19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMUZ 1987 KÜLTÜR YAŞAM HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ CUMHURİYET/S La Rochelle Film Şenliği on beşyaşında Cannes FestivalPnin karşıtı özgür bîr sinema bayraım KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK ı clmauan özgür bir seçim sonucu, hiçbir moda akımın çekiciliğine kapılmadan, değişik beğenilerin ürünü yaklaşık 100 filmlik bir liste oluşturmak, ödün vermemek, katıksız bir sinema sevgisinden kaynaklanan coşkuyla kolları sıvayıp ödül dağıtmayan bir şenlik, daha doğrusu bir tür 'yaz sinemateği" gerçekleştirmek. Işte, La Rochelle Film Şenliği! MEHMET BASLTÇU LA ROCHELLE Çılgın bir düşüncenin gerçekleştirilerek başarıya ulaşmasının somut bir örneği, her yaz La Rochelle'de yaşanıyor. Bu kez yaş günü pastası çok buyük, çevresinde beş yiiz kişiiik bir kalabaük var. Uluslararası La Rochelle Film Şenliği'nin çılgın seyircileri, davetlilerle birlikte şampanya kadehlerini kaldınyorlar... Aslında herkes davetli, kültür evinin kapısı ardına kadar açık... Işte, tüm çılgınlık da burada yatmakta, Jean Loup Passek, 1973'te, okyanus kıyısının bu sevimli kentinde, Cannes Şenliği karşıtı bir sinema bayramı yaratmak için yola çıkıyor. Özgür bir seçim sonucu, hiçbir moda akımın çekiciliğine kapılmadan, değişik beğenilerin urunü olan yaklaşık yüz filmlik bir liste oluşturmak, ödün vermemek, katıksız bir sinema sevgisinden kaynaklanan coşkuyla kolları sıvayıp ödül dağıtmayan bir şenlik, daha doğrusu bir tür "yaz sinemateği" gerçekleştirmek... Böylesine sıradışı bir amaca ulaşabilmek için, kuşkusuz sabır, inanç, inat ve geniş bir ekip çalışması gerekli. Bu işi de çılgınhğını çevresine bulaştırabilen bir şenlik yöneticisi başarabiliyor ancak. Bu yaz, 28 haziran 8 temmuz arasmda etkinlik gösteren şenliğin on beşinci yaşını kutlamak için, La Rochelle'i yıllar boyunca ayakta tutarak La Rochelle yapan onlarca kişinin büyük bir bölümü, eski limanın güneşli kahvelerinde buluştular. Bazılan uzun bir aradan sonra ilk kez geliyorlardı. Arular tazelendi. Eski coşkuların küllenmek şöyle dursun daha da alevlendiği saptandı... suz başh başına büyük bir iş. Geç kalan ya da hiç gelmeyen kopyalar şenlik yöneticilerine korkulu düşler yaşatıyor. viauda acavo Kflnhlar vor mıdırf. 1 C zomon, iv çock çook ozatfa acrvni çock vzakhVı , çocV çcok. .1 <j£ukfafeı bir ağacmm Hınd u a f m i f ^ b : I uzak^akı bir (jıldızfl f>,\ balup, b icrmakfadir. .1 çowk, çook çook Gtircü sineması La Rochelle'in geleneksel toplu gösterüeri arasmda bu yıl Gürcü sineması ilk sıradaydı. Son Cannes Şenliği'nde ödüllendirilen Cengiz Abuladze ve Nana Corcadze'nin de içlerinde bulunduğu altı Gürcü yönetmenden oluşan delegasyonun çantalanndan çıkan filmler, şenlik ekibine son anda rahat bir nefes aldırıyordu. Seçilen yirmi filmden yalnız bir tanesi eksik kalmıştı... Gürcü sineması, özellikle Batı Avrupa'da yakın ilgi gören zengin ve özgün örnekleriyle, tanınan ya da adlan çok az duyulmuş yönetmenleriyle, La Rochelle seyircisini kendine bağlayıveriyordu. Nikolay Çengelaya, Konstantin Mikaberidze, Revaz Çikheidze. Merab Kokotçaçvili, Aleksandr Rekviaç>ili, Lana Gogoberidze, İrakli Kvırıkadze, Revaz Esadze, Goderzi Çokheli gibi sanatçılann yapıtları, bu toplu gosteri programında yer almaktaydı. GÜRCÜ StNEMASI İLK SIRADA La Rochelle ŞenliğTnin geleneksel topiu gösterüeri arasmda bu yü Gürcü sineması ük sıradaydı. Son Cannes Film Şenliği'nde ödüUendirilen Cengiz Abuladze'nin "Pismanuk" adlı fllmi de Gürcü sinemasınm La Rochelle seyircisini kendine bağlaytveren ürünlerinin basmda geliyordu. 1929'da gerçekleştirdiği, ancak söylenenlere bakılırsa, ülkesinde tam elli yıl boyunca raflarda tozlanmaya terk edilen yapıtı "Büyükannem"de bulunuyordu. Bürokrasinin işleyişindeki yavaşlığı ve değişik aksamalan eleştiren, adam kayırmanın yaygınlaşmasına karşı çıkan bu sessiz fılmin kopyası yeniden elden geçirilmiş, güzel bir müzik çalışmasıyla daha da zenginleştirilmişti. Bürokrasinin dunyanın her yerinde aynı çjkmazlara düştüğünü duşündüren "Büyükannem", ince kurgusu, özgun buluşları, ilginç simgeselliğiyle bir başyapıt sayılabilirdi. Hangi filme gitmeli, hangi toplu gösteriye öncelik tanımalı? La Rochelle'de seanslar sabah saat on birde başhyor, gece ona kadar sürüyordu. Yine de en fazla beş film görebilmenin yeterli gelmediğini söylersem, içtenliğime inanır mısınız acaba? Gürcü ;inemasının yanı sıra İtalyan sinemasının gelmiş geçmiş en büyük oyunculanndan Anna Magnani'nin rol aldığı on dört film vardı. Amerikan sinemasının özgün adı John Cassaveles'in on iki yapıtı arasmda "Shadows"u ya da "Opening Night" i mi lcaçırmamalıydık, yoksa o güzelim "Too Late Blues"u bir kez daha mı görmeliydik? Belki de "Husbands'ı üçüncu kez izleyebilirdik. Yok, "sağlarn değerler"le fazla zaman yitirmemeli! La Rochelle'de, tanımadığımız uzak ya da yakın dünyalara doğru yolculuğa çıkarak, baltanızın henüz girmediği ormanlara dahvermenin tadı daha da çekici olabiliyor. Bu kez yolunuzun uzerinde Polonyah Jerzy Kawalerowicz'in dünyasından tam sekiz örnek bulunuyor. "Gece Treni"ni kaçırmamanızı öğutluyorlar. Ne kadar da haklılar. Bu film bir başyapıt. lnsan gerçeğinin, yaşamın binbir yuzu ne guzel, ince ince, pırıl pırıl ışıldıyor bu renkli tren yolculuğunun siyahbeyaz görüntülerinde... Bu arada, Adoor Gopalakrisbnan ile Hindıstan, Kon tchikawa ile Japonya yolculuklanna çıkacak zaman kalmadı. Ne yazık... La Rochelle'de üç gun göz açıp kapayıncaya kadar son buluyor... Turk sinemasına 1980 yıhndan bu yana kesintisiz yer veren, sekiz yönetmenimizin (Çölgeçen, Gören, Ökten/Gtiney, Özgentürk, Özkan, Şoray ve Yılmaz) tam on üç filmini programlayan La Rochelle Şenliği'nden yeni tatlarla, gelecek yıl bir kez daha bu yolculuğa çıkabilmeyi dileyerek ayrılıyoruz. La Rochelle'de gördüğu ilginin mutluluğunu yaşayan JeanLoup • Passek'in çok daha değişik tasarıları var. Son yıllarda Portekiz 1 in kuzeyindeki kuçuk ve sevimli bir kasabada bir sinema müzesi oluşturmaya çabalıyor. Sinema tutkunlarırun çılgmhklarına akıl erdirmek ne kadar da zor değil mi? Adamın kökü Polonya'da, Fransız vatandaşı, bütün ülkelerin sinemalarını se\ iyor, müzesini de Portekiz'de kuracak... Neden olmasın? PİKNİK PİYALE MADRA Btirokrasi eleştirisi İlgi goren filmler arasmda Mikaberidze'nin (18961973) ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI Korkulu dtişler Türk sinemasıyla La Rochelle arasmdaki aşk öyküsü de ayru sıcaklıkla sürüyordu. Yine iki Türk filmi vardı listelerde. Yine kentte yaşayan Kırk elli Türk ailesine haber salınmıştı. Onlara yine indirimli tarife uygulanacaktı... Bu arada, Erden Kıralın son çahşması "Dilan"la birlikte programlanan "Kan"ın (Şerif Gören) kopyasının getirilemeyeceğinin, son anda, şenliğin başlamasına beş gün kala anlaşürnas», herkesi güç durumda bırakıveriyordu. Verona Sinema Haftası bitmek üzereydi. "Adı Vasfiye"nin Fransızca alt yazılı bir kopyası Verona'daydı. Gerek Atıf Yılmaz'ın, gerek fİlmin İstanbul1 daki yapımcılannın, gerek Veronalı sorumluların olumlu ve yapıcı yaklaşımları, "Adı Vasfiye1 'nin apar topar La Rochelle'e gönderilmesine olanak verdi. Film gösterileceği günün sabahı yerine ulaşıyordu. On altı değişik Ulkeden gelen yüzü aşkın filmi aynı anda getirtmek, kuşku AĞAC YAgKEN.EĞİLİ GELMtŞ GEÇMtŞ EN BÜYÜKLERDEN La Rochelle Film ŞenügVnde, ttalyan sbıemasmm gelmis geçmiş en buyük oyuncularından Anna Magnani'yle ilgüi bir toplu gösteri de yer aayordu. Roberto Rosseltini'nin 1948'de Jean Cocteau'nun "lnsan Sesi" adlı yapıtından uyarladığı "Amore" adlı film de Magnani toplu gösterisi kapsammda gösterilen 14 filmden biriydL T A R İ H T E BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Temmuz 186?'D6 Bu6ÜN,OSMANLl PAPIŞAHI SULTAM A2.IZ, LONDBA'YA GıTTİ. AVISUPA'YA YOLCULUK ED£/V İLK OSMANLI HükUJMDAfZ/ OLAAJ SULTKN AZıZ, ÖMCE FGANS O&4DAN iUGıLTE&E'YE GEÇMİŞTf. DA İNGıUz l/ELıAHT/ rAEAFIMDAN LANAAJ SULTAU (S.OLDAKİ SSS/MY 8UCKINGHAM SARAYt'MDA MiSAPİR EbfLM/f, E&TE£İ GÜN ÖE WtNDSOR'A GİDEe.EfC KJZAUÇS ı/fcrce/A XYLA GöeaşMüçni f£HEP/A/e ÇEŞİTL/ Gösre&ıeıe. VE BALOLA/S. PÜZEMLENEM SULTAN AZlZ. 'İN ZtYA&ETİ H GÜN SULTAN AZIZ LONDRA 'DA.. Azerbaycan Kültür Bakanı Zakir Bagirov: Gorbaçov'un başlattığı "açıkhk" (glasnost) politikasının Sovyetler Birliği'nde geniş özgürlüklere, demokratik unsurlann kullanılmasına yol açtığını vurgulayan Kültür Bakanı Bagirov, ünlü ozan Yevtuşenko'nun "glasnosf'u Sovyet ozanlannın başlattığı görüşüne katılmıyor. Bagirov, "açıklık" politikasının halktan ve partiden kaynaklandığı kanısında. Kültür Servisi Resmi bir ziyaret için Türkiye'ye gelen Azerbaycan Kultur Bakanı Zakir Bagirov iki komşu ülke arasmdaki külturel alışverişi daha da geliştirmeyi ve halkların birbirini olabildiğince yakından tanımasını amaçladıklannı belirtti. Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz'ın davetlisi olarak İstanbul'a gelen Bagirov bir haftayı kapsayan gezisi süresince kentin çeşitli tarihi yerlerini ziyaret etti ve bu arada Istanbul Festıvali'ne de konuk oldu. Azerbaycan Kültür Bakanı Sovyet sanatçılannın, başlangıcından bu yana İstanbul Festivali'nde yer aldıklarına dikkat çekerek "İstanbul Festivali'nin her yıl daha da gelişmesi ve güzelleşmesi, diğer festivallerin yanında iyi bir yer edinmesinde hiç şüphesiz Sovyet sanatçılannın da büyük rolü olmuştur" dedi. İstanbul Festivali'nde her zaman Sovyet sanatçılannın bulunmasını istediklerinı belirten konuk bakan ayrıca onumuzdeki yıldan başlayarak Ankara, Izmir ve Çeşme festivallerine de katılacaklanm söyledi. Bagirov sözlerini şoyle sürdürdü: "Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz'la yapügımız görüşmede ikili ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek konusunda befti bir noktaja vardık. Biz Sovyet 'Açıkkk' po ' politikası, en çok piyaniste kültür alan alanında etkili oldu göç izni de Turk sanatçılarını ülkemizde kabul etmeve hazırız ve bundan bu>ıik bir memnuni>et duyacağız. Emel Sayın ülkemizde çok iyi tanınan ve sevilen bir sanatçıdır. Bu yakınlarda gelen Müşerref Akay ise Azerbeycan'ın pek çok kentinde, Alınaata. Baku, Taşkent ve Semerkant'ta dolu salonlarda son derece güzel konserler verdi. Arzumuz, bu sanatçı çemberinin daha da genişlemesidir. Bu > üzden önümüzdeki mayıs ayında gerçekleşecek bir program hazırladık. Azerbaycan'lı halk şarkıcısı Polal Bülbüloğlu Türkiye'ye konserler vernaek üzere gelecek. Aynca muhtemelen bir halk dansları topluluğu da kendisine eşlik edecek. Buna karşılık biz de Türkiye'den, Müşerref Akay'ı bir kez daha bize göndermesini rica ettik. Bu program daha sonra kesinlik kazanacak." MOSKOVA (AP) Sovyet piyanist Madimir Feltsman, yaptığı açıklamada, ulkesinden göç etmek için sekiz yıldır surdürdüğü uğraş sonunda çıkış izni alabildiğini, ulkesinden aynlacağı için hem sevinçli, hem uzüntulü olduğunu söyledi. 35 yaşındaki Yahudi besteci ve piyanist "Çıkış izni almak y ıllar sürdii. Ama en sonunda oyun bitti" dedi. Feltsman, 1979'da kendisi ve ailesi için ulkeden ayrılma izni istediğinde konser programlannm birden iptal edildiğini, ancak şimdi izni aldıktan sonra karısı ve 4 yaşındaki oğluyla birlikte 9 ağustosa kadar ülkeyi terk edeceğini söyledi. "New York'ta yaşanak ve başka yerlerde de konser verebilmek istiyorum. Bildiklerimi başkalarıyla da paylaşmak ve öğretmek istiyorum" diyen Feltsman, "Ama bir yandan da çok sevdiğim Ulkemden ayrılıyorum. Lmarım, annemi babamı görebilmek ve Moskova'da konser verebilmek için geri dönrae olanağı bulurum" diye ekledi. Ulkeden çıkış izni istediği 1979'dan bu yana Feltsman'ın yalnızca Sovyetler Birliği'nin küçük kentlerinde ve ABD büyukelçisinin Moskova'daki resmi ikametgâhında konser vermesine izin verilmişti. Feltsman, goç etmek için izin istediğinden bu yana Moskova'daki ilk konserinı geçen nisan'da vermişti. 50 YIL ÖNCE CumhuriYet Fenerbahçe şampiyon oldu Milli küme şampiyonasının son maçlan dün Taksım stadyomunda Galatasarayla Besiktaş, Fenerbahçe ile Güneş takımlan arasmda oynandı. Havanın bunaltıcı sıcağı altında cereyan eden bu maçlar, geçen iki haftaki kalabahğa nıspetle az bir seyirci kitlesi altında oynandı. Milli küme maçlan dünkü karşılaşmalarla sona erdi Neticede Fenerbahçe birinciliği, Galatasaray ikinciliği, Besiktaş üçüncülüğü, Güneş de dördüncülüğü aldtlar. Bu karşılaşmalarla dört kulübümüzün İstanbul şampiyonluğundaki dereceleri belli olmuştur. Bu ikinci tasnifte Fenerbahçe 15 puanla gene başta, Galatasarayla Besiktaş 12 şer puanla sarı Iaeivertlileri takib etmekte, Güneşliler de 9 puanla sonuncu gelmektedirler. İstanbul şampiyonluğunda sonuncu kalacak takımlar, milli küme hahcindeki sekiz kulüp arasmda binnci çıkacak n Temmuz 1937 mesirelerini, gezilecek her yerini bildirecek bir git de hazırlanacakttr. 19371987 arttırmışlardır. Caddebostan, Suadiye, Bostancı ciheti de dün görülmemiş kalabalık günlerinden birini yaşamıştır. Bu yüzden Akaym yandan çarklı bir vapuru bu iskeleden akşam üstü binen yolcularla tıklım tıklım dolmuş yolcular köprüye kadar çok feci bir vaziyette seyahat etmişlerdir. Bu postalar her hafta bb'yle jolduğu halde Akay idaresinin, halkın rahat seyahat edebilmesini temin edecek hiçbir tedbir almaması iyi bir tesir bırakmamaktadır. Tiıttye halkının olamn yer değiştirmeleri evvelce verilen kararlar iktizasındandır. Bu vaziyet karşısmda Güneşin Vefa ile yer değiştirmeleri icab edecektir. Dun yapılan maçlarda Galatasaray Beşiktaşı, Fenerbahçe de Guneşi 31 ma'ğlub etmişlerdir. Safranboluda odun kö'mür buhrant zlakir Bagirov, SSCB'nin çok uluslu bir külture sship olduğunu vurgulayarak "Bu kültür içinde her milletin ayrı ayrı kültürlerinin oziı bulunmakta. Azerbaycan külturü de bu kulturlerden biridir ve bu geniş külture katılabilecek zenginliklere sahiptir. Azerbaycan Milli Tiyatrosu bu >ıl 115. kuruluş yılını kutladı. Bu yıl 70. yıh kutlanacak olan Ekim Devrimi'nin törenlerine Azerbaycan da, Halk Yaratıcılığı Festivali'yle katılacak. Baku'da başlayacak torenler Moskova'da diğer cumhuriyetlerle buluşulduktan sonra devam edecektir" dedi. Kendisine yönelttiğimiz "açıklık politikası"nın Azerbaycan'daki yansımalarına ilişkin sorumuzu da Bagirov şöyle yanıtladı: "Glasnost her alanda etkili bir biçimde uygulanıyor. Ama en çok kültür alanında etkili oldu. Geniş özgurlüklere, değişik girişimlere ve demokratik unsuıiarın kullanılmasına yol açtı." Bagirov, Yevtuşenko'nun "Stern" dergisinde yayımlanan ve glasnostu Sovyet şairlerinin başlattığını iddia eden sözlerine ise "Ben bu sözlere kaIılmıyorum. Glasnost toplumun gelişmesiyle gcrçekleşir. Açıklık politikası halktan te partiden kaynaklanır ancak" yanıtını \eri>or. Bursa'da Turing kulüp şubesi açıldı Bursa (Hususi) Bu sene birkaç büyük seyyah kafılesinin Bursaya uğraması, Tiıring kulubünü burada yeniden ihyası luzümünü hissettirmiş birkaç yıl önce birkaç defa teşkil edilerek sonraları tatili faaliyet eden kulübün Bursa şubesi bu sefer yeniden teşkil edilmiştir. Bursa Turing kulüb mümessilliğini Doktor Mehmed Ali deruhte etmiştir. Tayyare sineması altındaki Cumhuriyet otobüsleri merkezinde de kulüb mensubu bir zat daimi olarak oturmaya başlamıştır. Bu zat, Bursayı görmeye, gezmeye gelenlere her türlü malumatı verecektir. Seyyahlara Bursayı kolayca tanıtacak, Bursa abidelerini, Dün sabah saat 7 den itibaren bütün nakil vasıtaları plajlara ve mesire yerlerine binlerce kişi taşımışlardır. Bilhassa plajlar çok kalabalık olmuştur. Floryada saat U'den sonra plajlarda soyunmak için yer bulamamış yüzlerce kişi ' açıkta kalmıştır. Florya plaj sahibleri de bu fırsattan istifade ederek fiatları Plajlara rağbet Safranbolu (Hususi) Bir aydan beri kasabamızda odun ve kömürsüzlükten hayat durmuştur. Fırıncılar, demirciler ve buna mümasil esnaf umumiyetle tatili faaliyete mecbur kalmışlardır. Şimdiye kadar vukuu bulan muracaatlar semeresiz kalmıştır. Odun ve kömür ihtiyacı günden güne artmaktadtr. Halk meyva ağaçlarını kesmeğe başlamıştır. Civar vilayet ve kazalarda alınan tedbirleri gören ve işiten halkımız meyus olmaktadır. 7.99H RADYOLIN 7.100 ü IADYOLİN daıtnı en mükenunel dif m*cunudur!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle