19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'ET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ladır. Ancak çoğu kez bu tür çevrelere karşı duvarsız kalındığı bilinmektedir. Bu ya/ıda sozü edilecek olanlar da bıına iki örnektir. DENİZLİ LİSKSİ Ylkll.MAMAU ~ ın tarihi binalarını yıkılmaya terk edip, tümiiyle beton, cam, çelik yeni binulara taşındığı düşünülebilir nıi? Başkaları için düşünernediğimizi kendinıiz için nasıl düşünebiliriz? Kaldı ki, baştanbaşa tarihi yapılaıla dolu bu kentlerde, bu binalardan birinin ortadan kalkmasını, yabancı bir göz fark edemeyebiliı. Ancak Denizli'deki lise binası; eski belediye binası, eski hastane, kız enstitüsü vb. binalann yıkımından sonra kcntte kalmış, ulusal mimarinin son bir kaç güzcl örneğinden biridir. Kuşkusuz bir eğitim kurumu, gelişimi içinde yeni binalara ihtiyaç gösterebilir. Bu da çağdaş mimarlık anlayışına uygun yeni binalarla karşılanır. Şimdi ve gelecekte kentler güzelliklerini, yeni yapıları kadar korunmuş, yenilennıiş ve kendilerine sağlanı bir kültür kazandıran bu binalara borçlu olacaklardır. Tarihi Denizli l.isesi binası yıkılmak üzerc harabolmaya bıtakılmamalı, çağdaş bir onaruna gidilmeli, restore edilmelidir. Ona sahipçıkmak liscnin kurumsal geleneğine sahip cıkmaktır. 1'AMUKKAI.F.nF. VAPII.A^MA SAKINCALI Çevreyi koruma duyarlılığı yalnız yaşayan kent parçalan için değil, yaşamlarını tamamlamış antik kenller vc dcğerli doğa parçalan için de geçerlidir. Denizli yakınındaki anlik Hierapolis ve traverlen havuzları ile Panıukkale eşi bulunmaz bir bütün oluştururlar. Hierapolis'teki eski ese(|crin, tiyatro, hamam, kitaplık, kent surları vb. bir hayli büyük bir bölümü, rüzgâr ve su erozyonu nedcni ile toprakla ftrtülmemiş, ortada kalmıştır. Bu nedenleyukarıdan, tepelerden bakıldığında, kentin planını ve genel yapısını güzel bir perspektiftcn kavramak miim kündür. Hcr milli parkta olduğu gibi burada da yapılaşma dcnctimli olmalıdır. Ancak, tarihi alanda önceden yapılmış tesisler, zaten yeterince çevre ile uyumsuzluk gösterirken, simdi de Hierapolis'in doğubatı aksının ortasında, antik tiyatro binasının tam önüne, bir kamu kıırıılusu tarafından, mevcut moteleek olarak iri bir bina yapılmaktadır. Bu yapım işleminin de koruma anlayışı ile bağdaşması düşünülemez. Panıukkale Hierapolis'e turistik bir yatırım rnalımülku gözü ile bakılmamalı, 3040 yataklık bir motel için çevre bozulmamalıdır. Çevre koruma konularındtt, kanun ve yönetmeliklerin uygulayıcısı olan kamu kuruluslarına özel görevler düstüğü bir gerçektir. Zira uygulamalarıyla bu konularda örnek oluşturmaktadırlar, bu örnekler olumlu olmalıdır. Ayrıca ülkemizde, yararlanabilecekleri gcniş bir bılgi birikimi de bulunmaktadır. özellikle kamu kuruıııları yıkmak ve yapmak gerektiği durumlarda, tarihi SIT alanlarındaki hatalı yapılaşmaları yıkmalı ve kentin içindeki tarihi binalar için de koruma çalışması yapmalıdırlar. 4 HAZİRAN 1987 Jıî Çevreyi Koruıııa ve ilPd İki Örnek t evler, kesilen ağaçlar ve yol genişletmek için yıkılan bahçe ları ile de kenîsel mekân yok olmaktadır. Bir zamanlar kısıtlı ıklarla fon ayıramayan, fakat şimdi bir harcamalar yarışı içindeki diyeler, konut fonu ve öbür kamu kaynaklarından bir bölümü, bu tür miraslarımn korunmasına ayrılmalıdır. Bu yolla, bugün kımsızlıktan sağlıklı görünmeyen bu kent mekânlarının ve kentsel okunun ne kadar dengeli ve sağlıklı şekle dönüştürülebileceği artık çok yi bilinmektedir. Zira koruma, yalntz eskiyi saklamak değil, bir kültür sürekliliği ve bütünlük gerektirmektedir. PENCERE Olmayacak Dua Eski kuşaklar, Osmanlı imparatorluğu yıkılırken ölüp ölüp'dirildiler. Düşünün bir kez; emperyalistler tepemize bınmışler; düşman askeri Anadolu'da; devletin başındaki adam kukla; satılmışlık gırtlağa kadar; rezillik diz boyu; ihanet dört bir yanı sarmış; yurtseverleri geceleri uyku tutmuyor. Babamın kuşağı karabasanı yaşadığı için, dillerinden düşmezdi: . Allah devlete, millete zeval vermesin... O kuşak geldi, geçti; ardından yeni kuşaklar türediler; devlet denen anka kuşunu ele geçirdiler; tüylerini yoldular; canına okudular; sırtına bindiler; Kaf Dağı'na kondular; düşlerimizde görsek, masallarda duysak inanamayacağımız işler yaptılar. Artık devlet demeR, malı deniz, yemeyen domuz bir garip örgüttür; ne ciddiyeti kalmıştır ne kuralı ne de onuru... * Taşar olayı bir örnek... Mustafa Taşar iktidar partisi ANAP'ın Genel Sekreteridlr. Ne demek genel sekreter? Parti Genel Başkanı hükümetin başında olduğuna göre, ANAP Mustafa Taşar'dan sorulmaz mı? iktidar partisinın "2" numarah adamı Taşar, şeker bayramı arifesinde görevinden çekildi. istifa ederken de ANAP hükümetinin iki "devlet bakam"nı (Hasan Celal Güzel ve Vehbi Oinçerler) suçladı ve şöyle dedi: ' Bu memlekette bazı irticai meseleler kafasında yer eden kimselerin, hükümette durmasına cevaz verilmemelidir. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımızı, gerek Sayın Başbakanımızı bu konuda ikaz ediyorum." Ne demek istedi Taşar? iktidar partisi ANAP'ın Genel Sekreteri dıyor ki hükümette iki "mürteci" var, Çankaya'yı ve Başbakanı uyarıyorum. Ne çıkar bundan? Neler çıkmaz ki!.. Önce, "Irtica devletin içinde yuvalanmıştır; başka yerde aramayın" diyenler haklı çıkar, sonra Cumhuriyet Başsavcısına bir iş çıkar. ANAP Türkiye'yi yöneten iktidar partisi olduğuna göre Genel Sekreteri Mustafa Taşar sorumluluöunu iyi bilen ve yetkinlikle taşıyan bir adam olmalı değil mi? Oyle deli dolu konuşan, ağzına her geleni soyleyen, sulu ya da "laubali" bir kişi ANAP'ın Genel Sekreterliğini nasıl yürütür? Denebilir ki: Taşar ne dediğini bilmez biridir, biz onun söylediklerine önem vermeyiz. . Peki, Türkiye böyle mi yönetiliyor? Anap Genel Sekreteri Çankaya'ya suç duyurusu yapıyor, kendi hükümetini uyarıyor... Tısss yok. * 1 • ANAP Genel Sekreteri arife günü ANAP hükümetinin devlet bakanlarını "mürteci" ilan ediyor. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Özal, bir işadamının yatıyla bayramda mavi yolculuğa çıkıyor. Başbakanın eşi bir başka işadamının yatıyla der ze açılıyor. Bir üçüncü işadamı yatıyla bunları yakından izliyc Gazeteler ballandıra ballandıra anlatıyorlar; yatlar, dağı taşı, kıyısı kenarı yağmalanan turistik bölgelerin güzel bir körfezinde buluşuyorlar. Başbakan özal, kaptan kasketi başında, geminin dümeninde fotoğraflar çektiriyor, ahkâm kesiyor, basın haber veriyor: "özal, ANAP'taki anlaşmazlığı ayın Tsine kadar dondurdu. Başbakan bu sürede dinlenecek, başkente gelmeyecek..." Sanki ortada sıradan bir parti içi anlaşmazlığı varmış gibi "mürteci" oldukları ilan edilen devlet bakanları da 'İütursuz" siyaset yapıyorlar. Devlet görevlisi, sokaktaki başı bereli, eli ibrikli, ayağı takunyalı yoksul yurttaşı "mürteci" diye kovalarken, Başbakan Özal haziranın yedisinde Ankara'ya dönüp kavgalıları öpüstürüp barıştırırsa parti içindeki anlaşmazlık sona erer mi, erer... • Yazımın sonunu "Allah devlete, millete zeval vermesin" diye bitirecektim; ama kuşkuluyum, ortada devlet ciddiyeti görünmüyor ki devlete dua edelim. \ Prof. Dr. NECATİ İNCEOĞLU İTÜ Mimarlık Ülkemiz, farklı tarihi döncmIerden kalma eski ve tarihi eserler yönitnden zengin bir mirasa sahiptir. Ancak, son yıllarda Anadolu'daki kent ve kasabalar, sanayileşme ve hızlı şehirleşme sonucu büyük değişikliklere uğramakta, bu de£işim süreci de en çok bu kentlerın eski tarihi dokusunu etkilemektedir. Bunun yanında büyümeyi planlamak için önerilen imar planlan, çoğu kez göstermelik bir bölgeyi koruyor gibi göıünmektedirler. Bu, korumadan çok, olduğu gibi 'muhafaza etnrck', dokunmamak anlamında uygulanmaktadır. Zira eski ve tarihi binalann yaşatılmalan ve yenilennıeleri ile ilgili planlama önlemleri almmadıkça koruma kısa zamanda bir terk edilmişliğe dönüşmektedir. Yürürlükteki bazı yasa ve yönetmelikler bu tür eski eserlerin korunmasını öngörmekle birlikte, gerçekte, korunması gerekli eser olarak tescil veya onarım işlemi için bile bir kaç yıl süren ve meslekten olmayan bir kişinin altından kalkamayacağı kadar karmaşık işlemler gerekmektedir. Bu arada binanın sahibi çoğu kez onarımdan vazgeçmekte, bina da yıkı lıp gitmektedir. KAMU KURUMLARININ SORUMLULUCU İmar planlan, kentlerin eski konut bölgelerinin henıen yanındaki yeni gelişme alanlarında, genellikle çok katlı konut ya da ış alanlarına izin vermektedir. Bu da eski dokuyu zorlamakta, ekonomik baskılarla bunların tarihi ve korunmaya değer özellikleri unutulup, buralara giderek bir alan ya da merkezde kalmış değerli arsalar gözüyle bakıl Fakültesi maktadır. Şehirleşmenin hız kazanması ise bu yok etme süresini dc hızlandırmaktadır. Yıkılan evler, kesilen ağaçlar ve yol genişletmek için yıkılan bahçe duvarları ile de kentsel mekân yok olmaktadır. Bir zamanlar kısıtlı olanaklarla fon ayıramayan, fakat şimdi bir harcamalar yarışı içindeki belediyeler, konut fonu ve öbür kamu kaynaklarından bir bölümü bu kültür miraslarımn korunmasına ayrılmalıdır. Bu yolla, bugün bakımsızlıktan sağlıklı görünmeyen bu kent mekânlarının ve kentsel dokunuıı ne kadar dengeli ve sağlıklı şekle dönüştürülebileceği artık çok iyi bilinmektedir. Zira koruma yalnız eskiyi saklamak değil, bir kültür sürekliliği ve bütünlük gerektirmektedir. Bu yolda Safranbolu, Bursa, Aınasya gibi kentlerimizde atılmış olumlu adımlar bulunmak Denizli, Ege Bölgesi'nde, Kurtuluş Savaşı sonrası Yunan yangınlarından kurtulmuş pek a/ kentimizden biridir. Bu nedcııle mimarlık tarihi vc kültürünnı/ açısından Denizli'nin kent doku su büyük önem taşır. Ne ya/ık ki, 3040 yıl öncesine kadar bağbahçe kent görüııümündeki bu kentin eski mimari dokusu nerede isc tiimüylc yok olnıuştur. Şimdi dc, bu yü/yıl başında yapılmış vc ulusal mimari döneminiıı güzel ve pck az sayıdaki örneklerinden biri olan tarihi li.se binasının yıkılacağı söylenmcktedir; zira bina boşaltılarak harap olıııaya terk edilmiştir. Bir süre sonra bakımsızlıktan ve kimscyi de yıknıa soıumluluğu altında bırakmadan kendiliğindeıı çöküp gidecektir. Oysa bu bina kentin kültür tarihinde önemli bir yer taşır. Bu bina son derece kıt olanaklarla tamamlanmış ve lisc, Cumhuriyet Türkiye'sinin kuruluş yıllarında yıllarca Anadolu'nun 35 köklü eğitim kurumundan biri olma niteliğini sürdürmüştür. Çoğu kez, bir öğretiın kurumunun geçmişi ve gelcnekleri onun biııasından ayrılama7, nitekim köklü hcr eğitim kurumu böyle bir binaya yerleşnıiştir. Cambridge, ()xford Üniversitclerinin veya Harvard' EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Ev ve bahçemin ytırmnı kadostro mptnyn devrelti 35 yıldan beri çiftçilikle uğrtifmaktayını. Bu süre içinde yaptığım çahşmalarla atalarımııâan kalma iki tarlamı elma bahçesi ve bir arsayı da ev haline getirdim. Ev ile elma bahçelerine sahip olmak için ne' güçlüklere kattandığımızı tahmin edersiniz. Kasabamıza kadastro geldi. Hükümetimiz ev ve tarlalarımızın tapularını da hazırlayıp bize verecek diye sevindik. Nihayet ölçümler yapıldı, sonuçları bildiren asktlar çıktı. Sevincin yerini bu defa iizüntü aldı. Çünkü ev ve bahçelerimin yarışı yanı baştndaki meraya yazılmış. I938'de yapılan tahrir arazi kaydmda eksik yazılmış. Görevlilerce fazla çıkarılan mülklerin meraya kayıtları eski ölçümlerin teknik araçlarla değil, tahmini ve kahataslak ötçümlerle yapılmış olmasındandır. Yanlıs yazımların vebali bizlerden mi almacak? Ben bu tarlaları kimseden çalmadım. Tek bir kans toprağı meradan topraklanma kalmadım. liu tarlalar bir iki yıllık değil, asırlardan beri ekilip biçilen topraklardır. liu sikâyetlerden yalnız bizar olan ben değilim. Kasaba halkının % 9O'ı ata yadigârı olan topraklarımn tapusunu alamıyor. Arzuhalci, avukat, mahkeme kapılarını arşmlayıp duruyoruz Maddi masraflar. manevi yıkım, is gücii kayhı, mahkeme meşguliyetleri içler acısı. Hiitün bu sorunların çıkmasma neden olan kadastro kanununda bir aksaklık olsa gerek. Bütün millet için kadastro kanununıın eksik olan yanlannın düzeltmesi yolunda çaba göstc. eceğinize inancım sonsuzdur. Mağduriyetimizi önleyecek gerekli islemlerin yapılması ve yakın ilgileriniz için bilgilerinize saygı ile arzederim. SAL/H BÜYÜKÇALIK SEKİ NAHİYESt EETHİYE / MUĞ1.A ediyoruz. Bunlar, Şeker Bayramı, Cuma bayramı ve Istanbul'un fethi bayramıdır" hitabıyla karşılaştım. Bu takdimden sonra sizin konuşmanıza geçti. Cuma bayramının ne zamandan beri ihdas edildiğini hilmediğim için l\)lis Radyosu'na telefon ederek merakımı gidermek istedim. Radyoda bana muhatap olan komiser muavini Veysel Erol beye sordum. Banttan dinlemişler ve bu konıtşmamn Ankara'dan üiyanet Işleri'nden hazır bant olarak geldiğini, o şekilde yayımladıklarını ifade ettiler. Ben de meraklı bir cumhuriyet insanı olarak hangi tarihten beri cuma bayramını kutladığımızı sizden öğrenmek istedim. Beni bu mevzuda aydınlatmamzı hassaten rica ederim, CEMAL SÜKE1. ISTtN YE/tSTA NBUL MENGEN TAPUI.AMA HÂKtMLlftt'NDEN Dosya No: 1979/86 Davacı orman idartsinin, davalılar Lütfü Saıal ve müşteakleri aleyhine actığı, tapulama tespitinin iptali ve tescil davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında; açık adresi tespit edilemeyip, adına tebligat yapılamayan Mengen ilçesi Basyellice köyü nüfusuna kayıılı Seyitahmei oğlu. 1936 DMu Yunis Evmez'in bu defa duruşma tarihi olan 17.6.1987 günü saat 10.50'de Mengen Tapulama Mahkemcsi'nde yapılacak olan durusmada lıa/ır bulunması, aksi lakdirde yargılaınaya yoklugunda devam olunacağı ve karar \e rilebileceği ilanen lebliğ olunur. Basın: 21852 Kimlik kartımı ve ehliyetimi kaybetinı. Geçersizdir. A. İHSAN BERKAY Orhan KemaPi Anmak "Yirmi yaşındaydım. Kafam bir türlü çözemediğim sorunlarla yara olmuştu. Sanki yere basmıyordum, havada, boşluktaydım. Ve bir gün, bir kahve köşesinde tanıdığım işçi dostum ismail Usta... Sonra kitaplar: Serseriler, Stepte, l'strasti Mordasti, LaDam O Kamelya, Madam Bovari, Jerminal, Benim Üniversitelerim, Kroyçer Sonat, Umumi Tarih, Fransız inkılabı Tarihi..." Orhan Kemal aramızdan ayrılalı tam on yedi yıl oldu. Bir konuşmasında gençlik günlerinden, yazın dünyasına ilk yaklaşımlarından böyle söz etmişti. Ünlü bir babanın, ilk Millet Meclisi'nde milletvekili, kısa bir süre için Adalet Bakanı, Toksöz' gazetesi başyazarı, avukat Abdülkadir Kemali'nin oğlu... Bir emekçi çocuğu, bir köylü çocuğu değildi; bir aydın kişinin, bir kentsoylunun çocuğuydu. Adana'nın tanınmış bir ailesindendi. Ama yaşam koşulları, babanın politika yüzünden yurtdışına gitmesi, Raşit'in ki gerçek adı buydu avare bir çocukluk, bir gençlik geçirmesi, okullardan, sınıflardan kopması, yaşamını kazanmak için fabrikalarda kâtiplik gibi işlere girmesi... Bir yandan da futbol sevdası... ilk aşklar, ilk duygulanmalar, ilk yazılar, daha doğrusu ilk şiirler... Raşit Kemali imzalı ilk şiiri Yedigün'de çıkar 1939'da: "Buyüzleri salyalı, kirli, iğrenç çehreler Korkunç bakışiarıyla beni çıldırtacaklar Kimbilir belki bir gün içeriye girenler Yerde cansız uzanmış bir ceset bulacaklar"... Bu şiiri Kayseri Cezaevi'nden göndermiştir. Evet, askerlik görevinin bitmesine altı ay kala bir ihbar sonucu tutuklanmış, "Komünizmin ne olduğunu bilmediği bir sırada, Nazım Hikmet'in ve Maksim Gorki'nin kitaplarını okuduğu" için mahkemeye verilmiş, beş yıl hapse mahkum olmuştur. Hapishane yaşamı genç şaire birçok şey öğretir. 1940'ta Bursa Hapishanesi'ndedir. Yaşamının dönüm noktasındadır. Nazım'la tanışmıştır, şiirlerini beğenmeyen büyük şair, onun düzyazıya yönelmesini, öyküler yazmasını öğütler. İlk dörtlüğünü bile dinlemeye katlanamaz: "Berbat, rezalet" der... Raşit öyküler yazar, dergilere gönderir. Hapisten çıktığında "Orhan Kemal" adıyla ün kazanmış bir yazardır artık... 1950'de istanbul'dadır, Varlık Yayınları'nda "Baba Evi", "Avare Yıllar", "Cemile" gibi kitapları çıkar. Kısa zamanda Orhan Kemal yeni kuşağın en beğenilen öykü yazariarından biri oluverir. On yedi yıl önce 2 Haziran 1970 günü bir öğle saatinde Orhan Kemal'in Bulgaristan'da gezideyken öldüğünü duymuştum. Epeydir hastaydı, çeşitli hastanelerde gidip görmüştüm. Elli altı yaşındaydı. En verimli dönemindeydi. Yıllar yılı süren sıkıntılı yaşamı sona ermisti. Oyunları, romanları onu geçindirmeye başlamıştı. Geçimini sağlamak için durmaksızın yazmıştı, sabahtan akşama gece yarılarına kadar varan bir ezici çalışmaya kaptırmıştı, kendini... Sayısız roman, öykü, röportaj, oyun... Elbet hepsi sanat açısından üstün bir değer de olamazdı. Bu hızlı çalışma, yalnızca para kazanmak için sürdürdüğü üretme coşkusu karşısında yapıtlarına yeterli zaman ayıramıyordu. Ama bu sayısız yapıt arasında öyküleri, "Bereketli Topraklar", "Murtaza" gibi romanlarıyla çağdaş Türk yazınında ölümsüz bir yer sağîamıştı kendine... Biı yazar ölümünden sonra kimi zaman belirli bir süre unutulur. Kitapları eskisi kadar ilgi görmez. Övgüleraz yazılır. Yaşamın koşullarıdır bunlar! Ama Orhan Kemal gibi yazarlar bu geçici unutuluşların, daha doğrusu az anımsanışların çıkmazından belirli bir süre sonra sıyrılırlar. Asım Bezirci'nin "Orhan Kemal, Hayatı, Sanat Anlayışı, Hikâye ve Romanları" adlı incelemesini okurken bütün bunları düşünüyorum. Ne iyi etmiş Bezirci böyle bir kitap hazırlamış!... Genç kuşaklar, öyküleriyle, romanlarıyla tanıdıkları Orhan Kemal'in iç dünyasına Bezirci1 nin kitabıyla daha kolayca girebilecekler, Orhan Kemal'in yaşam savaşını, yazarlık serüvenini, ortaya koyduğu yapıtların çeşitli kişilerce yapılan değerlendırmelerıni toplu olarak okumak, öğrenmek olanağını elde edebilecekler... Orhan Kemal'i, on yedinci ölüm yılında Talip Apaydın'ın bir şiiriyle anmak istiyorum: "Çağdaş Ferhat'tı Orhan Kemal Bilirdi kayalar nice sert Yara yara geldi dişiyle tırnağıyla Nereden nereye • En dipten, en tepeden • Yiğit insan, yalın kuvvet / Ünü büyüyecek dilden dile • Kimse önleyemeyecek Bin yıl sonra bakacaksınız O var köylerde, kentlerde Derin vurdu kazmayı Orhan Kemal ölmeyecek." » "CIUU a hayram ı" liiyanet İşleri Başkan V'ekili beyefendiye sormak istiyorum: Idrak etmiş hulunduğumuz Şeker Bayramı'nın ilk günü olan 29 Mayıs1987 cuma günü polis radyosunun 9.30'daki anonsunda aynen, "Bugün 3 bayram idrak BA Hacı IĞI Fabrikamüdürümüz Sayın EROL ÖZER'in sevgili anneleri, muhterem insan, SAINT JOSEPH'LILER! 7 Haziran 198"7 Pazar GünüOkuldaOlalım. Saat 12.00'dcn itibaren "Petit Pain" var. Eş \v(,cK'uklarınıı/la h<ı^a \akit geçireceğiz . hanımefendinin vefaünı iizüntü ile ögrenmiş bulunuyonız. Acısını paylaşır, merhumeye ADahtan rahmet ve kederH ailesine başsaghğı dileriz Ö HASİBEÖZER Saint Joseph'lilcr Dcrneği İPEK KAĞIT FABRİKASIPERSONELİ TC BODRUM SULH HUKUK MAHKEMESİ MEVLİT Sevgili varlığımız MIMAR ve İNSAAT MÜMNDİSLERİ 40 kişiden olusan mimari ve statik grubumuzda önemli projelerde görev alacak ve daha üst seviyede sorumluluklara da aday olabilecek her tecrübede Mimar ve Project Betonarme Mühendlslorl'ne ihtiyaç duyulmaktadır. Yerli ve yabancı kuruluşlara verilen proje hizmetleri aşağıdaki konulardadır. Şehir ve sahil otelleri Hastane binalan Turizm ve ahşveris merkezleri Ofis binalan Endüftriyel yapılar Kavşak düzenlemeleri ve üst geçitler Şirket bünyesinde aynı zamanda bilgisayarla tasanm, dekorosyon ve mesleki kontrolluk gruplan bulunmaktadır. isteklilerin özgeçmisleri ve fotoğrafları ile birlikte şirket adresine başvurmalan gereklidir. Müracaatlar yönetim seviyesinde gizli tutulacaktır. Ucret tecrübeye göre tespit edilecek olup, tatminkârdır. Başvuru adresi : Köroğlu Cad. Kızkulesi Sok. No: 44 Caziosmanpaic /ANKARA Tel: 137 II 55 1987/18 Duvacı Zihııi Yağlı, vckili Avııkal Aıilla (,'elik larafından davalı Mehmı'i leyya/. ülu aleyhine nıalıkenumi/u.' açılan llodruııı kıınıbahv'c mahallesi Maııaslır ardi mcvkiindc kain pal'la 47, ada 95, parsel 47'dc kayıtlı laşınma/ııı sı:la davasının yapılmakıa olan açık dııruşnıası sırasında davalı Mehnıet lcyya/ Otu'ya adresi lesbit edilemcdiğiııdcn dava dilckçcsi ve duruşma gıınu lehlig edilcıiıeıııis olup /ilanen tebliğine karar verilnıiştir. İsbıı davanın duruşma günü 14.7.1987 giinü saal 9 olup, adı geçenin göslerileıı tanlık' lıa/ır bulunması vc kendisiııi bir vekille lenısil etlirmcsi aksi lakdirde HUMKInun 509, 510. nıaddeleıi gcıegince ılavanın gıyabında devaın edecegi vc dava dilckçesi yerine kaim olmak ü/ere ilan olunur. 4.5.1987 Basın: 21092 ENVER ÖZŞAIDN'in ( C Savcı Yard.) ebediyete intikalinin 40'ıncı günü olan 5.6.1987 cuma günü öğle namazını müteakip Kadıköy / Kuyubaşı Camii'nde aziz ruhu için mevlidi şerif okunacaktır. Dost, akraba ve din kardeşlerimize duyurulur. AİLESİ T.C. BURSA İKİNCİ İCRA VE İFLAS MEMURLUĞU İLANEN TEBLİGAT Sayı: 1987/703 AI.ACAKLI: M. Ali Dinçsoy VLKİLİ: Avukat Tacettin Krtav / Yeniyol Dckak Han Bursa BORÇLU: MUSA ÇALIŞKAN / O. l'ınar Mahallesi ŞehillerCad No: 4 CÎÖI.CÜK BORÇ: (4.340.000 TL.'sı) alacagın icra masralları vc takip vckili ucreli yasal laiziyle tahsili. Yukanda yaalı borçlunun adına cıkanlan üdcnıc cmrinin bila tebliğ iade edildiği, yapılan P'I'T ve /.abıta araslırmalarına rağmen adresi lespit olunamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmekle: Yukanda yazılı borç ve masrafları isbıı cck ve ödemc cmrinin tebliğinden itibaren (30) gün içinde ödemeniz. lakibin dayanağı sencl kambiyo nolerliğinc hai/ dcğilsc (25) gün içinde merciye şikâyel eı meııi/, lakip dayanağı senet alnnda im/a si/c ail degilse yinc bu (25) gün içinde ayrıca ve açıkça bir dilckçc ile icra dairesine bildirmeni/, aksi takdirde icra takibindeki çek allmdaki iın/aııın sizden sadır sayılacağı, im/anı/ı haksız yere inkâr cderseniz 100 TL.'dan 5000.TL.'ye kadar para cezasıyla mahkum cdileceğiniz, borçlu olmadıgı nız veya borcun itfa veya imlıal edildiği veya alacağın zarnanasıınına uğradığı hakkında itıra/l.ıı ını/ varsa hıınları sebebleri ile birliklc (25) gün içinde İcra Hâkiınliği'nc bir dilckçe ile bildirerek rmıhkc ıneden itirazınızın kabulune daiı biı kaıar ^clirmediğini/ lakdirdc cebri icraya devaın olunacağı, iliraz edilmediği vc borç ödcnmedigi lakdirde yinc (30) gun içinde IİK'nun 74. ıııaddesi gereğince mal bcyasında bulunmanı/, bulıııırnazsaııı/ hapisle la/yik olunacağını/, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikale aykırı beyanda bıılıınursanız hapisle cezalandırılacağınız M.ANliN TliBl.lG ve ihtar olunur. 20.5.1987 « * Basın: 21182 ADALET BAKANLIĞI'NDAN MÜNHAL NOTERLİK 1986 yılı gayrisafi geliri 52.862.297 lira 00 kuruş olan birinci sınıf Bursa Ikinci Noterliği münhaldir. 1512 sayılı Nolerlik Kanunu'nun 22 ve müteakip maddeleri gereğince birinci sınıf noterlerden veya ikinci sınıf notcrlerden, bu noterliğe atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanlığımıza veya bulundukları yer cumhuriyet savcılıklarına basvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya bakanlıga gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi içinde bakanlıga gelmediği lakdirde atama işlcminde nazara alınmaz. İlan ulunur. Basın: 21829 P.sas No: 1987/88 Davacı lmiııe (,elin taralından davalı Talip Çelin aleyhine açılan boşannıa davasının yapılan yaıgılamasında; Çnrıını, Osmancık, Kamil köyü, cilıli 050/02, sayfa 96, kııluk sıra 97'de nıılusa kayıtlı, Şerif ve Naciye oğlu 1950 doğumlu Talip Çelin'e dava dilckçcsi duruşma günü vc yenileme dilekeesinin ilanen tcbliğinc karar verildigiııden, dava dilckçcsi ve duruşma günü 18.6.1987 saal 10.45'te dııruşmada bi//al bulıınmamz veya kcndini/i biı vekil le lemsil ellırrneııiz duruşmaya gelmediğiniz lakdirde 3156 sayılı ka nunla degişik HUMIOıun 213 maddesi gereğince davanın yokluğıııııızda sonuçlaııacağı yenileme dilckçcsi, dava dilckçesi vc dıınısma gıııııınüu lebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen duyurulur. 26.5.1987 Basın: 21594 T.C. ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN T.C. KIRIKKALE 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1987/49 Karar No: 1987/271 Kırıkkale'dc mobilyaalık işleri ile uğraşan Veysel Kutluca'run Konkordato mehiliııin tasdikinc ilişkin istemi hâkimliğimizce kabul edi lerek 8.4.1987 tarihli ve 1987/49 esas 1987/271 karar sayılı ilamı tasdik cdilmistir. Tebligat yerine kaim olmak üzere tüm borı; ve alacuklılara ilan olunur. 26.5.1987 Basın: 21823 100 TON BAKLAVALI SAC SATIN ALINACAKTIR. ŞarınamcM, bedelsiz olarak aşağıdaki adresleıdeıı alınabilir. 1 KARABÜK'TL: Demir ve Çelik labrikalan Müessesesi Tedaıık \c Ikııı.ıl Mııdurlügumüz. 2 ANKARA'DA: Ktıııulııs, /iya Gökalp Caddcsi No: 80'deki dcııel Müdürlüğuınu/. İSII.KI İ'leıiıı >aıınamcmi/ csaslarına gorc ha/ırlayacaklaıı kapalı lcklil ıııekıupİarını, geçici lcminallarıyla birlıkıe cıf gcç 17 H.ı/iıan 1987 Çarşamba gıınü saal: I4.(X)'C kadar Karabük'lc Mııessesemi/ Haberleşme ve Ar$iv Müdürlügü'nde buluııdurmalaıı ilan olıııuır. VEFAT ve TEŞEKKÜR Sevgili eşim NAZİF GÖKTÂŞ'ın aramızdan ani ayrılışı ncderıiyk ilgilerini esirgemeyen dost ve akrabalara tcşekkür ederiz. NERMİN GÖKTAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle