Katalog

25 AĞUSTOS 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 "Suya Sabuna Dokunarak II" ile 4. kitabını yayımlayan Yalçın Pekşen: HAYVANLAR ÎSMAIL GVLGEÇ de uyandırmıyor. BH projeyi diişiinmeye başlayalı bir yılı geçti, ancak birkaçuu yazabüdim. Sonra Yeşilçam'ın Romanı diye bir de mizahi roman üzerinde çalışıyorum. Onun da ancak dörtte birine gekbUdim. Şu hengâme, artı bu kitaplann bana çok bir şey getirmeyeceği düşüncesi, yani hiçbir itici güciin olmayışı beni bu kitaplan yazmaktan alıkoyuyor. Gazete yazılannı toplamak, eski röportajlan bir ara>u getirmek çok zamanımı almadığı için, ne gelirse kârdır düşüncesinin de etkisiyle bu tiir işler yapabiliyoruın şimdflik. Aslında edebiyatçıların nasıl para kazandıklarını da aklı almıyor Yalçın Pekşen'in. EdebiyatATİLLA ÖZKIRIMU çılar da gazetelerde dizi yazılar, Yalçın Pekşen' le konuşmayı dergilerde röportajlar yayımladüşündüğümde belli bir konu mıyorlar mı? Yine geçimlerini yoktu kafamda. Ama doğrusu başka yollarla sağlamaya çalışıazıcık tedirgindim. Usta bir röyorlar kısacası. Ben, kimi arkaportajcıydı Yalçın Pekşen. "Can daşlar belki yazarlıkla sağlıyorçıkar tauy çıkmaz" atasözünde lar, ama edebiyat dışı bir yazarbelırtildiğı gibi ya beni konuşturlıkla deyince de; onlar gazetecimaya başlarsa diye ikirciklenmelige yönelmek durumundalar, mek elde değildi. çünkü gazetecUik para kazandınyor, geçindiriyor diye ekliyor Yine de denemeye değerdi. Yalçın Pekşen. Son günlerde gazeteci yazarlar Sırasıdır deyip konuşmamızın konusu tartışılmıyor muydu? başında kitaplarının gördüğü ilSöz gelimi, bir edebiyatçıyla kogiyi gazeteci olarak tanınmanın nuşsam yine kitap satışlarının avantajına bağladığını, bunu biazhğından, gazeteci yazarların raz açmasını istiyonım. Ya edehaksız rekabetinden söz edecek; biyatçıların yakınmaları... okurun, yayıncılann, basının ilDedi ki; kurgu edebiyatının gisizliginden yakınacaktı. Yalçın geçmişi çok uzaklarda degil. RoPekşen'in bu konuda ne düşünmanın orta>a çıkışı ve bugünledüğünu öğrenmek ilginç olmaz re gelişi 200300 yıl falan. Bu nuydı? oiay, sanıyorum geldi, geldi; buDedim ki: yeni çıkan "Suya giin biraz modası geçer gibi olSabuna Dokunarak D" ile birlikdu diye düşüniiyorum. Bu, bir. te dört kitabın oldu Yalçın Pektkincisi, miitbiş bir iletişim caşen. llgi görüyor kitapların, sagında yaşıyoruz. tnsanlar geçtılıyor. Bunu neye bağlıyorsun? BtR RÖPORTAJDA Gazetemlz yatarlarmdan Yalçın Pekşen, mişte biitiin ömürleri boyunca Dedi ki; gazeteci olarak tanın öuOlkk Uginç röportajlanyla en çok okıuum yazarlar arasmda yer elde edebilecekleri bilgileri, bu•uşlıgın getirdigi bir avantaj var. ahyorJfU üyah gözlükle.görmt engeUtler uzerine bir röportajaa. gün iletişim araçlan \oluyla bir giinde edinebiliyorlar. Bu onlaBunu inkâr etmiyorum. Ama bir de şunu söylemek istiyonım. Biz olsa kaldığımız yerden sürdürü dışında portreler adını verebile nn hem meraklannı doyuruyor günlük bir gazetede çalışmamı yoruz konuşmamızı. Yalçın Pek ceğimiz özgün bir yapıt düşün bem de onlan yeni meraklara açıyor. Dünyada me>dana gelen za ragmen 24 saatlik olmayan ya şen'den "Suya Sabuna Dokuna dün mü hiç? olaylar o kadar ilginç, o kadar Diyor ki; öyle bir projem var. züar da yazıyoruz. Bu yazılar ga rak II"nin birincinin süreği olşaşırtıcı. o kadar etkileyici ki belBüyüklerimiz diye ya da başka zete koüeksiyonlannda kalıyor, madığını, kısa sürede tükenen ilk kitabın 12 Eylül dolayısıyla için bir ad altında. Kendi meslekle ki bunlara aynca kurgu turiinden kayboluyor. Oysa Turkiye'nin bir şeyler eklemenin gereksizligi koşullan degişmediği için bu ya deki kimi yazılar yasak kapsamı rinin doruguna ulaşmış kişileri ortaya çıktı. Bunlar bep varsazdardaki düşüncekr uzun süre na girdiği için yeniden basılama seçerek, onlan mizahi bir dille yım, dogru olabilir demiyorum. anlatan bir kitap hazırjamak isgecertigini konıyabfliyor. Ben de dığını, yeni basımı söz konusu bu tttr yazılarımı seçiyorum. olunca da içinden güncelliğini yi tiyonım. Ama sen de bili>orsun, Burada söze girip bu akıl yüHepsini alıyor degil im, kalacak tirmiş yazılann çıkanlıp yerine kitap çauşması para getiren ya da rütmenin romanm geleceğinin yenilerinin eklendiğini ve yepye insanı geçindirebilecek boyutlarlanna inandıkUnnu bir araya getehlikede olduğu sonucuna varani bir kitap oluşturulduğunu öğ da degil. Bir kitap yazabilmek tiriyorum. bileceğini belirüyorum. Olabilir, reniyorum. için aylarca çalışmak gerekiyor. diyor Yalçın Pekşen. Ona göre, Diyorum ki; bir de yaptığın Oysa biz biitiin mesaimizi gazeBiz bu dedimdedi'yi sürdüroman nasıl bir zaman doğmuşrürken, birkaç kez telefon çalı konuşmalar var. Bunlar, bir ba teye vennek zorundayız, buna sa bir zaman da batabilir, bir gün yor, birileri kapıya dayanıyor, bir kıma konuştuğun kişinin portre zamanımız yok. Kitabın geliri onun da modası gecebilir. Göriıbaşkası camı tıklatıp bir şeyler sini verdiğin için belgesel bir ni zaten aynlacak zamanı karşılalen, kurgu tiini edebiyata insantelik de taşıyor. Bu konuşmalar madtgı için insanın içinde istek soruyor. Ama kopuk kopuk da lann ügisinin azaldığı. Hem sonra belki Türkiye'de bu isin çok iyi örnekleri verileıniyor. TURGUT UYAR1 2 YIL ONCE .YtTİRMİŞTlK Neden diye sormama kalmadan, kitabın para getirmediğinden, bu konuda itici bir güç olev bir gül aldm ve oğul bütun yaz guJdu madığmdan söz ediyor Yalçın oğul duuğlm evet o ve her aoy Pekşen. Bizde bir yazar bütttn zamanını bir kitaba ayıraraıyorstı Içlp yuzJerf/tf yikadıtar btn adamlar sa, belki de bu yıizden iyi örnekbu anda Tann'ya <to Jcattentfıtar ler ortaya koyamıyor. Öyleyse rnkı mata IçUdl bir şeytor de yaztktı aym zamanda edebiyatçılar, tutulmamalannın bir baktk her şmy geçfn/ş Insanlar glbl nedenini kendilerinde ve koşuleJtorimfeden akmayan bembeyaz güldü lannda aramalılar. Bugün daha nasıl oldu anlayamadık iyi kazanan bir yazarlar grubunun ortaya çıkması, edebiyatçısonunda ne oMu btl bakalım ların kitap satışlan açısından Ihtllal! hayır. deprent/ hayır kendilerini gazetecilerle karşılaşkuşlar g!W!.. evet tırmalanna yoi açıyor. Bu tartışama her şey yerinde kaldı sanının, öyhmalan başlatanlar hep edebiyatgülun yapraklan ynktii blttl çılar. Gazeteciler kimseye bir şey sö>lemi)orlar. Onlar sanıyortardı hakhtın ki Türkiye'de ne yaparsan yap bir gül bir yenfe yinltodi kendltlni beş bin satarsın. Oysa başka tiir bir yazı, başka tiir bir kitap bu "Blrl kapıyı vuruyor kuralı yıktı. Demek okura isteBlrruzgâr, bir ruzgâr..." diği verildiğinde beş binde kalınmayacak, daha >ukanlara çıkılaordan oraya savuruyor kendlnl. cak. Bu telaş, bu kavga burdan çıkıyor. Turgut Uyar'ın 1980'de yazdığı bu şiir ilk kez yayımlanıyor. Gazetecileriıı kitaplan bîrf sınırını yıktı Yalçın Pekşen bazılarının "Türkiye'de ne yaparsan yap 5 bin satarsın" diye düşündüklerini, oysa gazeteci yazarların kitaplarının bu kuralı yıktığını belirtiyor. Pekşen, "Günlük bir gazetede çalışmamıza rağmen 24 saatlik olmayan yazılar da yazıyoruz" diyor. . PİKNÎK PtYALEMADRA H1ZLI GAZETECÎ NECDET ŞEN KUlTvi? GÖHPERPİei SUALTı ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl AĞAÇ YAŞKEN ECtLİR bence KEMAL GÖKUAN ;aslında he^şe^ ıçini nasıi ao(du(?uR1 zelliklepı'ni a gak,öule v<3f?o(acak \, ama sen o ^ 'olanı de§^ duR..^LineşbatiaP. cxiun qu şirnd sen beni sutiben ne do tkdLd gül durur TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ AKBLAN 25 Ağustos VBZUI/ PUSKURUıVCS /. M/LATAN SOA/&4 Z3 Y/LMOA SU6UN, UNLÜ U POĞA gfUMCİSI VE YA2A& GAIUS n SECUNPUS (K/SAC4 "PLW/aS ) 56 YAŞINOA ÖU>Ü. ZAMAU'AHN £U BlLG/U VE BSPEMU İ D£fJ eıR'YPf. GBMeL OtAiSAK,GOM/) 'DA DueüMMKl AHL4K. DUŞüKLUGÛMe KAe.Ş(N, PÜMIUS, gü ££A/7E S/&4Z U2AOÇA YEKLE&DE YAŞAMAYI YEĞLEMrÇTf IMPA/SATOeulĞUN ÇEŞtTU IŞOBRtNOe, DEVLET GÖeEVÜSİ Oİ/ieAfC BUUJA//IAJ PÜNIUS, K9 YIUUrM AĞUSTVS SOMLA&NPA VEZÜY YAA/AePAĞt PATLADIĞı SıRAPA, GEMıUİU KAPTANrfD!. YAMARPAĞI N İÇtM, UAPOU KOYU'UA 6tG.M€S'AJİ T/Ğı &EA/İIUİM GÜVEKrESiMbE PuMAfJQ4fiJ Ğ ÖLAAÜÇTÛ.. Kırk yıllık Amadeıi8 sustu 1949'de orkestrayı kurarken bir karar almışlardı. Içlerinden biri aynlırsa, yerine başkasını almayacaklar, topluluğu dağıtacaklardı. 40 yıl kimse ayrılmadı Amadeus DOrtlüsü'nden. Ama viyolacı Peter Schidlof ölünce, topluluğun yaşamı da sona erdi. Kiütür Servisi Amadeus Dörtlüsü, önümuzdeki ocak ayında Londra'daki Wigmore Saionu'nda 40. kuruluş yıldönümü dolayısıyla vereceği konseri artık veremeyecek. Üç Avusturyalı Yahudi, Peter Schidlof, Norbert Brainin ve Sigmund Nissel, 1948 yılında aralanna tngılız çellist Martin Lovett'ı da alarak Amadeus Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nü kurduklannda, kesin bir karar almışlardı. Üyelerinden biri aynlacak olursa, yerine başka biri almmayacak, topluluk dağılacaktı. Kırk yıl boyunca dört üyesinden hiçbiri ayrılmadı Amadeus'tan. Ama topluluk 40. yıünı kutlamaya hazırlanırken, viyolaa Peter Schidlof, bütün ölümlülere özgü bir biçimde topluluktan aynlıverdi. Ve Schidlofun ölümüyle, Ikinci Dünya Savaşı sonrasının en uzun Ömürlü oda müziği topluluklarından biri yaşamını sona erdirdi. Aslında bir oda müziği orkestrasının bu kadar uzun süre işi aynı müzisyenlerle götürmesi, müzik dunyasında çok az rastlanan bir olaydı. özellikle oda müziği dunyasında iyi kemancüann pek azı uzun süre ikinci keman olarak kalmaya razı olduğundan, topluluklar çok sık müzisyen değiştirmek zorunda kalırdı. Söz gelimi, kırk bir yıllık konser yaşamı boyunca Juilliard Dönîüsü dört ikinci ke Vıyolacı Schidlofölünce, Amadeus Dörtlüsü dağıldı 4 9 50 YIL ÖNCE Cumhurivet Vekiller heyeti dün fevkalade bir ictima yaptı '25 Ağustos 1937 motörlüdür; ve bir pilot, bir makinisı, bir de telsiz memuru ile tam hamuleli sıkleti beş buçuk tondur. Azami sürati saatte iki yüz otuz beş kilometroyu bulmaktadır. Yeni tayyaremiz beş saat havada kalabilmektedir ve dünyamn en son sistem tayyarelerinden biridir. Havayollarmın sipariş etmiş olduğu tayyarelerin ikincisi dört kişilik bir mekteb tayyaresidir ve pek yakında şehrimize getirilecektir. Diğer tayyarelerin de Londrada inşaatı bitirilmek üzeredir. 19371987 Yeni bir ileri hareketi yapılmıştır. Kıtaatımız. Cojino kasabasını ve Tonto dağını işgal etmiştir. Biskaya cephesinde kıtaatımız, Castro, Urdiales ve Montecueto'yu ve bir çok kasabaları işgal etmiştir. Salamanca 24 (AA.) Umumi karargah tarafından neşredilen bir tebliğde pazartesi akşamı Santander eyaleünde faaliyette bulunan nasyonalistlerin mahsüs derecede ilerledikleri bildirilmektedir. Nava livası Cabana de Los Llanos ve Sierra Calva sırtlahle Reino Sa'dan Torrelavega'ya giden yol arasındaki hattı işgal etmişlerdir. işgal edilen hat Torrelavega'ya beş kilometroluk bir mesafededir. Vekiller Heyeti, dün, saat üçte Dolmabahçe saraymda Başvekilimiz tnönünün riyasetinde fevkalade bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıya Genel Kurmay Baskanı Mareşal Fevzi Çakmak da iştirak etmiştir. Akşam geç vakte kadar Dün büyük bir yolcu devam eden bu toplantıda tayyaremiz geldi Milli Müdafaa Vekili Kazım Özalp, Hariciye Vekili Tevfik Devlet Havayollarmın bu sene Rüstü Aras, Dahiliye Vekili yedi yolcu tayyaresi sipariş Şükrü Kaya, Adliye Vekili ettiğini yazmıştık. Bu ARTIK YALNIZCA PLAKLARDA Çellist Peter Schidlopun (soldan üçuncü) ölümü Saracoğlu, Maarif Vekili tayyarelerden biri dün ö'ğleden Saffet Arıkan, Gümrük ve sonra fabrikanın pilotu üzerine kırk yrihk Amadeus Dörtlüsü dağıldı. Mütikseverler savaş sonrasının bu en seçkin Inhisarlar Vekili Ali Rana tarafından Yeşilköye oda müziği topluluğunu artık yabuzca plaklardan dinleyebilecekler. hazır bulunmuşlardır. getirilmistir. Ön yolcu istiab mancı, iki viyolacı, üç de çellist değiştirmişpiaklar ve radyo sayesinde oda mü tçtimada bazı muhim ve edecek olan bu tayyare dört ti. İlk gttnden bugüne, yalnızca dörtlünün ziğinin "alün cagı" sayılacakü. kurucusu Robert Mann kalmıştı. Süreklilik 1922'de Viyana'da doğan Peter Schidlof, açısından Amadeus Dörtlüsü'yle boy ölçü1938'de Nazi işgalinden kaçaran îngiltere'ye İŞTANBUL ASLİYE YEDİNCİ şebilecek bir tek Quartetto haliano (Italyan sığındı ve üç arkadaşıyla birlikte Mozart'ın TICARET MAHKEMESİ'NDEN Dörtlüsü) vardı. anısına Amadeus Dörtlüsü'nü kurdu. DörtDosya No: 1987/581 Peter Schidlof, Norbert Brainin ve Sig lü, muzikseverler tarafından ikinci bir adla, mund Nissel, İkinci Dünya Savaşı sırasında Mozart'ın ilk adı olan VVolfgang'dan esinleBorçlular Adım Tekstil San. ve Tic. A.Ş.Adım Triko San. Tic. iltica ettikleri İngiltere'de tamşmışlardı. O sı nilerek "Wolf Gang" (aynı zamanda "Kurt Selahattin Er, konkordato istemini kapsayan dosya, konkordatonun rada Schidlof da kemancıydı. Ama 1948'de Çetesi" anlamına geliyor) adıyla da tanınıkabul edilip edilmeyecegi hakkında bir karar verilraek üzere maharalanna bir tngiliz'i, Martin Lovett'ı da ala yordu. kememize gelmiş olmakla; itiraz edenlerin haklannı savunraak uzerak Amadeus Dörtlüsü'nü kurduklarında, re 10/9/1987 günu saat 16.00'da mahkememiz duruşma salonunda Amadeus Dörtlüsü'nün geri kalan üç üyeSchidlof viyolaya geçti. Bundan sonraki kırk yapılacak duruşmada hazır bulunabilecekleri, yokluklarında karar si, Brainin, Nissel ve Lovett bundan sonra çaverilebileceği ve itirazlarıyla ilgili tüm kanıtlarını duruşma sonuna yıl boyunca Amadeus Dörtlüsü, dünyamn en lışmalarını Kraliyet Müzik Akademisi'nde kadar vermelerigerektiği 1İK 296/2, HUMK 509, 510. maddeleri u>aünlü ve birçoklanna göre de en iyi oda mü müzik eğitmeni olarak sürdürecekler. "Amarınca duyurulur. 21/8/1987 ziği topluluğu olacaktı. Aslında, Amadeus deus"un mirası ise artık plaklarda yaşayacak. Dörtlüsü'nün hüküm sürduğü bu dönem Basın: 8499 Bir de, oda müziğine yaşattığı altın çağda. müstacei işlerin, harici meselelerin, bu arada kara sulanmızda son günlerde vukua gelen hadiselerin mevzuu bahsedildiği tahmin ölunmaktadır. îçtimadan sonra Başvekil Ismet tnönü ile Vekillerimizden bir kısmı Floryaya gitmişler ve orada Reisicumhur Atatürk tarafından kabul edilmişlerdir. İspanya hadiseleri Salamanca 24 (A.A.) Radio Nacional, bılhossa dün saat 11 de Santander cephesindeki vaziyet hakkmda atideki tebliği neşretmiştir: . SELDA BAGCAN Söylüyor YÜRÜYORUM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Bu Kaseti Aldınız mı? Studyo: Değlşim / Sezer Bağcan Tonmelsterler: Yılmaz Karayalım, Mete Akkuş