24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1987 HABERLER CUMHURİYET/7 'GüzeVle ilgili bilgi sızdırmadık'' ANKARA (UBA) Ancvatan Partisi genel başkanlık siyasi müşavirleri, Devlet Bakam ve Hükümet Sözcusü Hasan Celal Güzel'in istifasıyla ilgili bilgi sızdırdıklan iddiasım reddettiler. Güneş Taner, konuya ilişkin olarak görüşlerini açıklarken Taşar'la kendisinin ANAP kurucusu olduğunu hatırlatarak, "Sayın Taşar genel sekreterlik, ben de genel başkan yardımcılığı yaptım, şimdi ise genel başkan müşaviriyiz. Görevimiz bilgi sızdırmak değil. Hiçbir MKYK üyesi de bilgi sızdırma gibi konulara tenezzül etmezler. Görüşlerimizi açıkça söyleriz" dedi. ANAP eski Genel Sekreteri, özal'ın siyasi danışmanı Musta/a Taşar da ANAP disiplini içinde çahşttklarını belirterek "Biz Çernobilmiyiz ki sızdıralım, neyi sızdırmışız?" dedı. Metris'tesan 'bağımsızlar'ı, beyaz 'itirafçılar'ı, kızıl 'direnenler'i tanımlıyor Tutukluya beş renk DevSol davası samklarmdan, 6 yıldır tutuklu bulunan Bedri Yağan, cezaevi yönetiminin tutuklularla ilgili renk sınıflandırmasını anlatırken yeşil rengin 'ılımlılar'ı, mavi rengin ise 'ülkücüler'i tanımlamakta kullamldığtnı belirtiyor. Yağan'a göre idare, tutuklularla ilgili her yazışmada, isimlerin yanına bu renkleri de ekliyor. DZJYDUK / GORDUK YALÇIK PEKŞEN FÜSUN ÖZBİLGEN Metrıs Askerı Tutukevı'nde kalan tutuklular, cezaevı yonetımı tarafından renk ayrımma tutulmuş. Tutukluların başhca yakınma konulan arasında kendılerıne birbırinden oldukça farklı davranılması yer alıyor. Özellikle "itirafçı" tmukluların çok kollandığını, cezaevinde tutuklu gibı değil de adeta koruma görevlisi gibi rauamele edildiklerim anlatıyor. Solcu tutuklular, kendılerıne gelen mektup ve kolilenn bu "itirafçılar" tarafından kontrolden geçinldigini de iddia edıyorlar. Sağ ve sol goruşlü tutuklular ile tarafsız olduklannı belirtenler veya itirafta bulunanlar ayn ayn koğuşlar da kalıyorlar. Cezaevı yönetimı de bu tutuklulara davranış biçimterine gore birer renk vermiş. DevSol davası samklarmdan Bedri Y'agan, bu renk ayrımını şöyle anlatıyor: Tutuklunun rengi "Cezaevinde kayıtlar her tutukluyadavraıuşına gore, renk verilerek ttıtuluyor. San renk bagımsızlara, bevazrenkitirafçılara.mavi ülkaciilere yeşil ılımlılar ve kızü ise cezaevinde baskılara karşı direnenlere veriliyor. Bizlerie ilgili her yaztsmada bu renkler ismimizin yanında belirtiliyor." Cll koğuşunda kalan sağ goruşlu tutuklular adına açıklamalarda bulunan temsılcilen Orhan Polaı da kendılerine farklı muamele edıldıgin den yakınıyor. Polat şöyle konuşuyor: "Turk milliyetçiliğine mensup ulkucüler olarak bizlere cezaevi idaresince farklı davranılmakladır. Devlet tarafından uygulanan sozde denge politikasının çarklan ulkuculerin ezilmesi için dondurulmektedir. Yine de biz devktin bekası için camnuzı vermekten çekinmeyecegu." Metns Lezaevı'mn kondorlarında da "veciz" sözler tablolar halinde sıralaruyordu. Bu sozler, arasında "Bozuk musluklan onart, milli servet boşa akıyor" ise en sık rasılanılanı ıdi. Resim atölyesınin bulunduğu bölgede daha renkli bir pano vardı. Ortada yanm Ataturk bustunun çevresinde "Milli Birlik ve Beraberiik" yazılı bu panoda "Laiklik", "Milliyetçilik". "Cumhuriyetçilik" gıbı altı ilke sıralanmış. Sonra bu panodan bir ok çıkıyor gıdip köşeyı dolanıyor ve yan duvarda sonuçlanıyor. Okun ucunda kocaman bir yazı yer alıyor: "Çagdaş u)garlık duzeyi." Metris Tutukevi'nin kütUphanesin de kitaplar konulanna göre aynlarak yerleştirilmiş. Bir raf "rniUi tarih", bir başka raf "Auiiirk". başka bir raf "Tercüman'ın 1001 serisi", bir başka raf hukuk, romanlar. Burada itirafçı sanıklar bulunuyor, yan tarafıa yer alan resım atölyesinden de tarafsızlar ve itirafçılar yararlaruyor. Resım atölyesine giden kondorun duvarlarına yağlıboya çalışmalar asılmış. Revırde bir doktor ve bir diş tabibi bulunuyor. Ayrıca sağlık rnemurlan da var Serumlar, antibiyotıkler, vitamin ığneleri ecza dolabında. Bu tur imkânlar var, ama örneğin Halil Guçliı adındaki lutuklunun ciğerlerınden sorunu. olümcul bir hastalığı varmış. "Burada seni tedavi edemeyiz, imkânunız yok" denılmış kendisıne. 1984 yılında ise Adil Can isımlı tutuklunun tek tip elbise gıymeyi reddettiği bahanesı ile hasta olduğu halde revire bıle göturulmediğinı gozlerinin onunde can verdiğını soyluyor C13 koğuşundaki tuıuklular. Şenol Morgül ise 2 yıklır göz muayenesıne gıdemedığini anlatıyor. Tutukevinin bazı koğuşlan da özel isımler almış. İçinden kocaman kalorifer bacası geçen C bloktaki koğuşların adı "Çernobil". Gerçekten de biz avluda konusurken baca, yemek veya sıcak su için yanıyor olsa gerek, pıs kokulu duman ve ıs salıyordu. "Siz bir de kısın kalorifer vanınca gorun burasını" diye anlatıyorlar. E23 koğuşunun adı ise "Sibirya." Bu isim de kışın soğuk olduğu ve diğer tutukluların bulunduğu koğuşlardan çok uzakta onlarla ılışkisı kesık bir konumda olduğu ıçın verilmiş. ' Cezaevi müdürü Albay Nevzal Şimşek ve Hâkim Binbaşı Adli Müşavır Abdulkerim Canıürk, tutuklulara asker karavanasının aynısının verildığıni beliniyorlar ve gunluk ıstıhkak bedelinin 1100 lira civarında olduğunu söylüyorlar. Bin kişi kapasıtelı askerı tutukevınde şu sıralarda U'i bayan olmak uzere 4S4 tutuklu ve hükumlu bulunuyor. Uçak böyle yapılmaz... Amerika'dan gelen parçalann cıvatalannı sıkmak uçak yapmak değ'Mir. Erbakan 29 Ekim'de uçacağı ilan edilen ilk Türk uçağı F16 için işte bu yorumu yapıyor. ANAP'tan DYP'ye katılmalar Haber Merkezi Gaziantep, Kars ve Eskişehir'de birçok ANAP'lı partilerinden istifa ederek DYP'ye geçti. Devlet Bakam ve Hükümet Sözcusü, Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel'in partisinden istifa edeceği yolundaki söylentiler, parti üyesi yandaşlarım etkiledi. Gaziantep Belediyesi'nin ANAP'lı Meclis üyesi Ali özkürekçi, DYP'ye kayıt yaptmrken daha önce ANAP'tan ayrılan 500 kadar eski ANAP üyesinin özkürekçi ile birlikte DYP'ye girdiği bildirildi. Kars'ın Digor ilçesinde ise aralannda ANAP ilçe ikinci başkam Halis Çağın ve il genel meclisi üyesi Bekir Bulut'un bulunduğu 342 ANAP'lı, DYP'li oldular. Başbakan Turgut özal'ın Eskişehir'e gel'ışinden sonra ANAP'tan istifa eden 150 kişi DYP'ye girişleri için düzenlenen törende, "ANAP'tan DYP'ye geçecek pek çok kişi var. Yakında bu sayı Eskişehir'de bini aşacaktır" dediler. 700 işçi işbaşı yapmadı 2. Boğaziçi Köprüsü Referandum Manzaraları Referandumdan haberi blle olmayan Erzurumlu vatandaş, "Evet dersen Demlrel, hayır dersen özal gelecek" şekllndekl açıklamama "Öyleyse ben oymoy vermlrem.. Al birlnl vur öbürune babam..." karşılığını veriyor. Ve bizim günlerdlr yaztp çlzdiklerlmlzl en kısa yoldan özetllyor. SAMSUN "İnsan hakları ile oynanmaz. Suçu olmayan insanlara ceza verilmez." "Oylamayla iki kere iki beş etmez. Kadın erkek, erkek kadın olmaz." "Hukuk oylanmaz. Hukuka tabi olunur." "özal ikiyüzlülük etmiştir. Mecliste evet demfcş, daha sonra "Hayır deyin" diye yollara düşmüştür." "İlk Türk uçağını 1988 Cumhuriyet Bayramı1 nda uçuracağız diyoriar. Uçak böyle yapılmaz.. Amerika'dan gelen parçalann cıvatalannı sıkmak, uçak yapmak degildir. Amerikalılar Turkiye'ye 60 tane uçak satmak istiyoriar. Fakat parasını garantiye almak için cıvatalarını bite peyderpey veriyorlar. Cumhuriyet Bayramı'na kadar beklememiz o yüzden.." Yukarıdakı sözler, bir protesörün referandum Amerikalılar Turkiye'ye 60 tane uçak satmak istiyoriar. Fakat parasını garantiye almak için cıvatalannı bile peyderpey veriyorlar. İşte F16 için Cumhuriyet Bayramı'na kadar beklememiz de bu yüzden...' konuşmalarında söylediklerinden bazı bölümler. Hemen hemen tümü doğru ve herkesin gözü kapalı katılabileceği turden görüşler... POÜTİKA BİR MARATON... Ne ki, kulak asan pek yok... Çünkü bunları Profesör Dr. Necmettin Erbakan söylüyor... Politika sahnesinde bulunduğu sıralarda "olmayacak dualara amin" diyen bir kişinin iktidardan düşüp yasaklı duruma gelince aklının başınageimesine kımse aldırmıyor. Bundan böyle doğru sözler etmeye başlayan Hoca'nın çevresindeki ilgisizlik, politikanın 100 metre koşusu değil, maraton olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Elinde her türlü olanak varken kadayıf pişirmekle meşgul görünen Erbakan'ı şimdi "takan" o kadar az ki... * •• Öte yandan, iktidara gelmeden önce, "Bu memleketin bir numaralı sorunu enflasyondur" diyen Başbakan Turgut Özal, şimdi halkın gözünün içine baka baka "Memlekette huzur ve güven tamdır Allah'a şükür.. " dıyor. Bu sözlerin soylendiği günün gazetelerinde ise "Erufv ta 25 vatandaşımızın daha terörıstlerce öldürüldüğü" haberi yer alıyor.. Başbakan, "Eskiden yabancılardan kredi alırdık. Şimdi kasalarımız döviz dolu. Bu yıl biz yabancı ülkelere 15 milyar dolar kredi verdik" diyor. Ardından ekliyor: "Gelecek yıl Cumhuriyet Bayramf nda kendi yaptığımız uçaklaria uçacağız ınşallah..." F16 İLE GİDERİZ GEZMEYE Bu sözlerin inledığı sokaklarda, meydanlarda insanlar yırtık pırtık giysiler içinde.. Yol boylarında her metre kareye bir boyacı, bir simitçi, bir tatlıcı, bir ayçiçeği satıcısı, bir su satıcısı, bir kilo tartıcısı düşüyor... Özal'ın söyiediği gerçekleşır de, gelecek yıl kendi yaptığımız uçaklaria uçarsak, eski bir deyişimizi biraz değtştirmemiz gerekecek galiba: "Ayranımız yok içmeye F16 ile giderız gezmeye..." Yukandaki iki ayn otay bir noktada birteşiyor... Başka örnekler de vermek olası.. Politikacılarımızın iktidara gelince akılları başlarından gidiyor. iktidardan düşünce yeniden geriye dönüyor. Bunun başka bir izahı vaa mı? • ** ErzurumTrabzon arası otobüsle 8 saatlik bir yolculuk.. Fazla uzun sayılmaz. Ne ki, ınsanı canından bezdiriyor... Küçük Emrah, Küçük Ceylan, ve büyük İbrahim Tatlıses'in türküleri ile kafamız kazan gibi ünlü geçıtleri (Kop ve Zigana) geçmeye çalışıyoruz. Hele Zigana geçidine yaklaşırken yol iyice daralıyor. Zaman zaman bir tekerleğimız havada dönüyormuş gibi geliyor bize.. Pencereden görünen manzara daha da iç karartıcı: Taa aşağılarda daha önce uçuruma yuvarlanmış araçlann eğri büğrü kalıntıları var. Bu manzaraların üstüne önce yoğun bir sis, ardından bardaktan boşamrcasına bir yağmur da bastırmaz mı? Yüreğimiz ağzımızda... Tam bu sırada Karadenizli şoförümuz ön sırada oturan yolcularla sıkı bir "evethayır" tartışmasına girişmış durumda.. Kendisini öylesine kaptırmış ki, konuşmasını zaman zaman arkasına dönerek sürdürüyor. 'Demürel şoyle dedü daa." "Özal bunu yaptı daa..." türünden çıkışları bizim oturduğumuz arka sıralara kadar ulaşıyor. ' DAA'NIN İNGİLİZCESİ Diğer yolcular pek aldırmıyorlar, ama otobüste bulunan bir turist grubu saç baş yolrra noktalannda.. Ne ki, dil sorunundan dolayı dertlerini kimseye anlatamıyorlar.. Sonunda bin kalkıp şoförün yanına gidiyor, el kol hareketleri ile bir şeyler anlatıyor... Şoför o havalarda değil.. "Ha ne diyor bu gavur daa.. Çişi mişi mi gelmiş bi sor daa" diye muavineaktarıyordurumu. Muavin uzun uzun sorguya çekiyor turisti.. Hatta işi adamın "çiş" le ilgili bölgelerini göstermeye kadar vardırıyor. Oayanamayıp aralarma giriyorum. Bu tehlikelı yolda şoförün arkasındakilerie konuşmasından rahatsız olduklannı açıklıyorum. Bu açıklamayı ne şoförün, ne muavinin aklı alıyor.. Uzun uzun gülüşüyoriar. Sonra şoför, "Sen söyle onlara bi şey olmaz daa..." diyor. Bu cümleyi çeviriyorum ama yine anlamıyorlar. Herhalde eksiğim "daa"nın İngilizcesini bir türlü bulamamam.. Bu sözcüğü anlayabilseler durumu da anlayacaklar... Onlar, yatıştırmak için bir kaç Karadeniz fıkrası anlatıyorum. Biraz anlar gibi oluyorlar. Sonunda şoför ve muavini haklı çtkıyoriar. Gerçekten "bir şey olmuyor..." Trabzona sağsalim (ve kanter içinde) vardığımızda muavin, genç turistin sırtına bir şaplak indirerek şunları söylüyor: "Boşuna korktun daa..." İŞİN ÖZETİ Otobüste yanıma düşen konuşkan bir Erzurumlu ile sohbeti koyulaştınyoruz. Mesleğımi, buralarda ne aradığımı soruyor, söytüyorum. Fakat "referandum" sözünde bir sorun çıkıyor. Erzurumlu'nun "Ne dum...?" diye sorduğunu görünce "halkoylaması" diyorum olmuyor, "kamuoyu yoklaması" diyorum olmuyor.. "Evethayır"ı duymuş ama hangisinin ne anlama geldiğini bilmiyor.. Sonunda sözü uzatmamak için şöyle anlatıyorum durumu: "Evet dersen Demirel gelecek, hayır dersen Özal..." "Başka bir imkânı yok mudur" diye soruyor Erzurumlu. . Bilmem ki, var mıdır? Ecevit ve İnönü'nün şanslı olduklannı söylemek oldukça zor geliyor.. "Yok" diyorum. Kısaca, aldığım karşılık şöyle: "Öyleyse ben oymoy vermirem. Al birini vur öbürüne babam..." Erzurumla vatandaş bu cümlesiyle bizim günlerdir yazıp çizdiklerimizi en kısa yoldan özetlemiş oluyor... 6 EYLÜL ÇEKİRDEĞ1 Ozal, yağmur olsa tarlanıza yağmaz. Husamettin Cindoruk Özal'ın yüreği mangal da bizimki kahveci cezvesi mi? Suha Baykal flzmir eski Merkez İlçe Belediye Başkam) Yasakçılık, ar ve haya sahiplerinin yapaeağı iş degildir. Suleyman Demirel Bu İnonii, bo\u uzun aklı kısa İııonu. Yılmaz Hocaoğlu (ASAP'h milletvekih) Almaııcılar! Ovunuz sağlam olsun ha! Hayırlı olsun ha! Turgut Özul 2. Boğaziçi Köprusü 'nün çevreyolu yapımında çalışan 700 işçi, 45 arkadaşlarının işten çıkarılmalarını protesto etmek amacıyla ışbaşı yapmadı. İşSendika Servisi ikinci Boğaziçi Koprüsü'nün çevreyolu yapımında çalışan 700 işçi, 45 arkadaşlarınm bir süre önce işten çıkarılmasını protesto için dün işbaşı yapmadılar. Italyan IGL ile STFA ortaklıgına bağlı olarak çevreyolunun ÇamlıcaGebze bölümu yapımında çalışan işçiler, çıkarılanlar yeniden işe alınıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini bildirdiler. İşçilerin PendikKurtköy şantiyesinde topluca iş bırakmaları üzerine jandarma, işyerinde güvenlik önIemleri aldı, ancak işçilere müdahale edilmedi. Güvenlik görevlileri, eylem nedeniyle işçilerin ifadesini ahrken, işverenin istemi üzerine gelen Çalışma Bakanlığı İş Müfettişleri de inceleme ÇEVREYOLU ÎŞÇÎLERİ Giıventik görevlileri, toplu iş bırak yaptılar. îşçüer, iş müfeuişlerinin ma eylemi nedeniyle işçilerin ifadesini aldı. Çalışma Bakanlığı mü işbaşı yapma çağrısına da olumr fettişleri de, işverenin isteği üzerine inceleme yaptılar. (Fotoğraf: suz yanıt vererek, e> lemlerini bütün gün sürdürduler. ERDOĞAN KÖSEOĞLU) İkisi de Gültepeli DevSol davasımn itirafçı sanıklanndan Erdogan Özbilek, kütuphanede karşısında oturan Hasan Taylan'ı göstererek şöyle konuşuyor "Şimdi bu Hasan Taylan İGD'li, ben de DevSol'dan yargılanı>orum. İtirafçıyım. Hasan da Gültepeli ben de Giıllepeliyim. Aynı mahalledeniz, zamanında orada birbirimize kurşun sıktık, şimdi karşılıklı olurup konuşuyoruz." Geçmişte uzun suren açlık grevleri ve ölum oruçlan yasanmış olan bu tutukevınde tek tip elbise uygulamasına son venlmiş. Bir tutuklu bu gelışmeleri şoyle anlatıyor: "Burada siyasi tutuklulara bir rehabilitasyon uygulaması v'aptınlraak istendi. CIA >onlemleri uygulandı. Zindanlara insanlığın esamesi sokulnıadı. Ama biz robotlaştınlma;ı, onursuz >paşamayı reddetlik. Bu ugurda olduk de, ama rehabililasyon programı da bozuldu." Tutuklular için öngorulen renk a>rımında rehabılıtasyona uğramayı kabul eden uysal hukumlulere burada daha farklı davranıldığı gözle de goruluyor. Dırenışçi koğuşlara ise her şey yasak. Bu yasaklar arasında TV aygıtı yok ama TV anteni var. Kendilerıne anten verilmediği için tutuklular kâğıtlan boru yapıp ustüne sıgara paketlerının valdızlı kâğıtlarını yapıştırarak anten imal eımişler. Onunla TV seyTetmeye çalışıyorlar. "Filistin Sokağı"na İsrail tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara'mn Gaziosmanpaşa semtindeki "Hemşehri Sokağı"nın adının "Filistin Sokağı" olarak değiştirilmesi, Israil'in tepkisine neden oldu. İsrail Elçiliği'nden dün yapılan açıklamada, Ankara Anakent Belediyesi'nin istediği sokağa "hayali bir isim" verme özgürlüğüne sahip olduğu bildirildi. Yakında bir başka sokağm adının "Kudüs" olarak değiştirileceğinin haürlatıldığı açıklamada, "Ankara'da tsrail'ın ebedi başkenti Jerusalem 'ın adını taşıyan bir sokağın bulunması memnuniyet vericidir" denildi. tZMlR'DEN / HİKMET ÇETİNKAYA Ifağdır Mevlam 'Turuncul İZMİR Başbakan ve ANAP Genel Başkam TurAtilla Yurtçu, geçen yıl daha da ışın başında, "lzmir gut Özal'ın çevresindekılenn çizdiklerı tablo, Ege'de oygaranti" dememış mıydi? Ekrem Pakdemirli ile Mehmet ların "turuncu" çıkacağı yolunda. Ünlü 'Yengeç RestaKeçeciler, "BU. Manisa'da işi bitirdik, siz Samsun'a urant'da sazlı sözlü eğlence gecesınde ANAP'm ıkıncı bakın" demiyorlar mıydı? bölgede seçım yitiren adayı, eski İl Başkam Atilla YurtAtilla Yurtçu yine aynı lelde çalıyor bir yıl sonra: çu, "Hiç merak etmeyin beyefendi, Ege'nin oylan Ege tamam, size öteki bölgelere bakın... turuncu" diyordu Tkrgut özal'a. Masalarda kalamor, Sanırız Başbakan Ozal'ı yakın çevresi yamltıyor. İl örmidyı tava, çıpura balığı, trança servisi yapan garsongutlenşuanda "mavi"lenn, "turuncu"lann onundegıılardan bırisıne sordular. tiğini çok iyı bılıyor. Senin oyun ne renk olacak bakalan? Anakent Beledıye Başkam Burhan Özfatura da "maGarson hıç sesinı çıkarmadı, başmı salladu vi"nin önde olduğu inancında. Bunu sadecc yakın çev Göntünüzce olsun efendirru.. resines<>yleyebuiyor. Üstelik Atilla Yurtçu ıçın "ANAP"ta AtiUa Yurtçu, masadaküere dönup 'Xiârüyorsunuz ya" böyle kişiler olduğu sürece biz gerilemtye mahkumuz" diyor. dedı, "Izmirtiler kararını çoktan vermiş, bu iş burada biter, yüzde 70 turuncu cıkar oylar." O gece on dört yabancı bakam ağırlarken, Atilla YurtMilli damatlar Asım Ekrtn ve Ostnan Yağmurdereli çu Yengeç'te yemek vennce çok kızdı Burhan Özfatura. buyük bir iştahla çipura yemeğe koyuldular. Servıs yaKurduğu aşevleriyle "Allah nzası icin" fakinn fukarapan garsonlar, kendı aralannda konuşuyorlardı bu sıranın karnını doyuruyordu, bir defukara camisi yaparsa da. onu Izmir'de kımse yıkamazdı. Turuncu çtkacakmış, hadi canım sen de. 7 eylül saAma Atilla Yurtçu, il kongresı öncesı Semra Özal'ın bahı gorüşürüz.... kulağına yemekte bir şeyler fısıldayabılırdi. Sus yahu. Rengini belli etme. Neme lazım, bir duNe mı? yan olur... Burhan Bey ANAPu zarar veriyor efendirru Bizim Sazlı sözlu yemekte Devlet Bakam ve Başbakan Yarpartimiz Atatürkcu'dür. Ama özfatura, biüyorsunuz tadımcısı Kaya Erdem, Sanayi ve Tıcarel Bakam Cahit rikatçılarla... Aral, Tanm Orman ve Köyişleri Bakam Hüsnü Doğan Semra Hamm da purosunu çekiştirirken şu soruyu soda bulunuyordu. Turuncu "ı\o, No" tışörtünu çıkaran rabilirdi Atilla Yurtçu'ya: Danışman Cüneş Taner ile Can Pulak da, Atilla Yurt Fuarda Islam Kultur Merkezi adı altında bir cami çu'nun konuklan arasındaydı. yapıhyormuş. Burası bir eğlence yeri, lzmir'de cami yaKaya Erdem, Ege'de oylann ne renk'.e çıkacağını onpılacak başka bir yer mi yok? ceden biliyordu. Husnu Doğan Denizli'de "Her köy ilçe Burhan özfatura elbet duyardı bunu. O da ustit kaolacak, oylannız hayırh olsun" deyince koyîüler ne yapalı bir yanıt venrdv nıt vermışlerdı? Semra Hamm böyle konuştu mu, konusmadı mı Şöyle: Sen bizi iykene köytü sandın bey. En cahilimiz Ka bUmem. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Biz herfikre saygı duyanz. Herkesin benim gibi duşunmenada'ya turist işçi gitti... sini de istemeyiz. A.\AP genis bir parti Yelpazemiz açılHüsnü Doğan şaşırmıştı; dıkça açılır. Bu da partimiz içinde sağlığın belirtisidir. Anlayamadım... 6 Eylül halkoylaması Oncesi Ege'de "mavi" ve Anlarsm Bakan Bey, anlarsın, en geç 7eylül saba"turuncu" savaşımında ANAP'ta da değtşik göruşler var. hı uyanırsm... Bırleşiien lek nokla, evetçilerın ağır bastığt. Heie lzBunlar Ege'de kulaktan kulağa dolaşan poliıik dedimir, Mamsa, Uşak, Demzlı, Muğla ve Aydın'da sosyal kodulardı. Çıkaranlartn günahı boynuna... demokratların kilidi bıle mavicileri engellemeyecek. Muazzez Abaa, "Yunus Gibi" ve "Yağdır Mevlas Su" Bu yuzden "Yağdır Mevlam Su " yeine, "Yağdır Mevşarkllanm birkaç kez söyledi. Semra ve Turgut ÖzaJ salam Turuncu" dıyorlar... natçıya eşlik ederierken gözlermin ıçı gvluyordu. Üstelik turuncu turuncu... Gökyuzu masmavi, hıç bulutyokkL. Dinçerler "hayır"da iddialı İZMİR (ANKA) Devlet Bakam Vehbi Dinçerler, "kim ne derse desin, referandumda hayır çıkacağını" savundu. "Hayır" çıkacağı konusunda birçok gazeteci ile bahse gırdiğini söyleyen Vehbi Dinçerler "Ben 'hayır' çıkmasında yarar görüyorum" dedi. Muhalefetin referandumu seçim havasına soktuğunu savunan Dinçerler, "Biz temelde 'hayır' propagandası yapmıyoruz. 'Evet' çalışmasında yapılan hataları düzeltmek için konuşuyoruz. Zaten, 'evet' de çıksa, 'hayır' da çıksa biz yine iktidanz" diye konuştu. Vatandaş îşkence gördü ÇETİN YİĞENOĞLU ŞANLILRFA DYP Başkanı Husamettin Cindoruk, "Türkive'de 7 yıldır hapishanelerde, karakollarda, kışlalarda, bilinmeven yerlerde vatandaşlara işkence vapılmıştır" dedı. Urfa konuşmasında Güneydoğu Anadolu Projesi'nin bugünkü iktıdar tarafından geciktirildiğini anlatan Cindoruk, "Allah geciktirenin... Ne derseniz de>in" dedı. Cindonık'un bu sözleri üzerine meydanı dolduran vatandaşlar, "Belasını versin" diye bağırınca, bu kez Cindoruk, "Ha>ır, hayır vermesin de Allah ıslah etsin" şeklinde konuştu. Özal'ın "Doğu'nun makfls talihini yendik" derken geç kaldığını, bu işi kendisinden önce Menderes ve Demirel'ın yaptığını anlatan Cindoruk, "Vedi senedir Başbakan cırcırbocegi gibi konuşmaktan başka bir şey >apmamıştır. Özal. memleketin başının derdidir. Turkiye, Özal gibi bir derde çarpmasaydı, alır başını giderdi" şeklinde konuştu. Husamettin Cindoruk, işkence iddiasıyla ilgili görüşlerini de şöyle dile getirdi: "7 yıldır hapishanelerde, karakollarda, kışlalarda, bilinmeyen yerlerde vatandaşlara işkence yapılmıştır. Jandarmada ve poliste vatandaşa ceza verilmeye kalkışılmıstır. Gardiyanın eline düşene esir muamelesi yapılmaz. Bu işler bitmelidir. Cezayı asker, polis, gardiyan verecekse o zaman kanunları kaldınn. Cindoruk Gaziantep'in Nizip ilçesinde yaptığı konuşmada ise halkın vereceği her evet oyunun Özal ve hükümetin uyguladığı yanlış politikaya "dur" deraek olduğunu öne surdu. "Yasaklar kalkınca DYP Genel Başkam Sayın Demirel olacaktır" dedi. Cindoruk: TGSKaracan anlaştı lşSendika Sendsi Turkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile Turkiye Gazete Sahipleri Sendikası arasında Karacan Yaymları AŞ için sürdürülen toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlandı. TGS'den yapılan açıklamaya gore, toplusözleşmede kademeli ücret zammı benimsendi. 1 Temmuz 1987'den itibaren iki yıl geçerli olacak toplusözleşme ile ücretlerde birinci yıl ılk 40 bin lira için yüzde 90, ikinci 40 bin lira için yuzde 40, üçüncü 40 bin lira için yüzde 35, dördüncü ve daha sor.rakı 40 bin liralar için de yüzde 25 artış sağlandı. İkinci yıl ücret zammı ise yüzde 32 olarak belirlendi. Toplu sözleşme ile sosyal yardımlar da yüzde 100'lere varan oranlarda arttınldı. PKK, Erzunuııa uzandı Haber Merkezi Yurdun iç kısımlanna sızmak istedikleri belirlenen PKK militanları, şimdi de Erzuram'da eylemlere başladı. önceki gün 5 ormancının silahlannı alan militanlar, dün de bir greyderi ateşe verdiler. PKK'nın, Şımak'ın Toptepe köyünden kaçırdığı 4 kişiden biri, kaçmayı başardı. Bir ay kadar önce kaçırılan bir kişi de güvenlik kuvvetlerine sığındı. Uludere'de ise 5 korucu görevlerinden istifa etti. Erzurum'un Şenkaya, Kars'ın Göle ilçeleri arasındaki Karıncadüzü kesiminde görülen PKK militanları, önceki gün S orman muhafaza memurunun silahlarını alarak kaçtı. Dün ise Ayıderesi'nde orman yolu açan ekibin yanına gelen militanlar, işçilerin kaçmasından sonra benzin dökerek greyderi yaktılar. 2 gün önce teröristler tarafından basılan Şımak'ın Toptepe köyünden kaçırılan 4 kişiden Abdülhamit Dal, kaçmayı başardı. Güvenlik kuvvetleri tarafından ifadesi alınan Dal, militanların elinden SUopi Uludere arasında verilen bir mola sırasında kaçtığını söyledi. Bir ay kadar önce Çemikari yaylasında PKK militanlan tarafından kaçırılan, soyadı belirlenemeyen Dursun adlı köylünün de Toptepe baskınında teröristlerin arasında bulunduğu, baskın sırasında kacarak güvenlik kuvvetlerine sığındığı öğrenildi. EVET Mİ HAYIR MI? T f n a r S«lçnk (Sanatçı) "Demokrasiyle yonetilen cumhurıyetlerde seçme ve seçilme hakkı silahlı darbelerle ve onun ışığında hazırlanmış anayasaiarla kısıtlanamaz. Suçluları yasalar cezalandırır. 'Evet' ya da 'hayır', çağdışı bir mantığın faturasını halkın ödemesidir. 'Evet' oyu kullanacağım, ancak böyle duzmece bir referanduma 'hayır' diyorum!" Selçuk: Evet. Seydişehir'de anlaşmaya doğru Haber Merkezi Seydişehir Alüminyum Tesisleri'ndeki grev sürerken, uzun bir aradan sonra taraflar arasında dün toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yapıldı. Türklş ise bugün Seydişehir'de •%vet" ya "hak" mitingi düzenliyor. Başbakan Ibrgut özal, Seydişehir grevinin bir an önce sona erdirilmesi için gerekli görüşmelerin başlatılması konusunda ilgililere talimat verdi. Bunun üzerine Ankara'da dün öğlen üzeri bir araya gelen Türk Metal İş Sendikası ve Seydişehir Alüminyum Tesisleri temsilcileri görüşmelere başladılar. Edinilen bilgiye göre, göruşme sırasında pek çok konu uzerinde anlaşıldı. Turk Metal İş Sendikası Genel Başkam Mustafa özbek, bu görüşmeden sonra Seydişehir'e gitti. Özbek'in görüşme ve anlaşılan maddeler üzerinde işçilere bilgi vereceği öğrenildi. ıçın. Referandumda sorulan Pamuk; Evet sorunun çok saçma olduğunu düşünuyorum (Oyuncu) "Demokratık bir gereksinim olduğu için elbette 'evet' diyecem ^ Kırca: Evet Sadece seçımlerde değil, her konuda yasaklara karşıyım!" Levent Kır<a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle