19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HAZİRAN 1987 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 İTüksek faize doğru laştarefı 1. Sayftıda) rin hızla düşürulduğü aylarda Mer;z Bankası'na ve hükümete yaptıkn uyanlara "kulak asılmadığııu", ıcak bugun hükümetin "lükürdüinii yalamamak için faizleri ıkselttim" demek yeıine. "serbest raktım" esprisi içınde birkaç puı yukan çekeceğine işaret ediyorr, D c l e t tahvüine uygulanan faiz anlarının yeniden yıikseltildiğine, yiliık de\let tâhviline net yüzde 46.5 iz, 3 aylık de\let tâhviline ise net ızde 45 faiz verildiğine işaret eden ınkacılar. "Devlet kendi tâhviline >sterdiği hoşgöniyü banka mevduına da göstermek zorunda. Bankardan surekli moduat kaçıyor. Bu evduat kaçışı, ancak faizler yükselirse önlenebilir. ZaUn aksi halde zli pazarlıkların başlaması ıçınılmazdır" diyorlar. Enflasyonun tırmanışı karşısında lizlerin nasıl eridiği ise, ANKA jansının hesaplamalarında net bimde görülüyor. Devlet İstatistik nstitusu'nun tuketici fiyatlan bu yıı ilk 5 ayındayuzde 17.5 oranında larken, ANKA'mn hesaplamalarıi göre parasım bankada 3 ayhk evduat olarak tutan tasarruf sahinin sağladığı geüri, 5 aylık dönem. yuzde 13.1 'de kalıyor. Aynı yön• mle 6 aylık me\duaıın 5 aydaki gerisi yuzde 14.6, bir yıllık mevduaıki yuzde 16.8 olarak hesaplanıyor. orülduğu gibi bankalardaki her ırlü mevduatın ilk 5 aydaki getiri. fiyat artışlarının gerisinde kalıyor. esaplamalara göre 3 aylık mevduta parasıcı tutan 4 puanhk negaf faiz alırken, 6 a> vadeli me\duaolan yüzde 2,9, parasını bir yıllık ıdeli yatıran ise yüzde 0,7 negatif iz alıyor. Aynı hesaplama, 1986 yılı için yaldığında ise DIE'nin ilk 5 aydaki ızde 8.8'lik perakende fiya: artışrına karşılık bankalardaki 3 ay va;lı mevduatın net faiz getırısımn ızde 16.8 (enflasyonun yaklaşık 2 m), 6 aylık vadeli mevduatın net •tirisinin yüzde 18.7 ve 1 yıllık mevjatın net getirisınin yuzde 20.6 oljğunu onaya koyarken, bankada ıra bulundurmanın tasarruf sahiiçin o dönemde ne kadar cazip olığunu da gösteriyor. Konuyla ilgili olarak görüşlerine >'• 'irduğumuz Prof. Feridun Er.iz oranlarının enflasyon oramn üzerinde olmasmın mutlaka gektiğini, aksı halde ekonominin dengeden çıkarak pallamaya kayasının kaçınılmaz olduğunu" söydi. "Bugun enflasyon yukseliyor, faizlerin daha da hızlı yukselmegerekir" diyerek sozlerini sürdün Prof. Ergın, faiz oranları enflas>na eşit ya da enflasyonun altında duğu takdirde dengelerin bozulaieceğini dile getirdi. TUSİAD Istışare Konseyi toplanından sonra duzenlenen oğle yemene katılan Devlet Bakanı ve Başba.n Yardımcısı Kaya Krdem, ekonoide başarı ve başarısızltkiarın bir.te değerlendirilmesini istedi. TÜSİAD İstişare Konseyi'nin basına kapalı olarak yapılan toplantısında ele alınan ekonomik sorunlar ve önerilerle ilgili olarak hükümete bir rapor sunulacağı oğrenıldi. Edınilen bilgilere gore, toplantıda bazı uyeler. şirketlerin kârlannı Doğu ve Guneydoğu'ya yapacakjan yeni yatınmların finansmanında kullanmaları halinde bu bölumun vergiden muaf tutulmasının hukumete önerılmesini ıstediler. TUSIAD'ın oğle yemeğınde Sakıp Sabancı, Odalar Birliği Başkanı Ali Coşkun'la 1TO Başkanı Dundar Soyer'i banştırmak için çaba gosterdi. ancak, pek başanlı olamadı. Coşkun ve Soyer'in kendi masasında yan yana oturmalarını sağlayan Sabancı, çevredekilerin "Reagan'la Gorbaçov'u banştırdın raı?" sorusuna, "Bu o kadar büyük bir mesele değil. Bu işi fazla buyutmeyelim. Her ikisi de çok değerli arkadaşlanmız" karşılığını verdi. Aynı masada oturan ANAP rriilletvekili Bülent Akarcalı da, Ali Coşkun ve Dundar Soyer'e dönerek "Basın aracılığıyla tartışmak biz politikacılann bir knowhow'udur. Bunu elimizden aldığınıza göre para odemeniz gerekir" dedi. Gazetecilerin "Aranızdaki buzlar eridi mi?" biçimindeki sorusuna Ali Coşkun, "Benint yönümden aramızda buz yok. Sadece löntem yanlışlığı var. Sustum sustum sonunda cevaplandırdım. Bundan sonraki ola>ların hiçbir şekilde muhatabı değilim" dedi. Dundar Soyer ise, şunları soyledi: "Medeni insanlann birarada bulunması çok normaldir. Bu şahsi bir konu değildir. Gelişen birtakım olavlara tepki gosteriyoram. Türkiye'deki bazı oluşumlarla ilgili Sayın Coşkun'la aramızda gönış aynlıgı var. Ama benim meselem kesinlikle sahıslaria değil. Ben, bazı olaylar ve olgulann üzerinde duruvorum" dedi. Sabancı: Kaııtarm topu kaçmasın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜSİAD Yuksek İştişare Konseyi toplantısı dun Ankara'da yapıldı. Toplantının açış konuşnıasını yapan Konsey Başkanı Sakıp Sabancı, seçim ekonomisi uygulamalarında "kantann topunun fazla kaçınlmamasım" istedi. Sabana, seçim ekonomisi uygulamalannın yükünün ileride dar ve sabit gelirli vatandaşlann omuzlanna bineceğıni söyledi. Çeşitli ekonomik konularla ilgili görüşlerini açıklayan Sakıp Sabancı, önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler nedeniyle, bugün "seçim ekonomisi" döneminin bir gerçek olarak ortada durduğunu soyledi. Seçim ekonomisinin yükünün dar ve sabit gelirli kesimin omuzlanna bineceğini ifade eden Sabancı şöyle devam etti: "Burada sorumlulardan beklenen, kantarın topunun fazla kaçınlmamasıdır. Çiinkü kantarın topu fazla kaçıp enflasyon azdıkça bundan üretim, istihdaro zarar görmekte fakat esas yük dönıip dolaşıp gene dar ve sabit gelirlilerin, bordro mahkumlannın omuzuna binmektedir. Her taviz ileride uzun bir donem ek fedakârlıklar gerektirmekte, fatura büvümekledir. Yıllardır keraer sıkma fedakârlıgına kallananların, iyi giinler beklerken sil baştan kemerlerini uzun yıllar daha sıkmak zorunda bırakümaları çok önemli bir olaydır." Sanayici ve işadamı olarak iç politikadaki gelişmelerin dışında kalmak zorunda olduklarını belirten Sakıp Sabancı, "BizJer vatandaş olarak kişisel politik tercihlere sahip olabiliriz. Fakat sanayici, işadamı ve müteşebbis olarak işimiz ile politika>ı birbirine mümkün olduğunca karıştırmayız. Şu veya bu politik kişi veya partilerin yanında ve karşısında yer alamayız" dedi. Sabancı, özetle şunlan söyledi: "KİT özelleştirmesi için hazırlıklar yapılmış, fakat çok zaman geçmesine ragmen, uygulamaya bir türlü geçilememiştir. En kısa zamanda dügmeye basılıp harekete geçilmez ise şevk ortadan kalkar, iş uzar ve unutulur. Korkum şudur ki, gene dağ fare doğurur. Yabancı sermaye konusunda da gönlümüzün istedigi kadar yabancı sermayenin Tiirkiye'ye yatınma gelmedigi görülüyor. " Sabancı, A'l 'ye tam üyelik konusundaki görüşlerini açıklarken de, Emil Noel, Gaston Thorn gibi hem Turkiyenin durumunu hem AT çarkının işleyişini bilen saygın kişilerin, Sayın Ali Bozar1 in yanında ikinci bir teknik bakan gibi Türk hükümetinin AT danışmanları olarak görevlendirilmesi, Türkiye'nin topluluğa entegrasyonunun kısa sürede ve kolaylıkla gerçekleşmesine yardıma olabilir" dedi. SIEMENS Işık hızıyla iletişim Zekeriya Yıkhrım Merkez Bankası başkanı ohtyor ANKARA (Cumnurrytt Burosn) Merkez Bankası'nda başkanlık yanşında son raunda gelındı. Bürokrasinin Ust kademelerinde Zekeriya Yıldırun1 ın Merkez Bankası BaşkanlığYna atanmasının kesinlcşıiğı haberi yaygınlık kazanırken, Deviet Bakanı ve Başbakan Yarduncıst Kaya Enleıa. "tnşaüair demekle yetindi. Kaya Erdem, Cumhuriyet'in. "Zekeriya Yıldınm'ın Merkez Bankası Baskanhgı'aa dnumuzdeki tıafta içinde asaleten aianacagı dogru mu?" sorusuna. "lnşallah, inşallah öniiraüzdeld bafta" karşılığım verdi. Bu arada, dün sabah Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Yavuz CaBevi'njn Merkez Bankası'na gelerek başkan vekili Zekeriya Yıldınm ve başkan yardımcısı Ruşta Saracoglu ile bir süre görüstügü ögrenildi. fürk dış politikasında Vaştarafi 16. Sayfada) • kaleme alınır. Türk kamuov u, dış poütika konlannda ne ölçude duyarlı? Görev ıptığınız sure içinde üzerinizde ne çude bir kamuoyu baskısı hissetliz? ERALP Bunu siz daha ıvi takr edersiniz. Ben vatandaşlardan pek ık mektup aldım. Hatta telefonlar dım. Telefon edenler oldu, "Iyi söydin ağabey" diyenler oldu. Tersi pkiler de aldım. Bir keresinde iş;ncey!e ilgiJi bir açıklama yapmışTI. Hapishaneden mektup gönderen r vatandaş. "Ben çıkarsam sana »steririnı" dedi. Şimdi şu var: Buda basına ve Dışişleri'ne büyuk göv duşüyor. Mesela, "Kıbns'ta yine viz verÛiyor. ada elimizden gidiyor" ıvasıyla konuya girilirse, vatandaş ı taviz verılıyor, Kıbns gidiyor zan,'der. Halbuki diplomaside işin te• alışveriştır. Yani, vermek ve al'" .tır (give and take). Butün mese. aldığınızla verdiğinizi iyi dengeleektir. Şimdi bizim basmımızdahep r hava var: "Yine bir şeyler •riyoruz" diye.. Sonra bakıyorsuJZ geriye, giden fazla bir şey olmaış. Demokratik ulkeler dış politikarını basının desteği ile uygularlar. asının eleştirilerıni karşı tarafa gosrmeleri yararhdır. Ancak bunu yaarken Turk kamuoyunu da aksi ıskamete surüklememek lazım. Dışişleri sözcüsunün asıl göreı "olan bitenleri basından ıklamaklır" şeklinde genel bir an>ış var. Ne dersiniz? ER.\LP O var tabii... Yalnız şuj da soyleyeyim, ben basındaki arıdaşlardan bu konuda buyük anlaş ve destek gördum, hoşgöru gorım. Bunu açık soyleyeyim. Benim nacım şu oldu: Bir kere konuştujm insanları karşımdaki insanlar ,arak gördüm. \ani masanın öbür tarafındaki inınlar olarak görmeme>e dikkat etm. Ne derece başarabildim? Bilemiırum. Şimdi böyle yaklaşıığınız zaan bazı şeyleri daha rahat konuşur;nuz. Ben bir konuda yalan soyleek yerine, "'Şimdi bu işin zamanı ;ğil" demeyi tercih ettim. Yani yan söylemek biraz ağnma gitti. Gazetecilere yalan söylediniz •i? altında kalmamak. Doğrudur, her iki taraftan da baskı gelir. Işte o baskıları imkân nispetinde dengelemeye çahşacaksımz. Gazetecilere bir şeyler vermek durumundasınız. Ancak bakanhğınızın o sırada devam etmekte olan bir diplomasi süreci olabilir. Onu da zedelememek mecburiyetindesiniz. Kolay olmuyor. Ama hangi iş kolay oluyor ki? Basın, Türkiye'de özellikle dış polilika konulannda bürokrasinin "gizlilik" kuralını çok dar bir şekilde yonımJandıgına, bu kuralın gereğinden fazla abartıldığına inanır. Sizin bu konudaki duşünceleriniz nelerdir? ERALP Ben bu konuda öbur düşüncedeolanlardanım. Yani, verebileceğimizin azamisini vermekte yarar vardır. Ben Sayın Başbakan'ın da beyanatlarını izlemek durumundayım. Çunkü bu beyanatlar bizım için dış poütika alanında bir rehber teşkil ediyor. Sayın Başbakan da çok açık. Bakanımız da öyle gizlilikten yana olan bir insan değil. Ama bürokrasinin kendi kalıplaşmış metodları var. O kalıplarm fazla dışına fazla çıkılmasını istemez. Ama orada dahi açılma var. Gizlilik kuralının uygulamasında Türkiye'yi Batılı ulkelerie karşılaştırdığınızda nasıl bir tablo ortava çıkıyor? ERALP Şimdi bakın, Japonya'ya nazaran daha iyiyiz. Tabii Batı enformasyon çağına bizden once girmiş. Bunun mekanizmalarmı bizden daha iyi biliyor. Bunda şüphe yok. Ancak Türkiye'de de bu alanda belirgin bir gelişme var. Siz bunu benden daha iyi değerlendirirsiniz. Durum 78 yıl öncesine kıyasla daha iyi değil mi? Geçen süre içinde yakın temas içinde olduğunuz Türk basınını nasıl buldunuz? ERALP Turk basınını, Türk cemiyetinden ayırmak mümkün degil. Eksik yanları var, iyi tarafları var. Bir defa uzmanlaşma başlamış. Ikincisi, Türk basınında araştırmaya giderek daha çok yer veriliyor. Bu da çok yararlı bir gelişme. Tabii, bir tiraj ve manşet sorunu da var. Turk cemiyeti ileri gittikçe, Türk basını bu sıkıntıları da aşacaktır. Belki Turk basını daha da ileri gidecektir. Sözcülük görevinize ilişkin ilginç bir anınızı anlatabilir misiniz? ERALP Sözcülük görevim sırasında en enteresan sual, bana sabaha karşı 03.30'da sorulmuş bir sualdir. Bir basın mensubu telefon etti: "Efendim. Oflu tsmail nerede?" diye sordu. Yatağın içinde doğruldum, uyku sersemiyim.. İlk ağzımdan dökülen kelime, "OfCadır" dedim. "Dalga geçmeyin efendim" dedi. "Peki, nerede?" dedim. "Macaristan'da gorüldüğü söyleniyor" dedi. "Olabilir, belki oradadır" dedim. 'Arastırabilir misiniz?" dedi. "Bakın, siıe bir şey söyleyeyim, bu saatte araştınrsam bana söverler" dedim. En geç uyandırıldığım saat bu olmuştur. Eklemek istediginiz bir husus var mı? ERALP Ben sadece basından göraüğum hoşgoru, anlayış ve işbirliğinden dolayı herkese muteşekki Belçika Kmh'ndan Sabancı\n nişan tSTANBUl/(a.a.) Belçika Kralı, Türkiye'de ilk kez sanayici Sakıp Sabancfya Ordre de Leopold2 Commendeur Nişanı verdi. Nişan, Sabancı'ya, dün akşam Atlı Köşk'te \erilen bir davette, Istanbul'da bulunan kralın kardeşi Belçika Prensi Albert tarafından takıldı. Belçika Krallığı'nın 23 Mayıs 1987 tarihinde aldığı karara göre, Sabancı, iki ülkenin ticari ilişkilerine yaptığı katkıdan dolayı nişana layık görüldü. Ankara'da soğıık karşılama BİLAL ÇETİN ANKARA TÜSİAD'ın Ankara'da ilk kez yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında büyük patronlar, umduklarını pek bulamadılar. Seslerini hükümete duyurma konusunda fazla bir sıkıntısı olmayan büyük işadamları, yine de önceki akşam verdikleri kokteyle Başbakan Turgut Özal'ın da katılmasını bekliyorlardı. Ancak Başbakanın yat tatilini uzatması, hatta Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in bile kokteyle gelmemesi, işadamlarımızı biraz üzdü. Maliye ve Gümruk Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu, Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy, Devlet Bakanı Ali Bozer ve çok sayıda bürokratın katıldığı kokteylde gözler, uzun sure Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'i aradı... Kokteyün en fazla ilgi toplayan konuğu ise, Odalar Birliği'nin "ilahili iftar yemeği" toplantısına tepki gosteren ve yonetim kurulu üyeliğinden istifa eden İzmir Ticaret Odası Başkanı Dündar Scyer oldu. Çok sayıda işadamının "Gazanız mübarek olsun " diverek kutladı.ğı Soyer'i, Sakıp Sabancı'nın da iki kez sarılıp opmesi dikkati çekti. Şebekcmi kaybettim. Hükümsüzdur. Çağımız "iletişim çağı"... Ve çağımız yaşamının kolaylaşması, verim kazanması, kurduğumuz iletişimlerin hızıyla bağlantılı... İşte bu nedenle, artık;sesler, yazılar, veri ve görüntüler, gıderek bakır iletkenler yerine, "cam elyaflı optik dalga iletişim kabloları" üzerinden iletilmekte... Örneğin tek bir monomod cam elyaf, yaklaşık 20.000 telefon konuşmasının aynı anda gerçekleşmesini sağlayabiliyor. Bu, ışık hızıyla iletişim teknolojisinin üstünlüğüdür! Sıemens, bu yeni haberleşme teknolojisinde de yeterli tecrübeye sahiptir. Dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olarak, bugüne kadar 5 kıta için 700.000 kilometre cam elyaf üretmiştir. Üstelik, gerekli bütün aksesuarları ile... Örneğin; hat teçhizatı, optik elemanlar, bağlantı garnitürleri, montai ve ölçü aletleri... Ve Sıemens, Mudanya'daki TürkSiemens Kablo Fabrikasf nda, ülkemiz iletişim teknblojisıne çağdaş katkılar sağlayan, cam elyaflı optik kabloyu üretmektedir. Geleceğin sorunları, ancak yüksek teknoloji ile çözümlenebilir. Gelişme ve uygulamada, Siemens daima en öndedir. Turk Sıemens Kablo Fabrıkası cam elyaflı optik kablo üretim bandından bir kesıt... Daha fazla bilgi için bir Sıemens AG kuruluşu olan Etmaş'a danışm. Meclısı Mebusan Cad 21 Fındıklıİstanbul P K 1001 Karaköy Tel 151 09 00 T>x: 24233 Fax: 151 09 00 Etmaş Ankara 118 22 05 • Etmaş Izmır 13 86 19 • Etmaş Adana 39 236 • Etmaş Samsun 12 970 • Etmaş Bursa.36 38 66 ER.4LP Bir defa. Söylediğim sanlara da zaman geçtikten sonra lylediğimin yalan olduğunu izah eteyi vicdanen zaruri hissettim. Konu neydi? ERALP Yine de benim o kojyu burada söylememde bir yarar ak. Bir insan yalan soylerken, yan söylemek zorunda kalırken tek ta olabilecek unsur ulusal gü. A o'.malıdır. Ulusal güvenlik ge•i ile bir insan bazen ters bir şey ğ >ylemek zorunda kaJabilir. Ama her jn "ulusal güvenlik" diyemezsiniz. Sözcüluk goreviniz sırasında bir ından gazelecilerin bilgi talebi, diÎT yandan bakanlığınızıb ketum ayi'anmarıız yolundaki tclepleıi ile arşü&şıyotlunuz. Bu farklı bek!enler arasında sozcu olarak kendininerede konumlandın. ınunuz? ERALK : Ben soyleşinin oaşında izcünün porevini, bakanlıkla basın rasında köpru olmak ştklıııde açıkıd'm. Muhim olan. tabıi, köprunun Siemens'ten Yüksek Teknoloji REMZİ SASCAKTAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle