18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 1987 HABERLER CUMHURİYET/9 Taşaı>Güzel telgraf savaşı Güzel: (Kongreye) Malum kişilerin menfaati için partimizi alet eden bir avuç kişiye koskoca ANAP'ın Gaziantep teşkilatını teslim etmeyiniz. ANKARA (UBA) Devlet Bakanı Hasan Celal Gttzel ile ANAP eski Genel Sekreteri şimdiki genel başkan danışmanı Mustafa Taşar arasındaki çekişme, bu kez telgraflarla sürüyor, Hasan Celal Güzel Gaziantep Şahinbey ilçesi ANAP kongresine çektiği telgrafta, "Partioin bir avuç menfaatçıya teslim edilmemesini" isterken, seçimden sonra ekibi kazanan Mustafa Taşar da Güzel'e bir telgraf çekerek, "Arzuiannız istikametinde dıiriist ve faziletli kişUer büyük bir çogunlnkla ANAP yönetimine seçflmiştir" dedi. Hasan Celal Güzel ANAP Şahinbey ilçesi kongresine çektiği telgrafta şu görüşlere yer verdi: "Sevgili Anavatanlı kardeşlerim, raalum kişilerin menfaati için partimizi alet eden bir avuç kişiye koskoca ANAP'ın koskoca Gaziantep teşkilatını teslim etmeyiniz, namuslu düriist milliyetçi ANAP'ldann kendilerini Gaziantep Şahinbey ANAP ilçe kongresini Taşar'ın ekibi kazandı DIJYDVKIGORDUK YALÇIH PEK$E1)I Taşar: Telgrafınızda belirtüğiniz arzuiannız istikametinde Anavatanlılar yöneticilerini seçmişlerdir. temsil edecek düriist, faziletli, namuslu yöneticilerini seçeceğine inanıyorum." Hasan Celal Güzel'in kongrede okunan imah telgrafı, Taşar ekibi üzerinde soğuk duş etkisi yaptı. Kongre seçimlerinde Hasan Celal Güzel'in taraftarlannı 226'va 98 gibi bir farkla geçen Mustafa Taşar ekibi, yeni yönetimin belirlenmeşinden sonra bir cevap telgrafı hazırlayarak Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel'e gönderdi. Şahinbey ilçesi kongre divan başkanı sıfatıyla Mustafa Taşar. divan ikinci başkanı sıfatıyla Gaziantep Milletvekili Ünal Yaşar Gaziantep il başkan vekili Kadir Deniz, Kilis ilçe başkanı Hikmet Ç«lebi ve Nizip ilçe başkanı Faruk Çalıskan imzalarıyla çekilen telgrafta şu görüşlere yer verildi: "Telgrafınızda belirttiğiniz arzuiannız istikametinde milliyetçi, imanlı, düriist Anavatanlüar, kendilerini temsil edecek anavatanlı düriist, faziletli, namuslu, milliyetçi, imanlı yöneticilerini çoğunlukla seçmişlerdir". Yat limanına mı taşınsak? "Türkiye'nin ve Avrupafnın en büyük ve en modern" yat limanında her şey var; su, elektrik, telefon... Kadıköylüler ise suyun yüzünü yağmurdan yağmura sokaklan seller götürdüğünde görebiliyorlar... Benim gibi birçok kişi evlerinden çıkıp yat limanına taşınmayı düşünüyor olmalı... T Alman yardımınm kesilmesini isteyecekler Ifeşiller'den açlık grevine destek Alman heyetinden gazeteci Anita Friedetzky'nin konuşması sırasında "Türkiye Kürdistanı" deyimini kullanması toplantıda bulunan basın mensuplanrun tepkisine yol açtı. Gazetecilerin "Türk Kürdistanı" derken neyi kastediyorsunuz? sorusuna Yeşiller Partisi'nin Istanbul Reklam Sitesi Konfe Hamburg milletvekili şu karşılığı ALMAN HEYETt Aralarmda Abnan YeşMer Partisi'nden iki miüetvekUMn de bulunduğu Alman tr la dn as Salonu'nda yapdan toplan verdi: heyeti, cezaevlerinde açhk grevi sürdürenlere bir şey olursa, sorumlusunun Adalet Bakanhğı olacağım ortak hazırladıkları basın "Türkiye'deki Kürtlerle ilgili öne sürdüier. bildirilerini bir çevirmen aracılıolarak önceden bazı incelemelerde bulunduk. Kurtler milliyetçilik du)gulannı asmış kişiierdi. Bu mesele Turkiye'de tabudur. Ümit ederim ki tabu olmaktan çıkar." Haber Merkezi TAYAD'ın davetlisi olarak bir süredir Istanbul'da bulunan, aralarında Yeşiller Partisi'nden iki milletvekilinin de bulunduğu Alman heyeti dün yaptıkları basm toplantısında cezaev lerindeki tutuklu ve hükümlülerle yakınlarının sürdürdükleri açlık grevini desteklediklerini belirterek, Alman hükümetinden Türkiye'ye yapılan askeri ve ekonomik yardımlann kesilmesini isteyeceklerini duyurdular. ğıyla okuyan Alman^heyeti, açlık grevini sürdürenlere bir şey olduğu takdirde bunun sorumlusunun Adalet Bakanı olacağını öne sürdüier. urgut özal'ın İstanbul gezisi için gazetemiz, uzun yıllar ingiltere'de yaşamtş, o yüzden Ingilizcesi hepimizden iyi olan Ragıp Duran'ı göreviendimıişti. Diğer muhabirlerin pankartları, tişortları okumakta ve Türkçe'ye çeviımekte zorluk çekebilecekleri düşünülmüştü. Ben yazmak için değil, salt merak nedeniyle gittim Kalamış koyuna. Fakat yapılanlan gördükten sonra yazmadan edemedim. Söylenenlere göre Kalamış'ta "Türkiye'nin, Ortadoğu'nun ve Avrupa'nın (hızını alamayantar sonradan buna "dünya"yı da eklediler) en büyük ve en modern yat limanı" açılryordu. Turgut özal son derece kjdialıydı: "Gidin butun Avrupa'yı dolaşın, böyle bir yat limanı bulamazsınız. Her yatta elektrik, su ve telefon var" diyordu. kusuru olmayan parkları, yeşil alanları önce mezbeleliğe çeviriyor. ardından bunlann hemen yanı başında yine hiçbir kusuru olmayan parklar, yeşil alanlar kurduruyordu. Böylece paralardurmadan el değiştiriyordu. Kısacası körlerin kurduğu Kadıköy şimdi açıkgözlerin diyarı olmuştu. GURURDAN BAŞKA aşbakanın soylediğine göre ise "Avrupa'nın en büyük ve en modern yat limanına sahip olmaktan ötürü gurur duyuyorduk". Sadece gurur duysak iyi... Başka şeyler de duyuyorduk. Duyduklarımıza göre yat sahipleri bu en büyük ve modern limandan pek hoşnut kalmamışlardı. Galiba liman teknik açıdan oldukça hatalı yapılmıştı. urneğin tehlikeii rüzgârlara açık bir şekikje yanlış yönlerde inşa edilmişti. Aynı rüzgârlar yüzünden kısa zamanda aşırı kirlenme tehlikesi içinde bulunuyordu. Bir süre sonra bu bölgede kokudan durulamayacağı sanılıyordu vb. Açıltş töreni konusunda da "duyduğumuz" şeyler vardı: Yangın söndürücü iki geminin tören sırasında birbirlerinı sulamaları için 2 5 milyon lira ödenmişti. Patlamayan havai fişekler, voltaj düşüklügü nedeniyle gereği gibi çalışmayan lazer ışmları ve ne idüğü belirsiz bin kışilik yemek gibi şaklabanlıklar için 300 milyon liraya yakın para harcanmıştı. B "" • §\ Bu sözler bana ilginç bir çıkış yolu gösterir gibi oldu. Acaba evden çıkıp, bu yatlardan birine mi taşınmalı diye düşünmeye başladım. Oyle ya, "Avrupa'nın en büyük yat limanına" en fazla biriki kilometre uzaklıkta (Göztepe'de) oturuyordum ve kirli çamaşırlanm 15 günden beri çamaşır makinesinin içinde bekliyordu. Bulaşıklardan da mutfağa girilemiyordu. Suyun yüzünü sadece yağmurdan yağmura, evimizin çevresini seller götürdüğü sırada görebiliyordum. Bu yıl yaz başından beri durum değışmemişti... Telefona gelince... Başka bir abone ile (Osman Bey) ortaklaşa kullandığımız telefonumu da bu koşede yazdtğım bir yaztdan sonra PTT İstanbul Başmüdürlüğü'nün "torpili" sayesinde tek başıma kullanmaya yeni başlamıştım. Bu durumda galiba en iyisi evi bırakıp, yat limanına taşınmaktı. NEDEN YAPILPI? unlar neden mi yapılmıştı? Çünkü Turgut Bey gösteriden önce "Eğer oraya 50 bin kişiden az adam toplanırsa konuşmam" demişti. Osman Hızlan da ilgiyi fazlalaştırmak için gösteriyi dev boyutlarda düzenlemişti. Kalabalığın sayısı yine de 5000 kişiyi biraz ya geçmiş ya geçmemişti... Sonunda açıkgöz belediye başkanı bu tenhalığı yağmurun azizliğine bağlayarak Başbakanı konuşmaya ikna etmişti. "Hayırlı" Başbakanımız konuşmasını bitirdikten sonra "hayırlı" elleriyle, elektronik düzene bağlı bir düğmeye basmış fakat hiçbir şey olmamıştı... Galiba yağmur, elektrik düzeninin düzenini bozmuştu. 1 Partinin il temsilcilerine seçim taktikleri öğretiliyor ANAP 'hayır' okulu açü ledi. öte yandan seminere katılan 50 dolayında partili halkoylamasında "hayır" oyu kullanacaklannı belirttiler. Kastamonu tl Başkanı Süleyman Kiıçfikşaban, "Biz Kastamonu'da işi Udrdik" dedi. Küçükşaban yüzde 90 olasıhkla Kastamonu'da hayır oylannm evetlerden fazla olacağım ifade etti. Bolu İl Başkanı Abbas tnceayan ise halkoylaması sonucunun, "Yttzde 40 evet, yiizde 60 hayır olacağım tahmin ettiğini" söyledi. Başbakan Ozal hazırlattığı katılma belgelerinde şöyle dedi: "Seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kutükleri hakkında genel merkezimizce duzenlenen seminere katılmanızı, parti hizmetlerine sahip çıkma konusundaki arzu ve iradenirin göstergesi olarak kabul edivorum. Görev ve sorumluluk yüklenen her arkadaşımda gördüğüm bu ilgi ve hassasiyet, bir manada partimizin gücünü, başanmızın sırnnı teşkil etmektedir." Özdemir yaptığı açış konuşmasında, seminerin Türk siyaset yaşamında tarihi olarak nitelendirilebilecek bir toplantı olduğunu söyledi. özal'm seminere fevkalade önem verdiğini vurgulayan Özdemir, "Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımız geceyi gündttze katıp çok ağır bir tempo içinde Türkiye'yi bir uçtan bir uca dolaşıyor. Ama bu bir kişiyle olacak iş degildir. Bu bir ekip, kadro hareketidir. Bir davaya inanıp buna sahip çıkma hareketidir" diye konuştu. özdemir seminerde güzel konuşma konusuna da ağırlık verileceğini belirterek, "Hitabet konusunda da arkadaşlan egitecegiz. Hitap Allah vergisi bir kabiliyet ama arkadaşlanmızı seçim konusunda bügUendirecegiz ki agızlanndan karşısındakini etkileyecek T Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı tbrahim Özdemir, seminerlerde partililerin seçim mevzuatı ve uygulamaları konusunda bilgilendirileceğini, bu arada 'hayır' konusunun da işleneceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) ANAP'ın duzenlediği ve partinin il temsilcilerine "hayır" taktikleri öğretilen ilk seçim semineri dün Ankara'da yapıldı. ANAP'ın seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı tbrahim özdemir, seçimkonusunda partililerin bilgilendirilmesine yönelik seminerlerin sürdürülecegini ve zaman zaman sınav yapılacağını söyledi. Seminere, seçim gezileri nedeniyle katılamadığı haberini Özdemir aracılığıyla gönderen Başbakan Turgut Özal, seçim seminerlerinin ılkine katılan partililer için "turuncu" renkli katılma belgeleri hazırlattı. özal, 250 adet katılma belgesinin tümünü kendisi imzaladı. özdemir, katılma belgelerinden sonra seminerlere katılanlara sertifika ve son olarak da diploma verileceğini belirtti. özdemir, seminerin başlamasından önce gazetecilere, halkoylamasında "hayır" denilmesi konusunun da işleneceğini söy güzel ifadeler çıksın." Özdemir, seçmen listelerinin çok önemli olduğu üzerinde durarak, partilerin listeleri inceleme yetkisi olduğunu, ancak bugüne dek hiçbir örgütün bu çalışmayı yaptığını duymadıklannı söyledi. Özdemir, "Bir yazım eksikligi bir oy demek. Bir oy bir seçimi bize kazandırabilir ya da kaybettirebilir" diye konuştu. Özdemir, seçim sandıklanna çok iyi sahip çıkılması gerektiğini kaydetti. ANAP'ın ilk seçim semineri Ankara'da dün son a erdi. Son düzenlemeleri de içerecek biçimde bastırılan Seçim Yasası katılanlara dağıtıldı. özdemir, Seçim Yasası'nın turuncu bastınlmasını istedikleri halde rengin sarıya çaldığını bildirdi. Bu arada dinleyiciler arasında bulunan Avukat tbrahim Mavioglu söz alarak "Herhalde Türk devletinin yapısından haberleri yok. Türk devleti bir bütündür. Eyaletleri yoktur. Herkes eşit haklara sahiptir" şeklinde konuştu. SHP'den Sungurlu'ya sert yanıt SHP Genel Sekreteri Fikri Saglar da dün bir yazılı açıklama yaparak 12 Eylül'den bu yana cezaevlerinde 1244 kişinin öldüğunü açıklayan Adalet Bakanı Oltan Sunguriu'ya, "Çeşitli nedenlerle öldügü belirtilen 23 kişi işkence sonucu mu öldü?" diye sordu. Sağlar açıklamasına şöyle devam etti: "Adalet Bakanı olabildigince dikkatli ve politik davranmaya çalıştığı açıklamasında bile 1147 kişi eceli ile oldü derken, 74 intiharı ve 23 çeşitli ölümü gizieyememiştir. Anlaşıiıyor ki, baskı ve işkenceye dayanamayarak açlık grevinde olen 74 insan kayıtlara intihar diye geçirilmiş. Biz bu sayının daha yüksek olduğunu biliyoruz. Ama 74 intihar bile, cezaevlerimizde birçok şeyin anormal, antidemokratik olduğunu kanıtlamaya yetmiyor mu? Ya çeşitli ölümler diye nitelenen 23 can? Onlar nedir? Sakın baskı ve işkence sonucu ölum olmasın?" MUASIR MEDENİYET urgut özal başka şeyler de söylüyordu: Bu yat limanı neden yapılmıştı? Çünkü Atatürk'ün bize tavsiyesi vardı... Muasır medeniyet seviyesinin de üstüne çıkacaksınız dememiş miydi Atatürk? İşte şimdi muasır medeniyet seviyesinin üstünde, yani Kalamış yat limanının üstünde bulunuyorduk. O gün taze taze dökülmüş gübre kokulan arasında Kadıköy Belediye Başkanı Osman Hızlan'ı, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ı ve Başbakan Turgut özal'ı dinliyorduk. Temiz deniz havası almak için limanı dolduran Kadıköylüler de Kalamış yat limanı üzerinde mis gibi tezek kokusu alıyortardı. Dalan'ın konuşmasında eski bir efsaneyi anımsatması bende yeni çağrışımlar yarattı; efsaneye göre Kadıköy'ü körier kurmuşlardı. Çünkü hemen karşısında çok güzel bir yer varken, Kadıköy'e yerleşmek olsa olsa gözleri görmeyen insanların işi olabilirdi. Oysa şimdi Osman Hızlan sayesinde Kadıköy son derece güzelleşmişti... KÖRLERDEN AÇIK GÛZLERE edrettin Dalan'ın soylemediklerini ben ekleyeyim: Kadıköy sadece çok güzel bir yer olmakla kalmamış, aynı zamanda "dünyanın en açıkgöz" insanlannı da yetiştirmeye başlamıstı. Bunlann başında da Belediye Başkanı Osman Hızlan geliyordu... Hızlan, Kadıköy'ün güzelliklerine güzellikler katmaya çabalıyordu. Bu işi şöyle yapıyordu; önce çok güzel bir cadde olan (belki de istanbul'un en güzel caddesi) Bağdat Caddesini baştan sonayıkıyor, onun yerine yine çok güzel bir cadde inşa ediyordu. Bu durum "sıfıra sıfır elde var sıfır" gibi görünüyordu, ama öyle değildi. Arada birçok sıfır el değiştiriyor, milyarlar birilerinin cebinden (herhalde bizden başkasının değil) çıkıp, başka biriferinin cebine giriyordu. Benzer uygulamalar sürüyordu; Hızlan, hiçbir B B ANKARA (Cumhuriyet Burosu) 6 eylülde yapılacak referandura için siyasi partilerin radyo ve TV konuşmaJarının gün ve saatleri Yüksek Seçim Kurulu'nda dün çekilen kura ile belirlendi. Çekilen kura sonucu siyasi parıilerin radyo ve televizyonda yapacaklan konuşmalann gun ve saatleri şöyle belirlendi: ANAP: 30 ağustos pazar günu saat 20.11 20.21, 5 eylül cumartesi gunu saat 17.3017.40. DSP: 31 ağustos pazartes; gunü PartUerin TVdeki referandum konuşma tarihleri belti oldu Bu aksiliğin üzerinde fazla durulmadan yemeğe geçilmişti. 1000 kişilik yemekte son derece sıkı bir disiplm uygulanmış, görevli polislerin aşırı gayretleri sonucu, liman üstünde kurulu açık hava lckantasına gerçek çağrılılardan başka herkes girmeyi başarmıştı. Arkadan davetlılerın de alınması gerekince ortalık anababa gününe dönmüştü. Bu hengâmede bir de ışıklar söndürülünce, aynı masaya düştüğümüz Ragıp Duran Londra'dan ülkesine dönmüş acemi bir Türk olarak, karpuzlu baklavanın yeni icad edilmiş bir Türk menüsü mü olduğunu ciddi ciddi düşünmeye başlamıştı Mert Ali Başarır ise pilav yerine tabağına yanlışlıkla irmik helvası doldurmuştu... Zorunlu olarak yemeğe çalışıyorlardı... TEK FAYDASI saat 20.1120.21, 3 eylül perşembe günü saat 20.0020.10. SHP: 1 eylül salı günü saat 20.1120.21, 3 eylul perşembe günü saat 20.0020.10. DYP: 2 eylul çarşamba gunu saat 20.1120.21,4 eylül cuma günü saat 20.0020.10. Cumhurbaşkanı Kenan Evren istediği takdirde 4 eylul cuma gunu saat 20.1120.21 ve 5 eylul cumartesi günü saat 17.4117.51 arasında konuşma yapacak. inno yavrum ninno" sesleri arasında bu yemekierin neden yenildiğini de kimse bilmiyordu. Yoksa Kadıköy1 deki "yeme" faaliyetine halkın da bir ölçüde katılması mı istenmişti? Bu gösterinin kanımca bir tek faydası oldu; sahnede Ayşegül Aldinç, Kamil Sönmez, Osman Yağmurdereli ve Muazzez Abacı gibi şarkıcılar boy gösterirken, davulda Asım Ekren galiba ilk kez kayınbabasının önünde becerilerini sergileme fırsatı buldu... ii N i ı j I BaykaFdan belgeli çıkış tstubul Haber Senisi ANAP'tan istifasmdan sonra Izmir Merkez İlçe Belediye Baskanlığı görevinden alınan Siiha Baykal, savunmasma Istanbul'da devam etti. Baykal, Istanbul'da duzenlediği basın toplanüsında "ANAP vitrinde bizi gösterdi, dısanya başka mal sattı" dedi. Sünneli Oteli'ndeki basın toplantısında oldukça heyecanlı görünen Baykal, gelişmeleri anlatırken belgelerin fotokopilerini elinden bırakmadı. ANAP'ın tzmir'de "etkin olmasında" kendisinin büyük rolü olduğunu belirten Baykal, "Her şey Özfatura ve Keçedler olgulanmn partkle kıpırdaıımalan ik başladı. Başbakanı defalarca bu konnda uyardım. Partinin çagdaş, liberal ve AUtürkçü göriintüsnnün deg^ştigİBİ söyledim" dedi. da benim yerime atanan Hüseyin Özdilek'tir. Servetimi açıklayacagım" dedi. Süha Baykal, ANAP'ı bir vitrine benzeterek, "ANAP, çagdaş liberal bir vitrindL Ama şimdi göriuüyor ki vitrinde bizi gösterip dışanya başka mal satnuşiar" dedi. Baykal, istifa mektubuna özellikle Basbakanlık Danışmanı Adnan Kahveci'den büyük tepki geldiğini söyledi. Kahveci'nin kendisine "artık sen bizim döşmanımızsın" dedigini hatırlatarak, "biz Nazi kampında mı vaşıyonız?" dedi. Baykal, Danıştay'a başvurduğunu ve görevine devam etmek istediğini belirterek, "Özal, haklannda davalar açdmış belediye başkanlan için, 'demokrasi var, onlan zan altında bırakmayaum' derken, neden benim için böyle bir tavır içine giriyor?" diye sordu. SühaBaykal, istanbul'daANAP'a veıyansın etti Cindoruk TKTyi eleştirtit Özal'ın özel TVsi ANKARA (Cumhurhel Burosu) DYP Genel Başkanı Hüsamettiıı Cindoruk, Başbakan Turgut Özal'ı1 "Deli tbrahim"e benzetti ve Turkiye de siyasi pornografi olduğunu bildirerek, özal'ın "No"lu tişörle "hayır" propagandası yapan danışmanı Guneş Taner için "Şoförlerin geçtigi yerde oto stop yapmasuT uyansında bulundu. DYP Genel Başkanı Cindoruk, Cumhuriyet Savcılıgı'na başvurarak, TRT Genel Müdürü ve Yönetim Kurul üyeleri hakkında "gorevlerini kötüyc kullandibm" iddiasıyla fcamu davası açılmasını istedi. DYP Genel Başkanı ayrıca tdare Mahkemesi Başkanlığı'na da başvurarak, "Icreatın İçinden programlannın yasaya a>kın şekilde >avımlanmasına devam olunacagı sakıncası dikkate alınanık bu karar ve tatbikalın yürütülmesiniıı durdurulması" istemınde bulundu. Baykal, partide rüşvetin, vurgunculuğun hesabı sorulmazken, yalnızca "bu kişüere" karşı tavır aldığı için kendisinin daşlandığını beUrtti. Baykal, "Ben, bu partinin AUtürkçü görüntüsü yerine, Ukunyab ve ümmetçUerin yeglenmesine göz yumamazdun" dedi. Baykal, özfatura ile aralanndaki "•ynüfın" had safhaya ulaşmasım, elindeki belgeyi göstererek şöyle anlattı: "Merkez ilçe olarak Tirldyt'yi ziyaret eden tran Başbakanı Musavinin Anıtkabri ziyaret etmeyi rcddetmesini protesto eden bir yazmın vmzılmasını karariaştırmışük. Yaayı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diger yetkili klşOere yoUadık. Barhan Özf atura'dmn bize gden yazHİa, bn konunun poUtik bir nitclik taşıdığı, mahalli idarelerin bu konularda görüş bUdiremeyecekleri söyteniyordu. Şu danuna bakın, Autürk'e karşı yapdan bir hakaret karşısında susun deniliyor. Atatörk'ü savunmak da politika yapmaksa. bu iş bitmlşür." Süha Baykal, görevden uzaklaştmlması ve çeşitli müteahhitliklerle işbirliği yaptığma ilişkin iddialar ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Bir tek ihalede imzam yoktur. Yapdan teftişlerdc hiçbir şey bulunamamıştır. Söz konusu ihalelerln ahuıda imzalan bulunanlardan bin şu an Keçecilen "Mubatabım değil" öte yandan Baykal'ın şahsıyla ilgili suçlamalanna cevap vermeyeceğıni belirten Kececiler, UBAr ya yaptığı açıklamada, diğer suçlamalannın ANAP tzmir Merkez tlçe Başkanı Fevzi Kahraman tarafından yanıtlanacağını söyledi ve "O benim muhatabım degü" dedi. Macaristan'dan dönen Burhan Özfatura ise Baykal'la ilgili sorular yönelten gazetecilere, sert bir ifadeyle, "Biz bizmeüe ugraşıyonız. Böyle şeylerle ugraşacak zamanım yok" dedi ve konuşmaktan kaçındı. Bu arada, Baykal'dan boşalan makama atanan ve özfatura'nın "gözdesi" olarak tarumlanan Hüseyin Özdilek, birkaç gün içinde "Özfatura'nın dümen suyundan gitmekle" suçlandı. Baykal ile özfatura'nın çekişmesine neden olan sorunlara el atan özdilek, bunlan Anakent Belediye Başkaıu'nın arzuladığı şekilde sonuçlandırmaya başladı. özdilek, ilk iş olarak Baykal tarafından haftada 2 güne indirilen Alsancak Pazaryeri'nde haftanın her günü pazar kurulmasma izin verdi. Özdilek, Baykal'ın yıkım kararlarım durdurduğu gecekondulann da yıkılacağım açıkladı. Cindoruk, dün parti genel merkezinde duzenlediği basın toplantısında, "TKTınıı Özal'm özel TV ve radyosu haline geldiğini" savundu. Başbakanın her gün TVye çıkması diye bir mecburiyet olmadığı.u kaydeden Cindoruk, 31 ağustosta yayımlanacak "tcntaün İçinden" programmın denetimini istediklerini açıkladı. "Sayın Cumhurbaşkammız TRT'nin yayınlanmn anayssa ve 2954 sayılı yaVttna elecek olan DYP Genel sanın Uke Atll PrOPüSdftdd ^ Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u yapüdıgıve esaslanna uygun şekilduşuncesinde midir?" di*^ ^ o karşuamaya ha&rlanan Van il teşkilatı ilginç propaganda yöntem de ye soran Cindoruk, şoyle konuştu: leri uyguluyor. Van caddelerinde beyaz bir atın üzerine monte edilmiş anfi ve hoparlörlerden "Go ho"TRT yayınlannın hükumelin lame Ozal, Cindoruka geliyor, Menderes 'in avukatı geliyor'' seslerini duyan Vanhlar çok şaşırdılar. Çevsallutundan kurtanlması ve konınredeki turistler ise anlamını bilmedikleri bu sözleri öğrenmeye çalıştüar. Başbakan özal'm bir süre önması ce Van 'da, "The king of the dams Mr. özal (Barajlar kralı özal)'' şeklinde lngiüzce pankartlarla kar dugiı ve anayasa ve kanunun ongorhedeflere yonellilmesi için »naşılandığını hatırlatan atlı propagandacı tzzet Kartal, beyaz bir ata yerleştirdiği anfî, hoparlör ve mikyasamızın geçiri 2. maddesiyle TRT rafonlarla Van caddelerinde propaganda yapıyor. Cindoruk için hazırlanan diğer pankartlar da şöyle: faaliyellerini gozetmekle gorrvlendi"Go home özal, yanımızda Van gölii, Doğu kan gölü", "Hükümet değil, zam gölü", "Zamlar Van rilen Cumhurbaşkanlıgı kon^eyi dagöliinü küçülttü, faizler Erek dağtnt eritti", "Millet özal'a tasdikname verecek." (Fotoğraf: A A) hil, kendisiııe yetİu ve sorumluluk ve rilen tum müesseseleri göreve davet ediyorum. TRT Genel Miidürii'oiin görevden alınması için gerekli girişimlerde bulunması amacıyla Radyo ve T\ Yüksek Kumhı'na başvunıyonız. Pervasızca suç işlemekten cekinmeyen TRT yoneticilerinin, kunımdaki görevlerinden aynlnuş olsalar dahi adalet önünde, tek tek besap vermder için mevzuatımızda mevcut her tiiriu kanun yoluna başvuracagız." Ba ıkan Özal'm önceki akşam Kalanuş Yat Limanı'nın açılışını "BoncnUn tbrahim" dönemini anımsatan bir olay olarak niteleyen DYP Genel Başkanı, bu tören için 200 milyon liranın harcandıgına dikkat çekti. Laser ışmlarım Allahın çarptığını, Turk büyukleri gibi Özal'ın ismini göklere yazdıramadığını bildiren Cindoruk, "Laser kanser tedavisinde, tıpta kullanılıyor, önemli bir şeydir. Ama bugiin nerelerde kullamlıyor gonin" dedi. "Deti l b n b i m bile bu israf içinde olmanuşür" biçiminde konuşan DYP Genel Başkan;, özal'ın propaganda gezısindeki turuncu giysiler içındeki cüceyle ilgili olarak da "5 ciice daha bulsunlar pamuk prenses ve 7 cuceyi oynasııılar" dedi. Özal devrini fetret devrine benzeten Cindoruk, "Devlet memurian bayır propagandasına karvşmasınlar. Hayira ginnesinler. Kimin nerede ne soyledigini biliyoruz. Sonra gelip bizden aman dilemesinier" dedi. Cindoruk, bir soru Uzerine, "Sayın Bakanlann içinde demokrasiye inanan degerii siyasetçiler var. Başbakamn onlara korku saMıgına inaomak istemiyorum. Başbakan Erkan Yolaç'ın evethayır programına girrr kazanır. Kendisi ne evet ne hayır diyor" biçiminde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle