25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Yunanistan'ın yılsonunda hrail ve Filistin'i birlikte tanıyacağı belirtiliyor ÂE, Filistin'i tanımıyor HADİ ULUENGİN DUNYADA BUGUN ALISIRMEIN Türkiyv'ye teşekkür KAHİRE (AA) Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat, bağımsız Filistin devletini lamma kararmdan dolayt, Filistin halkı adına Türkiye'ye teşekkür etti ve AA muhabirinin sorusuna yanıt olarak şunları söyledt "Türkiye'nin attığı bu kardeşçe ve dostça adımı, hükümetteki ve siyasi partilerdeki kardeşlerimizin ve Cumhurbaşkammn çok olumlu tutumlarını yürekten takdir ediyoruz." BRÜKSEL Cezayir'de ilan edilen bağımsız Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısı 4O'ı geçerken önceki gun Brüksel'de toplanan AT dışişleri bakanlan da Filistin Ulusal Konseyi (FUK) kararlarını "tarihi nitelikte bir gelişme" olarak nitelendirdiler. Ancak AT üyeleri Filistin devletini tammaktan kaçındılar. Buna karşılık diğer 11 uyeden farklı olarak Yunanistan'ın, yıl sonunda AT dönem başkanlığını devretmesinin ardından hem İsrail'i hem de Filistin devletini tanıyacağı anlaşıldı. Brüksel'de yapılan AT Dışişleri Bakanlan Toplantısı'nda alınan kararda Filistin Ulusal Konseyi kararlan "tarihi nitelikte bir ' gelişme" olarak nitelenirken, bağımsız Filistin devleti tanınmadı. sonra, hem israil'i hem de yeni Filistin devletini tanıyacağı ifade edildi. Yunan diplomatik kaynaklarından sızdırılan bu habere göre Atina'nın kendi dönem başkanlığı sırasında diğer uye ülkelerden farklı bir girişim yapması zor olduğundan, tanıma işleminin ocak ayma kalacağı belirtildi. FKÖ, Avrupa Topluluğu dışişleri bakanlannın Filistin Ulusal Konseyi'nin Cezayir toplantısında aldığı kararlarla ilgili bildirisini "ileri atılmış adıra" olarak değerlendirdi ve "Avrupa'nın, bu bildiriye uygun olarak harekete geçmesi" gerektiğini bildir belirtti. Aynı deklarasyonda, Israil'in bu olumlu gelişmeye sırt çevirmemesi gerektiği çağrıştınlırken bağımsız Filistin devletinin ilanına ve bunun AT ülkeleri taraÖnceki gün Belçika'nın başkentinde ay fından tanınmasına herhangi bir atıfta bulık olağan toplantısını yapan AT Konse lunulmadı. Bunun nedenini de Yunanistan yi, FUK kararlarından sonraki gelişmele ve lspanya dışındaki topluluk başkentleri tartıştı ve ortak politika saptamaya ça rinin, şimdiye kadar Filistin devletini talıştı. Oturum bitiminde yayımlanan dek nımayacaklarını açıklamış olmaları larasyon, Cezayir kararlarının "tarihi bir oluşturdu. nitelik taşıdıgııu" vurguladı ve Ortadoğu Buna karşılık şu anda AT dönem başsorununun çözümlenmesi için uluslarara kanlığını yürüten Yunanistan'ın, 31 arası bir konferansın toplanması gerektiğini lıkta bitecek bu dönem başkanlığından di. FKÖ'nun Tunus'taki sozcüsu AhmeJ Abdiirrahman, "Örgiitiimıiz, Avrııpa'dan Arap topraklannın işgaline son vermeyi amaçlayan uluslararası girişimleri hızlandırmak için etkin bir rol üstlenraesini istemektedir" dedi. Sozci.1, Avrupa iilkelerinin, Filistin halkının kendi yazgısını kendisinin belirleme ve kendi devletini kurma hakkının tanınması çabalarına omuz vermesi gerektiğini ifade etti. "AT'nin açıklamasının ileri bir adım olduğunu düşünüyoruz" diye devam eden sözcu, "Ancak, bu bildirivi, İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'de Filistin halkına karşı uyguladığı baskı politikasma son vermesini sağlayacak önlemler takip etmelidir" dedi. İsrail ise AT dışişleri bakanlarının bildirisinin "gerçekçi olmadıgını" savundu. İsrail Dışişleri Bakanhğı Sözcusü, "Avrupalı dostlanmız, Filistin Ulusal Konseyi'nin geçen hafta aldığı kararlan olumlu yorumlamaya ve bu kararlan sanki değerli karariarmış gibi >unmaya leşebbıis ettiler" dedi. Kavmi Necip Osmanlı İmparatorluğu'nda Araplar kavmi necip (seçkin kavim) diye adlandırılırlardı. Peygamber'in Arap olması, Tanrı'nın Arapları seçtiği biçiminde yorumlanırdı ve imparatorluk yıllarında Araplar, Türklerden önce gelirlerdı. Cumhuriyet ile birlikte, ulus bilincine erişmemiz ve birimine kavuşmamız sonunda böyle bir ayrım kalmadı. Zaten sınırlarımız içinde Arap da kalmamıştı ve Tanrı da henüz onları bu kez gökten inen vahıyler ile değil de, toprağın dıbinden çıkan petrol ile kutsamamıştı. Daha doğru deyışiyle Arap ülkeleri henüz petrollerinin de, hatta çoğunluğu bağımsızlıklannın da sahibi değillerdi. Aradan yıllar geçti, Arap ülkeleri birer birer bağımsızhklarına, sonra da petrollerine sahip oldular. Bu arada Türkiye'de bir türlü rayına oturtulamayan yarım yamalak demokrasi de ikide bir kesintiye uğruyordu. Son kesintide ise ulus bilinci ulusa ümmet katan resmı ideoloji olan Türkislam sentezi ıle iyice sulandırılıp da, bu görüşü candan benimseyen bir görüş vetolu, yasaklı bir seçim sonunda iktidar olunca, Araplar Cumhuriyet Türkiyesi'nde bir kez daha kavmi necip oluverdıler. ANAP daha iktidarının ikinci gününde 83/7506 sayılı Bakanlar Kurulu kararınca Arap finans kuruluşiarının faaliyete geçmesini sağladılar. Bununla yetinilmedi, Arap finans kuruluşlarına TC yasalarının uygulanmamasını sağlayacak kararlar bırbirıni izledı. Örneğin Resmi Gazete'nin 25 Şubat 1984 tarihli 18323 sayılı nüshasında çıkan Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tebliğine göre Arap kuruluşlarına karşı bir Türk vatandaşımn icra takibi yapması, iflaslarını istemesi olanaksız. Böyle bir durumla karşılaştığında Türk vatandaşlarınm hangi haklara sahip olabileceğını Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı saptayacak. Aynı tebliğ sözü geçen kuruluşların suç ışlemeleri halinde TC savcılarının harekete geçerek yasal işlem yapmalarını da önlüyor. Bu gerçekler ve Arap finans kuruluşlarına tanınan öbür ayrıcalıklar arkadaşımız Uğur Mumcu tarafından daha önce gazetemizde ayrıntılarıyla yazılmıştı. Aynı olayı dünkü Milliyet Gazetesi'nde değerli gazeteci arkadaşımız Çetin Yetkin, Ferit Farsakoğlu ile birlikte bir kez daha toparlayıp haberleştirmiş. Başlığı da "Arap KapıtülasyorTu olan haberde Arap finans kuruluşiarının Türk devlet kuruluşlarından daha ayrıcalıklı oldukları vurgulanıyor ve bu kuruluşların topladığı mevduatın tasarruf sayılmamasından ve dolayısıyla MerkezBankası'na mevduat munzam karşılığı yatırmak zorunda olmamalanndan oysa Türk bankaları yatırmak zorundadırlar bankalara yasaklanan ticari alışveriş yapma olanağının bunlara tanınmalarına, bu kuruluşlarda açılan hesapların bir tür sırdaş hesaba dönüştürülmesine kadar sağlanan olanaklar sıralanıyordu. Özal iktidarının bu ayrıcalıkları tanıması ve bir tür "Arap kapitülasyonu" ilan etmesinin gerekçesi kendilerine göre ülkeye zengin Arap sermayesinin akmasını sağlamaktı. Bugüne dek Türkiye'ye ne ölçüde Arap sermayesı akmış olduğu henüz saptanabilmiş değil. Ama aynı süre içinde birader Korkut'un Araplarla ışbiriıği yaparak sağladığı varlığın sürekli arttığını ve ülkemizin süper varlıklıları arasına hanedandan birinin katıldığı biliniyor. Korkut biraderimizin, Semra Hanım tarafından pek sevilmese de, hükümet işlerinde ne denli etkili olduğu, Nakşibendilerin Türkiye'nin yönetimindeki ağırlıklarının da nasıl arttığı ve ülkemizde şeriatçı akımlann gün geçtikçe nasıl güçlendikleri, türbanın ulusal giysiye dönüşmesi yolunda nice ilerlendiği de hep bilinen gerçekler. Türk kuruluşları gilji denetlenemeyen Arap sermayesinin ülkemize ne ölçüde girdiğı tam olarak bilınemiyorsa da, Arap ideolojisinin Arap sermayesinden daha yoğun bıçimde sınırlarımızdan içeri sızdığı da bilinen bir gerçek. "Rabıta olayı, yani Türkiye'nin yurtdışında görevli din işleriyle görevli memurlarına şeriatçı Arap Rabıta örgütünün maaş vermesi karanna devletin en yüksek yerierinde bulunan kişilerin imza attıklan da bıliniyor. Bütün bu olayların birlikte gelişmesinin garip bir rastlantı olmayıp, bilinçli bir planın parçaları olduğunu söylemek herhalde gerçekleri abartmak olmayacaktır. İşin ilginci, gelecek dönem Çankaya'ya kimin yerleşeceği konusunda ise Rabıta karamamesini imzalayan kişi ile 83/7506 sayılı kararnameyi imzalayan biraderim Korkut'un kardeşi arasında gizliden gizliye bir çekişme sürüyor şu günlerde. Ve şu günlerde "asil Türk milleti" edebiyatı altında kavmi necibe yolu açma girişimleri de kesintisiz sürüyor, şeriatçı Arap ideolojisi sürekli yol alıyor Ortalığın yeniden toza dumana bulandığı, kurdun sevdiği puslu havanın yaratılmaya çalışıldığı, kaçınılmaz bir seçenek olarak görünen kuruluşların kendi bazı yetkililerince, karanlık komploları çağrıştırır biçimde ve birtakım güçlerle elbirliği yapılarak, karalanmak ve parçalanmak istendiği bir dönemde bu gerçeğin altını bir kez daha çizmekte ve olaylar üzerinde serinkanlı biçimde düşünmekte sayısız yararlar var sanırız. KANADA Saddamhn oğlu yargılanacak BAĞDAT (AA) Irak Adalet Bakanı Ekrem Abdülkadir Ali, Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in dnayetle suçlanan büyiik oğlu Uday hakkındaki soruşturmayı yürütecek komisyonu atadı. Ali, soruşturma açüması emrini veren Saddam Hüseyin'e gönderdiği mesajda, "Adalet yerini bulacaktır" dedi. Irak Devlet Başkanı'mn soruşturma emrini içeren mesajı, Bağdat Radyosu'nca yayımlanmış, öz oğlu için tereddüt etmeden böyle bir emir veren Saddam, halkın takdirini kazanmıştı. Muhafazakârlara evet NENEDIR ABDKanada Serbest Tîcaret Anlaşması Dtş Haberier Servisi Kanada'da büyük tartışmalara yol açan ABDKanada Serbest Ticaret Anlaşması iki ülke arasmda 2 ocakta imzalandı. Her iki ülke parlamentosunun onayından sonra 1 Ocak 1989'da yürürlüğe girecek olan anlaşma, iki ülke arasında ticaret sınırlamalarının 10 yıl içinde tamamen kalkmasmı öngörüyor. Gümrük duvarlarmın yanı sıra karşılıkb yatınmlann önüne dikilen çeşitli engeller ile enerji ve hizmet sektörlerinde de tam bir serbestlik amaçlanıyor. Anlaşmaya muhalefet edenler, Kanada'da sağkksosyal yardım sigortalan ile işsizlik sigortasının bu aniaşmadan olumsuz etkileneceğini ileri sürerlerken, bu anlaşma yanlılan, bu tür sosyai güvencelcri olmayan ABD ile imzalanan bu anlaşmanın uluslararası hukukun güvencesi altında buiunacagı, dolayısıyla hiç kimsenin hakkının yenmeyecegi göruşünü savunuyorlar. Anlaşmaya yöneitilen cleşürilerden biri de kültttr alanında. Kanada'da basın yayın ile radyo ve televizyon yayırüannın ABD egemenligi aluna gkeceği savunuiuyor. İktidardaki Ilerici Muhafazakâr Parti, oyların yüzde 43'ünü toplayarak mecliste tek başına hükümet kurabilecek bir çoğunluk sağladı. Seçim sonucu, ABD ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nı parlamentonun onaylaması kesinleşti. Dış Haberler Servisi Kanada'da bu yılın başında ABD ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın bir referandumu niteliğine dönüşen genel seçimi, iktidardaki berici Muhafazakâr Parti kazandı. Kanadalı seçmenlerin yüzde 43'unün oylannı alan Başbakan Brian Mulroney'nin partisi seçim sıstemınin özelliği sayesinde meclisteki 295 sandalyeden 170'ine sahip oldu. Başbakan Mulroney, önümüzdeki yıl 1 ocakta yürürlüğe girebilmesi için söz konusu anlaşmayı yeni parlamentonun onayına derbal sunacağını açikladı. AP'nin Toronto kaynakh haberine göre, 17.5 milyon seçmenin yüzde 75'inin oy kullandığı seçimde muhafazakârlar. 1984'teki skorlarının 7 puan altına düşerek yüzde 43 oy kazandılar. Liberal Parti ise oy oranını 8 puan artürarak yüzde 36 oy topladı. Sosyal demokrat çizgideki Yeni Deraokrasi Partisi de oylann yüzde 18'ini elde etti. Bu oranlann meclıse yansıyışı ise en çok oyu alan partinin daha lehine oldu. Meclisin 295 sandalyesinin 170'ini, yani tek başına hüküme*. için gerekenden 22 fazlasını tlerici Muhafazakâr Parti, 84'üııü Liberal Parti, 41'ini Yeni Demokrasi Partisi elde etti. Seçime katılan dokuz küçük parti ise hiç milletvekili çıkartamadılar. 1953'ten beri Kanada'da ilk kez bir siyasal parti üst üste iki kez secimde tek başına çoğunluğu sağlamış oluyor. Siyasal gözlemciler, seçim sonucunun ABD ile 1 ocakta imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın da kamuoyunca onaylanması anlamına gelip gelmedığinin tartışmalı olduğunu, çunkü bu anlaşmayı imzalayan ve hararetle savunan iktidar partisinin oylannın, oy kullanan seçmenlerin ancak yüzde 43.3'üne denk düştüğünü anımsatıyorlar. Anlaşmaya şiddet Başbakan ve eşı seçim zafenni birlikte kuttadılar {Fotoğraf AP) le karşı çıkan ve Kanada'nın ABD'nin sömürgesi haline düşeceğini iddia eden iki büyük muhalefet partisi ise toplam olarak oyların yüzde 54'ünü almış bulunuyor. Bununla birlikte ayru çevreler, ABD ile Serbest Ticaret An Kanada'nın, son seçimlerden becerdi. Mulroney, doğum laşması imzalamış bir partinin el de zaferle çıkan Başbakanı yeri olan Quebec'ten seçilerek, de ettiği bu basannın Kanada ta Mulroney, ülkesinde ülkesinin oy potansiyelinde rihinde ilk kez olduğuna, geçmis "kavgacı" ve "tuttuğunu çok önemli bir yer tutan "iki teki benzeri anlaşmalann yapıl koparan" bir politikacı olarak dili de konuşabilme" özelliği masını savunan partilerin seçim ün yaptı. Kendisini sürekli sayesinde yükselmesini iyi lerde hep yenik düstüğüne ya da olarak konuları çok iyi bilen bilen bir devlet adamı olarak tasanlarından vazgeçtiğine işaret ve birçoğunun uzmanı bir tanınıyor. ediyorlar. devlet adamı olarak sunmayı Son seçim kampanyası bilen 49 yaşındaki Mulroney, Seçim sonucunun belli olmasın bu özellikleriyle çağdaş bir boyunca en önemli tartışma dan sonra bir demeç veren Başba politikacı görünumü verirken konusu olan ABD ile ticaret kan Mulroney, 1 Ocak 1989'da yü diğer yandan da "eski tip anlaşmasına muhalefetin karşı rürlüğe girmesi öngörülen anlaş politikacı" kavramına da çıkmasını "yıkıcılık" olarak mamn derhal meclisin onayına yakın görünüyor. niteleyen Mulroney bu sunulacağıru söyledi. anlaşmaya muhalefeti "geri tlk kez 1976 yıhnda kafalılık" olarak Muhafazakâr Parti liderliği nitelendirerek puan için verdiği rnücadelede başarılı olamayan, ancak yıllar toplamasını becerdi. süren mücadelesini sabırla Quebecli bir işçi ailesinin devam ettiren Brian Mulroney, çocuğu olar. Mulroney evli ve 1983'te bu koltuğa oturmasını 4 çocuk babası. ttalya'da sol oyiar ROMA (Cumhuriyet) önceki gün Italya'mn TrentinoAlto Adige yöresinde yapılan yerel seçimler, komünistlerin bu ülkedeki gerilemesini bir kez daha ortaya koydu. Geçen yıl haziran ayında yapılan genel seçimler ve geçen ilkbaharda yapılan yerel seçimlerde de olduğu gibi komünistlerin oy kaybına karşın, Bettino Craxi liderliğindeki Italyan sosyalistleri oylannı arttırdılar. Pazar günü 700 bin seçmenin oy verdiği seçimlerde ttalyan Sosyalist Partisi'nin TrentinoAlto Adige yöresinde böylece solun liderliği konumu da yükseldu PORTRE / BRIAN MULRONEY "Iş bitirici" lider GENCLER UÇAK, ELEKTRONİK, YÖNETİM Bölümlerinde Dört Yıl Süreli Öğretim Yapan LİSE VE DENGİ OKUL MEZUNU UNANISTAN ,4 Koskotas skandalı dal budak salıyor STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da son zamanlarda günün konusu olan büyük yolsuzluk olayı, gün geçtikçe acıklık kazamyor. İlk aşamada Yunanistan Merkez Bankası'run, yolsuzluklann yapüdığı Girit Bankası'na tayin ettiği gecici murakıp, bir aylık araştırmalarını tamamlayarak yolsuzluklarla ilgili raporunu açıkladı. Bu rapora göre, 34 yaşındaki bankacı Yeorgios Koskotas, sahibi olduğu dev şirketleri satın almak için Girit Bankası'ndaki özel hesaplarda milyarlarca drahmilik yolsuzluklar yaptı. 3 gazete ve beş dergi çıkaran, Avrupa'nın en modern basın kuruluşu "Grammi" yaymevi için 110 milyar lira karşılığı drahmi, çeşitli futbol kulüpleri için 21 milyar Türk Lirası, satın aldığı çeşitli şirketler için 7 milyar lira harcadığı saptanan Koskotas, aynca "görünmeyen kalemlerden" de yaklaşık 30 milyar lira "gider" göstermiş. Murakıbın bu "göriinmeyen kalemlerde" gider olarak gösterilen tutarların "kimlere gittiği" yolunda üç ayrı liste hazırladığı açıklandı. Listelerin biri açıklanırken, diğer ikisine hükümet tarafından "el konulduğu" bildirildi. Söz konusu iki liste "çok gizli" nitelikte. Atina'da yapılan değerlendirmelere göre, bu iki listenin içinde üst düzeyde hükümet yetkililerinin ve siyaset adamlarının da isimleri yer alıyor. Murakıp Spiros Papadatos, Koskotas'ın Girit Bankası'nı 333 milyar lira dolandırdığım, ancak bir aybk araştırmalannın "yeterli" olmadıgını belirterek, araştırmanın sürdürülmesi için Merkez Bankası'ndan süre istedi. liublpna sokakl^finı dolduon 10 bin bşı yojun kar yajıjma kar^n saatsercc fetferai tıukimetı proKsto etbler (Foto^raf Reuttr) Yugoslavyu barutfıçm Gösteriler Belgrad ve Kosova'dan sonra Slovenya'ya sıçradı Dış Haberler Servisi Yugoslavya'da geçen haftadan bu yana yeniden tırmanışa geçen etnik gösteri ve olaylar sürerken, önceki gun de Slovenya'nın Ljubljana kentinde eylem yapan 13 bin kişi, beş ay önce hapis cezasına çarptınlan 3 gazeteci ile bir subayın serbest bırakılmasım ve anayasa değişikliklerinin geri alınmasını istediler. Birkaç ay suren göreceb sessizliğin ardından geçen cuma günü yeniden alevlenen etnik çatışma'lar, Yugoslavya'yı sarsmaya devam ediyor. Kosova özerk bölgesinde nüfusun çoğunluğunu oluşturan Arnavutlarla, bunlann baskısı altında yaşadıklanm öne süren Sırplar arasındaki gerginlik 5 gundür karşıhklı gösterilerle giderek tırmanıyor. Önceki gun de Kosova'nın başkenti Priştina'da 7000 Amavııt işçi, Sırp iddialarını yalanlamak ve federal yönetimin Kosova uzerinde daha fazla baskı kurma hazırbklarım protesto etmek için yurüdü. Göstericiler, daha sonra bir HAVA HARP OKULU SİZLERİ BEKLİYOR! • • • • 21. Yüzyılın çağdaş mesleklerinden birini seçmek, Mavi göklerde uçmak, Uzay, Havacılık, Bilim ve Teknoloji İçinde Yaşamak, Hava Subayı, Pilot, Komutan, Lider ve Yönetici olmak. Slovenya'da önceki gün yapılan ve 13 bin kişinin katıldığı yürüyüşte, askeri sırları yayımlamak suçuyla mahkum edilen 3 gazeteci ile 1 subayın beraati ve anayasa değişikliklerinin geri alınması istendi. Sırp kadının kendilerine hitaben yaptığı konuşma üzerine dağıldılar. Ruzica İsma adlı Sırp kadın işçi, Amavutlann kendilerine baskı yaptığı ve saldırdığı yolundaki Sırp iddialarının yalan olduğunu belirterek coşkun tezahuratla karşılandı. Bu arada Kosova'da meydana gelen son olaylar ve başkent Belgrad'da Sırplann yaptığı Arnavut aleyhtarı gösteriler üzerine önceki gün bir demeç veren Arnavutluk Emek Partisi Genel Sekreteri 1989ÖSS'na girmeniz ve başarılı olmanız gerekmektedir. İSTİYORSANIZ Hava Harp Okulu Komutanhğı Kayıt Kabul Komisyon Başkanlığı Yeşilyurt İSTANBUL (34807) Ramiz Alia, "Kosova bölgesinin anayasal haklarının kısılması teblikesine " dikkat çekti. öte yandan, Yugoslavya'yı oluşturan 6 cumhuriyet içinde en "liberal ve zengin" olarak tanınan Slovenya'da önceki gün 13 bin kişinin katıldığı büyük gösteriler yapıldı. AP'nin haberine göre Ljubljana'da 10 bin ve Celje'de 3 bin kişi Federal hükümeti eleştiren sloganlar attılar. Göstericüer beş ay önce "askeri belgeleri izinsiz yayımlamak" suçuyla yargılanan 3 gazeteci ile bu belgeleri başına sızdırdığı öne sürüien 1 subayın beraat ettirilmesini istediler. Söz konusu üç kişi hakkında mahkemece hapis cezalan verilmiş, ancak tutuklanmalan henüz gerçekleşmemişti Sloven aydınlann başını çektiği belirtilen göstericiler ayrıca, federal hükümet tarafından hazırlanan ve merkezi yönetimin cumhuriyetler üstündeki yetkilerini arttıracağını öne surdükleri anayasa değişikliklerinin de gerçekleşmemesini istediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle