19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 1987 KÜLTÜR YAŞAM HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ CUMHURİYETJ5 YAYEV DÜN^ASINDA ÎNCELEME ARAŞTTRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Halil Menteşe'nin tarihteki yeri Arar, Hürriyet Vakfı Yayınları, 1986, 254 s. FEROZ AHMAD Son dönem Osmanlı ve çağdaş Türkiye tarihi üzerine yazanlarımız, başvurabilecekleri hayli zengin bir anılar yazınımn varhğından dolayı talihli sayılmalıdır. Talat Paşa'nın, ilk kez 1940'lann ortaJannda ve yakında yeniden yayımlanan anılan ile Hüscyin Cataid V'alçın'ın (siyasî ve edebî) ve Midhat Şükrii Bleda'nın anılan akla ilk gelen örnekler. 1920'lerin başlarmda yazan Cemal Paşa, anılarını kaleme alanlann belki de ilki oldu. lngilizler bu anılan, bazı bölümlerini çıkararak da olsa (!) çevirip yayımlayacak kadar ilginç buldular. Enver Paşa da bazı notlar ve anılar bıraktı. Bunlar Türk Tarih Kurumu'nun arşivinde duruyor ve yayımlamp kamuoyunun yararlanmasına sunulmayı bekliyor. Acaba bu anılan yayımlayacak biri çıkacak mı? Halil Menteşe'nin Antlart, Giriş: tsmail hizmet oldu. Tank Zafer Tunaya'nın magnum opus'u Türkiye'de Siyasal Partiler'i de şimdilik iki cilt halinde yeniden yayımlamak dirayetini gösteren Hürriyet Vakfı'nın, gazete ve dergi sayfalannda çürüyüp giden diğer anılan da yayımlayacağını umanz. Cavid Bey'in anılarına da yeniden can verecek olur ama bundan çok öte bir onemi vardı. O günün kaynaklarını inceleyenler, Menteşe'nin, Komite'nin iç çevresine dahil olan başlıca kişilerden biri olduğunu görürler. tsmail Arar'ın kapsamlı ve aynntılı giriş yazısında da belirtildiği üzere, hukümet üyesi olmadığı zamanlarda bile sık sık kabine toplantılanna katılmış ve önemli kararların alınmasında etkili olmuştur (s.49). Halil Menteşe, 1. Dünya Savaşı'nda Tozlu sayfalarda duranlar Mehmed Cavid'in, kanımca II. Meşrutiyet ve Mütareke dönemleri tarihi için en önemli kaynaklardan birini oluşturan, notlan ve günlüğü, 19431946 tarihü Tanin'lerin tozlu sayfalarında duruyor. Halil Menteşe'nin anılan da bu durumdaydı. Bunlar da Cumhuriyet'te 13 Ekim11 Aralık 1946 tarihleri arasında yayımlanmıştı. Hürriyet Vakfı yazı kurulunun bu anılan bir kitapta toplamayı kararlaştırması günümüz okurlarına büyuk bir "Kitabın başlığı Halil Menteşe'nin tttihat ve Terakki hareketinde oynadığı önemli, belki de kritik rolü tam olarak yansıtmıyor. Menteşe, elbette ki, Meclisi Mebusan Reisi idi, ama bundan çok öte bir önemi vardı. O günün kaynaklarını inceleyenler, Menteşe'nin, Komite'nin iç çevresine dahil olan başlıca kişilerden biri olduğunu görürler" larsa, çağdaş Türkiye üzerine çalışan tüm tarihçiler kendilerine ebediyen borçlu kalacaktır. Elimizdeki kitabın başlığı Halil Menteşe'nin tttihat ve Terakki hareketinde oynadığı önemli, belki de kritik rolü tam olarak yansıtmıyor. Menteşe, elbette ki, "Meclisi Mebusan Reisi" idi, dışişleri ve adalet bakanhklannda bulundu. Kendi ifadesine göre, adalet bakanlığına özellikle Osmanlı medenî kanununu modemleştirmek, yani laikleştirmek göreviyle getirildi. Halil Bey'in anılarını daha kapsamlı olarak yazmamış oluşu üzücüdür. Ama bunu o döne min siyasilerinin pek a n yapmıştır. tttihat ve Terakki'nin Umumî Kâtibi Midhat Şükrü Bleda'nın anılan (İmparatoriuğun Çöküşü, İstanbul 1979) daha da az kapsamlıdır. Oysa Bleda komitenin iç işleyişi hakkında bize daha ayrıntılı bilgiler sağlayabilirdi. Halil Bey'in anılan notlar halindedir. Olaylardan çok sonra, zamanında alınmış notlara dayanmaksızın, hafızada kaldığı kadarıyla kaleme alınmış olmaları nedeniyle, zaman zaman hataları içerir. Yine de yazdıkları çağdaş Türkiye'nin hayatî ve kanşık bir dönemini anlamamıza yardımcı olınası açısından önem taşıyor. Menteşe'nin anılan İsmail Arar'ın sunuş yazısıyla daha da önem kazanıyor. Bu sunuş, gerçekte yüz sayfayı aşan; Halil Bey'in yaşamını ve siyasal kariyerini tarihsel bir perspektife oturtan uzun bir deneme niteliğinde. İyi belgelenmiş olan deneme, dönemin araştırılması açısından da yararlı bir kaynak oluşturuyor. Sayın Arar'ı, kuşkusuz severek yaptığı bu çalışmaya ayırdığı zaman ve enerji için kutlamak gerekiyor. Ne yazık ki her zaman hak ettikleri ilgiyle karşılanmayan bu tür öncü çalışmaları sürdüreceğini umanz. Dankwart Rustow ile birlikte yazdığımız bir makale konusunda yapmış olduğu eleştiriler ve bazı Osmanlı mebusları hakkında sağJadığı bilgiler için kendisine teşekkür borçluyum. Tarih araştırmalarının ancak bu tür eleştirilerle adım adım ilerleyeceğine inanıyorum. • Prof. Feroz Ahmad, ABD'de University of MassachusettsBoston'da öğretim uyesidir. KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK g onunla, bv çınarın dıbındti Once.yanijona ctvrduk. ftd thk b Clmalıydt ama . vtançta cıfff kocekl(rı kGfluycrdv Karıncalar, kccomar* bıf puı pifi ctunv, l 3d#' / zakh Itır&hnlarak aldm* to kâyi nend,l vardı.. " ılerdt de aanm bir bi\eV<Ctb biei Ctobvi b,ieim, <pnın4a ne bir aazcz kapaâı mledim..$cnra vtım sore d parlauan 7 teltdım VÛ ara. Omzumâa Wtî Mı» $ k vrktlT bv\mwordv f\ ih yıldızlar farlıyordo... Kuçukfiyt. /(u îamanyolu ve çeşıflı yıldn kumeleri İOnraMerhur, $onra Sonra. PİKNİK PİYALE MADRA BAZI ÎÇfNE ATTKSI KESİN/ Türkiye'nin ekonometrik modeli Erean Uygur, SESKFCIC Econometric Model of the Turkish Ecpnomy (Türk Ekonomisi SESRTCIC Ekonometrik Modeli), îslam Konfe'ransı Üye Ülkeleri Istatistik, EkonomikSosyal Araştırmalar ve Eğitim Merkezi (SESRTCIC), Ankara 1987, 200+xvııı S. NURİ YILDIRIM 1930'larda Tinbergen'in öncülüğüyle başlayan ekonometrik model çalışmalan 1950'lerden itibaren Batıda büyük bir yaygınlığa ulaştı. Karmaşık ekonomik sistemin basit bir temsilinden ibaret olan ekonometrik modeller, bize, ekonominin yapısal analizini yapma, geleceğe yönelik öngörülerde bulunma ve almaşık ekonomik politikalan değerlendirme olanağı verir. Doğal olarak, istatistik veriler zenginleştikçe, hesaplama yöntem ve teknikleri geliştikçe modeller de, temsil ettikleri gerçeklik kadar olmasa da, giderek karmaşık hale gelmektedirler. Bizde ekonometrik model çalışmaları 1960'ların ikinci yansında (T. Bulutay'm 1967'de yaptığı bir çalışma ile) başladı ve 1980 sonrasında üniversite dışındaki kurumların (ilginçtir!) mali desteğiyle önemli bir yaygınlığa ulaştı. F. Yağcı'nın TSKB (1982 ve 1983), S. Özmucur'un TÜStAD (1984 ve 1986) ve İ). Şenesen'in İTO (1986) için yaptıkları ekonometrik modellerin ardından Dr. Ercan Uygur'un iki yıldan beri SESRTCIC için hazırlamakta olduğu model yayımlandı. Modelin değerlendirilmesine geçmeden, Uygur'un, YÖK çevrelerinin ve onlann ardındaki güçlerin ilk boy hedefini oluşturan (ve tabii kapatılan) Profesör Tuncer Bulutay'm Ekonometri Kürsüsünun bir mensubu olduğunu da belirtelim. runda kalmış. 24 gözlem sayısına sahip (196184) modelin temel özelliğini, kanımca, sağlam bir iktisat teorisi bilgisi üzerine inşa edilmiş olması oluşturuyor. İktisat teorisindeki yeni gelişmeler modele yansıtılmış, özellikle Keynesçi, Parasalcı ve Rasyonel Davranışçı yaklaşımlara ait tezler gerek model denklemlerinin kuruluşunda gerekse sonuçların yorumlanışında buyük bir dikkatle göz önüne alınmış." Uygur'un modelinin bir diğer önemli özelliği, (diğerlerine göre üstünlüğü) tahmin yöntemi olarak hem tek denklem (basit ve genelyönelik öngörülerin (tahmin) ne derecede doğru çıktığı ile. Bunlardan ilkine modelin taklit ya da benzetim (expost simulation) performansı diyoruz. Uygur'un modeli gerek taklit performanM bakımından, gerekse 1986 için yapılan "exante" tahminler açısından son derecede başarılıdır. Örneğin, GSMH deflatörünün V«33 olarak gerçekleşen yıllık artış hızını Uygur <Fo33.5 ve 32.9 (iki ayn yöntemle yapılmış iki ayrı tahmin); ^o7.9 olarak gerçekleşen büyüme hızını Vo6.7 ve 6.6; %11.6 olarak gerçekleşen toplam reel yaünm artışıru <7oll.7 ve 11.6; Vo6.3 olarak gerçekleşen ihracat değişme hızını %1.6 ve 3.7 (yükselme sürecinden azalmaya geçişi tahmin önemli bir başarıdır); °7o31 olarak gerçekleşen ıiolar dcğer art:ş!n: Tu31.7 ve 31.3 şeklinde tahmin etmiştir. Yine, devlet gelirleri, para arzı, cari donemli büyüme için ihracat artışları zorunludur. iii) Parasal değişkenler sektörel uretimleri tüketim ve yatınm gibi talep unsurları aracıhğıyla dolaylı bir şekilde etkilemektedirler. iv) Fiyat artışlannda maliyet faktörlerinin rolü aşırı talep faktöründen daha önemli çıkmaktadir. Dolayısıyla enflasyonla mücadelede maliyet unsurları üzerinde durmak daha başarılı sonuçlar verecek tir. Bu arada, maliyet unsurları arasında en az enflasyonist etki yaratan faktör, ücretlerdir. Ücretlerdeki °lo\ artış sanayi ürünleri fi>ratlarında sadece VoO.l (binde bir)'lik bir artış yaratmaktadır. v) 1982'den beri azalma sürecine giren reel doğrudan vergiler (gelir ve kurumlar vergisi) 1987'de de azalmaya devam edecektir. Bu, önemli bir enflasyon kaynağı teşkil etmektedir. vi) Döviz kuru ayarlamalan (devalüasyon) ile sağlanacak ihracat artışları geçici olmak zorundadır. Devaluasyonla yaratılan etki iki yıl içinde yok oluyor. vii) Yatırım mallan ithalatı uzun dönemli buyümede hayati bir rol oynuyor. Dolayısıyla, ithalat yapabilmek için ihracatın geliştirilmesi zorunludur. viii) Reel kamu yatırımları büyüme hızını fazla etkilemiyor. Bir birimlik kamu yatırımı ABD'de 2 birimin üzerinde gelir yaratırken, bizde bu katsayı 1.16 1.26 civarında çıkıyor. Son olarak faiz politikası ile ilgili tartışmaya açıklık getirebilecek bir noktaya değinelim. Uygur'un dinamik çarpan katsayıları analizinden şunu öğreniyoruz: Eğer ele alınan dönemde her bir yılın iskonto faiz haddi (dolayısıyla tasarruf mevduatı faizleri) %10 daha düşük belirlenseydi, bu duşüş, GSMH, ihracat ve ithalatı azaltıcı enflasyon ve döviz kuru değerini arttırıcı yönde etki yaratacaktı. Yıllar itibarıyla giderek artan bu etkiler 1985'de şu duzeye ulaşacaktı: Faiz hadlerinde %1 puanlık bir azalma enflasyon hızında %0.5'lik, doların değerinde %0.6'lık bir artışa, GSMH'de %0.15'lik, ihracatta 6773 milyon dolarlık ve ithalatta ise 7780 milyon dolarlık bir azalmaya neden olacaktır. • Doç. Dr. Nuri Yıldırım S.B.F. eski oğretım uyesidir. HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEIS :J?, arolannda vz'jn uzun Bo tart!$wo!cnn 5onu<u /</ ö f v r ' 9 r ^ ç'fct' • ' /»çik: YEşiaırje v? «?yy /EŞiaE/? . j azıniık ÇA6QA$ AQK YEŞil ^rt//>y ^ bitmöi.. kopan muhaiif frir mFTÎlER, FiLÎZİLER CAMeo&EKLERf ve AiMiMGAKLAf?.. Âmo tvîünmc y'na de b>iLvcm:$ti KOYU İES'UER ;5<Z cförd<z W^4^ 3 fi^^t//)ş^ StSRTCIC ECONOMETRİC MODEL ofthe aİ (bc kbMİr Co»l*f*mce 1930'larda Tinbergen'in öncülüğüyle başlayan ekonometrik model çalışmaları, 1950'lerden itibaren Batıda büyük bir yaygınlığa ulaştı. Karmaşık ekonomik sistemin basit bir temsilinden ibaret olan ekonometrik modeller bize, ekonominin yapısal analizini yapma, geleceğe yönelik öngörülerde bulunma ve almaşık ekonomik politikalan değerlendirme olanağım veriyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Uygur'un modeli Uygur'un modeli 20 davranışsal denkleme, 20 özdeşliğe, 40 içsel, 42 dışsal ve 16 gecikmeli içsel değişkene sahip, dinamik, eşanlı, doğmsalolmayan (değişkenler bakımından), orta büyuklükte bir model. Bizde istatistik serilerin büyuk bir kısmıyla ilgili olarak aylık ya da üç aylık (çeyrek yıllık) veri bulunamadığı için Uygur da diğer modellerde olduğu gibi yıllık veri kullanmak zo leştirilmiş en küçük kareler) hem de sistem tahmin yöntemi 3aşamalı doğrusal olmayan en küçük kareler ve görünüşte ilişkisiz regresyon kullanmış olması. Gözlem sayısımn diğer modellere göre biraz daha fazla olması Uygur modelinin bir başka avantajını oluşturuyor. Bir ekonometrik modelin başarısını genellikle iki şeyle ölçeriz: Birincisi, değişkenlerin geçmiş yıl (gerçek) değerleri ile modelden elde edilen değerlerinin birbirlerinden çok farkh olup olmadıkları ve özellikle serilerin oluşturduklan eğrilerin dönüm noktalannın tahmin edilip edilemediği ile; ikincisi de geleceğe GSMH gibi değişkenlere ait 1986 artış hızlarını da, model, %34 puan farkla öngörebilmiştir. Ulaşılan sonuçlar Senaryo analizi ve dinamik çarpan katsayıları aracılığı ile farkh ekonomik politikaların seçilen içsel değişkenler üzerindeki etkilerinin de incelendiği modelde ulaşılan sonuçlardan bazıları şöyle ozetlenebilir: i) lmalat sanayii ve hizmetler sektörünün üretimlerini belirleyen faktörler arasında sehirleşme önemli bir yer tutmaktadır. ii) Sektörel uretimler iç talebe daha çok duy'arlı gözükmektedir, ancak uzun AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN Kısa Kısa bir Türkiye Tarihi dizisi yayımlıyor. Geçen haftalarda basılan ilk cilt, Halil Berktay'ın "Osmanlı Devletinin Yükselişine Kadar Türklerin Iktisadi ve Toplumsal Tarihi," Ümit Hassan'ın "Osmanlılık Öncesinde Türklerin Kültür Kökenlerine bir Bakış" ve .Ajla Ödekan'ın Osmanlı öncesi Türk "Mimarlık ve Sanat Tarihi" konulu katkılarından oluşuyor. Dört ciltte tamamlanacak olan Türkiye Tarihi'nin ikinci cildi 12991600 arasını, üçuncü cildi 16001908 arasını, sonuncu cildi de 19081980 dönemini kapsayacak. Mehmet R Gültekin/LAtKLİCİN NERESİNDEYİZ, Öğretmen Yayınları, Ocak 1987, 296 s. Mehmet. B. Gültekin'in kitabı dini canlanmanın nedenleri, tslamiyet ve devlet, Atatürk ve din, Türkiye'de din ve bilim, v.b. konuları inceleyen makaleleri bir araya getiriyor. Kitaba yazdığı onsözde Doğu Perinçek, Gültekin'in çalışması için, "Türkiye 1 de çağdaşlaşma sorununu kapsamb bir dünya görüşü açısından inceliyor ve bir tarih teörisine oturtuyor" diyor. Faik Başbuğ/24 OCAK YARGILANIYOR Tekin Yayınevi, Mayıs 1987, 501 s. İktisatçı Faik Başbuğ'un yeni kitabı, 24 Ocak'ın Ekonomi Politiği: 24 Ocak Yargılanıyor (İcraatın Dışından) başhğını taşıyor. Başbuğ, 24 Ocak Kararlannın alınmalanndan bu yana geçen dönemde ekonomik ve toplumsal hayatımıza yaptığı çeşitli etkilere değgin izlenim ve yorumlarını, bir "anıgünlük yaklaşımı" içinde kaleme almış. Son yedi yılın ekonomik olayları, yüz elliyi aşkm bağımsız yazıda ele alınıyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAıS 1821'DE 8U6ÜN,ÜULÜ ALMAAJ YAZAR V€ MÜZHtÇ.rSİ BRUST THeOPOK AMADeüS UOPFMAHN 46 V4fflVDA ÖLOÜ. KJSACA MOPFMAA//V £ . W , Dır£ ANIiAU SA NATÇI, ALMAN £OMANTİZMİ 'NİN ÖM6İUILI TEMSİL ciLBeiMDefJDi. MozAfir ve BEETHoveN'e BUYÜK HAYRArVUĞl t/A/SCV VE ZAMANIA1DA Mü<2« £t£fOLARAK. ÇOK ÜNUİYOÜ. 1808'De, BAMESTirSA£ MÜZİK PeV/SUĞÜNE ET KfLM/Ş, BU AKAPA 8ESTEL£/Z>. YAPMffn'. AMA, HOFFMAAJM '/N A£tL YE71EMEĞİ, DÜŞ GÜCÜME DAYANAN POĞAÛSTÜ ÖYKJÛLER. YAZAnADAtd BAŞA RlSfYPf. BU 7ZJ/eÜM USTASf SAYfLAN EDGAeAUAN POE BİLE, ONPAN ÇOK £TK/L£AtMİfp. BİR. YAPtTI DA, 8ESTEC1 OFFENBACtf'A EU ÖNEMLİ OPESETİ OLAM "HOFFAAANN'lMMA£AUAR/"w ıLMAM YEK£CEKrİ. 25 Haziran OfftnbacU NOFFMANN £.7. A. K.ABAR CUMHLRtYET KİTAP KULÜBİPNDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KÎTAPLARI DENEMEtNCELEMEBELGEANI 26.5.198723.6.1987 Sıra: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kod: 011031 021270 027066 027034 152 396 117 204 027.070 087055 027052 002 306 Krtabın Adı, Yızan: Kadının Adı Tok / taygu Asena Gulunun SoMuğa AJcşam / Erdal Öz insan Sıcağı I Dr. Ental Atabek Duşunuyortım öyteyse Vunın / ilhan Selçuk Tatıh* Yasarken YAalanHk / Ha$M Camal Kabıta / Uğur Munctı Yasakh / Mehmet Başaran idam Geccsi Amları / HaHt Çetank OnikiVen Otrikl'ye Türkiye / All Slrmen Satktm Salkım Asılacak Mamlar / Aztz Nesln Rfatı: 17502000800100025003150r120017001100 850 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Avrupa sulhu yeniden tehlikeye girdi Londra 24 (Hususi) tspanyaya karşı zecri tedbirler alınmıyacağına dair Alman Hariciye Nazın Baron von Neuraht tarafmdan verilen 25 Haziran 1937 göre, yedi harb gemisinden mürekkeb bir Alman filosu bu akşam Cebelütarık Boğazmdan geçerek şarka doğru yoluna devam etmiştir. fngiltere Hariciye Nazırı M. Eden bugün Alman elçisi von Ribbentropu kabul ederek 19371987 tahammülün bir hududu olduğunu hatırlatmış ve İspanyol meselesinde tngilterenin Fransa ile tamamen hemfıkir olduğunu sarahatle bildirmiştir. Alman elçisi bu mülakattan sonra Berline hareket etmiştir. BerktayHassanÖdekan / OSMANLI DEVLETİNE KADAR TÜRKLER, Cem Yayınevi, İstanbul 1987, 520 s. Cem Yayınevi, yayın yönetmenliğini Sina Akşin'in vaptığı teminata rağmen Alman donanmasının İspanyol sularında toplanması üzerine, Ingiliz filosu İspanyol hükümetine müzaheret elmek üzere Valensiyaya harekel etmek emrini almıştır. Cebelütarıktan bildirüdiğine
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle