19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 1987 CUMHURÎYET/13 Macaristan Başbakan Lazar görevden alındı DçHaberier Servisi Macaristan'da dün gerçekleştirilen hükümet değişikliğiyle Başbakan Gyorgy Lazar görevden alınarak, yerine Karl Groş geLazar tirildi. 76 yaşındaki Karl Groş'un özellikle ekonomik konularda çok tecrübeli bir lider olduğu ifade edildi. Yabancı haber ajansları, Groş'un, Macaristan Komünist Partisi lideri Yanoş Kadar'ın da en yakın halefı olduğunu kaydediyorlar. Trankfurt'ta Türklere adil davrandıyor' tstanbul Haber Servisi Frankfurt Belediye Başkam Dr. Hans Jiirgen Moog, dün Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'a nezaket ziyaretinde bulundu. Istanbul'da bu kadar yoğun bir yeşille karşılaşmayı ummadığını kaydeden Dr. Moog, Frankfurt'ta yaşayan Türklere her zaman adil davrandığını da söyledi. Dalan'a Frankfurt'ta yapılmış bir vazo armağan eden Dr. Moog, Haliç konusunda başarılar diledi. öte yandan, Anakent Belediyesi'nce düzenlenen tşçiIşveren llişkileri Semineri'nin birinci bölümü sona erdi. Dalan, ilk grubun sertifıkalannın verildiği törende yaptığı konuşmada, "Kimse belediyeleri para içinde o>nuyor zannetmesin. Eğer öyle olsaydı, dövizle dış borç peşinde koşmaz, dışanda kredi aramazdık" dedi. Dalan Yasası yürüriüğe girdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Belediyelerin istemleri doğrultusunda büyük ölçüde değişikliğe uğratılan 2863 sayılı Kultur ve Tabtat Varlıklarını Koruma Yasası, dün Resmi Gazete'de yayımlanan yeni şekliyle yürürluğe girdi. Yasanın yürüriüğe girmesinden sonra yapılan değişiklikleri savunan Kultur ve Turizm Bakanı Mcsut Yılmaz, "Yeni yasayla haksızlıklann önleneceğini ve daha süratli karar alınacagını" belirterek, "Belediyelere ilk kez yerel koruma kurullanna iştirak imkânı getirildi. Yetkinin mahalli kurullara kaydınlması ile kuruliann mahallinde tetkik yapma imkânlarına sahip olmaian sağlandı. Karar >elkisinin belediyelerin eline geçmesi söz konıısu degil" dedi. Pandanın yavrusuna büyük özen fVashington 'daki Smithsonian Hayvanat BahçesVndeki sevimli panda LingLingHn bebeği oldu. Hayvanat bahçesi personelini sevince boğan 100 gram ağırhğındaki yavrunun dnsiyetinin belirlenemediği, ancak anne ve yavrunun sağlıklarının yerinde olduğu bildiriliyor. 1972 yılında ABD ile diplomatik ilişki kurulması münasebetiyle Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti tarafından zamanın ABD Başkanı Richard Nvcon'a hediye edilen LingLing ve eşi HsingHsing, 10 yıl boyunca birbirlerine yaklaşmamışlar, ancak herkesin umudunu kaybettiği bir zamanda LingLingHn bir yavrusu olmuştu. 1983'te doğan bu yavru kısa süre sonra zatürreeden ölmüs ve LingLing, bir yıl sonra da ölü bir yavru doğurmuştu. Hayvanat bahçesi yetkilileri, bu defaki yavrunun yaşamasından umutlu olduklannı söylüyorlar. Dünyada doğal ortam olarak sadece Çinin ıssız bölgelerinde yaşayan çok az sayıdaki pandalann erkeklerindeki kronik sperm yetersizliği nedeniyle, bu hayvan türünün bir zaman sonra yeryüzünden kalkmasmdan endişe edildiği için, her panda yavrusunun doğumu büyük sevinç uyandınyor.. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği bıırs veriyor Haber Merkezi Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği, 198788 öğretim yılı ÖSYM sınavında fen ve mühendislik ile iktisat ve sosyal bilirrüerde en yüksek puaru alıp Boğaziçi Üniversitesi'ni tercih ederek kayıt yaptıran iki öğrenciye burs veriyor. Burs, öğrencilerin BÜ'deki eğitinı süresince ve öğrencilerin başarı durumları devam ettiği takdirde geçerli olup, aylık olarak her öğrenciye 100.000 TL'yi ve öğrenim harçlarını kapsamakta. Frankfurt Belediye Başkanı Dr. Hans Jiirgen (sağda), tstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalarii ziyaret ederek Haliç konusunda başanlar diledi (Fotoğraf: SERPÎL GÜNDÜZ) HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı 1. Sayfada) ner ve Halil Şıvpn da katüdılar. Mustafa Taşar ise çağnlmasına karşın toplantıya gelmedi. Içişleri Bakanı Yüdınm Akbulul ile Devlet Bakanı Ahmet Kareevb de Mardin'deki olay(Baştarafı 1. Sayfada) lar hakkında bilgi verdiler. Özal'ın yeni genel merkez bınasına ilk kez geTüztik çalışmalan da yine parlişi nedeniyle kurban kesildi. ti içindekı gerekli ve gereksiz tartışmalann gölgesinde kalmıştır. ANAP Başkanlık Divanı'nın yakAncak en iyiprogramlann ve laşık 4 saat süren toplantısınJan sonra bir açıklama yapan Özal, toplantüzüklerin bUe kötü yönetilen bir tıda referandum konusunun değerpartinin elinde işe yaramadığı, lendirildiğini \e referandum kampanyakın geçmişteki çarpıcı deneylerle anlaşılmıştır. Bu nedenle ya yası sırasında halka konuyu butün yönleriyle anlatmaya çalısacaklarını nn başlayacak kurultayda beliraktardı. özal, "Bu bir secim değilleyici gündem maddesini dir. S«çimle alakâsı >ok(ur. Evel deSHP'nin yeni yönetiminin seçil•irse eski parti liderleri yasak surcsi mesinde arayanlar bir bakıma bitmeden siyasete donmüş olurlar" haklı sayılabilirler. dedi. SHP'nin doruğuna hem tartışSeçimlerle referandumun birbirimalı hem tartışmasız biryöneliş ne karıştırılmaması karannı verdiklerini söyleyen özal, sözlerini şöyle görülüyor. Genel Başkan Erdal sürdTürdü: Inönü'nün liderlik yeteneği tar"Önümuzdeki devre içinde eylül tışılıyor; ama Erdal tnönü'nun ayına kadar bir erken secim karan birleştirici kimliği nedeniyle gemevzubahis değildir. Bir referandum nel başkanlığı tartışümıyor. Bu sonucuna gore de erken seçim karaikilem, ilk bakışta yadırgansa bin mevzubahis değildir. Hayır da çıkle, çözümü ancak zaman içinde sa, r»el de çıksa erken secim karanyolanak kazanacaktır. b bağlı olmaz. Önemli olan erken sePartinin MKYK'sine dönük çim karannın iktidann lehine olmasıdır. Arkadaşlanm bana halkın ereleştiriler ise artık bir değişikük ken seçimi istemediğini so>lediler. gerekçesi yaratacak yoğunluktaDemek ki halk iktidan isti>or. Refedır. Bu nedenle yönetim biçiminrandumdan sonra ne olur bilmem. de yapılacak değişiklikle Her geçen gün iktidan daha da guçMKYK'nin sayısal olarak büyülendiriyor. Seçim zamanında da olatülmesi; geniş bir karar kurulu ile büir." küçük bir yönetim kurulunun Meclisin eski Meclislere oranla daayrt ayrı oluşturulması beklenha iyi çalıştığını söyleyen özal, milmektedir. Bu yaklaşım SHP'nin letvekillerinin parti değistirmelerine içindeki ağırlıklı kişilerm bir arailişkin anayasanın 84. maddesinin ya getihlmesinde yararlı olabilir. gündeme getirilmesine zaman buluBununla birlikte sorumluluğun namadığını kaydederek. "Eylül ayınyine de genel başkanda ve yöneda Uk olarak bunu gundeme getiretim kurulunda olacağı unutulcegiz. Bu meseleyi de anayasanın ismamahdır. tedigi şekilde çözecegiz" dedi. Özal, Içışleri Bakanı Yüdırım AkSHP kurultayı, kuşkusuz örbulut'un Mardin'deki olayla ilgili bilgütün kendi içindeki kararlarmı gi verdiğini belirterek, "tlgililerin içerecektir; temelde belirleyici olayda tedbirsizligi var mı, yok mu son kararı ise yakınlaşan genel ona bakacagız" dedi. seçimlerde halk verecektir. EVREN VE NATO Ne var ki bütün partiler için Başbakan Turgut özal, Cumhurgeçerli sayılan bu kuralı, başkanı Kenan Evren'in NATO'ya SHP'nin içinde bugün anımsailişkin sozlennin anımsatılması üzeyanlarm pek az olduğu izlenrine önce "Bu konular dışan yapılan mektedir. SHPseçimli tüzük ve Bİtaplardır. Ben de bir yabancı TV kuruluşuyta görüşerek dışan hitap e(program kurultayma her yiğit tim. Söylediklerim Cumhurbaşkanıgönlünde bir aslanla katılıyor. nın söylediklerinden çok farklı Bu yiğitlerin gönüllerindeki biideğildir dedi. Basın mensuplarının tun aslanları doyurmak olanakısran üzerine özal, "ÎVATO'daki ban sızdır. müttefiklerimizin tutumlannı daha •çıklıfa kavuşturmalan gereklidir. * • * tngiltere, Almanya ya da Fransa hukiimeti olarak Avrupa Pariamentosu'nua bu karannı onaylıyor musunuz diye sordum" biçiminde konuş(Baştarafı 1. Sayfada) tu. Özal, Avrupa Parlamentosu'nun yaşamalanna yetecek bir ücret değilkararinda terörii teşvik eden nitelikdir. Biz bundan da vazgeçtik, onlann günlük ihtiyaçlanna yetecelc bir ücret olsaydı bari. Bu ücret hükümet ve işveren diyaloğu ile oluştu. tşçinin sesine pek kulak verilmedi. Asgari (Baştarafı 1. Sayfada) ücret hiç olmazsa 100 bin lira olrnakalıyor. lıydı. Bu sartlarda ancak bu ücret bir Türklş'in Asgari Ucret Komisyosüre idare eder. nu'ndaki heyetinin sözcüsü Mustafa Petrolİş Genel Başkanı Cevdet BaşogİB, saptanan rakamın günün Sdvi: Ev kirasınm; gecekondu kirakoşullanna göre yetersiz olduğunu sının 30 bin lira olduğu bir ülkede, belirterek, karara kaulmadıklarını etin 3 bin liraya çıktığı bir ortamda söyledi. Başoğlu komisyonun daha bir çift ayakkabının 20 bin liraya dahi sık aralıklarla toplanması için çalışahnamadığı bir ortamda asgari ücma yapılmasını da istedi. retin 74 bin lira olarak belirlenmesi Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakatespitini anlamak mumkün değil. Allah asgari ücretle geçinene yardırn et nı Mükerrem laşçıoğlu saptanan ilkelere göre yapılan hesaplar sonucu sin. asgari ücretin 67.570 lira olarak ortaya çıktığını, buna haziran ayının Türk Harbİş Genel Başkanı Keolabilecek artışırun da eklenerek nan Dunıkan: Asgari ücretle çalışan69.158 liranın bulunduğunu açıkladı. lar sefaletten kurtulamayacaklardır. Özel sektörün yüzde 80'i bu ücretle TİSK sözcüsü Nlhat Yüksel de biişçi çahstırmaktadır. Ele geçecek 74 limsel verilere dayanılarak bulunan bin 250 brüt, 49 bin 94 lira net ücilk rakam olan 67.500 lirayı gerçek retle Türkiye'nin herhangi bir yerin asgari ücret olarak kabul ettiklerini, de bekâr ya da evli bir kişi hem ev ancak bir sonuca varüması için hükirası verecek, diğer günler de yeme kümetin önerdiği 74^50 lirayı onayve diğer ihtiyaçlannı giderecek. Bu ladikJannı belirtti. parayla bu imkânsızdır. Bu ancak yıTürklş Başkanı Şevkel Yümaz, lın 12 ayı oruç tutmakla mümkün Bursa'da katıldığı Teksif Başkanlar olabilir. Bu ücreti tespit edenler, bu Kurulu toplantısına birkaç kez ara parayla nasıl yaşanacağıru bilmeyen vererek, çahşmalanna devam etmekte lerdir. Normalde 4 kişilik bir ailenin olan Asgari Ücret Komisyonu'ndan hesabı yapılarak asgari ücretin en az kendisine bilgi veren Mustafa Başoğ100 bin liranın altmda olmaması f?e lu Ue görüştü. Arada göruşmelerin rekir. gerginleşmesi üzerine Ankara'j'a gitmek üzere Bursa'daki toplantıdan Demiryoltş Gend Başkanı Meh ayrıldı. met Acıdereli: 74 bin 250 lira asgari ücret, bugünkü sartlarda iyi bir raOzal'ın hesabına göre kam değildir. 30 Eylül 1985 günü Sagerileme var yın Başbakan 'tcraatın tçinden' programında yaptığı bir konuşmada, 41 Çahşma Bakanı ve TlSK'in açıkbin 400 lıralık asgari ücretle neler alılamalarına göre eski asgari ücretin nabileceğini saymıştı. 46 kilo et, 1774 satın alma gücune göre, yeni asgari yumurta vb. Ancak, bugün yeni ücretin satın alma gücünde olumlu tespit edilen asgari ücretle,74 bin 250 bir artış var. Ancak Başbakan Turlirayla bunların hiçbirisi alınamaz. gut özal'ın hesabına göre yeni asgaYeni asgari ücretle 2 yıl daha geriye ri ücretin yürüriüğe girerkenki satın gittik. alma gücü, eski asgari ücretin yürürlüğe ginügi tarihtekinin çok altında. Tezkooptş Genel Başkanı Kenan Başbakan Turgut özal 30 Eylül Giirböz: Bu enflasyon karşısında bu 1985 tarihli "lcraatın tçinden" progücret yeterli değildir. 100 bin liran.n ranunda 1 Ekim 1985 tarihinde yüaltında bir asgari ücret işçilerin ve dirürlüğe girecek brüt 41.400 lira olan ğer çalışanlann insanca yaşaması için bugünkü asgari Ücretle çalısan bir işyetmeyecektir. Yeni belirlenen asgari ücret, 23 ay ancak idare eder. 6 ay çinin 314 kilo ekmek, 46 kilo et, 157 litre süt, 1722 adet yumurta, 50 kilo sonra bu ücret yeniden tartışılmaya beyaz peynir satın alabileceğini ilan başlanır. Yeni belirlenen ücret köklu bir çözüm getirmemektedir. Komis etmişti. yonda işçinin sesine de kulak verilNisan 1987fiyatlarıile dahi bir işmeliydi. çinin aynı miktarlarda ekmeği alabil OLAyLAREV Aralıktan önce erken ABDINDAKI Keçeciler: Hurdalar (Baştarafı 1. Sayfada) ferandum sandığının içinde kalacaklardır. Biz de bunun için uğraşacağız" dedi. Anayasadaki geçicı 4. maddenin kendi iktidarlan döneminde konulmadığını ve eski dostlarından hançer yediklenni öne süren Keçeciler, "Anıtkabir'de aziz Atatürk'ün buzunında yüz yuze bakmadıklan Ecevit'le el ele verdiler. Biz onlara hiçbir şe> japmadık. Geçki 4. madde bizim iktidanmız döneminde konulmadı. Biz o zaman soz sahibi olsaydık belki boyle bir karar vermezdik. O ne dedi, benim memurumdu dedi. Sayın genel başkanımız parti kurmadan önce icazetlerini istemiş, kendilerine olan dostlugumuzun göslerisini en güzel şekilde yerine getirmiştir" şeklinde konuştu. ANAP'ın basınla ilişkilerinin duzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Keçeciler, "Fakir fukaranın haklannı. basın hürriyetini kötu>e kullanarak kendilerine kazanç saglamak isteyenlere peşkeş çekmeyiz" dedi. ANAP Yüksek Istişare KuruhTnun ilk toplantısına katılmak üzere Istanbul'a gelen ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler, partüilerle yaptığı toplantıda eski ve yasaklı siyasi liderleri, basını ve diğer siyasi partileri deştirdi. ANAP il binasında yapılan ve yalnız Cumhuriyet muhabirin izlediği toplantıya eski DP ve AP'li siyasiler, belediye başkanlan il ve ilçe örgütleri ile başkanlan katıldı. Yasaklı liderlerin seçimlere gırmelerim kendilerinin engellemediklerini, gecici 4. maddenin de kendi iktidarlan döneminde konutmadığım anlatan Keçeciler, bazı siyasetçilerin yurtdışmda "Türkiye'de demokrasi yoktur, çtinkü biz seçimlere giremedik" şeklinde konuştuklannı söyledi. Keçeciler konuşmasını şöyle surdürdu: "Biz parti olarak referandum karanndan once ger.el merkezde bir hayli duşunduk. Iktidar olduğumuz andan itibaren bizi eleştirmeye başladılar. Bizim elimizde olma>an bir ana>asa maddesi konulmuş. Sizin bu seçimlere katılmamamzı biz istemedik ki. Senin seçimlere katılmama karannı ben vermedim kardeşim. Yapma, Turkiye'yi dışarda şikâyet etmeje hakkın yok. Meydan meydan, köy köy, kasaba kasaba dolaşıyor bizi millete şikâyet ediyoriar. Halbuki biz onlara hiçbir şey >apmadık. Biz o zaman soz sahibi olsaydık belki boyle bir karar vermezdik. Anayasadaki geçici 4. madde biz iktidar olmadan önce konulmuş." Türkiye'nin 12 Eylül'den bu yana nerelere geldiğini ve ANAP iktidarının icraatlarını da anlatan Keçeciler, "eski dostlanmız" diye adlandırdığı siyasilere de seslenerek şöyle konuştu: "Benim şahsi kavgam bir yana demesi gerekirken benim şahsi kavgam onemlidir dedi. Biz binbir zoriukla ograşırken her gun yeni bir hançer yedik. Belki de düşmandan yiyecegimiz hançer bu kadar tesir etmezdi. Ama bunlar eski dostlamnız. Bize her gun laf atıyoriar. Efendim bunlar var ya bunlar çırak. Tecrübemiz fazla degil, ama iyi niyetli insanlanz. Size de zarar vermek niyetinde degiliz. Niçin bize saldınyorsunuz? Ne dedi, "O benim memurumdu' dedi. Sayın genel başkanımız çıktı, büyük bir olgunlukla 'Evet ben onun müşteşanydım' dedB." Keçeciler, Başbakan Turgut özal'ın parti kurmadan önce 'icazet' aldığım da belinerek "Sa>ın genel başkanımız konse> hukumetinde gorev almadan once ulaşmak suretiyle icazetlerini istemiş. Kendilerine olan dostlugumuzun gösterisini en güzel şekilde yerine getirmiştir. Sayın genel başkanımız parti kurmadan önce 'Siyasi parti kurmak istiyoruz. Ne dersiniz? Bize yardım edin, beraber olalım, birlikte hareket edelim' dedi. Ama o kendisinden bu kadar geçri ki, dün Anıtkabir'de aziz Atatürk'ün huzunında yuz yüze bakmadıklan Ecevit'le el ele verdiler. Birisi kasketini aldı, birisi fötriınü aldı beraber meydan meydan dolaşblar. Madem bu arkadaşlar banşabiliyorlardı. konuşabilijorlardı, bir araja gdebiliyorlardı 5 bin insaiusur olmeden, 35 bin insanunız yaralanmadan bir araya gelseler ne oıurdu?" dedi. Referandumla ilgili olarak, "!nşallah bu hurda siyasetçiler 7 eylül sabahı referandum sandıgı içinde kalacaklardır" şekünde konuşan Keçeciler şöyle konuştu: "Eğer bir insan kendi nefsinin kavgasım yapıyorsa, yüce idealleri bir kenara bıralayorsa, o insanın vereceği hizmetten, mucadeleden bu memiekete hayır gelmez. Bu memlekette hiç kimsenin beşikten mezara kadar siyaset yapma hakkı yoktur. Turkiye'yi tekrar eski gunlere dondürmenin vebal ve sorumlulugunu bir zaman sırtımızda taşıyamazdık. Çok ağır bir vebaldir. Bu vebali biz millete yükledik. Şimdi karar milletindir. tnşallah bu hurda siyasetçiler 7 Eylul sabahı referandum sandığının içinde kalacaklardır. Bizde bunun için uğraşacagız." ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Keçeciler, basına haber verilmeyen toplantıda oldukça uzun süren konuşmasının son bölumünde basını eleştirdi. Muhalefet partilerinin görüşlerine yer verdikleri için basına sert bir dille catan Keçeciler, "Basın organlan yapüannı değiştirmedikleri müddetçe bizim onlarla münasebelimizi düzeltmemiz mümkün değildir" dedi. GERÇEK te bölücülerle ilgili pasajlar olduğunu kaydederek, "Sanki arada bir ibşki varmış intibaını veriyor. Karann alınmasmdan hemen sonra Pınarcık'taki olay meydana geldi" dedi. Birçok ulkenin terörle ciddi bir mücadeleye girmediklerini kaydeden Özal, terörü destekleyen kararlann karşısına çıkılmadığı sürece terörün tüm ülkelerin sorunu olmaya devam edeceğini kaydetti. özal, bir soru üzerine, "NATO'dan falan çıkmamız söz konusu de^il" dedi. Özal, Iran'dan gönderilen bazı yayınlarda Ataturk aleyhine iddialar bulunduğunun anımsatılmasından sonra, "Iran Başbakanı ile radyotelevizyonlann birbiri aleyhine yajın yapmamasında mutabık kaldık. Ama basına müdahale edemeyiz" dedi. Özal, emniyet guçlerinin bu tür faaliyetleri önlemeye devam edeceğini belirterek, sözlerini "Netice alamazlar. Biz bu konuda her zaman uyanıgız" diye surdurdü. özal, hükümet değişiküği konusunu basın mensuplarının ortaya attıgını söyleyerek. "Hükümet degişikliği planlanan bir iş değil, olursa da hiç haberiniz olmaz" dedi. Başbakan Özal, DYP'nin TBMM'de referandum kararı alınmasmdan sonra Anayasa Mahkemesi'ne gıtmesini "fevkalade apotitik ve yanlış bir karar" olarak niteledi. Eski liderlerin iddialanna cevap vermeyeceğini dile getiren Ozal, "Referandum bir Özal meselesi degil. Onlar devamlı olarak eski usul ile bize çamur atabilirler. Ama bizim bunlarla kaybedecegimiz vaktimiz yok" dedi. özal, gezi programırun önumüzdeki günlerde belli olacagını, 5 temmuzda Kırkpınar'a, aynca GümüşovaGerede arası otoyolunun temel atma törenlerine katılacağını söyledi. UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM ANAP'ın 'hayır' taktikleri (Baştarafı 1. Sayfada) konusu göruşüldu. Buna göre, otobüslerle, TIR'larla, broşürlerle, belediyelerden almacak mahalle haritalanyla özel olarak hazırlanacak ses bantlanyla kahve toplantıları ve aralannda eski DP"li, AP'li siyasilerin bulunduğu gruplarla, bastırılacak binlerce broşürle partinin görüşleri anlatılacak. Referandum karannın almmasıyla birlikte, ANAP'ta parti içi çalışmalar hızlandı. Bir toplantı nedeniyle Isunbul'a gelen ANAP Genel Başkan Başyard:mcısı Mehmet Keçeciler, yaptığı açıklamada yapılacak çalışmalan anlattı. Keçeciler, lstanbul'da geçen belediye seçimlerinde, il örgütünün "orla" puan aldığım belirterek daha iyi çalışmalannı istedi. Sayıları yuzün üzerinde olan ilçe başkanları, ilçe örgütleri, belediye başkanları parti üyeleri ve eski DP'li, AP'li parlamenterin katıldığı toplantıda, referandum öncesi yapılacak hazırlıklar ayrıntılanyla görüşüldü. Basına haber verilmeyen ve yalnızca Cumhuriyet muhabirinin izlediği toplantı, bir hayli hareketli geçti. Toplantı sonrasında ise üyeler arasında tartışmalar çıktı, Keçeciler'e şikâyetler oldu. Keçeciler, referandumla ilgiu yaptığı açıklamada, örgütün tüm kanallanyla ve dinlenmeden çalışması gerektiğini söyledi. Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlannın oylarımn çok önemli olduğunu anlatan Keçeciler, bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladı: "Yurtdışındaki vatandaşlanmıza mekttıp yazarak dunımu anlatın. Evet ya da hayır demeleri durumunda neler olacagını yazın kendilerine. Önümuzdeki >az aylan oldukça sıcak geçecek. Siyaset açısından sıcak geçecek. Bizim için önemli olan ilk olay, 12 temmuzda. yani 3 pazar sonra yapılacak seçmen kutugü >azınudır. Seçmen kutükleri eskimiştir. Seçmen kutugü yazımı çok onemlidir. Seçmen kutugü )azımında önemli olan bir husus da seçmen yaşı 20 olmuştur. Bunlara dikkat edin. Dolaşın ev ev, anlatın. İkinci önemli hadise seçmen kutugü yazımından sonra itiraz suresidir. 6 eylülde yapılacak referandum hadisesi çok onemlidir. İtiraz suresi konusunda dikkatli olmak gerekir ve çok çalışmalıyız." Keçeciler, toplantı sonrasında eline aldığı bir kâğıdı göstererek "İşle böyle bir kâgıt; bir yanı mavi, bir yanı turuncu" dedi. Referandumda oy kullanımı sırasında, sandık başlannda, oy sayımı sırasında da partililerin çok çalışması gerektiğini söyledi. Mavi rengin evet, turuncu rengin ise hayır anlamına geldiğini beürten Keçeciler, "Turuncu, portakal. Hayır diyenler portakalın üstüne münurii basacaklar" dedi. Bunun yanında partililerin vatandaşa sandıktan evet çıkması durumunda neler olacagını anlatmalarını istedi. Eski DP ve AP'li baa parlamenterlerin de hazır bulunduğu toplantı sonrasında yapılan karşılıklı görüşmelerde, propaganda faaliyetleri şöyle belirlendi: "Yurtdışındaki Türk vatandaşlanna mektuplar yazıiarak kullanacaklan oyun sonucunun neler olabilecegi anlatılacak. Sınır kapılannda ve havaalanlannda, broşurlerie vatandaş bilgilendirilecek. Eski siyasüerie birIBde mahalle toplanblan, kahve sobbetleri yapılacak. Bdediyelerden aiınacak haritalaıia mahalleler, sokaklar belirlenip tek tck evier dolaşılacak. Uluslararası otobns ve TIR'lara broşuıier verilerek Avrupa'daki yurttaşlara dağıtımı sağlanacak. 28 temmuzdan itibaren yurtdışından gelenier sınır kapdan ya da havalimanlannda oy kullanmaya başlayacak. Bunlar, sandığa gitmeden broşürlerle bilgilendirilecek. Konuyu anlatan ses kasetleri hazııianıp şehirlerarası o t o buslere dağıülacak. Özellikle ucuz oldugu için Turk işçilerinin tercih ettikleri charter uçaklanna bol sayıda broşür verilecek." ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) lantısı ele almıyor. Özal, içerde yaklaşık şu sözleri söylüyor: "Referandumu kendilerine göre bir taktikle iktidarmuhalefet çekismesine getirmek istiyorlar. Referandum yoluyla erken seçim havası yaymak istiyorlar. Kendileriyle ilgili bir meseleye bizi sokmak istiyorlar. Halbuki referandum, eskilerin politikaya dönüp dönmemeleri meselesidir. 1980 öncesi ve sonrasuıa dt bir meseledir. Referandum, eskilerin yeniden politikaya dönüp dönmeyecekleri meselesidir. Bunun ne erken seçimle, ne de bizle bir ilgisi var. Bu açıdan, biz şimdi erken seçim karan alır ve bunu ilan edersek, vatandaş şaşınr. Halbuki, referandum ile erken seçim arasındaki farkı vatandaşa çok iyi anlatmamız lazım. Ben evethayır diye bir kampanyaya girmem, ama hayınn anlamını da vatandaşa anlatmaya çalışınm. Bunu da yapanm." özal'ın bu sözlerine rağmen, dünkü toplantıda beliren hava, yine de "eğer referandumdan hayır çıkarsa, bu eski politikacılarm bittiğt"biçiminde değerlendirilecek veANAP hemen erken seçim kararı alacak. Ancak, şu anda erken seçimi açıklamamakla, Özal kendini serbest bırakmış oluyor. Çünkü, eğer referandumdan "evet" çıkar ve eski politikacılar siyasal haklarına kavuşursa, o zaman erken seçim rafa kalkabilir. Buradaki "incenokta", referanduma kadar giden yoİda, "Türkiye'de bir seçim havasım dağıtmaktan" geçiyor. Çünku, özal "seçim havasımn kendi iktidanna şu sıralarda yarar sağlayacağından emin değil". Bu nedenle, referandum ile erken seçim karannı ayrı ayrı götürmek istiyor. Yani, DYP'nin izlediği politikanın tam tersini uygulamak istiyor. DYP referandumdan "evet" çıkma olasılığını, "erken seçimle birlikte" göturmekten yana. DYP "Referandum olur, erken seçim yapuvr, Özal iktidan son bulur" mantığım işliyor. özal, bu mantığı kırıyor ve "Referandum hayır da çıksa, evet de çıksa, bu almacak sonuca göre erken seçimle noktalanmayabilir" tezini savunuyor. ANAP'ın dünkü toplantısında herhalde adı en çok geçen parti DYP. Öncekigün DYP'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği ve Demirel'in de konuştuğu toplantı değerlendiriliyor. Bir ara Demirel'den söz edilirken, özal'ın ilginç bir çıkışı gözleniyor: "Süleyman Bey bana hep 'Benim müsteşarım, benim memunım' diye laf atıyor. Oysa, ben Ordonat okulunda onun hocası oldum. Bunu nedense hep unutuyor." Daha sonra DYP üzerine çeşitlemeler birbirini izlerken, özal şunları belirtiyor: "Ben vatandaşa açıkça söyleyeceğim. Siz, bizi kavga etmek için seçmediniz, diyeceğim. Ama, DYP sürekli olarak bizi kavgaya çekmek istiyor. Buna biz yanaşmayız. Biz bu tuzağa düşmeyelim." ANAP Başkanlık Divanı toplantısının perdesini biraz daha aralarsak, Cumhurbaşkanı Evren 'in üç gün önce NA TO ile ilgili sözlerinin de değerlendirîldiğine tanık oluruz. "NATO'dan çıkışın söz konusu obnadığmı" dün Başbakan özal da daha sonraki basın toplantısında açıklıyor. Ancak, içerde ilginç bir gerekçe vurgulanıyor: "NA TO'dan çıkmayı herkesten önce askerler istemez. 1974 Kıbns harekâtından sonra gelen ambargoyia birlikte ordunun hareket kabüiyetinin nasıl azaldtğtnı hep birlikte yaşadık. Askerler de yaşadı. Bu nedenle NATO'dan çıkmak, belki siyasi mesekden daha çok, askeri bir meseledir." Burada ilgimizi çeken nokta, Evren'in konuşmasının "NATO 'dan çıkmak ya da NA TO 'da kalmak" gibi bir soruna dönüştürülmesi. Oysa, başkentte hiç de öyle bir hava yok. tkincisi de ANAP Başkanlık Divanı 'nda ' 'NA TO konusunun hemen anında siyasetten soyutlanması ve askeri bir soruna" dönüştürülmesi eğilimi. Siyasi olarak "NATO'dan çıkmak ya da NA TO 'da kalmak " gibi bir tercihle karşı karşıya kalındığında, şu anda asla öyle bir hava olmamasma rağmen ANAP yönetiminin konuyu hemen "askerler" açısından irdelemesi. Bu tavnn ne ölçüde çoğulcu demokrasiyle bağdaştığım, ANAPyöneticilerine sormak gerekir. özetlenen iki ana konunun dışında, belki sadece "parti değiştiren milletvekillerini", ama tümüyle de 1982 Anayasası 'nı ilgilendiren bir konu daha açılıyor. Anayasanın 84. maddesinin "ele aunabileceğini" söyleyen özal, "Parti değiştirdikleri çok bariz olan mületvekillerinin durumlarım eylülde inceleriz" diyor. Türkiye böylelikle iç politika açısından "yeni bir beklenti dönemine"giriyor. 7'eylülsabahına dek... Ozal kısa, ama ince bir yolda... Bu ticret Turgut Ozal'ın sesini tanıyacaksınız. Bu ses 27 Mayıs 1960 sabahı saat 03.00'te "Dikkat, dikkat" diysn sestir... 27 Mayıs 1960 sabahı radyoda "Dikkat, dikkat" diyen ses, Alpaslan Türkeş'in sesidir. Kimdir Türkeş? Süleyman Demirel başkanlığındaki MC hükümetlerinin başbakan yardımcısı... Ve kimdir 27 Mayıs cuntalarının ihtilal protokolleri imzalayan albayı? Kim olacak, DYP milletvekili, emekli orgeneral Vecihi Akın'dır. Bu sesler, şimdi "Mavi, mavi, masmavi" diye şarkılar söyleyen "DYP arkekler saz topluluğu korosu"na katılmıştır. "Mavi, mavi, masmavi" böylece lacivert olmuştur. Ne demiş başka, "DYP kayyımı Cindoruk"? Demiş ki: Bu ses, Yassıada mahkemesinde "Sanıklar getirilslrf diye radyolarda çınlayan sestir... Yassıada yargıçlarından Ferruh Adalı'nın, Demirel tarafından "mllli birlik ve beraberlik tvhu içinde", şapur şupur öpülerek AP'ye kaydı yapılmamış mıdır? Ve Yassıada'daki o ünlü "örtülü ödenek davası"n\n bilirkişisi Cafer Tayyar Sadıklar, bugün DYP milletvekili değil midir? Hem, 27 Mayıs'ın bilirkişisidir hem de 12 Eylül'ün Gümrük ve Tekel Bakanı... DYP milletvekilleri hangi partiden devşirilip getirildtter? Turgut Sunalp'in "iktadara mahkum" Milliyetçi Demokrasi Partisi'nden... Niye kurulmuştu bu parti? 12 Eylül'ü sivil yönetimde de sürdürmek için... Nasıl seçilmişti bu milletvekilleri? "Emir komuta zinciri içinde" ve cımbızla! Menderes'in bilirkişisi nerede? DYP'de... 27 Mayıs'ın cuntacısı nerede? DYP'de... 12 Mart muhtırasını TRT'ye götüren tümgeneral nerede? DYP'de. 12 Mart'ın kitap toplatıp yaktırtan, anayasa profesörlerini tutuklatan askeri savcısı nerede? Yine DYP'de... Kimdir DYP'nin ilk genel başkanı? Dr. Yıldırım Avcı... Kimdir Avcı? Askerlerden "hal ve gidiş pekiyi notu" aldığı için Danışma Meclisi'ne üye olmuş, bir ara rejim parlamenteri... Nasıl unutuluyor bunlar, bilmiyorum. DYP ve ANAP, aynı bağın gülleri, aynı bahçenin bülbülleridir. Her iki parti de aynı hamurdan yoğrulmuşlardır. Bir rastlantı, bugün biri iktidarda, öteki muhalefettedir. Fark bu kadardır. Aralarında bugün "asgari müşterek" yoktur, "askeri müşterek" vardır. Her iki partinin temel konularda düşünceleri ve tavtrian aynıdır. Bu iki parti de aynı yasakçı duzenin savunuculandır. Türkiye'de bugün bunca siyasal tutuklu var. Bu tutuklular için hangisinden ses çıkıyor? TİP'in, TSİP'nin, TİKP : nin, TÖBDER'in yöneticilerine siyaset ömür boyu yasaktır. Hangisinden bunlara bir tepki geliyor? Cindoruk'tan mı? "Cumhurbaşkanı aday adayı" Demirel'den mi? Kimden? Hangisinden? TİP de bu memleketin bir partisiydi. Behice Boran da bu parlamentoda görev yapmıştı. Sadun Aren de, Abdullah Baştürk de... Demirel demokrasiyi savunuyormuş da, Cindoruk arrtimilitaristmiş de, falan da filan... Demirel mi? özal mı? Al birini, vur öteki ne! Asgari ücret net 49 bin mesi için sadece eline geçen asgari ücretin 68.034 lira olması gerekiyor. Aynı miktarda eti alabilmesi için işçinin vergi iadesi Ue birlikte eline geçmesi gereken net asgari ücretinin 121.440 lira, aynı miktarda beyaz peynir alabilmek için 99.278 lira, aynı adet yumurtayı alabilmesi için 94.159 lira, aynı litre sütü satm alabilmesi için ise 81.640 lira olması gerekiyor. Yapılan diğer çeşitli hesaplamalar ise asgari ücretin 1963 ya da 1980'lerdeki satın alma gücünü koruyabilmesi için 100 bin liranın üstünde belirlenmesini gerekli kılıyor. Yapılan hesaplamalara göre 74 bin 250 lira olarak hesaplanan brüt asgari ücretten 10 bin 395 lira SSK primi, 14 bin 464 Ura Gelir Vergisi ve 297 lira da Damga Vergisi kesintisi yapılacak. Buna göre asgari ücretle çalışan işçilerin eline temmuz ayında net 49 bin 94 lira geçecek. Bu arada 16 yaşından küçüklerin asgari ücretleri de 51 bin 300 lira olarak belirlendi. (Baştarafı 1. Sayfada) kez de UM Denizcilik'e ait "Büyük Hun" tankeri, Irak'm Exocet füzeleriyle gerçekleştirdiği saldırımn kurbam olmuş ve saldında üç Türk gemicisi ölmuş, ikisi de yaralanmıştı. UM Demzcüık'in "Burak" adlı tankeri de 2 Mayıs 1985'te yine Exocetlerle vurulmuştu. 10 temmuz 1985'te ise bu kez Cerrahoğulları Şirketi'nin "M.Vatan" tankeri yine İrak füzelerine hedef oldu. Ham petrol yüklü tankerde yangın çıktı, 33 kişilik mürettebat botlarla kurtarüdı. Bu saldırımn ardından yine Cerrahoğullan'nın "Ceyhan" tankeri, Iran'ın Harg Adası'nınlöO mil güneyinde "yasak bolge" dışında saldırıya uğradı. Türk tankerlerine yönelik saldırılardan biri de 2 Mart 1986 gunu Baran Denizcilik'in "Atlas1" tankerineyapılmıştı. Yabancı ajanslara göre bu kez tankerimize saldıran tran Hava Kuvvetleri'ydi. Aynı "AÜas1", bu saldından 49 gün sonra 138 bin ton ham petrol yüküyle Irak jetlerinin saldırısına uğramıştı. Hıra (Baştarafı 1. Sayfada) ' nusu değerlendirilecek. tl başkaniarı, lnönü'ye liste yapma isteği konusunda örgütün ne düşündüğünü aktaracaklar. tl başkanlarının, tnönü'nun liste haznlamasına, geçen hafta genel başkan ile iki grup halinde yaptıklan göruşmedekinden daha soğuk baktıklan bildirildi. Ancak il başkanlarının tnönü'ye liste konusunda yetki verilmesi durumunda da yeni yönetimde milletvekili savısımn fazla olmamasını isteyecekleri belirlendi. Erdal lnönü'nün il başkanlanna bir liste hazırlaması durumunda bunun nasıl olacağı konusunda da bilgi vermesi bekleniyor. tnönü'nun bugünkü toplantıda listeyi isimlendirmek yerine dengeleri ve temel ilkeleri söylemesi de bekleniyor. Dün sabahtan genel merkezde çalışan ve bazı örgüt temsilcileriyle ön görüşmeler yapan lnönü, öğleden sonra ise evinde kurultay konuşması ile ilgili çalışmasını sürdürdü. lnönü, genel merkezde dün Anayasa Mahkemesi eski Başkanlanndan Nail Gözler tnönü9de Saçbogln'nun SHP'ye giriş bildirgesini de imzaladı. lnönü, Saçlıoğlunun partiye önemli katkılan olacagını bildirirken, yeni SHPTi Saçlıoğlu, Türkiye'de yülardır hukuk ve siyasetın birbirinden kopuk olduğunu vurguladı ve siyasi hukuk gerektiğini söyiedi. SHP'ye kurultay öncesi eski CHP yönetıcilerinden Kasım Gülek'in de gireceği bildirildi. Kurultay tüzük ve program hazırlık komisyonlan çalışmalannı dün tamamlarken, eski CHP'deki parti meclisi modeli, ismiyle birlikte kabul edildi. Genel merkezce hazırlanan taslakta 14 kişilik Merkez Yürütme Kurulu'nun örgütleri görevden alma yetkisi de 44 kişilik Parti Meclisi'ne verildi. SHP Genel Merkezi'nde kurultay hazırbk çalışmalan ve yoğun kulis çalışmalan sürerken, kurultayda takınılacak tavır nedeniyle Ankara il örgütü kanştı. Önceki gece U merkezinde toplanan Ankara delegeleri bir süre önce Ertugrul Günay'ın istifası üzerine il başkanlığına atanan Onur Kumbaracıbaşı'ya tavır koydular. Gürkan'dan lnönü ye (Baştarafı 1. Sayfada) almayacağını söyledi. Aydın Guven Gürkan'ın Cumhuriyet'in sorulanna verdiği yamtlar şöyle: Erdal İnönü ile aranız açümış gözüküyor. Bu göriiş sizce doğru mu? GÜRKAN Ben bir tek şey biliyorum, o da ulkenin bu kokuşmuş, insanlan hiçe sayan idareden kurtulması, bireyleri utandıran bu yapılanmadan uzaklaşması. Bunu sağlayacak SHP iktidandır. Bunun için guçlü bir SHP şarttır. Bugünkü utanç verici yapılaşmadan çıkarı olanlar, SHP imajını surekli yok etmeye uğraş gösteriyorlar. Bunun için SHP içinde bazı unsurlan bile kullanıyorlar. lnönü ile yıllardır sürekli aramızı armaya çalışanlar da aynı kişiler. Yani aranızda bir şey yok mu demek istiyorsunuz? GÜRKAN Sayın tnönü ile epey bir zamandır göruşemiyoruz. Benim görüşüm açık. Hazırlanacak liste sol ağırlıklı olmalıdır. Dinamik unsurlar ağırlıklı olmalıdır. Kendi çıkannı bir kenara itip, ulkenin içinde bulunduğu durumu göz önüne alan bunun için gözünü kırpmadan mücadele edecek bilinçli unsurlar yönetime gelmelidir diyorum. Başka bir listeyi kabul etmem. tnöaü'nin listesinde siz de yer alıyorsunaz. GÜRKAN Bu benim için tali bir olay. lster listede yer alayım, ister almayayım, listede gerici ve tutucu unsurlar ağırlıklı olursa ben yokum ve o listeye karşıyım. tnönö'nün temaslanndan böyle bir tavır mı hissetüniz? GÜRKAN Hayır, Sayın lnönü'nün belirsizliği sürüyor. Ne yaptığinı, nasıl bir liste hazırladığını bilemiyorum. Herkesin şapkasım önüne koyup düşünmesi lazım. Bu SHP için, acıdan ve açlıktan kıvranan insanlar için kullanılacak belki de son şans. Bunu kötü kullanmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle