19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 16 OCAK 1988 Kitap dünyasına çifte kıskaç Semra Ozal yeniden başkan tSTANBUL (AA) Bajbakan Turgut özal'tn eşi Semra Ozal'ın başkanı bulunduğu Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nm genel kurulu dün yapıldı. Semra özal, yeniden genel başkan seçildi. Vakfm, Yıldız Kültür ve Sanat VaJcfı binasında toplanan genel kurulunda, Çankaya şubesinin kapatılması konusundaki yönetim kurulu karan onaylandı ve gerekli gOrülen öteki şubelerin de kapatılması için yönetime yetki verildi. Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı çalışmalannın, her yıl temmuz ayında tatil edUmesi de karara bağlandı. Yayınevlerini ekonomik darboğaz zorluyor, okurlar müsadereden çekiniyor Aralannda telefon rehberi de var Yasal baskı ve ekonomik gerekçelerin yanı sıra kitabın "suç aleti" gibi gösterilmesi kitleler üzehnde olumsuz etki yapıyor. 1980 sonrasında 39 ton kitap müsadere, bir yayınevine ait 133 bin 607 kitap da yakılarak yok edildi. YALÇES ÇAKIR Yayın dünyasmda yaşanan krizle birlikte, "jeni kitap basamama" sorunu gündeme gelirken, son yıliarda degjşik yöntemlerle toplatılan yüzbinlerce kitabın büyük çoğunluğunun nerede olduğu bilinmiyor. Eldeki vcnlere göre mahkemelerce müsaderesine karar verilen 39 ton kitap hamur haline getirüirken bir yayınevine ait 133 bm 607 kitap yakılarak yok edildi. Bin 400 basılı eser bakkında da kesinleşmiş yasak listesi bulunuyor. Yayın dünyasının yaşadığı çeşitli sıkıntıları gündeme getiren yayıncı ve okuyucular yasal baskı ve ekonomik gerekçelerin yanı sıra kitabın "suç aleti" gibi gösterilmesinin kitleler üzerinde olumsuz etki yaptığını belirtiyorlar. Kitap toplatma ve yok etme konusunda çeşitli mahkemelerce verilen resmi kararlar ve eldeki verilere göre 12 Eylül 1980'den sonra 39 ton yayın SEKA'ya gönderilerek kâğıt hamuru haline getirildi. Öte yandan Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'na ait 133 bin 607 kitabın da haklannda herhangi bir kesinleşmiş müsadere karan olmaksızın yakılarak yok edildiği öğrenildi. Yayıncı SüJeyman Ege bu kitapların Emniyet MüdürlüğU birimlerinde yakıldığını belirterek zarannın tazmini ve uygulamanın yanlışUğımn ortaya çıkması için mahkemeye başvurdu. Ege bu davadaki savunmasında şu sorulan sordu: "Devleti oluşluran göfier arasında yargı gücü var mıdır, yok mudnr? Mahkemeler gerçekten var mıdır. yok modnr? Mahkemeier varsa, bunlann kararian geçerli midir, degil midir? Yiiksek yargı organlannın, Yargıtaj'ın, Askeri Yargıtay'u kesinlestirici beraal kararlan gerçekten kesin midir, degil midir?" Daha önceden yargılanıp aklanan kitaplarının yaküması konusunda Ege, Cumhurbaşkan Kitaplar evlerinde müsadere edildi vala doldurup göturüyorlar. Bunun yanı sıra aile fotoğraflan da götürtllüyor. Kapucu, "Kitaplan aldıkianna dalr ne bir belge verdiler ne de yaa. Zaten ellerinde silab bulunan 67 kişiden sabahın köninde liste isteyemezdim" diyor. karmaşası tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi görevlileri tarafindan Jzmir'de dagıtüan "Yasak Kitaptar" listesi, kitapcılar arasmda şaşkınlık yarattı. 70 sayfalık listede yasak olduğu belirtilen 2028 kitap arasında "tstanbal Telefon Rehberi" ile "KOTOH K o t e " de yer ahyor. Kitapçüar, çeşitli mahkemelerde yasaklama karan kaldırılan kitaplann da listeye alındığına dikkat çekerken sahipleri "yasak karmaşası" yaşandığını dile getirdiler. Eski lzmır Barosu Başkanı Av. Giiney Dinc ise yapılan yanlışhklar yüzünden zarara uğrayan yayıncı ve yazarlann yasak kitaplar üstesıni hazn*layan ve dağıtanlardan tazminat alabileceklerini söyledi. Listenin dağmmından sonra yasak olarak gösterilen bazı kitaplar hakkındaki yasaklama karanmn çeşitli mahkemelerce kaldınldığı ortaya çıkınca, kitapçüar ne yapacaklanm şaşırdılar. Listedeki kitaplann önemli kısmı hakkındaki yasaklama karan 1972 yılında cıkrmş, ancak daha sonra kaldınlmıştı. tzmir Emniyet Müdürlüğü'nün listesinde 1953, 1954 yılında yasak lanmış kitaplar da yer ahyor. Emniyet yetkilileri, kitaplar hakkındaki yasaklama karanmn kaldınldığının kendilerine bildirilmemesi nedeniyle bu kitaplann listede yer aldığını belirttiler. Yayıncı Mnzaffer Erdost, "15 yıldır yasagı kaldınlmış kitaplann listeden çıkarılması için ugraşıyonım. Kitap hakkında mahkemece yasaklama karan verildig] zaman emniyetin bundan bemen haberi olmasına karşın yasagın kalkmasından nedense ilgiliierin haberi olmayor" dedi. Eski Izmir Barosu Başkanı Av. Güney Dinç ise mahkemelerin çıkanlan bu yanlış listelere dayanarak kitaplar için toplatma karan verdiklerine de dikkat çekti. Listede yer alan Kuranı Kerim'in yanlış bir çeviri olması nedeniyle yasak landığı belirtildi. Listedeki bazı kitaplar da şunlar: "19SO81 Tnrizm Rehberi, Türkçe tlkokol Sözlnğü, Türkiye tnsaat Kılavnzn, Resimli Kuran Hikayeieri, Pahalıhk, Cinsd Sorunlanmız. Türkiye Otomotiv ve Tanm Makindcri Kılavazu, 12 Mart Fıkralan, Yırük Kilodnn Feryadı, Lygariık Tarihi ve Çagdaş Dnnyaya Giris." aynca Atatürk'ün hukuk devrimlerinin uygulayıası olan ve o dönemde Adalet Bakanlığı yapan Mabmut Esat Bozkurt'un önsözunü yazdığı, cumhurbaşkanhğı özel kalemi görevlisi Zühta Uray'ın çevirdiği Max Beer'in "Sosyalizmin Tarihi" adb kitabı da yasak lar listesinde. Mahmut Esat Bozkurt kıtaba 1941 yüında yazdığı önsözde, şu görüşu savunuyor: "Fikrin en tehHkelisL gizli kalamdır. Herhan|(i bir fikri açıkfa ortaya koymak ve kritikkfini yapmak, egır moar ise onu öaleyecek çarderia en başında gelir. Bu fikri yenmek içia alıaacak tedbir işkence degiklir. Fikirler işkence ile imba edilemezler. tm•a için tek care herhangi bir fikrin karsısuıa daha kuv>etli fikirlerle çıkmaktır. Tarih böyle diyor." Zeki Müren ve Tatlıses yasak Müaevver Kaya'nın evi 1982 yılının mart ayında basılmış. Eşini almak için gelen güvenhk güçleri evde bulunan bir bezi "Bunu pankart yapacaksınız degil mi?" diyerek tüm kitaplan da toplayıp gitmişler. Daha sonra 1986'da tekrar basılmış Kaya'nın evi. Bu kez eşi yakalanmış. Evdeki tüm kitaplar gene aJınmış. Kaya, "Sabahın dordüydu. Gene kitaplan çuvallara doldurdular. Eşimi de göturduler. tsin garibi tbrahim Tatlıses ve Zeki Müren'in kasetlerini de aidılar. Cesaret edip sordom, 'yasak' dediler." diye anlatıyor başından geçen olayı. Sadiye Vyar'm esi de cezaevinde yatıyor şu sıralar. Onun evi de 12 Eylül 1980'den çok sonra 1987 yılının eylül ayında basılmış . Anlattığına göre sivil, silahlı 8 kişi gelmiş. Uyar, "hiç yfTilmaım» beyaz kâgıtlar dabü tüm dokömanlar, kitaplar ne varsa.. aile resimlerimizi bile aldılar. Ne yapabilirdim ki?" diye anlatıyor baskını. Cennet Gungonnez, ıse bir anne. Oğlu için evine gelmişler. 1980 >ılında Alibeyköy'deki evlerine gelen polisler oğlunu alıp götürmüşler. Bir kaç gün sonra gene geliyorlar eve, "felsefe" kitabını alıp gidiyorlar bu kez de. Üst üste iki kez kitaplan toplananlardan biri de FUİı TarakcL Eşi cezaevinde TarakçTnın. önce 1984'te, ardından 1986 yılında iki kez kitaplan götürülmüş. Tarakçı da "Alamayacatımı bHdi|im için direnmedim'' diye yakınıyor. 'Çağ atlayan köyler9 için önerge ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Kütahya MUIetveküi Mehmet Korkmaz, Başbakan Turgut özal'a, TRT Televizyonu'nda "çağ atlayan köyler" olarak gösterilen Köprüören gibi köylerden Türkiye'de kaç tane olduğunu sordu. Mehmet Korkmaz, TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde özal'dan şu sorulan yanıtlamasım istedi: " '•Türkiye'de, Köprüören gibi 280 haneti köyden 110 hanesi Almanya'da işçi olarak çalışan kaç tane köy vardır? Söz konusu programda 14 sene Almanya'da çaltşarak 1982 yümda emekli olup dönen Abdurrahman Duraner isimli vatandaşımız ve onun evi niye seçilmif de diğer vatandaslarm evleri seçümemistir? Bu seçbnde uyguladığınız kıstas nedir? Yuj.de 36.5 oranmda oy veren ANAP'h kOylerin ve vatandaşlann seçilmesi şart mıdır? lcraatm Içinden programındaki gibi köyünde video kamerası ile çekim yapabüen, çamaşınnı otomatik makinede yıkayabilen, içme suyunu bile kilometrelerce uzaktan tenekeyle getirmeyen kaç tane köy vardır? Binlerce köylü ailemizin bu programla rencide olmalanna niçin müsaade ediyorsunuz?" RfeTarakçı ŞadiyeUyar BedriKapucu Kitap toplama olayında karşılaşüan bir "baskı sornfl ise" olayı yaşayanlar tarafindan "polisin evlere yapügı baskında aynm gözetmeksizin kitap toplaması" şeklinde anlaıılıyor. Ve bu tur olaylarda kitabı alınanlar iekrar gidip geri isteyemediklerini belirtiyorlar. Herhangi bir belge ya da tutanak verilmediği için de 12 Eylül 1980'den bu yana toplanan kitapların sayısı, içerikleri ve ne olduklan konusunda bir bügı elde etmek de mumkün olmuyor. Konuyla ilgili yetkililerse, acıklama yapamayacaklannı belirtiyorlar. Çoğunlukla gece yarısı ya da sabaha karşı evlerinden kitaplan alınanlardan birisi de oğlu cezaevinde olan Bedri Kapncu. Kapucu'nun evıne 1987 yıhnın eylül ayında gelıyorlar. Her tarafı anyorlar ve kitaplan bir çu BağKur'da sigorta primi ANKARA (AA) BağKur emeklilerinden 1988 yılında kesüecek sağlık sigortası oram yilzde 8 olarak belirlendi. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan karartna göre, BağKur'dan emekli aylığı alanlarla daha sonra aylık bağlanacaklann ayhklanndan kesilecek sağlık sigortası primi 1988 yılı için yüzde 8 olacak. Bu oran, Bakanlar Kurulu'nca her yıl belirleniyor ve yüzde S'ten aZj yüzde 10'dan çok olamıyor. lığı ve Başbakanlığa başvurdugunu, ancak yanıt alamadığım belirtti. Ocak ayı sonunda sonuçlanması beklenen mahkemedeki dava için Ege, "Başbakanlık kitaplannun yakılarak imha edüdigioi gizlemek için imba tatanagını mahkemeye sunmaktan kaçınımştır" dedi. öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı bir birimin elinde yasaklama ve toplatma kararlan bulunan ayıklanmış bin 400 basılı eseri kapsayan bir yasak listesi bulunuyor. Bir yetkili, operasyonlarda, görevlilerin bu listeye göre hareket ettiklerini belirtti. Listede çok sayıda "müstehcen" sayılacak yayının yanı sıra Arap ülkelerinde basılmış kitap, gazete ve dergilerle, çoğunluğunu sol içerikli yayınlann oluşturduğu isimler dikkati çekiyor. TRT ve ansiklopedi cenneti öte yandan kitaplan alınanlar ve yayımcüar TKTnin kitabı suç aleti gibi göstermesini eleştiriyorlar en çok. Yayıncı Muzaffer tlhan Erdost bu konuda, "TRTde kitabın silab gibi gösterilmesi ni yadırgıyorum. Kitabı, yani bilimi, bügjyi, sanab siahla bir gören kafalarla biz yok olmaya mahkâmuz" diyor. Araştırmacıyazar Özkan Taner hükümetlerin bilinçli uygulamaları sonucu Türkiye'nin son 15 ytlda bir ansiklopedi cenneti haline geldiğini belirtiyor. Taner, "gençleri 'zehirleyen' kitap yerine, resmi göriiş* uygun, TV'de sof akti olarak teşhir edilmejrn ansiklopediler" diye açıkhyor görüşUnü. Gaziantep İl Başkanı istifa etti GAZtANTEP (AA) ANAP Gaziantep tl Başkanı Dr. Asım Güzelbey ile tkinci Başkan Asım özsöyler, partideki görevlerinden istifa ettiler. fstifası ile ilgili olarak bir açıklamada bulunan Asım Güzelbey, geçici görevle işbaştna geldiklerini belirterek şunlan söyledi: "Biz, problemlerin çözüme kavuşturulması için görevlendirildik. Bu süre içinde teşkilattan yardım görmedik. Seçim çaltşmalarımızı başanyla tamamladık. Gaziantep teşkilatınm durumu hakkında genel merkezin rahat karar verebilmesi amaayla görevimizden aynldtf." Başkentin ilk mescitli İİ8C8İ TUNCAY ÖZKAN ANKARA MiUi Eğhim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'mn yöneıme.liklerınde yer almamasına karşın, Yahyalar Mehmet Akif Ersoy Lisesi'nde mescit açüdı. Ankara'nın ilk mescitli lisesi, Yahyalar Merkez Camisinin 20 metre uzağında bulunuyor. Lisenin 4. kaundaki bir suııf naraaz kılınabilmesi amacıyla mescit haline getirildi. Okulda kendilerini stajyer ilkokul öğretmeni olarak tanıtan Cumhuriyet muhabirleri, mescite narnaz kılmak üzere alındılar. Konuya ilişkin sorularımız üzerine Bakan Hasan Cdal Giizei, "bu tür tartışmah konulara girmek istemediğini" belinti. Cumhuriyet muhabirlerini mescite götüren bir öğretmen. "Bu zamanda okula getinip, namaz kılmak istiyonım denir mi kardeşim? Betıi buraya Hasanoğlan'dan bu nedenle sürdüler. OkuUarda mescil böyle sorulur mu?" dedi. Mescitin duvarlannda herhangi bir resim ve yazımn olmaması dikkati çekti. Yerde bulunan halı yeşil ve kırmızı renklerden dokunmuştu. Mescitin pencerelerinde de herhangi bir örtü yoktu. Mescitten çıktıktan sora okuldan ayrılmakta olan Cumhuriyet muhabirlerine okul öğretmenleri "Allah kabul etsin" dediler. Okulda lise 1. sınıflanrun bulunduğu katta yer alan mescitin yamnda 1C ve 1D sımflan yer aJıyor. Yahyalar 72. sokaktaki Mehmet Akif Ersoy Lisesi'nin karşı kaldırımında Yahyalar Merkez Camisi şerifi bulunuyor. Bir bakanhk yetkilisi, okullarda mescit bulunması konusunda şunlan söyledi: "Birim özd okullar yönetmeligimizde bu konuda bir madde var. Burada amaç, ibadet etmek isteyenlere imkân vermek. Ancak çevTede bir caminin bulunmaması >e ibadet olanagının olmaması gibi durumlan göz öniine alıyonız. Ancak ortaögrttim knnımlanmızda bu konuyla Bgiii bir yönetmelik ve>^ başka bir şey yok. Özellikle dersliklerin bozulup mescit yapılmasına ve yakında bir cami varken böyle bir tşlemin olmasını boş karşılamıyoroz." Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal GUzel okullarda mescit bulunması hakkında konunun tartışmalara neden olduğuna değinerek, "Boyle tarttşmalı konulann içine girmek istemiyorum" dedi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde geçmiş dönemlerde de tartışma konusu olan okul mescitleri, eski Bakan Metin Emiroglu1 nun göreve başlamasından kısa bir süre sonra "ilkokullardı mescit açdması" şeklinde gündeme gelmişti. Ancak kamuoyunda çıkan tartışmalar, söz konusu yönetmelikten ilgili madde'nin çıkanlmasına neden olmuştu. Sonra yeniden düzenlenen ilkokullar yönetmeliğine konulan bir maddeyle okullarda mescit açılmasına "giili" bir şekilde olanak tanındı. Bu maddeye gore okullarda "sosyal hizmet" amacıyla kullanılacak birimlerin açılmasına, çıkartılacak "özd bir yönetmeükle" izin veriliycr. Bakanhk tarafindan bu konuyla ilgili olarak yayımlanacak yönetmelik gizli tutulabilecek. 3 sanığa ömür boyn hapis ADANA (AA) Adana Askeri Mahkemesi, Türkiye Halk Kurtuhiş Ordusu Dirilişi Türkiye Devriminin Yolu adlı yasadışı örgüte mensup 5 sanıklı davayı karara bağladı. Mahkeme, dün yapılan duruşmada Hasan Akbaba, Gazi Ersoy ve Mehmet Ali Meriç'i önce idam cezasına çarpttrdı, sonra bu cezayı samklann olaylann aydınlığa çıkanlmasına yardımct olduklan gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çevirdi. Aynı davada yargılanan thsan Ersoy 3 yıl 2 ay tlhan Ersoy da 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum oldu. Seyyar satıcı kendisini yaktı ÎZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak'ta ayakkabı sergisi açmasına izin vermeyen zabıta görevlilerini protesto eden işportacı Cemalettin Akpınar üzerine gaz dökerek kendini yaktı. Dün saat 15.00'te Konak'taki doğumevi yanındaki alanda her zamanki gibi ayakkabı sergisini açmak isteyen işportacı Cemalettin Akpınar, zabıta tarafindan engellendi. Bunun üzerine Akpınar, "Genel seçimler öncesi kimse burada sergi açmamıza karışmıyordu, şimdi mi yasaklandı" diye çıkıştı. Sergisi zabıta tarafindan toplanan Cemalettin Akpınar, bunu protesto ettiğini belirterek üzerine gaz döküp, kendini yakmak istedi. UZUM GÛHO istanbul Ûniversitesinde, 1984 sonrasında kayıtları silinen öğrencitere uygulanacak affın dahasonradan yalnızca 19861987 öğretim yılında geçerli sayılmasını protesto eden bir grup öğrenci, Ataturk heykeli önünde açıklamalarda bulundular Aziz Nesin imza gününde konuştu Dd tinîversitede protesto İTp Ayazağa Kampusu'nda bir grup öğrenci üniversitenin disiplin yönetmeliğini protesto etmek için yürüyüş yaptı. İstanbul Üniversitesi rektörlük binası önünde toplanan bir öğrenci grubu da okuldan kaydı silinen arkadaşlarımn geri alınmasını istedi. tstanbul Haber Servisi Istanbul'da dün çeşitli üniversitelerde öğrenci protestolanyla dolu bir gun yaşandı. ITÜ, Ayazağa Kampüsü'nde bir grup öğrenci, üniversitenin disiplin yönetmeliğini protesto için yürüyüş yaparken, IstanJJUI Üniversitesi rektörlük binası önünde toplanan öğrenciler, okuldan kaydı silinen arkadaşlarımn tekrar geri alınmasını istediler. Öğrenci derneklerinin ortaklaşa duzenledikleri basın toplantısında ise bazı basın organlannda yer alan öğrenci dernekleriyle ilgili haberlerin çarpıtıldığı, üniversite gençliğinin terör ve anarşi kaynağı olarak gösterilmek istendiği bildirildi. lstanbul Teknik Universitesi (tTÜ) Ayazağa Kampusu yemekhanesi önünde dün toplanan bir grup ogrencı, unıversııenın disiplin yönetmeliğini protesto ettiler. "Kahrolsun gerici disiplin yönetmeliği" yazılı bir pankartla rektörlük binası önüne kadar beşerli kortej oluşturarak yürüyen öğrenciler, ellerindeki pankartı binanın önündeki resmi bir arabanm üstüne bırakarak dağıldılar. Öğrenciler yürüyüş sırasında "Polisidare işbirliğine son", "Gerici disiplin yönetmeliğine son", "Yasasın özerkdemokratik üniversite mücadeieıniz" şeklinde sloganlar attılar. tstanbul Üniversitesi rektörlük binasında dün Öğleden sonra toplanan bir grup öğrenci de daha once idarece 1984 sonrasında okuldan kayıtları silinen öğrencilere uygulanacak "çan egrisi" yönteminin, sonradan, yalnızca 19861987 öğretim yılında kaydı silinenler için geçerli sayılmasını protesto için üniversite rektörüyle görüşmek istediler. Rektör Cemi Demiroglu ve vekili Sevim Büyiikdevriın'in makamlarında olmaması üzerine görüşecek yetkili bulamayan öğrenciler, rektörlük binası onundeki Atatürk heykeli çevresinde yaptıkları açıklamalarla uygulamalann tüm öğrencileri kapsanunı istediler. Atatürk'e hitaben bir öğrenci tarafindan yapılan konuşmada, "Atam, senin cumhuriyeti ve bağımsizhgı tesiim ettigin gençiige bugiin soz hakkı verilmiyor. Atılmalar. karmasalar, baskılar altında eziliyor ve tüm çabalanmıza, dilekçelerimize karşın sozlerimiz dikkate alınmıyor, uyanlanmıza kıılak verilmiyor" denildi. Bir başka öğrenci ise yüksekoğretimde bir bunalım yaşandığını öne sürdükten sonra "Bir yandan universiteler işlevsizleştirilirken. diğer yandan da düşünmejen, araşbnnayan, tek tip bir gençlik yaratıimaktadır. Neden uygulamalar tüm atılan öğrencileri kapsamıyor" dedi. Öte yandan, l.Ü. FenEdebiyat, Veterinerlik ve BasınYayın Yüksek Okulu ile M.Ü FenEdebiyat fakültelen öğrenci derneklerinin tstanbul Reklam Sitesi'nde ortaklaşa duzenledikleri basın toplantısında da bazı basın organlannda öğrenciler hakkında yanlış haberlerin yayımlanması \e polisin öğrencilere saldınsı kınandı. Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Aziz Nesin. Emil Galip Sandakı, Gencay Gürso.v, Sungur ve Gıilnur Savran ile avukat Yöcel Sayman'ın da dinleyici olarak katıldıklan basın toplantısında öğrenciler adına konuşan Yunus Öztürk, kendileriyle ilgili bazı basın organlannda yayımlanan haberlerin çarpıtılmasını engelleyemediklerini söyledi. 12.1.1988 tarihinde Milliyet gazetesi önünde yapılan basın topiantısına katılan öğrencilere polisin "açıkca saldırdığım" belırten Özturk, "Haberleri asıl kaynaklanndan almayan bir lakım basın organlan (başta Türkiye gazetesi) üniversite gençligini terör ve anarşinin kaynağı olarak göstermeye çalışmaktadır. Fakat bu leröre neden olmaktadır. Bu terör üniversilderdeki polisidare işbirligidir" dedi. 'Üsler çöpten daha zararh9 EMEL SERİNKAYA GAZtANTEP Yazar Aziı Nesin, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasını istedi. Nesin, çocuklara ükokuldan üniversiteye kadar tslamiyetin öğretüdiğini belirterek, "tslamın aoayasaa Kuranı Kerim'de AHah diyor ki: 'Saçının telini gösterirse cehennemliktir! Yani Allah, 'Başörtüsünü çıkartma' diyor. Evren de diyor ki: 'Başörtusünü çıkart'. Çocuk hangisini dinleyecek. Hbette, hangisi biiyükse onu durieyecek. tnsana zorla başörtüsu çıkaritınlmaz. Ben çıkarmamalanndan yanayım" dedi. Cumhuriyet Kitap Kulübu'nce Gaziantep'te düzenlenen imza gününde Aziz Nesin'e yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: "Alman çöpierinin Tarkiye'ye getirilmesi konusunda ne düsünüyorsuauz?" NESİN Üsler daha zararlı. O kadar üs var ki, o çöpiükten daha zararlı. Para karşıhğı her şey yapıhyor. Füzesini, topunu, silahını getiriyorlar, çöpünu de getirirler. "Üniversitelerdeki türban olayı hakkında ne duşunüyorsunuz?" NEStN Türban anamızm, ninelerimizin, bildiğimiz basörtüsüdür. Türban, asri oluyor. Başörtüsu örtsün denilince gerici, örtmesın denilince ilerici olunuyor. Şimdi okullarda zorunlu din dersi eğıümi veriliyor. Atatürk zamamnda bu yoktu. Şimdi bunlar daha Atatürkçü oldu. Okullarda verilen, din dersi değıldir. Keşke din dersi verilse. Çünkü din dersi yoluyla tarih ve felsefe öğrenecektir. "12 Eylül'den sonra okullar birer Türk tslam sentezi ve din propagandaa yerine dönüşturidmüstiir. Ba bir din sömürüsu modür?" NEStN Bu bir din sömürüsu değildir kesinlikle. Yanhş görmemek gerekiyor. Bu bir kapitalizm sömürüsüdür. Dini kullanmaktadırlar. "Sosyalist parti, sosyaBst ddsünceyi yayma işlevini yerine geÜrebiHr mi? Türkiye'niıı konumu bu koşuUara uygun mu?" NEStN Sosyalist partinin kurulmasından yanayım. Ancak Türkiye'de 141. ve ı42. maddelerle bugünkü anayasa varken ne ölçüde bir sosyalist parti kurulur ve başarıh olur, göreceğiz. Yılmaz, Kahveci ile görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) özelleştirilecek olan Sümerbank'tan işçi çıkarılması haberleri üzerine Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Devlet Bakanı Adnan Kahveci ile dün bir görüşme yaptı. Şevket Yılmaz, görüşme sonrası, "Sayın Bakan, norm ve program kadro ayarlamasmdan dolayı işçilerin işten çıkarılmalanmn söz konusu olmadığını söyledi" dedi. Şevket Yılmaz, özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Adnan Kahveci ile birçok soruna yol açan Sümerbank Yönetim Kurulu'nun boş bulunan üyeliklerinin doldurulması ve Sümerbank'ta çalışan işçilerin yasal güvenceleri konusunda bir görüşme yaptığını söyledi. Dev vinç devrildi tstmbul Haber Servisi tstanbul'da meydana gelen iş kazalannda iki kişi yaşamını yitirdi. Taksim'de STFA ve Süzer Grubu'nca yapımı sürdürülen Taksim Uluslararası Turizm ve İş Merkezi inşaatmda bir vinç, 3ton ağırhğındaki demir çubuklan 20 metre aşağıya indirirken dengesi bozularak devrildi. Bu sırada aşağıda çalışan işçi Yahya Kaya (35) demirlerin altında kaldı. Kazada ağır yaralanan Kaya, kaldınldığı Taksim tlkyardım Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Beşiktaş Ortaköy Cavitağa Mahallesi Yeni Kaldınm sokaktaki 11 numaralı evin çatısında çalışan Rauf Balta (30) düşerek ağır yaralandı. Taksim tlkyardım Hastanesi'ne kaldmlan Balta, kurtanlamadı. Doğramacı, öğrencilerin doğal üyeliğinden yana Hetikopter davası başladı tstanbul Haber Servisi lstanbul Boğazı üstünde 14 Kasım 1987 günü iki helikopterin çarpışması sonucu meydana gelen kaza ile ilgili davaya dün başlandı. lstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tedbirsizlik sonucu ölüme neden olduğu savıyla yargılanan belediye helikopterinin pilotu Tekin Aydın 'ın sorgusu yapıldı, Aydın, kazada kusuru olmadığını öne sürerken, "Sancak Air fılosu kendi rotasından çıkarak Rumeli yakasma geçmeseydi, bu kaza olmayacaktı." dedi. Pilot Tekin Aydın'ın 10 yıla kadar hapsi isteniyor. Rektörltik denetiminde öğrenci kulübü ANKARA (ANKA) Erciyes Üniversitesi Oğrencilerinin boş zamanlannı değerlendirmek, sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamak için üniversite bünyesinde öğrenci faaliyet kulüpleri kurulacak. Erciyes Üniversitesi'nin öğrenci faaliyetlerini düzenleyen ve Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürluğe giren yönetmeliğe göre, duzenlenecek öğrenci faaliyetlerini, üniversite içinde kurulacak bir komisyon programlayacak. DÜZELTME ~ • "Istanbul'da özel okullara zam" haberimizin başlığırvja zam oranı yüzde 15 yerine, teknik bir hata sonucu yüzde 5 olarak çıkmıştır. ANKARA (Cumburivet BürtMn) Üniversite oğrencilerinin kurduklan öğrenci demekierine yöndik tepkiler yeniden gündeme geliyor. YÖK Bajkanı Prof. tkaan Dognmao, " B u i a r «kraek dcf i , ötread kvnlnsa olaıaJın derken, bu Öğrenci kururuşlanna yalnız aidat ödeyenlerin degil, tüm Ogrendlerin doğal Uye olması gerektiğini savundu. Doğramacı, öğrenci derneklerinin öğrenci kuruluşlan haline getirilmesinin, üniversite yönetimlerinin getirecekleri düzenlemelerle mOmkün olabileceğini kaydetti. "Dernek" sözcüğünden özenle kaçman ve "knrnlns" deyimini kullanan Doğramacı, bu öğreDci kuruluşlannın parasal sonınlannın üniversite bütçelerinden karşılanabileceğini de bildirdi. Doğramaa, bu kuruluşlann temsilcilerinin DniversiteJerin yönetim kunıllannda da yer alabileceklerini beUrtirken, "O a u ı bn kmraİBsiarn kanlabümesi içia ( C K U İ Unkr polb tarafuMİan koiayca verüir" dedi. Doğramacı, son sınıfta tek dersten atılma dunımunda bulunan öğrencilere ilişkin bir soru üzerine de, bu durumda bulunan öğrencilerin oranının yüzde 2.S olduğunu söyledi. Doğramacı, "Bn oran daha ÖBce Tttrdc 3040 dotarndı^dı" dedi. tcisleri Bakanı Mutafa KakaıH de, "Derneklerin öptmd kvralafn h$Umt d6aişned d a n u ı u d a , kanüasfadakriııinTerflmeafaıde bir koUrbk getirilip getir0neyece(i" sonısuna, "Kannnun geregi nc ise o yapdır" karşıüğını verdi. Öğrenci derneğîne 'Dernek değtt kunduş' rektörden engel ALt TEVFİK BERBER Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde iki ayn öğrenci derneği tartışması sürüyor. Rektörlüğün izin vermemesine karşın mahkeme karanyla tüzel kişilik kazanan öğrenci derneğinin yöneticileri, "Dermelderinin yasallaşmas için yargıiama sürerken, rektörayn bir dernek kurulmasının yasal olmadığını" soyluyorlar. Haklarını yasal yollardan aradıklanm beh'rten dernek yöneticileri, rektörleri Kemal Gnıüz'ün, çeşitli konuşmalannda, "Dernegin kuruiuşu tipik komıinist örgut şeklidir" "YÖK iyidir, buna karşı çılunak anarşistliktir" gibi sözleri Kemal Gıiniz'ün önciUaüiinde ler söylediğini bildiriyorlar. Rektör Kemal Göröz, ise konuşmalannda 1980 öncesindeki olaylan anlattığını belirterek, "1980 öncesinde oynanan oyunlan, tekrar sahneye koymak isteyenlere asla masaıde KTÜ'de iki ayrı dernek tartışması sürüyor elmeyecegini" söyledi. Gürüz, "YÖK'e karşı olmak anarşistliktir" diye konuşmadığını da belirtti. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde yasal bir öğrenci derneği kurmak için 11 Mart 1986 tarihinde resmi başvuru yapan öğrencilere "rektörliigün izoi olmadıgı" gerekçesiyle izin verilmemişti. Demeğin yasallaşması için Trabzon tdare Mahkemesi'nde yargıiama sürerken üniversitede rektör Kemal Gürüz'ün de desteklediği bir öğrenci derneği kuruldu. Mahkeme karanyla kunılan öğrenci derneği yöneticileri, diğer derneğin "gençligin demokratikleşmesine giden yolun ağzının tıkanmak için kurulduğunu" ileri sürüyorlar. Derneğın, rektörleri Kemal Gürüz'un öncülüğünde, "Devletin tüm olanaklan seferber edilerek" kurulduğunu bildıren yöneticiler, "rektörlerinin universiteyi kendi çiftliği gibi kullaDdıgım" ifade ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle