22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 OCAK 1988 CUMHURİYET/1L İnsan boyu mektup Ato yaşındakt kuçük hattat tendi boyundan buyük harflerte i n g l z a olarak artadaştna mektup yazarak fekyıftaJd Gfltamteel Hattatlar ŞenigTne tauhyor. Bu yıl yapılan HaBaUar ŞenlİgTne yaMaşık 7400 genç kauldıuı btUiriByof. u f AP) (FdtoOraf: AP) TürkîyeIran boru hattı ANKARA (AA) Türkiyelran ham petrol boru haltı konusundakı teknik görüşmelere Ankara'da devarn ediliyor. Bu görüşmeler dün Türkiye'ye gelen Iran heyetiyle Botaş yetkilileri arasında yapılıyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tnal Batu gazetecilerin bir sorusunu yanıtlarken, Iran'ın bir süredir petroliinu Türkiye üzerinden boru hattı ile Akdeniz'e ulaştırmak istediğini anımsattı, bu amaca yönelik çalışmalann bir suredir sürdürüldüğünu kaydetti, "Bazı yabaacı basın organlannda söz konusu ham petrolün boru hattının Karadeniz'e ulaşacağımn belirtildiği gönilmektedir. Bu değerlendirmenin yanhş bir bilgiden kaynaklandıgı anlastlmaktadır" dedı. Taıııtma Vakfı ödüllerinin sahipleri belli oldu ANKARA (AA) Türk Tanıtma Vakfı'nca her yıl verilen geleneksel "tanttma odülleri"nin sahipleri belli oldu. Vehbi Koç, Bedrettin Dalan, Dr. Esin Atıl, Gurer Aykal, Naim Süleymanoğlu, TRT Kunımu ve Sami Güner ödüle layık görüldüler. TÜTAV Türkiye'nin dış dünyaya tanıtımı ve olumlu bir izlenim yaratılmasma katkıda bulunan ve bu faaliyetleri yabancı basın yayın organlarına yansımış olan kişi ve kuruluşları belirlemek amacıyla 3 yıldır tanıtma ödülleri veriyor, Koç'un "Yılın Işadamı" ödulüntt alması; Hindistan'da verilen ödülen yurtdışında büyük yankılar yaratması nedeniyle ödüle layık bulunduğu bildirildi. Dalan da Türk turizmi ve tanıtımına katkılan dolayısıyla tanıtma ödülüne layık bulundu. I İ T a ı r l ı ı İ A n i l u a m Şikago'nun kuzeyini etkisi altına alan kuU t O J I I U C J J I I I«J«>tupsog^sertrtegârilebırteştfK*ABOUIusal Hava OalrBSİ'nce büdirildHJine göre 40 dereceyi bulan öondurucu bir ettâ yaraüyor. Çevrede dolaşmak zorunda olan yayalar ıse Uzayiılan bile kıskandıracak kadar oarip giysiterte dondurucu soflufla direnmeye calışıyoriar (Fotouraf AP) İSTANBUL (AA) Sünneli Oıeller zindrinin Istanbul'daki ikinci oteü Taksim'deki tarihi "Park OteT'in yerine inşa edilecek. 1600 yataklı oteün yapımına onümüzdeki aylarda başlanacak. Yalçın Sünneli, dün düzenlediği basın toplanusında, yapılacak 5 yıldızlı otelin bazı odalanna tarihi Park Otd'de kalmış ünlülerin adlannın verilecegıni açtkladı. SürrüeM, bu daireterde dünya çaptndaki sanatçılann, otelin özel misafıri olarak lcalmalannın sağlanacağım da kaydetti. Otelin 4 yüda tamamlanacagjnı ve yaklaşık 60 milyon dolara mal olacağmı açıklayan Yalçın Sürroeü, "Tarihi geçmisine de sadık kalmarak, biri çok katlı, iki bloktan müteşekkü uluslararası standartlarda S yıldızb lüks otel yapmayı düsünüyoruz " dedi. htanbuT'a 2. Sürmeli Oteü GO71FM UĞURMUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) ömer Çavuşoğlu ve Ahmet Kozanoğlu'nun mali oligarşi ve banka sistemindeki sarüvenlerinin ara başlıklandır bunlar... Geçenlerde bu kAşede açıklamıştık; KozanoğluÇavuşoğlu'nun Anadolu Bankası'ndaki "donuk" daha doğrusu "babk kredT' tutan 638 milyon 511 bin liraydı. Başbakanlık Yüksek Denetteme Kurulu'nun "1984 yılı ZJraat Bankosı" raporunun 314'üncü sayfasında, ömer ve Ahmet birederterimizin bu devtet bankasına taktıklan borç tutan yazılmış... Ne kadarmış ÇavuşoğluKozanoğlu ikilisinin Ziraat Bankası'na "natöT borçlan? 11 milyar, 89 milyon, 528 bin 644 lira... "Teminat mektubu rfsW?" O da 14 milyar, 713 milyon, 264 bin 691 lira... Topiam? Toplam; 25 milyar, 802 milyon, 793 bin 335 lira... Gelelim işin gazetecilik ceprtesine... Güneş Gazetesi, Kozanoğlu Çavuşoğlu ikilisinin kurduğu "Guçlü Gazetecilik Şirketi"r\ce çıkarılmıştı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporundan bir alıntı yaparak bu konuya da açıklık getirelim: ".. Guçlü Gazetecilikten alacaklı durumda olan şirkatierden bazılannın hiçbir faaliyette bulunmaması, Guçlü Gazetecilik ile dolayiı kredihr dışmda da borçaJacak ilişkisinin oh ması, Güçlu Gazetecilik'e aktanlan kredilerin genellikle ayn bir hesapta iztenmemesi, kayıtlann düzenli tutulmaması nedenleriftearacı şlrkatierte kultandınlan kredi rakamları üzerinde tereddut vardırT Raporda, bu milyartık borçtar için ikjili şirketin "bankaca kabul editemeyecek tekMer getirdiği" de kaydedilmektedir. 2ai1.1983 tarihinde ne kadarmış Güçlü adlı şirketin borcu? 4 milyar, 893 mityon, 553 bin, 311 liraymış... Nasıl odenecekmiş bu miryarlık borç? Bu sorunun yanıtını rapordan alıntı yaparak öğrenelim: "... Bu aşamadan sonra bankaca hiçbir işlem yapılmamış okjpiMdeceOuneşgazetesin» verilen mMam bedeHori bankanm alacağtna mahsup edilmektedirf' (Ekim 1984Haziran 1985 tarihleri arasında borca mahsup edilen reklam bedeli tutan 23D81.417 liradır) Borçiu şirketin banka ile yaptığı anlaşmaya göre bu borç, 18 aylık bir odeme planına bağlanmıştır. 1988 yılı sonunda 4 milyar, 832 milyon, 553 bin 311 liralık borcun 313 milyon, 251 bin 380 lirası faizsiz, 401 milyon, 129 bin 530 lirasının da faizli olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır. Yüksek Denetleme Kurulu'nun bu raporu, 1986 yılında TBMM Kamu iktisadi Teşebbüsleri Kbmisyonu'na sunulmuşsa da banka hesaplannı inceleme yetkisi bu komisyondan alınmıstır. Bu yetki, Butçe ve Plan Komisyonu'na devredilmiştir. Erken seçimter nedeniyte de Bütçe Yasası hazırlanamadığından bu rapor henuz Butçe ve Plan Komisyonu'nda da gorOşülmemiş, dolayısıyla da rapor TBMM denetiminden geçmemistir. Yüksek Denetleme Kurulu raporunda, "Gruba verilmiş olan kredilerin çoğunun alobetinden endişe edildiği" de kaydedilmektedir. Dönek Marksistterimizin "Tek tek basaraktan, bade suzerekten" savunduklan "llberal soygun düzeni" budur işte. Marksizmden kesin donüş yapmış bu '*xMarkslsf' ve "neotiberallere" şu "arabesk kapitalizmi" çağdaşlık adına halka yutturabilmek için bir "liberal görev" daha düşüyor. Yolsuzluk belgelerinin yayınını önlemek ve bu yayınlan yapanlan cezaevlerine sokmak isteyen yeni Basın Yasası tasansını elbirliği ile savunmak. Haydi bre arslanlar, liberal tosunlar ve tosuncuklar! 2. karakutıı aranıyor Darbe İZMİR (Cumhuriye» Ege Burosu) Seferihisar yakınlannda meydana gelen ve 16 kışinin ölümü ile sonuçlanan uçak kazası ile ilgih soruşturma sürerken, kazanın nedenini araştırmakta olan Alman uzmanlar, "uçaga bomba kondugu" yolundaki ihbarlan asüsız buldu. Alman Heyet Başkanı Caesar, "Kazadan önce patlama olmadığını krsinlikle söyleycbffiriz. l'çağın ha>ada patladığı yolandaki haberler dayanaktan yoksnn" dedi. Sivil Havacıhk Genel Müdünl lsnet Erosten Menderes havaalanını eleştiren pilotlara çatarak, "Gelsinler benimle teknik olarak tartışsınlar" diye konuştu. Erüsten alanın 17 pistinde ILS cihazı olmadığını, Gaziemir askeri havaalanı nedeniyle fazla kullanılmadığı için bu piste söz konusu cihazı koymayı da planlamadıklannı söyledi. Hazırlanan bir proje ile tüm Türkiye "radar kontrolavle" kaplanacak. Birinci karakutunun bugün Istanbul'a bir kurye ile ulaştırılması beklenirken ikinci kutuyu arama çalışmalan sürüyor. Cesetlerin kimliğini saptama çalışmalan ise devam ediyor. Ulastırma Bakanlığı'na bağlı 4 kişilik soruşturma ekibine iki de Alman uzman alındı. Stuttgartlzmir seferini yaparken geçen cumartesi gecesi Seferihisarın Beyler köyü yakınlarındaki Dumentepe'ye düşen Condor Hava Yollan'na ait Boeing 7Î72OO tipi yolcu uçağının enkazım kaldırma çalışmalan dün de sürdü. Çalışmalann ağırhğını "FLY DaU Recorder" diye bilinen ve tüm uçuş kayıtlannın yer aldığı ikinci kutunun bulunması oluşturdu. Seferihisar Cumhuriyet Savcısı Mehmel Oemir kazada yanarak yaşamını yitirenlerin kimliklerini saptamanın güç olduğunu belirterek, "Kömürkşen cesetleri otopsiye aklık. Bolunan cesetkrden biri sanki iki kişinin yanarak eriyip birteşmiş olduğu izlenimini veriyor. Çözmeye calışıyonız. Almanlara ait eeseüeri kimHk tespitinden sonra konsolosluk kanafayia tcsttın edecegB" diye konuştu. Federal Alman sivil havacılık başmufettışı Christian Henz Schnbert ise Menderes Havalımanı'nın uçuş emniyeti bakımından herhangi bir sakıncası bulunmadığım söyledi. "Alan gece ve gündüz iniş ve kalktşianna uygundur" dedi. ErUsten de Alman uyelerle yapılan toplantıdan sonra kesinlikle sabotaj olmadığını yineledi. AA'nın haberine göre yetkililer her yolcunun 20 bin dolara sıgortalı olduğunu ve bu paranın ölenlerin yasal mirascılanna hemen ödenmesi gerektiğinı ifade ettiler. Kaza yerinde Lufthansa'nın araştırma ekibinin yanı sıra Alman Gizli Servisi'nden iki görevli, Alman Sivil Havacıhk Kurumu'ndan iki yetkili ve Condor Havacılık Şirketi'nden de pilot Gehlen Horst da bulunuyor. HABERLERİN DEVAMI (Baştarafi 1. Sayfada) ve "mnzır neşriyat" yasalarım değiştirmeye yönelik yasa taslaklarırun karmaşıklığı, uygulamada sonın yaratıcı kurallan, gelisiguzelliği, çağdaşlıktan uzaklığı ortak noktaları. Taslakların hukuk bilgisinden "nasibini" alamamış kişılerce hazırlandığı hemen anlasılıyor. Suçluluk alanını yaygınlaştıran, ceza ve hukuk sorumluluğunu, hukukun genel kurallanyla çelişerek arttıran yasa taslaklarının diğer ortak yanı ise demokrasi ilkeleriyle bağdaşmazhğı ve basın özgürlüğünün elde kalan kınntılannı da silip süpürücü, çağdışı nitelikte olmalan. "Küçükleri Muzır Yayından Koruma Yasası"nın öngördüğü anormal, benzeri görülmemiş cezalann indirilmesine yönelindiği görüntüsü ardında, hem cezalann ağırlığı varlığını sürdürüyor hem de yasarun uygulama alanı genişletilip yargı gtlvenceleri sırurlandınlıyor; ayrıca Anayasa Mahkemesi'nce "anavasaja uygun" bulunan "Muzır Yasaa"nın temel kurallanmn demokrasiyle ve basın özgürlüğü kavramıyla tümden çelişen kurallan da varlığını sürdüniyor. Basın yoluyla düşünce açıklamak ve halkın "bilgi edinmek" haklarını tümüyle ortadan katdırabilmek, salt tek tip "resmi göniş"e hayat hakkı vermek olanağı ise; yaratılmak istenilen "valaa haber sucn" ile siyasal iktidann eline verüiyor. Basın Yasası'na eklenecek bir madde ile "Gerçek dışı haber vayımlanması yasaktır. Bu yasağa avkın davrananlar hakkında yirmi milyon liradan yuz milyon liraya kadar ağır para cezasına hukmolunur. Gerçek dışı haberi iktJbas yoluyla >a>imlavanlar hakkında da on milyon liradan eili milyon liraya kadar ağır para cezası hukmolunur" hükmü getirilmek isteniyor. Böyle bir yasa kuralına dayarularak, gazete ve dergilerde yayımlanmış her haberin, yapılan her eleştirinin "yaian haber" olarak nitelendirilebilmesi ve >"a>ın sorumlulanrun kolayca cezalandınhnası söz konusudur. Siyasal iktidar istediği habere, vonıma. eleştiriye konu olan olayı "gerçek dışı" olarak niteleyip, basının cezalandırılmasmı saglayabilir. "Yalan haber sucn" nun oluşabUmesi için belirli bir konuda "zarar" veya "zarar tehlikesi" neticesi yaratması aranmamakta, salt haberin "yalan" olduğu savı cezalandınlma için yeterli görülmektedir. Aynı şekilde, gazetecinin, "bilerek yalan haber yayımlaması", "özel kasıt" unsuru da suçun olusması açısından aranmamaktadır; bu açıdan, "kusurlulağun" aranmadığı bir objektif sorumluluk durumu yaratılmış olmaktadır. "Kusurtulugun" aranmadığı "objektif ceza sorumlnİDgn" ise, anayasanın 38. maddesinde yer alan "ceza sonımluluğunun şahsiügı" ilkesine aykındır. Böylece, haberinin doğnıluğuna inanan, bu konuda gazeteciden beklenen özeni gösterip, gereken araştırmalan yapan gazeteci dahi, siyasal iktidann "haberin yalan okluğu" iddiasma bağımlı olarak suçlanıp cezalandınlabilecektir. Gazeteci "doğnı haber" vermekle yükümlüdür; bu nedenle gazetecilik usulleri çerçevesinde olayı araştırmak, haberin gerçekliğini sağlamak konusunda "özea" göstermek zorundadır. Fakat Yargıtay'ımızın kararlanyla da kabul edildiği gibi, gazetecinin "arasürma/özen" yukümlüluğünün de sının vardır ve gerekii özen gösterildiğinde, haber gerçek dışı olsa dahi gazeteci sorumlu tutulamaz. Gazeteci bir yargıç, bir yönetici, olaylann içinde yer alan bir kişi gibi kesin, tartışılmaz yargılara varamaz. Özellikle çağımızın çabuk haber vermek zonınluluğu, bazı yanlış haberlerin yayımlanmasını doğal ve kaçınılmaz duruma getirmiştir. Belirtilen nedenlerledir ki "yafaM haber" ancak gazetecinin "kasten hareket etmesi'' veya "gereken özeni göstennemesi" durumunda söz konusu olur. Olayın gerçekleştigi andaki beliriş biçimine, ilgili kaynaklarca doğrulanmış söylentilere uygun haber/yorum/elcştiri, daha sonra haberin yanlış olduğu ortaya çıksa dahi "yalan haber" sayümaz. Hazırlanan yasa tasansı ise gazetecinin kusurluluğunu aramad.ın, mutlak/kesın doğnılarla bağdaşmayan, hatta kısmen yanılgılı olan haberleri dahi suç sayar niteliktedir. Özellikle ülkenin siyasal, ekonomik yaşamıyla ilgili, kamusal nitelikli haberlerin gerçeğe uygun olmadığını siyasal iktidar kolayca ileri sürüp gazeteciyi suçlayabilir. Gazetecinin haberinin doğruluğunu kanıtlayabilmek olanağı ise yoktur. Böylece, bir haberin doğru olup olmadığını saptamak ve böylece gazeteciyi cezalandınp cezalandırmamik yetkisi doğrudan siyasal iktidara verilmiş olmaktadır. örneğin, siyasal iktidann işlemleriyle ilgili bir haberin gerçeğe uygun olup olmadığını, ilgili yönetimden soracak ve onun cevabma göre gazeteci hakkında hüküm verecektir. Böylece uygulamada, cezayı veren gerçekte siyasal iktidar olmaktadır. "Milli menfaallere aykın hareket" suçu ile ilgili uygulama bu konuda karuttır. Gazetecinin, haberi "güveailir kaynak" tan aldığı savunusu ise gazeteciyi haber kaynaklannı açıklamak zonında bırakacaktır. Gazetecinin haber kaynağını açıklaması ise basının haber alma olanaklannı yok edici, habere ulaşma hakkını ortadan kaldırıcı ve dolayısıyla basın özgurlüğünü yok edici bir sistemi yaratır. Amaç belli Kısaca değinilen hususlar göstermektedir ki, yaratılmak istenilen "yalan haber suçu" siyasal iktidann eline verilmiş, istenmeyen haberlerin yayımlanmasını engelleyecek, halkın bilgi edinmesini önleyecek, demokrasi kavramıyla ve basın özgürlüğü ile bağdaşmayan, suskun, çağından habersiz bir Türkiye yaratmaya yönelik, tehlikeli bir silah olacaktır. özellikle, güvenlik güçlerinin gazetelere yalan haber sızdırdığı ve aynı güçlerin başka yayın organıyla kendi verdiği haberi ^lanladığı bir ülkede, "yalan haber suçu", siyasal iktidarın basınla istediği gibi oynamasına kapüan açmaktadır. Siyasal iktidar, "yaian haber suçu"nun demokratik ülkelerde de var olduğu biçiminde bir savunuda bulunursa, bu savunu da gerçek dışı olacaktır. "Yalan haber suçn"nun basın özgürlüğunu zedeleyici niteliği, çağdaş demokrasilerde kabul edilen bir görüştür. ltalya ve Fransa'da, "yahiB baber suçu" var olmakla berabet, bu ulkelerdekı suç tıplerinin, Türkiye'de yaratılmak istenilen suç tipiyle en ufak bir benzerliği yoktur. ltalya ve Fransa'da, bir haberin yalan haber suçu kapsamında sayılabilmesi için, gazetecinin bilerek yalan haber vermesi gerekir. Aynca, haberin yalan olduğunu mahkeme ve Yargıtay araşıırabılir. Haberin gerçeklere aykınlığı suçun olusması için yeterli değildir. Yalan haberin kamu düzenini bozucu etkenlik yaratacak nitelikte olması da zorunludur. Günlük yaygın söylentilerin, olasıhklann, yorumlann, genel görüşlerin yalan haber sayılamayacağı kabul edilmektedir. Aynntılardaki yanhşhk ve eksiklik de haberin gerçekdışı sayümasına neden olmamaktadır. Kaldı ki gazetecinin kendinden beklenen araştırmayı yapıp, özenli hareket etmesine rağmen, haberin gerçekliği konusunda hataya düşmesi durumunda kusurlu sayılamayacağı ve sorumlu tutulamayacağı da kabul edilmektedir. Özal hükümetüün getirdiği tasan ise Fransa ve ltalya'da suç sayılamayacak tüm durumlann dahi cezalandınlmasına olanak vermektedin Basına tuzak (Baştarafi 1. Sayfada) "Yatam haboc ceta m f a ı a U gazetedler Medi. Medbteld m«hrf>lrICT bcni her gfin slojtınlıbr. PMnmlardan da istek gcidL Makak yuarlanndaa da. Ama patronlardaB daha az." Adalet Bakanı Muzır Yasası ve Basın Yasası'nda değişiklik yapan tasannın görüşülmesi sırasında basın kunıluşlanmn görüşünün alınacağını da söyledi. Sungurlu şöyle dedi: ı sansür aygnbuBak diye bir aey yok. Ajna msaajaıu jeref ve hayriyeti ge oynaauya IdnaenİB hakkı yok. Ba koanda bana en çok baskı Medfa nahabirlerindea geidL TabU dea pkacak. Bb yatan habere bir kntastethcHmdedik;gcdmMdİL Neyi lastas koydoynk, olayı bağtayıa gördük. Yanl daha çok sdottınııı; gördük. Belki de Medis bir lastas koyar." DUIMtt BftdlfC yUUI hSvCT IBCSOOBB lenen sonuçlann tersiru doğuracaktır. Eğer bir denetleme ihtiyacı varsa, bunu ceza yoluyla değil, basınla uzlaşarak yapmak gerekir. Prof. Kayıhan Içd, lstanbal Üaiversitesi Basın Yayın Ynksck Oknln Madirii: Ceza mevzuaunda yasa değişiklikleri yapıürken, son derece ihtiyaüı davranmak, özen göstermek gerekir. Hukuk sisteminde sık sık yapılacak değişiklikler sisteme güveni sarsar ve sistemin caydıncüık etkisini azaltır. Bu nedenle böyle bir karar alınırken, enine bovuna düsünülmeti, ilerde ortaya çıkabilecek sakıncalaı hesaba katılmalıdır. Yasa tasansına göre, yalan habere ceza getiriliyor. Ancak gerçek dışı haberin tanımı yapılmış mı, yapıhnamış mı bu konuda bilgi sahibi değUiz. Basının bugünkü süratli çalışması çerçevesinde gerçek dışı her haberin cezalandınlması haünde basın özgürlüğüne önemlı darbe vurulmuş olur. Sadece kişilere ve müesseselere zarar verici nitelikte olan gerçek dışı haberlerde cezalandırma söz konusu olabilır. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, "gerçek dışı habere yüksek para cezalan" getirilmesine ılişkin bir soruya verdiği yanıtta, "Böyle bü kanunu getiremezler, kendinizi boşuna •yonnayın" dedi. Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Dulger ise gerçek dışı haberlere karşı en etkili önlemin "gazete mutfaklannda ahnabileceğini" söyledi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Dulger bu tür uygulamalara "3095 sene önce gerek gönildüğuniı ancak ba yuzden o donemde siyasi gerginlikler yasandığını" bıldirdi. Basın özgürlüğü zedeleniyor Basınla ilgili yasalarda değişiklikler öngören tasanmn basına getirmeyi amaçladığı yeni sınırlamalann yarattığı kaygılar dün Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası'nın ortak toplantısında ele alındı. Toplantıya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, Genel Sekreter Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Eren Güvener, Genel Sekreter Ziya Sonay ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreteri Remzi Erkürem katıldılar. Gazeteciler Cemiyeti'ndeki toplantıda tasanmn bugünkü şekliyle "Basın ozgurlüğuou zedeleyid birçok hükumler taşıdıgı" üzerinde görüş birliğine varıldı. Konunun hukuki durumunun incelenerek gerekli girişimlerin yapılması kararlaştınldı. THY'rrin DC9 tipi "Ege" yoteu uçafr İstanbulAnkara seferi sırasında EsenboOa'ya inemeyerek "pas" geçti (altta) OC10 tipi "Çengelkfjy" uçaOı ise düsme tehlikesi aüatt (üstte). Faciaya kıl payı (Baştarafi 1. Sayfada) yolculann bu sırada heyecanı daha da arttı. Ataturk Havaalanı'nda mecburi iniş için gerekli önlemler alındı. Duşuk hızla geri dönen uçak, yolculann burnu dahi kanamadan başanlı bir iniş yaptı. Teknik yetküilerin incelemesi sonucu, uçağın "facia" atlattığı ortaya çıktı. Olay sırasında sol motor kaportasının koptuğu, kopan parcanın arka motora çarparak kaplamayı deldiği ve bir parcanın da kuyruk motorunun içine girdiği belirlendi. Uzmanlar, anzanın meydana geldiği sırada uçağın halen tırmanışta bulunduğunu ve hızının az olduğunu belirterek, "Eger uçak tam siiratle giderken kaza olsaydı, çok daha kötü sonuçlanabilirdi" dediler. Ölumden dönen yolcular, daha sonra THY'ye ait Airbus uçağıyla Milano'ya gönderildi. yaklaştığını tark ederek "pas" geçtı ve yeniden yükseldi. Uçak, saat 12.48'de yeniden Istanbul'a döndu. Istanbul'a dönen yoiculardan bir bölümü biletlerini iptal ettirirken, bazı yolcular ise aynı uçakla saat 16.00"da Ankara'ya uçtular. THY Ankara Nöbetçi Müdürü Yalçın Knral, Ege uçağının pas geçmesine "alandaki goriış mesafesinin d>ır olnşunu" gerekçe gösterdi. Esenboğa Havaalanı Başmüduru Turgul Kayı Yelsal ise uçağın alana pas geçtiği sırada gorüş mesafesinin 15001800 metre olduğunu, THY'nin 2 uçağının o sıralarda alana indiğini söyledi. AA muhabirinin göruştüğu yoiculardan fesh edilen eski MDP'nin Istanbu! tl Başkanı Zeynel Abidin Erdem. "Uçak inişe geçtiğinde joğun sis vardı. Birden binalann uzerine inmekte olduğumuzu fark ettim. Uçakta panik oldu. L'çak hızla yükseldi. Pilot uçağı yeniden havalandınnasaydı, belki binalara earpacaktık" dedi. Armatör Osman Ayanoglu ise şöyle dedi: "Bizi kaptan pilotun ustalığı kurtardı. Uçak yeniden yükselmeseydi binalara veya yola çakılacakük. Hepimizi Allah korudu." Nakliyatçı Burhan Uzun da "Ankara'ya inişe geçtiğimizde, pistin oldukça uzakta olduğunu fark ettik" dedı. Bilim adamlannın göriişleri HokOmetin Basın Yasası ile ilgili öngördüğü değişiklik konusunda görüslerine başvurulan bilim adamlan, uygulamadan olumsuz sonuçlar alınacağını söyleyerek, şöyle dediler: Prof. Dr. tnal Cem Asknn, Anadoia Üniversitesi Rektör Yanhması: Avnıpa Topluluğu'na üye olmak için başvuruda bulunmuş bir ülke olmamız dolayısıyla toplumumuzun birçok kurumlannda Arvupa'daki standartlara uymamız zonınluluğu basında da vardır. Basının çalışmasını kısıtlar veya denetlerken, toplumun iletişim hakkını hiçe sayacak, bunu yok edecek tutumlardan özellikle kaçınmak gerekir. Çağdaş toplumlann düzeyine ulaşmak, hatta geçmek dunımunda olan Türkiye'nin basın konusunda çok titiz olması gerekir. Avrupa ülkelerinin basın kurumuna karşı gösterdikleri saygınlık ve ölçülere uygun bir ölçüyü bizim de tutturmamız gerekir. Basın denetleme sorumluluğu büyük çapta kendisine ait bir kurumdur. Basın üzerinde idarecılerin ve genelde idarenin takdirine dayalı ölçülerle denetlemelere başvurmak toplumda her zaman büyük sonınlara yol açmıştır. örneğin Türkiye'nin yakın tarihinde de görülmüştür. Denenmiş ve iyi sonuç alınmamış yollan toplumun şu andaki daha dinamik yapısında yeniden uygulamaya koymak, herhalde bek AMKARAIdan YALpm POĞÂM kan ise. bundan birkaç gün önce bir gazeteci arkadaşı uyarıyor: Deviet Bakanı Mehmet Yazar'a. "Ayağınızı denk alın, bakm şimÖzal hükümeti güvenoyu alıyor. di size nasıl bir yasa geiiyor, gore"ilk yasal hazırtık" olarak da basıceksiniz..." nı denetım altına almayı öngören Hükümete göre, "ütkodeki çeşttii yeni bir tasarıyı gündeme getiriyor. fenalıklann sonımlusu basındır. OyÜstelık öylesine esnek bir kavrama sa Türitiye çağ atlryor, modem tekyer verilıyor kı, "yalen haber" gibi notofryi yakalıyor. ama işte gazetene yana çekileceği belli olmayan bir ci takımı bu u/v; gerçeklen kavrakavramla basına 20 milyon liradan rnaktan uzakbr..." İşte bu kızgınlık, başlayan 100 milyon liraya kadar İkinci Özal Hükümetini daha ilk güyükselebilen "ceza yağmuru" önnünden "demokrasiyi zorlamaya" görülüyor. itiypr. "Yalan haber"ne olabilır? ÖrneÜç saati aşkın sohbette Devlet ğin, şu mala zam yapılacağı habeBakanı Mehmet Yazar herkesi sari yazıhyor. Ertesi gün ilgili bakan bırla dinledikten sonra şu mesajı çıkıp yalanlıyor ve "Doğru değil, veriyor: zam haben yalandır, zam yoktur" diyor. Arkasından üçbeş gün ge"Hertıangi bir tasan haztnannken, çiyor, bakryorsunuz ki "yalan haber tasanyı ılgılendiren kuruluşlarta göyazdınız" diyen bakanın kendisi ruşmek gerekir. Esnaflarla ilgili bir "yalan haber vermiş!" Ve sizin yaztasanyı esnaflarla görüsmek nasıl dığınız haber doğru çıkmış, çünkü zoruniuysa, basjnla ilgili bir tasanyı o mala zam gelmiş! hazıriarken de basınla göriışmek Kavram öylesine esnek ve sub asıldır. Demokrasınin gereğı de budur. Ben şu anda tasanya neden jektif ki, tasarıyı hazırlayan bakanın gerek duyulduğunu bümiyonım. Takendisi bile "yalan haberin henuz san henuz Bakanlar Kurulu'nda götanımını bulamadım"diyor. Ama bu rüsülmedi. Basının ve hukumetin kokavrama dayanarak milyonlarca linuya farklı yaklaşmakta olduğunu ralık ceza ile basın özgurlüğüne sanıyorum. Bunun için Sayın Başağır bir darbe indırmeye hazırlanıbakanla göruşmemiz lazım." yor Mehmet Yazar daha sonra altı çiOnceki akşam Ankara'da gazezilecek bir noktaya geiiyor: telerin temsilcileri İle Devtet Baka"Ben, basınla görijşülmeden hiçnı Mehmet Yazar uzun uzun bu kobir adımın atılmaması için Sayın nuyu tartışıyor. Yazar herkesin düBasbakandan ricada bulunacağım. şüncesini ayrıntılarıyla not ediyor. Aynca, ben bu yasanın çıkacağına Herkes dönüp dolaşıp, "yalan inanmıyorum." haber" üzerinde duruyor. Başbakandan ilginç aktarmalar dile geliDevlet Bakanı Yazar Başbakanyor Örneğin, bir gazete basınla illa basının ust düzey temsilcılen aragili böyle bir tasarı hazırlığını öğresında bir diyalog kurulup, konunun niyor ve Başbakan Özal'a soruyor. görüşülrnesini sağlamaya çalışacaÖzal'ın yanıtı: ğını ekliyor. Oysa biz tasanmn "doğrudan ' 'Nereden çtkardmız, yok böyle bir doğruya Başbakan Özal'ın bilgisı şey..." dahılinde hazırlandığını" biliyoruz. Aynı Başbakan seçim öncesinde "Bütün fenalıklarm ve başansızyayımlanan haberlere kızgınlığını lıklann kaynağı olarak" basını suçbelirtirken şu ifadeyi kullanmaktan lamak, ne Türkiye'de ne de dünyaçekinmiyor da ilk kez görüluyor. Özal, olsa ol"Seçimden sonra ben size gössa, "bu yönde yeni bir örnek" olusteririm..." turuyor. Halen hükümette görevli bir ba(Baştarafi 1. Sayfada) Osmanlı bile böyle değildi "Yalan haber suçu" Türk basın tarihinde görülmemiş bir olgu değildir. "Dcrsaadettc ve Memaliki Şahanedc tab ve neşrolunaa her ne>i gazete ve havadisi mülkiye ve politikiyye tab'ı ve neşri hakkındaki Nizamnaroe" de, 1292 tarihlı "ÂB Kararname" de, 1909 Matbuat Kanunu'nda, 1931 tarihli Matbuat Kanunu'nda "yalan haber suçu" yer almıştır. Bugünkü Basın Kamınu'nu değiştiren 6733 Sayüı Yasa'yla da 1956 yüında " y a t o haber" suçu kabul edilmiştir. özal hükümetinin oluşturmak istediği "yalan haber suçu" ise Osmanlıdan bu yana yasalarda yer almış "yalan haber" suç tiplerinin hepsinden daha geniş kapsamlıdır, tümünden daha kesin bir biçımde demokrasiye aykındır, basın özgürlüğünü yok edici niteliktedir. Birçok kişinin cezalandınlmasına neden olan, özgür düşünceyi sınırladığı için eleştirilen tanhsel örneklerde, genellikle, gazetecinin bilerek ve isteyerek yalan haber yayımlaması ve yalan haberin "zarar" veya "zarar tehlikesi" yaratacak nitelikte bulunması, suçun unsuru olarak kabul edilmiştir. özal hükümeti ise belirtilen unsurlan öngörmeyen, kendisinin "yalan" olarak nıtelendireceği haberlerden dolayı, gazetecinin kusurluluğu aranmaksızın cezalandınhnasını amaçlamaktadır. Demokrat Parti iktidarı, 6733 Sayılı Yasa'yla "kasten yalan haber yayımbmak" suçunu getirdiğinde, demokrasiden yana çevreler büyük tepki göstermişti ve bu yasa da Yassıada duruşmalannda DP iktidannın anayasayı ihlal ettiğının kanıtlanndan biri olarak görülmüştü. Şimdi, "liberal demokrat' özal hükümeti, istediği haber / bilgi / yorum / eleştiriyi önleyebilmek çabası içindedir. Demokrasiye gectigimiz ileri sürülürken, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası'nda yer alan ve sıkıyönetim döneminde uygulanabilecek olan "yataa haber suç" tipini dahi aratacak yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi, ne derece demokratik bir Ulkede yasadığımızın ve özal iktidarımn ne derece demokrat olduğunun en bdirgin ölçötüdur. DHMI Genel Müdtirü Ozatamer basını suçladı Hıb«r Merkezi Devlet Hava Meydanlan lşletmeleri (DHMİ) Genel Müdürü Mustafa Özatamer, Adnan Menderes Havalimanı'nm, teknik donanım açısuıdan uluslararası standartlara tam anlamıyla uygun olduğunu, "Coodor" uçagının düşmesi olayında, havalimanındaki eksikliklerden kaynaklanan hiçbir neden bulunmadığınısöyledi. özatamer, dün yaptığı açı klamada, Adnan Menderes Havalimanf na inişi sırasında Seferihisar tepelerine düşen "Condor" uçağının "pas" geçmedigini belirterek, kazanın, me>danla ilgili herhangi bir cihazın çalışmamasından kaynaklanmad\ğuu öne surdü. özatamer açıklamasında, Adnan Menderes Havalimanı'nm hizmete SOYLEV (Belgeler Bölümü: Cilt 3) Hıfzı V. Velidedeoğlu 3. bası 2300 lira (KDV içindei Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhıanbul girdiği tanhten bu tarafa ıptaJ edilen 11 TH Y seferinin de bütünüyle meydandaki teknik eksikliklerden oluşmadığını daha çok, meteorolojik koşullar nedeniyle iptal edildiğini belirtti. Adnan Menderes Havalimanı'nm basın tarafmdan kötulenmek istendiğini, bunun da uzücü olduğunu belirten DHMİ Genel Müduru Özatamer, ILS (Hassas yaklaşma sistemi) ile diğer seyriisefer cihazlarımn, Uluslararası Sivil Havacıhk örgütu (ICAO) standartlanna uygun olarak çahşıığını iddiaetti. özatamer açıklamasında, Adnan Menderes Havalimanı'na "radar" tesis edılmesinin gereksiz ve ekonomik olmadığını belirtirken, bu arada gazetemizin sözkonusu havalimanındaki 17 nolu pist başından inişlere, Gaziemir "Ha>n Egitim Komutanlığı hava sahasına girdiği nedeniyle" ızin verilmediğineilişkinyayırunadeğinmediği dikkat çekti. Esenboga'da tehlike Istanbul'dan dün sabah saat 08.15'te hareket etmesi gereken THY'nin TKU0 sefer sayılı Ege uçağı, Esenboğa'daki yoğun sis yiizünden Atatürk Havaalam'ndan saat 12.24'te havalandı. 81 yolcusu bulunan uçak, Esenboğa'ya inmek üzere alçaldı. Sis içinde alcalan uçağın pılot, pist yerine terminal binalarına TEŞEKKUR 26 Aralık 1987 tarihinde anı yefatıyla bizleri sonsuz acılara gömen çok sevgili, biricik kardeşimiz, emekli Cumhuriyet Savcısı AMLAR 1. BÖLÜM Cemal Madanoğlu 700 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulstanbul Sekreterler aranıyor. 155 29 00 Anketörler aranıyor. 156 04 68 Sabancı'dan miUetvekitlerine kutlama ANKARA (ANKA) Seçimlerde SHP Istanbul il örgütune para yardımı yaptığım açıklayarak bu partide tartışmalara yol açan ünlü işadamı Sakıp Sabancı, 29 Kasım seçimleriyle parlamentoya girmeleri dolayısıyla 450 milletvekilini tek tek kutladı. Danışmanı Yılmaz Karakoyunlu ANKA'ya yaptığı açıklamada Sakıp Sabancı'nın parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekillerine bircr telgraf çekerek yeni yılları ve milletvekili seçili;lerini kutladıklarını bildirdi. TOSUN TOKDİL'in cenaze törenine katılan, evimize gelerek acımıza ortak olan, yakın alaka gösteren dostlara teşekkürlerimizi sunarız. Kardeşleri: SÜHEYLA ÇEVİKAZADE TOKDİL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle