19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 SHP Milletvekili A kyol, Doğramacı 'nın yalan söylediğini bildirdi . •• YOK Başkanı'na suçlama Tarih Kitabmda Şeriatı Savunmak YALÇIN DOGAN Türkân Akyol, "Doğramacı TV'de yayımlanan açıkoturumda okullaşma oranını 1980 öncesinde yüzde 6 olarak açıkladı. Oysa 1982 mayıs ayında DPT'nin araştırmasında 192324 öğretim yılından 197778 öğretim yılına kadar okullaşma oranı yüzde 10.3 olarak veriliyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyel Bürosn) SHP İzmir Milletvekili Türkân Akyol, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e çağnda bulunarak "Sayın Cumhurbaşkanı çeşîtli kereler YÖK'e kefil oiduğunu beyan etmistir. YÖK Başkanı cesaretini buradan ahnaktadır. Ancak kefalet sonıraluluğu da getirir. Kefil olmanın geregiyle gerçekleri incelettirsin, 7 yıllık bilanço çıkanlsın" dedi. Akyol, öğrenci ve velilere de seslenerek, Türk üniversitelerinden alınan diplomaların "Avrupa ülkelerinde şüpheli görandiigünü, gecersiz olmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını" açıkladı. Akyol, "Cumhurbaşkanı Evren'in şefaaline karşın iş bulamayan açıköğretim öğrencileri, kendisi de giltikten sonra ne yapacaklardır?" diye sordu. SHP'li Akyol, yankıları süren TV'deki açıköturum ve YÖK Başkanı Prof. Doğramacı'nın "kendisini göreve atayan makamın Cunıhurbaskanı oiduğunu" açıklaması ardından, sorularımızı şöyle yarutladı: Yükseköğrenim rakamlan konusunda orneğin öğrenciögretim elemanı sayılan, me/uniyet oranları gibi çeşitli tartışmalar var. Ve bu konuda yani yükseköğrenim istatistiklerini derleme ve yayımlama konusunda bir sü Öğrencilerin iyi yetişemedire öncesine kadar YÖK yetkiliy sonrası için verdiği okullaşma oranına ise bakanlıklara bağlı okul ğinden bahsettiniz. Bunu binu di. AKYOL Üniversitede olan lar, meslek yüksek okulları da da açar mısınız? lar bir tek YÖK tarafından bilini hil edilmiştir. Yani Doğramacı buAKYOL 1982'de ben Üniveryor. Sayılar DİE'ye bile gitmiyor. rada da meseleyi çarpıtmaktadır, sitelerarası Ktırul başkanıydım. doğruyu söylememektedir. Yine İstendiği zaman yorumuyla, Resmi göreUi olarak Ingiltere'ye YÖK'ün yorumuyla DİE'ye veri öğretim elemanlarının sayılanyla gittiğimde, Londra'da temaslarım liyor. Üniversitede araştırma ne ilgili verdiği rakamlar da doğru oldu. Burada lisansüstü eğitim kadar, ne kadar öğrenci mezun et değildir. Öğretim elemanı sayısı universitesi rektöriiyle yaptığım tik. 7 yıldır YÖK'ten başka bir 198182'de 25 bin 32 iken, görüşmede yeni sistemin, yani kaynak yok. Ve bunu da bir tek 198687'de 24 bin 382'ye düşmüş YÖK sisteminin yaptıklarından YÖK Başkanı açıkiayabiliyor. Ör tıir. Yüzde 3'lük bir azalma var bahsettim. Onun sözleri ise 'Ünineğin bütçe tartışmalarında Doğ dır. Üstelik Doğramacı bu raka versitelerden bu boyutlarda fedaramacı'ya sonılduğunda endeksler ma okutman ve uzmanları da da kâriık edildiği zaman evrensel gefarklı. hil etmektedir. Açıkoturumda ünıversıtele çeriilik kalmaz. İtalya buna örDoğramacı yalan söylüyor. rin özerk olduğu ve YÖK'ün yet nektir. Bugün İtalyan üniversiteTV'de yayımlanan açıkoturumda kisiz kaldığı, kimseyi görevden al lerinin diplomalan Avrupa'da çoğu kez kabul edilmiyor, aynca sıda yalan söyledi. Okullaşma ora madığı iddialan da vardı. nını 1980 öncesinde yüzde 6 olaAKYOL Bu da doğru değil. nav yapılıyor. Sayıyı arttırmak bu rak açıkladı. Oysa 1982 mayıs Hemen aklıma gelen isimler, Nur tür sonuçlar doğurur' şeklinde olayında DPT'nin 1822 yayın numa kut Inan, Yakup Kepenek ve Ce du. rasıyla çıkardığı araştırmada, vat Geray. Hele Sayın Nurkut Sayın Doğramacı Cumhur192324 öğretim yılından 197778 Inan'ın üniversiteden uzaklaştınl başkanı tarafından atandığına ve öğretim yılına kadar öğrenci sayı ması trajikomik. Ceridei Kantar görev süresi dolduğunda onu teksının 119 kat arttığı belirtiliyor. Ve adlı hukuk fakültesi öğrencilerinin rar isterse atamayacağına dikkat okullaşma oranı yüzde 10.3 ola dergisinde karikatür çıktı diye çekiyor. Bugünlerde YÖK'e hükürak veriliyor. Doğramacı'nın 1980 1402'yle uzaklaştırılmıştır. met kanadından da eleştiri gelirken, Sayın Cumburbaşkanı'n:n bu konuda sessiz kaldığı öne süriilüyor. AKYOL Türkiye'de hiçbir kurum ve kişi devlet denetiminden bu kadar uzak değildir. Sayın Cumhurbaşkanı çeşitli kereler macı'ya da bir mektup yazarak, "Öğretim YÖK'e kefil oiduğunu beyan etüyelerine baskı yok" şeklindeki sözlerini pro miştir. YÖK Başkanı da cesaretitesto etti. Demir mektubunda, "S«yın Doğ ni buradan almaktadır. Ancak keramacı, törensel açılış ve kapanışlann dışın falet sorumluluğu da getirir. da, yönetimden sonımlu oldugu universiteleri YÖK Başkanı'nın beyanlataıumıyor ya da yaşananlar bu ülkenin sınır rında Cumhurbaskanı'na bağımlan dışında başka bir yerde, kimbilir belki de lılığı fark ediliyor. Yani sizce kebir duş evreninde geçiyor, üniversitelerimiz fil olan da bunlardan sonımluluk de yaşadıklanmız demek hep yalan dolan" de taşıyor mu? di. AKYOL YÖK'le beraber geDemir, Doğramacı'ya yazdığı mektupta, len bu büyük yikıma lakayt ve ka"Üniversitelerde çagdaslık ve bilim adına hiç yıtsız kalınamaz. Bu herkesin sobir $ey" yapılmadığını söyledi. Demir mek runu. Diplomalar şüpheli kabul ediliyor ve geçersizlik tehlikesiyle tubunda şu görüşleri savundu: "Demek bizler, yani korkunç egitim ve bi karşı karşıyaysa, bunun için vakit lim kıyımına tanık olanlar, doğru düriist biç geçirmeden soruna el atmak labir şey veremeden, sınavlar işkencesine kay zımdır. Sayın Doğramaa, örneğin naklık edenler, görmeden, duvmadan, algı her yıl 5 bin hekimden bahsetlamadan yoksun olanlar hep yanılıyonız. Ne mektedir. DÎE'den yaptığımız çağdan ne çagdaşlıktan ne bilimden ne de araştırmada 198^8788 yıllarında insanlıktan haberimiz var. Dünyanın ikinci bu sayı 3 bindir. Üstelik Doğramaözerk üniversitesinde, durduk yerde kıvranıp, cı tüm sağlık bilimleri mezunlanm dahil etmektedir b'j rakama. olay çıkarmaya çabalıyoruz. Gençliğe ilk adımlannı atmaya hazırlanan, 1516 yaşiannda, yaşadığı çağı anlamaya çalışan insanlara "tarih" dersinde neler anlatırsınız?.. "Milletlerin kendilerini tanıması için tarihlerinı iyi bilmesi gerekir" g<bi tekerlemelerin sık sık dile geldiği günümüzde, nasıl bir "tarih" dersi canlanıyor gö zünüzde?.. İşte size liselerin ikinci sınıflarında okutulan tarih kitabının on ve on birinci sayfalannda yer alan "okuma" parçasının tam metni: "Cunayd b. Abd elRahman ile Hakan arasında geçen bir konuşma: Hakan'la her ikisi saflardan aynldılar. HAKAN Zna eden bir kimse hakkındaki hükmünüz nedir? CUNAYD Bize göre zina edenler iki kısımdır... (Yani evli olan ve evli olmayan). Evli olmayana yuz sopa atarız. Ayrıca bu cezayı tatbik ederken.. büyük bir kalabalığı hazır bulundururuz... Öldürünceye kadar taşlarız (evliyi). HAKAN İyi ve güzel. Büyük bir tedbir. Namuslu bir insana zina isnat eden kimse hakkındaki hükmünüz nedir? ANKARA'dan CUNAYD Biz böyle bir kimseye seksen sopa atarız. Şahadetini kabul ve hiçbir sözünü tasdik etmeyiz. HAKAN İyi ve çjüzel. Büyük bir tedbir. Hırsız hakkındaki hükmünüz nedir? CUNAYD Bize göre hırsız iki kısımdır. Birin Doğramacı'ya ilk tepki Gazi Üniversitesi'nderv 'Üniversitelerde bilim kıymıı var' Yabancı Diller Bölümü doktorlanndan Ali Demir, Doğramacı'nın, "Hiçbir üniversitede öğretim üyelerine başkı yok" sözüne karşılık, ' 'Üniversitelerde yaşadıklarımız demek hep yalan dolan" dedi. mektup yazarak, dunımu protesto etti. Demir mektubunda üniversitelerde "bilim kıyımı" yaşandığını söyledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. îhsan Doğramacı'nın televizyonun I. kanalmda yayımlanan YÖK konulu açıkoturumda, "Hiçbir üniversitede öğretim üyelerine baskı yok" sözleri pek çok öğretim üyesinin tepkisiyle karşılandı. öğretim üyelerinden Gazi Universitesi Yabancı Diller Bölümü doktorlanndan Ali Demir, bölümde 4 yıldır kendisine ders verilmediğini ve dışarda yaparak üniversiteye sunduğu araştırmalan nedeniyle hakkında soruşturmalar açılarak maaştan kesme cezalan aldığını söyledi. Demir 1981 yılında Fransız hükümetinin bir bursuyja Nancy11 Üniversitesinde Fransızca dilbilimi doktorası yaptığını, ancak Türkiye'ye döndükten sonra soruşturmaların dışında bir kez dahi dinlenmediğini dile getirdi. ANKARA (Cnmhuriyel Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğramacı'nın "Hiçbir üniversitede öğretim üyelerine baskı yok" sözüne ilk tepki Gazi Üniversitesi'nden geldi. Gazi Universitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü'nün "doklor unvanlı" tek öğretim üyesi Ali Demir'e 4 yıldır bölüm dersi verilmiyor. Demir'in yaptığı araştırmalar değerlendirmeye alınmıyor. Demir hakkında araştınnalan nedeniyle soruşturma açıldığı ve para cezalanna çarptınldığıru belirlendi. Ali DeAli Demir, televizyondaki konuşmasından mir, YÖK Başkaru thsan Doğramaa'ya bir sonra YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğra cumhuriyetin liselerlnde okutulan tarih kltabını görünce Insanın tüyleri ürperlyor. Hangl "çağı atladık' diye hüzünle geriye bakıyor Insan. Ancak burada hüzne yer yok. Burada tek bir şeye yer var: Bu kitabt ders kitaplan listesinden derhal çıkartmak. O görev de Mllli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel'e düşüyor. cisı, duvariarı delerek veya evlerin üzerinden sarkarak başkalanmn muhafazalı yere koyduklan malı almak için yol bulan kimse ki, onun.. elini keseriz. Diğeri ise yol kesen, silah çeken ve mal sahibi malını müdafaa edecek olursa onu öldüren kimsedir. Böyle bir kimseyi öldürürüz. HAKAN İyi ve güzel. Büyük bir tedbir. Gasp eden ve başkalanmn malını yağmalayan kimse hakkındaki hükmünüz nedir? CUNAYD Gasp edilmesi, başkalanmn malının yağmalanması, bazı hafif suçların işlenmesi ve yenip içilen şeylerin çalınması gibi şüpheli olan, hata gibi ihtimallerin bulunması muhtemel olan bütün şüpheli suçlarda ve hırsızlıkta başka bir hareket ihtimali bulunan konularda el kesmeyiz. HAKAN İyi ve güzel. Büyük bir tedbir. İnsan öldüren ve burun, kulak gibi şeyler kesen kimse hakkındaki hükmünüz nedir? Laik Usler için OzaTa soru önergesi ANKARA (ANKA) SHP Adana Milletvekili Cüneyt Caııver, ABD Savunma Bakanlığı'nm hazırlaltığı bir raporda, Türkiye'deki tüm askeri üslerde radon gazi alarmı verildiği, bunun Incirlik'te büyük boyutta olduğundan endişe edildiğini, Diyarbakır Pirinçlik Üssü'nde de radyasyon tehlikesi bulunduğunun bildirildiğini hatırlatarak, Başbakan Turgut özal'a bu konuda bir araştırma yaptırılıp yaptırılmadığını sordu. Cüneyt Canver, Başbakan ö z a l ' ı n yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği önergede şu soruları yöneltti: • Ulkemizdeki ortak savunma tesislerinde ABD kuvvetleri işyerlerinde çalışan binlerce işçimiz var. Bu işçilerimizin radyasyona maruz kalıp kalmadıklan konusunda herhangi bir araştırma bugüne kadar yapılmış mıdır? • Bu radyasyon sızıntısı nereden kaynaklanmaktadır? Bu sızıntıya neden olan nükleer silahlar mı vardır? • Türk Harbİş Sendikası, radar bulunan üslerde bir araştırma yapılması için 8 Nisan 1988 günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurduğu halde nicin herhangi bir yanıt verilmemiş veya bakanlıkça bir ölçüm için girişimde bulunulmamıştır? • Radyasyon sızıntısı konusunda Atom Enerjisi Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı veya ABD kuvvetleri yetkilileri herhangi bir açıklama yapmışlar mıdır, bu işin aslını açıklar mısınız? CUNAYD Bu hususlardaki hükmümüz cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dıs, yaralamalarda ise kısastır (aynı cezayı tatbik). HAKAN İyi ve güzel. Büyük bir tedbir. Yalancı, kovucu, saygıs'z kimse hakkında ne dersiniz? CUNAYD Biz böyle kimselere sürgün, ahaliden uzaklaştırma, hor bakma gibi cezalar veririz. Şahadetlerini kabul etmez, verdikleri hiçbir hukmü muteber saymayız. HAKAN Sadece bu mu? CUNAYD Dinimize göre verilecek cevabımız budur. HAKAN Bana göre kovucu, insanların arasını tutuşturan kimsedir. Böyle bir insanı, hiçbir kimseyi göremeyeceği bir yere hapsederim. Yalancıya gelince, sizin hırsızın elini kestiğiniz gibi ben de onun yalan söyleyen dilini keserim. CUNAYD Siz hükümlerinizi 'akıl ve fikir ölçulerinize' göre ayarlıyorsunuz. Biz ise peygamberlere tabi olan, insanları aklımıza göre idareye kendimizi selahiyetli bulmayan bir milletiz (ümmetiz). Çünkü Allah bize faydalı olan şeylerin iç yüzünü, hadislerin sımnı ve mahiyetlerini, sonuçlannı bilir. İnsanlar ise bunu bilmezler. Her şeyin dış yüzüne göre hüküm verirler. HAKAN Sen bundan daha değehi söz söylemedin. Bu sözünle kalbime derin bir kaygı attın "dedi. Okuma parçasının artındaki nota göre, adı geçen Cunayd b. Abd. ElRahman, Emevi döneminde Horasan Valisi ve de "büyük kahramanlardan biri" imiş. Aynı parçada adı geçen "Hakan" ise yine aynı dipnota göre, "Türgiş Hakanı Sulu Han olabilir" imiş. Nasıl bir "tarih anlayışıdır" ki bu, okuma parçası yoluyla açıkça "şeriat düzeni" savunuluyor ve genç insanlarda böyle bir düzene özlem yaratılıyor. sopa atmak, kulak kesmek gibi cezalar "iyi ve güzel" olarak yanıt buluyor? Cezalar, yapılan suçun kendisi ne ise aynısryia karşılık verilerek yerine getiriliyor. Tıpkı "şeriat hukukunda" otduğu gibi. Bir suç karşılığında verilen ceza için "dinimize göre verilecek cevabımız budur" deniyor Toplumda işlenen herhangi bir suçun cezası "dinimize göre" veriliyor. Üstelik, bu karşılık "iyi ve güzel" olarak tanımlamyor. Çeşitli suçlar sayılıyor, bunlara karşı nelerin yapılması gerektiği sorulduğunda, "Horasan valisi Kahraman" yanıtı yapıştırıyor: "Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak..." Ardından da yine her sefer "Bunlann şahadetlerini kabul etmeyiz" deniyor. Şeriat özlemi bundan daha iyi işlenemez. Genç insanlara daha iyi aşılanamaz... işlenen bir suçla "şahadeti kabul etmemenin" arasındaki bağiarrtı nerede?.. Suça aynı türden cezayla karşılık vermek, Batıda engizisyon döneminin, Doğuda şeriat döneminin karanlıklarında yüzyıllar öncesinde kaybolmuş bir düşünce biçimi. Ama işte aynı duşünce biçimi bugün lise ikinci sınıflarda okutulan tarih kitaplarında işleniyor. Kitabı yazan Yüksel Turhal izmir Atatürk Lisesi tarih öğretmeniymiş. Ve bu kitap Millı Eğitim Bakanlığı'nm Talim ve Terbiye Kurulu'nun 26 Haziran 1984 tarih ve 74 sayılı kararıyla yardımcı ders kitabı olarak kabul edilmiş. Laik cumhuriyetin liselerinde okutulan tarih kitabını görünce insanın tüyteri ürperiyor. Hangi "çağı atladık" diye hüzünle geriye bakıyor insan. Ancak burada hüzne yer yok. Burada tek bir şeye yer var: Bu kitabı ders kitapları listesinden derhal çıkartmak. O görev de Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel'e düşüyor. Çalışanların uzun yıllar mücadelelerle elde ettikleri ekonomik ve demokratik haklar, 1980 den sonra kısıtlanmış, işçi kesimi de 28212822 sayılı yasalarla bundan nasibini almıştır. Bu dönemde siyasi partiler fesedilmiş. 82 Anayasası'yla özgürlükier kısılmıştır. 1980 den sonraki yasal düzenlemeyle. çoğulcu parlamenter düzenle bağdaşması mümkün olmayan bir hukuk sistemi oluşturulmuş, vetolarla ve yasaklarla bu sistem takviye edilmiştir. 1983ten sonra parlamenter sistem yolunda atılan adımlarla birlikte ve ulusumuzun oylarryla bir kısım yasaklar kalkmıştır. Ne var ki, kısıtlamalar alanında görülen bu nisbi ferahlamanın. başta işçi kesimi olmak üzere çalışanların ekonomik, demokratik ve siyasal hak ve özgürlüklerine kadar ulaşmadığını üzüntüyle görmekteyiz. İşçilerin toplu sözleşme, grev ve sendika hakları alanında köklü bir iyileştirmenin gerçekleşememesinin yanısıra, siyasal örgütlenme hakkı da halâ baskı altındadır. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan TCK'nın 141142 ve 163. maddeleri kaldınlmak bir yana, rötuşlarla yeniden gündeme getirilmektedir. 1 Şubat 1988 tarihinde kurulan ve programında bir işçi partisi oiduğunu vurgulayan, kurucularının büyük çoğunluğu işçi olan Sosyalist Parti hakkında, kurulduktan 15 gün sonra kapatma davası açılmaktadır. Türkİş Başkanlar Kurulu'nun 10 Şubat 1988 kararlannda işçi hak ve özgürlükleri, hür sendika hakkı, serbest toplu pazartık ve grev hakkı ile, ülkemizde çoğulcu, katılımcı. siyasal demokrasinin tüm kurumları ile işleriiğe kavuşturulup yerleştirilmesi ihtiyacının ayrı ayrı düşünülmeyeceği vurgulanmıştır. İşçilerin sendika hakkı ile serbest toplu pazarlık ve grev haklarının en içten savunucusu olan ve çoğulcu parlamenter sisteme inanan bizler, ülkemizde her düşüncenin serbestçe ifade edilip örgütlenmesini ve bir sosyalist partinin varolmasını savunur, 141142 ve 163. maddelerin kaldırılmasını talep ederiz. • Kenan DURUKAN (HARBİŞ Gen. Bşk.) • Kenan GÛRBÜZ (TEZKOONŞ Gen.Bşk.) • Güral ERÇAKIR (AĞAÇIŞ Gen. Bşk.) • Tamer SONALP (BASSSEN. Gen.Bşk.) • H.Basrı BABALI (KRİSTALİŞ Gen. Bşk.) • Münir CEYLAN (PETROLIŞ Gen. Bşk.) • Yener KAYA (DERIlş Gen.Bşk.) • Mustafa ORHAN GEN.MADENİŞ Gen. Bşk.) • Ali Ekber GÜVENÇ (BASINİŞ Gen.Bşk.) • Bayram Meral (YOLİŞ Gen.Bşk. • Ömer GÜLEÇ (TEKGIDAİş Gen. Bşk. Vekl.j • Meral EKİM (BAMSEN. Gen. Bşk.) • ilhan DALKILIÇ (OTDM0BİÜŞ Gen.Bşk.) • Vahdettin KARABAY (LASPETKİMİŞ Gen.Bşk.) • Nevzat YAZGAN (DERİİŞ Gen.Skrt.) • İbrahim KIZILTAN (DERIİŞ Gen.Mali Skr.) • Halit ÇALIŞKAN (BASS. Sen. Gen.Skr.) • Mehmet BAMYACI YOLİŞ. Gen. Skr) • Recai Emre (YOLİŞ. Gen. Başk. Yrd.) • Ertuğrul KAKMACI (TEZKOOPiş Gen. Skr.) • Munzur PEKGÜLEÇ (DERİİŞ Gen.Bşk.Yrd.) • Mete KOYAŞ (TOLEYtS Marmara Bölge Bşk.) • Tamer AKTAŞ (TOLEYİS Marmara Bölge Yön.) • Cemal DEMİRTAŞ (TURSANIŞ Marmara BI.Tşk.Şkr.) • Mehmet ÇAPAR (OTOMOBILİŞ Gen.Bşk.Yrd.) • Celal ÖZDOĞAN (OTOMOBİLİŞ Gen.Skr.) • Eyup ÖNER (OTOMOBİLİŞ Mali Skr.) • ismail AYKANAT (OTOMOBILIŞ Gen.org. Skr.) • Mahmut KARAKOÇ ÖTDMOBİLİŞ Gen.Eğt.Skr.) • Cemal ÇALIK (LASPETKİMIŞ Malı Skr.) • Şerafettin YIĞIN (LASPETKİMİŞ Yön.) • Hüseyin TAŞDEMIR (BASSSEN İST. BOĞAZIÇIŞUBE BŞK.) • Mustafa YAHYAOGLU (TURSANİŞ Marmara Böl.Bşk.) • A. Osman ALBAYRAK (T.HARBIŞ Ist.Şb.Bşk.) • Orhan BATDVA (TEZKOOPİŞ ist.2 nolu ŞbBşk.) • Nurettin SARIPOLAT (TEZKOOPİŞ ist. 1 nolu Şb. Bşk.) • Erdal DEMIRKAN (DERİİŞ İst. Beyoğlu Şb. Bşk.) • Mürsel TAŞÇI (AĞAÇİŞ İst. Şb. Bşk.) • Ahmet UZUN (AĞAÇIŞ Ist.Şb.Bşk.) • Şakir ZENGIN (PETROLİŞ İst. Anadolu Şb. Bşk.) • Yüksel POLAT (PETROLİŞ İst. Anadolu Şb. İdari Şkr.) • Gültekın ASLAN (LASPETKİMİŞ ist.Kartal Şb. Bşk.) • Ramazan Ç 0 U K (KRİSTALİŞ ist. Kartal Şb. BşkVkl.) • Kazım BENGİL (KRİSTALİŞ ist. Kartal Şb. Skr.) • Kemal AKBAŞ PETROLİŞ ist. Anadolu Şb.Malı Skr.) • A.Rıza İKİSİVRİ OTOMOBİLİŞ ist.Kartal Şb. Bşk.) • Şerif YAŞAR OTOMOBILİŞ İst. Kartal Malı Skr.) • Halit BARÇIN (OTOMOBILİŞ ist, Kartal Şb. Skr.) • Hüseyin İNCESU (BELEDİYEIŞ İst. nolu Şb Bşk.) • Kazım YILDIR (BELEDIYEIŞ İst. 1 nolu Şb. Skr.) • Sadi KILIÇ (BELEDİYEİŞ İst. 1 nolu Şb. Mali Skr.) • Hıdır BAL (BELEDİYEİŞ ist. Beyoğlu Şb.Bşk.) • İlyas GÛVEN (BELEDİYEIŞ İst. Beyoğlu Şb. Mali Skr.) • Osman SAVAŞ (BELEDİYEİŞ İst.2 nolu Şb. Bşk.) • Ekrem TÜRKMEN (BELEDİYEIŞ İ.E.TT. Şb. Skr.) • Bektaş TOPKAYA (BELEDİYEİŞ İ.E.TT. Malı Skr.) • Süleyman TÜRKER (T.OTOMOBILIŞ Ankara Şb. Bşk.) • Bayram YILDIRIM (PETROLİŞ Ankara Şb.Bşk.) • Ali KAVAK (AĞAÇtŞ Ankara Şb.Bşk.) • Sadık ÖZBEN (TEZKOOPIŞ Ankara 2 nolu Şb.Bşk.) • Muhlıs KARSLI (TEZKOOPİŞ Ankara 1 nolu Şb. Bşk.) • Ali Ekber DOĞAN (YOLİŞ Ankara 2 nolu Şb. Bşk.) * Ramazan GEZGIN TUM:TİS Ankara Bölge Temsildsi) • Arif KAYA (OTOMOBİLİŞ İzmir Şb. Bşk.) • Musa SÛNGÜ (OTOMOBIIİŞ İzmir Şb. Uzmanı) • Ramazan USTA LASPETKİMİŞ izmir Şb. Bşk.) • Bakı BAŞDEMİR (TARIMİŞ izmir Şb. Bşk.) • ibrahim YILMAZ (TURSANİŞ izmir Örg. Skr.) • Ömer TUNAOGLU (YOLİŞ İzmir 2 nolu Şb. Bşk.) • Nihat ERDOĞAN (PETROLİŞ İzmir Şb. Bşk.) • Yahya ERYILMAZ (f.ÇİMŞEİŞ izmir Şb. Bşk.) • Mansur BURGUCU (PETROLİŞ Aliağa Şb. Bşk.) • Müslüm OCAK (SELÜLOZİŞ izmir Şb. Bşk.) • Ali YILDIRIM (SELÜLOZİŞ İzmir Tşk. Skr.) • Kasım YORULMAZBAŞ (BELEDIYEİŞ İzmir 1 nolu Şb. Bşk.) • Musa UYGUN (TEKSİF SEN. Adana Yavuzlar Şb. Bşk.) • Cumali ÇMBOĞA (ŞAĞLIKİŞ Adana 1 nolu Şb.Bşk.) • Battal GÜÇLÛ (YOLİŞ Adana Şb. Mali Skr.) • Abdurrahman ÖZÜLÜ (TÜRKİŞ Adana 4 Bölge Tem. Yrd.) • Cafer DOĞAN (TEKGIDAIŞ Adana 1 nolu Şb. Bşk.) • Mehmet YAĞMUR (TEKSİF Sen. Adana Şb. Bşk.) • Mehmet BARIŞIK (DEMIRYOLİŞ Adana Şb. Skr.) • Fethı KIRIK (BELEDİYEİŞ Adana Şb. Skr.) • Tevfik ÖZÇELIK (YOLİŞ Mersin Şb. Bşk.) • Haluk KIRMA (PETROLİŞ Mersin Şb. Bşk.) • Ali YILDIRIM (LİKATiş Mersin Şb. Bşk.) • Mehmet Şerif KÜÇÜK (TURSANİŞ Mersin Bl Bşk.) • Mustafa DILMEN (KRİSTALİŞ Mersin Şb. Bşk.) • Necati BOSTAN (KRİSTALİŞ Mersin Şb. Skr.) • Mehmet DOĞAN (SAĞUKİŞ Mersin Şb. Bşk.) • Alaattin ALP (TOLEYİS Mersin Şb. Bşk.) KAMUOYUNA Türkiye işçi Partisi (TİP) eski kadaslarından Avukat Necla Fertan yaptığı kısa konuşmada, Behice BoBaşkanı Behice Boran, ölü ran'ın Türk halkına ışık tuttuğunu belirterek, "Behice Boran ve onun gibış munün 1. yıldönümünde Zincirlikuyu Mezarlığı ndaki mezarı başında aml \erini yılda bir kez değil her gün anıyoruz ve onlarla birlikte yaşıyoruz'' dedı. Saat 11.00'de başlayan yaklaşık bin kiştnın katıldığı anma töreninde di TBKP yöneticileri Nihat Sargın ile Haydar Kutiu'nun gönderdiği mesaj polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi Behice Boran'ın yakın ar topluluğa okundu. (Fotoğraf: Esat Pala) Türkiye Sudan Ucuz mu? İZMİR Üniversitelerde para kalmayınca, öğrenci harçları umut olmuş. Oğrenciler kayıt sırasında para toplanmasından yakınryorlar. Ege, Dokuz Eylul, İTÜ, ODTÜ master öğrencilerinden 300500 bin lira istenmesi, üniversitelerin ekonomik sıkıntıda oiduğunu gösteriyor. Bu arada 20 üniversitede araştırmalar durmuş. Geçen günlerde TV'deki Ali Kırca'nın yönettiği açıkoturumda YÖK Başkanı İhsan Doğramacı, üniversite ve yüksek okullarda işlerin tıkır tıkır yürüdüğünü anlatıyordu. Bakan Hasan Celal Güzel'le, SHP'li Türkân Akyol ve DYP'li Hüsamettin Cindoruk'un eleştirilerine yanıt vermekte güçlük çeken Prof. Doğramacı üniversitelerden "pembe görüntüler" çizerken ekonomik sorunlara hiç değinmiyordu. Kısaca, üniversitelerde ekonomik sıkıntı giderek büyüyor. Bilim üretilen bu kurumlarda YÖK'le birlikte her şey arapsaçına dönüştüğü için, şimdi de ekonomik sıkıntı kara bulutlar gibi öğrencilerin üzerine örtülüyor. Sıkı para politikasının bir ucu bundan böyle üniversitelere de dokunacak. Tüketime getirilen "fren eylemi" üniversitelerden özel sektöre, esnaftan işçiye, memurdan üretici kesimine yansıyacak. Görülen o ki, 1989 yılı 1988'den daha çetin geçecek. • Tarım kesimindeki gelişmeler, Türkiye'nin son 20 yıl içinde hiç ci bir fon var. Üstelik dünya piyabir zaman yaşamadığı bir sancı sası da çok düşük. yı gündeme getirdi. Üretici kooperatifleri para sıÇukobirlik'in dört yıldır genel kıntısı içinde. Hükümet enflasyomüdürlüğünü yapan Özgen Ay nu aşağıya çekmek için buralargar önceki gün görevinden alın dan parasal desteği çekti. Bu dı. Devletin desteğinde olan üre karmasa. her kaladan çıkan ses, tici kooperatiflerinde destekleme tarım kesiminin çanına ot tıkayaalımları kaldınldı. cak gibi. 92 bin üreticiye sahip TARİŞ, Anlatıyorlar, dinliyoruz: toplam 61 bin üyesi olan Çuko Yıllardan beri destekleme birlik ve Antbirlik, bundan böyle alımlarının birliklerin sırtında bir "kâr ve zararı" göze alarak alım k&ınbur olduğu dile getirildi. Aryapacaklar. tık bu kamburdan kurtulduk, kenNedir bu olay? İşin sonu nere di ayağımız üzerinde duracağız. ZMIR'den HİKMET pETİNIUYA Ûniversitelerde öğrenci harçları umut oldu... Tarım kesimindeki gelişmeler 20 yıldır yaşanmayan bir sancıyı gündeme getirdi... SEKA işçlteri ve Darphane grevieri sürüyor... Dolar, mark aldı başını gidiyor... Gıda sanayiine Alman sermayesi geldi... Vergi iadesine ikinci tırpan... Üreticilere verilen çekler karşılıksız çıkıyor... ye varacak? İşte pamukta sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Bunun ucu çırçır fabrikalarına, tekstil sanayiine dek uzanıyor. Yakınmalara kulak veriyoruz: Türkiye'de pamuk rekoltesi rekor düzeyde artarak 640 bin tona ulaştı. Geçen yıldan kalan 2550 bin ton arasında bir stok var. Türkiye'nin toplam iç tüketimi ise maksimum 500 bin ton. Dolayısıyla asgari 150 bin tonluk bir fazlalık söz konusu. İthalat serbest, ama ihracatı engelleyiIşin aslı acaba anlattıkları gibi mi? Elbet değil. Gözle görülen gerçeği nedense perdelemek istiyorlar. Olayın gerçek yüzü ise şu: Birliklerde sermaye anlamında büyük birikim yok. Dolayısıyla Zıraat Bankasrndan aldıkları yüzde 70'e ulaşan kredi faizleriyle çalışıyorlar. Diğer yandan 3186 sayılı yasayla ne ölçüde kooperatifçilik yapılır? Devletin mutlaka bu kuruluşlara destek çıkması gerekir. 150 bin ton luk bir üretim fazlasının bulunduğu Türkiye'de fazla pamuğun yurtdışına satılması için ihracatın önünde engel oluşturan fonun hemen kaldırılması, ayrıca ithalata da kısıtlama getirilmesi gerekir. Çünkü şu anda TARİŞin verdiği yüksek fiyat bile ancak ANKARA (Cumhuriyel Büroüreticinin zarar etmesini önleyesu) SHP, sağlık konusundaki bilir. Para bırakmaz. ilk atağını sağlık hizmetleri temel • Devlet desteğinde olan koope yasasının bir maddesini değiştiren öneri ile başlattı. SHP Denizli ratiflerde üreticilere verilen çekMilletvekili Adnan Keskin ve arlerin karşılıksız çıkmasına ne dekadaşlan bir yasa önerisi hazırlanir. SHP Genel Sekreter Yardtmyarak, hiçbir sosyal güvenlik kucısı Adnan Keskin olayı TBMM'ye runıuna bağlı olmayanlann sağgetirdi. Başbakan Özal'ın bu ko lık hizmetleri bedellerinin Sağlık nuyu aydınlatmasını istedi. ve Sosyal Yardım Bakanhğı taraEvet, kemerler sıkılıyor her ke fından ödenmesini istediler. simde. Bu arada da Meksika'da SHP Grup Başkanvekili Hikmadeni 500 liralıklar, 5Q binlik met Çetin öneriyi açıklarken, rebanknotlar basılıyor. ferandum kampanyası süresince SEKA işçileri, Darphane işçi sağlık konusunda çok sayıda başlerinin grevi sürüyor. vuru ile karşılaştıklannı ifade edeBakan Adnan Kahveci de SE rek, hiçbir sosyal güvenlik kuruKA işçilerine seslenmiş: luşuna üye olmayan vatandaşla Grevi bitirin, size ev vere nn perişan oiduğunu, her gün yüzlerce vatandaşm sağlık sorunlim... Sonra tütün ithali de gerçek ları nedeniyle miUetvekillerinin leşmis. Dolar, mark almış başını kapısını aşındırdığını söyledi. gidiyormuş Gıda sanayiine AlSHP Denizli Milletvekili Adman sermayesi gelmiş. Hedefle nan Keskin ve arkadaşlan tarafınnen ciro 1 milyarlık ciroymuş. dan hazırlanan yasa önerisi, geBu arada vergi iadesine ikinci nel sağlık sigortası yürürlüğe gitırpan gelmiş. Dayanıklı tüketim rinceye kadar, hiçbir sosyal gümalları, elektronik eşyadan son venlik kuruluşuna bağlı olmayan ra THY ve DDY biletleri ve su pa vatandaşların hastanelerdeki her ralanndan vergi iadesinin kaldı türlü sağlık hizmeti bedellerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanrılması düşunülüyormuş... Kim demiş Türkiye sudan lığı tarafmdan karşılanmasını öngörüyor. ucuz diye?.. SHFden sağlık için ilkatak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle