19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1987**** CUMHURİYET/B Perşembepazan esnafma yeni işyeri İstanbul Haber Servisi Perşembepazan ve Kasımpaşa Demirciler Küçük Sanayi Sitesi Yukarı Dudullu Kompleksi Yapı Kooperatifi'nin temeli dün Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından atıldı. Dudullu"dadüzenlenen törende konuşan Dalan, Perşembepazan'nda işyerleri yıkılan esnafın çağdaş şekilde düzenlenmiş işyerlerine kavuşacaklarını belirterek, "Dalan yıkıyor, ama yapmıyor diyorlar. Ancak şu anda Perşembepazan esnafı için iki biiyiik kooperatif faaliyetle" dedi. Yukarı Dudullu'da 256 bin 802 metre karelik bir alanda gerçekleştirilecek Demirciler Küçük Sanayi Sitesi 18 ayda 23 milyar liraya tamamlanacak. Sitede toplam 1250 adet 119 metre karelik birim işyeri ve toplam 39 bin 500 metre karelik yeşil alan planlanıyor. Ayrıca bankalar, PTT, sağlık merkezi, cami, çeşitli lokanta. kahvehane, alışveriş büfeleri ve marketlerin de yer alacağı kompleks, Uran Mühendislik A.Ş. tarafından gerçekleştirilecek. Bir arada çalışan iş sahiplerinin birbirlerini de destekleyeceklerini söyleyen Dalan, "Iş merkezi olan yerlerde ticaret de arlar" dedi. Haliç'i İstanbul'a daha çok yakışanını ve iyisini yapmak için y\ktıklarını söyleyen Dalan. 'Yöre esnafına eski yerlerinden daha güzelini, daha çagdaş olanını sunmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Bu lür işyerlerinin kent merkezinden taşınnıasının İstanbul trafiğinin daha sağlıklı çalışmasına yol açacağmı belirten Dalan, "Böylece bir taşla beş kuş vurmuş oluyoruz" dedi. Hasan Fehnıi Güneş ve Sarıyer ilçe başkanı için dava açıldı tstanbul Haber Servisi Sarıyer Cumhuriyet Savcilığı'nca Sarıyer belediye binasının önüne siyah çelenk koyulması olayıyla ilgili olarak SHP tstanbul tl Başkanı Hasan Fehmi Güoeş, SHP Sarıyer İlçe Başkanı tsmail Hakkı Genç ile Belediyelş Sendikası'run, 9 İstanbul şube başkanı hakkında dava açıldı. Toplantı ve Gösteri, Olağanüstü Hal, Sendikalar ve Siyasi Partiler yasalarına aykın davrandıkları savıyla açılan davada sanıklar 515 yıl arasında hapis istemiyle yargılanacaklar. Cumhuriyet Savcılığı'nca açılan davada 9 sendikacı, Sarıyer Belediye Başkanf nın sendikacılara karşı tutum ve davranışlannı protesto etmek amacıyla belediye binası önüne siyah çelenk koydukları ve parkta oturma grevi yaptıklan gerekçesiyle, Toplanu ve Gösteri Yürüyüşleri ve Olağanüstü Hal Y'asası'na aykırı davranmakla suçlanıyorlar. Hasan Fehmi Güneş ve lsmail Hakkı Genç hakkında hazırlanan iddianamede şöyle deniyor: "Her iki sanıgın mensubu oldugu siyasi partiyi lemsilen kscilerie blriikte hareket edlp kanunlara muhalefeue bulunduklan ve suçun işlenmesinden ewel ve islendigi sırada muzataerette bulunup işçüeri tahrik ve teşvik ettikieri destekte bulunarak, ortak amaçla hareket ettikieri, bu nedenle sanıklann yukanda gösterilen yasa maddelerine göre cezalandınlmalan talep ve iddia olunur." Büyük ödtil Fellini'nin MOSKOVA (UBA) Sovyetler Birliği'nde yapüan Uluslaıarası Moskova Film Festivali'nde büyük ödülü ltalyan yönetmen Federico Fellini'nin "Görüşme (Intervista) adlı filmi kazandı. ödülünü, başkanlı^ru Amerikan film yıldıa Robert de Niro'nun yaptığı jüriden alan Fellini, ödül töreninde yaptığı konuşmada Sovyet hükürnetinin açıklık polıtikasını övdü. DALAS TÖRESDE Temel atma töreninde Dalan "yöre esnafma eski yerlerinden daha çağdaş olanını sunmaya çalışıyoruz" dedi. HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN Meclis araştırması ARDENDAKI TürkYunan (Baştarafi 1. Sayfada) statiisü bulunmamakta ve sözlii olarak yapılan girişimlerde, sunulan tarafa sadece bir kolaylık sağlama amacını taşımaktadır" dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İnal Batu açıklamasında, Yunanistan'in "Hukuki dayanaktan yoksun ihlal iddialannı gürultulu bir şekilde siyasi istismar konusu yapmakta oldugunu" da belirterek, şunlan söyledi: "Yunanistan'ın iddiaları karşısında Türkiye'nin öteden beri takındığı tutumda bir değişiklik meydana getirmemesine rağmen, Yunanistan, Yunan askeri uçaklarının Turk hava sahası ihlalleri ve diğer usulsüz hareketleri ile ilgili Türkiye'nin girişimlerini dinlememe yolunu seçmiştir. Yunanistan'ın bu sorumsuz tutumu sonucu, iki ülkenin 6'şar mil olan hava sahası ile ilgili hususları birbirlerinin dikkatlerine getirmeleri ve gerekli önlemlerin alınmasını istemeleri imkânı maalesef kaybolmuştur. Yunanistan'ın. bu durumun devamının yol açabileceği ciddi sakıncaları bir an önce görecegini ümil ediyor ve kamuoyu tüketimine döniik olarak hukuk dışı iddialannı Türkiye'ye empoze etmek yonündeki beyhude çabalarından vazgeçmesini tavsive edivoruz." Dışişleri Bakanlığı sözcüsu İnal Batu. Sovyet Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Boris Piadışe\ "e atfen basında yer alan "Tıirkiye'deki Amerikan askeri varlığının artmakla olduğu ve Soyvetler Birligi'nin bundan endişe duduğu" yolundaki haberler üzerine bir açıklama yaptı ve " N A T O çerçevesinde Türkiye ile ortak savunma faaliyellerine katılan personelin sayısının artığı gerçege aykırıdır" dedi. Batu özetle şunlan söyledi: "Türkiye uluslararası çekişme ortamını yumuşatma ve silahlanma yarışını azaltma hususunda hiçbir çabadan geri kalmadığı gibi, kaynaklannı kalkınma ihtiyaçlarına kanalize clmeyi öngören ülkelerin basında gelir." EVTERNATIONAL HERALD TRIBinNE GERÇEK (Baştarafi 1. Sayfada) lanmasından ortaya çıkacak sonuçlar bakımından iyimser olmak güçtür. Başbakan Özal'ın ve ASAP çoğunluğunun bu bakımdan çok rahat oldukları görülüyor. Sitekim Sayın Özai'ın "Bulsunlar 132'yi, Meclisi toplasınlar"sözü çok ılginçtir; ve bir zamanlar Sayın Süleyman Demirel'ın "Bulsunlar 226 'yı, hükümeti düşürsünler" deyişinı anımsatmaktadır. Se var ki Sayın Demirel, bu sözleri söylerken, temel yaklaşımı doğru olmasa da normal seçimlerle iktidara geçmiş bir başbakandı. Bugünkü Başbakan Özal'ın durumu ve parlamentonun yapısı ise siyasal yaşamımıza 12 Eylül'ün armağanıdır. Kaynağmda demokratik olmayan müdahalelerle bugünkü konumunu kazanmış bulunan Sayın Özal'ın, Meclisi ve muhalefeti dışlayan (hatta küçümseyen) tulumunun ülkeye ve rejime bir yararı oldugu söylenemez. Başbakan, güneydoğu sorununda Meclisin desteğini ve onayını arayacağma, Çankaya ile dayanışarak kanun hükmünde kararnameler çıkarmavı veğlemektedir Siyasal güç ve dengeler hesabında hükümetin bu tutumu geçerli olsa biie, onaylanması zor bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bugünkü muhalefetin belki Meclisi bile toplayacak güç ve ağırhktan yoksun olduğu söytenebilir; ama bu sonucun '\etolu 1983 seçimleri" ile ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Yine aynı seçimlerle iktidardakı ağırlığını kazanmış bulunan Başbakan Özal'ın, "demokrasiye geçiş süreci" içindeki boşluktan yararlanarak siyasal arenada isıedig'i gibi at oynatması, alkışlanacak ya da yüceltilecek bir tutum değildir. Sonuçta 12 Eylül müdahalesınden ve ara rejimden sonra da süren sekiz yıllık bir sıkıyönetim ertesinde, güneydoguda büyüyen anarşi, terör, katliam, uzerinde düşünülmesi gereken bir tablo oluşturuyor. Büyük Millet Meclisi'ni devreden çıkaran 12 Eylülün sonunda hükümet olan ASAP'ın, geçmişten hiç ders alamadığı görülmektedir. •k (Bastarafı 1. Sayfada) sağlatmadı. Hükümetin isteği üzerine kapalı olarak yapılan ikinci oturum sonunda SHP, DYP ve DSP tarafından ortaklaşa hazırlanan güneydoğu olayları ile ilgili Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge reddedildi. TBMM. muhalefetin ortak çağrısı üzerine yasama döneminin ikinci olağanüstü toplantısına başlarken, ANAP'lılar, Genel Kurul salonuna girmediler ve muhalefet milletvekillerinin çoğunluğu sağlamasını beklediler. Bu arada ANAP grup toplantısı sürüyordu. ANAP milletvekillerinden bir bölümü grup salonunda otururken, bir bölümü de kuliste ad okunarak yapılan yoklamanın sonucunu beklediler. ANAP'lıların Genel Kurul salonuna girmemeleri, muhalefeıin tepkisine yol açtı. Muhalefet milletvekilleri, birleşimi yöneten ANAP'lı Başkan Vekili Abdulhalim Aras'a itirazda bulunarak duruma müdahale etmesini istediler. Muhalefet milletvekilleri. ayrıca TRT'nin boş ANAP sıralannı çekmesi isteğinde de bulundular. Ancak Başkan Vekili Aras. bu konuda kendisinin yetkisi olmadığını bildirdi. İlk oturumda yoklamaya katılan tek ANAP'lı milletvekili, TBMM Başkanı Mecmettin Karaduntan oldu. Karaduman, yoklama süreıken saaı 15.15 sıralannda Genel Kurul salonuna girince muhalefet milletvekillerinin alkışlanyla karşılandı. Daha sonra tamamlanan yoklamada. Meclisin toplantıya başlayabilmesi için gerekli 134 milletvekilinin salonda bulunmadığı belirlendi. Bunun üzerine Başkan Vekili Aras, birleşime saat 15.45'e kadar ara verdi. Ara sırasında basın toplantısı düzenleyen SHP ve DYP grup yöneticileri, ANAP'ın engellemesini kınadılar. SHP Grup Başkan Vekili Cahit Tutum, iktidarın, muhalefetin ınısiyatifini içine sindiremediğini ve sayısal üstünlüğü ile Meclis çahşmasını engellediğini kaydetti. DYP Grup Başkan Vekili Ahmet Sarp da ANAP'ın konuyu önemsizmiş gibi gösterme çabası içine girdiğini söyledi ve "Böyle bir tavır karçısında güneydoğudaki olaylann vebali ve tarihi sorumluluğu ANAP milletvekillerinin sırtındadır" dedi. İlk oturumdaki yoklamada, ANAP'lıların dışında bulunmayan milletvekillerinin adları şöyle: SHP: Metin l stunel. Necdet Calp (hasıa). Hilmi Nalbantoglu, Turan Bayezıt, Hayrullah Olca, Halis Soylu. Kenan Nehrozoğlu, Rıdvan Yıldınm. DYP: AbduUah Resuloglu. Nevzat Bıyıklı, Osman Eskintipi, Sabahattin Özbek, Turgul Sera Tirali, Sabit Batumlu. Muzaffer tlhan, Siile>man Çelebi. DSP: Kâni Biirke (hacca gittı), Fikret Krtan. Şükrii Babacan, İsa Vırdal. Bajımsızlar: Eşref Akıncı, Rüştü Şardag. Saat 15.45'te ikinci oturum açıldığında ANAP'lılar salona girince. toplantının yapılabilmesi için yeterli çoğunluk sağlandı. Genel Kurul'da SHP, DYP ve DSP gruplarının ortaklaşa hazırladığı araştırma önergesinin görüşüleceği sırada, hükümet adına Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem söz alarak, görüşmelerin içtüzük hükümlerine göre kapalı yapılmasını talep etti. Bunun üzerine Genel KuruFdaki dinleyiciler ve gazeteciler dışanya çıkanldı. Toplantı kapalı olarak sürdürüldü. Oturum sürerken. Suriye'den donen Başbakan Turguı Özal da. Esenboğa'dan doğruca TBMM'ye geldi. Özal toplantının son 15 dakikalık bolümünu izledi. Saaı 20.15'te tutanak özetinin hazırlanması \e Genel Kurul'un bilgisine sunıılması için oturuma ara verildiği Mrada Başbakan Ozal, ANAP grubunu lopladı ve Suriye gezisi hakkında bilgi verdi. 15 dakikalık aradan sonra yeniden loplanan Mecliste tutanak özeti okundu. TBMM 1 evlülde yeniden toplanaıak. Parti grııp loplantılarında ise Husametıin Cmdoruk, Erdal Inönü \e Cahit Karaka> şu konuşmaları yaptılar: Türkiye'den eroin trofiği patlodı sinin kaçınılmaz olduğu kaydediliyor. Gazetenin haberinde. üç yıl önce yapılan operasyonlarda en fazla 12 kilogram uyuşturucu ele geçirildiği, bugün bu miktarın 150 kiloya kadar yükseldiği vurgulanarak Türkiye'deki 1600 kişilik narkotik ekibinin, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele ettiği belinildi. İsviçre polisinin uluslararası ekıplerle işbirliği yaparak geçen şubat ayında, Türkiye'den beri takip ettiği bir kamyonda 3 kilo saf eroin ve 90 kilo baz morfin ile silah kaçakçılığı yapan "Türk mafia babası "nı yakaladığını haber veren gazete, Türk narkoıik ekiplerinin Konya'da gercekleştirdikleri bir operasyonda da önemli miktarda uyuşturucu yakalandığını yazdı. Operasyonların. giderek artan uyuşturucu kaçakçılığım etkilemediği gibi, Avrupa ve ABD'deki uyuşturucu fiyatlannı bile yukseltmediğine dikkat çekilen haberde, ABD'de eroinin kilosunun 150 bin dolara satıldığı. Avrupa'da ise bu fiyatın 44 bin dolara kadar düştüğü kaydedildi. tran, Afganistan ve Pakistan'da uyuşturucu kaçakçılığından servet kazanan "yerel narkotik baronlarının" afyon tarlalarını korumak için silahlı ekipler oluşturdukları kaydedilen gazete haberinde. "Altın Hüal" olarak anılan bu üç ülkede yetiştirilen saf afyonun, gizli laboratuvarlarda eroine dönüşturulmesi için Suriye, Lübnan ya da Batı Avrupa'ya gönderildiği belirtiliyor. Gazete haberine göre, Türkiye'nin rolü bu noktada başlıyor. Sınır kapılarının kolay geçilmesi amaayla kamyon ve TIR'lara yüklenen uyuşturucular, Türkiye'den geçerek eroin pazarlarına ulaşıyorlar. Haberde, bir Batılı uzman "Türkiye'de Avrupa baglantılan olan gangsterler var. Avrupa çapındaki dağıtım ise Avrupa ülkelerinde yaşayan pek çok Turkun de içinde bulunduğu bir örgüt tarafından gerçekleştiriliyor" diyor. Bu yüzden uyuşturucu ticaretini durdurmak için çalışan ekiplerin dikkatleri, ticaretin köprüsü durumundaki Türkiye üzerine cekilivor. TUSIAD (Baştarafi 1. Sayfada) Cindoruk DYP grubunda konuşan Genel Başkan Cindoruk. Doğu ve Güneydoğu konusunda hukümeıin her yapıcı faaliyeıine katılacaklannı söyledi. Olağanüstü (oplanıının öncmine değinen Cindoruk, meseleyi panilerüstu görduklerini belinti. Cindoruk şunian söyledi: "DYP bu meselede giinlük siyasel yapmadı. \apma>aıaklır. Toplanlının açık yapılmasını istiyomz. Olaylann (eşhisini partileae. Mecliste koyalım. Meseleyi çözmeye çalışalım. Mesele, bölgenin ve bölgedeki ülkelerin de meselesidir. Bu nedenle. tiim cepheleriyle lartışmakla yarar >ardır." înönü SHP Genel Ba^kanı Erdal tnönü de, panisinin grup loplantısındaki konuşmasında. ANAP'ın, muhalefetin önergelerini reddelmeşi erkeklikten saydığını bclirtıi ve "Eger hükümet kabul ederse. bir araştırma önergesi yoluyla ulusal polilikaya kalkı sağlamış ve tıaklı bir ovunç kazanmış olur. kabul tlmc/ ise milletvekillerinin ilgisi sorun çözümleninceye kadar devam edecektir." Dış Haberier Servisi International Herald Tribune Gazetesi'nde yayımlanan Ankara kaynakh bir habere göre, Türkiye yoluyla Batıya nakledilen eroin miktarında geçen yıl, önemli bir patlama oldu. Haberde, Batılı uzmanlar, bunun nedeni olarak. Batı Avrupa'daki eroin tutkunlarının giderek artmasını gösteriyorlar. Habere göre 1970'li yıllarda daha az olan eroin tutkunlarının sayılarının, bugun 500 bin dolayında olduğu sanılıyor. International Herald Tribune Gazetesi'nin haberine göre Türkiye. tran, Afganistan ve Pakistan'dan gelen eroin ve öteki uyuşturucu maddelerin Batı Avrupa'ya ve ABD'ye aktarılmasında önemli bir köprü görevi üstleniyor. Haberde, Türkiye'nin Amerikan baskısıyla 1970'lerden beri kendi topraklarında afyon yetiştirilmesine izin vermediğine dikkat çekilirken, İran, Afganistan ve Pakistan'da bu tip deneılemenin bulunmaması nedeniyle, Türkiye'nin bu uç ülkeden yapılan uyuşturucu ticaretinde doğal bir köprü görevi görme Şarrfla güvenlîk ve su (Baştarafi 1. Sayfada) aylık ortalamalarla belırlenecek. Protokoldeki bu huküm Türkiye, Suriye ve Irak arasında sulara ilişkin nihaı lahsis yapılana kadar geçerli sayılıyor. Her iki protokol, iki yıl için imzalanmış oluyor. EŞer taraflardan biri itiraz etmezse, iki yıl sonunda her yıl otomatikman uzayacak. Turgut Özal, dün iki başbakanın düzenlediği ortak basın toplantısında, "Çok iyi bir diyalog kuruldu. TürkiyeSuriye ilişkilerinde yeni, ciddi bir baslangıç yapılmış oldu... Ciddi bir yakınlaşmanın başındavız İyiniyel olursa olumlu sonuç alınabilir" diye konuştu. Suriye Başbakanı Rauf El Kesm ise. "tki taraf arasında imzalanan güvenlik ve iyiniyel protokolleri anlaşmalann üzerine çıkar. Biz. hem iyiniyet göslerdik hem de prolokol imzalıyoruz" dedi. Türkiye ile Suriye arasındaki pürüzlerin beklenmedik bir biçimde hızla aşılması ve güvenlik ile su protokollerınin imzalanabilmesi Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın müdahalesi ile gerçekleşti. Hava, önceki akşamüstü birden değişti ve çck olumlu bir atmosfer iki ülke yetkililerini kaplayıverdi. Hafız Esad'ın 3.5 saatlik görüşmeden sonra Suriye Başbakanı ve tçişleri Bakanı'nı çağırarak protokollerin imzalanması talimatını verdiği öğrenildi. Nitekim önceki akşam 20.30'da Şam'daki Türk Büyükelçiliği'nde Özal onuruna verilen resepsiyonda, her iki başbakan başbaşa fakat herkesin gözü önünde bir saat kadar görüştüler. Bu arada Türk ve Suriye içişleri bakanları Yıldınm Akbulut ve Muhammed Gabbaş ile Emniyet Genel Müdürü Saffet Ankan Bedük ve MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abbas'ın sık sık bir araya gelerek neşeli bir tavır içindej;onuştukları dikkat çekti. Suriye Başbakanı ise Turk gazetecileri ile alışılmadık biçimde uzun bir söyleşi yaptı. Apo'ya ilişkin bir soruya ise gülerek ve Türkçe "Kim o? Böyle birisini tanımıyorum" karşılığını vererek ilişkilerin ulaştığı seviyenin Abdullah Öcalan ismini anlamsız kıldığı mesajını vermek istedi. Rauf El Kesm. önceki ak>am. Türkiye'nin Şam BuyükelçİM Erlıan Tunçel'in Özal onuruna verdiği resepsivonda. gazetecilerin sorularını yanıtlarken de Türkiye se Suriye'nin birbirlerini yeni anlamaya başladıklarını. ortak düşmanları bulunduğunu \e bu duşmanların bu anlasnıa ha\asından hoşnut olmayacaklannı söyledi. İki laraf arasındaki anlayıs ha\asının kamuoyu ve ba'.ına da yansiması gerektiğini vurgulayan Hl Kesm. "Yeni açılan beyaz sayfava siyah bir nokla konulursa. çok krilu bir görünum göslerir. Şüphecilik ve kuşku duyma olayı. bu siyah noktalann en kölusüdür. Birbirimize gü>en duymalıyız. Açıkça söylüyorum. Türkiye akyhinde faaliyetleri kim deslekliyor? Bu, Balı değil midir. İsrail değil midir? İsrail. bu harekeli yapanlann çoğuna silah saglamamış mıdır?"dcdi. Türkiye Büyükelçiliğind^ki resepsiyondan sonra gecenin geç saatlerinde Özal, Dışişleri Bakanı Vahil Halefoğlu, İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut ve Dışişleri Müsteşarı Nüzhet Kandemir'i çağırdı Turk heyetinin diğer mensupları da gece yarısına doğru ortadan kaybolarak sabahın erken saatlerine dek çalışarak Türkiye ile Suriye arasındaki yeni süreci başlaıan protokolleri hazırladılar. Protokoller dun saat 16.45'te iki başbakan tarafından imzalandı Protokollerin imza töreninden sonra iki İçişleri Bakanı Akbulut ve Gabbaş. el ele tutuşup kenetlenmiş ellerini havaya kaldırdılar Söz konusu protokollere ek olarak \e çok önemli sayılan bir gelişme olarak Turkiye'nin Şam'da bir külıur merkezi açması kararlaştırıldı. Suriye de Ankara'da karşılığını açacak. Bu arada daha önce imzalanmış olan konsolosluk anlaşmasının onay belgeleri teati edildi. 1985'ıcn beri toplanmayan karma ekonomik komisyonun toplanması karara bağlandı. Bunların dışında elektrik anlaşmasının onaylanması hızlandırılacak. Suriye tarafında elektrik hattı bağlanmış durumda. Aynca GaziantepHalep elektrik hattı konusu incelenecek. Kurban bayramlannda her iki ülke Arap ülkelerine canlı hayvan naklinde işbirliği yapacaklar. Bu arada. Başbakan Turguı Oza'.'ın uzerinde onemle durduğu Seyhan \c Ceyhan ırmaklanndan kaynaklanacak Barış Suyu Projesi'ne de Suriye'nin ilgi duyması sağlandı. Suriye'nin Barıs Suyu Projesi'nin fizibıliıe raporlarının hazırlanmasına kaıılacağını ifade eden Özal, "Gaz ve petrol konulannda da bilgi aktanmı yapacağız. İlgili kuruluşlanmız bu konularda işbirliği >apacaklardır" dedi. ülkelerindekinden daha yüksek olan enflasyonla mücadele konusuna verilmelidir. Bu, harcamalann kısılması, genel ve yerel idarelerin bütçesindeki reel açıkların azaltılması yoluyla gerçekleştirilebilecek daha iyi bir bütçe disipliniyle sağlanabilir. Enflasyonist koşullarda maliyetine bakılmaksızın iç borçlanmayı arttırmak doğru bir politika değildir. • Banka kredileri üzerindeki sürşarjlar kaldırılmalı ve özel sekıörün sermaye piyasasına girişi hızlandırılarak kredi faizleri düşürülmelidir. • Ülkenin azgelişmiş bölgelerinin özel teşvik tedbirlerine ihtiyacı vardır. Bu amaçla yatırımcıya ucuz finansman sağlayacak bolgesel bir kalkınma bankası kurulabilir; yatırım: kendi kendini finanse edinceye kadar gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulabilir. • AT'ye entegrasyonun ekonomide bir sarsıntı yaratmaması için ülkenin üretken yapısının yeniden düzenlenmesi için gerekli değişiklikleri içeren bir takvimin işleme konması büyük önem taşımaktadır. • Türkiye'de birçok ekonomik ve sosyal probleme neden olan hızlı nüfus anışının önlenmesi için yaygın bir aile planlaması uygulaması, hiç vakit geçirilmeden başlatılmahdır. • Etkin bir milli tasarruf kampanyası, hükümet ve diğer yetkili kurumlarca kararlı bir şekilde uygulamaya konmahdır. • KİT'lerin özelleştirilmesi için şartlar uygundur ve daha fazla gecikilmesı. bu ana kadar kaydedilen gelişmeleri tehlikeye sokacaktır. Öltim trafiği: (Baştarafi 1. Sayfada) sabaha karşı Bakırköy Çobançeşme'ye gelmişti ki bir taksi yanaştı. TlR'a. İşte tam beklenen andı... Operasyon timi. otomatik silahlarla bir anda TIR'ı ve içinde 34 kişinin bulunduğu taksiyi kuşatıvermişti. Bir süre sonra aracın zula yerlerine gizlenen 18 kilo "beyaz mal" sahipleriyle birlikte yakalanmıştı... tstanbul Narkotik polisinin geçen ay içinde gerçekleştirdiği bu operasyon, uyuşturucuyla yapılan mücadelede gerçekleştirilen operasyonlardan ne ilki, ne de sonuncusuydu... Son yıllarda giderek tırmanan eroin trafığine karşı izlenen tek yol, alınan her türlü ihbann en iyi biçimde değerlendirilmesi ve operasyon üzerine operasyon düzenlemekti. Kısaca başarının sırrı, yılmadan mücadele etmekten geçiyordu... Altın Hilal'den gelen eroinin dışında, tranlılar kendi ürettikleri eroini de kaçak olarak Türkiye'ye sokuyorlar.Ülkemiz üzerinden geçen eroinin Avrupa'da ilk durağı ve ulaştırma merkezi Sofya... Bu kent yıllardır Ortadoğu ve Avrupa'daki eroin kaçakçılarının uyuşturucuyu, dünyaya pazarlama yeri olarak kullamlıyor. Eroinin Sofya'dan Avrupa'ya geçişi iki kanaldan sağlanıyor. Bir kol Yugoslavva üzerinden ttalya ve Kuzey Avrupa ülkelerine, bir kol da Aüna'dan deniz yoluyla eroini tspanya ve Fransa limanlarına çıkanyor. İstanbul Narkotik Şube yetkilileri, eroinin karadan TIR, kamyon ve taksilerle, denizden ise yük gemileri ve RoRo gemileri aracıhğıyla Avrupa ülkelerine ve ABD'ye taşındığını söylüyorlar. İstanbul Narkotik Şube Müdürü Sarper Bsltacıoglu'na göre uyuşturucu, Türkiye'de üretilmiyor. Ancak ülke, coğrafi konumu nedeniyle özellikle son yıllarda köprü olarak kullamlıyor. Karakaş DSP grubunda konuşan Grup Başkanı Cahiı Karakaş, Başbakan Özal'ın 6 ay önce irtica konusu gündeme geıirildiğinde önemsediği Güneydoğu olaylarını, şimdi kuçümseme çabası içine girdiğini söyledi. Karataş. Özal'ın bugüne dek uygulanmamış özel valı atama yoluna gilmekle de kuçumsediği olaylann büyüklüğunu kendisinin kabul ettiğini gösterdiğini bildirdi. Iyi niyet sınavı CENGİZ ÇANDAR ŞAM İsıenen, ama olabileceği umulmayan şey gerçekleşıi. Suriye ile güvenlik protokolu imzalandı. Turgut Özal, herhalde iktidar döneminin en büyük diplomatik başanlarından birini elde etti. Böylece TürkiyeSuriye ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmış oluyor. Elbetıe kı protokol. diplomaside zorlayıcılık açısından bir anlaşmanın altında. .Ama Türkiye ile Suriye, bağlayıcı iayüan bir protokol imzalayacak kadar anlaşma saâladılar. Bu surpriz gelişme Hafız Esad'ın iradesiyle mümkün olabildiğıne gore; 1. Suriye'nin tek ve mutlak hâkiminin Esad olduğu ve Türkiye ile ilişkilerde bundan böyle de birinci derecede onun sorumlu olacağı onaya çıktı. 2. Hafız Esad, Özal ile yaptığı ve doğal olmayan uzunluktaki 3.5 saatlik görüşmesinde Özal'a inandı ve Türkiye Başbakanı tarafından belki de yumuşatıldı. Şam'a gelirken uçakta Özal, bize Bu vüzmın yukandakı bölümu yazıldıklan sonra Ankara'dan gelen haberler, her şeyin öngorüldüğü biçimde geliştiğini göstermektedır. ASAP, Mecliste ilk aşamada engelleıne yaptnış ve ilk oturuma katümayarak çoğunluğu sağlatmamıştır. Muhalefet partilerinin 134'u bulamamalan üzerıne, oturuma ara verilnıış; 15.45'tekî ikinci oturuma katüan ASAP'la birlikte çoğunluk sağlanmış ve muhalefetin hazırladığı Güneydoğu oiaylarına ilişkirı onerge, ikııdar partisi milletvekıllerinin oylarıyla reddedilmıştir. Öyle görülüyor ki 12 Eylül'ün mirasını büıiin ağırlığıyla taşıyan bu Mecliste, ulusal davalarda bile iktidar parıisinin güç gösterisi ve iddialaşma inadı ağır basacaktır Biryenı seçıme kadarparlamentodan fazla bir şey beklemek gereksız bir iyimserliktir. * * * Özal da katıldı Kapalı oturum saat 20.30'da sonaerdı. Yaklaşık 4.5 saat süren oıurum sırasında Meclis araştırması açılması reddedildi. "Şam'da Suriye'nin güçlü bir Türkiye'den yana olup olmadığını anlayacağım" demışıi. Şimdilik göstergeler, Suriye'nin güçlü bir Tıırkiye'den yana ibresini çevirdiğine işaret ediyor. Şam'da vanlan nokta, bclge '.e bölge ötesi siyasi ortam açısından özel bir anlam taşıyor. Çunkü unutulmamalı ki Türkiye bir NATO ülkesi ve Suriye bir NATO ülke'.iyle bir güvenlik protokolu imzalamış durumda. Bu noktada Suriye diplomasisinin de zamanlaım yeıeneğini de leslinı etmek aerckiyor. Bir ba^ka açıd^n bakıldığında. im/alanan gu\enlik proıokolu belki de Turkiye'Jen çok Suriye'nin yararınadır. Suriye, bir NATO ulke^iyle güsenlik protokolunun ahına imza aıabilcceğini gö>tererek. Batıdaki imajını guçlendirmiş oluyor. En azından, Batılılann gelecekteki muhtemel sızıldanmalarına karşı Türkiye ile imzaladığı güvenlik protokolünü örnek gösterebılir. Yakın \adede Baulı kredi kaynaklarının musluklarını Şam rejimi için ge\şetmeleri hiç de >aşırtıcı olmamah.Türk diplomasisine de hakkını vermek gerek. Bu kadar sorunlu bir bölgede tum taraflarla ilişki karmayı, hiçbirisiyle kötu ilişkilere duşmemeyi ve bir üst duze> dışişleri yetkilisinin deyişiyle "hiçhirinin ku>ruklarını birbirine değdirmeden " bunu yapmayı becerebiliyor. Suriye ile ili>kilerde vanlan nokta bu becerinin en ^on kanıu. İmzalanan metinlerin kâğıl üstunde kalıp kalmayacağını önümuzdeki dönem gösterecek. Önümuzdeki dönem. ikili ilişkiler açısından bir iyi niyet sınavı niteliğinde olacak. Türkiye, güvenlik protokolünden başka su protokolüne ilişkin olarak Fırat sularının nihai tahsisini ileride TiirkiyeSuriyeIrak arasındaki bir anlaşmamn sonucuna terk ederek bölge politikasına yönelik bazı manivelaları eline geçirdi. Şimdi uygulama iyi niyet ölçüsünü gösterecek, ama ne olursa olsun, TürkiyeSuriye ilişkilerinde bu Şam ziyareti, önemli bir dönemeç noktası ve kilometre taşı oldu. Uyuşturucuya karşı büyük mücadele Ortadoğu'da üretilip, Türkiye üzerinden Avrupa ve Amerika'ya nakledilen eroin miktarında son dönemde önemli bir artış olmasına karşın, narkotik polis de, eroin kaçakçüarına karşı yoğun bir mücadele veriyor. Yetkililer, İstanbul'da 1986 yılı içinde toplam 110 kilo eroin ile 30 kilo baz morfin ele geçirilirken, bu yılın ilk altı ayında 160 kilo eroin yakalandığını belirtiyorlar. Narkotik Polis ve Kaçakçılık Daire Başkanlığı yetkililerine göre, dünya uyuşturucu trafığinin merkezi Onadoğu ve Uzakdoğu. Bunlann dünyaya pazarlandığı önemli yerler ise Sofya, İtalya ve tran. L'yuşturucular içinde özellikle eroinin uretim açısından dünyada iki anavatanı var. Bunlardan biri "Altın Hilal" denilen ve tran, Afganistan. Pakisian'dan oluşan üç ülke... Daha sonra eroin dünyasının kalbi olarak nitelenen "Altın Üçgen" geliyor. Uzakdoğu'da bu üçgen "TaylandLaosBurma"dan oluşuyor. Ancak Türkiye üzerinden geçirilen eroinin çok büyük kısmı Altın Hilal'de üretilen uyuşturueuları kapsıyor. Altın Üçgen'den ise yok denecek kadar az bir miktar eroin, ülkemizden AVTUpa'ya iletiliyor. Türkiye'nin konumu Baltacıoğlu, Türkiye'de son 15 yıldır gözle görülür bir uyuşturucu üretiminin olmadığını vurgulayarak, "Fakat ülkemiz Ortadoğu üzerinden gelen eroinin Avrupa ülkelerine taşınmasında coğrafik yönden köprü görevi yapıyor. 1986 ve 87 yılı içinde bu geçiş daha da hıziandı. Bizim amacımız Türkiye yi eroin trafiğinden anndırmak. Zalen ülkemizde uyuşturucu kullanımı yok denecek kadar az. Üretim de olmadıgına göre ele geçen eroin sadece nakledilmek amacıyla taşımyor" şeklinde konuşuyor. Baltacıoğlu, eleman sayısımn kısıtlı olmasına karşın uyuşturucuyla mücadelede elde edilen başanyı şöyle açıklıyor: "Amerika'da veya bir Avrupa ülkesinde polis, tam bir profesyonel şekilde çauşıyor. Örneğin bir opeıasyon sırasında. polisin mesaisi bittiyse, çalışma orada kesiliyor. Yerini yeni görevliler alıyor. Türkiye'de böyle degil. Biz amalör bir ruhla çahşıyoruz. Yani arkadaşlann bazen operasyon başlayıp bitinceye kadar evlerine gilmedideri oluyor. Başanmızın a m işle bu." Batı Avrupa'da eroin bağımlılarının giderek artması, hatta sayılarının yüz binleri bulması, dünya uyuşturucu piyasasımn daha da hızlanmasına neden oluyor. Bunun sonucu olarak coğrafi nedenle eroin, en kısa yol olan Türkiye üzerinden aktarılıyor Avrupa'ya. Uyuşturucuyla mücadele için büyük görev düşüyor Türk polisine bu dönemde. Uçakta söyleşi Başbakan Özal, Şam donüşünde uçakta gazeıeeilerle yaptığı söyleşıde. Şam gezisinin sonuçlarını anlaıırken. •"Suriye, Arap dünyasında çuk önemli. kilil bir ulkedir. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini boyle geliştirmesi, lum Arapdünyası üzerindeki agırtığını arllırması sonucunu getirecek" dedi. Özal, "Aynı şekilde Türkiye'nin Avrupa ülkeleri ile ilişkilerinde Suriye'de elde edilen nelicenin kendisine ağırlık kazandınp kazandırmayacagına" ilişkin bir soruya i^e "Türkiye'nin Arap ve İslam ülkeleri ile yakın ilişkileri Avrupa'da agırlığını artlıran bir faktordür. Orncuin iran ile Mişkisi. Balı ne/dinde ağırlığını arllınyor" diye karşıl;k \erdi. Ö/al, Şam'daki görüşmeler esnasında Suriyelilerin "Lübnan'daki Filistin kamplarına Türkiye'den gelen bazı şahıslann. daha sonra başka faaliyel alanlanna kaymış olabilecegini kabul eltiklerini, ancak bundan böyle Türkiye'ye yönelik faaliyetlere izin vermeyecekleri konusunda dikkalli olacaklarım" sö> lediklerini aktararak, Suriye'nin. Lübnan'ın Bekaa V'adisi'ndeki l'aaliyetleri de kontrol alunda lutacağına ilişkin üstu kapalı bir söz serdiklerini ima etmij oldu. (Bastarafı 2. Sayfada) PENCERE lenleri bellemelidir; ama bilim ilerledikçe yeni ufuklara açılmak, devinmek, dönüşmek, ilerlemek doğaldır. • Mantık ve felsefe, öğrenciye çağdaş bilinci aşılamak içindir. İnsan; kendine, bilime ve evrene dönük özgür eleştirıyi ancak bu derslerie benimseyebilir. İkinci Dunya Savaşı'ndan önce ders kitap<annda "Atom, maödenin en küçük ve parçalanamaz zermsidir" diye yazıyordu. Bilim ilerledi, atom parçalandı; bu gelişmenin yasası (atom parçalanmadan önce) mantık ve felsefe kitaplarında yazılıydı. Lisede gerçekten mantık ve felsefe okuyan bir öğrenci, Darwin kuramının doğruluğunu ya da yanlışlığını araştırmanın bilim dünyasında doğal oldugunu bilir; önemlı olan "evrim"ü\r. İnsan aklının bağnazlığın zincirierinden kurtulması, insanın kendisine her öğretilenin "mutlak" olmadığını özümsemekle başlar; demokrasinin de temelinde bu eğitim yatar. • Milli Eğitim Bakanhğı'nın son karanyia mantık ve felsefe dersleri lise son sınıfta zorunlu olmaktan çıkarılıyor. Bu karar, karanlık yolunda bir adım daha atmaktır. Geniş ufuklu bir bakışla anlaşılır ki Milli Eğitim'de "yazboz tahtası" yok; "boz tahtası" var. Öyle bir bozum tahtası ki, lisede din dersleri zorunlu oldu; mantık ve felsefe dersleri ise zorunlu olmaktan çıkanldı. Evren (Bastarafı 1. Sayfada) Başyaveri Eroin yolu "Altın Üçgen"de üretilen eroinin hemen hemen hepsi Büyük Okyanus'u aşarak ABD ve Avrupa ülkelerine gidiyor. Güney Avrupa'ya gitmek ısteyen kaçakçılar ise Hint Okyanusu'nu geçıp Mısır'a, oradan da Akdeniz yoluyla Avrupa'ya ulaşıyorlar. "Allın Hilal"de üretilen eroin ise Pakistan ve İran üzerinden Türkiye'ye giriyor. Kurmay Albay Rıza Küçükoğlu, tstanbul Emniyet Müdürü Ünal Erkan, Cumhurbaşkanhğı Özel Kalem Müdürü Ali Thygan, Cumhurbaşkanhğı Koruma Müdürü Ersin Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Basın Müşaviri Ali Baransel, İstanbul Emniyet Miidür Yardıması Mehmet Ağar ve Cumhurbaşkanhğı Özel Doktoru Doç. Dr. Hilmi Özkutlu katıldılar. Cumhurbaşkam Kenan Evren, Cumhuriyet'e gelmeden önce Tercüman ve Bulvar gazeteleriyle GAMEDA tesislerini ziyaret etti. İranlıların rolü Bu arada Türkiye'de eroin piyasasını Humeyni rejiminden kaçan İranlıların ellerinde tuttuğu herkes tarafından biliniyor. Türkiye üzerinden ABD, Kanada ve Avrupa Ülkelerine geçmeyi arzulayan lranlılar, kendilerine daha iyi bir yaşam kurabilmek için ülkelerinde bol miktarda bulunan eroini gıttıkleri yerlerde pazarlamaya çalışıyorlar. Ancak çoğunluğu ya yakalanarak cezaevine gönderiliyor ya da Ulkesine geri iade edılıyorlar. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü, bu nedenle İranlıların yoğun olarak bulunduğu Beyazıt, Laleli ve Aksaray semtlerini sıkı denatim altında tutuyor. Buralarda daha çok elden eroini pazarlamak isteyen İranhlara rastlanıyor. tLAN KADIKÖY tKCNCt SULH HUKUK HÂKİMLİCİ'NDEN 1987/129 Halen Kadıköy Göztepe Çemanzar GözcUbaba Harun Reşit Çıkman Dilek Ap;. No: 5 d.3 sayılı adreste ikâmet eden Atiye Sezgi Koyuncu'ya, aynı adreste ikâmet eden annesi Rabia Tülin Koyuncu vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. Basın: 7392 Y4ŞAYAN KOS1A Atena Deponte 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanöul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle