19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKİM 1988 * * * * CVMHURİYET/15 Urdtin ve Malezyalı komutanlar ANKARA (AA) Ürdün Silahlı Kuvvetler Kotnutanı Mareşal Sharif Zeid Ben Shaker Ue Malezya Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramıral Dato'şeri Abdul Vhab Bin Haji Nawi, resmi ziyaret için yann Türkiye'ye gelecekler. Genelkurmay Genel SekreterliğTnden verilen bilgiye göre, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtay'ın resmi konuğu olarak Türkiye'yi ziyaret edecek Ürdün Silahlı Kuvvetler Komutanı Mareşal Shaker, Ankara, Eskişehir, hmir, Gölcük ve lstanbul'da çeşitli karargâh, kurum ve birlikleri gezecek. Mareşal Shaker, 21 ekim cuma günü Türkiye'den aynlacak. Koramiral Haji Nawi'nin de 23 ekim pazar günü Türkiye'den ayrılacağı bildirildi. Urgüp'te 157 şarap yarışıyor ÜRGÜP (Cumhuriyet) Almanya, Avusturya, Hollanda, îtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Çekoslovakya ve Macaristan'ın katüdığ) 2. Uluslararası Şarap Festivali dün başladı. Tekel'in 16, özel sektörün 118 ve lOyabancı fırmarun da 23 olmak üzere toplam 157 şarap örneği, 7'si yabancı 9 degüstatör tarafmdan değerlendirilecek. Tekel Genel Müdürü Süreyya Yücel özden, Türkiye'nin 625 bin hektarhk bağ alanı üe dünyada 5. sırada yer aldığını, ancak üzüm üretimi bakımından çok gerilerde bulunduğunu hatırlatarak, şarapçılığın uluslararası düzeyde geliştirilmesi için bütün olanaklan seferber ettiklerini söyledi. Iİ9UII* v* sanatçı Frederick Reutersvrard taIrajll rafındanyapılanbubronzheykel"Şidy dete Hayır" adını taşıyor. Luksemburg'un Birleşmiş Milletier'e hediyesi olan heykel, New York'taki BM binasının ziyaretçi girişinı süsluyor. lsve OfnnİTC OyUIICf UC V ' ÇlfHnttu'llO ÖİCİIK5 O y f Ö İ C İ I 5 ahk Verdi ar $Wü AMa Operası ayında Avusfalya'nın S kidki bi kiilik d t Sydney kentindeki 90 bin kişilik dev stadyumda sergilenecek. Dekorun içinde en göz alıcı parça, polietilenden yapılmış 14 metre yuksekliğindeki sfenks. IşıMandınlan sfenks, Sydney gecelerine egzotik bir hava katıyor. (Fotoğraf: AP) n i n b3 9 ı t a u i ı l noi a n zaman zaman çarpıcı göruntu'ere yol açıyoriar. Resimdeki Strasbourg yollarında yünjyen yaşlı kadın ve reklam panosu bu ilginç göruntülerden yalnızca bin. (Fotoğraf: AP) Irariın Son y | l a n n <^<aae reWam y ö n t e m i d u v a r P*" HABERLERIN DEVAMI Çoksesliliğe TRT sanstirü (Baftarafi l Sayfada) Tan ise, "TRT kendisini eleştirmek için insan çağınyor. Sonra deştiriye sansür uyguluyor" dedi. Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Taner Dedeoflu, "Yine havanda su dövuidü. Bu forumun gösteri olduguna İBanıyorum" dedi. Program yapımcısı FUiz Ozankaya ise "Forum"a sansür uygulanmadığım, konuşmalar arasında bütünlük sağlamak için ban bölümleri kendisinin kestiğini söyledi. Tercüman Ankara Temsilcisi ve yazarı Yavuz Donat, TRT yayınİan ile ilgili sözlerinin "anza" gerekçesiyle kesildiğine işaret ederek, "özel televizyon ihüyacını dik getiren meslektaşımız, birkaç saniye konuşabiliyor. Buna cevaben kurum terasilcisinin, diger kamn kunıluşlannın da lelevizyon istasyonu kurabilecegi gibi anlamsız bir göruşü serbestçe savunmasına imkân veriliyor. Buoa. ekranda cevap venne bakkı ve imkftnı ta•unnuyor. Böyle bir taruşma. böyle bir forum olmaz. B6>le de çağ atlanmaz" diye konuştu. Donat, 10"u gazeteci toplam 30 kişinin yer aldığı bir forum programının olamayacağını savundu. Donat, calıştığı basın kuruluşunun temsilcisi sıfatıyla davet edilen ve prograrrun başında bu şekilde tanıtılan gazetecilerin konuşamamasıua karşın kurum temsilcisinin uzun uzun konuşturulmasını da eleştirdi. rüşlerini açıkladıktan sonra gazeteciler, uzmanlar ve TRT adına bir yetkili ile bir açıkoturum yapılması gerektiğini vurguladı. Tartışma ve çoksesliliğin bu şekilde, sistematik olarak ortaya çıkacağını savunan Sazak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa bu prograrn kısıliı zaman baskısı altında, düşünceleri sesleııdirmek mümkün olmadı. TRT için 'borazan', 'sahibinin sesi', "vesayet' gibi ifadeler kullanılınca 'teknik anza' ortaya çıktı. Anza teknik değil, 'siyasi' idi. Bu sansarcii anlayış, fonımun çokseslilik amacına ters döştu." Cumhuriyet Ankara tstihbarat Şefı Âhmet Tan ise şunlan söyledi: "Çoksesliliğin koşulu kimsenin sesine makas vurmamaktır. Bonon çaresi ise canlı yayındır. Saatierce canlı Naim yayımlayan TRT, bir saatlik Forum'un video kaydını teknik anzasız >apamadı ise, izleyici ve katılmacılann bunda ehliyet eksikliği kadar iyiniyet yoksullugu aramalan, kaçınılmazdır. Canlı yayin tüm tarnşmaian çözümler." Türkiye Gazetesi'nin Başyazarı YaJçın Özer, TRT'nin "sahibinin sesi" olma yolunda olduğunu söyledi. Özer, "tsrai söziim ona Forum olmakla beraber, katılanlann göriişlerini kendi maksatlan dogrultusunda yansıtmak için kurulmuş bir düzen vardı. Bu manada, bir forum degil de, sanki TRT göriişlerini >ansılan bir program ortaya çıktı. Hiçbir katılmacı, rabat rahat kendi gorusunu ifade imkânı bulamadı" dedi. Özellikle basın mensuplarının TRT'nin göriişlerini eleştiri niteliğindeki sözlerinin gerek Uğur Dündar'ın müdahaleleriyle, gerekse sonradan montaj sırasında yapılan kırpma ve bölgelemelerle çarpıtıldığını söyleyen Özer, "Ben şahsen bir daha, bu tarz programlann hiçbirisine iştirak etmeme karan aldım. TRT yöneticileri yine, eskiden bildiğimiz tek ses, sahibinin sesi olma yoluna yönelmiş vaziyettedirler. Bu TRT ile de Turkiye'nin yayın alanında mesafe alacağına inamnıyorum" diye konuştu. "TRT yayınlan, çok iist dttzeyde, halkın düşundüğü dışında ete alınacaksa, neden balk çağnldı? Haber değeriendirmelerindeki eieştiriye dayanamıyorlarsa neden gazeteciler çağnldı? Ayrıca programda. bir tarbşma zemini kurulmaya çalışılıyordu. TRT yayınlanndan dertlilerin aralannda tarüşmava girmesi bence anlamsız. Kurum buraya, bir yetkili görevlendirseydi, bu tartışraa ortarnı çok kolay kurulacaktı. Yuksek tansiyona dayalı bu tür programlann makaslanması ve montajlanması da TRT'nin ya)incılık anlayışının bir orneği. Demek ki TRT, hâlâ çoksesli duşünemiyor." TRT'den atılan 101 prodüktör arasında yer alan Çettn Öner de, sunucu Uğur Dündar'ın, bazı konuşmacıların sözlerini "politik" olduğu gerekçesiyle kesmesini eleştirerek, programın sunucusu olarak Dündar'ın seçilmesinin de bir poliüka olduğunu, bir forum programında sansür yapılamayacağını söyledi. "Programda TRT kendi gundemini getirirse, o, demokralik bir tart^ma ortamı olur. TRTyi eleştirmek isteyen insanlann sözleri zaman zaman kesildi" dedi. Dedeoğlu'nun, hukümetin icraatını tanıtan "Gclişen Türkiye" programının TV'nin iki kanalında da yayıınlanmasına ilişkin eleştirisinin önemli olmasına karşın yeteriııce tartışılmadığını, eieştiriye verilen yanıtın kendisini tatmin etmediğini anlatan öner, "Forum programlannda abş serbesl olmalıdır. Aksi halde orlaya çıkan diyalog olmaz, monolog olur. Oimaz öyle şey. Forumda insanlar duşiincesini söyler, politik olur, apolitik olur. Estetik olur veya olmaz. Ondan sonra bir yonım yapılır" diye konuştu. Dündar'ın iyi bir sunucu olmasına karşın programda şartlı bir sunucu izlenimi verdiğini bildiren öner, Dündar'ın sunuculuğunun kendisini rahatsız ettiğini söyledi. bir tartışma ortamı nnutulmuş. İnsanlar birbirierine karşı çıkmayı unutmuşlar. Sanki gerginlik olacakmış gibi uysal davranmak ihtiyaanı hissediyorlar izlenimini edindim" dedi. Grupları ayrı ayn kayıta hanrlama aşamasında ortaya çıkan problemlerin akıştaki tempoyu düşürdüğünü bildiren Ozankaya, programın 6065 dakikada bitirilmemesi nedeniyle kesildiğini kaydetti. Denetimin programı kesmediğini, kendisinin bütünlüğü ve objektifliği sağlamak, süreyi ayarlamak için bazı bölümleri çıkardığını söyleyen Ozankaya, "Siire yetseydi nekr söytendigi hiç Ugilendirmezdi beni. Süreyi lasmak için bunu yapmak zonındaydım" dedi. Naiırfin ailesi Türkiye'de (Baftarafi 1. Sayfada) babası Süleyman, ağabeyi Rahım, yengeleri Sevinç ve Bahriye ile ağabeyinin 3 yaşındaki kızı Hatice onlan izledi. Süleymanoğlu ailesinin her birinin elinde Türk bayrağı vardı. Naim Süleymanoğlu da helikopterin inmesiyle beraber Vali Yardımcısı Ergün Doğanay ve Merkez Komutanı Tümgeneral Kemal Toprak'la birlikte helikopterlerin bulunduğu yere geldi. Yanlannda Başbakanlık damşmanlarından Can Pulak da bulunuyordu. Naim'le ailesi bir an birbirierine baktılar. Daha sonra Naim koşarak önce annesinin, sonra babası ile kardeşlerinin boynuna sanldı. Sevinç gözyaşlan ile sarmaş dolaş oldular ve birbirierine sımsıkı sarılıp "sesgi ynmağı" oluşturdular. Süleymanoğlu ailesi daha sonra şeref salonuna gittiler. Süleymanoğlu ailesi burada birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Naim Süleymanoğlu ailesinin geleceğini önceki akşam başbakandan öğrendiğini kesin gelişlerini ise dün Can Pulak'ın müjdelediğjni söyledi. "Çok mutluyum, Sayın Başbakanıma çok teşekkür ederim" dedi. Baba Süleyman Süleymanoğlu da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiye'ye geteceklerini hareketlerinden 3 saat önce Öğrendiklerini söyledi. Baba Süleymanoğlu, oğlu Naim'in Türkiye'y; Utica ettikten sonra Bulgaristan'da hiçbir eziyet görmediklerini de ifade etti. Süleymanoğlu ailesi, daha sonra Istanbul'dan Başbakan özalın GAP uçağı ile saat 19.00 sıralarında Ankara'ya getirildi. Başbakan Turgut Özal, Süleymanoğlu ailesini, Başbakanhk Konutu'nda kabul ederken gazetecilere, "Asıl haberi dun (önceki güu) kaçırdınız" dedi ve şöyle konuştu: "Dün bcnim doğum günümdü. Naim'i de çağırdım. Dedim ki, Naim, bak sana bir sürprizim var. Annenbaban ve kardeşlerin geliyorlar. Naim, çok şaşırdı, bu am da bizim doktor gonıntuledi, resmini çekti, resim var." Naim'in ailesi için Bulgaristanın herhangi maddi bir talebi olmadıgını söyleyen Başbakan özal, Naim'e dönerek "Seiıin otimpiyatlarda rekor kırman, ailenin bura Erbil Tuşalp yargılandı lstanbal Haber Servisi Başbakan Turgut Özal'a ANAP Kongresi'nde silahlı saldında bulunan Kartal Demirag'ın ifadesini "tşte Suikastçınm İfadesi" başIığıyla yayımlayarak Basın Yasası'na aykın davranıldığı gerekçesiyle gazetemiz Yazı lşleri Müdürü Okay Gönensin ve muhabirimiz Erbil Tuşalp'in yargılanmasına başlandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya Erbil Tuşalp ile gazetemiz avukatları Gülçin Çaylıgil, Öznur Gündoğdu ve Fikret Ukiz katıldılar. Erbil Tuşalp sorgusunda, iddianamede Kartal Demirag'ın ifadesinin bir tutanak olarak değerlendirildiğini, Basın Yasası'nın 30. maddesi kapsamına girmediğini söyledi. Mahkeme, Yazı lşleri Müdürümüz Okay Gönensin'in sorgusunun yapılabilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. Kartal Demirag'ın ifadesinin 21.6.1988 tarihinde yayımlanmasından sonra Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral'ın emriyle gazetemizin Ankara Bürosu polis tarafından basümış ve aranmıştı. (Baftarafi 1. Sayfada, vetleri'nin modernizasyon gereksinimleri üzerinde durduğu kaydedildi. Türkiye'nin, Yunanistan'ın Rodos Askeri Sinyalizasyon Projesi'ni veto etmesi üzerine Güney kanatta yeni bir olayın patlak verdiği bir sırada önceki gün Ankara'ya gelen Wörner, dün ilk temasını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay ile yaptı. Wörner, bu görüşmenin hemen ardından Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan ile biraraya geldi. Başbakan Turgut Özal, NATO Genel Sekreteri'ni saat 13.30'da kabul etti. Kabulden sonra Wörner onuruna bir öğle yemeği verdi. VV'örner, daha sonra Cumhurbaşkam Kenan Evren tarafından Çankaya Köşkü'nde kabul edildi. Wörner daha sonra tstanbul'a geçti ve Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'nın Kalender Orduevi'nde verdiği yemeğe katıldı. Vuralhan yemekteki konuşmasında, "Türkiye'nin NATO içerisinde çok önemli bir yeri olduğunu" belirterek "Türkiye'ye askeri yardımın gerekliliği, mıittefikleriraizce sık sık belirtilmesine ve pek çok NATO dokumanında da kaydedilmiş olmasına karşın, maalesef şimdiye kadar somut ve tatmin edici bir yardım gerçekleşememiştir" dedi. Evren ve Dunya şampiyonu hattercimiz Naim Süleymanoğlu Istanbul'dakj karşılama sırasında çok heyecanlıydı. Önce annesinin sonra babası ile kardeşlerinin boynuna sanlıp hasret giderdi. (Fotoğraf: AA) ya gdmesinde yardımcı oldu. Ailen için Cumhurbaskammız da calıştı" dedi. Konutta bulunan Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal da Naim'e, "Evinde, ailen için yer var mı? Hepsi için yntak var mı?.." diye sordu. Naim, ailesiyle kalacağını, yer olduğunu söyledi. Naim Süleymanoğlu, burada yaptığı kısa konuşmada çok mutlu olduğunu, Başbakanın ailesinin getirilmesi için çok çalıştığını ve Türk milletine teşekkür ettiğini söyledi. Naim Süleymanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşi Muharrem'in de çok iyi bir halterci olduğunu, çok sayıda rekorlan olduğunu söyledi. Naim, kardeşinin Bulgaristan'dan kaçar korkusuyla uluslararası karşılaşmalara götürülmediğini, bu yüzden Muharrem'de tecrübe eksikliği olduğunu bildirdi. Şampiyon halterci, "Muharrem isterse birkaç gün dinlendikten sonra, çalışmalara başlayıp, kendim gibi yetiştireceğim" dedi. Cumhurbaşkanlığı Basın Müşaviri Ali Baransel de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Naim'in ailesinin Türkiye'ye getirilmesi konusunda Başbakan Turgut Özal ile Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz tarafından girişimlerde bulunulduğunu hatırlattı. Baransel şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımız da Bulgaristan Devlet Başkanı Sayın Jivkov'a diplomatik kanallardan sözlü bir mesaj göndererek bu hususta yardıma olması nı rica etmişlerdi. Milli haltercimizin ailesine kavuşmasından Sayın Cumhurbaşkanı memnuniyet duymuşlardır. Ancak şu hususun bilinmesinde yarar vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız başta Bulgaristan "daki parçalanmış aileler olmak üzere iki ulke arasındaki insani meselelerin çözumu konusundaki duyarlılıklantıı korumaktadıriar ve bu alandaki gelismeleri yakından takip etmektedirler." Naim Süleymanoğlu, 1986 yıhmn aralık ayında Avustralya'daki halter şampiyonasına Bulgaristan takımıyla birlikte katıldığı sırada Türkiye'den iltica isteminde bulunmuş, birkaç gün sonra da ülkeye getirilmişti. Başbakanhkıan yapılan açıklamada ise Bulgaristan'ın Naim Süleymanoğlu un ailesiyle birleşmesi konusunda anlayış göstermesinin memnunlukla karşılandığı bildirildi. Açıklamada, "Bu anlayışın diger parçalanmış ailelerin birleştirilmesi ve soydaşlanmızın dunımunun iyileşürilmesi için de gösterilmcsi samimi temennimizdir" denildi. Sansürcti anlayış Çekimi 72 dakika suren programın bir saate indirildiğini ve bu yapıürken TKT'nin işine gelmeyen bölümlerin atıldığını bildiren Teoman Erel, program ile ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: "Heniiz sansürcu aniayışı bırakmamışlardır. Bu anlayışla, programın amacı diye açıklanan çoksesliüği gerçekleştirmeleri zordur. Çekim sırasında, ber an iğne ustünde idiler. Acaba neresi zarar getirir, neresitti keselim diye bir kaygı içinde idiler. Bu kadar çok insanın çagnldığı toplantının hiç degilse konusunun dar tutulması gerekirdi. Görüldügu gibi konu geniş tutulunca onaya curcuna çıkü. Yönetici söz verirken eleşti Havanda su dövüldü ri yapma ihtimali bulunanlan zaman zaman gönnemezlikten gelIlk "forum" programını "Yine di" havanda su dövüldü" dive elestiren Dedeoğlu, "Amaç ne idi? Bir Siyasi anza şeyler yapılıyor göstermek rni, Torum" programının yapımın yoksa bir şe>ler yapmak mı? Bu da terslik ve hamlığın söz konusu fonımun, gösteri olduğuna inanıolduğunu bildiren Sazak, vatan yonım" diye konuştu. Dedeoğlu, daşlann TFT yayınlan ile ilgili gö eleştirisini şöyle sürdürdü: Yapımcının savunması Programın yapımcısı Filiz Ozankaya, 'Torum'un bazı bölümlerinin kesilmesinin sansür Ue ilgisi olmadıgını, çekimin bir saatten uzun olması nedeniyle, programın bazı bölümlerini kesmek zonında kaldıgını" söyledi. Ozankaya, bu bölümleri keserken konuşmalar arasında bir bütünlük olmasına ozen gösterdiğini belirtti. tlk forum programınm kendisini çok tatmin etmediğini kaydeden Ozankaya, prograraa katılan profesyonel ve amatör konuşmacılar arasında eşitsiz bir konuşma ortamı yarattıklannı, bunun da programın performansını düşürdüğünü vurguladı. Forum programının 9 yıldır yapümayan bir program türü olduğuna dikkat çeten Ozankaya, "Bizden, yani programın yapımcı kadrosundan başlayarak, katılanlar ve Uğur Dündar da dahil, "Sovyet tehdidi" ~ (Baftarafi 1. Sayfada) toplayarak yayımlamıştı. İngiliz hükümeti, Avustralya'da mahkemeye başvurarak kitabın yayimını yasaklamak istedi; ancak bu girişimlerinde başarılı olamadı. 1987 ytlı nisan ayında "Independent" gazetesi kitaptan alıntılar yaparak Wrighfın anılarını İngiltere'de de kamu (Baftarafi 1. Sayfada) t) U oyuna ulaştırmayı başardı. arada Antalya Film Festivali ön İngiltere'de gazetecihükümet kavgası başlamıştı. seçici kurulunun, filmi yarışmaAnıları Independenften sonra SundayTimes ve Observer de ya almama gerekçesi olarak filyayimlamıştardt. min kopyasının zamanında elleriİngiliz basını bu konuda tam bir dayanışma örneği vermişti. ne geçmediğini gösterdiğini, anBizde olsa, bu yayını yapan gazeteler, hukümet yanlısı yayın cak bu haberin doğru olmadıgını organlarınca "vatana ihanet" başta olmak üzere her türlü ka da ileri sürdü. Yönetmen Özer, ralamayla karşılaşırlardı. "Seçici kurul, filmi, sadece sansüre takıldığı için yanşma dışı bıHükumet, yirmi üç ayrı mahkemeye başvurarak anıların İngiltere'de basımını yasaklamak istiyor; buna karşı basın, mah rakü. Film yanşmaya alınıp daha sonra halka gosterilmeme gikemelerde tam bir savaş veriyordu. Yine "bizde olsa" diye düşünüyorum; bu davalar hükümet bi bir tavır ortaya konulabilirdi. Ancak film hakkında olumlu goyanlısı gazetelerde ya hiç yer almaz ya da yargılanan gazeteriişler ileri sürdiikleri halde bize ciler, hükümet yanlısı yazarlarca suçlanırlardı. Lordlar Kamarası Hukuk Dairesi, "Casus Avc/s<" adlı kitabın destek olmadılar" dedi. İngiltere'de de yayınına karar vererek, bu uyuşmazlığt basın özMuammer Özer, aynı toplantıda AKSAV üyesi Tanju Gürsu'gurlüğü yararına çözmüş oldu. nun Antalya Film Festivali'ne Karar şu gerekçeye dayanıyor: "gölge düşürülmemesi" açısın Casus Avcısı kitabı daha önce birçok ülkede yaytmlandı. dan, sansür edilen filmin seçici Bu yuzden anılar sır olmaktan çıktı... Bu kararı duyunca aklıma, "12 Mart dosyalan" geldi. O gün kurul tarafından yanşmaya alınmasının doğru olrnayacağını belerde mahkemede okunan gizli damgalı belgeleri yayımlamışlirttiğini bu yüzden de seçici kutık. Bu belgelerde MİT'in 12 Mart öncesinde gençler arasına soktuğu "kışkırtıcı ajanlar" ile ilgili yazışmalar yer almaktaydı. rulun, filmin kopyasının zamanında ellerine geçmediği gibi doğSıkıyönetim sürüyordu. Ama kimsenin aklına açık duruşmaruluğu olmayan bir gerekçe bildirda okunan belgeler hakkında yayın yasağı koymak gelmiyordu. diğini ileri sürdü. Bugün açık duruşmalarda okunan belgeler ile ilgili yasaklar Seçici kuruldan Sungu Çapan getirilebiliyor! Ceza Yasası'ndaki "devlet sırlan" ile ilgili maddeler artık çağ da basın toplantısına bir acıklama yollayarak, Muammer özer'dışı kalmıştır. Bu "sır" kavramı, günümüzdeki teknolojik gelişin fılminin yanşma dışı bırakılmamelerin ışığı altında yeniden düzenlenmelidir. sının nedeninin "filmin belirtilen "Oevter sım" ile "NATO sırn" arasındaki ayrım Ceza Yasası1 siıre içinde ön seçici kurula teslim na yansıtılmalıdır. Öyle ya; bir Amerikan albayı için sır sayılma edilmemesi" olmadıgını belirtti. yan bilginin 'WeWef sırn" ya da "milli sır" sayılması ne ölçüde Ön seçici kurulun bu filmi izlediakja uygun gelmektedir? ğinin ve olumlu izlenimlerinin olİngiltere'de basınhükümet kavgasını basın kazandı. Ne diduğunun belirtildiği açıklamada, yelim? asıl nedenin, filmin denetimden Ülkemizde de basın umanz sağsol aynmı yapmadan, böyle geçmemiş olduğu da bildiriliyor. bir kavgaya girer ve basın ozgürlüğü bu kavgadan kazançlı çıkar! Nejat Sa\dam ve bu filmde rol Buyük tırajiı gazeteiere başbakanın yazar ataaığı bir ülkede alan Bulent Oran'la birlikte ön sebasın bu tür bir dayanışmaya ve kavgaya girer mi hiç? çici kurulda yer alan Sungu ÇaKrediler mrediler, şunıar Dunlar... Caeç beyım geç! pan'ın açıklaması şöyle: "Resmi UGURMUMCU GOZLEM Göruşmeler sırasında, DoğuBatı ilişkilerinde son dönemde gözlenen iyileşmelere de değinildiğini söyleyen Bakan Vuralhan, "Gorbaçov'un reform politikalan, Sovyet tchdidi konusunda yeni algılamalar doğuru>or" dedi. NATO'nun iç sorunlarının, bir dayanışma ruhu içinde ve birliğe zarar vermeden çözülmesi gerektiği görüşünu yineleyen Bakan Vuralhan, "NATO'nun, barışın en etkin koruyucusu olduğu görü?ümiiz devam etmektedir" şeklinde konuştu. Rıdvan içîn umut Baştarafı Sporda na ısınacaklar ve asılacaklardır. Bu maça ısınmalan ile galibiyete ulaşacağımızı sanıyonım" dedi. Fenerbahçe Kulubü Başkanı Tahsin Kaya dün yapılan idmaııda futbolculara başarılar diledi. Son derece neşeli görünen Tahsin Kaya bir ara Teknik Direktör Veselinoviç'e "Hoca beni ne zaman takıma alacaksın" şeklinde şaka yaptı. Hocanın cevabı ise "Başkan, birinci yedeğim sensin" şeklinde oldu. Tahsin Kaya futbolcularla yaptığı sohbette Rıdvan için çok üzüldüğünü söyledi ve bu maçtan galip ayrılmalarını istedi. Tahsin Kaya sözlerine son verirken, "Bu takımda herkes bir Rıdvan'dır" dedi. Yarın Beşiktaş ile oynayacak olan Fenerbahçeli futboîcular dünkü idmanda çok hırsı göründüler. ileri uç elemanlarının şut çahşmalarının yoğun olduğu idman sonrası 18 kişilik maç kad kunu kaptan Horst Lembke ve rosu kampa girdi. Kamp kadro genıide bulunan 3 personel "Bir sunda şu isimler bulunuyor: Alman'ın Türk takımında kapSchumacher, Aykut, K.Bilal, tanhk yapması bizi gunırlandınErdi, Ergin, Hakan, Ismail, Sedat, yor. Bir süre sonra bizim iyi niTaygun, Müjdat, Murat, Nezihi, yetimiz anlaşılıp, İstanbul içinde Oğuz, Orhan, K. Şenol, B.Şenol. gezebilme olanağı doğunca Fenerbahçe'nin maçlanndan birine giSerdar, Turan. dip yurttaşımız Schumacher'i izFenerbahçeli futbolcular bugu leyecek ve kendisine tribünden tenü dinlenme ile geçirecekler. Sa zahüral yapacağız" diye konuştuat 12.00'de İstanbul Etap Oteli'n lar. de öğle yemeği yedikten sonra topluca gezinti yapacaklar. Kaıa Sevdah Bulut' Gazete'de yayımlanan 'Festival fihnlerinin denetim dışı bırakılarak festivallerde gösterilebileceği' karan, 'Kara Sevdah Bulut' konusunda, daha önce Film Denetim Kurulu'nun getirdiği \asakiama>ı geçersiz kılmaktadır. Bu nedenle ön elemede yanşma dışı bırakılmış 'Kara Sevdalı Bulut' filminin, 25. Antalya Altın Portakal Film Yanşması'na katılması gerektiğine inanıyorum. Ön seçici kurul da 'Kara Sevdah Bulut'u izledikten sonra oluşan olumlu izlenimlerimiz doğrultusunda, bu filmin Antalya'da büyük seçici kurula sunulacak filmler arasında yer aimasını öneriyorum." Basın toplantısmda, Muammeî Özer'den sonra bir konuşma yapan Alim Şerif Onaran ise, artık bu tür sansürlerin dünyada geçerliliğini yitirdiğini, sadece çocuklar açısından kimi kısıtlamalar getirildığini söyledi. Uzun bir süre film denetleme kurulunda çalışan Onaran, işkence gören bir kadının konu edildiği fılme getirilen sansürle ilgili olarak, "tşkence haberieri her gün basında çıkıyor, ama film şeridinde yer alamıyor. Film denetleme kurulunda yer alan üyelerin, filmin üzerinden filme bakabilecek kultür birikimine sahip olmalan gerek" dedi. Filmin yönetmeni ve senaristi Muammer özer, başrollerinde Zuhal Okay, Hahık Bilginer ve Şahika Tekand'm rol aldığı filmin sansür edilmesiyle ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanı M. Tınaz Titiz'le de göruşmek istediğiııi ve idare mahkemesine başvuracaklannı sözlerine ekledi. Schumacher' e destek mesaj Bir süredir "zehirli varil" taşıdığı gerekçesiyle Yenikapı açıklarında bekletümekte olan Alman Petersberg gemisinin kaptanı ve mürettebatı Fenerbahçe kaptanı Schumacber'e destek mesajı göııderdiler. 55 yaşındaki futbol tut K.Hasan giindemde Fenerbahçe, Rizesporlu K.Hasan'ı almak için yeniden girişimde bulundu. Yönetici Metin Aşık, Rizespor Başkanı Turgut Yılmaz ile görüştü. K.Hasan'ın kiralık olarak F.Bahçe'ye gelip gelmeyeceğinin bu hafta kesinlik kazanacağı öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Borosu) Yurtlarda kalan ve eğitim sürelerini 5. yıla uzatan öğrencilerin büyük kısmı bu yıl yurtlardan atılacak. Yuksek öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu, eğitim süresi 5. yıla sarkan öğrencilerin 2 bin 500'ünün tekrar yurtlarda kalmak için başvuru yaptığını, ancak bu öğrencilerden sadece 963'ünün yurtlarda kalrnasma olanak bulunduğunu açıkladılar. Yuksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Ov man Nuri Filiz öğretimleri 5. yıla sarkan öğrenciler için Türkiye'deki yurtlarda yuzde 3 oranında bir yatak kapasitesinin ayrıldığını söyledi. Filiz, "Yurtlarda 5. yıl kal»cak öğrencilerde önceliği kız öğrencilere verecegiz. Daba fazlasını yurtta banndırmaya kapasite el vermemektedir" dedi. Üniversitelerin yurtlannda da eğitim süresini 5. yıla uzatan çok sayıda öğrencinin yatak kapasitesinin yeterli olmaması nedeniyle yurtlardan atıldığı öğrenildi. Hacettcpe yurtlannda 200'ü aşkın öğrenci eğitim süreleri 5. yıla sarktığı için yurttan atıldı. Hacettepe Üniversitesi yetkilileri ek bir bina inşaatı olduğunu ve buraya 60 kadar 5. yıl öğrencisinin yerleştirileceğini belirtirken, öğrenciler yerleştirilecekleri yurt binasının halen inşaatının devam ettiğini beYuksek öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu ile üniversite yurtlannda barınan ve eğitim süreleri 5. yıla sarkan öğrencilerden büyük bölümünün yurtlardan ayrılarak ev arama telaşmda olduklan belirtiliyor. 5. yıla kalaıılar yurttan atılacak Gizli lider Sarıyer Baftarafi Sporda ve hızını da oldukça kaybetmiş. Geçen yıl gol bölgelerinde sık sık gördüğümüz Cengiz'i bu yıl daha çok yana ve yakına oynar göriiyoruz. Gol becerisi de yuksek olan bu oyuncunun biraz daha hızlanıp, çabuklaşması ile hem kendini hem de takımının randımanının artacağına inanıyoruz. Sarıyer'de ileri oynayan oyuncular Erdal, Sercan ve Selçuk; bugun Türkiye'de gole en yakın ileri oyuncularıdır. Bu oyuncuların özellikle deplasmandaki başanlı oyunları takımlarının üst sıralara çıkmasını sağlayan büyük faktörlerden birisidir. Sanyer'in en büyük problemlerinden birisi bizce beUrli bir taraftar ve seyirci potansiyeline sahip olmamasıdır. Bir takım için taraftar, hem maddi ve hem de manevi guçtür. 100 bin nüfusa sahip bir Sanyer semtinden en iyi ihtiyaçlı ve iddialı olduklan devrelerde yanlannda 15002000 taraftardan başkasını bulamıyorlarsa takımlarının başanlannın sınırlı olacağım bilmelidirler. Sanyer'in bu iyi ve olumlu futbolu devam ettiği sürece inanıyorum ki taraftan hızla çoğalacak, hatta tarafsız olan birçok. seyirciyi de sahaya çekecektir. PENCERE (Baştarafı 2. Sayfada) lamada kamu sektörü önceliklerini ve sonralıklarını bilir; özel sektöre hangi alanlarda özendirici önlemlerle destek verileceği de açıklanır. Ekonomi dünyası herkesin birbirini boğazladığı bir cangıla dönüşmez; yabancı holdinglerin yeıii uzantılan ulusal ekonomiyi boğmak için birbirleriyle yanşa girmezler; yabancı kumpanyalann içe dönük ajanları kimliğine bürünmezler. 1989'un eşiğinde Türkiye ekonomisi büyük bir depremin titreşimlerini yansıtıyor. 1980'den bu yana aldığımız ders şudur: Parasal önlemler tek başına ilaç olamaz. Türk ürası'nın 198088 arasında pula dönüşmesi, Amerikan Ddan'nın kırk kat degerlenmesi, ancak bir ekonomik yıkımın göstergesidir. Nereden başladık, nereye geldik? Parasal (moneter) ekonomi siyasetini göklere çıkaranlar, bugün Türk ürası'nın ülke ekonomisinde geçerli değer olmaktan da çıktığını görerek mutlu oiabilirler mi? Belki de amaçlarına ulaştılar. Ne var ki bir ekonomide yıkım yaygınlaştı mı, sonunda hiç kimse olayın dışında kalamaz. Şimdi bu tehlikenin gümburtüleri duyuluyor ve mutlu olması gerekenler de ürperiyorlar. • Öyle görünüyor ki "ithal ikamesi"nöen sonra "dışa açılma" modelinin de sonu gelmiştir. Birincide model yozlaştmldı, gümrük duvarlan ardında iç pazarın bir sınıfa somürtülmesi sürec'ıne dönüştürüldü İkincide ülkenin ulusai üretimi gözde holdinglerin turnikesinden geçirilerek dışartya satılırken yine komisyoncu sermaye çevreleri palazlandı. Sonuçta Türkiye "görece yoksullaşırken" sermaye düzeninin doruklan palazlandı. Bu olumsuz gelişme "siyasal istikrarsızlık" yatırımlarını da pompaladı. Şimdi o noktadayız. İLAN BEYOĞLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1987/890 Beyoğlu, Kasımpaşa, Visamektebi Sok. 2 hane, 15 cilt, 128 sahifede nüfusa kayıtlı Osman ile Gülsafa'dan olma 1329 doğumlu Mustafa Acar'ın uzun zamandan beri gaip olup kendisinden halen haber alınamadığından davacılar kızı Melahat Arıcan, Sabiha Acar ve oğlu Adem Acar vekilinin de, gaipligine karar verilmesini istemiş olmakla gaip hakkında malumatı olan kimselerin mahkememizin 1987/890 esas sayılı dosyası zımmındaraalumatvermeleri, gaip hayatta ise adresinin bildirilmesi ilan olunur. 19.9.1988 Basın: 10621
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle