19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 26 EYLÜL 1987 J ; HAVA DURUMU Meeoratop (Sanel Mutfriüjünden alman Ugiye gflre. yunMi koytnk MnHen pjrçab tukHkı. Öm yakr apk g n o k . HA* SCMOJGl: DdfaııîmmL HUZfita: YtoDun kuay «mleımle guney w tatı 6Wıiyerlerde kuay ve bat »Merden haffl ara sra orta tumrtt tsectk DarizfeRte. Marmara « Krctanrtr U * «• gürtaıs d*» ömMmt yt6a w günbatsmdan 24 KmdnıtfM amaı a m 5 kuvMMto tutte 4« Onden n * anıan anan 21 <teu mütak«Mcak OBIİZ: Dogu Kndtniz a ? » * yıfeb Mefci dnizfer jçık geçtok Oenc kuçuk dal0 * Karafenirtle muMü <Mga* olup 5*fu5 a n ve Okiidc 19 derece V«N GOUJNDe HAA Açık gectcek Ruzglr kuuzakfcOı 18 km. doiayında oHcak. DENIZ SU zey ve M yOnlmtan M f an « n orta kumrte «secck. GM tteuk dalgaiı YU SCNOJKLAH: Rnita ve Mamuıda 27. oiac* G M » nattfr 10tan.dotaynd» M u n a c * Uktmmt oman vanı bukMu. tm yeıte «2 buk.Su ve apk AnHyt. Alarç». ls*»m)«njn. Marsn. Frtaye gmlan Mom vı Srnrte 26, Gri Ifcgnrta 2 i Mama geç«cek Ruıgtr M s m n ve Kuzey Egetie guney ve t»lı 4 M yerierde ku ay ve tatı v ö n M n M f a n sra orta kuvvette esecek rirt 24, brirtfc 23 C * m ve Bo*unWa 22. Ku$act»'nda 21 Çantofe. *v*fc. Snnsun. ıtmluOu Smoo ve U t t a t t t 20. ftxy». KumUy. W>Mana A B A A A A A A A Artvın A A*dın A Battesir A Bilecik A Bingö A Brtto B Bdu A Bursa CanaMaie A A Çocum A Denulı TÜRKİYE'DE BU6ÛN 33° 15° Manısa 33° 16° ttyartukır 29° 12° K Manş 28° 13° Edırre 30° 9°Mersın 33° 16° Ertincan 25° 2° Mugla 27° 8°Er7urum 2B° 4°Mu| 23° 1° Eslâsel* 33°15">Nıg()e 29° 9°Gaaanltp 24°12°0r*ı 33° 11° uresun 3 32° 17° Gumuşhan» B 29° 9°Fte 26° 10° HaMdn B 26° 14° Samsun 34° 15° Ispaia A 28° 6°Sıırt 30° 9°lstjntXJİ A 27° 15° Sınop 29° 10° taınf A 3O°12°S«3S 30° 11° Kas A 26° fw<inj»g 2B° 9°Kastannoou B27° B°T*abaın 27° 6°Kayseri B 29° 5°Tuncet 29° W KırUatet A 29°13°Usak 28° 7°Van 28°13°Konva A 26° 8°Vteja 2B° PKutahva A 31° 11° 2on(n*lalı 32° 15° Matatya A \ Hnlsinki DUNYA'DA BUGUN Amsttrtjm Amman Anna eıM* Belgrat Bettn Bonn Bruksel Bulapeşte Cenevre GcMe Dut»yi FranMurt UlVoşa Leningrad Londra Mjdnd MHano Mootreal Moskaa Munih Oslo Paris POLİTİKA VE OTESİ IVTFHMFr» KEMAL Çağdaş Tüık Edebiyatı Çağdaş edebiyat tarihlerinin alışılageimiş olanlarının yeniden yazılacağmı, değertendirmelerin yenkjen yapılacağını çok söytemişirndir. Gerçi bizde birçok edebiyat tarihi yazılmıştır. Resmi görüşe uygun yöntemlerle edebiyatımızın tarihine eğilenler olmuştur. Ismail Habip Sevük, Agâh Sırrı Levent, Mustafa Nihat Özön, Ali Nihat Tarlan, Ahmet Caferoğlu, Abdülbaki Gölpınarlı, Pertev Naili Boratav, Nihat Sami Banarlı, İsmail Hikmet Ertaylan, Murat Uraz, Hasan Âli Yücel, Cevdet Kudret, Rauf Mutluay, Sadettin Nüzhet, Ahmed Hamdi Tanpınar edebiyatımızın tarihini kendiierine göre yazmışlardır. Şair Şükran Kurdakul, çağdaş edebiyat tarihini yeniden yazarken kendinden önce yazıimış olan edebiyat tarihi çalışmalarını eleştirel bir bakışla e*e almıştır. Şükran Kurdakul'a göre bu çalışmaların en belirgin özellikleri, ya resmi tarih görüşüne uygun olmalan ya da hazırlayanların ideolojik tercihleri doğrultusunda yazılmalandır. Bütün tarih çalışmalannın ortak özeiliği gizli sansür olarak nitelendirilen görmezlikten gelme yönteminden kaynaklanıyor. Bunlara örnekler veren yazar, tek parti döneminde hazırlanan kitaplarda Mehmet Akif'in Mısır'da yaşamasından ötürü birkaç şiırıyte anıtdığı, gtdişinin saklandtğı... Nâzım Hikmet'in şiirlerinin kitaplara alındığı, ancak altına adının yazılmadığı... Askeriiğinin eksik yapıldığı ileri sürülerek askere alınmak istenmesi, Zara'ya sevkine çalışılması... Yurtdışına pasaportsuz olarak gitmesi... Sabahattin Ali'nin kimi şer kuvvetlerince sınırda öldürülmesi gerçeğinin saklanması... A. Kadir'in Harp Okulu'ndan ayrıldığı yazılırken, niçin aynldığının belirtilmemesi... Bütün bu örnekler gizli bir sansürün gerçekler üstünde açık dolaşmasıdır. Edebiyatımız tarih bakımından yıllardır, biri görünür, biri görünmez, iki sansürün etkisi altındadır. Görünür sansür resmi görüşun baskısıdır. Görünmez sansürü ise edebiyat tarihçisi bir alışkanlık olarak kendi koyar. Edebiyat tarihçisi sansürü kendi koyarken bilir ki, resmi görüş şunları şunları istemiyor. İstenmeyeni bilmezlikten gelerek unutturur. Diyelim ki şiirierinden ötürü şair hapis yatmıştır. Bunun sfylenmesinden eğer resmi görüş tedirgin olacaksa, tarihçi böyle bir olayı ıska geçer. Eğer şairin hapis yatması resmi gorüşün işine geliyorsa, o zaman da olay abartılarak yazılır. Namık Kemal'in padişahlık dönemindeki sürgün, ya da hapsi ile Nâzım Hikmet'in tek parti dönemindeki hapsi gibi... Gizli sansüre gelince, bu hastalık tarihçinin içine öylesine sinmiştir ki, bundan bir türlü kendini kurtaramaz. Şükran Kurdakul bile böyle bir rahatsızlıktan kendini kurtaramamıştır. Nâzım Hikmet'in yaşamına değinilirken, en son kaçışı 'bir süre sonra Türkiy&den eynldı' diye yazılmıştır. Oysa Nâzım Hikmet, 'Turkiye'den aynlmadı'; türlü baskılar altında 'kaçmak" zorunda kaldı. Bunun saklanacak bir yanı yoktur, ama alışkanlıktan öyle denilmistir. Şükran Kurdakul'un biri Meşrutiyet, öteki Cumhuriyet dönemlerini anlatan iki cihlik Çağdaş Türk Edebiyatı' (Broy Yayınlan'ndan) çıktı. Çağdaş edebiyat tarihimize yeniden bakmak, yeniden ele almak gerekryordu. Gerçi bundan önce çağdaş Türk edebiyatı üstüne yazıimış tarihler vardı. Bu kitaplar daha önce de belirttiğimiz gibi resmi görüşün benimsediği yasaklarla doiuydu. Kurdakul belli bir oranda yasakları dışlamıştır. Çağdaş Türk edebiyatı denildiğinde ne anlaşılıyor? Tarihçi bir dönemi özetle şöyie sıralamış: Cumhuriyet döneminde Nâzım Hikmet'ten Attila İlhan'a, Necip Fazıl'dan Ziya Osman Saba'ya, Orhan Veli'den Salâh Birsel'e, Melih Ceydet'ten Necatigil'e, ilhan Berk'ten Mehmed Kemal'e, Enver Gökçe'ye şiirimiz; Sabahattin Ali'den Oktay Akbal'a, Sait Faik'ten Haldun Taner'e, Kemal Tahir'den Orhan Kemal'e, Tanpınar'dan Tank Buğra'ya, öykü ve romanımız; Nurullah Ataç'tan Vedat Günyol'a, Mehmet Kaplan'dan Suut Kemal'e, Sabahattin Eyuboğu'ndan Kemal Sülker'e deneme ve eleştirimiz; Agâh Sırrı'dan Gölpınarlı'ya, Pertev Naili'den Tanpınar'a edebiyat tarihçilerimiz; Mehmet Ali Ayni'den Hilmi Ziya'ya, Sabiha Sertel'den Behtce Boran'a, Ziyaettin Fahri'den Necip Fazıl'a, Şevket Süreyya'dan Nadir Nadiye düşün ve yazınımız ele alınmıştır. Okullarda ve okullar dışında edebiyatımız üstüne bilgi edinmek isteyeceklerin öncelikle basvuracakları değerde bir tarih kitabıdır. Bir boşluğu doldurduğu gerçektir. Kitaplıkların basvuru kjtabı olacaktır an* Kahre Kopenlag A apk B tMtuDu K kart S ss» Y yaOfnurk, liıpünlmayan Soruşturma (Baştarafı 1. Sayfada) ABD'ye örtülü ikî eleştiri toplamışsın" diyor telefonda. "Evet efendim" dedim, "ifade auyorum." Bakın bir Sıkıyönetim Komutanı lokantaya gidiyor sorgu yapmaya... Ne yapacak biliyor musunuz? "öldürüriim sizi" diyecek! Ben sorgularını yaptım polislerin. Yanındaki müteahhit ile Lassa bayiinin durumları kritik... Polisleri bulamadık. Yanımızda görevli polislere, "Bunlan sabahleyin saat 7'de evlerinden kapıp geleceksiniz" dedim. Bu arada, olaya tanık olan albayı arıyorum. Benden evvel albay ile Recep Ergun konuşmuş. Albay, benim devre arkadaşım çıktı. Dedim ki: Bak benim arkadaşımsın... Ben sana bağınrım şimdi. Agır laflar ederim. Doğru konuş benimle... "Nurettin, Komutan Recep Ergun benim ile konuştu diye korkup, yalan mı söyleyeceğim?" dedi. Böyle böyle oldu, dedi. Olanları tek tek anlattı. "Polisler, 'bu TKP işi' dedikleri için müdahale edemedim" dedi. Müteahhit ile Lassa bayiini sorguladım. "Biz" dediler, "arama için eve girdik". "Biz oturduk, ama onlar" dedüer... Ben ifadeyi alırken, Komutan odama girdi. Hiç gelmez. "Bu soruştunnayı öğrenmeye geldim" dedi. Sonra: "Bunlar iyi polislermiş, TKP soruştunnası yapıyorlarmış" dedi. "Biliyonım TKP soruşturmasını yaptıklannı... Ama müteahhitlerie kızın evine girmişler. Müteahhitler öyle söylüyor" dedim. "Nasıl girerienniş?" dedi. "Girmişler. Müteahhitler öyle söylüyor" diye cevap verdim. (Baştarafı 1. Sayfada) Bir buçuk saat süren HalefoğluŞevardnadze görüşmesinde Afganistan, Kıbrıs ve Balkanlar konulannda iki ülkenin sürekli temas içinde bulunması kararı alındı. Halefoğlu, Bulgaristan konusuna değindi ve Sovyet Dışişleri Bakanı Halefoğlu'nun şikâyetleri üzerine olumsuz bir tepki göstermedi. Şevardnadze konuşmanın sonunda, Kıbrıs'la ilgili olarak uluslararası konferansın gerekUliğini vurguladı. Şevardnadze, öncelikle TRTde "Amerika" dizisinin yayımlanmaması yolundaki Sovyet talebinin kabul edümesinden duyduğu memnuniyeti Halefoğlu'na iletti. Bilindiği gibi, ABD Televizyonu'nca hazırlanan ve geçen yıl ABD'de gösterüen "Amerika" adh dizi fılm, ABD'nin Sovyet işgali durumundaki halini konu almaktaydı. Sovyetler, fılmin TRT'de yayımlanmaması için basın aracılığıyla Türk hükümetine istekte bulundular ve böylelikle fılm, TRT yayınlanndan çıkarıldı. buna bağlı olarak bu sonınlann karşılıklı çözünüenerek Uişkikrimizin daha da güçlenecefine inanıyonım" şeklinde esnek bir yanıt verdi. Dil Bayramı 6 hemen toplaüyorum. Slz de yazınızı geri alın... "Almam" dedim. "Bu ymn sizdc çıkmış." "Çagınn kurmay başkanını bana" diye bağırdı. Kurraay başkanı demek, komutanın karargâhı demektir. Kurmay başkanı, komutanın haberi olmadan hukuki bir iş için yazı yazamaz. tmza kurmay başkanının... Benim haberim olmadan nastl böyk bir yazı yazarsınız, dedi. Kurmay başkanı, "Efendim" dedi: Siz biitün arabalann aranacağını, biitün polislerin aranacağını şifahi olarak bildirdiniz. Ben de bunu emre döktiim. Ekn bunu sizc karşı nasıl ispat ederim?" Bu dramatik olayı dava dosyasından özetlediİcten sonra, olayı bir de askeri savcı Soyer'den öğrenelim. Olayı Soyer'den dinlerken insanın tüyleri diken diken oluyor. Anlatıyor Soyer: Bir asteğmen nişanlısı ya da sözlüsü ile bir lokantaya gidiyor. Lokantadan çıkarken, iki tane polis ve iki de arkadaşı ile karşıîaşıyorlar. Asteğmenin yanında nişanlısı, bir de nişanlısının bir yakını... Demek ki kızı yalnız bırakmamışlar. Neyse, iki tane polis ve polislerin iki arkadaşı kapıda karşılaşıyorlar. Polisler, "Durun bakayım" diye çocuğun üzerini arıyorlar. Kızlara da "Kenara çekilin" diyorlar. Sonra kızın ifadesine göre, çocuğa "Kızı sen bırak, git" diyorlar. Asteğmen, " O benim sözlüm" diyor. Başlıyorlar çocuğu dövmeve. Orada bekçi var, değnekçi var, 60 yaşlannda. "Tabancam olsaydı vururdum onlan, çok ağnma gitti" dedi bana. "Defolun" dedi kurmay başkanına. Bu sertlik değil, suçunu örtbas Çocuğu dövüyorlar. Çocuk etme çabası... bırakmıyor. Biniyorlar arabaya. Ben yazımı geri almadım. O "Seni emniyete gölürecegiz", yazılan topladı, bizim karakol Emniyet Müdürlüğü'nün önüngörevine devam etti. de çocuğa kızı bırakmasını söyNe yaptılar sonra bilmiyo lüyorlar. Çocuk bırakmıyor. Biri rum? Sonra iş normal seyrine kız biri kadm... Onun üzerine, girdi. Arama marama da yapıl "Sizi sorgulayacagız" diyorlar. mayacaktı. Benim istediğim de Çocuk "Tamam, gidelim" buydu. Sen benim polisimi arar diyor. san, ben ona nasıl görev yaptırırım? Bakıyorlar olmuyor. Bir başka sorun da Kenan AvBu arada, olay yerinde merkez a ve Ömer Bttlbül adlı siyasi po komutanhğından bir albay varlislerin kanştıklan bir olay nede mış. Dışanya çıkıyor, müdahale niyle yaşanmış... etmek istiyor. "Albayun sakın" önce olayı özetleyelim: diyorlar, "Sakın..." 14 Haziran 1981 günü, Anka Bu TKP... ra Emniyet Müdürlüğü i. Şube'Albayın ifadesi var bende... de görevli komiser muavini "O zaman bıraktım işi" diyor. ömer Bülbül ile polis memuru Kfnan Avcı, yanlarında Musta "TKP deyince çekindim." Bu defa kadmın evinde arama fa Erdem adlı bir müteahhit ve Ali Karasu adındaki Lassa bayi yapacağız diyorlar. Kadının eviliği yapan bir kişi ile HanKamp ne gidiyorlar. Kadını yatak odasma alıyorlar. Ne yapıyorlar orabenzin istasyonuna selirler. da artık bilmiyorum. Meçhulüm Dört arkadaş, HanKamp'ta yemek yiyip içki içerler. Hesabı kalıyor birazak. AK Karasu öder. Emirlerindeki Tabii kadın, çekinir, her şeyi Bu konuşma üzerine, "Çağıpolis arabasına binmek üzere söyleyemez. Her türlü şey olu nn müteahhit fle Lassa bayiini" iken park yerine bir araba yana yor. Sonra çıkıyorlar. Çocuğu dedim. şır. serbest bırakıyorlar. Ben sorgusunu yaptım, imzaArabadan bir erkek iki bayan Çocuk gece gidiyor merkez sını da almıştım. Bakalım Koçıkar. komutanlığına her şeyi anlatı mutana ne söyleyeceklerdi? Park yeri kâhyasına Kenan yor. Komutan sordu: Avcı gelenlerin kim olduğunu "Siz polisler ile eve girdiniz Merkez Komutanı Kemal Pasorar. Kâhya, "Bilmiyorum" şa, çok dürüst bir adamdı. Ke mi? deyince Kenan Avcı kâhyayı to"Evet" dediler, "girdik." mal Yüksel... Merkez Komutankatlar. Komutan bağırdı: hğı'nda ifade ahnıyor. Paşa yaPolis memuru avcı, arabadan Ne b.. yemeye girdiniz inen bir erkek, iki bayana kim kından ilgileniyor olayla. eve... Anonslar yapıhyor polislerin liklerini sorar. Arabadaki erkek, Komutan küfürlü konuşmalar yedek teğmen olduğunu söyler. yakalanması için. Tabii o gece yaptı. yakalanmıyor polisler... Kimliğini de gösterir. Ben araya girdim. Ertesi gün Kemal Paşa evrakı Bu asteğmenin adı Ömer AsBunlar sıkıyönetimin emrinde düzenlediği sırada çocuk sabaha lan'dır. karşı birliğine giderken uyku polisler .. görevlerini yaparlarKenan Avcı, asteğmen Asken, bir de böyle işler yapıyorlan'a vurmaya başlar. Asteğmen suzluk ve yorgunluk arabası lardı. Ama o sırada görevli de devriliyor. bir suçu varsa merkez komutandeğillerdi... Ve ölüyor çocuk. lığına götürülmesini ister. 3. Nolu Mahkemeye çıkardık, Ailesi bu işle ilgilenmeye başÖmer Aslan, yanındaki bamaalesef tutuklanmadılar, itiraz hyor. yanlardan birinin nişanlısı, öbüAdli müşavirliğe gelmişler. edildi. 1 Numarah Mahkeme turünün de nişanlısının arkadaşı tukladı. Beş yıhn üzerinde mahAdU müşavirlikten bana telefon olduğunu söyler. geldi. Müsavir, "Nurettin, çok kumiyet aldılar. Bu arada, lokantada yemek Sıkıyönetim Komutanı polisyemekte olan merkez komutan kötii bir olay var" dedi. Polislerfleilgili tahkikat ol leri koruyor... Adım adım... Delığında görevli Albay tlhami dim ki: Kom, olaya müdahale etmek is duğu için komutandan geçmez. "Sizin de kızınız var... Bunlar Eğer sen bunu basit bir olay giter. Polisler albaya, "Çok önemsizin de kızınıza saldırabiliıierdi. li bir dumm olduğunu, karış bi komutandan geçirirsen... Bunlan himaye etmeyin." mazsa iyi edecegini" söylerler. Aman sen bu işe eğil... Ama bu konuşmaya rağmen "T»bii etiBrinı" dedim. Bunun üzerine Albay Kom, ola Sen savalardan birisine ve himaye etti. ya karışmaz. "Ben şimdi, TKP hakkında Polisler, Ömer Aslan'a kız ar rirsin, aüarsın, lütfen bana telesonışturmayı yürütecek 100 tane fon et. kadaşlannı bırakıp gitmesini polis bulur, görevlendiririm. IrBen: söylerler. Ömer Aslan'ın kız arza tesaddi edecek polise giivene Tabii gelsin, dedim. kadaşlarını bırakmayacağını Merkez komutanlığında alı mem ben..." Bunların hepsini söylemesi üzerine üçünü de emsöyledim, ama Sıkıyönetim Konan ifade ile gelmiş evrak. niyet arabasına alırlar. Ertesi gün yakınlan geldi. mutanı taraflı hareİcet ettiği için Arabada bayanlardan birine "Kız ile kadını geürin" dedim. çok üzüldük ve çok yorulduk. Kenan Avcı sarkıntılık yapar. Önun için de yıprandık. Şimdi Bununla da yetmilmez, "Arama Bulmuşlar, getirmişler. Ifadeler Recep Ergun, bunlar sanki hiç alınınca işler önem kazandı. yapacağız" diyerek bayanlardan Adli müşavire, "Gözetime olmamış gibi, sanki onalık süt libirinin evine girilir. Kenan Avcı, man gibi konuşuyor. alınmalan gerekir" dedim. evde de sarkıntılık yapar. Bunlan, Nihat özer söylese, "Korautana söyle" dedi. Komiser yardımcısı Bülbül, "Ağzına layıktır" derdim. "Bir Açtım komutana telefonu: "Kimseye şikâyet etmeyeceksi Komutanım, bu polislerin kerre benden fazlası var" niı" diye gözdağı vererek evden gözetim altına alınması gereki derdim. ayrılırlar. Recep Ergun ile bir giin huzur Daha sonra Kenan Avcı, yor... "Ne demek efendim, neduymadık, savcılar olarak... ömer Bülbül, Mustafa Erdem ve reden çıktı bu gözetim?" dedi. Bir gün huzur duymadığım "Olmaz öyle şey! Ali Karasu bir pavyona giderek "Peki efendim" dedim. He makamın sahibi şimdi çıkıp, eğlenmeye devam ederler. Asteğmen Ömer Aslan, duru men koruma polislerini lokanta "Benim hukukçular ile aram mu hemen merkez komutanlığı ya gönderdim. "Adamlan alın çok iyidir. Hatta ben onların işlerine hiç kanşmadım" diyebiügetirin" dedim. na anlatır. Komutan Kemal Hepsini arabaya atıp getirmiş yorsa, bu, bizleri çok rahatsız Yüksel olaya hemen el koyar. eder. Asteğmen de görevli olduğu bir ler. Ben 35 senedir Türk Silahlı Ben ifadelerini almaya başlaliğe katılmak üzere kendi kullanKuvvetleri mensubuyum. Bu eldım garsonların. dığı araç ile lstanbul'a doğru yobisenin altındayım. Bu yüzdeıı la çıkar. Telefon çaldı. bazı konulaı ın üstüne gitmeyebiAsteğmen Aslan, olayın verdiTelefonda Recep Ergun. ği gerginlik yüzünden olacak, "Ben şimdi lokantadan geli lirdim... Amagözlerimizin içine baka baka bunlaıı söylerse susayolda kaza yapar ve ölür. yonım. Sen garsonların hepsini mazdım... Gerçi baskı ile baııa hiçbir iş yaptıramadı, ama baskı bütün YARDIMIN EN HAYIRLISI karargâhaydı. BİZEDİR Bir gün bir tutuklu, polisle gelmiş... Gülhane'de sağlam raATATÜRK poru vermişler. Adam koltuk YETİŞTİRME YURDU VE KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARI KORUMA DERNEĞİ değneği ile yürüyor, ama sağlam raporu verilmiş... Aklım durdu. TEL: 358 46 77 Bunlar nasıl baskı? Ama ben yılmadım. Yılma1727 yaşlannda bayanlar 7.543/2615 belge nolu dım, ama sağlığımdan çok şey Ingiltere'de çocuğa bak denizci ehliyetimi kaybettim... karşıhğında lngilizce öğren. kaybettim. Hükümsüzdür. 158 53 42 HÜSEYİN ÇOBAN SCRECEK (Baştarafı 1. Sayfada) mış ozanların şiirlerinin de sunulacağı 55. Dil Bayramı'nda, Yaşar Kemal'in dil ve yazar konusunda yapacağı bir söyleşi de yer alıyor. Bayram, Çağdaş Türkü İbpluluğu'nun sunacağı Silahsızlanma müzik şöleni ile sona eriyor. tki ülke dışişleri bakanlan, Kuruluşu daha önce Ankara uzunca bir süre silahsızlanma Valiliği'nce "Amaçlanan görev konusu ile ilgili olarak görüştüTDK'ya verilmiştir" gerekçesiyler. Şevardnadze, Shultz'un 2223 le engellenmeye çalışılan Dil Derekim tarihlerinde Moskova'ya neği, üye yazım çalışmalarını da yapacağı ziyarette INF (orta sürdürüyor. Kuruculanyla üye menzilli nukleer füzelerin kaldısayısı 152'yi bulan Dil Derneğinlması) anlaşmasını tamamlayane yeni katılanlardan bazılan cakları üzerinde anlaştıklanm, şunlar: bunu takiben stratejik, konvan"Hıfzı VeMet Velidedeoğlu, siyonel ve kimyasal silahlar ko Nadir Nadi, Aziz Nesin, Oktay nusunda anlaşmalan hedefledik Akbal, Yaşar Kemal, Muzaffer lerini belirtti. Halefoğlu ise, bu tzgü, Samim Kocagöz, Prof. Dr. konuda özellikle konvansiyonel Fehmi Yavuz, Prof. Dr. Hüsnü süahlarla ilgili bir anlaşma olma Göksel, Jülide Gülizar, Hayretdığı sürece gerçek bir silahsızlan tin Uysal, Sami Karaören, Ali ma olmayacağı yolundaki görüş Sirmen, Prof. Dr. Hilmi Akın, lerini tekrarladı ve Türkiye'nin si Mahmut Tali Öngören, Mahmut lahsızlanma anlaşmalarında özel Makal, Şemsettin Ünlü, Doç. Dr. bir konumu olduğunu, "güney Anıl Çeçen, Ahmet Telli, Ayla komşulannın da göz önünde Akbal, Dr. Mustafa Şerif Onatutulması" gerektiğini belirterek, ran. Ayla Kutlu, Rükzan Güneybeklentilerini vurguladı. su, Mehmeı Başaran, Nahit Ulvi Akgün, Dr. Erdal Atabek, ReHalefoğlu, görüşmede aynca, Sürekli temas fik Durbaş, Işık Kansu, Cengiz doğal gazın Türkiye'ye gelmesiyle "ekonomik ilişkilerde de bü Bektaş, Meriç Velidedeoğlu, AhHalefoğluŞevardnadze görüşmet Erdoğdu, Mahir Ünlü, Osyük düzelme" olacağını kaydetmesinde iki hükümetin silahsızman Nuri Poyrazoğlu, Erkan ti ve karşılıklı ticaretin önemine ianma, Afganistan, Balkanlar ve Yücel. Osman Bolulu, Aldoğan değindi. Halefoğlu ayrılırken, Kıbns konulannda bundan böyEkmekçi, Özcan Yıldınm, Üner Şevardnadze'yi Türkiye'ye davet le daha sık temaslarda bulunmaetti. Şevardnadze de, "elinden ge Birkan, Doç. Dr. Bülent Sankur, sı kararlaştırüdı. Sennur Sezer, Alper Aktaş, Kileni yapıp mutlaka Türkiye'ye Sovyetler, Afganistan konufayet Özaydın, Dinçer Sezgin, geleceğini" söyledi. sunda Türkiye'nin Pakistan'a Dr. Rüştü Ergun, Hüseyin Atabaskı yapmasını ve Pakistan'm Sovyetler Birliği taleplerine yaGenel kurul konuşması baş, Ferhat Aslantaş, Remzi tnanç, Muazzez Menemenciogkınlaşmasını sağlamasım bekliDaha sonra BM Genel Kurulu, Selçuk Altan, Mustafa Coşyorlar. Halefoğlu, Şevardnadze1 lu'na hitaben konuşan Halefoğturoğlu, Halim Uğurlu, Veli Deye, bu konudaki taleplerini Palu, ağırlıklı olarak silahsızlanma vecioğlu, Komay Bayram Çukurkistan'a ileteceğini belirtti. Haleve tranIrak savaşına değindi. kavaklı, Ebet Mahir Yalnız, Şifoğlu, önümüzdeki hafta çarHalefoğlu, "ABD ile SovyeUer nasi Alper, Hüseyin Bayaz, Ahşamba günü Pakistan Dışişleri Birliği arasında tüm orta ve kısa met Yurdakul, Ahmet Bayaz, Bakanı Ekselans Sahabzada menzilli nükleer silahlann kaldı Burhan Günaysu, Nihat Doğan, YakupHan ile görüşecek. nlraası Üzerinde prensipte van lsmet tlter, Haşim Kanar, Ural Kıbrıs konusunda ise, "Sizinlan anlaşmayı sevinçle karşılıyo Annay, Esat Ertur, Mücevber le büyük bir aynlığımız yok, annız. Her zaman tüm orta men Sevinç, Kevser Acarlar, Tevfik cak uluslararası konferans topzilli nükleer güçlerin yok edilme Yılmaz, Güngör TUrkeli, Murtalanması yolunda anlaşacağımız sini içeren sözde 'çifte sıfır' op za Vural, Mehmedet Şahinler, kanısındayız" diyen Şevardnadsiyonunun global uygulanmasın Baki Özilhan, Feyzullah Ertuğze, bu ifadesini görüşmenin sodan yana oldugumuzu söyledik. rul, Kadim Serinözü, Ülkü Ornuna denk getirdi ve iki bakan INF anlaşması tarihe iki büyük bay, Yavuz Berke, Güneş MüftüBM nezdindeki iki ülke delegasgücün nükleer güçlerinin azaltıl oğlu, Cemal Gürlek, Abidin Suyonunun Kıbrıs'la ilgili olarak ması yolunda attıklan ilk büyük başı, Tevfik Küflü, Erşen Şansal, daha sıkı bir temas içinde olmaadım olarak geçecektir. Bu an Ali Doğanyiğit, Bfilent Uygun, sı kararı aldılar. laşmanın stratejik silahlar üze Baha Çalt, Hulusi Erkılıç, Ozcan Bilindiği gibi, Tüıkiye ve Barinde bir anlaşma için yol açaca Atalay, Haluk Gerger, Mehmet tıh ülkeler Kıbrıs konusunda ğTnı umuyoruz. Silahsızlanma Özsuca, Çağlar Kırçak. Nurettin Sovyet Önerisi olan ve Rum taçabalannın nükleer, kimyasal, Ozsuca, Azime Korkmazgil, Ciırafının desteklediği uluslararası konvansiyonel tüm yanlanyla bir neyt Arcayürek, Necdet Uğur, (Boştarafı 1. Sayfada) konferans fıkrine tamamen karbütün olarak algılanmasından Varlık Özmenek." şılar. Bu yıl genel kurulda oylannel KoordinatOrü ve Hasbi Ağa'yanayız" şeklinde konuştu. ması bekienen Kıbns karar tasanın kardeşi Mehmet Meoteşoglu nsına Sovyetler kesinlikle ulusise, adı geçen raalları Belçikah fırABD'ye iistii kapalı lararası konferans maddesini de maya direkt olarak satmadıklaeklemekten yana. Görüşme son eleştiri nra, 67 ay önce gerçekleşen ihraca(Baştarafı 1. Sayfada) rasında basına yaptığı açıklamatın Almanya ve Isviçre firmalarıHalefoğlu daha sonra tranra tzmir Valisi Vecdi Gönül, da, Dışişleri Bakanlık Müsteşana yapıldığını, Belçikah kasabın Irak savaşı konusuna değinerek Anakent Belediye Başkanı Buriddiasının saçma olduğunu kayrı tnal Batu, Sovyetler'in ulusla Türkiye'nin tarafsız tutumunu dederek, "Bizim, onunla direkt han Özfatura, SHP lzmir tl Başrarası konferans İconusundaki bu sürdüreceğini ifade etti ve ABDbir Uişkimiz yok. Zaten biz de bu kanı Şeref Bakşık, merkez ilçeifadesinde "bir baskı amacı" sez ye Körfez'de tansiyonu yükseltolay nedeniyle tazminal davası nin "atama başkanı" Hüseyin mediklerini kaydetti. tiğini ima eden üstü kapalı bir açacağız" dedi. Özdilek ve eski lzmir belediye Balkan Dışişleri Bakanları eleştiri yöneltti. "Banş sürecine başkanı Ihsan Alyanak da katılKonferansı ile ilgili olarak da, katkıda bulunabileceğimiz kanıHasbi Ağa yalanlıyor dı. Limonata ve kuru pastalı küSovyet Dışişleri Bakanı, hüküsındayız. Körfez'de tansiyonun çük ikram sırasında en çok koBelçika'nın Liege keminde faalimetlerin temas içinde olmalarıyükselmesi, durumu daha da çöyet gösteren Petitjean adlı kasap işnuşulan konu lsmet tnönü'nün m temenni ettiğini söyledi. zümlenemez bir boyuta getiryaşamı değil, politika idi. Özellik leımecisinin ithal ettiği, Menteşoglu mektedir. Bu nedenle iletişim ekfırmasına ait 1200 ton kerevit, kariBulgaristan le özfatura, Bakşık ve Alyanak sikliginden kaynaklanan yanlış des, midye ve balık konservesinin arasında atışrna düzeyine varan Dışişleri Bakam Halefoğlu, anlamaları mümkün olduğunca boş ve çıktığı konuşmalan Üruğ izlemekle ye berleri, bozukişadamı yolundaki haŞevardnadze'ye BM Genel Kurugidermeye ve ilgili ülkeler arasınünlü Hasbi Mentelu'nda yaptığı konuşmayı hatırşoglu, kesin bir dille yalanladı. da bir diyalog var etmeye çalışı tindi. Alyanak Üruğ'u da sohbetin içine çekmek amacıyla, kenlatarak, "azınlıklara iyi yoruz. Halen gücümüzün yettiSamsun'dan Cemil Ciğerim'in bildisine bir süredir Cumhuriyet davranılması" şekUnde özetlediği dirdiğine göre, Hasbi Menteşoğlu ğince bütün taraflar arasında Gazetesi'nde yayımlanmakta görüşe değindi. "Aynı bassasiveti şöyle konuştu: dostane ilişkilerin sağlanması olan Ankara Sıkıyönetim Savcı"Benim hiçbir şeyden haberim Bulgaristan'daki Türk Müslüiçin her türlü yardımı yapmaya sı Nurettin Soyer'in açıklamala yok. Hiçbir şey de bilmiyorum. Ben man azınlık için de göstermenihazınz" dedi. de senin gibiyim. Hayali ihracalımız n ile ilgili görüşünü sordu. Üruğ zi bekliyoruz" diyen Halefoğlu, Konuşmasında Kıbns sorunuolmaz. Olayda mutlaka bir yanltşlık böyle bir soruyu beklemiyordu Sovyet Dışişleri Bakanı'ndan bir vardır. Benim için yok. asla bir şcy na beklenmedik ölçüde kısa olaki, bir süre durakladı. Ardından yanıt alamadı. bilmiyor de. Gökten taş yagsa benim rak değinen Halefoğlu, konunun şu yanıtı verdi: Basına görüşmeyi yorumlayan başıma düşüyor. Bizim mal bozuk genel kurula getirilmesini eleştir"Ban arkadaşlar görevden Inal Batu ise, "Sovyetler'in yanıt olsa gümrük çıkışı yapılmaz. Gondi ve girişimi "Kıbns Rum taraalındıktan sonra politika yapıvermemesi bile yanıttır. bizim derdiklerimiz için rapor alıyoruz. fının adada banşı boznıa" çabası yorlar. Bana bir gazeteci arkadaş Radyasyon belgesi de auyoruz." açımızdan oiumlu bir işarettir" olarak nitelendirdi. geldi. 34 keze görüşme isteğindedi. Batu, Dışişleri Bakanı'nın Menteşoğlu lhracat ve Pazarlama de bulundu. Reddettim, hatta hemen bütün görüşmelerinde di Arnavutluk ve Japonya A.Ş.'nin genel koordinatörü ve Has'Benimle görüşmezseniz işten ğer bakanlara ilettiği Türkiye'nin bi Menteşoğlu'nun ağabeyi Mehmet temaslan kovulurum' dedi. Ama ben yine Menteşoğlu, sözkonusu malları, BelBulgaristan'la ilgili şikâyetlerini çika'daki fırmaya değil, Almanya ve kabul etmedim. Balık tutarken içeren "notu", Sovyet DışişleriHalefoğlu önceki gün sürpriz İsviçre'deki fırmalara sattıklannı bebir fotoğrafımı çekti, o kadar. ne verildiğini söylemedi. Iran görüşmesinin yanı sıra, ArBen öyle şeyler yapmam. Sırla linerek, "Belçikalılar bu mallan onnavutluk ve Japonya dışişleri ba4< lardan almışlar. Zaten bizim mallaUfak tefek sorunlar"~ kanlanyla da görüştü. Halefoğ nmla birlikte öleceğim." nn saüşı 6 ay önce gercekleşti. O zaAlyanak, "Soyer'in açıklama man gerekli tahliBer ve hatta radyasHalefoğlu daha sonra, "Ara lu, Yugoslavya'nın isteği üzerine Arnavutluk'u Balkan Dışişleri lannı sinir ve dehşetle okuyonız. mızda ufak tefek sonınlar var" yon anaüzi bile yapümıştı. Ancak daSizin bu olaylardan mutlaka hadiyerek, FIR, kalkan bahkçıhğı, Konferansı'na katılmaya ikna etha sonra Belçikah fîrraa yetkUileri. beriniz vardı. Biriki telefonla giimriik vergilerini fazla ödedikleriSovyet resmi yayınlannda Erme meye çahştı. Arnavutluk Dışişleri Bakanı Reis Malile, Halefoğlu^ düzeltebilirdiniz" diye devam etni öne sürerek zararlanmn bir bölıinilere verilen destek, üç yıldır nun bu girişimine özellikle Balkan ti. Ancak Üruğ bu konuda yo münün karşılanmasmı bizden talep Moskova'da tutulan Süleymanetti. Biz de bunu kabul etmedik, tarum yapmadı. oğlu'nun durumunu tekrarladı. ülkeleri arasında şu anda var bii. 'Malı kimden aldıysanız ona Şevardnadze bu konuda, "Mev olan sorunları bahane ederek Alyanak, Üruğ'a bu kez Gügidin' dedik. Bizim hayali ihracat cut Dişkilerimiz iyi düzeydedir, olumsuz yanıt verdi. neydoğu'daki olaylar üzerine göyaptıgımız haberleri doğru degildir. riişlerini sordu. Üruğ karşılık Beİcika'da çıkan haber de zaten 'maolarak, "O bölgeleri Türkiye'nin lı n sağhğa zararh olduğu' yolunda. Yani, hayali ihracat değil" dedi. bir parçası olarak kabul etmek lazım. Ekonomik ve sosyal yönFinna olarak adlarının, söz konukızımız den kalkındınlmadıktan sonra su haber nedeniyle kötülendiğini belirten Mehmet Menteşoğlu, kendileşimdi alman önlemler fayda etrinin de bu nedenle bu firma hakkınmez, sorunu çözmez" dedi. da tazminat davası açma yoluna giSohbetin daha sonraki bölüdeceklerini söyledi. doğumunu gerçekleştiren münde Anakent Belediye Başkatstanbul'da bulunan Menteşoğlu nı Burhan özfatura Izmir'deki Şirketler Grubu Yönetim Kurulu "icraatını" anlattı. Alyanak sık Başkanı Rahmi Menteşoğlu da. "BUsık Ozfatura'nın sözlerini keserek gim yok, kaldı ki bizim böyle malımız da yok. Biz salyangoz, kurbağa karşı görüşlerini belirtti. Üruğ bu Sn. Dr. R e y h a n Ejez, ve fındık ihraç ediyoruz. Dediğiniz açıklamaları tepki göstermeksiürünieri ihraç etmedik. Şirketimizin Sn. Dr. HÜSAMETTİN SÜLEYMANCIK'a zin dinledi. yetkilileri de, şu anda burada olmave Alman Hastanesi'nin tüm personeline dıgı gibi sözkonusu mallar da bizim Rusça Ders Verilir teşekkür ederiz. deiildir' dedi. 151 38 46 Çarşamba'daki Su Ürünieri FabHİDAYETABDULLAH AKSOY 144 92 83 rikası'nda telefona çıkan kişi sade Kılçıklı midye ce salyangoz aldıklarını söylerken, konserve fabrikasında da telefona çıkan kişi kerevit, karides ve midyeleri buzhanede biriktürdiklerini, bundan 4 ay önce Belçika, Almanya ve Fransa'ya ihraç editaek üzere konserveleri lstanbul'a gönderdiklerini söyledi. Menteşoğlu şirketi ihracatın büyük bir bölümünü tstanbul'dan yaptığı için kerevit, karides, midye ve balık konservelerinin kayıtlarına da Samsun gumrUğünde rastlanılmadı. Yurtdışma dışsatımı yapılan su ürünieri kayıtlarının lstanbul Ihracatçı Birlikleri'nde bulunmasına karşın, lstanbul Ihracatçı Birlikleri yetkilileri de, kerevit, karides, midye konusunda 1987 yılı için genel rakam verebileceklerini, şirket aynmı yaparak Menteşoğlu'nun yaptığı ihracatla ilgili rakam veremeyeceklerini söyledi. Sırlanıııla "Konserve dağı" Brüksel temsilcimiz Hadi Uluengin, Liege'e giderek, Türkiye'den tren ve TlR'larla kent gümrüğünde transit olarak bekletilen 1200 tonluk "konserve dağı"n;n hayli geniş üç ayrı katta depolandığını gördüğunü bildirdi. 250 gramlıktan bir kiloya kadar değişen konserve kutulan tam 2.5 milyon adet. Üzerlerinde hiçbir etiket ve işaret yok. Yalnız konservelerin karton kolilerinin üzerinde "A.24" ibaresi bulunuyor. Karton kutulardan bazılan patlamış durumda. Gözüken kutular ise pasb ve şişraiş. Patlayanlann çıkardığı koku dayanıhr gibi değil. Zaten, Belçika yetkililerin müdahale etmesinin ilk nedeni de bu koku olmuş. Bütün bunlar, konservelerin kesinlikle satılmak ve pazarlanmak amacıyla değil, ağırlık olsun ve Türkiye'den çıktıktan sonra da iraha edilsin diye gönderildiği izlenimini veriyor. Son partisi Menteşoğlu İhracat tarafından 1 ağustos tarihinde Halkall tren gümrüğünden yola çıkarılan "solu ve balık kılçıklı" bir vagon midye konserve, 12 ağustosta Liege'e gelmiş. Ancak, ithalatçı Petitjean Freres S.A şirketi tarafından henüz çekilraemiş. Söz konusu firma daha önce imha edilen 967 ton konservede olduğu gibi, bunların da hangi üçüncü ülkeye gönderileceği yolunda bilgi vennemiş. Menteşoğlu'nun %7 ton tutarındaki bu malı imha edilmiş olmasına rağmen iki şirket arasındaki ticaret sürüp gidiyor. Buradaki gümrük yetkililerinin kanısına göre, bu ticaret, "danışıkJı dövöş" biçiminde sürüyor. Menteşoğlu gönderiyor, Bdçikalıfirmabozuk diye imha ediyor. Buradaki yetkililerde güçlenen kanı bu. "Türkiye bu kadar mantar, midye, kereviti nereden ürelip sanyor?" sorusu, işin kuşkulu yanını onaya koyuyor. Gümrük idaresi, soruşturmanın sürdüğü gerekçesiyle şimdilik bir açıklama yapmıyor. DOĞUM ve TEŞEKKÜR DENİZ'in in. Prof. Dr. SELÇUK EREZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle