Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 HABERLER 18 EYLÜL 1987 322 hukukçunun ortak görüşü Seçim Yasası anayasaya aykırı Aralarında yargıçlık veya öğretim üyeliği görevleri yapmış, halen barolarda ve Türk Hukuk Kurumu'nda yöneticilik görevlerini sürdürenlerin de bulunduğu 322 hukukçu, yeni Seçim Yasası'nın, demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olarak azınlık oyu ile yasama organında çoğunluk sağlayacağı gerekçesiyle iptali gerektiğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosiı) Aralannda yargıçlık ve öğretim üyeliği görevleri yapmış ve halen Türkiye Barolar Birliğinde, çeşitli barolarda ve Türk Hukuk Kurumu'nda başkan ve yöneticiük görevlerini sürdürenİerin de bulunduğu 322 hukukçu, yeni Seçim Yasası'nın "demokratik hukuk devleti ilkelerine aykın" ve "azınlık o\u ile yasama organında çoğunluk etmesine olanak sağlayacağı" gerekçesi ile iptali gerektiğini açıkladı. 322 hukukçunun imzasıyla dün yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin 1%8 yılında yüzde 5'lik baraj sistemini getiren yasayı iptal ettiği de anımsatılarak, "Yüzde 20Tik baraj sisteminin anayasaya uygun bulunmasının yasal dayanagı yoktur" denildi. Aralarında Anayasa Mahkemesi eski raportörlerinden Avukat Metin Şekercioglu.Muammer Aksoy, İnsan Hakları Derneği Başkanı Nevzat Helvacı ile Halit Çelenk, Emin Deger ve Yahya Zabunoglu gibi tanınmış avukatların ve hukukçuların bulunduğu 322 hukukçunun açıklaması ozetle şöyle: "Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkileri, ana>asanın 148. maddesinde 'Kanunların, kanun hükmunde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün anayasaya şekil ve esas bakımlanndan uygunluğunu denetler' hükmiiyle tarif edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu nedenle 3403 sayılı yasanın esas yönünden de anayasaya uygurüugunu denetlemek dunımundadır. Anayasa Mahkemesi, 24.10.1968 tarih ve 13035 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1968/15 E., 1968/13 K., D.6/141 sayılı kararıyla barajh D'Hondt sistemine ilişkin iptal karan vermişti. Karannda, '...engelli seçim düzeni, seçmen azhğına dayanan temsilcilerin Mecliste çoğunluk sağlayarak yurt yönetiminin başına geçmelerine yol açabileceğinden, demokratik hukuk devleti ilkesine ve ayrıca anayasanm 55, 56, 68 ve 72. maddelerine aykın' bulunduğunu belirtmişti. Anayasanm 2. maddesinde cumhuriyetin temel nitelikleri sayılırken (Türkiye Cumhuriyeti... demokratik bir hukuk devletidir) denilmektedir. Yasa koyucu, yapacağı her yasada, özellikle siyasi rejim ile pek sıkı ilişkisi bulunan seçim yasalannda anayasanm bu ilkesini gözönünde bulundurmak, kuracağı seçim düzeniyle işbaşına gelecek Meclisin demokratik bir nitelikte olmasına özen göstermek zomndadır! 1961 Anayasası'nın 2. maddesindeki kararda geçen ibare, 1982 Anayasası'nın 2. maddesinde de aynen yer almaktadır. Rejimin 'demokratik' niteliği, temsili rejimlerde halkın çoğunluğunun temsili durumunda gerçeklik kazanır. Azınlık oyu ile yasama organında çoğunluk haline gelinmesi durumunda demokratik hukuk de\leti ilkesinden söz edilemeyeeegi açıktır." Türkiye, APye kabul edilmeli F . Almanya Genelkurmay Başkanı Org. A Itenburg, NA TO Askeri KomitesiDönem Başkanı sıfatıyla düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye, NATO'nun yeterli bir ortağı olarak kabul ediliyorsa, ekonomik pazarda da yeterli bir ortağı olarak kabul edilmelidir'' dedi. Haber Merkezi NATO Askeri Komitesi Dönem Başkanı ve Federal Almanya Genelkurmay Başkanı General VVolgang Altenburg, dün Komite'nin tstanbulda yapılan 96. toplantısı ardından düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin AT uyeliğine kabul edilmesi gerektiğini söyledi. General Altenburg, "Türkiye şayet NATO'nun yeterli bir ortağı olarak kabul ediliyorsa, o zaman ekonomik pazariarda da yeterli bir ortak olarak kabil edilmelidir" dedi. General AJtenburg, bir gazetecinin "Bundan AT'yi mi kastediyorsunuz" yolundaki sorusunu, "Kişisel görüşiimü soruyorsanız evet, ama görüyorsunuz şu anda üzerimde iiniforma var ve politikacılar bizim siyasi konulara karışmamıza karşıyorlar, siz gidin tanklannızın başına dönün diyorlar" diye yanıtladı. Federal Alman Genelkurmay Başkanı, NATO Askeri Komitesi'nin, dün Istanbul'da düzenlenen toplantısında, ittifakın güney kanadında cephane arttınmını nasıl sağlayacakları konusunu tartıştıklarını belirtirken, "Ancak sanıyorum NATO'nun, Türkiye gibi yardıma gereksinimi olan iilkelere yapacağı asıl katkı, sadece silah yardımı değil, endüstriyel potansiyelinin artmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır" dedi. NATO Askeri Komite Dönem Başkanı, "Viyana'daki konvansiyonel silahlann indirimi konusunda Dogu \? Batı bloklan arasında surdurulen gorüşmelerde, Dogu Anadolu'nun indirim kapsamına alınmamasını ongören Federal Almanya Genelkurmay Başkanv Suavi Sonafın fotoğrafgrafık sergisi Kültür Servisi Suavi Sonar'm Yapı Kredi Bankası Kâıım Thşkent Sanat Galerisi'ndeki fotoğrafgrafîk sergisi işadamı Asü Nadirtn eşi Ayşegül Nadir tarafından acddu Yaşar Kenuü, Zülfii Livaneli, Esin Afşar, tlhan Selçuk ve çok sayıda sanatçmuı katildığı sergide Sonar'm portre fotoğraflannın yanı sıra renkti ve siyahbeyaz tasaıım fotoğraflan yer aayor. Sanatçının yapıtlanm nasü bulduğunu sorduğumuz Zülfii Livaneli, fotoğraflann çok etkileyici bur emek bütünlüğü olduğunu söylerken, Ayşegül Nadir, özellikle tstanbul'u konu alan fotoğraflann Türkiye dışında da sergilenmesi gerektiğini, bu sayede htanbul'un tanıtımının da yapılabileceğini belirtti Nadir'e, 200.000 TL. civannda satılan fotoğraflardan alıp almayacağı sorulduğunda ise, "Henüz alıcı göıüyle gezmedim, vakit bulursam alıcı göıüyle resimlere bakıp alacağım" dedi. Sergi 10 ekime kadar açık kalacak. (Fotoğraf: LALE FtLOĞLU) Türk görüşü esas alındıgında Sovyetler Birliği'nin Kafkasyada tek yanlı olarak indirime gitmesi konusunda nasıl iyimser olunabileceği" şeklindeki bir soru üzerine, "Konvansiyonel sflahlarda indirime gidilmesi konusunda halen Viyana'da Dogu>e Batı bloklan arasında göruşme, ler sürüyor. Dogu Anadolu'nun durumu kanımca, bu göriişmelerdeki en güç pozisyonu oluşturuyor" yanıtını verdi. FKİeral Alman general, Sovyet lideri Mikhail Gorbaçov'un, silahlanma harcamalarını azaltarak, ekonomik gelişmeye ağırlık vermesinin, Sovyetler Birliği'nin konvansiyonel silahlar alanında üstün olduğu gerçeğinden kaynaklandığını söyledi. Altenburg, bundan sonra topyekün bir nükleer savaş olasıhğının düşük olduğunu ayrıca buna karsılık, konvansiyonel nitelikli bölgesel bir savaşın meydana gelmesi olasıhğının fazla olduğunu hatırlattı. General Altenburg, basın toplantısının sonunda, Türkiye'ye yardım konusunun bir kez daha gündeme getirilmesi üzerine, Türkiye'ye yardım yapılmasının gerekliliği üzerinde durdu ve "NATO'nun diger ülkeleri de Türkiye'ye Federal Almanya kadar yardım etse Türkiye şu anda çok daba iyi konumda olur" demekten kendini alıkoyamadı. NATO Askeri Komite toplantısına katılan 14 ülkenin genelkurmay başkanlan, dün Genelkurmay Başkanı Necip Tonımtay'ın Kalender Orduevi'nde verdiği yemeğe katıldıktan sonra Türkiye'den ayrıldılar. Secim Hukukumuz ve Sorunları Seçim sistemi ve d'Hondt ^ Doç. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK 12 Eylül 1980 Harekâu'nın daha ilk günü ilan edilen hedefleri arasında "Hür, demokratik pariamcnter sistemin slmdl oldogu gibi dejenere edilmelinc ve bkaanuuıaa m»ni olocu ve Türk loplumuna yaraşır bir anayasa vc Seçim kanuna ile partiler kanuno" haarlamak da vardı (1). Bu gözlem ve düşünce doğrultusunda hazırlanan 1982 Anayasası ve yeni Siyasi Partüer Kanunu gibi yeni Milletvekili Seçirai Kanunu'nda da 12 Eylül 1980 öncesinin ajır işleyen parlamento göıDnümü ile istikrarsız hukümet yapılanna tepki niteliği ağır basmaktadır. Hatırlanacağı Uzere, çok partili rejime 1924 Anayasası ve liste usulü çoğunluk sistemi ile giren Turkiye'de, bu seçim sisteminin 19501960 devresinde iküdar partisinin tahakkümune elverişli sonuçlar vermesine karşüık; nispi temsil sisteminin uygulandığı 1961 Anayasası döneminde yapılan beş genel seçimden üçünde hiçbir parti, tek başına hükümet kurmaya yeterli bir parlamento çoğunluğu kazanaraaraıştı. O nedenle 19611965, 19731977 ve 19771980 yasama dönemleri, Meclislerin, hatta komisyonların aylarca başkanlannı seçip çalışmaya başlayamadıflı; uzun süreli hükümet bunalımlanna degişik tcrüplerle birbirini izleyen koalisyon veya azınlık hükümetleri, hatta partiler üstü veya paniler dısı hükümetlerle çözüm arandığı devreler olmuştur. Bu devrelerde en çok kurulan koalisyon hükümetıeri ise koalisyon ortagı partiler arasındaki görüş ve anlayış farkları yüzunden genetlikle uyumlu bir çalrçma gösterememişlerdir. tşte bu gözlem ışığında 10 Haziran 1983 tarih ve 2839 sayüı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun hanrlaruşında da ilerde benzeri durumlara meydan vermeyecek bir seçim sistemi oluşturma düşüncesi egemen olmuştur. Gerçekten 1982 Anayasası döneminin Milletvekili Seçimi Kanunu Tasansı'm hazırlayan Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu Raporu'nda bu nokta açıklıkla belirtilmiştir. Anayasa Komisyon Raporu'nun konuya ilişkin bölümü şöyledir: "BUİDdiJi ve yaşandıgı gibi 12 Eylnl öncesi, istikramz koalisyon hükümetleri devri olmuş ve yısama hayatanda özelllkle koaljsyonlann kunılması ve devamındı nzüntü veren olaytara sahit olunmnştnr. Bnndan dolayı da yeni konacak seçim sisteminin ber seyden önce mümkttn oldugt] ölçnde istikrar saglamava elverişli olması flkri benimsenmiş; bu bedefe yönelik kurallar araştınimıştır. Fakat aynı zamanda anayasauın demokrasi duzenini, o düzenin içinde siyasi partUerin variıgını teminat altına alan ruhu dattumdimumkun olmayan Mr temcl olarak göz önnndc lutulmuştur. Bu Iki Ukedeo hareketle çogonlıık sistemi üe nispi temsil bir kere daha karşılaşbnlınış ve nispi temsUin d'Hondt sistemi benimsenmiştir. Ancak ufak partflerin yasaına medbinde temsiHai önlemek için baraj konması gerekli görittmiiş ve arafbnnalardaa sonra yart geneünde yözde on oranında bir baraj beninuenmisur. DtgeT tareftan illerde de gecerii oy sayısını, çıkması gereken mJHerveUli sayıana bölmekk eide edilen seçim sayısını aşamayan partilerin paylaşmaya katılmaması adalete uygun gorülerek sisteme konulmuştur" (2). Yukandakı açıklamadan da anlaşılacagı Uzere, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda Uke olarak d'Hondt usulü nispi temsil sistemi benimsenmekle birükte, bu sistemin seçim tekniği ile ilgili çeşitli yöntemlerle bir partinin tek başına hükümet kurmaya yeterli bir parlamento çoğunluğu elde etmesini kolaylaştıracak biçirade işlemesini sağlamak, buna karşılık küçük partüerin parlamentoda temsilini önlemek amacı ön plana çıkanlmış bulunmaktadır. Böylece bir seçim sisteminin öncelikle bir ülkedeki siyasal partilerden hangisinin hükümet kurmaya yeterli bir parlamento çoğunluğu kazanacağını belirlemesi anlanuna gekn ve aslında çoğunluk sistemlerinin özelliği olan "yarar ilked" Ue siyasal partUerin parlamentoda güçleri oranında temsilini sağlamayı amaçlayan ve nispi temsil sistemlerinin özelliği olan "adalet ilkesi", Anayasa Komisyonu Raporu'nda söylenenin tersine 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda adeta yer değiştirmişlerdir. Gerçekten de kanunda yarar ilkesi yanında, adalet ilkesi arka planda kalmıştır. Bu kanunda son bir buçuk yıl içinde yaptlan çeşitli degişikliklerde ise yarar ilkesinin biraz daha öne alınmasına karşılık, adalet ilkesinin daha da geriye itildiği dikkati çek d'Hondt sistemi nedir? Bütün bu değişikliklerle birlikte, 2839 sayılı Milletvekili seçimi Kanunu'nda ön planda tutulan amaca ulaşmak için kullanılan yöntemleri tam olarak değerlendirebilmek için önce kanunun temelindeki 'd'Hondt sistemini tanımak yararlı olacaktır: Adını, bulucusu olan Belçikalı medeni hukuk profesörü ve matematikçi Vlctor d'Hondt'dan alan bu sistem, bir seçim çevresinde siyasal partilerin aldıklan oylan göre kazandıklan sandalye sayısını hesaplamak için kullanılan basit ve Avrupa ülkelerinde oldukça yaygın bir nispi temsil yöntemidir. Turkiye'de ilk kez 25 Mayıs 1961 tarih ve 306 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 32. maddesiyle kabul edilen, şimdi de 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 34. maddesının 3. fıkrasıyla sürdürülen bu sistemin klasik biçimine göre, bir seçim çevresinde partilerin ve bağımsız adaylann aldıklan geçerli oy sayılan, o çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya kadar sırasıyla 1, 2, 3 ...'e bölünür. Elde edilen paylar, büyükten küçüğe doğru sıralanır ve milletvekiUikleri, paylann sahibi olan partilere ve bağımsız adaylara rakamlann büyük sırasına göre, "tahsis olunur (m.34/III). Klasik d'Hondt sistemini açıklamak üzere daha sonra da kullanacağımızbir örnek verelim: 6 milletvekili çıkaracak bir seçim çevresinde A partisi 99.000 (<7o33), B partisi 75.000 (%25), C partisi 54.000 (Vo 18), D partisi 42.000 (% 14) ve E partisi 30.000 (<P« 10) oy almıştır. Sistemin gerektirdiği bölme işlemlerini yaptığımızda şu payları buluruz: ÖRNEK 1.1 Klasik d'Hondt Sistemi Bolen 1 2 3 4 A 99.000(1) 49.500 (4) 33.000 24.750 B 75.000(2) 37.500(6) 25.000 18.750 C D 54.000 (3) 42.000 (5) 27.000 21.000 14.000 18.000 10.500 13.500 E 30.000 15.000 10.000 7.500 toda sandalye kazanabiunesi veya bir seçim çevresinden miUetvekili çıkarabilmesi için yasa ile öngörülmüş en az oy oranı veya oy miktandır. Tanımdan da anlaşılacagı Uzere iki tür baraj söz konusudur: Yüzde oranlı ve basit seçim sayılı baraj. 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, birincisini ülke çapında, ikincisini seçim çevrelerinde uygulamak suretiyle her iki baraj yöntemini de benimsemiştir. Gerçekten 2839 sayıh MiUetvekili Seçimi Kanunu'nun 23 Mayıs 1987 tarih ve 3377 sayılı kanunla değişik 33.maddesinin 1. fıkrasına göre, "Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde geçerli oylann yüzde 10'unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar." Siyasal partiler için ülke çapında konmuş bulunan bu genel baraj, Yüksek Seçim Kurulu'nun 13.8.1986 tarih ve K. 325 sayılı karannda da belirtildiği gibi sadece bir seçim çevresinden aday olabilecek bağımsız adaylar için söz konusu değildir (3). Ancak kuçük partilerin genel barajı listelenne koyacaklan bağımsız adaylarla aşmalarını önlemek üzere 3377 sayılı kanun, 33. maddenin 1. fıkrasına yeni bir cümle eklemiştir: "Bir siyasi parti listesinde yer almış bağımsız adaylann seçilebilmesi de" o partinin "yizde onlnk barajı asması ile mumküodür." Hemen söyleyeüm ki, yüzde 10 oranında genel baraj, başka ülkelerdeki benzerlerine göre oldukça yüksektir. Nitekim Federal Almanya'da ülke çapında baraj oranı yüzde 5 (Bundeswahlgesetz &6/IV), tsveç'te ise yüzde 4'tür (Regeringsformen, 3. kap, 7 &). Ülke çapındaki barajın seçim sonuçlan Uzerindeki etkisi ise, baraj oranı kadar bir ülkedeki siyasal yapılaşma, seçime katılan parti sayısı ve oylann dağılımı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bir genel eğilim olarak seçime katılan partilerin sayısı ile barajı geçemeyecek partilerin sayısı arasında bir doğru orantının varlığından söz edilebüir. Daha açık bir deyişle; seçime kaulan partilerin sayısı az ise baraja takılacak partilerin sayısı da az: buna karsılık seçime kaulan partilerin sayısı çok ise barajı aşamayacak partilerin sayısı da çok olacaktır. örneğin Turkiye'de 15 Ekim 1961 milletvekili genel seçiminde yüzde 10 genel baraj uygulanmış olsaydı, seçime kaulan dön paniden hiçbiri bundan etkilenmezdi (AP »?o34.79, CHP «rt>36.74, CKMP W,13.96, YTP1 ^13.72). Fakat aynı baraj, sekiz partinin katildığı 5 Haziran 1977 milletvekili genel seçiminde uygulansaydı; Millet Meclisinde yalnız iki büyük parti (AP <Fo36.87, CHP %41.38) temsil edilir, diğer partiler parlamento dışında kalırdı. 2938 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'na göre yapılan ve yalnız üç partinin katılabıldiği 6 Kasım 1983 seçiminde ise, genel barajın etkisi hissedilmemiştir (ANAP «M5.15, HP <^30.46, MDP %2'?.27). O nedenle yüzde lOgenel baraj, tam anlamıyla ilk kez, yedi partinin kaulacağı I Kasım 1987 milletvekili genel seçiminde denenmiş olacaktır. Ama on iki partinin katildığı geçen yılki 28 Eylül 1986 milletvekili ara seçiminde sadece üç partinin yüzde 10 üzerinde oy almış olması (ANAP o/o32.12, DYP <7»23.53, SHP «f«22.74), genel barajın önümüzdeki erken genel seçimde de nasıl işleyebileceği konusunda az çok bir fikir verecek niteliktedir. öte yandan, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda genel baraj, bir engelli koşunun ilk etabı dunımundadır. Çunkü bu engeti aşmak, sadece seçim çevreleri itibariyle yapılacak milletvekilliği tahsisi hesabına girebilmek için bir önkoşuldur. Ancak bazen seçim çevresi sonuçlan ile genel baraj çok çarpıa bir biçimde çelişebilir. örneğin; 14 Ekim 1973 milletvekili genel seçiminde yüzde 10 baraj uygulanmış olsaydı; CGP C7o5.27), oylann °7o52.33'ünü, yani salt çoğunluktan fazlasını aldığı Van'dan bile hiçbir milletvekili çıkaramayacaktı. O nedenle bu gibi haksızlıklan önlemek için genel barajın seçim çevreleri itibariyle hesaplanacak daha yüksek oranlı bir alternatif barajla tamamlanması gerekir. Nitekim tsveç'te bir parti, ülke çapında yüzde 4'lük barajı tutturamamı; olsa bile, en az yüzde 12 oranında oy aldığı bir seçim çevresinden parlamentoya girme olanağı bulabilmektedir (Regeringsformen, 3. kap. 7&). (1)RCMÜ Ganlt, 12.9.1980, S. 17103 Mükemr, s. 4 "Onclkurroıv ve MİIU GuvenUk Konscvi Bışkanı Orgcneral Kcıan Evrt«ln Türk Milltliıtc Açiklaması". (2) Duuşma Mccttsl, S. Sayısı 386 "MiUetvekiU Sc^mi Kanunu Tasana ve Asaytsa Komisjonu Rıponı (1/672), s. 3. (3) Vuksek Sc^m Kurulu'nun aulan karan için bk. Resmi Gazete, 23.8.1986, S. 19200, s.67. DISKe IngiUz seneükacüarindan destek mesajı tşSendika S«rvisi îngiliz İşçi Sendikalan Konfederasyonu TUC Genel Kurulu'nda Türkiye'deki gelişmeler ve sendikal haklar üzerinde de duruldu. Devlet baskılanndan bazılarında azalmalar görülmekle birlikte, sendikal kısıtlamalann devam ettiği vurgulandı. Türkiye'deki sendikal hak mücadelesinde, grevlere daha etkili destek verilmesi görüşü benimsendi. TUC Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan uluslararası komite başkanı Ron Todd, Turkiye'de bazı ilerlemelere tanık olduklarını, ancak sendikal hak kısıtlamalarının sürdüğünü belirtti. Cezaevlerini ziyaret edip, DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ün konuğu olduklarını, Netaş grevini ziyaret ederek işçilerin kararlılığını gördüklerini, daha sonra bu grevin başarı ile sonuçlandığını anlattı. "Daha da önemlisi, eski sendikal rekabetin bir >ana bırakılarak, devlet baskısına karşı ortaklaşa durma arzusunun işaretlerini gördük. Kongremiz Turkiye'de sendikal özgürlükler mücadelesinde gelişen bu birlikteliği selamlıyor. Sendikal özgürlükler için verilen bu mücadeleye elden gelen desteği vereceğiz" dedi. Genel kurul raporunda, Türkiye'ye ilişkin yer alan göruşler üzerinde söz alan Yüksek Öğretmenler Sendikası sözcüsü Kevin FiUgerald. DİSK uzerindeki ya, sağın kalkmasının önemi üzerinde durdu. DİSK'in mal varlığının 200 milyon sterlini bulduğunu ve kayyımlar elinde hükümetin bunu çarçur edeceği kaygısını taşıdıklannı söyledi. DİSK'in mal varhğının hükümet tarafından ILO'ya düşük gösterilmesinin kaygılannın kaynağını oluşturduğunu belirterek, DİSK'in 1 açılmasını ve mal varhğının geri verilmesini istedi. Genel kurula katılan çeşitli sendikalann başkan ve yöneticileri, Türkiye'ye ilişkin aynca yazılı bir açıklamayı imzaladılar. 6 Eylül referandum sonuçlarının, eski politikacılar uzerindeki yasağın kalkmasının olumlu bir ge • Hşme olduğu belirtüen açıklamada, hükümete rağmen elde edilen sonucun, askeri destekli hükümete bir darbe olduğu görüşüne yer verildi. Demokrasi yolunda atılmış' bu adıma rağmen, Türkiye'de hâlâ temel demokratik hakların kısıtlanmış durumda olduğu, cezaevlerindeki ağır koşullar nedeni ile açlık grevlerinin sürdüğü bildirildi. Bu payları seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısı olan 6'ya ulaşıncaya kadar bUyukten küçüğe doğru sıraladığımızda ki bu sıra, yukarıdaki örnekte parantez içindeki rakamlarla gösterilmiştir partiler arasındaki sandalye dağılımı kendiliğinden ortaya çıkar: 1 ve 4. miUetvekiHikleri A partisine, 2 ve 6. milletvekiUikleri B partisine, 3. milletvekilliği C panisine, 5. milletvekilliği D partisine tahsis edilecektir. örneğe göre, ortak bölen veya dağıtıcı sayı durumunda bulunan 37.500'den az oy alan, başka bir deyişle, ilk sandalyeyi kazanmak için ulaşılması gereken en az oy sayısını ifade eden seçim eşiğini aşamayan E panisine milletvekilliği tahsisi yapılmayacaktır. Dolayısıyta kullanılan oylann yüzde 10'u tahsis dışında kalmaktadır. Seçime katılan partilerin kazandıklan milletvekilliği sayılan şöyledir: ÖRNEK 1.2 Sandalye Dağılımı A B C D E Toplam 22116 Bu açıklamadan sonra, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun bir partinin tek başına hükümet kurmaya yeterli bir parlamento çoğunluğu elde etmesini kolaylaştırmak, buna karsılık küçük partilerin parlamentoda temsilini önlemek amacıyla getirdiği yöntemleri, daha sonra eklenenlerle birlikte şöyle sıralayabiliriz: 1 ÜLKE BARAJI (GENEL BARAJ) . Aslında klasik biçimiyle de d'Hondt usulü nispi temsil sistemi, yukandakı örnekte de görüldüğü gibi yapısındaki seçim eşiği nedeniyle kuçük partiler aleyhine işleyen, dolayısıyla sınırlı bir ölçüde büyuk partilere prim veren, yani onlann aldıklan oy oranının biraz üzerinde bir sandalye oraruyla parlamentoda temsil edilmelerine yardımcı olan bir sistemdir. Ancak bu, çeşitli ülkelerde çok sayıda küçuk partinin parlamentoda temsil edilerek çoğunluğun bir partide toplanmasını engellemelerini, hükümetlerin kaderi üzerinde gerçek güçlerini aşan bir etki kazanmalannı, böylelikle parlamenter rejim için bir istikrarsızlık unsuru olmalannı önlemeye yetmediği için bu sakıncalan gidermeye yönelik çareler aranmıştır. Bulunan çarelerin başında seçim sisteminde kuçük partilerin önune baraj koymak gelir.Baraj, bir partinin parlamen StRECEK Geleceğin yöneticüerini anyoruz., "Bir Kaâın... Bir Erkek " "Nitelik"sizin için çok önemli birsözcük. Yaşantınızda, ilişkilerinizde, Gençsiniz. Yurtdtışında yüksek öğrenim gö'rdünüz. (Ya da, Batı dilleriyle eğitim yapan bir üniversitemizae.) Belki, birhaç yabancı dil biliyorsunuz.işinizde, işyerinizde. Çünkü, yarın, niteliklerin artmasını gerektiriyor. Sizi Vakko'ya davet ediyoruz. Tanışmak için. Ve, gelecekte Iş İdaresi, Satış/Pazarlama, veya Moda özel uzmanhk dalınız. Vakko Mağazalannıyönetecek kişiler arasında olmanız için. Bugünden. Ama, genelde ilgi alanınız geniş... Dünyaya açıksınız. Yeniliğe... Kısa özgeçmişinizi ve birfotoğrafinızı içeren mektvbunuzu Gelişmeye: Öğrenimin, diploma edinmekle biten bir süreç 'Genel Koordinatör Vakko Mağazası, İstiklal Caddesi Beyoğlu Istanbul" olmadığını biknlerdensiniz. adresine göndermenizi beküyoruz.