19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 1987 HABERLER CUMHURİYET/9 Ülkü Ocakları eski başkamna cinayetten 20 yıl n ursa (Cumhuriyet M3 Biirosu) Bursa eski Ülkü Ocakları Başkanlanndan Mehmet Kutucu, adam öldürmek suçundan 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. 15 Ocak 1978'de Setbaşı Köprüsü üzerinde sol göriişlü Ahmet Çmaroğlu'nu öldürmek suçundan daha önce de 24 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Kutucu'nun bu mahkumiyeti, Yargıtay tarafından bozulmuştu. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, son duruşmada, Kutucu ile ilgili dosyayı karara bağladı. Dört yeni il hazırlığı Muş Milletvekili ve Içişleri Komisyonu üyesi Alâaddin Fırat, "Kınkkale, Tarsus, iskenderun ve Türk tarihinde bir numarah yeri olan Malazgirt'in il olmasında fayda vardır. Milletvekili arkadaşir>nmla çalışıyoruz. önümüzdeki günlerde kanun teklifı olarak sunmak üzere hazırhk yapıyoruz" dedL FARUK BtLDİRİCt ANKARA ANAP'ta, 101 yeni ilçe kurulmasından sonra Kınkkale, Tarsus, İskenderun ve Malazgirt'in de il olması için hazırlıklar yapılıyor. ANAP Muş Milletvekili Alâaddin Fıral, yenı ılçe \e ıller kurulmasımn panisıne yaran olacağını belırterek, "Vatandaş hizmeti ayagına golurdugtımiiz için siyasi aniamda leşekkür edecektir" dedi. Hukümetin yerleşim birimlerınin statülerinin değıştirilmesi konusundaki yaşa önerileri muhalefet milletvekıllerinin karşı çıkışlanna rağmen TBMM lçişleri Komisyonu'nda kabul edildı. Muhalefet mületvekilleri yenı ilçeler kurulmasımn zaten var olan yargıç, savcı ve kayraakam açıJını daha da büyuteeeğıni, ayrıca 1 trilyon lira para harcanması gerektiğini savundular. ANAP Muş Milletvekili ve lçişlerii Komisyonu üyesi Alâaddin Fırat, Cumhuriyet muhabirinin yeni ilçeler kurulmasma ilişkin sorulannı yanıtlarken, "1960 yüındsm beri muracaü olan yerier var. Muracaatı olan >erlcrin cografik ve starejik konumuna, ekooomik acıdan geiişmeye eherişli ohıp olmamasına ve nifosıına bakılı>or" dedı. Yeni ilçeler kurulmasımn milletvekilleri açısında önemli olmadığını savunan Fırat, sözlerini soyle sürdürdü: nı karşılamak için birtakım duşunceler var." Yeni ilçeler ve iller kurulmasımn ANAP'a yaran olacagıru vurgulayan Fırat, "1960'tan beri bunlar yapılmanuşsa bunu yerine getiren iktidar da buyuk puan toplayacaktır" dedi. Hizmetin vatandaşın ayagına götunılmesi gerektiğini söyleyen Fırat, Muş'u örnek vererek merkez ilçeye bağlı yerleşim birimi sayısının 200'u aşmasmın büyük bir yığılma ortaya çıkardıgını ifadeetti. Fırat, "Böylece hem yıgttmalann önune geçumiş olur hem de vatandaşa bu kolaylıgı tanıdıgımız için, hizmeli ayağına gölurdügümuz için siyasi aniamda teşekkur edecektir" biçımınde konuştu. Yeni ilçeler oluşturulurken bazı yerleşim birimlerinin de bağlı olduklan yerler değiştirilerek seçim çevrelerinde de değişiklikler yapıldığı one suruldu. Seçim çevrelerinde yapılan değişikliklerle ılçelerin oy dağılımlannın farklılaştığı kaydediliyor. Ayrıca Konya ve Gaziantep de yasa önerisinın TBMM'de kabulu halınde büyukşehır statusüne kavuşacaklar. Böylece büyükşehir sayısı Adana, lstanbul, lzmır ve Ankara ile ANAP'taKınkkale, Tarsus, İskenderun veMalazgirt'in il olması için çalışmalaryapılıyor DUYDUKIGORDUK YALÇMPEKŞEM 3 yasanın iptali A nkara (a.a.) SM. Anayasa Mahkemesi, üç ayrı yasanın iptaline ilişkin istemlerin ilk incelemesini 18 haziran perşembe günü yapacak. Anayasa Mahkemesi heyeti, TBMM'nin 90 uyesinin Referandum Yasası'mn iptaline ilişkin istemi ile SHP'nin sermaye piyasasınm teşviki ve KİT lerin TBMM'ce denetlenmesinin duzenlenmesini Ongören yasalarm iptallerine ilişkin istemlerini göruşecek. İlk incelemede, söz konusu başvurularm usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı denetlenecek. Başvuruda eksiklik bulunmadığı takdirde, dosyalar, esastan incelemeye alınmak üzere raportöre havale edilecek. birlikte altıya yukselecek. Kınkkale'nin il olmasını da ANAP Ankara Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Alpasian Pehlivanlıdestekliyor. Pehlıvanlı, Başbakan Turgut Ozal'ın bir seçim konuşmasında Kınkkale'de, "Türkiye'de 68. il kurulacaksa bu Kınkkale olacaklır" sözlerini ammsatıyor. Pehlivanlı da Alâaddin Fırat ile birlikte bazı ilçelerin il olması için hazırhk yapıyor. Cengız Solakoğlu, Türk tuketıcisıni 20 yıldan beri inceliyor. önce "sağlamlık ve dayanıklılık" aradığına inanıyor. (Fotoirıflar MUHAIIRBM AYMN) SHP'li Taşdemir'den Özal'a soru Fidan,AIDS değil ursa (Cumhuriyet Biirosu) Kısa sürede aşırı kilo kaybettikten sonra Oludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yaşammı yitiren ve kanında AIDS virüsüne rastiandığı açıklanan Fıdan Kurt'un, lstanbul'da yapılan kan incelemesınde, AIDS'e rastlanmadı. Bursa Valisi Zekâi Gümüşdiş, Çapa Tıp Fakültesi'nden gelen bilgilerin, Fidan Kurt'un AIDS olmadığını gösterdiğini açıkladı. Haber Merkea Başbakan Turgul Özal'ın " G A P " adlı özel uçağındaki anzanın tamamen yapım ya da dizayn hatasından meydana geldiği açıklandı. Konuyla ilgili olarak hazırlanan bilirkişi raporunu dün Atatürk Havaalanı'nda yaptığı basın top"Hiçbir iktidann yapamadıgını lantısında açıklayan Bakırköy ANAP yapmışdr. Biz bunun arka Cumhuriyet Savcısı Farak Aşınndan başka şe> bekliyoruz. Buyu koğlu, "Kesin kanaate göre, yen, gelişen Turkiye'de hizmetlerin uçagın ana dağıtım tablos, arkadaha elkin şekikle gidebUmesi için ilçderin yanı sıra >eni iller kunılma sındaki kablo demetinde bulusıııda da biıyiık faydalar vardır. Me nan iletkenlerin >alılımının bosda Kınkkalc (Ankara), Tarsus zulması sonucu, kötiı lemas, (lçri), tskendenın (Hatay) ve Türk ısmma, yanma ve ark meydana tarihisde bir numarah yeri olan Ma gelmiş ve sigortalann tamamen lazgirt'in (Muş) il olmasında fayda atması nedenhle ana elektrik sisvardır. Ben sahsen bunu istiyorum. Bu konuda millelvekili arkadasla temini işlemez hale getirmiştir" nmızla çalışi)oruz. Şimdilik fikir dedi. SHP Ağrı Milletvekili 1basamasiBdadır. Henuz kanan tekli rahim Taşdemir de TBMM Başfı haline gdmedi, ama baa arkadaş kanlığı'na verdiği soru onergelanmızla uzeriode hazıriık yapıyo sinde, Başbakan Turgut Özal'a ruz. Fikir oluşturmaya çalışıyoruz. GAP adı verilen uçağın satın Zannediyorum onumuzdeki gunler alınmasından bu yana meydana dc aynen ilçelerde olduğu gibi bu ko gelen olumsuz gelişmeler karşınu da gundeme geiebilir. Bu konuda yasal yonler araştınlıyor. Tekiif sında soruşturma açtırmayı düolarak verilirse ne olur. hukünet tt şünüp düşünmediğini sordu. san haline gelirir mi onlara bakılı Taşdemir, önergesinde, özel uçayor. Buyüyen Turkiye'nin ihtiyacı ğın Türkiye mümessilliğini ya GAPh kim cddı ? pan MET firmasırun yöneticileri ile uçak alımından sorumlu Başbakanhk görevlileri arasında özel bir ilişki var mı? dedi. Geçen pazartesi akşamı Başbakan Özal'ı götürmek için İstanbul Atatürk Havaalanı'ndan Ankara'ya gitmek için havalandıktan bir süre sonra arızalanan ye tüm elektrik sistemi kesildiği için geri dönerek Atatürk Havaalam'na kör iniş yapan GAP adlı özel uçağın anza nedenini araştırmak için yapılan soruşturma ve bilirkişi raporu önceki gün tamamlandı. Bilirkişi raporunda uçağın bakımının ABD'de kurs gormüş bir ekip tarafından yapüdığı ve uçağın bakım, onanm, kullanım ve korunması açısından uçakla ilgili mürettebat ve teknik elemanların hiçbirinde en küçük bir kusur ve ihmalin belirlenmediği bildirildi. Sava Aşıkoğlu, "Elektrik sisteminin işlemez hale gelmesinde tamamen bir yapım >a da dizayn hatası vardır denebilir" şeklinde konuştu. Bu arada SHP Ağrı Milletvekili lbrahim Taşdemir TBMM Başkanlığı'na, Başbakan Özal'ın yanıtlaması için verdiği soru önergesinde, GAP adlı uçağın satın alınmasından bu yana meydana gelen olumsuz gelişmeler karşısında bir soruşturma açtırmayı düşünüp düşünmediğini belirtmesini istedi. Taşdemir önergesinde Başbakan'a şu soruları yöneltti: • Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sizin ve yakınlarınızın hayatını tehlikeye sokan, ayrıca sık sık anza yapan özel uçağınız GAP'ın ihale edilmeden satın alınmasını siz mi istediniz? • GAP'ın Türkiye mümessili durumundaki MET firmasının yöneticileri kimlerdir? • Özel uçağmızı 14 milyar liraya getiren MET fırması ile uçak alımından sorumlu olan Başbakanhk görevlileri arasında özel bir ilişki var mı? • 14 milyar liralık özel uçak alımında komisyoncu kişi veya kuruluş kaç lira kâr etmiştir? Bunlar kimlerdir? Büyük bir holdingimizin pazarlama genel müdürü Cengiz Solakoğlu na göre "Alıcı, komşusunagüveniyor..." Türkiye'de reklam çok önemli bir malı satmak İçin. Ama reklam sadece o mala olan talebl arttırıyor Markaya yönelme ise genelde konu komşu tavslyeslyle oluyor." Üretici iletüketiciekonomialanının "düşman kardeşleri" sayılır Eskideniki kardeş arasında "sessiz ve derinden" süren savaş, üretim faaliyetlerinin artmaya başlaması sonucu epey "sesli ve açıktan" yapılmaya başlandı. Bu ha(taki konuğumuz, ülkemızin önde gelen holdinglerinden birinin pazarlama kuruluşlarım yöneten Cengiz Solakoğlu... Satış temsilciliğinden başlayarak 20 yıldan bu yana tüketici ile karşı karşıya bulunan Solakoğlu, alıcıya karşı verilen savaşımın kurallarını anlattı: Sayın Cengiz Solakoğlu, size şunu sormak istiyorum: Türkiye'de mal satmak çok kolay gibi görünüyor. Oyle mi gerçekten? Bu, sektöıiere göre değişiyor. örneğin tam rekabetin olduğu sekiorlerde mal satmak kolay bir ış değil. Önce tuketicinın ihtiyaçlanna ve beklentılerine uygun üretimi yönlendirmek lazım. Bunu yapmadığınız zaman "ne yaparsam satılır" düşüncesıyle bir şey yapamazsınız. Tabıi bir de çalışmaya bağlı... Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada bu böyle... Mesela bir Japonya örneği var. "Adamlar ne yapatiarsa satıyorlar" deniyor. Oysa bunun ardında muazzam bir çalışma yatıyor. Geçen sene Düsseldorf'ta pazarlama şırketlerınin *başı olan bir Japon bızı akşam yemeğıne götürürken gece saat 9,510'da işyerterinin yanan ışıklannı gösterdi "İşte", dedi, "o yanan ışıklar bizim pazarlama departmanlarımızdır." Böyle çalışırsanız, tüketiciyi iyi tanırsanız, onun ihtiyaçlanna ve beklentilerine uygun ürünleri sunabilirseniz mal satmak çok kolay... Tüketicinin ihtiyaçlarını, beklentilerini nasıi saptıyorsunuz? Kimin ne istediğini veya isteyeceğini nereden biliyorsunuz? nusunda bir araştırma yaptık. Satın alma konusunda %60 gibi önemli bir etkinliği olduğu anlaşıldı. Birınci sırada... "Bu markayı niçin tercih ettiniz" sorusuna verilen cevaplar genellikle "annem bu markayı kullanıyor", "komşum bu markayı almış ve çok memnun" şeklinde... Bu konuyu incelemiş biri olarak, Türk tüketicisi ne istiyor, bunu söyleyebilir misiniz? ÖNCE SAĞLAMLIK önce sağlam ve dayanıklı olmasını istiyor... Kullanış sırasında çıkabılecek anzalara karşı çözüm bulacak servis teşkilatına sahip bir markanın ürününü tercih ediyor... Servis olayı burada çok önem kazanıyor... Ya taksitli satışlar... Bunun etkisi yok mu? Tabii bu çok önemli ve uygun taksitlerle bir ürünü pazartadığınız zaman derhal etkiliyor, satışlarda büyük bir sıçrama görülüyor. Ama taksitli satışların durumu bugün içler acısı. Bir yasal güvence maalesef söz konusu değil... 4 Ekim 1926 tarihlı Borçlar Kanunu'nun uygulanamayan üç maddesi tek yasal dayanağı teşkil ediyor... Bu boşluktan dolayıdır ki, Türkiye'de son yıllarda "taksitli satış tefeciliği" denilen ve bundan azami ölçüde ıstıfade eden şebekeler ortaya çıkmıştır. Gazetelere açıkça ilan veriyorlar "Nakit lazımsa taksitle al, bize peşin sat" diyorlar. Tüketici aldığı malı bu aracı kuruluşlara faturasız ve son derece düşük fiyatlarla satıp ihtiyacını karşılıyor. Kimse de çıkıp "ne yapıyorsunuz" demiyor... MALI AL, KAYBOL... Taksitler ne oluyor. udenmiyor mu? ödenmiyor... ödemedikleri zaman da yanlarına kâr kalıyor... "ödeyebilecek mal varlığım yok" dediği zaman herhangi bir cezai kovuşturma söz konusu değil. veya adresini değiştirip bir semti meçhule gittığı zaman onları arayıp bulmak çok masraflı oluyor... O zaman bir kişi, bir sürü malı taksitle alabilir ve ortadan kaybolabilir... Aynen böyledir. Yapıyorlar zaten.... Cengiz Bey, taksitli satışlar bir açıdan tüketicinin aleyhine değil mi? Elindekini avcundakini yatırmış oluyor. Hatta gelecekteki kazancını bile... Tam tersine... Orta ve ortanın altındaki gelir grubu ihtiyacı olan bir malı almak için kendisine açılan tüketim kredisi ile zorunlu tasarrufa itilmektedir. örneğin bu kişiler hâlâ buzdolabı yerine tel dolap kullanıyorsa, çamaşırını elde yıkıyorsa, halı yerine muşambaya basıyorsa, kısaca karşılayamadığı bir ihtiyacı varsa, ondan zaten bankaya yatıracağı iradi bir tasarruf beklenemez. İşte ödeme gücü sınırlı olan bu kitlelere belirli imkânlar yaratarak ödünç satın alma gücü yaratılıyor. Adamın bankaya yatıracak parası zaten yok... YERLİ MALININ YÜKSELİŞİ Efendım hep iç piyasaya dönük konuştuk. Ekonomimizin artık dışanya açılma zaman ı gelmedi mi? Neden bizim mallarımız dışanda tutulmuyor... Nedir eksiğimiz? Burada bir yanlış izlenim var. Bircok dayanıklı tüketim malında, örneğin bir fırında, bir tam otomatik çamaşır makınesinde dışarıyla rahatça rekabet edebilecek güçte olduğumuzu söyleyebilirim. Yalnız buzdolabında Batının aradığı boyutla, Türkıye'nın boyutları arasında büyük farklar var... Batıda daha küçük hacımli buzdolabı tutuluyor. Aile büyüklükleri farklı olduğundan... Bizde daha büyük hacimli buzdolabı isteniyor. O bakımdan bir miktar üretim güçlükleri var... Sonra Türkiye tropikal iklim kuşağında, Avrupa'da ise iklim ılımandır. Orada buzdolabında ısı tecridi için kullanılan maddeler, Türkiye'de artı 40 derecenin üzerinde iyi randıman vermiyor. Başka bir konu: Türkiye'de voltaj oynak, Batıda ise çok düzenli... Orada 1 üretilen bir buzdolabının kompresörü Türkiye de voltajı düşük yerterde kalkış yapamaz ve motor yakar... EVDE YABANCI BUZDOLABI O zaman, bizdeki "Avrupa malı iyidir" irtanışı her zaman geçerli değil... Bu inanış tarihe karıştı. Türkiye koşullarına göre üretilmeyen hiçbir ürün markası ne olursa olsun iyi değildir. Randıman vermez ve çok pahalıya patlar... Bunun örneklerinden birini de ben yaşadım. Benim evimde bugün Türkiye'deki fiyatı yaklaşık 2^3 milyon lira arasında satılan bir buzdolabı var... Aman Cengiz Bey, bunu söylemeyin... Sizde yabancı malı buzdolabı nasıl olur? Bu kadar konuştuktan sonra... Evet nasıl diyeceksiniz... Hemen söyleyeyim. Babamın hediyesidir. Almak zorunda kaldım. Sonra bu dolabı çalıştırmak için fabrikanın tüm imkânlarını ve mühendislerini 6 ay süreyle işgal ettim. Sonunda evime tam otomatik bir voltaj regülatörü kurmak zorunda kaldım. Tesisatı yenilemek bana iki yerli buzdolabı fiyatına mal oldu. Çünkü daha önce motoru yakmıştım. Hâlâ sorun olmaya devam ediyor.. Atın, yerlisini alın. Madem daha iyi... Babamın hediyesi oiduğundan tutma savaşını veriyorum. Üstelik önemli miktarda elektrik faturalarını da odemeye devam ederek... 20 Hazirap son gün! SIYAH/BEYAZ TELEVİZYONUNUZU 75.1 $191$ LIRAYA DEGERLENDIRIYOR, SİZE RENKÜ VERİYORUZ. MARKA, HER EBAD StYAH/BEYAZ TELEVİZYONUNUZU GETİRİN, YEPYENİ BİR RENKÜ TELEVİZYONA ESKİ FİYATLARLA VE COK UYGUN ÖDEME KOSULLARI İLE SAHİP OLUN. lyidlr inanışı tarihe karıştı. Türkiye koşullarına göre üretllmeyen hlç bir ürün, markası ne o/ursa o/sun İyi değildir." Her yıl araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalarımız sırasında her şeyden evvel sattığımız ürünlerin "park"ı ne kadar, ona bakıyoruz. Yani 9 milyon elektrikli haneden kaçında bu ürünler var? Ne kadar boşluk söz konusu? Geçmışte satılıp yenilenme sırası gelmiş kaç ürün var? Türkiye'de yılda kaç evlenme var? Bu evlenmelerden kaçı müstakıl konutta, bu tip ürünleri kullanabilecek guçteler. Bunları tespıt ediyoruz... EVDE NE VAR, NE YOK... Evlenmeleri tespit etmek kolay. Fakat diğerlerini nasıl buluyorsunuz. Yani milletin evinde ne var, ne yok... Bunu öğrenmenin yolları nedir? Elimizde çok sağlıklı istatistikı bilgiler var. Türkiye'de buzdolabı üretimi 1960'ta başlıyor. 60'tan bugüne kaç adet buzdolabı satılmış vb. Batıda 78 yılda yenilenen bir buzdolabının Türkiye'de araştırmalara göre 1415 yılda yenilendiği saptandı. 1415 yıl geriye giderek o dönemde satılan buzdolabı miktarlannı bulup, az çok yenıleme pıyasasını takip ediyoruz. Konut sektöründe durum nedir, ona bakıyoruz. Yeni evii çiftlerin sayısına bakıyoruz. Biraz önce dedınız ki, Batıda 78 yılda yenilenen mallar bizde 1415 yıl kullanıhyor. Bu nasıl oluyor? Daha mı dayanıklı bizım mallar... Şimdi şöyle: Birincisi sosyal refahla ilgili... Batıda kişi bıkıyor veya bir yenilik onu cezbediyor ve değıştirmek istiyor. Ikinci en önemli olgu, Batıda dayanıklı tüketim mallanmn yenileme piyasasını canlı tutmak için ortalama ömürteri 810 yıl arasında değişiyor ve 5 yıldan sonra resmi servisler ürünlere hizmet vermiyor. 10 yıl sonra ıse yedek parça bulundurma mükellefıyeti kalmıyor Türkiye'de öyle değil; ilk gün çıkmış buzdolabına bugün fabrikalar hizmet verebiliyor. Bugün ülkemızde 25 yıl once üretilen bir çamaşır makınesınin en küçük vidasını dahi servislerde bulmanız ve ücreti karşılığında boya dahil yepyeni bir hale getirmeniz söz konusu.. KONU KOMŞU FAKTÖRÜ Bu durum sizin zararınıza değil mi? Zararına görünse de Türk tüketicisinin alım gücünü ve beklentilerini dikkate almak söz konusu... Servis hizmetinizı bu mükemmeliyette vermezseniz, gelecekte onun komşusu veya çocuğunun alacağı ürünün markası sizin markanız olmayacaktır. Türkiye'de reklam çok önemli bir malı satmak için. Ama reklam sadece o mala olan talebi arttırıyor. Markaya yönelme ise genelde konu komşu tavsiyesiyle oluyor... Alıcı komşusuna güveniyor... Yani kulaktan kulağa yayılıyor... Evet kulaktan kulağa... Bunun etkinliği ko Avrupa malı 1 11 111 3 Geniş bilgi Arçelik, Beko, Aygaz Alpa Yetkili Sattalannda. i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle