Katalog

31 OCAK 1988 HABERLER CUMHURÎYET/7 Gümülcine'de okul boykotu Haber Merkezi Atina Terayız Mahkemesi larafından Batı Trakya Türk Öğretmenler, Birlığı ve Gümülcine Türk Gençlerbirliği derneklerindeki Türk adının kaldınlması karannın yarattığı gerginlik sürüyor. Gözaltma alınanlann serbest bırakılması üzerine dağılan Türk azınlık, geceyi suskun geçirdi. Ban köylerie camiler çevresinde alınan gUvenlik önlemleri surduruluyor. Turk ilkokul öğrendleri, Azınlık Yüksek Kurulu'nun karan ile önumüzdeki pazartesı, salı ve çarşamba gflnleri okullara gıtmeyecek. Yunanistan'ın eskj ve yeni Türk milletveküleri Davos'taki buluşmada Batı Trakya Türklerinin sorunlarının da ele alınması için Türkıye ve Yunanıstan Başbakanlan özal ile Papandreu'ya birer telgraf çektiler. Yunan polisi ve jandarması tarafından engellenen Türklerin yüniyüşuyle ilgilı bilgi veren Azınlık Yüksek Kurulu Başkanı tsmail Rodoplu, "Mahkeme kannnı protesto için Gnmökine Eski Ounisi ile vila>et ninası arasudaki 5M mttrtUk guzergaha yiinıyüş karan afamş&k. YMriiyıiftea oacdd gece s u t 21.00'de euniyet amlri biri caJırdı. Aynı guzeTgâbU Hıristiyanlartn da yunıjuş >apmak isledigini, oalara izin verilmedigi için bize de verikaıeyeccguu soytedi. Köyiere yürüyüşüıı yasaklandıgı haberi göDderildi" dedi. Evren: Işkence ne demek biliyor musun? TURAN YILMAZ KIZILCAHAMAM/ANKARA Cumhurbaşkanı hvren, dün hafta sonu tatilini geçinnek için Kızılcaharaam'a gjderken, yol üzerindekı koylere de uğrayarak, ıncelemelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Evren'ı Kazan nahiyesi çıkışında karşılayan yurttaşlar, sorunlannı anlattılar. Karşılamada bulunan Hazar bucağından köylüler de, Cumhurbaşkanı Evren'ı köylerine davet ettiler.Yuka n Karaören köylüleri de, hizmetlerin yeterince gelmemesinden yakınarak, köylerine gölet yapılmasını istedıler. 85 yajındakı Hacı Gurbuz, yakasuıdaki madalyayı Cumhurbaşkanı'na göstererek, "Cunhuriyeli ben kurdum. Ben Atalurk'ün askeri>im" dedi ve köyun sorunlannı içeren bir mektubu da Cumhurbaşkanı Evren'e vererek, "Paşam, bana bir kart ver, Çanka>a'ya gidecegim" dedi. Uçbaş köyü muhtan Abmet Üçbaş da, köyünun sorunlannı anlatırken, "Yakacak odun ihtiyaamız var. Onnaa alanlanndan yararUnmak istijoruz. Ama biz bu alanJardan yarariandınlmıyoruz, işkeoce var burada" dedi Cumhurbaşkanı Evren de, bu ışkence benzetmesıne kızarak, "tşkence deme, işkence ne biliyor musun? Hani bir odaya kapabyoriar da, eiektrik veriyoriar ya, biliyormnsun?" deyınce, Ahrnet Üçbaş da, "Onu da biByorum" diye yanıt verdi. Ahmet Üçbaş, bu sorunlarının 1950'lerden bu yana devam ettiğini belirterek, "Biz Halk Partisj'ne oy vennedik diye işimizi yapmadılar" deyince, Cumhurbaşkanı Evren, "Beni o işe kanslırraayın" dedi. Cumhurbaşkanı Evren, daha sonra Kızılcahamam'a geldi. Cumhurbaşkaniy haftasonunu Kızılcahamam'da geçiriyor GUJNLERIN KOPUGU İnönü'ye rağmen protesto ı S ' n letvekılij Ge nel Baskan Erdal Inöm nü'nün karsı çıkmasma raömen Israıl Maslahatgüartıjjı'na sıyah çelenk bıraktılar Edınilen MgtefB g t o SHP'li baa pariamemerier dun saal 11 OC'de Israıl Masiahatguarlığı'na siyah çelenk bırakmayı kararlaştınfılar Ancak Genel Başkan Erdal Inönü'nün buna karsı çıkması uzerıne bır süre gergınlık yaşandı Inönü'nün "0 zaman Yunanıstan BüyükelçiNflj'ne de uflrayın, oraya da sıyah çelenk bırakın Orada da Bat Trakya Türtderine baskı var" dedıjjı öörenıldı Konunun çuzume kavuşturulması üzenne SHP milletvekıllen dün öjleden sonra saat 14 30da Israıl Maslahatgüzarlığı na geierek sıyah çelenk bırakölar. SHP mılletvekıllen yaptıkları açıkiamada Fıiıstın halktnın haklı ve onurlu direnışınin yanında oldutdarrnı açıkJadılar Daha sonra Fıiıstın Kurtuluş Orgütu nün temsilcilıöine gıderek, kapnia bulunan görevlıye bır buket çıçek veren SHP'lıler Yunanıstan Buyüketçiiığı'ne gıtmediler Protestocu SHP mılletvekillennın ısımlen şöyle "Kâmıl Ateşoöiilları, Rıza Yılmaz, Ûmer Çıftçi, Ibrahım Tez. Ibrahım Aksoy, Tevfik Koçak, Adnan Ekmen" (Fotoöraf AA) ? DUA Amerika'yı yine bana muhtaç, ıktktarı başıma taç eyle yarabbı (FotoOral Huseyin Tek) Dört eğilimü DYP S eçilemeyen mületvekillerinin siyaset sahnesindeki yeri her seçim sonrasında sorun olur. Sandıkta kaybedenler, eğer iktıdar partisinden isder, işleri kolaydır. Ya bir devlet arpalıjına atamalan yapılır ya da kredi, teşvik gibi desteklerle ticarete atıiırlar. Sandıga yenilmiş muhaliflerin ise işleri zordur. DYP'nin önde gelen mağluplan gibi. DYP'nin yenik 23 ünlüsü var. Bunlar dört ayn eğılimi yansıtıyorlar: Tunıncular: Cafer Tayyar Sadıklar ile Musıafa Sabn Guvenç. Bu iki DYP'li politikaya da DYP'ye de hayır diyorlar. Maviler: "Meclısten ayrılsak da beraberiz" sarkısını söyleyen, politika ve DYP'de kararlı bu grupC Vural Ankan, Doğan Kasaroğa lu, Namık Kemal Şentürk gibi !8 politikacı var. "Dur bakalımcılar": Bu gruptakiler, "Tamam mı devam mı" da henüz kararsız. Haluk Baytllken, Memduh Yaşa gibi... Kızgınlar: Bunların başında eski bakanlardan tskender Cenap Ege var. DYP'nin "gençlik hevesi" ne kapılmasım eleştiriyorlar. Ege, bunu "TBMM, bir futbol kulübü değil ki gençlere yer verilsin" diye ortaya koyuyor. TC'nîn en zor îşi... Başbakan Özal a doktonı, basın danışmanı, dış politika danışmaru gibi özel hizraet verenlere bir de "diyet uzmanı" katıldı. Diyet uzmanı, "özal modası" uyannca Amerika'dan getırildi. Bayan olan uzman, evli olduğu için Turkiye"ye yanında eşi ile bırlikte geldi. Konutta eşine uygun bir iş bulunamadı Başbakan Davos'a hareketinden öncekiANAP Gnıp Yönetim Kurulu toplantısında konuyu açtı. Milletvekıllerinın ışe adam yerleştirmekteki guçluğunu yakından bılen ve bunun sıkıntısını en çok yaşayanlardan Crup Başkan Vekili Haydar özalp gülerek: Sfa de mi Saym Başbaluuum? dedi. özal üsteledi: Kolay değil, bu arkadaş Amerika'dan geldi.. Özalp: O zaman daha kola> Sayın Başbakanım, bir bankaya gend mudur yapn... Hep birlikte gülüşüldü. Ancak yeni beslenme uzmarurun eşi hâlâ işsiz. Bızce sonunda Türkiye'nin en zor işini Ustlenmiş uzman hanıma "ağır hızmet zammı" odenerek eşinın işsizlığı hafıfletilebilır... öyle ya, iştahı Tahtakale kurlan gibi kabarık Başbakarumızın boğazını kontrol aliında tutmak gibi bır görev ustlenmiş bır uzmana bu zam ödenmeyecek de kime ödenecek? Genis Yetki: Bir Halkbank Şube Müdürü 33 ayrı türde kredi açma yetlasine sahiptir... Esnaf ve sanatkârlarımızı, küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerimizi, serbest meslek sahiplerimizi kredilendirmek, Halkbank'ın görevidir... Kuruluş Yasası geregidir. Işyeri kurmak... işinizi genişletmeL..yeni iş alanlarına yönelmek... böylece daha çok kazanıp, hızla büyümek istiyorsanız, size en yakın Halkbank'ta bir hesap açın... Şube müdürüyle tanışın. O da sizi tanısın. ... geniş yetkisinden yararlandırsın. f~~\ ünlük yaşarnda yeni meslekleV J r i n ağırhğ] giderek anıyor. Grafikerlik de bunlardan biri. "Grafiker nc yapar?" Bu soruyu birkaç gün önce bir yanşmada binnci olup 5 milyon lira Ödul kazanan Cumhuriyeı'in genç grafîkerlerinden Serdar Bal'a yönelttik: Grafıker reklamcılıktan gazeteciliğe kadar her alanda hızmet veriyor. Bir mesajı en kestinne yoldan iletme, göz ile beyin arasında yıldırım ilişki kurmak amacında. Gazetecilikteki yeri? Gazetenin makyajcısı gibıdir. Grafîker Başlık düzeninden fotoğraf seçimine, sayfa estetigi ile görsel malzeme arasındaki ilışkilere kadar herşey, grafikerlığin konusudur. Odülnn adı neydi? "Hayaünız bizim için defcerüdir" konulu, trafıkle ılgili bır yanşma idı. Sürücüleri, yayaları en kestirme yoldan etkılemek amaçtı. Alaylı grafikerier de var mı? ''Mektepliler" buyuk ağırlıkta. Akademılerden yetişıyor. Reklamcılığın gelışmesiyle grafikerlere ihtiyaç giderek artıyor. Grafikerlik "biçim" Ue "öz" tartışmasına kesin bir yanıttır. Rüşvet söyleşisi Rüşvet ile demokrasi ters orantdıdır "Rüşvet"; sosyal, ekonomık, kulturel, siyasal, ahlakı, ruhı yanlan bulunan pnzmatık bir olgu. Bu olgunun olaya dönüşmesı ancak kokusu çıktıktan sonra. Dr. Gencay Şaylan'la rüşvet "üzerine" konuştuk: Tarible Uk ruşveti yiyen betli mi? Hayır. Ancak devletin ortaya çıkması ile belirdiği kesin. Çunku rüşvet kamu gorevlisinın ayrıcahğıdır. Bizde rusvetin geçmişi? Zengin bir rüşvet tarıhimiz vardır. Prof. Ahmet Mumcu'nun "Osmanlıda Rüşvet" kitabı bu zengınliğimizi sergiler Ancak hiçbır toplum ötekine göre ruşvetten yana ustün ve alçak değıldir. Hukokumuz nişvele ne diyor? Fazla bir şey diyemiyor. Renk körü bir adama şoför ehlıyeti verilmesini agır rüşvet sayıyor. Paralann seri numaraları belirlenip suç üsrü yapılmışsa alanı hapiste çürütebiliyor. Ama milyarlık bir ihalede bir firmayı koDayıp, komısyonunu bir yabancı bankaya transfer ettirince atı alan Uskudar'ı geçmiş oluyor. Banka dekontlannın gızliliği devletinkinden de koyu olduğundan rüşvetçi yönetim ilelebet payidar olabiliyor. Rüşvet ile demokrasi arasında bir bağ var mı? Ters orantı var denebilir. Rüşvet, askeri darbeler içın önemlı bir bahane oluşturur. Ancak kapalı sistemlerde rüşvet daha yaygındır. Bilinçlı kamuoyu, özgur, basın, bagımsız yargı ve yurutme ruşveti kısıtlayan ögelerdir Dnnya nişvele nasü bakıyor? Avrupa Uluslararası Siyasal Bilimler Derneğı bünyesmde ruşvet ınceleme grupları var. Bunlar teorik düzeyde incelemeler yapıyorlar. Aylık bultenler yayımlayıp değişik rüşvet olaylan hakkında görüş bildirıyorlar. Tiırkhe'deki bir olayı göndersek incelerler mi? Elbette, ama kararlarına kulak asan olur mu bilemem. Çunkü Japonya'da Başkan Tanaka'mn "Boeıng"den rüşvet yediğı belirlendıği halde başına bir şey gelmedi. Bizde örneğin, Bahriye Nazırı Ihsan Bey'in "Yavuz Havuz" olayında siyasal yaşamı bitmişti. Kısaca, rüşvet yiyenin akıbetini bıraz da raslantılar belirler. Mttjde urkiye'de nufus her yıl 1 milyon dolayında artarken, Tunceli tamamen ters bır çizgide ilerliyor. ö>le ki 1975'de 165 bin olan Tunceli'nin nufusu 1980'de 157 bine, 1985'de 151 bin 906'ya inmiş. lstatistik Ensıitüsu'nun belirledığı bu "azalış oranı" sürerse bu ilimiz 2110 yılında "nufussuz" kalacak Tunceli'yı "sorun olarak" gören ilgılılerımıze duyurulur. T y HALKBANK İRA Çalışana...üretene kaynak Bır sılah firması temsılcısi, Güney Amerıka ulkelennden birinin savunma bakanma sılah ve zırhlı araç ihalesı içın basvurmuş. Kendılenne aniayış gustermesı için de lüks cıltli bır kıtap hazırlatıp, her sayfa arasına da dolarlar koydurmuş: Efendim, fîrmanuım bir tanıtma kitabı var, size saygı ile an ediyoruz... Bakan kitabı alıp. söyle bir karıştırmıs: Hımm.. Bunun bir de ikinci cildi olması gerekiyor... TbnUma