23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER gı bagımsıziıgı ve yargıç gnvencesini tamsıiır ve kuşkulu dnruma getiren sistemin gcçen yüki konuşmamda işaret tttigim tenlikeleri çok kısa bir zaman sonra somut olaylar şekUnde yasanmaya baslanmiftar. Hâkimler ve Savcılar Yuksek Komla yargı bagımsızlıgı ve yargıç güvencesı açtsından halkımıza gaven vennekten uzakbr Siyasi bir partinin iıyesi olan Adalet Bakanı bu kurulun başkanı, bakanlık mnsteşan da uyesidir. Kurnlun ayn bir orgutlenmesi bulunmamakta, Adalet Bakanlıgı memarlan kurnlun islerini vurutjnektedirkr. Kunılun diger uyeleri agır ve önemli görevleri Ue birükte ek görev olarak bu isi de ynklenmislerdir. Knnıl bu hali Ue kendi nyekrine bUe h u z v vennekten uzakbr. Ynksek mahkeme hftkinüerinin seçimi, yargıçlann tayin, terfl ve atamalan lobi oluşturma tarzında yargıç ve savcılık onuru Ue bagdaşması olanaksız bir bıçimde surmekte ve gerçekten elestirUeri nak etmektedir. Kurul ulke duzeyinde etkin bir denetim saglama olanagından da yoksun bulunmaku, çok onemli hata ve kansıklıklar ortaya çıkmaktadır." Ba satırlann yazannın, yıllardan ben, gerek "Cumhunyet Gazetesı"nın (1) bu sütununda ve gerekse "Mılhyet Gazetesı" de olmak üzere, "Yargıç ve savcılarla ılgılı yenı duzenlemeler", "Yargının nıce sorun ları varken' ", "Hâkım temınatı nasıl elden gıttı 9 " ve "Yargı bagımsızlıtı ve gördüklenmız", başhklan altında kaJeme alıp ısrarla uzennde durduğu, dıle getırmeye çalıştığı "Yargı bağımsızlığı" sorununun, bu kez hem Yargıtay Başkanı Sayın Ahmet Coşar ve hem de "Türkıye Barolar Bırhğı Başkanı" tarafından, Türkıye Büyük Mület Mechsı Başkanı'nın, Cumhurbaşkanhğı Konseyı üyelennden bır kısmının, Adalet Bakanı ıle bır kısım öbür bakanların, ana muhalefet parttsı hderının ve ayrıca tüm yuksek mahkemelerın eskı ve yenı başkanlarının, üyelennın, üst düzey bürokratlann ve en seçkın hukukçu ve hâkımlerın de hazır bulunduklan ve bır kısım dınleyıcılerın oturacak yer bulamayıp ancak ayakta ızledıklen, böyle kalabalık ve anlanüı bır toplantıda dıle getırüıp ele alınması ve ozellikle Sayın Ahmet Coşar'ın "hâkım temınatı ve yargı bağımsızlığı" ıle ılgılı görüşlennın törenı ızleyen dınleyıcıler tarafından şıddetle alkışlanması halı, "açış konuşması"na özel bır değer kazandırmış bulunmaktadır Yargıta/dan bır yıl ıçensınde emeklıye aynlan başkan ve üyeler ıçın her yıl olduğu gıbı bu yıl da 1 Temmuz 1987 günü, yıne "Yargıtay Konferans Sa lonu"nda yapılan "onur günü" törenınde, 12 Eylül 1980 askerı harekâtından sonra Adalet Bakanlı ğı'na getınlen Cevdet Menteş'ın bakanlıgı dönemınde, alelacele ve çoğu gerçek olmayan nedenlerle, lağvedılen "Yuksek Hâkimler Kurulu"nun en son Başkanı Mazhar Budak'ın, emekli üyelerden bınnın, "onur plaketı"nı vermek üzere tören kürsüsüne çağ rıldığı sırada, aynı salonda yükselen şıddetlı ve süreklı alkışlann da, elbette, yıne bır anlamı vardı ve bu alkışlar, Mazhar Budak'ın şahsında o, sebepsız yere lağvedılen kurula karşı duyulan özlem ve saygınlığın ve bu arada o eskı kurul yerıne oluşturulan şımdıkı "Hâkimler ve Savcılar Yuksek Kurulu"nun yetersızlığının ve tasarruflanndakı başarısızlığının en behrgın bır ıfadesı ıdı Bızce, her ıkı "alkış tufanı'nın, başka bır şekılde değerlendınlmesıne, olanak yoktur "Türkıye Barolar Bırhğı Başkanı" Sayın Teoman Evren'ın, yukarıya aynen aktardığımız açış konuşmasında yer alan " Yuksek mahkeme hâkımlerının seçımı, yargıçlann tayın, terfî ve atamalan lobı oluşturma tarzında yargıç ve savcılık onuru ıle bağdaşması olanaksız bır bıçimde surmekte ve gerçekten eleştınlen hak etmektedir " cümlesmdekı "lobı" sözcüğünün ne anlama geldığını burada açıklayacak değılım Ancak, bu sözcüğün günümuzde ne aniamda kullanıldığını, sözlükten, dıp notu (2) olarak asağıya aynen aktannakla yetıneceğım Gerek lağvedılen eskı "Yuksek Hâkimler Kumlu" ve gerekse onun yenne oluşturulan şımdıkı "Hâkımler ve Savcılar Yuksek Kurulu"nun bugüne kadar aradan geçen 27 yıl ıçensınde yaptığı pek çok "Yargıtay üye seçımı" sonuçları, hıçbır zaman, bu en son yapılan "Yargıtay üye seçımı" kadar hukukçulann ağır eleştınlenne hedef olmamıştı (3) Bu ağır eleştırılenn degışık nedenlennı burada açıklamamıza, elbette olanak bulunmamaktadır Bır Yargıtay üyesı tarafından "Yargı Bağımsızlığı" başlığı altında yakınlarda yayımlanan (4) bır makalede "Hâkimler ve Savcılık Yuksek Kurulu"nun oluşumunda sıyası mtelığı ağır basan kışılerın kunılda görev almalan sonucu, kurulun tasarruflanna "sıyası gölge" düştüğü yolunda cıddı kaygılar olduğu, ılerı sürülmekte ıdı Bundan bır öncekı Adalet Bakanı ıle yıllarca önce, Güneydoğu'nun bır kasabasında, bınsı kaymakam, öbürü savcı yardımcısı olarak bırhkte, bır ıkı yıl aynı yerde görev yapan ve o gün bugündür de, pek çok kımsenın bıldığı üzere aralannda sıkı dostluk üışkısı olan bır Yargıtay hâkımının, o Adalet Bakanı'nın bakanlıgı dönemınde, "Hâkım ler ve Savcılar Yuksek Kurulu" Başkan Vekıllığı'ne getınlmış olması halını, sadece bır "rastlantı" olarak kabul etmeye acaba hıç olanak var raı'' Bu şekılde oluşan bır kuruldan, tamamen sıyası bır kışı olan Adalet Bakanı'nın ısteğı dışmda bır tasarruf beklemek mümkün mü 1 Bu türlü tasarruflan, "hâkım temınatı" ve "yargı bağımsızlığı" ılkelen ıle bağ daştırmak olanağı var mı' Elbette yok' Sayın Yargıtay Başkan Ahmet Coşar'ın da "açış konusması"nda belirttiği üzere, bugünkü "Hâkimler ve Savcılar Yuksek Kurulu"nun oluşum bıçımının, hıç zaman geçirmeden, 1961 Anayasası'run 143 ve 144 maddelen hükümlerınde öngörüldüğü, o eskı şekline dönuştürülmesinde, "hâkım temınatı" ve "yargı bağımsızlığı" ılkelennın memleketimizde gerçekleşmesi ve ayrıca halen hâkimler üzerinde mevcut olan "siyasal" baskının da bır an önce kalkması yönünden, burada sayılamayacak kadar çok büyük yarariar olduğu, kesın inancındayız 12 Eylül 1980 askerı harekâtını müteakıp o zamanın Adalet Bakanı Cevdet Menteş'ın, sırf bu bakanlıgı, sadece c savcılan ıle ıcra memurları ve bır de hapıshane müdürlerının bakanlıgı olmaktan çıkararak 1961 Anayasası'ndan öncekı dönemlerde olduğu gıbı, daha "ıtabarh" ve daha "genış teşkılatlı" bır bakanlık halıne sokabılmek hesapları ıle çoğu gerçek dışı ısnatlarla, "Yuksek Hâkımler Ku rulu"nu, tüm kurul olarak kötUlemesındekı haksızlığını ve samımıyetsızlığını, başta Sayın Devlet Başkanı Kenan Evren olmak üzere, Mıllı Güvenlık Konseyı'nın sayın üyelenne anlatabılmek ıçın, Yargıtay'da, bu satırlann yazannın da ıçinde bulunduğu, beş daıre başkanından oluşturulan "komısyon", çekıngenlığı bırakıp daha cesareth bır davranış ıçensıne gxnp, "konsey" ıle temasa geçebılseydı, çok büyük bır ıhtımalle, eskı "Yuksek Hâkımkr Kuru lu"nun lağvı Onlenebılırdı Bence bu "tarıhı vebal" korkak ve çekmgen davTanan o zamanın Yargıtay yönetıcılerı ve aynca yargı ıle ılgılı saır tüm kurum ve kuruluşlann temsılcılenne aıttır (1) tsnuril Dot«na>. Milliycl Guctesi 15 Haziraıı 1981, > 2, Cumhurtyet Gaıclesi İS Ocak 1983, MiUiytl Gınlesi 15 Kuım 1986, Cnmburiyel Guetcsi 28 \ban 1986 (2) Lobt Çok m ı u b ı a yolsaı çıkuttr satUmık »m«a y l ı bir ı n y a gelcfck pırimnKolo koridorUnada, niıfaılu (evrelcrdc btsın vs <k çıkırcı bir «yasrtl gtçtrtl kılmaya çalışao kımKİerin mcydaaa gtürdlgı toplalak Mtydın Lıroujst, C 8 s 29 bkı (3) tgor Mamcu Goıkm Hak vt Huknk, Camhurtyel Gazet«i, 4 Teatmuz 1987, s 1 (4) Çctin AK>«İİU Vargı Bag^mstzbgı MHUycl Gazelcsi 7 Eylul 1987 s 11 21 EYLÜL 198 Yargı YılınınAçılışı ve Konuşnuılcir' ' Sayın Yargıtay Başkanı Ahmtt Coşadffı da "açış konuşması"nda belirttiği üzere, bugünkü "Hâkimler ve Savc\mr Yuksek Kurulu"nun oluşum biçiminin, hiç zaman geçirmeden, 4961 Anayasası'nın 143 ve 144. maddeleri hukumlerinde öngörütdüğü, o eski şekline dönuştürülmesinde, "hâkim teminatı" ve "yargı bağımsızhğı" ilkelerinin memleketimizde gerçekleşmesi ve ayrıca halen hâkimler üzerinde mevcut olan "siyasal" baskının da bir an önce kalkması yönünden, burada sayılamayacak kadar çok buyük yararlar olduğu kesin inancındayız, İ S M A İ L D O Ğ A N A Y Emekli Yargıtay Daire Başkanlarından tlk kez 6 Eylül 1943 günü o zamanın Yargıtay Bınncı Bajkanı rahmeth Halıl Özyörük zamanında başlayıp gunümüze dek ve tam 44 yıldır kesuıusız süregelen "Adh Yü" açüış törenlennden en sonuncusu 7 Eylül 1987 pazartesı günü "Yargıtay Konferans SalomTnda yapıldı Bugünkü Yargıtay Bırına Başkanı Sayın Aİunet Coşar, bır saat kadaı süren "açış konuşması"nda, yargının bütün sorunlannı açık bır yürekhlık ve ıçtenlıkle dıle getırdığı gıbı, onun ardından konuşan Türkıye Barolar Bırhğı Başkanı Sayın Teoman Evren de, yıne avukatlar yönünden, yargının sorunlannı cesaretle ve en ınce noktalanna kadar gözler önüne serdı Bız, bu ıkı "açış konuşması"nın sadece "yargı bagırasızlıgı" ıle ılgılı bölümüne degınmekle yetınmck ıstıyoruz kaca öriuk işleri konosanda yetkili ve görevü olan bir kurulun içerisinde Adalet Bakaaı'nıa ve bakanlık musteşannın bnlunması, yaıpçiar iuerinde dolayısı Ue siyasal erkin etklli olması sonucnnu doturur ki, bu durnmda hem yargıç kendisinı ve mesleki gelecegini gavencede görmez ve bem de vatandasın yargının hagıımaThgina olan gaveni vc iaaacı sarahr. Nltekim, Haldmter ve Savolar Yuksek Knnüu'nnn yapügı kimi tasarnıflar bızim vurguladıgımız aniamda bir gnvtn banalımının vaıiıgını ve bu guven bunalımının gJderek ymygınlaştıgını gostermektedir. Bnalann yanı sıra, Hâkimler ve Savcılar Ynksek Kunıln'non kendisine ait bir bınasımn olmaması nedeniyle kunü toplanülanniD Adalet Bakanlıgı binasıuda yapüması, yine knrulmn kendisine bagk bir sekretarvasının, ozerk bır butçesinın bulunmaması ve ozellikle karui uyelennin aslı görevleri Ue Ulşkilerinin kcsilmemesi, yargjçlann denedenmeierinde görev alan mufettişlerin dogrudan dognıya Adalet Bakanlığı'na bagh olmalan, yargı bagımsızlıgına ve yargıç guvencesıne golge duşuren ve çagdaş duzenlemelere ters duşen baskaca olumsnz yanlardır. Gerek açıklanan bu yönler gerekse biçbir tophmmn ve kisinin çağına karşı gelerek kendisini yuceltmeyecegine olan inanamızla, yargıçlann, benimsemedikleri ve de demokratik bolmadıklan için, içlerine sindiremedikleri bu sistemin yanlışlıgının kabııl edilmesini ve degişınesııu Lstiyoruz. Ve inanıyoruz ki, "Saglam bir inanç, esnekligi Ue sınanır. Her yucelen gerçek gibi, o da yaolışlannı kabnl ettikçe yeserir." "Türkıye Barolar Bırhğı Başkanı" Sayın Teoman Evren de konuşmasının "Yargı Bağımsızlığı ve Yargıç Temınatı" bölümünde avnen şöyle demektedır "AdaletJ gerçekkşünnek için yargılamanın başlandıgı gunden beri bagımsız yargı ve yargıç teminati siyaset ve huknk alanında surekli tartoşma konusu olmuştur. Lygarük ve demokrasinin gettşıncsi sonucnnda, nüllet buzur ve guveninin ilk şartı olarak benimsenmişrjr Yargıç teminadnın bulanmadıgı T^maııİT. da dogru kararlar dahi tarnşma konusu olmuş ve knşku Ue karsılanmışbr. Yasama ve yurutme organının yargısal denetimlni benimsemiş demokratik sistemlerde bagunsızlık ve teminat daha da buynk önem kazanmakUdır Yargının kendi içinden seçecegi, slyasi guçle iUşkisi bulunmayan kurullann bagımsızlık ve teminat için zorunhı oldugu duşnncesi, geiişmiş demokrasUerde agırlık kazanmışür. Ülkemizde fevkaIfide onemlı olaylar ve mucadeleler sonucu yargının kendı ıçinde seçümiş mostakU bir yargı tdaresince yöneblmesi bir sare nygulamaya koflalmaştnr. önce çeşith yasalarla vargı bagımsıziıgı için gerçckten sakıncaJı duzenlemeler peş pese yururinte girmiş ve bo yapdanma daha sonra aaayasanuzda yer almışbr. Yar CÜMmJRİYETTE/V OKUBLARA... OKAY Etkinlik B Bağuosızlık ve guvence Sayın Ahmet Coşar "açış konuşması"nın "Yargı Bağımsızlığı ve Yargıç Güvencesı" bölümünde aynen şöyle demektedır "Kesinüıiz 19 yıl» yakın bir sare, yargı bagımsızlıgnun ve yargK guvencesinin ulkemizde yışandıgı bır sttreç geçirdik. Şimdi Ue yargı ı»tıın«niıftımn ve ymrgrç guvencesiaiıı biraz daha daralthgı bir döncmi yaşıyoraz. BQ Iki dönemi de yaşamış yargıçlar olarak, kazandıgtmız deneylmlerie saglıklı bir degeriendinne yapabttme ve dojru bir sonuç çıkarabUme o i u a g ı m u vmrdır dnşnncesindeyü. Zira deneyscl mreç cmnlı bir oigndur ve kişiye karşıiaşbnna yapabUmesi için pek çok ve somut bakış noktası verir. Knşknsoz yasalara bağlı, saygüı ve kendilerini yasalara mecbar savan insanlanz. Amt yine de insanın, kendlsinl mecbur saydıgı yasalann yaranna da inanma» gerekir. Oysaki ber iki dönemi de art arda yafamtf yarpçiar olarak, ymrg" bciunsuiifi ve yargıç giveocesi fle Ugili olarak getirüen yeai sblemin yarartı olmadıgım ve gelecekte de bir yarar nglamavacagını oncdikle ve ozdlikle vurgolamak isteriz. Konınması konusundı kendlmizi gorevll saydıgımız ve nzerinde çok duvariı oktagumuz yargı bagtmsıdıgı ve yargıç gnvencesi Ukderi De bagdaşır niteükte görraedigimiz yön, Hakimkr ve Savcdar Yoksek Knrula'nun olrçam biçimine yöneüktir. Zira, ne kadar yansu oJnrtarsa obunlar Irarnlnn içerbİBde yurötme•in temsikisi konumunda bulunan Adalet Bakanı Ue oaa bagh btçlmde görev yapan bakanlık mnsteşannıa görev alnuüan yargı bagımsıriıgı ve yargıç gnvencesi Ukeleri Ue en anndan biçimsel aniamda ba|dajır nitelikte degUdır, dahası sakıncalıdır. Elbette Adalet Bakanı ve bakanlık musteşan, yargıçlara dognHİaa dogrnya herbangi bir konuda veya davada mttdahale edemez, etldli olanaz. Ama ymrgıçlann atanmaian, deneüenmeleri, terfileri ve baş asın etkıntığım yıüriyor mu ya da yıtırdı mı^ Batı'da da, ozellikle televızyonun, görsel gazetecılığın gelışmesıyle başlayan bu tartışma, ülkemizde r&feranduı dolayısıyla ve dar ufuklu bır polıtik tartışma olarak gündeme geldı Basın neredeyse tümüyfe "evet"çı olurken, hükümetn ehndekl TV "hayır"c/ oidu Sonuçta "evet"/n kıl payı kazanmasını, hükümet katında Türk basınının etkinlığinin azalması yönünde yorumlayanlar oldu Batı'dakı "etkinlik" tartışmaları, ulkemızden epeyct farklı olarak oldukça nesnel kıstaslar üzennde yapılıyor. Bır gazetenin satışının da ötesınde kaç kışı tarafından okunduğu ya da bır TV programının kaç kışı tarafından ızlendığı bagımsız araşürma kuruluşlan tarafından kesın< yakın bıçimde hesaptanabiltyor Böyle net bılgllere sadece gazete sevmeyen sıyasıler değıl, ozellikle reklarr, sektörü büyük gereksınım duyuyor ömeğın Fransa"da Bagımsız llan Araştırma Kuruluşu'nun yaptığı hesaplara göre, günlük ortalama satışı 364 000 olan LJB Monde, 1443.000 kışı tarafından okunmaktadır 165 000 satışlı übâratıon'un günlük okur sayısı ise 1030.000'ı bulmaktadır Etkınlıkten söz edıldığınde bılınmesı gerekeı ıkıncı önemli unsur bu okurlann kımler olduğudur Her yayın organının sıyası eğılımlennın ötesınde hangı toplumsal grup ya da yaş gruplannca ızlendığının bılınmesı gerçek aniamda etkinlik çözumlemelennı mümkün kılabılır Oysa ülkemizde henüz bu tür veriler oldukça kısıtlıdır Gazetelenn etkınlıklennın azalması ya da yok olması, ozellikle ıktıdardakı sıyasıler dara duştuklennde görmeye devam edeceklen tatlı bır düştür Uçuncu Napoleon şöyle demış "Gazetelerı hıç okumam, çünku yalnız benım ıstedığım şeylerı basarlar" Sıyasıler ıktıdarda oldukça bu düşlennl gerçekleştırmeye çalışmaktan kendılennı hıçbır zaman alamıyohar Ama demokrasıde utopya olan bu durum, dıktatörlüklerde gerçektr Bir süre önce Güney Koreli 96 gaz&tecı ve TV yapımcısı ortak bır açıklamayla halklarından özür dıiedıler Yıllardır yazılannda ve programlannda olayları çarpıtıyorlar ve yalan haberler ürettyorlardı, ancak hem ortam değışmıştı hem de kendılennı suçlu hıssedıyohardı Bu yuzden böyle bır günah çıkarma gereğı duymuşlardı Sıyasıler, basının gucü söz konusu olunca, yüzyıldır "kötü, şeytanca bır guç, sadece yıkan bır güç" gıbı nıtelemelennı yıneleyıp duruyorlar Ama gazetelerde ya da TV ekranlannda görünmekten bır gun bıle gen duramıyorlar Yıne Batılı bır sıyası ortaya daha ınce tanım atıyor 'Medyalar sıyasılerın düşünce alanını daraltıyorlar" Yanı sıyasıler bır kenara çekılıp, ıstedıklen şeylerı ıstedıklerı gıbı düşünemıyorlar, basının ortaya atttğı sorunlarla ılgılenme zorunda kalıyorlar Bu şıkâyete katılmamak elde değıl Çünku böyle bır başanyı gösteren basın, gücünu gerektığı gıbı kullanmış demektır Basın özgürlüğü, uzun süredır çağdaş Batılı demokrasinin en vazgeçılmez ılkelennden bırıdır Bu özgurluğu, hesaplı "etkinlik" tartışmalanyla, "kötuye kullanılan guç" tanımlarıyla genletmek çağdaş demokrası ılkelen açısından suçtur Bır sure önce Güney Afnka yönetımı basına yenı kısıtlamalar getırdığınde, ABD Dışışlerı Bakanlıgı da bu kısıtlamaları kınıyor ve sözcü şöyle dıyordu "Medyalara kısıtlama getırmek sadece gazetecıle ıçın bır ceza değıldır, bu, yurttaşları da haber alma hakkından yoksun bırakmal demektır Bu tür gırışımlerır bu ulkeyı, bağlı olduğunu söyledığı Batılı değerlerden uzaklaştırdığını görmekten uzürrtu duyuyoruz" Bu kınama cümlesı, her gün sadece Güney Afnka ıçın değıl, daha bırçok ülke ıçın de tekrarlanıp durabılır Ne yazık kı bızım ülkemız de henüz bu cümledekı tanımır dışına çıkamamış durumdadır EVET/HAYIR OKEff AKBAL f I Hesap Ortada Ikı lıste yan yana Bırı 1928, öbürü 1987 tarıhını taşıyor AKmış yıllık bır zaman parçasının gerısıne gıdelım Dolar 2 lıra, stertın 9 buçuk lıra, Alman Markı 47 kuruş, Isvıçre Frangı 38 kuruş Bır de bugünkü duruma bakalım Dolar serbest pıyasada bın lıra, sterlın 1590, Alman Markı 550, Isvıçre Frangı 643 lıra 2 lıra nerede, bın lıra nerede 9 Neyı gösterır bu, Turk Lırasının altmış yılda yabancı paralara oranla ıkı bın kat değer yıtırdığını1 Şımdı gelın de Türkıye ılerledı, gelıştı, 'çağ atlıyor' dıyenlere ınanıni Altmış yılda bu ulkenın parası ıkı bın kat değersızleşmışse bunda suç kımde'' Herhalde halkımızda değıl, bu ülkeyı yönetenlerde, daha doğrusu yönettıklerını sananlardal Ellı yıldır bu ulkeyı yöneten lıderler, doları kaçta alıp kaçta bırakmışlar? Sız de öğrenmek ıstemez mısınız'' 1940'larda dolar 130 kuruş 1928'de ıse2 lıra Demek on yıl sonra Turk lırası ddara karşı değer kazanmış 1946'da bır devalüasyon oluyor dolar 2 lıra 80 kuruşa yukselıyor 1950'de Ismet inönu ıktıdarı Demokratlara bırakırken dolar 280 kuruştur Menderes dönemi başlıyor, bır sure Türk Lırası önemını koruyorsa da 1958'de dolar 9 lıraya çıkartılıyor Ortaklıklar hükümetlerı gelıp geçıyor, dolar 9 lira.lik değerını surduruyor Demırel ışbaşına gelınce dolar 14 lıraya çıkarılıyor, Ecevıt dönemınde dolar 47 lıra oluyor, 24 Ocak 1980 kararlarıyla Özal ışbaşına gelıyor, önce Başbakan Yardımcısıdır, sonra da Başbakan Doiara günluk kur uygulaması başlamıştır Bırden dolar 100 lırayı buluyor Şu anda da bın Türk lırası karşılıgında bır dolar alabılıyoruzl Altmış yıllık serüven budur 130 kuruştan 1000 lıraya çıkmıştır ABD doları Doğallıkla tum yabancı paralar da dolar gıbı akıl almaz bır değer çızgısıne ulaşmıştır Menderes "Nuriu Ufuklar" dıyordu Demırel, "Böyyük Türkıys", "Bır Türkıye'ye bır Türkıye daha kattık" dıye gururlanı ^nyaTiçaretinin ÖnemlibirBankası Taksim Merkez Binasfnda! BugünveHergün... semıne dBase Lotus 123 Quick BASIC yordu Şımdı Özal da "Türkıye çağ atfıyor" dıye böburlenıyor! Oysa ne nuriu ufuklara varabıldık, ne büyuk Turkıye'yı kurabıkjık ne de çağ atlar duruma ulaştık! Her gun bıraz daha yoksullaştık, her gün bıraz daha bataklara saplandık Bakın son on bır yılda parasızlıktan, yanı geçım sıkıntısından tam 349 kı1 şı canına kıymış Fuhuş, on yıl önceye oranla kat kat artmış, yurttaşlar daha az gıdayla, daha kötu beslenır olmuşlar Işsızlık mılyonlara yenı mılyonlar eklemış Nuriu ufuklar, buyuk Türkıye, çağ atlamak sloganları boş çıkmışl D unva Tıcaretının, artık bır merkezı Taksım'de merkezlerıne suratle ulaşabılen ve gereklı bağlantıları kurabılen BNP AK Bankası, genel bankacılıkhızmetlennın\anısıra farklı bır tıcaret bankası olarak da hızmet \ ermektedır İyı bır bankanın muşterılerı ıle ılgısı ozel, \akın ve surekli olmahdır Bunun gereğı olarak BNP AK Bankası tum hızmetlerını "Size Özel Bankacıları" ıle ger^ekleştırmektedır de, AK Bankasında, ıhşkıler BNP çozumler de "Size Özel"dır BNP AK Bankası ımkanları ıle dunya tıcaret merkezlerıne Taksim kadar \akın olmak, dış tıcaret konularında uzman \e "Size Özel" bankaularla ^alışmak, modern bankacıhğın yenılıklerını gormek ve dunva standanlarında bır bankayla tanışmak ıstersenız' BNP AK Bankası, sızı 'Yenı Merkez Bınasında" beklıyor Bugun ve Hergun Bır yanda bır gecelık düğün ıçın 70 mılyon lırayı su gıbı akıtanlar var Göruyoruz resımlerını on bınlıkler ayaklar altında uçuşuyor Benım çocukluğumda da gelının başının ustunden para atmak adetı vardı, ama yeriere dökülenler hep bozuk paralardı, şımdı yuzlerce on bınlık banknot yeriere dökuluyor Duğün sahıbınde hıç sıkılma yok, "Benım evladıma az bıle bu masraf" dıyebılecek kadaD Ulkeyı, halkımızı bu hale getırenler, dışarıya bızlerı gırtlağımıza kadar borçlu kılanlar şımdı yenıden ıktıdara aday oluyorlar Şu Özal'ın gerçek kımlığını anlayamayan halkımıza şaşıyorum, bu Sayın Bay, Demırel'ın Planlama Musteşan, Başbakanlık Musteşan, 12 Eylül rejımının Başbakan Yardımcısı, baskılı, korkutmalı, engetlemelı 83 seçımının ışbaşına getırdığı Başbakan değıl mı7 1977 genel seçımlerının yenık duşen MSP Izmır adayı değıl mı? Işverenler sendıkasının baş sorumlusu dsğıl mı? Böyle bır kışıden halka, emekçıye bır yarar geleceğını sanmak kendımızı boş yere aldatmak değılse nedır? Yarım yuzyılda 130 kuruştan 1000 lıraya çıkan dolar gerçeğı yetmez mı sağcı ıktıdariarın ve lıderlerın başarısızlığını gostermeye'' AYŞE ÇAĞLAR (Şimşek) ıle BNP AK Bankası nın "Yeni Merkez Binası" kapüarmı bugun a^ıyor Modern binası, yenı sıstemlerı, genış bağlantıları,ozel hızmet yontemlerı, ve uzman bankacıları ıle çağdaş bankacıhğın ıvı bır orneğı şımdı Taksım'de Dunva tıcaretıne eşsız bır "bankacılık ağf ıle bağlı olan BNP AK Bankası banve Avrupahın bır numaralı dunyanın onde gelen kası olan Banque Natıonale de Parıs ılebankacılığımızın ornek \e buyuk ısmıAKBANK ın ortak kuruluşudur BNP AK Bankası. 80ayrı ulkedekı 2500 şubesı ıle dunyanın en bu\oık bankalarından bınsı olan Banque Natıonale de Parıs ın ve ülkemizde 611 şube ağına sahıp AKBANK'ın ımkanlarını bunyesınde bırleştırmıştır Boylesıne onemlı bır "bankacılık ağf ıle dunya tıcaret Bılgısayarlarınızda fınans muhasebe, ıstatıstık ve da tabankası uygulamalarınız yapabılmenız ıçın gelıştırıler guçlu paket programlarıdır Bu programları, deneyıml uzmanlarımızdan 8 saatlık semmerler ıle oğrenebılır veya bılgılerınızı ılerletebılırsınız Işletmelerde bılgısayat kullananlara yonelık semı nerler haftada 2 gun 14 00 1800 arası duzenlenmıştır Ayrıntılı bılgıyı merkezımız den temın edebılırsınız S1BEBN6TIH ELEKTnOHI« SISTEMLER ABAŞTMMA VE YATINCILIK LTD SelımehatunCamııSok 13/( FINDIKLI/ISTANBUL Tel 14519 80 İLAN B\KIRKOY 4. SLLH HUKUK HÂKtMLtĞt'NDEN Savı 1987/1146 Esas no 1987 1146 Karar no 1987/592 Sakar>a ıh Kuçuksöğutlu kö yu hane 118 alt 156/01, sa> fa 81 'de nufusa ka>ıtlı Ibrahım ve Nazmıye'den olma 1957 do ğumlu Metın Genv'e hükumlülüğu suresınce aynı verde nüfusa kajnlı annesı Nazıf kıa 1931 do ğumlu Nazmı> e Genç'ın vası ola rak la>ınıne 18 8 1987 tarıhınde karar venldığı ılan olunur 16 9 1987 Basın 11806 BIMPAK BANKASI ARİF ÇAĞLAR evlendıler 19 Eylül 1987 İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle