25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EKİM 1988 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 İstanbul İçin... kesin ve doğru karar alınamamaktadır. Bu neHer yıl 60 bin dolayında gemi İstanbul Bo denle bir radar gözetim sisteminin bir an önğazı'ndan transit geçiş yapıyor. Bu kadar yo ce kurulması lazımdır." Dar ve akıntılı bir su yolu olan Boğaz'da ğun bir trafiğe sahne olan Boğaz'da güvenlik önlemleri son derece yetersizdir. Deniz gemilerin en az 12 kez rota değişıkliği yacilik uzmanları, bir "radar gözetim ağı"n\n parak bir uçtan öbürüne yol aidıkları bılinbugüne değin kurulmamış olmasını çok bü mektedir. Bu kadar kıvrıntılı bir su yolunda, radar ağı gibi kılavuzluğun da önemi kendiyük bir eksiklik ve ihmal olarak niteliyorlar. Deniz Pilot Kaptanlar Derneği Başkanı liğinden ön plana çıkmaktadır. Bazı uzmanKaptan Aykut Erol'un bu konuda söyledik lara göre, İstanbul Boğazı, Marmara ve Çanakkale Boğazı1 nın bir bütün olarak ele alınleri ilginçtir: "Son yıllarda Kandilli ile Rumelihisarı ara ması daha yerinde bir yaklaşım olacaktır. Bu sında ortaya çıkan kazalann bir bölümünde üçlü, 200 millik bir denizyoludur. Özellıkle ki ana nedenlerden biri de Boğaz'ın buendar tehlikeli madde yüklü gemiler için kılavuz ve akıntısı kuvvetli yerine, iki geminin karşı kaptanlığın, bir boğazın başlangıcından öbülıklı olarakbiriiktegirmeleridir. Marmara'dan rünün bitimine değin sürmesi güvenlik açıKaradeniz'e ve Karadeniz'den Marmara'ya sından daha yararlı görülmektedir. ilerleyen gemiler, Boğaz'ın krvnmlan nedeniy Tehlikeli kimyasal madde taşıyan gemilele birbirlerini göremeyeceklerdir. Burada an rin geçişleri için belirli ilkelerin saptanması cak Kandilli Trafik Gözetim İstasyonu'ndan ayrıca düşünülmelidir. SI7INTISÛRÜYOR Marmara Denızıne bın toncıvarında amonyakbırakan tankerdekisızıntı hafif biçimdesürüyor. alacakları bilgilere dayanarak önlem alma Başta Ulaştırma Bakanlığı olmak üzere şansına sahiptirler. Ancak Kandilli İstasyonu' tüm ilgili kurumları. cuma günkü amonyak nda radar gözetim sistemi olmadığı için, ya sızıntısının harekete geçırmesini diliyoruz. ni göz kararına göre olduğu için, her zaman Sorumluluk, büyüktür. nı degiştirdim. O arada kuvvetli tahlilleri konusunda şunları söy(Baştarnfı 1. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) URUĞ Batıda da uygıılanıyor ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ, teritoryal savunma birlikleri kurulmasıyla ilgili olarak bunun taslağının kendisinin görevde olduğu sırada üzerinde çalışıldığını belirterek "Harp oyunlannda, plan tatbikatlannda fikir denemeleri yapılıyordu" dedi. Üruğ, konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorularını şoyle yanıtladı: Teritoryal savunma birlikleri kurulması olayı nedir Sayın Üruğ? ÜRL'Ğ Basında yer alan teritoryal savunma konusu, mahalli savunma konusu, beş yıldan beri Genelkurmay Başkanlığı'nca üzerinde çalışılan çağdaş konvansiyonel savaş konseptlerinden biridir. Bu konseptin demokrasi ile idare edilen Batı ülkderinin hemen hepsinde tatbik edildiği bilgimiz içindedir. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı'nı çalışmaya sevk eden esas amil de Atatürk'un Sakarya meydan muharebesinde değindiği bir husustur. Biliyorsunuz Atatürk "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh da bütün vatandır' dernişti. İşte biz de bu buyruğun modern teknolojiler, gelişen iletişim ve ulaşım araçları, komple silah sistemleri ve bunlara istinaden şekillenmiş olan savaş doktrinleri çerçevesinde uygulama yöntemlerini tedvir etmek için böyle bir çalışma başlatmıştık. Savaş konseptlerinin degişmediği, özellikle son 45 yıldır degişmediğine göre bunlara niçin ihtiyaç duyuldu? ÜRUG Şimdi şu da var. 1944 yılında çıkartılmış olan Memleket İçi Düşmana Karşı Silahlı Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu var. Buna göre de mahalli savunma felsefesini bu kanunun içinde bulmak mümkündur. Bu şekilde bölük pörçük oian kanunlar derlenip toparlanıp bugünku ihtiyaca cevap verecek şekilde yurtiçinde silahlı kuvvetlerin yanında ve onun emirkomutası içinde yer alacak mahalli kişelerden oluşacak. Barışta çekirdek halinde olacak, savaşta mobilize akife edilecek ve silahlı kuvvetlerin bir parçası olarak hareket edecek bir unsurdur. Bütün bunları benim zamanımdaki çalışmalara göre söylüyorum. Hemen akla Seferberiik Tetkik Kurulu geliyor efendim. 1970'li yıllarda büyük tartışmalara neden olan bu kuruluş ne ile uğraşırdı? Ü R ü C Bugün bunları size açıklayabilecek durumda değilün. Bugün oluşturulması düşünülen kuruluşla uzak yakın bir ilişkisi yok söylediğiniz kuruluşun. Gerek cephenin önünde, gerekse cephenin gerisinde kritik askeri hedeflerin savunulnıasını, ulaştırma yollarının, merkezlerinin savunulmasını üstlenecek kuvvetlerdir. Teritoryal sözcüğünün anlamı biraz ürkütucu geldi. Sözlükteki bir anlamı da devlet yönetiminden uzak, devlet yönetiminin dışındaki bölge anlamına geliyor. Akla başka şeyler geliyor. ÜRL'C Gelmesin. Askeri terimde teritoryal bölge taksimatı demektir. Bir komutanın emri altındaki birliklere kendi sorumluluk sahasıru bölmesi anlamına gelir. Taslak sizin görevde olduğunuz zaman hazırlanmış mıydı? ÜRL'C Üzerinde çalışıyorduk. Harp oyunlannda, plan tatbikatlannda fikir denemeleri yapılıyordu. Temel askerlik egitiminden geçen insanlar bu örgütlenmede görev alırlarken bir eğitimden geçirilecekler mi? Ü R ü C Eğitimsiz olur mu? Amonyak tankı nasıl Boğaz tehlîkeyle iç içe (Bmtarafı 1. Sayfada) yüzünden gemiler, baş ve kıçlanndan farklı hızlarda elkilenerek savrulurlar. Bugüne kadar olan kazalara dikkat edilirse bu iki nokla, dönüşlerin fehlikelerini açıkça göstermekledir. Kılavuzsuz gemilerin akıntı elkilerini iyi bilmemelerinden ötüru zamanında ve yeterli dümen kullanamamalan >anında düşuk hız kullanmalan. kılavuzlu geçen gemilerin ise hızlannın yetersizligi ve iki buyük geminin dar Kandilli dönüşüne biriikte girmeleri. ana nedenler durumundadır." Montreux Sozleşmesi'ne göre transit geçiş yapan bir geminin kıla\uz alıp almamakta serbest olduğunu ancak bunun Istanbul'un güvenliğini tehlikeye sokmakta serbest anlamına gelerneyeceğini vurgulayan Aykut Erol açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bogazlardan kılavuzsuz geçerken kaza yapan gemiler için ceza mlktarı, şu anda örnegin 10 bin tonluk bir gemi için alınan 1000 dolarlık kılavuzluk ücretinin iki katına çıkarülabilir. Çünkü kara trafiginde olduğu gibi aracı yanlış sollayan gemilerden bugiin Istanbul Lunan Başkanlığı 18 bin lira gibi çok az bir ceza almaktadır. Oysa iki kallık bir ceza, geminin Bogaz'dan geçişinde kılavuz alması açısından son derece yararlı olur. Bu ayrıca kılavuzsuz geçen bir geminin çok dikkatli ve emniyetli bir şekilde yol almasmı sağlar. Bir geminin karaya oturması da kaza yapması sayılır. Bu nedenle Bogaz'dan geçerken karaya oturan bir gemiye kendi kendine kurtolma hakkı (anınmamalıdır. Çünkü Boğaz darlıgı, akıntılı oluşn ve çevresindeki mal ve can degerteri Ue çok özel bir yerdir. Boyle bir yerde karaya oturduktan sonra kendi kendini kurtannaya çalışan bir gemi bu çalışma sırasında ve oturduğu yerden fırlayıp çıknğı anda özellikle bir tanker ise çevreyi tehlikeye atar. Son yıllarda Kandilli ile Rumelihisarı arasında ortaya çıkan kazalann bir bölümündeki ana nedenlerden biri de Boğaz'ın bu en dar ve akıntısı kuvvetli yerine iki geminin karşılıklı olarak biriikte girmeleridir. Marmara'dan Karadeniz'e ve Karadeniz'den Marmara'ya ilerleyen gemiler Boğaz'ın kıvnmlan nedeniyle birbirlerine göreraeyeceklerdir. Burada ancak Kandilli Trafîk Gözetim İstasyonu'ndan alacaklan bilgilere dayanarak önlem alma şansına sahiptirler. Ancak Kandilli istasyonunda radar gözetim sistemi olmadığı için yani göz kararına göre olduğu için ber zaman kesin ve doğnı karar alınamamaktadır. Bu nedenle bu radar gözetim sisteminin bir an önce kurulması lazımdır. Bu sagbodıgı takdiroe Ulaşürma Bakanlığı'na baglı bir brim çalışmaya baslayabüir. Va da hiçbir gelir getiren yönü olmayan deniz işletnvelerine ait tstanbul Liman Başkanlığı bu birimi kendi bünyesi dışında oluşturur. Bu sistemin sağlayacağı milyonlarca lira döviz de unutnlmamahdır." Öte yandan görüştüğümüz Devletler Hukuku profesörleri ise 1936 yılında imzalanan Montreux Sözleşmesi maddelerinin büyük çoğunluğunun Türkiye'nin lehine işlediğini belirterek, sözleşmenin yeniden gündeme getirilmesinin çıkarlanmıza aylurı olacağı görüşünü savunuyorlar. Montreu* anlaşmasının sadece transit geçişleri, o da zararsız olma kaydıyla bağladığını belirKn uzmanlar şöyle konuşuyorlaı. "Montreuv Sözleşmesi ABD ve SSCB gibi ülkeler için son derece önemlidir. Bir iki Boğaz önlemi alınması için yeniden sözleşmenin gündeme getirilmesi yerine kıyı devleti Türkiye'nin güvenliğini sağlayıcı radar ve benzeri önlemlerin yerine getirilmesi lazımdır. Zaten transit olsun olmasın zararlı geçişte buJunan gemiler için bütün genel kurallar geçeriidir. Örnegin amonyak yüklü gemi zararlı bir geçişte bulunmuştur. Hem deniz kirtiliği hem de güvenlik açısından çeşitli zararlar oluşturduğu için mahkemeye çıkartüabilir." Derüz Nakliya! TAŞ Genel Müdürü Muzaf fer Akkaya da bugüne kadar özellikle son 25 yıl için'e İstanbul Boğan'nda meydana rfen deniz kazalannda milyarlar. liralık hasarın oluştuğunu vur'ayarak, Boğaz'daki emniyetin yönlü olarak ele alınması geliğine dikkati çekti. ızaffer Akkaya alınması geönlemleri şöyle özetledi: (andeniz'den girecek gemilotu Kandeniz Boğazı ağUmalan Ve yine çıkacak ı pilotlannı aynı şekilde ın. ıara Denizi'nden gemiye girecek ve Boğazı geçecek gemilerin pilotları Yeşilköy girişinde almaları. 3 Bogaz'dan çıloşlarda da aynı yerde pilotlan bırakması ve diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Boğaz'ın muhtelif yerlerinde radar kontrolünün yapılması. 4 Tehlikeli yük taşıyan gemilerin Bogaz'dan geçişlerinin havanın iyi olması halinde gündüz saatlerinde gerçekleştirilmesi. 5 Bogaz ve Marmara Denizi geçiş sahalannın belirtilmesi. Büyükdere'de yapılan sağlık kontrolünün Boğaz dışında Çanakkale^ de ise Bogaz girişinde trafiğe mani olmadan yapılması. 6 Seyir aletleri bozuk olan ve makine emniyeti olmayan gemilere bu anzalann: gidermeden Boğaz geçişi yaptınlmaması. 7 Boğaz'da ve Marmara'da bir kaza oldugunda yapılacak işlerin kimler tarafından yapılacağı belirtilen bir plan dahilinde yiiriitülmesi. 8 Zaman zaman da bu plan üzerinde tatbikat yapılması. (Kaza olmuş gibi.) 9 Kaza anında denize dökülen petrol veya kimyevi maddelerin yayılmasını önlemek ve zaran asgariye indirmek için her rürlü teçhizat ve araan bir makamın kontrolünde bulunması. 10 Deniz kirliliği ile ilgili uluslararası sözlesmelerin incelenerek yaranmıza olanlara iştirak edilmesi ve iç mevzuatımızın buna göre düzenlenmesi. 11 Zararlı geçişe yol açan gemilere kesilen cezalann uluslararası sUndartlara çıkartılması. Şans eseri kurtuluyor tstanbul Boğazı'mn bugüne dek olusan kazalann tümünü hep şans vam edebileceği yönünde rapor akıntı ve rüzgânn tesiriyle, orada verdiği öğrenildi. Italya'dan yo demirli bulunan Gaziantep gemila çıkan acenta yetkililerinin bu sinin balbına (geminin baş tarafında su alünda kalan yuvarlak çıgün Tekirdağ'a gelmesinden sonkıntı) yaslandım. Bunu yapmak eseri olarak ucuz atlattığını vurra tankerin bu haliyle hareket edezorundaydım, aksi takdirde tangulayan Deniz Pilot Kaptanlar rek İskenderun'a gitmesi bekkerin tslanbul için büyük felaket Derneği Başkanı Aykut Erol şu leniyor. yaratacağını biliyordum." kazalarla ilgili öınekleri verdi: Blue Star'ın İtalyan kaptanı Gemideki asıl hasarın balba da"Kılavuzsuz gecişin yol açtıg] en Sovyet tankerinden kurtulmak yanmaktan kaynaklandığım, bu önemli kazalardan biri de 15 Ka için Gaziantep gemisinin zincirinedenle tankının delindiğini vursım 1979 tarihinde Haydarpasa ne ve balbına yaslanmak zorungulayan ttalyan kaptan "Aynı zaaçıklannda Rumen bandıralı tan da kaldığını yinelerken Deniz manda Gaziantep tankerinin balbı ker Indenpendenta Ue Yunan ban Nakliyat yetkilileri ise bu iddiayı su yuzundeydi" şeklinde konuşdıralı Evriali'nin çarpışmasıdır. yalanlıyor. Marmara'daki balıktu. Burada çarpışma sonucu çıkan lann denize dökulen amonyaktan Kaptan Cassavia sözlerini şöyyangın güç bir şekilde kontrol al etkilenmediği, İstanbullulann götına alınmış, ancak 50 küsur gün nül rahatlığı içinde balık yiyebi le sürdürdü: "Tankerde 9 bin 500 ton amonyak yükü var. Bunun içinde söndüriilebilraiştir. Buna leceği bildirildi. yaklaşık bin tonu Marmara'da benzer diğer bir ornek ise riizgâCuma sabahı meydana gelen suyla kanştı. Harhangi bir tehlinn fırtına biçiminde estigi günlerde boş, yüksüz olarak Bogaz'dan "esrarengiz kaza"dan sonra bir ke yoktur. Gemide şu anda büyük geçerken kaza yapan gemilerdir. süre yol alan ve aynı gece 23.30 bir sızıntı yok. Küçük kaçaktan Bu gemilerin kaza v^pmasındaki sıralannda Tekirdağ'a gelen Blue olan sızıntıyı ise su sıkarak amonetkenler su çekimlerinin az, hava Star. halen limanın 5 mil açığın yagın buhariaşmasını önlemeye cekimlerinin çok olması nedeniyle da bekliyor. Hasar tespit çalışma çalışıyoruz." Deniz Nakliyat TAO Genel rüzgârdan çok etkilenmeleridir. iarı yapılan gemide dün çeşitli 4J.1987 günü Marmara'dan Ka mesleklerden olusan bir teknik he Müdürü Muzaffer Demirkaya ise Blue Star'ın kesinlikle Gazianradeniz'e kılavuzla güvenli çıktık yet inceleme yaptı. tep'e çarpmasırun söz konusu olatan kısa bir süre sonra KaradenizTekirdağ Nöbetçi Cumhuriyet de havayı kötü bulduğu için Ahır Savcısı Abdurrahman Canpolat, mayacağını yineledi ve şunları kapı'ya demirlemek üzere dönen Liman Başkanı Haydar Doğan, söyledi: "Gaziantep tankerimiz hava Kıbns Rum kesimi bayraklı trene SSYB Tekirdağ ll Sağlık MüdüC adlı gemi, bu kez kılavuz alma rü Dr. Naci Yaşar Uz, İstanbul durumunu da göz önnne alarak dan Bogaz'dan geçmeye kalkmıs Ulaştırma Bölge Müdürlüğü Gü Kumkapı açıklannda yasal olarak tır. venlik Uzmanı Selahattin Satır ve bulunması gereken yerden de gemi inşaat uzmanı Bilal Aydın uzakta demirli durumdaydı. Bu Bunun sonucunda Tarabya'da dün öğleden sonra tankere gide tip havalarda demirli gemilerimikaraya oturan gemi kurtarma ta rek İtalyan kaptan Giacinte Cas zin süriiklenmemesi için bu önlerafından kurtarıldıktan sonra savia'dan kaza Ue ilgili bilgi mi sürekli şekilde alıyoruz. Yaptığımız tespitlere göre Blue Star Ahırkapı'ya yine kılavuzsuz ola aldılar. adlı gemi, tankerin zincirine de rak gitmek istemiş ve bu kez de Yeniköy'de karaya oturmuştur. Yine Tankerin kaptanı, teknik heye çarpmış değildir. Kaptanın ısrarla söz konusu açıklamalarını nibu arada kılavuz istasyonunu geç te şunları anlattı: arayarak Boğaz'a girdikten sonra "Sovyetler Birligi'nden yükle çin yaptıgını anlamış değiliz." trafiğin kapanldığını öğrenen bazı diğimiz amonyagı Iskenderun LiÖte yandan, Marmara Denizi'gemiler de geri dönmek isterken manı'na ulaşbnnak üzere yola ndeki balıkların amonyaktan etbirbirleriyle çarpısabilmektedir. çıkbktan sonra, tstanbul'un Mar kilenmediği bildirildi. İstanbul Su 29.8.1987 günü Bulgar bayraklı mara çıkışında normal olarak ro Üriinleri Haü'ne getirilen 11 tıir Petkov Silavejna adlı gemi Hon tamda seyrediyordum. Ahırkapı balık 2 veteriner, 1 kimyager ve duras bayraklı Armena adlı gemi önlerindeki demirli gemilerin ara 2 doktordan olusan ekip tarafınyi Karadeniz Boğazı girişinde ba sından bir Sovyet tankerinin ro dan kontrol edildi. tırmıştır. Bu ve buna benzer or tamı kcsecek şekilde karşıma çıkSağlık Dairesi Başkanı Ahraet nekier İstanbul Boğazı'mn son de tığını gördiim. Bu geliş normal Kiremitçigil, amonyağın suda çok rece önemli kazalan faciaya ra degildi. Çarpışmadan kurtulmak hızlı bir şekilde parçalanarak etmak kalarak atlattıgım gösterir." için rotamı sancak tarafına doğ kisini yitirdiğini belirterek, balık ledi. " 1 1 balık numunesinin tamamında yaptıgımız iki çeşit deney sonrasında 'O' amonyak olarak tespit edildi. Hatta yapılan deneylerin doğrulanması için bizim şaşırtmaca olarak adlandırdıgımız analiz sistemi de uygulandı. Bu sistemde bir kaba seyreltilmiş amonyak konuldu ve diğer öraeklerle karşılaştınldı. Müspet sonuç verdigi için bizim daha önceki uyguladığımız sistemlerin doğnı sonuç verdiği ortaya çıkt>." Analiz sonuçları hakkında bir açıklamada bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalanda elde edilen verilere göre İstanbullulann gönül rahatlığı içinde balık yiyebileceğini soyledi. Dalan, "Tespitlerimize göre balıklarda amonyak yoktur. Zaten yükün amonyak değil, amonyuın nitrat, yani gübre olduğunu belirledik. Bu da zarar vermekten uzaktır" dedi. Tekirdağ'daki Blue Star adlı geminin İtalyan kaptanı halen ülkelerindeki acentalarından hareket için bilgi beklediklerini belirterek, herhangi bir yardıma ihtiyaç duymadıklarını yineledi. İstanbul Ulaştırma Bölge Müdürlüğü'nün iki temsilcisi de gemide hasar tespit çalışmalarını sürdüruyor. Gemiye dün Vali Oğ,ız Kağan Köksal'm izniyle çıkan gazeteciler ise yoğun amonyak kokusu nedeniyle gaz maskesi takmak zorunda kaldılar. Tankerdeki teknik heyetle biriikte incelemelere katılan Takirdağ Valisi, yaptığı açıklamada şu göruşe yer verdi: ECEVİT Gönüllülerden seçmek sakıncalı ANKARA (Cumhuriyet Büro"Tanker, Tekirdağ'a 5 mil su) Bülent Ecevit, yeni bir uluaçıkta demirlidir. Devamlı kont sal güvenlik kavramına ve duzenrol alünda bulunduruyoruz. Sı lemesine ihtiyaç olduğunu soylezıntı, tespit ettigimiz kadarıyla yerek, "Bu birlikler için seçilerek çok azdır. Önleme çalışmalan da alınacak gönüllülerden yararlanısürdürülmektedir. Sağlık yönün lacağımn belirtilmesi kaygı veriden şimdilik bir tehlike yoktur. cidir. Böyle bir yöntem, yeni düTeknik heyetin bugün vereceği ra zenlemenin, ister istemez siyasal ponı beMeyeceğiz. Olay çok da amaçlarla saptırılmasına ve göha büyük boyutlara ulaşırsa, üst nüllülerin giderek milislere, hatmakamlara duyurarak, gereğini ta gerillalara dönüşmesine yol açabilir" dedi. Ecevit, Özel Harp yapacağız." Dairesi'nin artık kapatılması gerektiğini söyledi. KontrgerUla Ue hiçbir ilgisi yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip TorumUy, "teritoryal savunma" için Genelkurmay Başkanlığı ile ilgili kuruluşların 10 yıldan bu yana çalışma yaptıklarım söyledi. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan da teritoryal savunma ile yerel savunma birliklerinin gerek kontrgerilia gerekse milis birlikleri ile karıştınlmasının doğru olmayacağını belirtti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Cumhuriyet Bayramı'nın 65. yıldönümu nedeniyle düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin bu konudaki soıulanm yanıtlarken teritoryal savunmanın yeni bir şey olmadığını. Avrupa'nın birçok ulkesinde bulunduğunu, bizde de sadece planlamalanmn yapılacağını söyledi. Savaş zamanında bunların cephe gerisinde fabrikalan, köprüleri diğer kritik bölgeleri koruyacağııu belirten Torumtay, "Bir sabotaj ya da hava indirmesi olursa bunlara karşı koyacaklar. Esas kuvvetler dikkatlerini cepheden ayırmayacaklar" dedi. Orgeneral Torumtay, konunun aynntısı üzerinde çalışıldığını, bu teşkilatın Jandarma Genel Komutanı'na bağlı olacağını, belli bir ayhk verilmeyeceğini, sayıları hakkında şu anda belli bir şey olmadığını belirtti. Teritoryal savunmanın bizim için yeni, ama denenmiş bir sistem olduğunu söyledi ve "Sadece Genelkurmay değil, ilgili bnlün kuruluşlar, üzerinde çalışmışlardır" dedi. Torumtay, "Kadınlar da katılacak mı, bu konuda bir rakam var mı?" şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Hayır. Yann bir savaş halinde çoluğuyla çocuğuyla, erkeğiyle, kadınıyla berkes göreve başlayacak. Bayanlar dahi görev almak isteyecekler, ama bugün Türkiye'nin nüfusu bayanlann askere alınmasım zorunlu kılmamaktadır, o bakımdan böyle bir şey yok." Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan da Cumhuriyet muhabirinin sorulanna verdigi yanıtta, teritoryal savunmanın cephe gerisinde sivil halkı korumaya yönelik bir sistem olduğunu, milis kuvveti ile hiçbir ilgisi olmadığını, belirtti ve "özel bir kuvvet değildir. Aynca kontrgerilia gibi bazı sıfatlar yerleştirilmiş bugünkü gazetelerde, bunlarla hiçbir ilgisi yoktur" dedi. VüRALHAN büyük güçlükler çıkabilirdi. Yeni düzenlemeye geçilirken, 'sivil savunma' örgütünün yapısını ve işlevlerini yeniden gözden geçirmek de gerekir. Belki en dogrusu, yeni düzenlemeyi 'sivil savunma' örgütlenmesi temeline oturtmakor. Herhalde 'Özel Harp Dairesi' ile hiçbir ilişki veya benzeriik söz konusu olmamalıdır. Açıklamalardan, yeni düzenlemeye göre oluşturulacak birliklerin Silahlı Kuvvetler'e bağlı olacağı anlaşılıyor. Egitimde ve planlamada Silahlı Kuvvetler'den yaEcevit, dün yaptığı açıklamada, rarianmak gerekse bile, bu birlikdaha önce "özel harp" kavramı lerin valiliklere baglanması daha çerçevesinde oluşturulan düzenle uygun olur. melerin sakıncalar içerdiğini söySon olarak, bazılanna önemsiz leyerek, görüşlerini şöyle dile ge bir aynntı gibi göriinse bile, beni tirdi: üzen bir dil konusuna da degin"Ülkelerin derinliklerindeki he raekten kendimi alamıyorum. Yedefiere saldınlar ve sabotajlar diı ni ulusal güvenlik düzenlemesine, zenlenebilmesi çağımızda çok ko güzelim Türkçemizde 'yaygın ve laylaştıgına göre artık yalnızca sı yerel savunma' gibi bir ad verilenır ve cephe savunmasıyla yetini bilecekken, neden FrenkçeAraplemez. O nedenle, yeni bir ulusal ça kırması 'Teritoryal savunma' güvenlik kavramı ve düzenleme ve 'mahalli savunma birlikleri' gisi gereklidir. Nitekim Cumhuriyet bi lerimler kullanıldığını anlayaHalk Partisi'nin 1976 programın madım. Yabancı sözcükler kullada bu gereksinmeye deginilmiş ve nınca sanki işin önemi mi arta'yurt savunmasının bir bütün' ol cak? Ulusal güvenlikie ilgili konuduğu belirtilmişti. larda olsun, ulusal dilimize saygı Savaş teknolojisinin şimdikine göre çok geri olduğu 1920'li yıllann başlannda biie, Atatürk. böyle bir gereksinmeye parmak basmıştı ve bunu 'hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh da bütün vatandır' sözleriyle. özlü biçimde dile getirmişti. Ancak bu gereksinmeyi karşılayacak düzenleme, demokratik hukuk devleti kurallanna ve açıklık ilkesine uygun olmalıdır. En küçük ölçüde bile bu kurallann ve ilkenin dışlna çıkılması, gerek ulusal birlik ve ıılke bütünlüğü. gerek demokrasi açısından ciddi sakıncalara yol açar." gösterilmesi beklenirdi." AÇILIŞA DAVET "Güzel bir şehir, içinde sağlıklı ve mutlu insanların yaşadığı şehirdir" ilkesiyle hareket eden İstanbul Büyük Şehir Belediyesi çocuklarımıza ve gençlerimize yönelik çalışmalara özel bir önem vermektedir. 31 Ekim 1988 Pazartesi günü açılışını yapacağımız Yerel birlige (Baştarafı 1. Sayfada) rulması düşunulen "mahalli milisleri" sordu. Torumtay, önceki günkü açıklamasına koşut, "Savaşta kullanılacak. Milis kuvvetkri Ue ilgisi yok" açıklamasını getirdi. Anıtkabir'deki törenin ardından, TBMM'de Cumhurbaşkanı Evren'in kutlamaları kabul töreninde Başbakan Özal, İnönü'nün yanına giderek bir süre sohbet etti. Özal, İnönü'ye doğrudan "yerel savunma birlikleri" konusunu anlatmaya başladı. Özal, "Yalnız savaşta kullanılacak, mahalli milislerie alakası yok" derken alçak sesle yürütülen, zaman zaman anlaşılmayan diyalog şöyle gelişti: İNÖNÜ Tüm dünya silahsızlanmaya giderken ne gerek vardı? GAZİOSMANPAŞA KAPALI SPOR SALONU KOMPLEKSİ bugünün genç, yarının büyük hemşehrileri için daha sağlıklı, daha mutlu yaşayacakları ortamlar hazırlama yolunda harcadığımız çabaların bir örneğidir. Açılış töreninde her yaştan genç İstanbullu davetlimdir. Mutluluğumuzu paylaşmaktan kıvanç duyarım. İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI BEDRETTIN DALAN ÖZAL İki yıldır getiriliyordu. Çalışmalar sürüyordu. Bunlar sadece sivil savunma orgutleri. Sivil savunmanın daha orgutlenmişi. İNÖNÜ Amerika'daki ile ilgisi var mı? Sayın Genelkurmay Başkanı, " ÖZAL Hayır. Amerika ile ilyeni düzenleme çerçevesinde oluş aisi yok. Sadece jandarmaya bağturulan birliklerin 'milis' niteliğin h. de olmayacağına dair. dun güvenSHP lideri daha sonra görüşce verdi. Ancak Başbakanlık açıkmeye ilişkin gazetecilerin sorulalamasında, bu birlikler için 'seçirını "biraz kaçamak yaparak" lerek' alınacak "gonullüler'den şovle yanıtladı; yararlanılacağının belirtilmesi. Başbakan Özal ile yerel sakaygı vericidir. Böyle bir yöntem. vunma birlikleri konusunda göyeni düzenlemenin, ister islemez, riişmeniz oldu siyasal amaçlarla saptırılmasına İNÖNÜ Ne olduğu anlaşılve 'gönüllüler'in giderek "milis'lere, hatta gerillalara dönüşmesi madı dedim. 'Anlaşılacak' dedi. Jandarmaya bağlı olduğunu ne yol açabilir. belirtti.. Atatürk. gerilla savaşı uzmanı İNÖNÜ Onu söylemedi. 1leolduğu, bu konuda bir de ders kitabı yazmış olduğu, Kurfuluş Sa ride anlaşılacak. Tüm dünyada sivaşı sırasında, gerilla savaşı yön lahsızlanma yoluna gidilirken, temlerinin sakıncalannı görmüş Türkiye'de yeni bir kuvvet yarattür ve yandaşı durumundaki ba manın yanlış oldnğunu söyledim. zı gerilla gnıplarını karşısına al Başbakan bu birliklerin yalnız samak pahasına da olsa, açık ve du vaş halinde işe yarayacağını anlatzenli savunmada karar kılmıştır. tı. Eğer Atatürk öyle davranmamış Bu konuda sizin görüsunüz olsavdı. demokrasiyi amaçla nedir? yan bir hukuk devleti kurmakta İNÖNÜ Bekleyipgöreceğiz.. Ozel Harp Dairesi'nin "her türlü demokratik denetim" dışında olduğunu vurgulayan Ecevit, açıklamasını şöyle sürdurdu: "Daha önce 'özel harp' kavramı çerçevesinde oluşturulan dü zenleme bu tür sakıncaları içermekteydi. Kuruluş ve işleviş biçimi. özellikle de sivil uzantılan bakımından, her türlü demokratik denetimin dışındaydı. Şimdi yeni bir düzenleme öngöriildüğüne göre arlık özel Harp Dairesi kapatılmalıdır ve bu kuruluşun sivil uzantılan, eğer hâlâ varsa, dağıtılmalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle