29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER sayılamayacaktır. Bu karar, "insan hakları"na uygun olduğu gibi yargılama hukukunun evrensel düzeyde kabul ettiği ilkelere de uygun düşmektedir. Ancak sılayönetim askeri mahkemelerince ve Askeri Yargıtay'ca daha sonralan bu ilkelere ters düşen kararlar oluşturulmuştur. Gelişmiş ülkelerin yüzyıllar boyunca biriken deneyimlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkan ve Birleşmiş Milletler Genel Kumlu tarafından 1984 yılında oybirliği ile kabul edilen "işkence ve öteki zalimce, insanlık dışı, onur kıncı davranış ve cezaya karşı sözleşme"; işkenceyi tanımlamış ve sıkıyönetim ile olağanüstü hallerin bile işkenceyi haklı gösteremeyeceği düşüncesine yer vermiştir. Bu sözleşmenin 15. maddesi, işkence altında elde edilen anlatımlann, işkenceciden başka hiçbir kimse aleyhine kanıt olarak kullanılamayacağı görüşünü benimsemiştir. Bu hüküm, yargılama hukuku alanında önemli bir gelişmeyi simgelemektedir. Bu sözleşmeye göre işkenceli anlatım tutanaklan, işkenceci dışında, hiç kimse deyhine ne tek başına ve ne de başka kanıtlarla birlikte kullanılamayacaktır. Yargı organlanmızın; uluslararası antlaşma ve sözleşmeleri, gelişmiş ülkelerin hukuk standartlannı göz önüne alarak, yargılama hukukumuza demokratik ilkeler doğrultusunda bir ivme kazandırmalan zamanı gelmiştir. Anımsamakta yarar vardır ki Anayasa Mahkemesi de; kararlarında, "Yasalarımızın anayasanın açık hükümlerinden önce hukukun bilinen ve bütün uygar memleketlerde kabul edilen prensiplerine uygun olması şarttır" (4) görüşünü benimsemiştir. Sürekli olarak Avrupa'nın bir parçası olduğumuzun yinelendiği ve Avrupa Topluluğu'na üyelik için başvuruda bulunulduğu böyle bir dönemde, gelişmiş ülkelerin demokrasi ve insan hakları standartlan ülkemizin gündeminde yer alırken, hukuk alamnda da bu doğrultuda çabaların gösterilmesi, hukukun demokratikleştirilmesine katkıda bulunulması hukukçularımız için kaçımlmaz bir görev sayılmalıdır. 1) 1) 3) 4) As. Y. 2. D. 26/4/»73 giin. 973/35100 S.ü K. Erzincan. Sık. Yön. M. 4 9. 9M gun. 9S4 107375 S.lı K. AS.YJ.D. 4/9/9S4 gun. 984 107375 S.lı K. Anayasa Mak. 2S/4/M5 giin. 963/166 E&. 964/76 S.lı K. 14 EYLÜL 1987 Demokratikleşme>i DöşöntirkeKi.» CUMHURİYETTE/V OKURLARA. !•>•• Sürekli olarak Avrupa'nın bir parçası olduğumuzun yinelendiği ve Avrupa Topluluğu'na üyelik için başyuruda bulunulduğu böyle bir dönemde, gelişmiş ülkelerin demokrasi ve insan hakları standartları ülkemizin gündeminde yer alırken, hukuk alamnda da bu doğrultuda çabaların gösterilmesi, hukukun demokratikleştirilmesine katkıda bulunulması hukukçularımız için kaçımlmaz bir görev sayılmalıdır. OKAY GÖNENSİN Olumsuz örnekler Bir mahkeme kararında işkenceli anlatım tutanaklan konusunda şu değerlendirmelere yer verilmiştir: ".. Bir an için işkence yapıldığı kabul edilse bile, işkence; sanıktan (doğru cevap almak) için yapılmaktadır. Eğer doğru olmayan, uydurma cevaplar verilirse, işkencenin gayesi (doğru cevap almak) olduğuna göre, işkence daha da arttınlacaktır. O halde, bu durumun sanıklarca da bilinmesi tabii olduğuna göre, bu önermenin mantıki sonucu, işkenceye maruz kalanm doğru cevap vermesidir. Aksi takdirde işkenceye arttırılarak devam edilecektir. Öyleyse, ifadelerin işkence altında alındığı sabit bile görülse, bu; ifadenin gerçek dışı olduğunu, itibar edilemeyeceğini ortaya koymaz. Şu halde işkence ayn, işkence sonucu verilen ifadenin doğruluğu ayn şeylerdir;' (2) Askeri Yargnay 3. Dairesi de, işkenceli anlatur. tutanakları ile ilgili olarak şu değerlendirmeleri yapmıştır: ".. Buna karşı bir ikrann elde edilişinde işkence yapıldığı veya başka türlü hileli yollara başvurulduğu gerçekleşse dahi, bu tür davranışlar görevlilerin sorumluluğunu gerektiren ayn bir husus olacağından, eğer ikrar başka yan deliller ve maddi olaylarla teyit ediliyorsa, bunun değerlendirilip hükme dayanak yapılmasında hukuki bir sakınca bulunmamaktadır" (3) işkenceli ikrar tutanaklan konusunda verilen bu kararlar, Askeri Yargıtay'ın yukarıda sözü edilen ve demokratik ilkelere, insan haklarına uygun düşen 26.4.973 günlü karanna aykın olduğu gibi uluslararası sözleşmelerde kabul edilen ilkelere de ters düşmektedir. Sıcak Sonbahara Doğru... R HALtT ÇELENK Ankara Barosu Avukatlarından Toplumların ulaştıkları uygarlık düzeyi ve demokratikleşme süreci ile üstyapı kurumlan arasında sıkı bir bağ vardır. Bir ülkenin toplumsal ku. rumları o ülkenin uygarlık düzeyinin bir ölçütü r olarak kabul edilebilir. Örneğin bir toplumda uygulanan "yargüama hukuku"na yani insanlann nasıl yargılandığına, nasıl sorguya çekildiğine bakarak o toplumun demokratikleşme aşamasını ve uygarlık düzeyini anlayabiliriz. öte yandan çağdaşlaşma, demokratikleşme ve jnsan haklarına saygı kavramları da iç içe kavramlardır. Bugün ülkemiz bir demokratikleşme sorunu ile karşı karşıya bulunmaktadır. Demokrasiye giden yolda "insan haklarına saygı" en temel öğeyi oluşturuyor. öyle görünüyor ki ülkemiz, demokratikleşme mücadelesini uzun bir süre daha yaşayacaktır. Bu nedenle yurdumuzun demokrasiden yana güçleri önemli bir görevle karşı karşıya buİunuyor: Demokrasiyi ve insan haklannı en kısa sürede gerçekleştirmek ve yaşama geçirmek. Ama uygulamalar ve gelişmcler bu açıdan iç açıcı görünmemektedir. Orneğin ceza yargılamasında soruşturma işlevi, lıâlâ hukuk eğitimi görmemiş, bağımsız yargı görevini üstlenen mekanizmalara değil, yürütme organına bağlı güvenlik görev lileri tarafından yapılmakta, bu soruşturmada "işkence" denilen, kişinin özgür iradesini yok edici, kişiliğini ortadan kaldıncı maddi ve manevi baskılar uygulanmakta, bu yöntemlerle düzenlenen "anlatım tutanaklan" yargılamada bir öge, bir kanıt olarak ele almmakta ve bunlara dayanılarak hüküm oluşturulmaktadır. Biz burada demokrasiye geçiş sürecinin, hukuk açısından çok önemli gördüğümüz bir yönün üzerinde durmak istiyoruz. İşkenceli anlatım tutanaklan Bu konuda yargı organlarınca kimi kez hukuk ilkelerine, çağdaş yargılama hukukuna uygun kararlar verildiği gibi, özellikle 12 Eylül döneminde bu ilkelere ters düşen ve siyasal yönü ağır basan kararlar da verilmiştir. 1978 yılında 12 Eylül döneminden önce Askeri Yarp,ıtay, bir kararında şunları söylemiştir: ".. Ceza Usul Hukukumuzda vicdani delil sistemi esası benimsenmiştir. Bu sistemde H.U.M.K'da olduğu gibi deliller tek tek sayılmamış aksine, hâkim, delillerin takdirinde serbest bırakılmıştır. Ancak kanuna, ahlaka, genel adaba aykırı surette toplanan delilleri hâkim telakki etmekten kaçınmak zorundadırî' (1) İşkencenin yasaya ve ahlaka aykın olduğu açıktır. Bu karara göre, işkence ile alınan bir ikrar, delil eferandumun ertesi sabahı saat Tye doğru, kesine yakın sonucu, son birkaç bin aöet gazeteye verdiktan sonra önümüzdeki günleri gözden geçirirken, uykusuz gecenin yorgunluğu bir kat daha arttı. Aytar öncesinden erken seçim olasılığı üstünde durmuş, çeşrtli haberler vermiş olduğumuzdan hazıriıklıydık, kampanyayı izleme programımız belliydi. Uderlerin gezi programlan belli olunca, yine muhabir ve yazarlanmız, onların ardından Anadolu yollanna koyulacaklar. Seçim sisteminin getirdiği güçlükler hesaplanarak düzenlenmiş olan seçim ankeüerimizin programı da hazır. Yurt muhabinerimiz, bütün ulkede siyaset kulisini aynntılı olarak izleyebilmemiz için hemen kollar: sıvadılar. Ülkemizin bugünkü siyasal yapısını daha temelden araştıran yazı dizilerimlz de gelmeye başladı. Tabii, bu arada haftalık izinleri bile kullanmak birçoğumuz için düş olacağından, 45 günlük kısa tatil programlarıyla enerjimizi tazelemeye çalışıyoruz, Ilk olarak Ankara buromuzun haber şefi Ahmet Tarfı kısa bir dinlenmeye yolladık. Yazı işlerimizin fazla kalabalık olmayan kadrosu da bu yoğun dönemi iki önemli eksikle geçirecek; Alev Er ve Ismet Berkan arkadaşlanmız askertik görevterini yapmak için Izmir Nariıdere'ye gidince, diğer yazı tyleri sekreterierimiz izinsiz 2.5 ay geçirmeyi garantilemiş oldular. Yurtiçi muhabir örgütumüzü daha da geliştirmek için çalışmalanmızt sürdürürken, iki önemli dış merkezde sürekli muhabirlerim'ız, tam gün Cumhuriyet için çalışmaya başladılar; Edip öymen Londra'da, Şebnem Atiyas da New York'ta, artık bütün zamanlannı Cumhuriyet için haber kovalamakla geçirecekler. •k EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURL4RDAN Orman sevgisi ve koruma Karadeniz çocuğuyum. Ormanı ve ağacı gerçekten severim. Fazla da yaşlı sayılmam. Ama Karadeniz'de biten, tükenen ormanlara tanığım. Hep düşünmüşümdür, Türk insanı neden ağaca bu denli kıyar. Damştay bahçesindeki katliam ve Guvenpark katliamına niyetleniş de bunun günceüeşmiş örneğidir. Acaba diyorum hani bilinç altımıza bu vatam biz Bizanslılardan aldık, görmüyor musun her taraf kilise. Bu topraktan insana hayır gelmez. O halde bu toprak o kadar önemli değil gibi bir şey mi var? Ankara Savaşı'nda Timur'un filleri Çubuk Ovası'na ormandan giremedi diyor, Evliya Çelebi. Şimdi Çubuk cascavlak. Yıl I971'di. Trabzon'dan çıkan Rumlar köyümü'ze gelmişti. Ev yaptırıyorduk. Komşunun çocuğu büyük bir gürgen dalını kırntış da at yapmıştı. Rum, çocuğa, "Yazık yazık oğlum" dedi. Ormanımıza şöyle bir baktu Orman kelleşmişti. "Vah vah demişti." Hani, bize bir Yunan vatandaşı vatan ve ormanağaç sevgisi örneği gösteriyordu. Bu toprakian vatanlaştırmanın, altına imzamızı atmanın bir yolu da ormanları sadece muhafaza değil, geliştirme. Uygar olmanın ve ekonomik dengeyi korumanm ince yollarmdan biri ormanı sevmedir. H. GÜLERYÜZ / ANKARA Cüzelce köylerinde Rumlardan kalan Bilegi (üstü kesme taslarla örtülmüş taş evler) evler tükenmek üzere. Cürgenağaç köyünde Osman Avcı'nın ve Gürgenağaç köyü muhtarı Yusuf Keskin'in bu evlerden birer evleri var. Onlar bu evlerin öneminin farkmda değil. Yarın öbür gün yıkıp yerine yenilerini yapabilirler. Bizim ev vardı, ki ben o evde büyüdüm, bakımsızhktan yıkıldı. Onun için bu sağiam duran evlerin koruma altına ahnması ve görülmeye açılması gerekir diye düşünüyorum. Yetkilileri uyarmış olabilirsem, sevineceğim. BİR OKUR A\KARA Bir Garip Seçim Daha! Bugün eylülün on dördüncü günü... 1 ekimde partilerin aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu'na verilmiş olacak. Durumda bir değişiklik olmazsa, yani erken seçim tarihini değiştirmek, biraz geriye atmak girişimleri sonuçsuz kalırsa!.. Ki, Sayın Özal'ın kafasına koyduğu şeyden kolay kolay vazgeçmeyen bir insan clduğunu bildiğimize, parti grubunu da istediği gibi yönlendirdiğini de kaç kez gördüğümüze göre, böyle bir gecikmenin gerçekleşeceği çok kuşkuludur. Yani, 1 kasırnda genel seçimler yapılacak, 1 ekimde de seçime katılan partiler aday listelerini kamuoyuna ve resmi makamlara sunacaklar... Bilindiği gibi, 83 genel seçimi gerçek' bir seçim olmamıştı Konsey'in vetoları yüzünden SODEP gibi, Doğru Yol gibi partiler seçimlere sokulmamış, öteki partilerin pek çok adayı da listelerden çıkartılmıştı. Böylece meydanm Konsey'ce desteklenen MDP'ye kaldığı sanıldı. Oysa seçmenler yine de bir yolunu buldular Özal'ın ANAP'ını iktidar yapıverdiler! Bu kadarcık bir değişme bile kamuoyunu hoşnut kılmıştı. Anımsıyorum, seçim sonuçlarının açıklandığı gece, Sağmalcılar'ın füze bölümündetutuklu gençler, Özal kazandı. Sunalp yenildi diye sevinçli şarkılar söylemişlerdi. Sanki Özal ile Sunalp arasında devrimci gençlerin özlemleri açısından bir ayrım varmış gibi! Son aksam Devlet Başkanı aç'ktan açığa Özal'ı suçlamıs, kötülemişti, ama seçmenler bu sözlere uymayıp Özal'ı yeğlemişlerdi. Başarı bu kadarcık bir şeydi. Ama o günlerin koşullarında önemli sayıldı! 83 seçimlerinin, demokratik kurallarla hiçbir ilgisi yoktu. Şimdi 87 kasım seçimleri de demokratik kurallara aykın oluyor. Buna erken seçim dememeli, acele, kapkaç seçim adını vermelü Özal, bir an önce seçimi yapıp, kendi koyduğu sınırlar, engellerle seçimi yapıp, iktidarı bir beş yıl daha elinde tutmak hevesindedir. Baraj üstüne baraj koyarak, önseçimleri yaptırmayarak demokraîik ilke ve uygulamalara alışmış partilerin iç bünyelerinde kanşıkhklar tadsızlıklar yaratarak... Özal'ın hesapları bunlara dayanıyor, bu hesapları önleyecek bir güç de ortaya çıkmazsa, çıkamazsa, bir beş yıl daha ANAP'ın egemenliğinde yaşamak zorunda kalacağız gibi görünüyor... Ben, öteden beri seçim yoklamalarının, yani önseçimlerin tam bir dürüstlük ve eşrtlikle yapılmasını savunmuşumdur. Hatta bir partiye kayıtlı bütün üyelerin aday belirlemede, sıralamada oylarını kullanarak, etkin olmalarını yazmışımdır. SHP Tüzüğü'nde "Genişletilmiş Delege Sistemi" adı veriliyor önseçime... Bu tüzüğe göre. her seçim çevresinde kurultay delegeleri, parti HTierkez üyeleri, il kongresi delegeleri; o seçim bölgesindeki "ilçelerin kongre delegeleri; o ilin milletvekilleri, o seçim çevresinin partili belediye başkanları ve üyeleri, parti üyesi eski milletvekilleri, belediye başkanları, kongrelerce seçilmiş il yönetim kurulu üyeleri ve il başkanı, o seçim çevresindeki ilçelerin kongrelerince seçilmiş ilçe başkanları ve üyeleri, partinin eski MKYK üyeleri, eski parti kuruculan, mahalle ve köy görevlileri, o seçim bölgesindeki önseçtm delegeleri, parti üyesi muhtarlar, eski il ve ilçe başkanları, önseçime katılır ve oy kullanır•lar. Eski eserlerle kim ilgilenir? TRT'nin Karadeniz bölgesiyle ilgili programlarmı ilgiyle izledim. Herhalde Karadeniz bölgesini de turizme açma hedeflenmis. Olumlu ve güzel bir tavır. Ancak ben, Turizm Kültür Bakanlığı ya da eski eserlerle kim ilgüeniyorsa onlara bir uyarma yapmak istiyorum. Ayrıca Trabzon/Maçka kazasının Cürgenağaç, ' SHP Tüzüğü böyledir. Ama ekime kadar bu koşulları yerine getirmek olanağı bulunmadığına göre, genel merkezlere düşen, adayları saptamada kendine göre bir yol tutmaktır. O da merkez kurullarının adayları seçmesi... Bu nasıl olacak? Her parti kendine göre düzenleyecek bunu... Örneğin ANAP'ta bütün adaylr'in genel başkan tarafından atanacağı' kesindir; DYP'de de az çok böyle olacak. Bu partilerde genel başkanların dediğine üyeler fazla ses çıkaramaz! Çünkü aday olamayan partili bılir ki, partisi iktidara gelince milletvekili olamasa bile başka bir yerden kendisine bir çıkar sağlanacaktır! Durum öteki partiler için böyle, ama SHP demokratik kuraliara göre yönetilen bir parti olduğundan adaylık çekişmeleri epey gürültülü geçecege benzer. En çıkar yol, daha önce il, ilçe kongrelerinde ve kurultayda seçimler kazanarak il, ilçe ve merkez kurullarında yönetime seçilmiş, yan! bir denetimden, bir seçimden başarıyla geçmiş kişileri öncelikle aday olarak benirrrsemek tutulacak bir yoldur. Kısacası. SHP Parti Meciisi'ne büyük ış, büyük sorumluluk düşüyor. Önemli olan önümüzdeki NAeclise güvenilen. sağiam kişileri sokabilmek, iktidar karşısında kolay kolay alt edilemez bir güç oluşturmaktır. SHP Genel Başkam'na. Genel Sekreteri'ne ve son kuruıtayda seçilerek yönetime gelen öteki yöneticilere kolaylıklar dilemek isterim. Tarihsel sorumluluk taşıyan bir görevi başarmak zorundalar... 14.9.1987 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir yıl vadeli mevduata* ve mevduat sertifikalarına: Ağustos 1987'de gazetelerin ortalama gunlük net satışlan belli oldu. 11 gazetenin toplam satış artısı 90 bini bulmuyor, ancak eylül başından itibaren referandumla birlikte, siyasal yasamın canlılığını korumaya devam etmesiyle genel tiraj artışının hızla sürmesi bekieniyor. Bu arada maliyeüerdeki büyük artışlann suregelmesi de birçok gazete için yeniden fiyat ayarlamasını gündeme getirdi. Ağustos Temmuz 87ye Ağustos 1987 gorefark 1986 175 LİRALIK GAZETE 5324 113.716 119.086 Cumhuriyet 130 LİRALIK GAZETELER 36.934 654320 692.920 Hürriyet 51&804 16.924 594.744 Sabah 22a311 297516 18599 Günaydın 250.621 16.915 232.175 Milliyet 161.108 2.064 15a225 Turkiye 144.935 145.145 3326 Tercüman 142.039 14.088 144.879 Güneş 73.156 4.242 78529 Yani Asır 100 LİRALIK GAZETELER 6.124 302303 232543 Tan 2579 10aiO6 Bulvar 72.153 OcakAğustos 1987 dönemini kapsayan 8 ay alındığında, Cumhuriyetin bu süredeki orta/ama günlük net satısı 120.978 olmaktadır. Geçen yılın aynı 8 aylık döneminde ortalama günlük net satış 115.054 olmuştu, 1986 yılının ortalaması ise 118.028 idi. • Bu köşede zaman zaman süreli yayınlann saüş rakamlannı yayımlamamız, her seferinde değişik tepkiler aldı. Tepki ve eleştiriler arasında haklı yönleri olanlar da vardı. Kimi dergi yöneticileri ise, dünyanın her yanında, herkesin kolayca ulaşabildiği bu rakamları yayımlamamızı, "düşmanlık" diye niteleyebildiler. Bu arada, çok sayıda okurumuz da dergi tirajlannı düzenli olarak vermemizi istiyortardı. Sonunda haklı uyarıları da dikkate aian bir çalışma yaptık. ömeğin dergilerin bayilerde uzun sürp kalması iade hesabında gazetelerdeki kadar bir kesintiğe ulaşılmasmı eng&lliyordu. Kimi tür dergiler için "hareketli mevsim" sayılan bir dönem, başka tür dergiler için "ölüm mevsim" olabiliyordu. Dolayısıyla tümünün aynı dönemdeki satış rakamlannm alt alta sıralanması, kimi yanıltıcı izlenimler doğurabiliyordu. Satış servisimizin sorumlusu Fazilet Koza, bütün bu unsuharı dikkate alarak kapsamlı bir çalışma yaptı; değişik süreli yayınlann mayıs • ağustos aylannda satış eğilimlerini inceledi, yayın kuruluşlan ve dağrtım şirketleri sorumlulanyla görüştü ve dergilerin satış düzeylerini yansıtan genel rakamlardan oluşan bir tabloyu ortaya çıkarttı. Şunu yineleyelim ki, kültür ağıriıklı kimi dergiler için abone sistemi satış açısından önemli olmakla biriikte, bu verilerin deriemesi çok güç olduğundan aşağtdaki tabloda dikkate alınamamıştır. Gırgır 390.000, Fırt 150.000, Çarşaf 50.000, Umon 50.000, Haftasonu 105.000, TV 7 Gün 40.000, Haftanın Sesi 30.000, Milliyet Sanat 4.000, Gösteri 4.000, Gergedan 3.500, Nokta 50.000, Kadınca 26.000, Erkekçe 18.000, Onyeai 25.000, Ev Kadını 13.000, Playmen 55.000, Elele 26.000, Blucin 120.000, Bravo 11.000, Kadın 9.000, Kapris 9.000, Playboy 20.000, Ysni Gündem 12.000, Akis 4.000. Vankı 2.500, Vizon 10.000, Bilim Teknik 55.000, Commodore 6.000, Benissimo 6.000, Müzik Magazin 70.000, Hey 23.000, HayatSes 20.000, Sabah Yıldızı 55.000, Şehir 2.500, Gölge Adam 40.000 % 52 Faiz TÜRKİYE İŞ BANKASI *Bir yıl vadeli, aylık faiz ödcmeli tasarruf mevduatına: % 43 faiz. Bir vıl vadeli, üçer avlık faiz ödemeli tasarruf mevduatına: % 45 faiz. ANMA SENİ YİTİRİŞİMİZİN 7. YILINDA ÖZLEMLE ANIYORUZ. ANIN BİZE IŞ1K OLACAKTIR. ERDOĞAN KOLAT AİLESİ VE DOSTLARI HALÜKOZKAN "(ıst iıst illt •S' Amerikalı Halk O/anı Nyofu T\sın"a ?.v katkılarından öturü tcşekkürter... ANMA kııjr ERDOĞAN KOLAT Seni yitirişimizin 7. yılında özlemle anıyoruz. Anın bize ışık olacaktır. AİLESİ ve DOSTLARI Sevgili Arkadaşımız Can Dostumuz Değerli Bilim Adamı Prof. Kaseli Aldını/ mı 1727 yaşlannda bayanlar lngiltere'de çocuğa bak karşılığında Ingilizce ögren. H8 53 42 lnj;ill«rc\!e i.^ıhzcey ucuı uğrerıüK ımkânını ^irketinıiz sağlar. Derirı Limiıed 158 53 42 MURAT SAKICA'yı DOSTLARI ölümünün 4. yılında sevgiyle anıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle