19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAİL CILGEC CUMHURİYET/5 YAYIN DÜN\ASINDA İNCELEME ARAŞTTRMA ABD dış polittkası ve lobiler Etnik lobilerin Amerikan dış politikası üzerindeki Pek çok kimse aanlık lobilerietkisi, TürkiyeABD ETHNIC GROUPS. nin ABD dış politikasuu biçdmlenilişkileriyle ilgili yorum ve CONGRESS. AND diren en önemli etkenlerden biri incelemelerin başlıca AMERICAN olduğuna inanıyor. Bunda kuşkukonulanndan biridir. FOREIGN POUCY •suz bir gerçek payı vardır. tsrailProfesör Feroz Ahmad, Tİ. Yahudi lobisinin faaliyetlerini izJapon asıllı bir Amerikalı leyecek olursak, bu görüş doğru• lanır. Bu lobinin kabul ettirmeyi Emborgo araştırmacı olan Paul Y. başaramadığı fazla bir şey yoktur. Watanabe'nin Ethnic trlanda kökenli Amerikalılar için Groups, Congress, and de aynı şey söylenebilir. AmeriAmerican Foreign Policy: ka'da tsrail lobisi o kadar başathe Politics of the Turkish nlı oldu ki, başka etnik gruplar Arms Embargo (Etnik Yunanlılar, Ermeniler ve son zamanlarda Türkler da kendi lobiGruplar, Kongre ve lerini kurdular. Paul Watanabe'Amerikan Dış Politikası: nin kitabı 1974'te Türkiye'ye amTürkiye'ye Silah bargo uygulanmasında Yunan loAmbargosu Olayı, 1984) başlıklı kitabını eleştiren bisinin etkisini irdeliyor. yazısında bu önemli konuya ışık tutuyor. Eritme potası FEROZ AHMAD Massachusetts Institute of Technology'de (M.I.T.) sunulan bir doktora tezine dayanan kitabtn yazan VVatanabe, Japon asıllı biı Amerikalıdır. Dolayısıyla etnik faktörün Amerikan dış politikasına olduğu kadar Amerika'da gündelik hayaıa etkisi konusunda da son derece duyarlı bir kişi. Bekleneceği üzere kitap, bir doktora tezinde gerekli olan tüm biümsel koşullara sahip. Bunun için VV'atanabe kitabına, "Etnik Faktör vc Dış Poütika" üzerine "teorik" bir bölümle başbyor. Yazara göre: Amerika'da etnik faktör, yani kişilerin etnik kökenleri konusunda bilinci 1960'larda gelişti. Asimilasyonun (kültürel eritme) ve sınıf bilincinin etnik unsuru ortadan sildiğine ilişkin söylenceler yıkıldı. Asimilasyontezi, ABD'nin tüm etnik kimlikleri içinde eritip, bunlardan yeni bir 'Amerikalı' kimliği ureten bir büyük 'eritme potası' oldugunu savunuyordu. Bu teze göre, eğitirn ve dil, tüm diğer bilinç şekiilerini unutturan iki temel etkendi. kökenli Amerikahlann örgütlenme ve stratejisinden derin bir biçimde etkilendi." YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Yunan lobisi Yunan lobisi kendini 1960'larda hissettirmeye başladı ve özellikJe 1967'den sonra Amerikahlann Atina'daki cunta yönetimi konusundaki tutum ve anla KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK yışlannın biçimlenmesinde çok etkili oldu. Bu lobi ciddiye alındı, çünkü cuntarun savunulmasuu üstlenmediği gibi, ahlak konulan ve insan haklanna ilişkin konular üzerinde durdu. Dolayısıyla 1974 yüına gelindiğjnde, Kıbns konusunda Amerikan kamuoyundaki tartışmayı etkileyebilecek bir konuma ulaştı. Yürütme ve yasama organlanna farklı partilerin hâkim olduğu durumlarda özellikle kesinleşen, yürütme (başkan) ve yasama (kongre ve senato) arasındaki mücadeleye katılabilecek güce ve örgütlenmeye erişti. 1974'te Cumhuriyetçi Başkan Nixon'un karşısmda demokratlann egemen olduğu bir yasama organı vardı. Aralannda 3 mflyonluk, hayli iyi örgütlenmiş bir topluluk bulunan Yunan lobisi, seçimlerde Kongre üyelerini "ödüllendirebilecek ve cezalandırabilecek" dururada olduğu gibi gerek Kongre, gerekse basın yayın organlan için ambargo tartışmalan sırasında yalnızca Yunan tarafının görüşünü aktaran hayati bir bilgi kaynağı haline gelmişti. fturn/nu da çok Oüdakhr da kofUmfi.. yerine 1960'larda "iki sıfatlı" milliyetçilik ortaya çıktı. ABD yurttaşları arasında sadece Amerikalı yerine, IrlandaAmerikalı, PolonyaAmerikalı, YahudiAmerikalı vb. olmarun son derece meşru olduğu duygusu dogdu. )dhz tkinci tez ise, Amerika'da sınıf bilincinin etnik dayanışmanın yerine sınıf dayanışmasını geçirdiğini ileri sürüyordu. Bu tezdn de doğru olmadıği görüldü. Bunlar Tek bir milli kimlik olmadığına göre de "milli çıkar" kişinin etnik kökenine göre yorumlanır oldu. Bu tutum dış politika konulanndaki taruşmalarda meşruluk kazandı. tsrail lobisinin başanlı olduğu görülünce, başka etnik gruplar da lobi kurmaya giriştiler. Watanabe'ye göre, "YunanbAmerikalüann etkinliği, Yahudi Sana umuf vermrş ofmcıyayı'7* •. i tsmet lnönü: Hatıralar / 2 cilt, Bilgi Yayınevi, Ankara 1985 ve 1987, 346 ve 335 s. HİKMET ÖZDEMİR ' lanhımızde lnonu ~ Türk BüyükelçUiği PÎKNÎK PIYALE MADRA Tarih çoğu zaman bazı siyaset adamlarının yasamöyküleri ile birlikte yaşanır. Böyle kişiler hemen bütün ülkelerde vardıı. "Kunıcu" özellik taşırlar. Yaşadıklan toplumun uluslaşma evresinde veya büyük kriz dönemlerinde gelişmelere damgalannı vururlar. Çin'de Sun Yat Sen, Hindistan'da Nehnı ve Gandi, PakisUn'da Mnhammed AU Cinnah, Türkiye'de Atatörk ve tnönü bunun güzel örnekleridir. Böyle bir sınıflandırmada Atatürk ve Inönü'yü bir arada anmak, kesin olarak ilkine haksızlık anlamına gelmez. tkisi bir bütün oluştururlar. Politikada tek bir çizgidirler. Çağdaş Türkiye'nin kuruluşundan günümuze kadar gelen güçlü bir akım yaratmışlardır. tttihat TerakkiCumhuriyet Halk Partisi çizgisi, bazı değişikliklerle de olsa bugün siyaseti kördöğüşüne ceviren parlamento çoğunluğu ve AP hükümetleri karşısmda inanç ve kararlılıkla ama en çok sabır ile ayakta kalma mücadelesi vererek "ortamn solu" düşüncesini savunan lnönü; 1940'lann güçlü adamı değildir. Bu noktada tnönü'nün bir başka özelliği belirmektedir: lnönü, 1946'da, 1925'in yöntemleriyle siyaset yapılamayacağını görerek, 21 yıldır (19251946) yanaskeri diktatörlükle yönetilen ve iktidar partisi içinde bile siyasal muhalefete izin verilmeyen Türkiye'yi partiler rejimine açmakta tereddüt etmeyecek kadar uzak görüşlü olabilmiştir. 'Resmi tarih'in gözünde Inönü'nün "milli şeflik", geniş kitlelain ise "Geldi Ismet, kesildi kısmet" tekerlemesiyle andığı bir dönemi kendi eliyle kapatmıştır. Degişime ayak uydnrmak lnönü, politikada inatçı bir kişiliğe ve statükocu bir devlet anlayışına sahip olmasına rağmen, değişime ayak uydurabilmiş devlet adamıpolitikacı tipinin dünyadaki en başanlı örneklerindendir. 1950'de seçimleri kaybedince iktidarı bırakması, gelinen yer acısından düşünüldüğünde ender rastlanılacak bir tutumdur. Yoksa, 1920'lerin başından 1972'de ölümüne kadar yarım yüzyılhk siyasi ömründe Türk siyasetinin merkezinde nasıl kalabilirdi? Dolayısıyla Inönü'nün Habralar'ı, 19081938 Türkiyesi'nin onun eliyle yazılan tarihidir, şeklinde bir tanımlama yanlış olmayacaktır. Kaldı ki, Habralar bazı konularda resmi tarih yancılaruu utandıracak bilgileri aktarmaktadır. Bu bağlamda Turkiye'nin Kürt politikasının tespiti ve uygulanmasında birinci derecede rolü olan tnönü'nün, Türkiye Kürtleri ve 1925 Şeyh Sait isyanı üzerine yaptığı değerlendirmeler, söz konusu politikanın analizi ve gelişme evreleri önemlidir: "Sevr Muabedesi ile Kortler, Türkler gibi kendi vaUnlannı lehlikeye maruz gördüler. Çankiî Sevr Maahedesi hnknmleriııe göre, Dogn Anadolu'da Ennenistan hndndu bitişiğinde bir Kürdistan devleti knmlacaktı. Kiırtler, Türk vatamnın kendileriyle beraber, bühassa Doğm'da, Ermeni tehlikesine maruz kalacagııu büiyorlardı. Milh' mücadelemln devanunca canla başla beraberük gösterdüer. Sonra, Lozan Muahedesi yapüırken de Kurtler vatansever olarak Tttrkierie beraber bulonmuşlardır. Kürtler, Ermeniler gibi Lozan a gelip bize müracaat etmediler. Hatta biz Lozan'daki konoşmalanmızda milli davalanmızı 'biz Türkler ve Kürtler' diye bir millet olarak mndafaa ettik ve kabul ettirdik." (S.202). Türkiye Cumhuriyeti'nin 2 nolu kunıcusu; Şevket Süreyya Aydemlr'in deyimiyle "tkinci Adam"ı bazı konuları anlatırken adeta "resmi demeç" veren lnönü, bazı konularda çok açık davranmakta bir sakınca görmemiştir. VVatanabe de kitabını hemen tamamen Yunanlılann sagladığı UÇuN UALIMIN UZE bügilere dayanarak yazmış. DoRİNDE layısıyla, Kıbns'taki siyasal gelişCUM. meler konusundaki açıklamalan tümüyle tek yanlı. Niye böyle olduğunu kendisine sorduğumda, bunun kısmen bilgisizliğinden kaynaklandığını söyledi; ama esas olarak Yunan elçiliginden edindiği bilgilere dayanmak zorunda kalmasını, Washington'daki Türk BüyükelçUiği'nin pek az yardınıcı olmasıyla açıkladı. Bu nedenle; örneğin VVatanabe 1963 bunalımımn Makarios'un 1960 Anayasası'm tek taraflı olarak feshetmesinden kaynaklandığını bilmi HIZLI GAZETECÎ IVECDETŞEN yor. Ve tabii kitapta 196474 arasındaki dunım hakkında hiçbir tartışma yer almıyor. Okura söylenen şu: "Türkiye, Kıbns'm 1959 Londra ve Zürih Antlaşmalanyla tanınan bağımsızlığını hiçbir zaman tam olarak kabul etmemiştir." Aslında olaylann Türkler tarafından yapılan yorumunu da dinlemeye açık olan VVatanabe gibi bir araştırmacıya Yunan yorumunu kabul ettirmek mümkün olabiliyorsa, Yunan lobisinin Amerikan Kongresi'ni ve basın yayın organlanna kendi görüşlerini benimsetmesinin hiç de zor olmadığı açıktır. Kongre'deki tartışmalar ÇİZGtLİK KÂMİL MASAH4CI ve lobinin çahşmalan konusunda çok bilgili olan VVatanabe, şu sonuca varıyor: "Son tabJilde, Türkiye'ye silah ambargosu aygolanmaa için yüriirülen mâcaddede etnik grnp aktivizminin başanlı olmasının temel nedeni, Yunan asıllı Amerikahlann karar verid durumnnda olan birçok kimse yi, yönetimin politikalannın elestirel bir şekilde dejeriendirilmesine ve belirü degişiklikierin yapümasına fluıa edebilmeleridlr..." Türklerin sesi duyulsaydı sonuç farkh olur muydu? Türk lobisinin savunucuları cevabın "evet" olduğuna inanıyor. Benim görüşüm, Amerikan dış politika AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GÖKHAN GÜRSES sının tek bir lobinin, tsrail lobisi kadar güçlü bir lobinin bile beürleyemeyeceği kadar karmaşık olduğu. • Prof. Dr. Feroz Ahmad, ABD'£•> Massachusetts Universitesi (Boston) öğretim üyesidir. tnönü'nün Hatıralar'ı, 19081938 Türkiyesi'nin, onun eliyle yazılan tarihidir şeklinde bir tammlama yanlış olmayacaktır. Kaldı ki Hatıralar, bazı konularda resmi tarih yazicılanm utandıracak bilgileri aktarmaktadır. Bazı konulan anlatırken adeta 'resmi demeç' veren lnönü, bazı konularda çok açık davranmakta bir sakınca görmemiştir. Sosyal Demokrat Halkçı Parti'de sürebilmektedir. lşte bu çizgide, Gazı Mustafa Kemal'in Başvekili Ismet, kendi oluşturduğu politikalann uygulayıcısı görünmektedir. Atatürk, onun görüşünU desteklediği sürece başvekil olarak kalmış; aralannda anlaşmazlık başgösterince görevden ayrümak istemiş ve çekilmiştir. Bir difer anlatımla lnönü için makam, politikayı belirlemede söz ve karar sahibi olabildiği sürece vardır. 1925 ve 1950de tnönü Atatürk ve tnönü (1938'e kadar) iç politikadaki uygulamalan acısından hayli hosgörüsüz liderler olmuşlaıdır. Fakat 1946 ve 1950'deki Inönü'nün, 1925'in Takriri Sükun uygulayan tnönüsü olmadığı kesindir. Aynı şekilde, 1960'larda askeri ayaklanmalann, dış baskılann (1964'te Kıbns sonınu yüzünden •Dr. Hikmet özdemir, YÖN Hareketi (Bilgi YaABD'nin baskısı ve Başkan Johnson'ın mektubu). yınevi, 1986) adlı çalışmamn yazandır. KISAKISA ÖVÜNMEKTE HAKLIYIZ ÇÜNKÜ BEŞİKTAŞLIY1Z / Sedat ö z k o l , Uğur Yayınlan, Eylül 1988, 606 s. Inşaat Mühendisleri Odası eski başkanlanndan Dr. Sedat özkol'un, "Kendini bildi büeU Bejiktaşlı olmakla gurur duyarak" kaleme aldığı, altı yuz küsur büyük boy sayfadan oluşan kitap, Turkiye'nin en eski spor kulübü Qr"=5î'DflT ÖZKOJ ÖZGÜRLÜĞE U Ç A N DEV / Tufan Türenç, Milliyet Yayınlan, Eylül 1988, 244 s. Tufan Türenç'in, altbaşhğı Naim Süleymanogln'nun Romanı olan bu kitabı, Dunya ve Olimpiyat Halter Şampiyonu, Seul Oliînpiyatlan'nda Türkiye'ye tek altın madalya kazandıran sporcu Naim Süleymanoğlu'nun öyküsünü ve spor yaşamım anlatıyor. ANNELER VE BABALAR CİNSEL EĞtTlMt ÖĞRENİYORLAR / Helmut Kentler, Çev. Gülderen Pamir, A F A Yayınları, Eylül 1988, 208 s. AFA Yayınlan'mn "Anne Baba Çocuk" dizisindeki yeni kitabımn altbaşhğı, "Anneler ve babalar ayıp diye düşünmeden gerekli bilgileri öğrenmek ve vermek zorundalar" diyor. Bir Alman pe nıtma yazısını önümüzdeki haftalarda yayımlayacağız. Anneler ve Babalar Cinsel Eğittmi ö ğ i DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE DEMİREL / Tanju Cıbzoğlu, Ekim 1988, 242 s. Gazeteci ve yazar Tanju Cıhzoğlu'nun haarladığı ve Zincirbozan'dan Bugüne Demokrasi Mücadelesinde Demirel başhğını taşıyan kitap, eylül 1985'ten bu yana Demirel'in çeşitli toplantılarda, basın toplantılannda, Mecliste yaptığı konuşmalar ve çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış olan söyleşilerinden seçmeleri bir araya getiriyor. Derleraeye yazdığı önsözde Cıbzoğlu, Demirel'in siyasi mucadelesinin bir değerlendirmesini yapıyor. ^^ SÜRELİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAI* P. BOUILLON 20 Ekim ANKARA ANTLASMASf 1921 'DE BUSOM. KURTUL UŞ gAVAŞf SU/?£GKEN, TÛH KİYE İLE FGANSA ARAS/NM ANKA& ANTlAŞAÂASl' VAPtLP/. 6UNE/ÛOĞUAUAOOLUyuİŞ&AL £0£XK£AI &ORCHJĞU BÜY1MC DfGefJIŞTOV YoeutMUŞ OLAN FfiANSr2LA£, SAKAZYA ZAPER/MA/ DE ETKİ. SlYl£ n/£A££g£&&$/ TAV/ İ GÖRÛŞMIEIER İÇJN ANKABA'yA YOLLANAN DİPLOMAn HENBt FXANkZJNBOU/LWN,GA2lUUS mFA KEUAL f»$A VVZAF/NDAN KABUL SÖRMÜŞ OLUMLU 8/8 HAM4 yn&iriLMlÇri.BUANTlAŞMA İLB TÛKKiyESLRtYEStNlgl geUSl£NiyoH,F&>NZIZLARAMNA'DAN ÇE/iUJro&lAflut ŞlUDlUK FRANSIZlAR'DA AC4L4AJ UATAY'A DA OZ£L Btg 1V NETlM TANINIYORDU. SONUÇ OLAg/l^DÖŞAAAH DEVLET FRANSA SAVAÇTAM Ç U P Cünhc ÖVUNMEKTE HAKLIYIZ dagogu olan Helmut Kenüer'ir. ilk kez 1975 yılında yayımlanan •tem Lernen Sexualerziehang başhkh kitabı, çocuğun sağhklı bir cinsel eğitim görmesi için anleri veriyor. Bu kitapla ilgili bir ta ne ve babalara gerekli olan bilgi Y AYEVLARD AN FELSEFE ARKİVİ, Sayı: 26, 1987. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 20 Ekim 1938 BEŞİKTAŞ Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün tarihini kapsadığı gibi özkol'un "özkaynak Düzeni" adım verdiği sporcu yetiştirme geleneğini savunuyor. Yazar, kitabını "Beşiktaş'ı örnek almak suretiyle sporda kardeşh'k ruhunun yeniden doğuşuna bir katkıda bulunmak çabası" olarak niteliyor. CUMHUBİYET KİTAP KULÜBÜ^NDEN HABERLER HAFTANIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI Istanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi tarafından 1946'dan bu 11.10.198818.10.1988 yana yayunlanmakta olan, TurkiU4 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 191.015 002349 022338 079.042 191.016 152.425 022317 011.054 DtakaMınhzan TH İnceleme Öyku Roman Belge Belge inceleme Şür Anı Öyku Roman Nasıl Bir Eğitim Istiycruz/Server Tanilli Nah Kalkımnz/Azc Nesın Artat Çocuklan/Anatolı Ribakov Biz Duvar Yazısıyız/Gulay Kutal Son Nefesıne Kadar Behıce Boran Eylül Imparatortuğu/Erbil Tuşalp Hasretınden Prangalar Eskittım/Ahmed Arif Anneme Reklamcı OMuğumu Soytemeyin/ Jacques Seguela 303.002 Gulunesı Aşklar/Milan Kundera 021.308 Mektup Aşklan/Leyla Erbü ye'nin en eski felsefe dergisi Felsefe Arldvi'nin 26. sayısı çıktı. Derginin son sayısında Farabî, Şehabeddin Sühreverdi, R. Arnaldez ve A. Hübner'den çeviriler ile Nihat Keklik, Şafak Ural, Teoman Duralı, Mahmut Aslan, Mehmet Kaya ve lsmail Yakıt'ın telif yazılannda, bilim felsefesi, mantık, Hint düşüncesi, Türk lslam ve Yeniçağ Avrupa felsefelerine ilişkin konular ele alımyor. Ahnanya ve Hoüanda arasında bir döıiz kaçakçüiğı ihracatm bir milyon marktan fazla kıymette olduğu söylenmektedir. Biri erkek, biri kadın olmak üzere otomobil sahibi iki kaçakçı tevkif edilmiştir. Ederie göre seri tesUhat lazun Londra 19 (a.a.) Guildhall'de bir nutuk söyliyen Eden, ezcümle demiştir ki: " Şimdiki parti mücadeleleri metodunu takib etjiğimiz müddetçe silah yarışında daima geri kalacağız. Eğer bütün partileri temsil eden bir hükümetin gelmesile silahlanma daha seri ve Cüriim ortakları arasında Berlin 19 (a.a.) bulunmakta olan Holanda Gazetelerin Kolonyadan posta idaresine mensub bir bildirdiklerine göre, Almanya memur da tevkif edilmiştir. Holanda hududunda çok Almanyanm garbinde ve mühim bir döviz ticareti ve Berlinde ikamet etmekte olan kıymetli eşya ihracatı on iki kadar Yahudi de meydana çıkanlmıştır. cürüm ortaklığı töhmetile hapse atılmıslardır. Gayrimeşru olarak yapılan müessir bir surette yapılabilecekse, böyle bir hükümetin gelmesi arzuya şayandır. Ingiltere arzusunu yaptırmak veya müsamahasızhğını göstermek için değil, beynelmilel hayatta sulh için elzem olan bazı hadleri idame etmek için kuvvetini kullanmalıdır." VE S E V C . i . S i • r ı ı. ıi'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle