis King, "Reklam filmleri de kısa sürüyor, ama mesajım veriyor. Pinter'ın oyunu da öyle" dedi. EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA Tanınmış Ingiliz oyun yazarı Harold Pinter'ın "Dağ Dili" adlı yeni oyunu Ulusal Tiyatro'da sahnelenmeye başladı. Dört yıldan beri oyun yazmayan ve daha çok siyasal faaliyetlere kalılan Pinter'ın yeni oyunu da bir önceki "Bir Tek Daha Ver" gibi kısa. Hatta daha da kısa. Arnold Wesker'ın 3.5 saat suren "Kökler" adlı oyunu öncesinde "kısa metrajlı bir eser" olarak sunulan "Dağ Dili" toplam 20 dakika sürüyor. Kendi dilini kullanmasına izin verilmeyen bir azınlığın yaşadığı çaresizlik ve ümitsizlik, ayrıca baskıcı bir yönetimin, bireylerin yaşamlarıru nasıl etkileyebildığinin vurgulandığı oyunda, kullanılan sözcükler kadar dekor da "asgari". özel mülakât vermekten kaçınan, ancak 10 yıldan beri ilk kez BBC Televizyonu'na mülakât vermeye razı olan Pinter, oyunu hakkında "Kürtlerin durumundan esinlendim. Ancak hemen şunu söyleyeyim: Bu hikâye, dilleri ya Dilleri yasaklanan azınlıkları anlatan Harold Pinter: KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK dCnm uhoo f $en ^ l»lsen,çm oook C zamanlar, Chanprde. \ft tl i f^rjar AitV dv KERDİOTUNUNUKENOİ SAHNELEDİ Harotd Pinter yırmı dakikahk "Dağ Dili" adlı yeni oyununun yönetmenliğını de üstiendı. Subayı Julian VVadham, çavuşu Michael Gambon, 'genç kadın'ı da Miranda Richardson oynuyorlar. saklanan bıitün halklar için gecerlidir. Yani L'rdu, Estonca, Bask dili, ya da Gake için de aynıdır" dedi. Pinter, 1985'te Amerikalı yazar Arttaur Miller ile Türkiye'yi de ziyaret ettiğini ve "görüp yaşadığı, duyduğu" bırçok olayın kendisinı "şoke ettiğini" söyledi ve "Vazmak zorundaydım, imgeleri cümleye dökmek zorundaydım" dedi. Oyunda, hükümlü oğlu ile görüşme gününde karşı karşıya oturan, ancak konuşamayan "ana" fikrini, Türkiye'de işkence gören bir sendıkacı ile dili tutulan kansından esınlendiğıni anlatan Pinter, Turkiye'deki koşulların esin kaynağı olmasına karşın, oyunun evrensel boyutları olduğunu, hatta Ingiltere için bile geçerlı sayılacağını vurguladı. "Bizde de demokratik kurumlar sorgulanıyor, sansür var. Polis baskısı artıyor. Üniversiteler ve basınyayın denetim altında" dedi. Pinter, oyundan sağlanacak gelirin bir kısmını Uluslararası Yazarlar Birliği'nin Hapisteki Yazarlar Komitesi'ne hibe ediyor. Gorüşlerıni açıklayan Uluslararası Yazarlar Biıliğ'i PEN Başkanı Francis King, "Reklam filmleri de kısa sürüyor, ama mesajım veriyor. Pinter de öyle" dedi. Ulusal Tiyatro Sanat Yönetmeni Richard Eyre ise "Kısa, ama çok anlamlı bir oyun. Bizira, Ulusal Tiyatro olarak önde gelen oyun yazarlanmızın eserleriııi sahneye çıkartmak görevimizdir. Bence bir dilin yasaklanması, diklatorliiğii çağnştmyor" şeklinde konuştu. Oyunda genç kadın "dağ düi"ni konuşmadığı halde, bu dili konuştukları için hapse atılanların bulunduğu cezaevine, kocasını zıyarete gelir. Bir idari yanlışlık olmuştur, ama koca da bu arada işkenceden geçmiştir bile. Yaşlı kadın ise bir tek "dağ dili"ni konu P İ K N İ K PtYALE MADRA şabilmektedir. Ama bu dıl yasaktır. "Herkes, başkentin dilini konusacakür." Oğlunu gormek ıçın girdiği odada kadın konuşamaz. Oyun boyunca ağzından ses çıkmayan Eileen Atkins, yuz ifadesi ve vucudunu kullanarak duyduğu acıyı salona yansıtıyor. Dil, Pinter'ın bütün oyunlarında "fiziksel şiddef'in yerini tutuyor. TUYAP'ta AR8AŞIN DOSYASINDAN Avni Arbaş'ın "Dosya"sı, yeni açılan Galeri MD'de (Yedikuyular Caddesı, Yedikuyular Çıkmazı 6/7 Elmadağ) sergılenıyor Dosya, Avni Arbaş'ın farklı dönemlerde yaptığı 10 ayrı desenınin sengrafi teknıği ile çoğaltılmıs baskılarını ıçeriyor. Basılan desenlerden iik 35'ı, düzenlemesıni Ferit Erkmanın yaptığı 35 tane numaralı dosyada toplandı. Galeri MD'de Avni Arbaş'ın sergısinden sonra ıse Kuzgun Acar'ın yapıtlarına yer verilecek. 21 kasımda açılacak olan bu sergıyle ilgili bir albüm de yayımlanacak. Kültür Servisi 7. Tüyap Istanbul Kitap Fuarı soyleşi, koıı HIZLI GAZETECİ \ECDETSES ferans ve imza gunü etkinlikleriyle bugun de suruyor. Fuarda günun ilk konuğu Yu1 nanlı ozan Nikiforos V reltakos. Saat 15.00'te toplantı salonunda okurlarıyla bir söyleşi yapacak Tüyap Kitap Fuan'nın ıkinci gününün öteki konuğu ıse İsvıçreli öykucü Maja Beutler. Yazar saat 16.15'te başlayacak olan soyleşisinde Isviçre yazım üzerine konuşacak ve kendisine yöneltilecek soruları yanıtlayacak. Turkıye Yazarlar Sendıkası Standı'nda bugun 14.0018.00 arası kıtaplarını imzalayacak olan yazarlar ise şunlar: Hiıseyin Atabaş. Asım Bezirci. Hikmet Çetinkaya, Gülten Dayıoglu, Nazlı ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Eray, Vedat Türkali, Ayşe Kilimci, Mahmut Makal, Ali Narçın, Yılmaz Onay. Yuksel Pazarkaya ve Doğu Perinçek. Ayrıca Altın Kitaplar standmda Gülten Dayıoglu ile Reha Tanor, Millıyet Yayınları standında ıse Mehmet Ali Birand kitaplarını ımzalayacaklar. iU g£Nİ KÖRU, eoZET, KİMSSYE Ç l G'lüBR. &ENİM YERİtfc Qe PÖJM l AW ÖY eRÇ ui MÜZİK SETİ BURAK ELDEM vasmda. Özellikle "Burada Seninle Kalmak İstiyorum" ve " I Love You" için geçer'ı bu yorum. Mehmet Gureli, aklıma her za Son derece özgün ve deneysel bir man Boris Vian'ı getiriyor. "Sı çalışma "Vapurlar/Blues." Dincak Bir Göz" de yazar; yıllardır lemek gerek. varhğım koruyan nisan seçkisınde yayıncı; "Vapurlar" adlı kısa Crest ef A K»ave/ metrajlı filminde sinemacı ve ni Jethre TBII hayet konserleri, daha da onem (Chrysalis/Topkapı) lisi geçenlerde yayımlanan "VaBundan yaklaşık bir yıl kadar purlar/Blues" adlı kasetiyle de müzisyen. Kuşkusuz bunca etkin önce Batı'da yayımlanıp büyuk liğin tek bir kişinin çabalarıyla yankılar yaratan "Crest of A gerçekleşmesi verim sorununu ge Knave"den yine yaklaşık bir yıl tiriyor gundeme; ama şurası belli once bu sayfada uzunca soz etki Gureli için hiçbiri diğerinden miştik. Hayli gecikmeli de olsa, daha önemli değil, en azından Jethro Tull'ın görkemli bir çıkışimdilik. "Vapurlar/Blues" adlı şını belgeleyen kaset Türkiye'de kasete gelince, Gureli'nin dışında de yayımlandı. Eğer yerlı plak şirüç önemli muzisyenın daha imza ketleri lisans işini bir duzene oturtur ve kasetlerin yayımlanmasında daha özenlı bir zamanlamayı gerçekleştirebilirse, korsan kayıt yapanların etkinliği de buyuk ölçude kırılmış olacak kuşkusuz. Çunkü, Jethro Tull'ın bir yıllık bir gecikme yaşaması bile çok sayıda korsan kasetin piyasada dolaşıp muzıkseverlere ulaşması sonucunu doğurdu. Her şey bir yana, "Crest of A Knave" belki de 1988 içinde yayımlanan en önemli yerli basım kaset. Flut çılgını Ian Anderson'ın "Biz hâlâ buradayız" derken geleneksel sound'una seksenlerin kimı yeni bileşenlerini de soktuğu, ancak ozellikle şarkı sözlerindeki karaktenstik ironiden ve sofistike yapıdan asla ödün vermediği, keyifle dinlenen bir çalışma. Tull hayranlalannı içeriyor. Bunlar, Mozaik' rına, hele yetmişlerdeki Tull'ın ten Ayşe Tütuncü, saksofon ve hayranlarına, "Said She Was a flütte Tahsin Ünuvar ve basta Ö Dancer" ile "Budapesfi onerikin Deniz. Ana tema, Gureh'nin yoruz. Gerek Anderson'ın geniz1986 yılında gerçekleştirdiği ve den gelen o çok ozel sesi, gerek olumlu tepkiler aldığj "Vapurlar" şarkı sözlerindeki ahşılmış Tull füminin muzığı. Besteler Güreli' duyarlılığı, Martin Barre'ın gosye, duzenleme ıse Ayşe Tutuncu' terişsiz, ama özenle işlenmiş gitar ye aıt. Tümuyle enstrumental ya tekniğiyle birleşince doyumsuz pıdaki "Vapurlar/Blues", yıtiri lezzette yapıtlar çıkıyor ortaya. İen ya da yıtirihnekte olan bir şey "Dogs In The Midwinter" ise lere ilişkin nostaljiyi biraz melan toplumsal eleştiride Anderson kolik bir boyuta taşıyan, haylı du yaklaşınunın tipik örneklerinden. yarlı ve sıcak bestelerden oluşu "Crest of A Knave"i kaçırnıaym. yor. Sefer suresinı tamamlayan bir vapurun huzunlu çığlığı ya da A k w a b a B e a e h / birer birer yitip giden eski iskele Mory Kante lerin kent yaşamı içinde erimele (Mercury/ Yonca) rıni dile getiren bir tür "ağıt" gibi "Vapurlar/Blues". Aynı zaYaz ayları boyunca sokakta, manda vapurlar ve iskelelerle bir kahvede, barda, plajda yuzlerce likte silinen ilişkilerin, yaşantı kez çalınıp en kuçuk ayrıntısına parçalanmn altlaruu çizermiş ha kadar kafanuza kazındıkıan sonYapurlar/Blaes Mehmet Gureli (Ahtapot) linmeyen bir ülkenin şarkıcısının kendi dilini kullanarak yarattığı parçaların bu denli ilgi görmesinin altında yatan olay, kuşkusuz uzun yıllardan beri Batılı dinleyiciyi etkısi altına almayı başaran guçlu ve zengin Afrika ritmlerinin sürukleyici ozelliği. Mory Kante, Gineli. Yani atalan, televiz>'on dizdsî "Kökler"de ızlediğimiz Kunta Kinte'nın kabilesi olan Mandingolar. Batı Afrika'nın Müsluman kulturünden ve Mandingo müzıJınin otantık ozelliklerinden yaarlanan Mory Kante, Batılı sound içinde eritmeyi başardığı muzıği ile yepyeni bir muzikal kaynağı bulup gundeme getiriyor aslında. Ama ne var ki o kaynak da "disco endüstrisi" tarafından ozünden soyutlanıp, kısa bir sure içinde tuketılmeye aday. Bu kasete gelince; Afıika ritmlerı ve gırtlak özelliklerini ilginç bulanlar arşivlerine alabilirler. Ne var kı "beyaz adam'Mn keşfettiği her ozgün kaynağı tuketim çarklarına kanalıze etmesi, Mory Kante'nin bestelerini ticaret gudusuyle zedelemiş ve belki çok daha ilgi çekıci motifler sunmasını bloke etmiş. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES BE«tCH ra "Ye Ke Ye Ke"yi tanıyıp tanımadığınızı sormayacağız tabii sıze. Video clip'i ile de televizyonda defalarca boy gösteren Afrikalı şarkıcı Mory Kante, gerçekten eşıne az rastlanır bir popülarite elde etti bu yıl. "Akwaba Beach" adlı kaseti de satış rekorları kırmak uzere. Dili çok yabancı gelen, Batı'da hemen hemen hiç bi TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Kasım Juan Peron ISABEL PERON S/K/YONET/M IL4N EÛIYORf. 1974'TE BUGUM, ARJANTIN DEVLET BAÇKAMI ISAgEL PE PE&ON, SllCIYÖfJETiM ILAM ETMİÇrİ JUAHJ PE/SOh 'UN ÜÇÜMCÜ EÇl OCAAJ /SABEL,ESk:ı &t& tCASABS DANSĞ•J. JUAAl PEJSON 'U*J AÂjANTİN 'E YERLEŞTİgPtĞl " UZUN Y/tMAR ÖA1OE GELEKt POUrjtC GÖOtMUŞTUBllS TuR OE\/LET SeNDİICAC/LlĞtfJ/ SJAPEfSONlZM, SEÜMAYEYİ yURT IÇ/MDE TUrÂAUÇ VEASIÇEGÎ GÜCE OAYAMMIŞTI. POPÜUST 1A/ZEKETT7'. İ974 TEMMUZJUNOA ICOCASlNIN ÖLUMU Ü2ERİME PEVLEr 8<4ÇKAUUĞ(NA GELEN /SASEL PE&ON, ''PSRONI2AA" <N SAĞ teANAPIMIN 7~EMS/LCr£l Sl'Sİ Ç. LtÇMIÇTt BU DA DA/S. GELieil KESıAAi TEP/CıSr'flJE NEPEN OIMUÇ, BUNAUM (Sl'DEGeiC ÇtDPETf PAIS£r ETTUlÇTf . ESKİŞEHİR Ü Ç Ü N C Ü ASLİYE ÇEZA MAHKEMESt'NE AİT KARAR ÖZETİ 1988/319 Esas 1988/540 Karar Eskişehir Fatih Mh. Derman Cad. No: 86/B'de ekmek fınnı işleten Ibrahim oğlu 1955 D.lu Ali Susam'ın, Noksan vezinlı pide imal edip satışa arz etmek suçu sabit görulduğünden mahkememizin 7.9.1988 tarih 988/319540 Esas, Karar sayılı Uamı ile; TCK.'nun 363/1, 402/2, 647/4. mad. geregince Altmış dört bin lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiştir. TCK.nun 402/2. maddesi geregince tlan olunur. 5.10.1988. Basın: 31895 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 6 Kasım 1938 Federal Surplus Commoditees Corporation'un ikincı reısi Vilecok, Amerikanın zıraî ihracatını inkişaf ettirmek üzere Avrupaya hareket etmışıir. Mumaileyh Avrupa piyasalarının istihlâk kabilıyetini tetkık etmek üzere bilhassa Fransayı, tngilıereyu Belçıkayı, Norveçi, Danımarkayı, Hoüandayı ve belki de Almanya ile ttalyayı ziyaret edecektir. Zıraat Nezaretinın 1939 temmuzundan evvel haricî piyasada hiç olmazsa 100 milyon buşellik buğday satmak tasavvurunda olduğu malumdur. Resmî mahfiller, tVikok'un Amerikada çok miktarda bulunan portakal ve pamplemus ihracı imkânlarını da araşııracağmı beyan etmektedır. Şişe, kavanoz ve benzeri cam işleri alırken artık ŞU MARKAYI: T.C DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt Esas No: 1987/280 Davacı Osman Kalkah vekili tarafından davalı Hüseyin Kodal aieyhinde mahkememizde açılan itirazın iptali alacak davasımn yapılan açık duruşması sırasında: Davalı HUseyin Kodal'ın adresi tüm aramalara rağmen zabıta marifetiyle de tespit edilemedığinden, adına dava dilekçesı ve meşruhatlı davetiyenin ilanen tebliğ edılmesine karar verilmekle duruşma günu olan 16.12.1988 gunu saat 9'da bizzat kendisi veya tutacağı bir vekille davasını takip ettırmesi yerine kaim olmak üzere iş bu ilan tebliğ olunur. Basın: 31868 Amerika donanma ve ordusunu takviye ediyor dotayısıle Amenkamn mıllî mudafaasını esasından ıslaha karar vermiştır. Bu maksadla bu sene büdceye 60 mılyon tngiliz liralık bir tahsisat konacaktır. 8 sonıesrinde yapılacak mtihabat münaseöetile, Ruzvelt, Londra, 5 (Hususî) dun aksam bir nutuk söyliyerek Vaşingtondan bıldirildığine muntehiblere "ırklarım, gore, Amerıka Cumhurreisı renklerini ve dinlerıni nazarı Ruzvelt Amenkamn Millî ıtibara almıyarak lıberal olarak Mudafaasını kuvvetlendirmek tanınmış olan namzedlere" üzere Meclisten selâhiyet ıstiyecektir. Bu hususta verilen reylerinı vermeği tavsiye mulemmim malumata gore, bu etmıştır. sene on bın tayyare yapılacak, Reisıcumhur eski kafalı ordu mevcudu dört yüz bın cumhuriyetçilerle komünistler kişıye ıblâğ edilecek ve yeni tarafından takib edilen "menfi harb gemilerı yapılacakıır. gayeler" aleyhinde Ruzvelt, hancf vaüyet buluntnuştur. Bu Marfca: ARAYtllZl Sa0«nük, güzellik • ve • ölçu ayar yasası . na uygunJuk garantiaMir TAM TÛRK MAU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle