19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 14 HAZtRAN 1987 tstanbul Haber Servisi 4 günliik resmi bir ziyaret için Türkiye'ye gelen Somali Devlet Başkanı Muhammed Siad Barre, Ankara'daki temaslarını tamamladıktan sonra dün lstanbul'a geldi. Barre, sabah Dolmabahçe Sarayı'nı gezdi. özellikle Atatürk'ün öldüğü yatağın başında kendisine verilen bilgileri dikkatle dinledi. Siad Barre ile birlikte gelen kuzeni Dışişleri Bakanı Jama Barre, oğlu Ayetele Barre, daha sonra Deniz Kuvvetleri'ne bağlı " A c a r " adlı yat ile Boğaz turu yaptılar. Somali Devlet Başkanı Barre, saraydan çıkarken hatıra defterine "Yapımı ve bakımı büyük insanlar tarafından yapılmış bir eser" diye yazdı. ' . (Fotoğraf: SİNA KOLOĞLU) Somali Devlet Başkanı îstanbuFda MARDİN (Cumknriyet) Savur ilçesi yakınlannda, 1968 yılında 150 yataklı devlet hastanesi olarak yaptınlan bina, hastane olarak hizmete açılamayınca, çevredeki köylülerce besi ahın ve tütün deposu olarak kullamlmaya başlandı. Lojmanlan ile birlikte iki katlı bir bina olan Savur Devlet Hastanesi'ne, yapımından itibaren üç yıl hastane olarak kullanıldıktan sonra, gerek hasta gelişinin azlığı ve gerekse buranın çok hareketsiz ve bakımsız kalması yüzünden, uzun süre doktor ve sağlık personeli ataması da yapılmadı. Bunun üzerine mevcut görevliler de başka il ve ilçelerdeki kurumlara gidince hastane iyice sahipsiz kaldı. Hastaneye yıllarca kimsenin uğramaması sonucu çewe köylüler, binanın üst katmdaki odaları kümes ve tütün deposu, alt kattaki geniş odaları da koyunlar için besi ahın olarak kullanmaya başladılar. Savurlular, böylesine büyük bir yatınmm hayvan barınağı oiarak kullanılmasının üzüntü verici olduğunu belirtirken "Bu kadar geniş bir alanda böyle bir tesisi bugünkü birim fiyatlara göre yapmaya kalksalar, milyonlarca lira gider. Yazık oluyor bu binaya" dediler. Bitmeyen hastane ahır oldu Memurların yazkıyafeti ANKARA (a.a.) Ankara Valiliği, yaz mevsiminin başlaması ve havaların ısınması üzerine, memurlann giyimleri ie ilgili bir genelge yayımladı. Buna göre, erkek memurlar çalışma yerinde ceketsiz ve kravat takmadan kısa ve uzun kollu gömlekle çalışabilecekler. Memurlar, makam veya amirleri ile yapacaklan görüşmelerde kravat takacak ve ceket giyecekler. 70milyonkutu çevreye yayıldı tSTANBUL (a.a.) Son günlerde, konserve yiyeceklerin yanı sıra, bazı içeceklerin de "teneke kutıT'larda satışa sunulması sonucu, yaklaşık 10.5 milyar liranın çöpe atıldığı bildirildi. Boğaziçi Universitesi Atık ve Kirlenme Denetimi Araştırma Grubu Başkanı Kriton Curi, Avrupa ülkelerinde bu tip kapların kullanılmasının sınırlandınlması yönünde kararlar alındığını belirterek, "Batıda bunlar yapılırken, bu tip kaplar, ülkemizde çağdaş medeniyetin bir ölçüsü olarak reklam edilmekte ve satışa sunulmaktadır" dedi. C^ıri, geçen yıl nisan ayından yıl sonuna kadar Türkiye'ye, Italya ve Yunanistan'dan yaklaşık 70 milyon adet "teneke kutu" ithal edildiğini kaydederek, "Bunların tenekesinin 150 liradan ithal edildiğini biliyoruz. Bu da 10.5 milyar lira tutarında milli servetin çöp olduğunu göstermektedir" diye konuştu. Bayan memurlar ise çalışma yerterine gelişlerinde ve görev yerinde kendi istekleri ile çorapsız ve kısa kollu elbise ile bulunabilecekler. Erkek ve bayan memurlar, giysilerinin temiz ve ütülü ohnasına itina gösterecekler. Kılık kıyafet yönetmeliğinin diğer hükümlerine aynen uyulacağı kaydedilen genelgede, "Personel, sahip olması gereken saygınlığı zedeleyici bir görüniim içine ginnekten kaçınacakür" denildi. Sinagog baskını GERÇEK ile ilgili bilgi yok (Baştarafi 1. Sayfada) "Bugün seçim olsa kim kazanır?" sorusuyla, "Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?" sorusu arasmdaki ince, ama önemli farktan kaynaklamyor. Nitekim aynt ankette "Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?" sorusunun yanıtı şöyle sonuçlamyor "ANAP yüzde 31.7, SHP2S.9, DYP21.9, DSP 5.4, diğer 2.4, fikri yok 13.3." Görüldüğü gibi ANAP yüzde 31'e kadar inmekte, SHP'nin oyları yüzde 26'ya tırmanmaktadır. DYP, ara seçimlere göre gerilemiştir. Henüz fikri oluşmayan seçmen kittesinin, seçim sonuçlannı saptamakta birinci rolü oynayacağı anlaşılmaktadır. Bugün için en gerçekçi yaklaşım, seçmen yelpazesinin ANAP, SHP, DYP arasında paylaşüacağınt görmektir. Bütün anketlerden üç aşağı, beş yukarı çıkan sonuç budur. Beklenmedik bir gelişme olmazsa ANAP, 1983 'ün olağanüstü koşullarmda yapılan seçimde aldığı oy oranının çok gerisine düşecek, ama ağırlığını yitirmeyecektir. Bu sonucu da doğal saymak gerekiyor. 1983"teki ortam ANAP kanadına olağanüstü kuvvet sağlamıştı; aradan geçen dört yıl içinde iktidar partisi büyük ölçüde yıpranmıştır. Sonuçta mini belediye seçimlerinin tablosuna bakan özal'ın bütün muhalefet partilerinin bir ANAP etmediği yolundaki sözü inandırıcı bir propaganda içeriği taşımıyor. ANAP, yeni durumu içine sindiremeyerek iktidarı elinde tutmak için zorlamalara girerse ülkede gerilimi arttınr; sonuç, demokrasiye geçiş süreci bakımından hayırlı olmaz. tktidar partisini referandum ve erken seçim noktalarma getiren nedenler zaten ağırdır. Kötü gelir dağılımı, yolsuzluktar, adaletsizlikler; Ege, Kıbrıs, güneydoğu sorunlan gerilim kaynaklarıdır; ekonomideki olumsuzluk ile irtica sorunlan da gerilimi pompalıyor. Bu ortamda ANAP'ın zorlamaları toplumu, bunalımların doruk noktalarma taşıyabilir. Türkiye'de demokrasi isteniyorsa, yükselen muhalefetin oy sandığında ağırlık kazanması doğal karşılanmalıdır. Bu, Ozal için dünyanın sonu değildir; rejimin kuralıdır. * • • OLAYLARIN ARDEVDAKI HABERLERİN DEVAMI İçişleri Bahant: Olayın faillerinin yakalandığına dair bize resmi bir bilgi gelmedi. Heyetler karşılıklı gidip geliyor, bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Emniyet Genel Müdürü: Italya'dan bir hâkim ve bir savcı geldi. Karşılıklı Abu Nidal'den şüpheleniyoruz, ancak kesin bir tespit yapmadık. Haber Merkezi Neve Şalora Sinagogu baskırunı gerçekleştirdiği saptanan iki Arap teröristin ttalya'da yakalandıklanna ilişkin haberleri İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, tstanbul Valisi ve tstanbul Emniyet Müdurlüğıi yetkilileri, "Bize geien bir bilgi yok" şeklinde değerlendirdiler. Aynı konuda konuşan Israil'in tstanbul Başkonsolosluğu'na yakın çevreler ise "gelişmelerin bir hafUdır Türk üst düzey yetkilileri tarafından büindiğini" öne surdüler. Dun bazı gazetelerde yayımlanan haberlere göre, ttalyan Gizli Servisi'nin (DİGOS) TorinoMilano arasında çalışan bir trende şüphe üzerine gözaJtına aldığı iki Arap teröristin baskına ilişkin ayrıntılı bilgi verdikleri ve kendilerinin de baskuv.n hazırlanması çalışmalannda bulunduklarını anlatükları öne sürulmüştü. Haberde, eylemin Abn Nidal örgütü'nce gerçekleştirildiği belirtilerek, iki terörisön verdiği bilgiler 151ğında ttalya İçişleri Bakanhğı Müsteşan Dr. Franco Sirkao'nun Türkiye'ye gelerek Ankara ve tst^nbul'da çeşitli incelemelerde bulunduğu ve Türk Emniyet birimlerinden baskına ilişkin bilgi aldığı kaydedilmişti. Ankara Cumhuriyet Bürosu'nun haberine göre tçişleri Bakanı Yıldınm Akbulul ttalyan polisince yakalanan iki kişinin sinagog baskınıyla ilişkisinin doğruluk derecesiru henuz bilmediklerini belirterek, "Teröristlcr zaten İbüya'da yakalanmış. Bö)1e ciddi olajın faillerinin yakalandıgına dair bize resmi bir bilgi intikal etmedi. Heyetler karsüıklı gidip gelmektedir, bu tabüdir. Aramızda sadece bilgi ahşverişi ve değerlendirme yapdmaktadır. Olay hakkında aydınlatıcı bir şey bilmiyoruz" dedi. tstanbul Haber Servisimizin haberine göre önceki gün tstanbul'a gelen Emniyet Genel Müdürü Saffet Ankan Bedıik de, ttalyan heyetle karşılıklı goniş alışverişinde bulunduklarını kaydederek şunları söyledi. "Bir kere Türkiye'ye geien beyet tlalyan AntiTeror Timi değildir. Bir hfikim ve bir savcıyla beraber ilgililerden olnşmaktadır. Bize 'Siz kimden şüpheleniyonunuz' diye sordular veya "Hangi örgut ustlendi' dendi. Biz de şupbdendiklcrimizi soyledik >e haagi örgiıller ustknmişse onlan açıkladık. Onlar gibi biz de Abu Nidal'den şiıpheleniyoruz, ancak benüz şöyle dort dortlük bir tespit yapamadık. İtahan heyel bize sadece bilgi mahiyetinde danıştı. 'Elimizde iki tane adam var' şeklinde bir açıklamaian kesintikle olrruıdı." Cumhuriyet muhabinnın. "Olayın polise yansımaması. ttalyan heyetin VltT'le beraber çalıştıklanm gosterir mi" şeklindeki sorusuna Beduk, şu yanıtı verdi: "Benim misafirim olarak gelecekler, ben onlara yardımcı olacagım. Onlar istibbaraüa çahsacak. Bir daha onlar benden hiçbir şey almadan giderler ve bep istihbaratla çalışııtar. Eger bilgi vereceklerse bana da vermeleri lazım." lstanbul Valisi Nevzat Ayaz da sinagog baskını ile ilgili olarak iki terönsün yakalandığını gazetedeki haberi okuyarak öğrendiğini belirtti ve şunları ekledi. "Heyet tstanbul'a gddiğinde tarihi ve turistik yerleri gezeceklerini biliyordum. Bunun için de kendiierine koruma amacıyla bir ekip verdik. Ancak gelen heyetin sinagog baskını ile ilgüi olarak geldiklerini sannuyorum. Heyetle İstanbnl emniyeti arasında bir göriiş ahşverişi oimamıştır." Türk üst düzey yetkilileri, sinagog baskını ile ilgili olayı bu şekilde deJerlendirirlerken, dün göruştüğümüz Israil Konsolosluğu'na yakın kaynaklar ise, söz konusu gelişmenin Türk yetkilileri tarafından bir haftadır büindiğini ve bu konuda kendilerinin bilgüendirildiklerini öne süniyorlar. Aynı kaynaklar, Şimon Peres'in televızyonüakı "32. Oun" adlı programda "Israil'in denetimi aldndaki bir hapishanede bulunan Filistinli bir tutuklunun sinagog baskiBinda ölen iki leröristi tanıdığını" soylediğıni hatırlattılar. Olayın aydınlanması üzerine tstanbul'a gelen ttalyan yetkililerin tsrail Konsolosluğu ile görüşmediklerini belirten aynı kaynaklar, "Ancak Türk tstihbarat Servisi ile Israil İstihbarat Servisi ner konuda işbiriigi içinde çahşmaktadır" dediler. Yakovas: Türkiye Lahey'e gitmeye hazır STELYO BERBERAKİS ATTNA Amerikan Ortodoks kiliseleri başpiskoposu Vakovas, Türkiye'nin, Yunanisıan ile arasındaki kıta sahanlığı sorumınun giderilmesi için Lahey Adalet Divam'na gitmeye hazır olduğunu söyledi. Yunanistan'da yayımlanan Eleftberotypia gazetesinde yer alan röportajda, Türkiye'ye yaptığı ziyaretteki izlenimlerine yer veren Yakovas, bu konudaki görüşünu Başbakan Torgut Özal ile yaptığı göruşmeden edindiği izlenime dayandırdı. ABD'deki Yunan lobisinin etkin adamı olarak bilinen ve Başkan Ronald Reagan'a olduğu kadar eski başkanlardan Carter ve Nhon' a da yakınlığıyla tanınan Yakovas, Eleftherotypia gazetesine verdiği mülakatta, Turk Yunan ilişkilerine değinirken, "iki ülkenin birbiriyle savaşmayacagına inandıgını" da kaydetti. Yakovas, TürkYunan ilişkilerinin geleceğinden son derece ümitli olduğunu da belirürken, "Gö . receksiniz, olumlu gelişmeler olacak" şeklinde konuştu. Yakovas, Başbakan Turgut özal'ın, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu' nun Lahey konusundaki önerisini kabul edeceğine inanıp inanmadığı yolundaki bir soruyu da şöyle yanıtladı: "Genel bir diyalog ya da tızatmalı bir diyalogun hedefi Lahey diyaloguna yönelik olacaktır. Bunun yalnız gerçeklesecegine değil, iki ülke arasındaki sorunlann da bu çerçevede çozümienecegine büyük bir içtenlikie inaruyorum." Verda Erman Meral Güneyman GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) Yakında Allah'ın ve Kuran'ın hâkim olacağı büyük Türkiye geliyor... Bravo doğrusu: Ne demek, "AJIah'ın ve Kuran'm hâkim olacağı Türkiye"?.. Cemaletiin Kaplan da boyle konuşuyor Vây Hüsamettin Bey, vay... Cindoruk, eski başbakanlardan Demirel'in "umumi vekili". "Müvekkili" ne düşünüyorsa, Hüsamettin Bey de avukat olarak elbette bu düşünceteri savunacak... "Süleymancılar" üzerinde sürüyor. "Süleymancılar" henüz kararsız.. Bir kısmı ANAP'tan yana, bir kısmı da DYP'den.. Kemal Kaçar'ın bir işaretini bekliyorlar. Kaçar, "özal" dedi mi, Süleymancılar "besmele" çekip Özal'a oy verecekler... Yok eğer Kaçar, "DemireT' derse, yine "besmele" çekip doğru Demirel için oy kullanacaklar. Sağda böyle de solda başka türlü mü? Kırk yıldır sol partilere oy veren Alevi köyü, "Alevi Dede" si bu kez "ANAF' dedi mi, tamam, "erenler" hep birlikte "Gelin canlar bir olalım" diye ANAP'a oy taşır. Sonra da sen yap "sınıf tahlili"ri\... Kırsal kesimde köy emekçileri... Köylerden kentlere kayan kırsal kesim.. Düzensiz kentieşme, çarpık kapitalizm.. Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçiyor... DYP, Nurcular üzerindeki kadastro çalışmalarını çoktan bitirmiş; tapulama da yapılmış... "Eski başbakanlardan ve cumhurbaşkanı aday adaylanndan Süleyman Demirel'in Nurcuların yayın organı "Kuprü" dergisi ile arasından su sızmıyor. "Bediüzzaman hazretlen"ne övgüler mi istersiniz; yoksa "Tevhidi Tedrisat Kanunu"na ateş püskürmeler mi? Atatürk: ün "laik devlet' değil, "İslam devleti" kurduğunu ileri süren inciler mi? Köprü dergisinin mart sayısında Demirel, bakın ne inciler diziyor: 7924 Anayasası'nda 'Türk devietinin dini dini İslamdır" dediğine göre, 0 günkü devlet de bir İslam cumhuriyetidir. 7923'te kurulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti bir İslam devletidir. "Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet elden gidiyor" şeklindeki beyanlann, iyi bakıldığı zaman tutariılığı yoktur. Atatürk'ün kurduğu devlet laik devlet değildir. islam devletidir. Sanki Demirel, cumhuriyet tarihinden habersizdir. Sanki, 3 Mart 1924 tarihinde hilafetin ve hilafet ile birlikte "Şeriyye ve Evkaf Ve/<â/et)"nin de kaldınldığını bilmiyordur... Sanki, 1924 Anayasası'nda "devlet dininin islam" olduğu yolundaki hükmün, Atatürk tarafından "laik hükümet tabirinden dinsizlik manası çıkarmaya yeltenen fesatçılara fırsat vermemek" amactyla bir süre daha korunduğunu öğrenmemiştir. Ve sanki, devletin dininin islam olduğu yolundaki hükmün 9 Nisan 1928 günü anayasadan çıkarıldığından da haberi yoktur. Demirerin daha nelerden haberi yoktur?.. " Tevhidi Tedrisat Kanunu"n\ın anayasanın 174. maddesinde yazılı "anayasaya aykırılığı ileri sürülemeyecek hükümlerden" biri olduğundan da haberi yoktur ki, bakın ne diyor? Tevhidi Tedrisat Kanunu, tek başına bir muta (boyun eğilen) değildir. Eğer din eğitimini dışında bırakan bir Tevhidi Tedrisat Kanunu varsa orta yerde, doğru olmayan o zaten.. (...) Tevhidı Tedrisat Kanunu'na ters düşüyordıye, din eğitiminden vaz mı geçilecek? Böyle isteyenler, Tevhidi Tedrisat Kanunu'nu, ne ise 0 kanunun esasları, din eğitimini de içine alacak şekilde düzeltmeleri lazımdır. Işte "Tevhidi Tedrisat Kanunu budur" diye ortaya çıkmalan lazımdır. Tevhidi Tedrisat Kanunu, bir semavi kitap değil ki.. Şayet Kuran kurslan veya din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa, 0 yanlış olan din eğitimi değildir; Tevhidi Tedrisat Kanunu'dur... Sol oylar, SHP'den DYP'ye kayıyormuş... Demirerin yeni taktiği de buymuş. Demirel'in seçim kadastrosunda sol seçmenler de varmış. Sol oylar, DYP'ye niçin kayıyor? Saidi Nursi'nin ruhuna fatiha okutmak için mi? Din sömürüsünü arttırmak için mi? Laiklik ilkesıni yok etmek için mi? Niçin? Niçin'' Niçin? DYP'nin "seçim kadastrosu" da "Nurcular" ve 4 kadın piyanistten (Baştarafi 1. Sayfada) kiye en başlarda yer alıyor örnegin. Uluslararası alanda adını duyuran sanatçılarımız arasında da yine kadınlar çoğunlukta. Saflanna hâlâ kadın müzisyen sokmayan büyük Avrupa orkestralanmn, bu engelleme>i savunmak için ortaya attıklan fizyolojik, biyolojik, bilimsel görünümlü savlann geçersizliğini Türk kadın müzisyenleri çurütüyorlar bu bakımdan. Cumhuriyet Türkiyesi'nde yetişen üstün yetenekli kadın müzisyenlerimize her kuşaktan yenileri katılıyor ve müzik disiplinine ayak uydurmanın sadece fizık güce dayanmadığını, kadınların da en az erkekler kadar (hatta bazı dunımlarda daha da fazla) guçlü, daypmklı ve kararb olabildlklerini kanrthyorlar. Sanatçılarıraızjn, festivalin açıhş konserinde yorumlayacaklan J.S. Bach'ın Dört Piyano İçin Konçertosu, bestecinin Vivaldi'nin keman için bestelediği Dört Keman tçin Konçertosu'nun bir transkripsiyonu. Bach, ömrü boyunca Almanya sınırlan dışma çıkmamış bir besteci. Bach'ın yaşadığı dönemde başka ülkelerin bestecilerinin müziklerini dinlemek, tanımak neredeyse olanaksız. Kulaktan kulağa yayılan söylentilerden, nasusa geziye cıkmış bir yabana müzisyenden ya da büyuk çabalarla ele geçirilen el yazması notalardan yararlanmanm dışında tek çare, uzun Tarım Bakanı Doğan: Çiftçiler makbuz toplamah yolculuklan göze almaktı o döncrr, de. Bach'rn da gençliŞirıde kilometrelerce yol yürüyerek, Lüneburg'dan LUbeck'e üıüo organist Buxtehude'yi dinlemeye «iltiği büinir. Yaşadığı çafın gelişmiş butün müzik bicimlerinde eser veren Bach'ın, bu biçimlerin hemen tumünde en ileri, en kusursuz örnekleri vermesinin başta gelen nedeni, başka bestecüerin eserlerini tiüzlikle incelemesi ve bu eserleri gece yanlanna kadar mum ışığında kopya etmesiydi bir bakıma. 18. yüzyıl Italyan keman okulunun önderlerinden olan Antonio Vivaldi'nin ünü ttalya sınırlarını aşıp Almanya'ya ulaştığında Bach'ın, bu bestecinin eserlerini merak edip incelemek ve keman tekniğinde ulaşılan gizleri çözmek istemesi kaçınılmazdı. Vivaldi'nin bazı keman konçertolarını klavsen için yeniden düzenleyen Bach, hem Vivaldi'nin bildiklerinden yararianıyor hem de stflini geliştirmek için çaba gösteriyordu. Dört piyano (klavsen) için düzenlediği konçerto ile Bach, büyük bir olasılıkla kendi oğullarını ve öğrencilerini de yetiştirmeyi amaçhyordu. Günümüzde radyo, plak, televizyon gibi kitle Uetişim araçlanyla artık muzisyenlerin böyle zahmetli işlere kalkışmalanna gerek kalmadı, ama Bach döneminin o özveriü ve dayanışmah çalışmalanndan da eser kalmadı. Cemü Meriç öldü Kültür Servisi YazardOşünur Cemtt Meriç, önceki gece 71 yaşıtıda öldü. 1984 yılı ağustos ayında gcçirdiği beyin kanamasından sonra vücudunun sol tarafına felç inen Cemü Meriç, 1964 yılında da gözlerini kaybetmişti. Bunlara karşın çalışmalannı ölene kadar öğrencilerinin yardımıyla sürdüren Meriç, 1916 yıunda Hatay'm Reyhanh ilçesinde dünyaya geldi. Ailesi Balkan Savaşı ydlannda Yunanistan'm Dimetoka kentinden goçen Meriç, lise oğrenimini Hatay'm Fransızlar tarafından yönetildiği 19201936 yıllan arasında Fransız lisesi programı uygulayan Antakya Sultanisi'nde yaptı. Ancak mezuniyetine az bir süre kala milliyetçi tutumu ve yayımladığı bir yaa yüzünden okuldan uzaklaştınldı. 1937 yılında Naznn Hikmet ve Kerim Sadi ile tanışan Cemil Meriç, onlar için kendi imzasım kullanmadan Gaston Jeze'in maliye ile ilgili bir kitabı ve Stalin'in "Pratik ve Teorisi"ni çevirir. tstanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Fransız DUi ve Edebiyatı Bölümü'nü bitiren Cemil Meriç, 19421954 yıllan arasında Elazığ Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yaparken dönemin çeşitli dergılerinde ADANA (Cumhuriyet Giiney İlleri Biirosu) Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan ithal tohum sayesinde birçok üründe büyük verim artışlan yaşandığını yineleyip, bu nedenİe mukayese hesaplannın da çok değiştiğine değinerek, "1980 yıhnda 100 ton buğdaya bir traktör alınırken, şimdi 70 tona AHKARA'dan YALCIN DOĞAN alınabüiyor" dedi. Doğan, 300 milyarhk tanm paketinin işlerlianlatamıyoruz"diyor. Bunu der tinin genel olarak halkla (Baştarafi 1. Sayfada) ğinin zirai ticaretin belgelenmeken, lnönu iki vurgulamada buiüşküeri" üzerine düşüncelerini sine bağh olduğunu da söyleyelunuyor. tlki, "parti olarak ken almak daha doğru. Nitekim dün "sosyal demokrat politikalar" irrek, küçük çiftçilerin makbuz delendiğinde, özellikle ekonomık dmianlatamamak", ki bunun so yapılan da bu. toplamasını istedi. rumluluğunun önemli bölumünü açıdan, her ikisinin de kendi ülSHP'nin yönetimi bugünkü Hüsnü Doğan, dün sabah kendisi de üstlenmiş oluyor. kelerinde "sosyal demokrat şemgörünümüyle tam bir "yamah Adana'nın İmamoğlu ilçesine giIkincisi de ."genel merkezin ve bohça" SHP Genel Merkezi'ne siye altında serbest pazar ekonoörgütün iyi çahsmaması". Böyle bugün "eyiemsizlik'' egemen. Bir derek "ŞeftaB Şenlikleri" ne kamisi uyguladıkları" ortaya çıkıtıldıktan sonra, beraberinde likle, örgütü ve genel merkezi ha de "bol dedikodu". Buna karşıyor. Geleneksel planlı ekonomiAdana Valisi Erdoğan Şahinof"Ne gibi politikalar rekete geçirecek "yeni kadrolara lık, den hem Ispanya'da hem de YuIn, ANAP Adana Milletvekilleüretilmeli" noktasmda genel nanistan'da "sapmalarut" varlı gerek duyulduğunun" altını çizri Ladin Barlas, Şevket Gedik, merkez, oldukça kısır bir görüğı kimsenin gozunden kaçmıyor. miş oluyor. nüm sergiliyor. İnönü'nün eğili Nurettin Yağanoğlu, Remzi GeÜstelik, dunkü toplantı ilginç O zaman Conzalez ve Pabirjestle başhyor. İnönü, anım mi, bugün var olan genel merkez ri, Erdal Durukan ve Yümaz pandreu'yu "sosyal demokrat Hocaoğlu olduğu halde, Karayapısmı önemli ölçüde değiştirsayabildiğimiz kadarıyla "uk kez olarak başarüı kılan" ne?.. Galitaş'ın Taşlı köyü Zirai Araştırmekten geçiyor. ba kendi ülkelerinin koşullarm tek başına" giriyor il baskanlama Enstitüsü'nde düzenlenen rıyla toplantıya. Yani, genel merda "demokratikleşme sürecini Kendisi ise "oldukça hırslı". Tarla Günü'ne katüdı. Doğan, kez kadrosundan, MKYK üyele Kendisiyle sayısız görüşmelerihızlandırmaları" ve bunu halka burada yaptığı konuşmada, rinden hiçbiri il baskanlarıyla miz sırasında edindiğimiz izleçok iyi anlatabilmeleri. Ayrıca ANAP iktidannın ithal tohum toplantıya katılmtyor. Çünkü nim, "tnönü geleneğini, tnönü ekonomik yönden, özellikle geve sulama konusundaki çahşmaadına bir başansızlıkla tarihe lir bölüsümü açısından "Turki tnönü öyle istiyor! tl baskanlalan hakkmda bilgiler vererek, rıyla "bas basa kalmayı" yeğliyazdırmamak". Tam tersine, ye'deki Özal ekonomisine büyük şunlan söyledi: kendisiyle birlikte bayrağı yükfark atmalan". Ispanya ve Yuna yor. Böylelikle il başkanlarını, "Tohum konusanda dünyaseltmek. "genel merkeze ve herhangi bir nistan'daki "sosyal demokrat daki gelişmeler izlenmemiş. herMKYK üyesine karşı yöneltebişemsiye altında uygulanan serBöyle bir amaca yönelirken de şeyi kendimiz yapacağınuz göriibest pazar ekonomisini", Özal' leceği eleştiride" serbest bırakı"urtık DSP'den herhangi bir el şiiyle hareket edildiğinden, mayor. SHP'nin örgütlen gelen eleş verme" beklememek. Çünkü ın serbest pazar ekonomisinden alesef geri kalmışız. Son 2.5 yıltirilerini "tek başına dinlemeyi" "DSP gerçeğinin " artık gizli yaayıran 'incelik" buradayatıyor: da yapılan çalışmalar sonucu 700 uygun görüyor. nı kalmıyor. DSP, bugün "sola Gelir bölüsümü politikabin ton olan ayçiçeği üretimi, Kendileriyle toplantı öncesin alternatijdeğil". Ama, SHP'nin larında... iktidar alternatifıni önlemek üze şimdi bir milyon tonun üzerinde görüşebildiğimiz bazı il başAvrupa'da solun bir bunalım de. Buğdayda dekar başına vere her türlü girişim'e hazır bir kanlarının farklı düsünce taşıiçinde bulunduğu bir gerçek. rim 300400 kilodan 700800 ki"solparti"! Hatta "ANAP'laisdıklarına tanık oluyoruz. KimiTürkiye'de, bu bunalımdan loya çıktı." ne göre, "ay sonundala kurultay birliğine bile girmeye hazır" bir SHP'nin de kendine göre birpay Konuşmasmda, 300 milyarhk aldığı gerççk. Ama buna rağmen, da İnönü tek başına liste yapma DSP'den sol artık ne bekletarım paketi hakkında da bilgi yebilir?.. u". Kiminegöre "listeyi kundtay Gonzalez ve Papandreu, sosyal veren Hüsnü Doğan, çiftçilerin iradesine bırakmah". Ancak tuTıpkı Gonzalez ve Papandreu demokrat ilkelerle nasıl oluyor söz konusu destekten yararlanamünün vardıklan ortak nokta, gibi tnönü, bir başarıya nasılyöda arka arkaya seçim kazamyor "genel merkezin bugünkü yapınelebilir?.. Genel merkezde üre biknelerinin makbuz toplamalave iktidarlarım sürdürüyor?.. nna bağlı olduğunu belirterek, SHP ise, nasıl oluyor da var olan sının mutlaka değismesi gerektiği tilecek poliükalarm örgütte be"Şimdi paketimizde 2.5 rnilyonimsenmesi ve bunun halka anve örgüte canlılık getirecek bir bunalımdan böylesine etkina kadar miisUtasil makbuzu gelatılmasından geçiyor "bu sır". çalışma ortamına geçilmesi". leniyor?.. tiren çiftçilere yüzde 22 dfişük İl başkanlarından "uygulanaO sakin görünümünün altıntşte, SHP'deki arayış bu nokfaizle 600 bin lira kredi alraa cak ekonomik politika ya da dış da İnönü "tam bir hırsla" asılıtada düğümleniyor. Erdal tnönü, hakkı sağlanıyor" dedi. Hüsnü dün il baskanlarıyla yaptığı top politika" üzerine bir bilgi alışve yor bu işe. Kendisi için de "buDoğan, dün akşam Ankara'ya nun son şans olduğunu" lantıyı açarken yaptığı konuşma rişi beklemek, elbette/azla olur. döndü. bilerek... Onların "yerel ilişkUeri've parda, "Biz kendimizi halka Meriç 71 yaşmdaydı. özellikle Fransız Edebiyatı üzerine inceleme ve eleştiriler yazdı. 19431946 yülan arasında Balzac'tan dört roman çevirisi yayımlanan Meriç, 1946 yılında Fransızca okutmanı olarak lstanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Yüksek Okulu'na girdi. 1974 yılında emekü olana kadar bu görevini sürdürdü. 1956 ve 1966 yıllannda Victor Hugo'nun iki yapıtını Türkçeye kazandıran Meriç'in ilk kitabı "Hind Edebiyatı" 1964'te yayımlandı. 1980"de U.He>d'den":rZiya Gökalp, Türk MiIHvetçiligin Temelleri" 1981'de T. Wilder'dan "KoprüdeH Düşenier " ve 1983'te M. Rodinson'dan "Batryı BüyüleyeB İslara" adlı kitapları çevirdi. Meriç'in yayıralanan belli başlı yapıtlan şunlar: "Bu Ülke", "Ümrandan Üygariıga", "Mağaradakiler", "Kırk Ambar", "Bir Faciamn Hikâyesi", "Işık Dogudan Gelir" ve "Kültürden trfana". Yapıtlarında Doğu ve Batı kültürlerini yorumlayarak bir bileşime varmayı amaçlayan Meriç, 1974 yılında "Ümrandan Uygariıga" ve 1980 yılında "Kırk Ambar" adlı kitaplanyla Türk Kültür MiUi Kültür Vakfı'run fıkir dalında verdiği ödülü kazandı. 1986 yılında da Boğaziçi Dergisi'nin aynı dalda verdiği ödüle değer bulundu. 1981 ve 1986 yıuannda Ankara Yazarlar Birliği Derneği'nce yüın fıkir adamı ve yazan seçilen Meriç'in cenazesi, bugün Üsküdar Yeni Valide Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarhğı'nda toprağa verilecek. Necdet Uruğ'un görevde son günü ANKARA (a.a.) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdel Ünığ, yann bu görevinden fülen aynlacak ve 15 günlük iznini kullanmaya başlayacak. Ünığ, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde görev süresinin dolmasını beklemeden erken emekliliğini isteyen ilk Genelkurmay Başkanı oldu. Orgeneral Üruğ, temmuz ayı başına kadar sürecek 15 günlük izni sırasında veda ziyaretlerinde bulunacak. 3 Aralık 1983 tarihinden bu yana Genelkurmay Başkanlığı görevini sürdüren Orgeneral Üruğ, temmuz ayı başında düzenlenecek törenle görevini Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Öztorun'a devredecek. ORGENERAL ÜRUG KİMDİR? 1921 yılmda tstanbul Üsküdar'da doğan Necdet Üruğ, 1939 yılmda Bursa Işıklar lisesi'ni bitirdi. 1941 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1942'de de topçu teğmen olarak Topçu Atış Okulu'ndan mezun olan Üruğ, 1948 yılına kadar çeşitli topçu birliklerinde lakım komutanhğı yapu. Necdet Üruğ, 1948 yüında girdiği Harp Akademisi'nden 1950 yılında kurmay subay olarak mezun oldu. 1966 yüına kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli kademelerinde görev yapan Üruğ, bu tarihte tuğgeneralliğe yükseldi. Tuğgeneral olarak Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcılığı ve Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanlığı Stratejik Plan Daire Başkan Vekiüiği görevlerinde bulundu. 1969'da tümgeneralliğe terfi eden Üruğ Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı ve Genelkurmay Eğitim Daire Başkanlığı yaptı. 1973 yılmda korgeneral olan Necdet Üruğ, bu rütbede Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanlığı ve 15. Kolordu Komutanlığı görevlerini yürilttü. 30 Ağustos 1977'de orgeneralliğe yükselen Ünığ, bu rütbede Yüksek Askeri Şura üyeliği, 1. Ordu Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı, Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu. Orgeneral Üruğ, I Temmuz 3 Aralık 1983 tarihleri arasında, Orgeneral Nurettin Ersin'in Genelkurmay Başkanı olması üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini yürüttü. Orgeneral Ersin, Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyeliği görevi dolayısıyla, Genelkurmay Başkanlığı görevini 3 Aralık 1983 tarihinde orgeneral Üruğ'a devretti. Eyli ve iki çocuk babası Orgeneral Üruğ, tngilizce biliyor. Deniz otpbüsüne Ugi yok İSTANBUL (a.a.) BostancıKabataş arasında sefere başlayan deniz otobüslerinde, ilk günler bazı seferlerde tek yolcu taşuurken, hedefin günde 10 bin yolcu olduğu bildirildi. tlk seferine 8 haziran pazartesi günü başlayan deniz otobüslerinde, ilk gün 4.500, ikinci gün de 6.000 yolcu taşındı. Otobüsleri işleten îstanbul Ulaşım Ticaret A.Ş. yetkilileri, 15 günlük deneme süresinde, yarım saatte bir sefer düzenlendiğini otobüslerin bazı seferlerde BostancıKabataş arasını tek yolcuyla aldığını, 448 yolcu kapasitesine sahip bulunan otobüslerde, şimdiye kadar bir seferde en fazla 386 yolcu taşıdıklarını belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle