18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cıımkurfyct Maıbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonım Şırketı adına N»dir Nıdi 9 Genel Yayın MudürU: Huan Cenuü. Müessese Mudüru: Emine t'şakltgil, Yaa tşlen MıldürU: Ok«y Gönensjn, • Habcr Merkezı Mudürü: Y»1ÇIB Ba>tr, Sayfa Düzenı Yonetmenr Ali \car, • Temsılctler ANKARA Valçm Dogan, tZMtR Hikmct Çrtinktya, ADANA C«lal Başlugıç. fstanbul Haberleri: Ert«n Alcyıldız, Dış Haberler: Erpın Balcı, Ekonomi: Osmm Hagay, Kıiitur Cei«J Üsttr, Spor Daruşmanr Abdulludir Nucrlman, Duzeltme: Refik Durbaş, BılımEğHım Şıhin Alpay, lşSendıka: Şukrao Krtend. Yun Haberler/ Necdtt Dogan, Dİ21 Yazılar: Kncm Çahşlun, Erzunım: Mchmel Gullckin, Bursa: Levtnt GcnçrHi. • Koordinatör Ahmel KonıUan, • Malı Ijlcr: Erol Ericul, • Reklam. Ay>t TonınEk Yayınlar Huly» Ak>ol • Idarc Huscyin Gurcr, tşletme: Öndcr Çeük, Bilgılşlenv Naii ln«L Basan ve Yayarv CuiDhuriyrı Maıbaacıhk ve Gazetecılık T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39 41 Cağaloglu. 34334 Ist, PK. 246Iaanbul, Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex 22246 • Buroian Ankan: Zıya Gökalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19'4, Tel: 133 11 4147, Telra 42344 • bnür H Zıya Bulvan, 1352. Sok. 2/3, Tel: 13 12 30, Telex: 5235Ç • Admna: tnönu Cad 119 Sok. No: 1 Kaı 1, Td: 1455019731. Telec 62155 TAKVÎM 24 AĞUSTOS 1987 tmsak: 4.41 Guneş: 6.15 ögle: 13.11 tkindi: 16.56 Akşam: 19.57 Yatsı: 21.25 Romanya'nın başı Macarlarla dertte » ^ ^ ÎTr *"*" Gemlik'te turist gemisi GEMLtK (AA) Gemlik'e 10 yıl aradan sonra ilk defa bir turist gemisi gelecek. Gemlik'e 30 ağustos pazar günii gelecek olan Yunan bandırah "M.S. Orphesus" adlı gemi, iskelede tlçe Kaymakamı Mehmet Güler, Belediye Başkanı Hakkı Çakır tarafından törenle karşılanacak. Gemideki 240 turist, Gemlik ve çevresindeki tarihi ve turistik yerleri gezecekler. Macarlara göre Romenler, TYansilvanya bölgesinde "kültürel soykırım" uyguluyor. Romanya Devlet Başkanı Çavuşesku ise Macarları "aşırı milliyetçilik ve faşistlikle" suçluyor. EDİP EMİL ÖYMEN Prag ^ * > X 1 SSC8 S. VTJGOSL*YA ^ ; TransUvanya, 1. Dunya Savaşı'ndan sonra Romanya topraklanna kattUh. V > 8UI&ARGTAH 1 ^ ~ LONDRA Romanya'nın bundan iki yıl önce yoğun yiyecek sıkıntısı çektiği günler... Komşu Macaristan'da televizyonda salamlarını, peynirlerini, taze ekmeklerini kucaklamış "mutlu" Macarlar, şık mağazalar ve tepesine kadar dolu süpermarketlerde alışveriş yaparken boy gösterir. Romanya'da hiddet uyandınr bu. Derhal bir protesto notası çekilir. "Açık bir propaganda" demeye getirvr nota, "Romanya'da tatminsiziik duygusu uyandınlmak niyetiyle siipermarketier, kasıüı ve tahrik edici bir biçimde gösterilmektedir." Macaristan, notaya aldınş etmez. 8 1 * k a d a r ö n c e Y u n a n ^ndırah Evriyali filebiyle çarpışıp Istanbuüulara korJ Şj ifulu anlar yaşatan Romen tankeri Independenta'nm htanbul siüıetiyle ozdeşleşen enkazt artık son ayiaruu yajıyor,.. Haydarpaşa açıklannda, 30 metre kuma saplanmış durumda bulunan tankerin söküm çatışmaian ile Tuzla 'ya taşmması ifini üstlenen Celal Sadıkoğlu 'na ait "Gemi Söküm A.Ş." görevtileri, tankerin 7200 ton ağırhğmdaki baş kısmını önceki gece bütünüyU yüzdürertk Tuzla'ya taşıdılar... Tanker enkazınm Tuzla'ya götürülüfü yoklapk 16 saat sürdü. Enkazdan geri kalan, orta bölumden ufak bir parçayla, motor ve kıç kısmmın söküm ve taşıma işlemi ise önümüzdeki günlerde de sürecek. Üstte tankerin taşınma işlemi başlamadan önceki, altta da şimdiki durumu görülüyor. Bu, protesto etme ve kabul etmeme olayı, Doğu Avrupalı iki müttefiğin, artık "kol kınlır yen içinde" diye düşünmediklerini ortaya serer. Romanya ile Macaristan arasındaki çekişme, son olarak "Avnıpa'nın Güvenligi ve lşbir ligi Konferansı"nda iyice su yüzüne çıktı. Macaristan, üstelik Kanada ile birlikte (görülmüş şey değil) "ulusal azmhklann korunması"na ilişkin bir karar taslağı hazırladı ve konferansa sundu. Hedef: Romanya. Nedir bu iki müttefiğin alıp veremediği? Macaristan, Romanya'ya verdiğine hayıflandığı Transilvanya konusunda dertli. Romanya ise, "Artık benirn, sen kanşma" diyerek komşusunun derdine derman olmuyor. Macarlann üçte biri, Macaristan dışında yaşıyor. Bunlarm en kalabalığı Transilvanya'da. Hem de 2.5 milyonu birden. Macaristan'ın 2.5 dediğine, Romanya 1 milyon 700 bin diyor. Macarlara bakılırsa Romanya, azınlığı Romen nüfus içinde eritmek için "kültürel birsoykınm" uyguluyor. Transilvanya, bin yıl kadar Macaristan kültürünün bir parçasıyken, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Romanya'ya bırakılmış. Bu, daha sonra 1947'de Paris Anlaşması'yla perçinlenmiş. Tartışma, Batı basımnda yıllardır izleniyor. Bu konuda sadece îngiliz ve Amerikan basımnda bile sayfaları yüzleri bulan makalelerde Romanya'yı hedef alan bir dizi iddia var: • Romanya, Transilvanya'yayatırım yapmayarak, ekonomik bakımdan çökmesine seyirci kalıyor. Halk adeta göçe zorlanıyor. • Macar ilkokul öğrencilerinin oyun oynarken bile Macarca konuşmaları yasak. • Romen televizyonunda Macarca yayınlar artık yok. Radyoda ise haftada bir saatle smırlı. Romanya ise, "Bugün Romen halkı, Macarlar, AlmanJar ve diğer azınlıklaria sosyalizmi başanyla ve mükemmel bir eşitlik ve uyum içinde kunıyor" diyerek, Macarlara "kötü" davranılmadığını vurguluyor. Böylece iki ülke arasındakı atışma artık iyice ortahkta. Geçen ay da Viyana'da, "Avnıpa Güvenligi ve lşbirttği Konferansı"na yansıdı. Sovyet lideri Gorbaçov ise, bu sorunda tarafsız kalıyor ve azınlıklar sorununun çok hassas ve dikkatli bir şekilde ele alınmasını öneriyor. Gorbaçov, Macaristan'ın arzusuna rağmen, Romanya'ya geçen mayıstaki ziyaretini iptal etmedi. Ancak, Gorbaçov'un "açıklık siyaseti" bile, iki müttefiğinin kirli camaşırlannı dünya kamuoyu önünde yıkamaya kalkışmalarını hoş karşılamıyor olsa gerek... LAPSEKİ (Cumhuriyet) Lapseki'nin Çardak kasabasında geleneksel 256. Hayvan ve Emtia Panaytrı 22 ağustos cumartesi günii başladı. Çardak Panayın ve yağlı güreşlerinin 256 yıldan bu yana aralıksız yapıldığım belirten Çardak Belediye Başkanı Erhan Artut, 300 esnafın panayıra katıldığmı belirtti. 5 gün devam edecek panayınn son günü yağlı güreşler düzenlenecek. 256 yılhk panayır Avanos'ta Ay ğı Işığı KonserV NEVŞEHİR (Cumhuriyet) A vanos 3. El Sanatlan vı Turizm Fuan sona erdi. Yugoslavya, Polonya ve tspanya halkoyunları ekiplerinin katıldığı festivalde bir de resim sergis açıldı. Festivalde, Polonyalı piyanist Haline Andrazejewska'nın eşliğinde tenor Şakir tlyasoğlu 'nun, Zeive Açıkhava Müzesi'nde Napoli şarkılarmm yer aldığ "Ay Işığı Konseri" büyük ilgi topladı. Avanos'un tarihi değerleri ile doğal güzelliklerinin dünyaya tanıtılması amacıyla düzenlenen festivale Malezya, Kore, Endonezya ve Macaristan sefırlerı de katıldt. Festival, katılanlara verilen veda yemeği ile sona erdı. i Tek tip ücret için ilk adun ISDC KANSU ANKARA "Aynı işe, aynı ücret" ilkesini öngören iş değerlendirmesi konusunda ilk somut adım, Devlet Bakanı Mustafa Tinaz Titiz tarafından atıldı. Titizin sorumluluğunda başlatılan bir çalışma Ue, işçi ucretlerinin iş değerlendirmesi yöntemine bağlanması modeli tüm KlT'lere yaygınlaştınlacak. Kamu tşveren Sendikaları ve TİSK tarafından ısrarla savunulan ve önümüzdeki dönemde toplusözleşme masalanna getirilmesi düşünülen iş değerlendirmesi yöntemi konusunda Devlet Bakanı Mustafa Tinaz Titiz bir komisyon oluşturdu. Bu komisyon, Titiz'in yetki alanına giren Sümerbank, Etibank ve SEKA işletmelerinde çalışan işçileri kapsayan bir çalışma başlattı. Çalışma, bu üç işyerinde "üfeüm ve verimliligin arttınlmasına" ve dclayısıyla iş değerlendirmesi sisteminin uygulanmasına yönelik bulunuyor. Devlet Bakanlığı, Milli Prodüktivite Merkezi ile söz konusu üç işletmenin ilgililerinden oluşan komisyon, iş değerlendirmesi yönteminin ilk unsuru olan "iş tanımlanm" belirlediler. Çalışma uyannca, Sumerbank, Etibank ve SEKA'da çalışan işçilerin yaptıkları işler Titiz, komisyon kurdu Petersburg'da başlayan, Kars'a kaçışla süren ve İstanbul'a uzanan 87 yıllık bir yaşamın öyküsü: lidya Ester nasıl Fatma Leyla oldu? TARIK ERSOY 1905 yıhnın 22 ocak günüydü... Petersburg'da işçiler "Rus halkının babası" Çar'a bir dilekçe sunmak üzere Kışlık Saray'a doğru yürüyorlardı. Çar'dan, iş gününün 8 saate indirilmesini, asgari ücretin bir ruble olmasını ve fazla mesainin kaldınlmasını istiyorlardı. Ne var ki, Çar'ın askerleri bu banşçı yürüyüşe katılan 200 000 kişiye ateş açacak ve 1000 işçi yaşamını yitirecekti. Dünya tarihine "Kanlı Pazar" olarak geçen bu olay sırasında küçük Lidya henüz 5 yaşındaydı ve Lidya da binlerce Rus vatandaşı gibi ülkesini, servetini ve ailesini bırakıp bir süre sonra yurt dışına kaçacaktı. 1500 kalemde toplandı. Yetkililer, şu anda komis>t>n üyelerinin Seydişehir Alüminyum Tesislerinde bir çalışma yaptıklarmı ve Dalaman SEKA Tesisleri'ndeki incelemeden sonra, bu 1500 iş tanımının 600'e kadar inebileceğini belirttiler. tş tarumları saptama çalışmasımn titizlikle hazırlandığı ve iş tanımlarının diğer işkollannda kurulu KİT'ler için de geçerli olabileceği ifade ediliyor.Yetkililer, iş tarumları belirlendiken sonra, iş tanımlarına göre işçilerin gruplara ayrılacağı, bu gruplara göre işçilerin mesleklerine puanlar verileceğini kaydettiler. Bu grup ve puanlar belirle"Kanlı Pazar"ın kuçük Lidya1 nirken, işçilerin yaptıklan işin nisı bugün 87 yaşında ve Karaköy'teliği, vasıflı olup olmadığı gözün arka sokaklanndaki küçük önüne alınacak. Vasıflı ve nitebir odada yalnız başına sürdürülikli işlerde çalışan işçilerin puyor yaşamını. anlan vasıfsız işlerde çalışanlardan daha yuksek olacak. Çar Nikola'dan Dolayısıyla iş değerlendirmesi yönteminde daha fazla puanlı bugünlere vasıflı işçilerin ücret zamlan diLidya Ester'in evinin bulunduğerlerine oranla daha yüksek ğu daracık sokağa girdiğimizde olacak. Yetkililer, iş değerlendirgün yeni başlıyor. Kilisenin yamesi yöntemiyle, vasıflı işçi ile nındaki seyyar köfteci bıçaklarıvasıfsız işçinin aynı ücreti almak nı temizlerken çevredeki dükkânsisteminin sona ereceğini kaylann kepenkleri birbiri ardına dettiler. açıhyor. Binalann pencerelerinDevlet Bakanı Mustafa Tınaz de ise pek bir hareket yok, biri Titiz'in sorumluluğunda yurütühariç. Yeni boyanmış olmasına len bu çahşmalar sırasında bir dikarşın eski bir yapı olduğu ilk zi de eğitim çalışması yapılıyor. bakışta göze çarpan bu binanın KARDEŞLERİNDEN HABER ALAMIYOR Lidya Ester, plastik bir torbamn içinde sakladığı fotoğraflan gösterirken, Rusya 'da yasayan iki kız ve iki erkek kardeşi olduğunu, ancak Türkiye 'ye geldikten sonra onlardan hiç haber alamadığını anlatıyordu. dördüncü katındaki bir pencerenin önüne tahta parçalarıyla bir çıkma yapdmış. Çevredeki bütün kuşlar bu çıkmaya akın ediyor. Bu katlarda yaşam pırıltıları sanki bu kuşlu pencere ile sınırlı gibi. Itişerek çıkrnarun üzerinde bir yer kapmaya çalışan güvercinler, kendilerine yem vermek için uzanan ince ve buruşuk bir elin varhğından korkup kaçıyorlar. Kanatlarının arasından bembeyaz saçlar ve çizgili bir yüz görünuyor. Lidya bu. Bu yüz, Petersburg'dan tstanbul'a kadar uzanan 87 yıllık bir yaşamın izlerini taşıyor. Asıl adı Lidya olan Fatma Leyla Ester burada yaşıyor. Ahşap zemininde eski eşya ve kutular duran koridorlann "neden karanlık olduğn" sorusunu merdivende karşılaştığımız komşulardan biri, omzunu "neden olmasın" der gibi silkeledikten sonra "Burada ışıklar gece yakdır" şeklinde yanıtlıyor. Lidya Ester, 44 numaralı evinin kapısında karşılıyor bizi. Bir türbanla toplanmış beyaz saçları ve özenle sürdüğu ruju, yüzyüın başında edindiği alışkanlığın hâlâ devam ettiğinin işareti gibi. Giriş kapısından sonra odanın bir Kanlı Pazar'm küçük Lidya'sı bugün 87 yaşında ve Karaköy'ün arka sokaklarmda ki küçük bir odada yalnız başına sürdürüyor yaşamını. Genç kızlık soyadını sorduğumuzda gözleri bir yere dalıyor. Hatırlayamıyor babasımn soyadını. "Her şeyi unuttum, neyse sonra hatırlarsam söylerim" diyor. köşesinde buzdolabı ve yanında yatak duruyor. İki adun ötede ise oturma odası olarak kullanılan üç adet koltukla üzerinde saksılar duran bir televizyon yer alıyor. Yatağın yanındaki çekmeceli dolabın üstünde, tavana yakın yerleştirilmiş ve kuru ağaç dallanyla bezenmiş bir Isa resmi görülüyor. 1900 yıhnda Petersburg'da doğan Lidya zengin bir aileden geliyor. Aile taşınmazları arasında 200'ü aşkın daire olduğunu söyleyen Ester, "BolşevikJer geiirken bütün roallan bırakıp kaçtım" diyor. Ester, Rusya'nın diğer şe hirlerinde yaşamakta olan iki kız ve iki erkek kardeşinden bir daha hiç haber alamamış. Devrimden sonra adı Leningrad'a çevrilen Petersburg, Ester için hâlâ Petersburg kalmış. "Leningradı tekrar gördünüz mü?" şeklindeki bir soru üzerine sağ elini sallayarak "Orası Rus payitahtıdır, Leningrad istemiyonım" diyor. "Zengindik biz, mal mülk vardı. Eger kalsaydık bizi çalışma kamplanna yollarlardı. Kim gidecek şimdi oralara, yakalarlar bizi, bırakmazlar" diyor. Lidya'ya genç kızlık soyadını sorunca gözleri bir yerlere dalıyor. Kısa bir düşünmeden sonra gülerek, hafif bir Rus aksanıyla, "Dur, dur söyleyeceğim..." diyor. Hatırlayamıyor babasımn soyadını, "Her şeyi unutuyorum, neyse, sonra hatırlarsam söylerim" diyor. On altı yaşında genç bir kızken, Lidya'nın kaçışı başhyor. Büyük bir ev, dükkânlar, apartman daireleri, mücevherler iki aşçı ve iki hizmetçiyle sürdürülen yaşam sona eriyor ve şehirden şehire, bir yolcu gibi kaçış başlıyor. "Yakalanmadım* diyor Lidya. Yakalanmıyor ve kaçış Kars'ta sona eriyor. "Kars'a geldiğimde yalnızdım, ama param vardı. Bir süre böyle yaşadım. Oturduğum sokakta bir Türk kumandan vardı. Türk kumandan baktı ki herkes beni istiyordu, 'Evlendirelirn seni' dedi.Beni gönneye gelenler arasında bir tabip subay vardı. Evlendik." Evlilikten sonra Lidya, kocasının görevi gereği hemen hemen bütün Türkiye'yi dolaşmış. Bir ara kocasının yokluğunda iki >ıl Kars'ta yalnız yaşamış. Peki Petersburg'dan sonra tstanbul'da yaşamak ne izlenim vermiş Lidya'ya? "Burada Rusya'yı bulamadım. Çok özledim Rusya'yı biliyor musunuz? Vatanımı özledim. Kolay değil bunlar. Rusya'dan sonra lstanbul basit bir şehir gibi geldi bana, pek bir değişiklik bulamadım." Masamn üzerine serdiği fotoğraflara bakıyor Lidya. Sevinçle küçük bir kız çocuğunu gösteriyor, "Işte bu benim 6 yaşım" diyor. Aradan 81 yıl geçmiş. Gözleri tekrar dalıyor bir yerlere. "Hey gidi günler, hey. Artık herşey geçti" diyor pencereden gelen ışıkta yansıyan göz damlasını silerken. Fotoğrafları bir kenara itip masanın eski ve lekeli örtüsünün kınşıklıklannı düzeltiyor. Pencerenin yanına gidiyor ve biraz daha buğday veriyor kuşlara. "Bütün hayvanlan beslerim, tstanbul Hayvanlan Koruma Dernegi'ne de üyejim" diyor. Kuşlar birikiyor pencerede. Yeniden fotoğraflara dönüyor, hangi fotoğrafın kime ait olduğunu anlatıyor. Eski bir not defterini kanştırırken, içinden Çar 2. Nikola'nın fotoğrafı çıkıyor. Sonra bütün fotoğrafları özenle bir plastik torbanın içine yerleştirip katlıyor ve bir çekmeceye yerleştiriyor. Ayrıhrken kapıya kadar eşlik ediyor misafirlerine Karaköy'ün dar bir sokağında kuşlar tekrar kendilerine yem verecek o beyaz saçlı kadını bekliyorlar. Yalova'da yat limam YALOVA (Cumhuriyet) Yalova Deniz Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı, Yalova 'daki tesislerine ilave olarak 120 yat kapasiteli liman yaptınyor. Vakıf Başkanı Selçuk Ergin, yat limanınm yapım çalışmalarma eylül ayında başlanacağmı, limanın 1988 yılı içinde hizmete gireceğin, söyledi. Liman yaklaşık 2 milyar liraya mal olacak. Yoksullara ucuz arsa NEVŞEHİR (Cumhuriyet) Nevşehir'e bağlı Gülşehiı ilçesinde fakir vatandaşlara ucuz arsa dağıtılmaya başlandı. Gülşehir Belediye Başkanı Oğuz Diker, bugür, kadar 122 fakire ucuz arsa sağlandığını belirterek, "Ilçede arsa fiyatları çok pahalı. Ancak belediye encümeni bir karar alarak ilçede bulunan fakir vatandaşlara ucuz arsa sağlayarak onları da bir ev sahibi yapıyor. Bu ay içind< de 30 fakir aileye daha arsc dağıtacağız" dedi. Belediyenin kamulaştırdığı alanlarda arsa dağıııldığım kaydeden Diker, öte yandaı ilçenin yeşil alandan kurtarılarak kırsal alanlara kaydmlacağım bildirdi. \abanci turîst bu yıl yüzümüzü güldürdü FARUK BESKİStZ Turizmde geçen yü yaşanan "hüsranın" tersine, bu yıl çok parlak bir dönem yaşanıyor. Turistik işletmelerde doluluk oranı bu yıhn ilk yedi ayında ortaJama yüzde 90'a ulaşırken, turizm gelirlerinde de geçen yıhn eşdönemine göre yüzde 2050 arasında bir artış kaydedildi. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Bahattin Yücel, bu yıl toplam turizm geürinin 1 milyar 100 milyon dolara çıkmasını beklediklerini belirterek, "Geçmişte yaşanan gelişmelerden ders alındı. Çifte rezervasyon olayı pek yaşanmazken. geçen yıl olduğu gibi aşın fiyatlandırmaya gidilmedi" dedi. Turizmin bu yıhn ilk yedi ayında yaşanan canhhk başta Akdeniz ve Ege Bölgesi olmak üzere tüm Türkiye'de kendisini gösterdi. Istanbul'da beş yıldızlı otellerde son yıllann en yüksek doluluk oranına erişildi. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'ne düzenlenen turlann, burada yaşanan olaylardan dolayı iptal edilmesi beklendiği halde bu gerçekleşmedi. Akdeniz Bölgesi'ndeki toplam 14 bin yatak kapasitesinin 8 bin 500'ünü elinde bulunduran turistik işletmelerin üye olduğu AKTtD (Akdeniz Turistik Işletmeler Derneğd) yöneticisi Torgay Alp, bugünkü duruma bakarak, "Turizmin patladığım" söyledi. Alp, bu yılın ilk yedi ayında dernek üyelerinin işletmelerinde ortalama doluluk oranmın yüzde 80'e yükseldiğini beh'rterek, "Bu, geçen yılın eşdöneminde yüzde 56 idi. Eylülekim döneminde doluluk oranımız yüzde 8590'a çıkacak" dedi. Turgay Alp, artan yatak kapasitesine paralel olarak, özellikle lskandinav ülkelennden önemli sayıda turistin tatil köylerine ilgi gösterdiğini hatırlatarak, "Yabana turistten bu yıl yüzümüz giildü. Geçen yıl yaşanan olaylardan ders alındı. Bazj küçük Çifte rezervasyon olaylan yaşandı, ama biz bu sornno kendi çabamızla çözümledik" diye konuştu. Seyahat acentesi yetkilüeri ise, gelirlerinde yüzde 2050 arasında bir artış görüldüğünü, 1958 yüı için bugünden yapdan rezervasyonlann da "ümit verici" olduğunu belirtti. Yetkililer, "Birinci olarak üriin güzel, yani Türkiye çok giizel bir ülke. Yatak kapasitesi de artıyor. Bu durumda turistin gelmemesi içm bir neden kalmıyor. tstikrar açısından da Türkiye artık 'emin ülkeler sınıfma' girdi. Bu da çok önemli. Çünkü turizm istikrarsızlığın olduğu bir ortamda pamuk ipliğine baglı gibidir. Bu yü, yabancı turist sayısındaki arüşın tersine, yerli turist sayısında ise oMukça düşöş kaydedildi" diye konuştu. Kabuk böceği il mücadele KARABÜK (Cumhuriyet) • Batı Karadeniz ormanlarındaki köknar ağaçlarını saran ve bu ağaçların kısa sürede kurumasına neden olan "kabuk böceği" ile ilaçla mücadele edileceği açıklanc Karabük Orman tşletmesi Müdürlüğü yetkilileri, köknar ağaçlarına dadanan kabuk böceği ile mücadele konusunda Seroman adı verilen ilacın ithali için gerekli işlemlerin tamamlandığım söylediler. Türkiye 'nin en yoğun ve eı kaliteli ormanlannın bulunduğu Batı Karadeniz bölgesinde, orman ağaçlarının yüzde 24'ünü köknar ağaçlarının oluşturduğu bildiriliyor. Çocuklar için özel kulüp ANKARA (ANKA) Çocuklar için özel kulüpler açılabilecek. 612 yaş grubu çocuklann boş zamanlannı değerlendirmek, bakım ve korunmalannı sağlamak amacına yönelik olarak kurulacak özel çocuk kulüplerinin kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslan belirleyen yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre, çocuk kulübü açmak isteyen kurucuların bir dilekçe ile bulunduğu yerin valiliğine başvurmaları gerekiyor. Ağır hapis, 6 ay veya 6 aydan fazla hapis cezası ile yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hapis cezalanna çarptırılanlar çocuk İculübü açamayacaklar. Çocuk kulubü sorumlu müdürünün sosyal hizmet, psikoloji veya çocuk gelişimi alanlanndan birinde yüksek öğrenim görmüş oiması gerekiyor. Fransız geline polis dayağı Gaziantep'te kayınbiraderinin kanştığı bir olay nedeniyle polisler tarafından dövüldüğünü öne süren Fransız gelin Christiane Esen, sorumlutarı Avrupa Insan Hakları Adalet Divanı'na şikâyet edeceğini söyledi. GAZİANTEP (Cumhuriyet) Yıllık iznini geçirmek üzere geldiği Gaziantep'te, kayınbiraderinin polisler tarafından dövülmesine karşı çıktığı için dayak yediğini ileri süren Fransız Christiane Esen, uğradığı haksızlığı Avnıpa însan Hakları Divanı'na götüreceğini söyledi. Olayı Fransız Büyükelçiliği'ne de bildiren Christiane Esen, cumhuriyet savcılığına başvurarak Karşıyaka Karakolu'nda görevli polisler hakkında davacı oldu. Çocukları ile birlikte yıllık iznini geçirmek uzere eşi Abmet Esen'in memleketi Gaziantep'e gelen Fransız Christiane Esen, dayak olayı ile ilgili olarak savcılığa başvurdu. Christiane Esen, olayı şoyle anlattı: "Eşimin yeğeni Ahmel Esen, bisiklet yüzünden birisiyle kavga elmiş. Şikâyet üzerine polis, Ahmet'i yakalamak için eve geldi. Polis daha sonra Ahmet ve Babası Celal'ı dövmeye başladı. Ben müdahale etmek istedim. Küfredip bana da vurdular. Bu kez oglum Patrick müdahale etti, ona da vurdular. Mahallede herkesin gözü önünde beni, kaynımı, yeğenimi ve oğlumu döven Karşıyaka Karakolu'nda görevli polisler Çetin Kecili ve Fikrel Uyanık'tan davacıyım." Christian Esen, olayın peşini bırakmayacağını belirterek "Bu olaydan sonra mahkemeye bile gitmeye korkar oldum. Fransaya döner dönmez ilk işim Avnıpa İnsan Hakları Divanı'na başvurmak olacak. Dayağın olduğu yerde demokrasi olmaz. O yer de Avrupa'da olmaz" dedi. Bu arada Esen ailesine dayak atılması olayını araştırmak üzere Karşıyaka Karakolu'na giden ve Fransa'da işçi olarak çalışan buyük ağabey Ibrahim Esen de, polisin kendisini yumrukladığı sırada gözlüğünün düşerek kınldığını söyledi ve "Fransa'ya dönuşümde olayı dünya basınına anlalacağun" dedi. Ahmet Esen'in 5, Mehmet Esen'in de 1 günlük doktor raporu aldığı dayak olayından sonra bir açıklama yapan Gaziantep Emniyet Mudüru Nail Atalay, "İddiaların delili varsa, kendi personeli hakkında işlem yapmaktan çekinme><eceğini" belirtti. Barış Manço FMD onur üyvs ANKAR.A (AA) Türk hafif müziği sanatçısı Barı. Manço, Foto Muhabırleri Derneği'nin onur üyesi ola FMD'den yapılan açıklamada, Manço 'nun derneğe gösterdiği yakınlık ve "Foıoğraf Makineleri Muzesı" için yaptığı çalışmalardan dolayı, dern yönetim kurulunca onur üyesî yapıhnasının kararlaştırıldığı bildirildi. Manço'nun dernek onur uyesi olınası nedeniyle, yaı FMD'de bir loren düzenlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle