24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 24 AĞUSTOS 1987 Sağmalcıla Türkiye'nin aynası Sağmaalar Cezaevi; 19 yıldır tutuklulann "hizmetinde". Eski, battal, sidik kokulu, pis ve acılı. Gazeteciler gezeceği için baştan başa yıkanan koridorlar, yataklara yeni yayılan Amerikan çarşaf bezleri ve sübyanlara o gün giydirilen daha yeni dikimevinden çıkmış mavi tek tip elbiseler, perişanlığı gözlerden saklamak için yeterli değil... FÜSUN ÖZBtLGEN BAYRAMPAŞA Şağmalcüar Ceza ve Tutukevi, Istanbul'un Bayrampaşa bölgesinde 3 bin 500 kişılik kocaman bir köy. Bu köyun sakinleri burada kendi istekleri ile oturmuyorlar. Zorla oturtuluyorlar. Oturanlar bir türlü dertli, onlann başında bekleyen gardiyanlar başka turlü dertli. Çoluk çocuk, kadın erkek, hasta, yerli yabancı, siyasi tutuklu, esrarcı, uyuşturucu kaçakçısı, cinayet işleyeni, gasp yapmış, hırsız, dolandıncı, zengin fakir, çalışkan tembel, akıl hastası, dürüst, iftiraya uğranuş, suç işlemeyi alışkanhk haline getirmiş veya dışarda bakım imkânı olmadığı için ufak suçlar ışleyerek hapishanede idare eden her çeşıt insan var burada. Toplumdan geniş bir kesit. tuklunun yanı sıra, 2025 hasta kalıyor. Hastalann isimleri koridorun başında bir levhaya yazılmış. Bu isimler arasında Abbas Heybetli, Ahmet Oflu veya Mehmet Sanıhan gibi babalar dünyasına ilişkin isimler de gözümiize çarpıyor. Bu isimlerin hastahklannın ne olduğunu sorduğumuz doktorlar yanıt vermekten kaçınıyorlar. Besbelli ki hapishanede her şeyden önce para konuşuyor. Parası veya havası olan tutuklu, cezaevi koşullan yerine hastane koşullannda hiç değilse pencereden dışansını görerek kalmanın yolunu buluyor. Kapının sol tarafındaki koridor ise içler acısı: Tüberkülozlular koguşu. Bu hastalar, ilaçlannı para Ue almak zorunda olduklannı, ilaç ödeneğınin yetersiz olduğunu anlatıyorlar. küm süruyor. Genellikle yankesicilikten tutuklanan ve cezaevinin surekli girip çıkan konuklan arasında bulunan kadınlar, çeşitli tiz seslerle çığkklar atarak konuşmalan duyulmaz hale getiriyorlar. Siyasi tutuklu 10 kadın da açlık grevini bu curcuna içinde sürdürüyor ve kendilerinin başka bir koğuşa nakledilmesini istiyorlar. Cinayet saıuğı Pınar Kayapınar ve siyasi tutuklu Nihal Aslanturk sorunlarım anlatır ve cezaevi koşullannı eleştirirken koğuştan avluya fırlayan bir Hacıhüsrevli kadın bağınyor: "Hiçbir şikâyetimiz de yoktnr. Sadece içeri terlik almıyorlar. Nah iste, böyte 5060 bin lirahkrenklifauneterlik, bir tek şikâyetimiz budur..." Pencerelerde, parmakhklar arkasındaki kadmlar ise "Af isteriz" diye bağınşıyor ve "Gelin de içerinin halini göriın" diye sesleniyorlar. Koğuşlann içi dışardan görebildiğimiz kadanyla sefalet. Üst üste ranzalar tıkıştırılmış ve adım atacak yer kalmamış. Her yatağın ustünde bir kadın, yiyecek malzemeleri yataklannın yanında asılı. Likit yağ şişeleri, yumurtalar, zeytin, peynir paketleri, recel kavanozlan ile bir yatağm içinde iç içe yaşıyorlar. Bayrampaşa'nın acılı köyünün kadınlan, Türkiye'nin acılı kadınlan gibi, en çok horlanan ve bakımsız durumda bırakılmış. Sübyanlar koğuşu B blokta yer alıyor. Koğuş kapısı açıldığı "îda bumnlanmızı yoğun bir sidik kokusu doldunıyor. Daha sonra her koğuşun kapısı açıldığında bizi ilk karşılayan bu koku olacak. Gazeteciler gezdiği için türn cezaevi sımsıkı yıkanıp paklandığı halde, yerler halen son yıkama nedenıyle ıslak ıslak, ama yine de yılann yerleştirdiği bu kokuyu gidermenin anlaşılan olanağı yok. Koğuştaki tüm yataklara yepyeni Amerikan bezinden çarşaflar henuz serümiş. Çocuklann uzerlerindeki tek tip mavi elbiseler dikimevinden yeni çıkmış ve bu sabah teftise hazır bir halde giydirilmiş. Gardiyanlar avluda toplanıyor. Çocuklar da avlunun karşı duvanna dizih'yor. Gazeteciler soruyorlar: "Bir sıkınümz, derdiniz var mı, anlaün çocuklar..." Çocuklann koğuş temsilcisi öne çıkıyor. Dersini iyi ezberlemiş biçimde karşılık veriyor: "Hiçbir şikâyetimiz yoktur, yoneticUerimizden çok memnnnuz. Cezaevinden çok memnnnaz." "Ne yiyecek veriliyor size burada, yemekleri beğeniyor musunuz?" "Yemekkrimiz çok iyidir. BuKADINLAR KOĞUŞU Kadmlar koğuşu cezaevinin C Nokm gün Izmir köfte var, diın taskedaki koridorun basmda ayn bir girif kaptsı ile bölunmüs. Cezaevi babı vardı." Bu koşuüar altında çocuklann Ukmsi, gazetecileri kadmlar koğupaidan içert sokmuyor. Sadece avhiçbir yakınmada bulunmayahıda koğus temsücOeri Oe görüfübnesine izin veriyor. caklan açık. Koğuşun en küçüğü (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) 12 yaşında. Çikolata çaldığı için "Verem hastalannın özd ola 6 gün önce getirilmiş. "AnnesiCezaevi Savcısı Muzaffer rak iyi beslenraesi lazundır, siz ni, babasını ozledigini" anlatırtnaBİı, şu günlerde cezaevinde 2 bin 829 kişi bulunduğunu, bunburada ne yiyip, ne içiyorsu ken ağlamaya başlıyor. Çocuklar, Öğretmenlerin kenlann 650 tanesinin hukümlü, dinuz?" sorumuza gtılerek şöyle dilerine okuma yazma öğrettiği' ğerlerinin tutuklu olduğunu, 66 yanıt veriyorlar: çocuk ve 134 kadın bulunduğu"Ne yiyecegiz; cezaevinin ka ni de belirtiyorlar. Daha sonra nu anlatıyor. Tutukevi sakinleriravanasını." Cezaevi savcısına dolaştığımız okulda iki sınıf, sınin 56'sı Sağmalalar Cezaevi'veremli hastalann cezaevinin ye ralar ve alfabe görüyonız. Dunin bahcesinde bulunan hastanetersiz ye kötu gıdalan ile beslen varda ise nereden bulundu ise de, 36'sı Bakırköy Hastanesi'nmeleri konusundaki göruşünu "Okyanusya'nın fiziki ve cografi haritaian" yan yana asılı. Ayde ve 35 tanesi de adli tıpta müsoruyoruz. Sava İnanlı şöyle yanen kutuphanedeki "Vergi Mevşahade altında. Cezaevinin yöne nıt veriyor: zuaü" veya "Sarap ve Şarapçüık" timi ise 2 sava, 4 müdur, 2 psı"Efendim, hastalar cezaevi iakolog, 3 doktor, 1 diş tabibi, 391 şesine tabi. Mamafih bu konuda kitaplan gibi rastgele bir yerlerden gelmişler bu "eğitim araç ve gereçpersonel ve gardiyan tarafından bir çalışma var..." leri..." yürütülüyor. Kadmlar koğuşu, cezaevinin Tecrit koğuşlan, iki kişinin C blokundaki koridorun başınCezaevini gezmeye önce hasda ayn bir giriş kapısı ile bölün kaldığı yan yana dizilmiş hücretaneden başlıyonız. Hastanenin müş. Kapıdan koğuşa değil de ler. Buraya hücre değil, "özei birinci katı polikliniklere aynlavluya çıkıhyor. Daha sonra av oda" deniliyor. Tuvaleti de içinmış. Birinci ve ikinci katlannda lu geçilerek koğuşlara girilebili de. Tüberkuloz hastalan da bu koridorlann başı demir parmaklıklarla ve sık aralıkh çelik teller yor. Cezaevi idaresi gazetecileri "özel oda"larda kalıyorlar. kadmlar koğuşundan içeri sok Böylece koğuşlarda tutulmayıp le önilü. Koridorlann önünde muyor, sadece avluda koğuş hastalığın diğer tutuklulara bujandarmalar nöbet bekliyor, sürtemsilcileri ile göruşülmesine izin laşması önleniyormuş. Ancak gülu demir kapılann ardında ise veriyor. 134 kadın tutuklu ve hü hastalar, tuvaletin de içinde buhastalar yatıyor. İkinci katın çıkümlünun kaldığı bu tıkhm tık lunduğu bu odalarda nasıl iyilekışta sol tarafındaki koridorda lım koğuşta tam bır curcuna hu şeceklerini soruyorlar. Bu soruölüm orucunda olan 6 siyasi tunun da yanıtı yok. Cezaevinin bodrum katındaki mutfağı pis kokulu. Üç dört tane büyük baimçh tencerede mercimek çorbası pişiyor. Tüm koğuşlann, tüberkulozlu hastalar da dahil ohnak üzere akşam yemeği bu kadar. Turist koğuşu da 120 kişi. Bu koğuşta Türkiye'de suç işlemiş yabancı uyruklular kalıyor. Koğuşun büyuk bir bölümü Iranlı. Buradaki tutuklular da pislikten, farelerden, bir yatakta 23 kişi yatmaktan yakınıyorlar. tran'$&#>••• dan kaçarak Türkiye'ye gelmiş olan tutuklular, kendilerinin BUTUN OGRETMENLER tran'a iade edilmesini eleştiriyorlar. Fotoğrafının çekilmesini istemeyen Farzani, "Kanm da kadıniar koguşunda. Biz Azeri Türkleriyiz. Oradaki rejimden kaçbk. Naim Suleymanoğu kaçtığı zaman başbakanııuz karşılıyor, biz kaçtıgunız zaman hapse atüıyor ve geri gönderiliyoruz. Bu mu adalet?" diye soruyor. 'Rıanlarla işbirhği yupıyorlar' KKTC Cumhurbaşkam Denktaş, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin Rumlarla ilişki kurduğunu öne sürerek; "Eski Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni payidar etmek istiyorlar" dedi. B.ECEVİT ANTALYA Mavi Akdeniz gezisinde bulunan Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Antalaya'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Kıbns'ın "komunistleştirilmek" istendiğini öne surdu. Rabıta'dan para almalarırun komünist Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) tarafından istismar edildiğini söyleyen Denktaş, halk "CTP'nin Rum Komönist Partisi AKEL'den aldığı yardımı »onıyor" dedi. Denktaş, referandum konusunda da, "Referandum sizin iç konunuz. Hayırlısı otsun" dedi. Akdeniz Feribotu'yla gezen KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, saat 14.00 sıralannda Antalya Buyuk Yat Limam'nda inerek Valı Babattin Güney ile birlikte Kaleiçı Yat Limanı'na geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rauf Denktaş, Cumhuriyetçi Türk Partisi'ni eleştirerek, "Eski Kıbns Rum Cumhnriyeti'ni payidar etmek için Rumlar'la ilişki kuruyorlar. KKTC'nin kokleşmesine, Turkiye ile bağlannın guçlenmesine karşı çıkıyortar. Parti mensuplannın tiimuyle bunun idraki içinde olduklarını sanmıyonım. Komünist parti olan her ulkede komunizm propgandası >apılır. KKTC de Ataturkçu, milliyetçi Türkiye'ye bağlı bir toplum vardır. Bunun için kuze>de boyle bir tehlike görmuyorum" dedi. Rabıta'dan yardım alınması konusunu istismar eden ve "şeriatçdık, faşizm gdiyor" diye mide bulandırmaya çahşan takımın CTP olduğunu söyleyen Denktaş, şöyle devam etti: "Rabıta'yı biz dini sorunlarda yardımcı olan bir vakıf olarak tanıdık. Islam konferansiannda yerleri ve sozleri vardır. Ülkenin ihtijacı >ardı ve belirii yardunlar gonderildi. Bu yardımın Rumlann yıküğı, yok ettigi camilerin tarairi ve yapımında knllandık. tmam butçesine katkı olarak kullandık. Bu yardımlar parlamentodan gecen dış yardım kalemi adı alönda alınmıştır. Şahama gelmiş iddiası yalan; yardunlar alınır annmaz başbakanlığa, sayıştaja, maliyeye geregi için mektuplar yazılır. Ve para gonderiMiği maksatla harcanmak üzere evkafa gönderilir." Halkın CTP'ye, komünist AKEL'den alınan yardımlan sorduğunu öne süren Rauf Denktaş, "Halk bunu da, onu da bilir" dedi. Denktaş, kapanmış bir meselenm yeniden aleyhlerine kullamldığını hatırlatarak, "Halka venneteri gereken besabı veremiyorlar. Rabıta'dan gelen parayı keyfi kullandıgım iddiaİannı ispat etmeleri için mahkemeye verdim" diye konuştu. Denktaş, "Rumlann sflahlanmalan hakkında ne düşünüyorsunuz?" bıçimındekı sorumuzu şöyle yanıtladı: "Rumlar silahlanıyor. Bunu örtbas etmek için Turk askerinin sayısında arbş olduğunu iddia ediyor. RumYunan ikilisi Kıbns'ı tümuyle Rum yapmak istiyorlar. Banş harekâtında yedikleri tokata karşın boyle davranıyoriar. DenktaşJtan CTP'ye ağır suçlama Horzıun, Emlak Kredi Bankası'nı milyarlarca lira zarara soktu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ayhan Fırat, "tşadamı Kemal Horzum'un milyarlan cebine indirdigini, kamunun malı olan Emlak Kredi Bankası'ni miryariarca ttrahk zarara ve rfeke soktugunu" öne surdü. "ANAP'ın, tuyü bitmemiş yetimlerin hakkını, ülkenin ber yanından kuruş kunış topladığı vergilerk biriken milyarlan yandaşlanna yedirmekten, peşkeş çekmekten utanç ve sıkıntı duymadıgım" savunan Fırat, SHP iktidannda tüyü bitmemiş yetimın hakkını yiyenlerden mutlaka hesap sorulacağını söyledi. Ayhan Fırat, dün parti genel merkezınde duzenlediği basın toplantısında, Horzum'un ithal etigi demin, iç piyasada karaborsadan sattığıru, demir ithalatı yaparken dışanya ihracat da yaptığını, su ihraç etmek için DPT'den teşvik belgesi aldığını, makina ithali için Emlak Kredi Bankası 'nca kredi açıldığmı anlattı. Cenevre'deki paravan şirketi Okmx tarafından faturalann şişirilerek 67 milyon markhk makinalann yaklaşık 13 milyon dolar üzerinden ülkeye sokulduğunu, yurtdışına büyük oranda döviz kaçınldığını ve bankanın kaçakçüığa alet edildiğini öne süren Fırat, kaçakçılık ve hayali ihracat nedeniyle açılan davalar karşısmda Kemal Horzum'un 16 Haziran 1986'da yurt dışına kaçtığını bildirdi. Emlak Kredi Bankası'mn sonuç SHP Genel Sekreter Yardımcısı FıraVın iddiasu BINAN1N ÇÖKÜŞÜ Nke acüan, nice sevinçleri yaşayan bir bina... Birkaç saniye içinde mohz yığımna dönüşüyor. Tüm anıiart beraberinde götürerek... Tarlabaşmda yıkım ulaşıma kapatılarak, trafik Tarlabaşı'na kaydınlacak ve Tünel ve Taksim arası tamamen ahşveriş merkezi haline dönüştürilecek. Tarlabaşı'nda 386 binadan 100'ünün yıkımı tamamlandı. Yıkımların her gün 22.00 ile 05.00 arasında süreceği açıklandı. tstanbul Haber Servisi Tarlabaşı'nda kamulaştınlan 386 bınanın yıkım çalışmaları hızlandınlırken, bu amaçla Tarlabaşı caddesi dün ulaşuna kapatüdı. Turizmcikr, Dalan'dan Tarlabaşı yıkımlannın durdurulmasını istiyor. Tarlabaşı caddesinin tek şeritten iki şeride çıkanlması ve cadde ortasına yapılması kararlaştınlan yeşil alanm Taksim ve Şişhaneye kadar uzatılması planlanıyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Haiuk Öztürkataiay, bugüne kadar kamulaştınlan binalann yaklaşık 100 kadannın yıkımının tamamlandığını, bundan böyle hergun 22.00 ile 05.00 arasında yıkım yapılacağını bildirdi. Gündüz ise bu işin arka sokaklarda gerçekleşeceği ve bu çalışmaların ulaşımı engellemeyeceği belirtildi. Tarlabaşı'ndaki yıkım çalışmalan yaklaşık 1,5 ay sürecek. Bu çalışmalardan sonra 8 şeritli bulvann yapımına geçilecek, ihale bedeli 6 milyar lira olan bulvar, 1988 sonunda tamamlanacak, daha sonra ise Istiklal caddesi Yıkıma tepki S.S. Beyoğlu Turizm Geliştirme Kooperatifi yöneticüerinden Ensan Derinçay, "Tarlabaşı'nın ortastndan geçecek otoyolun tstanbnTon can damannı yok edecegini ve bu damara bağlanan öteki kolları da ortadan kaldıracağuu" belirterek, "Bölgenin tarihi özelliklerinin, Bakanlar Kurvhı karamamesinde de açıklandıgı gibi önemli StT alanına sahip çıkmayı gerektirdigıni" söyledi. Derinçay, "Dalan'dan tarihi seven bir kişi olarak, Beyoğlu, Galata ve Tariabaşı yoresine bir kez daha gdmesini, her sey altüst olup bitmeden, tarihln ve külturıin bu belgeierini yok edümekten kurtarmak için bir kez daha dUşünmesini istiyonız" dedi. Istanbul'un kardeş kenti olan Floransa kenti baş plancısı Prof. Merco Massa da Dalan'a yazdığı mektupta, "yeni yollar açmak için, yapılann yok edilmesini amaçla) an projderin adkn durdunıhnasını" istedi. Prof. Massa, bir trafik planı yerine, kentsel yenileme için geniş kapsamlı bir planlama yapılması gerektiğini belirtti. ta 63 milyon 713 bin 561 dolar ve 31.8 milyon tsviçre frangı riske girdiğini kaydeden SHP Genel Sekreter Yardımcısı, ANAP Genel Sekreteri'nin Horzum'la Belçika'da görüşme yaptığına dikkat çekti. Fırat, lcraatın fçinden programlarını hazırlayan Ava Ajansı'nın sahibinin Kemal Horzum olduğuna işaret ederek, "Şimdi merak ediyornm. ANAP'lılar hiç mecbnriyet duyuyorlar mı? Bu firmayU işbirUgi halinde sayılmazlar mı? diye sordu. ANAP iktidannın ve yandaşlannı en kısa zamanda ülke gündeminden çıkartmamn şart, bunun için gerekenin referandumda evet demek olduğunu da sözlerine ekledi. Fuat, bankamn riske sokulmasına ilişkin olarak Başbakanhk Yüksek Denetleme Kurulu'nun 1985 yıh raporu, ithal edilen mallann listesi, Cumhuriyet Savalığı'nın Kambiyo Müdurlüğü'ne gönderdiği yazı ve bikini ihracıyla ılgih belgenin fotokopilerini de basına dagıttı. Kültür Bakanlığı^nın 9kitabı yasaldı ANKARA (Cumhuriyel Bürosn) Kültur ve Turizm Bakanlığı'mn 19781979 yülan arasında bastığı 9 kitabın yasağı süruyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Musteşar Yardıması Aytnf Iz'at, bu kitaplann yasaklanmn kaldırılmayacağuıı, yasaklanan kitaplarda "tiksindirici şeyler" olduğunu ilen sürdü. Iz'at, bakanlığın bastığı yapıt sayısının bu yılın sonunda 200'e ulaşacağını beUrterek, bu sayımn 1984te 25 olduğuna dikkat çekti. Kültur ve Turizm Bakanlığı tarafından bastınlıp daha sonra dağıtım ve sabşımn zararlı olduğuna ve büyük sakıncalan bulunduğuna karar verilen'kitapla nn adlan şöyle: * "Din Üstüne, Altın Erik, Sürgiinler, Neydik Ne OWuk, Kırlangıcın Kanat Vuruşu, Düşüncenin Topragı, Bindim Tütün Kufesine, Banş Gezegerü, Bestod Frank." İz'at, "Siyasal Toplumsallaşma, Düşun ve Toplum, Şüıier, Osmanlı tmparatorlagu'nua YÜkseliş ve Çöküş Tarihi (COt IIIm)" adlı yayınlann mevcutlannın araştırma kütüphanelerinde bulundurulmasına karar verttV diğini söyledi. ^l Karaköy değişiyor Karaköy meydanmda, Perşem1 bepazan ve Galata Köprüsu nden gelen yayalann vapur iskelesine ulaşmak için kullandıklan altgeçit girişi kaldınldh htanbul Anakent Belediyesi yetkiHleri KaraköyA zapkapı UnkapamEminonü arasındaki tek yönlıi trafik uygulamasmda akımı rahatlatmak amacıyla alt geçit girişinin kaldınldığını bildirdiler. Galata Koprusu'nun yanlarmda ve altında bulunan eski yaya geçitleri de tekrar açılarak eski haline getirildi. Karaköy vapur iskelesine çıkan yayalar Galata Köpnisü'nün altında bulunan geçitleri kullanarak Perşembepazarı Lükâmetine gidebilecekler. Yine aynı şekilde Perşembepazanndan gelen yayalar da Galata Koprusu'nun altıru kullanarak Rıhtım caddesine geçebilecekler. (Fotoğraf: UĞUR SANER) İngiüz, Deneyimli ve Profesyonel Jhe 19871988 Dönemı Başlama Tarihi 57 Eylül '87 KAYITLARIMIZ BAŞLADI 147 09 83 Rumelı Cd No 92/4 Zekı Bey Apt OsmanbeyIST (Yapı Kredı Bankası Karşısı) Kapılarında "Hırsızlık", "Yaralama", "Kız kaçırma", "Uvuştunıcu" gibi levhalar asılmış koğuşlann hepsi dolu. Hepsinde de tutuklular en çok yemeklerden, tek tip elbiseye zorlanmaktan, sevk zinciri ile bağlanmaktan, çay fıyatlanndan yakınıyorlar. Sonuçu istenen ortak düekleri de "Af."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle