23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 1987 * * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/15 (Baştarafi 1, Sayfada) olarak katılan 50 kadar avukattan bır kısmı, Barbie'nin duruşmalardan çekilmesini tepkiyle karşılayarak "Bu kadar ağır suçlar isnat edilen bir kişi ya pişman oldugunu açıkça ifade eder, ya da suçlamalan goğıisleyerek kendini savunur. Barbie'nin bu tutumu, bu cesareti gösteremediginin kanıtıdır" dediler. Gözlemcüer, muvekkilinin yokluğuna rağmen duruşmalara katüacak olan savunma avukatı Jacques Verges'ingeçen mart ayında savunduğu Lübnanlı terörist Georges tbrahim Abdullab davasında da aynı yöntemi izledığini hatırlatarak, iki duruşma arasında paralellik kurdular. Duruşmanın ilk gunu Fransa kamuoyunda buyük heyecan yaratan ve Fransa yakın geçmişini "kurcalay»cağı" izlenimi uyandıran davaya olan ilgi normal hukuk prosedürunün işlemeye başlamasıyla sönmeye yüz tuttu. Başlangıçta, iki yıldır buyuk spekulasyonlara neden olan ve Fransa direniş hareketinin "iç" lideri Jean Maoulin'i ihbar eden kişi yadakişilen ortaya fikaracağı "Lyon Kasabı" olarak adlandırılan eski Gestapo şeflerinden Klaus Barbie'nin, Gestapo'nun Lyon'da gerçeldeştirdiği tüm eylemlerden sorumlu tutularak cezalandmlacağı kanısı yaygın iken, davanın başlamasıyla Barbie'nin hangı suçlardan sorumlu tutulduğu ortaya çıktı. Bu suçlardan üç tanesi toplu öldurme ve ölüm kamplarına nakletme ve tek tek kişilere yapılan işkence ve ölüm olaylarını da içeriyor. Klaus Barbie, 9 Şubat 1943'te Lyon'da Fransa Yahudılen Gen,el Birliği binasında gerçekleştirilen toplu tutuklamadan dolayı insanlığa karşı suç işleme eylemiyle yargılamyor. İleri sürüien ikinci iddia, yakınlan daha önce tutuklanan 44 Yahudi çocuğun kampa gönderilerek yok edilmesi, "tzieu' adlı bir köyde barındınlan bu çocukların Polonya'ya gönderilmesi sırasında Barbie'nin, "Görev yerine getirilmiştir" cumlesini taşıyan bir telgraf notu mahkeme dosyasında yer alıyor. Çocuklarla birlikte yakalanarak kampa gönderilen, ancak hayatta kalan bir tanık Barbie'yi olay yerinde gördüğünü amrnsadığını belirtiyor. Bu kişi dışında, tutuklanan tüm çocuklar kamplarda öldurulmüş bulunuyor. Barbie'ye karşı ileri sürüien üçüncu suç ise, Almanya'ya hareket eden son tren ile 11 Ağustos 1944'te 650kışiyi kamplara göndermiş olması. Bu konuda da ozel olarak sanığa atfedilen suç, Almanların yenilgisinin kesinleşüği bir sırada işgüzariık ederek, bu kişileri ölüme göndermiş olması. Diğer suçlar, Barbie'nin 1952 ve 54 yıllannda Fransa'da gıyaben yargılanarak olüm cezasına çarptınlmış olması nedeniyle yeniden mahkeme gündemine getirilemiyor. Barbie bu tarihlerde, savaş suçlusu olarak yargılanmıştı. Nıtekim avukatı Verges, söz konusu davalan öne sürerek, rnüvekkilinin yeniden yargılanamayacağını, önceki günkü duruşma sırasında öne sürmüştu. Ancak bu istek, savcı tarafından kabul edilmedi. Fenerbahçe'de laf çok konuştu: "1 yıl boyunca ne yaptık ki.. Tahsin Kaya bizi başkan secildikten sonra tanıdı. Kulübün yapısından mı kaynaklanıyor bilemiyorum, bize biç giiveni yok. Dtşardan dinliyor, karar veriyor. Vonelim kurulunda saatlerce havanda su dövuyoruz. S dakikada abnacak karan 3 saat tartışıyoruz. Bir piyango yaptık. yuziimuze gözumuze bulaştırdık. Fenerbahçe'nin de bir ismi var. Artık patentsin. Bunu daha küçuk düşünnemek için istifa yolnnu seçtim." Ergenç yöneticilikten bir beklentisi olmadığmı, yönetim kuruluna seçildiğirü kongreden bir gün önce öğrendjğini sozlerine ekledi ve sözlerıne şöyle devam etti: Akdeniz dış turistin (Baştarafi 1. Sayfada) ailenin bir hafiada 50 bin lira harcadığına dikkat çeken Turizm Bakanı Yılmaz, "Bu biliyorsumız büyük otellerde bir giine eşittir" dedi. Yılmaz, bu tesislerin dışında yerli turistler için tatil alışkanlıklannda değişiklik yapmalarım özendirici önlemleri dıişünduklerini söyledi. Yümaz, yerli turistlerin tatil tercihlerini farklı yorelerde veya farkh aylarda yapmalannı, dış turizmin en canlı olduğu ayları tercih etmemelerini sağlayacak özendirici önlemler almayı duşundüklerini belirterek, "Örne|in fiyat ayariamalan ilt veya farklı bölgelerd« yaıınmlann leşviki ile bunun saglanması amaçlanmaVtadır. Henıiz turizme açdmamış bölgeier var" diye konuştu. Yılmaz, eski KuJtur ve Turizm Bakanı MükeiTem Taşpoglu'nun yerli turisün Karadeniz Bölgesi'nde tatil yapmasıru önermesinin arumsatüması ve Karadeniz'de tatil yapmayı özendirecek ne gibı önlemler alınacağının sorulması üzerine de şöyle dedi: "Planlar ve hızla degişen yatınm faaliyetleri Oe brlikte Turkiyenin turistik coğrafyaanda onemli degişiklikler olmaktadır. Öraegin 1984 yılı sonu itibanyla ulkenin luristik belgeli yalak kapasitesi en yüksek Olerî TV kavgası maz Büyukerşen ise, tuketicüerin kendilerine bir çok firmayı şikâyet ettiklerini belirterek, "Serbest piyasa ekonomisi herkesm her aklına eseni. istediği gibi yapması degildir. Biz tuketiciyi konımak zorundayız. \ asayı uygulamamamız beklenmemelidir" dedı. TSE yetkililen, dokuz firmadan sadece Zer Şirketler Grubu'na üretime uygunluk belgesi vermediklerıni, bu arada Sanyo marka TV'lerın belge almamasına karşılık bu firmanın savcıhğa sevkedilmemesine dikkat çektiler. Dokuz fırmamn uyesi bulunduğu Elektronik Cihaz Üretıcileri Derneği (ECÜD) Genel Başkanı Maral Öztekin, bu olayın sekiz ay sonra ortaya çıkartıldığını ve buna bir anlam veremediklerini belirterek, "Bu karan işgüzariık olarak nilelemek mumkundur" dedi. 10 Şubat I985'te Resmi Gazete'de yayımlanan bir karar ile Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'na üretım izin belgesini deneüeme yetkisi verilmışti. Bu karann yayımlanmasından 19 ay sonra Yüksek Kurul ile Oretici firmalar arasında ilk purüz ortaya çıktı. Bürokrasiye göre firmaların önce Yüksek Kurul'a başvurup ön izin almalan gerekiyor, daha sonra bu ön izin TSE'ye bildiriliyor. TSE, fîrmalann unınlerini laboratuvarlarda teste tabi tutarak üretim izni verilip verilmeyeceğıne karar veriyor. Eğer izin belgesi firmaya verilirse, firma bu belgeyi tekrar Yüksek Kurul'a göturmek zorunda. Bu arada, TSE de Yüksek Kurul'a bir yazıyla, izin belgesi verdiği firma ve ürün ısimlenni bildiriyor. Bu aşamada Yüksek Kurul, fırmalann belgeleri geç gonderdiklerini iddia ederken fırmalar bunu kabul etmekle birlikte TSE'nin belgeleri kendilerine geç gönderdiğini öne sürdüler. Edinilen bilgilere göre belgeler Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'na geç gönderilince. Yüksek Kurul aldığı bir kararla dokuz firmaya uretim izni vermeyerek bu firihaları birer birer beUi aralıklarla savcıhğa sevk etmeye başladı. TÜKETtCtVİ KORUYORUZ Konuyla ilgili olarak gorüştüğumüz Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Başkanı ve Eskişehir Anadoiu Üniversitesi Rektoru Prof. Yılmaz Biıyükerşen. fırmaları surekli uyarmalanna rağmen, ciddiye alınmadıklarını belirterek, "Bizi ciddiye almadılar. ta ki savcılıga başvunınca>a kadar. Firmalar iyiniyctlerini. gayrellerini gösterselerdi, bu karara vanlmazdı. Ama firmalar alışmışlar başıboşluğa, üretim izni almıyoriar, ama pivasaya mal suriiyoriar. Bu du Barbie (Baştarafi Spor'da) G.Birligi (Baştarafi Spor'da) rarlattı. Avni'nin şutu Zaiad'm bakışlan arasında ağlara takıJdı 10. 36. H^viyaria Zladko sagdan ortaladı, Halil Ibrahim kalenin dibinden vurdu. Top Kaleci Zalad'ta kaldı. 37. dakikada Halil IbraMm soldan rakip sahaya indi. Burhanettin'i geçti. Hüseyinin yanından kaçtı, ortasuu Ozcan kafa ile tamamladı. Durum 20 oldu. 39. dakikada Harun soldan ortaladı Halil Ibrahim'in nefıs kafa şutu 3. kez Eskişehir fîlelerioi havalandırdı. 40. dakikada Avni'nin atagını Fatih faul ile durdurdu. Yerde yatan Avni'ye Fatih kramponla vunnaya kalkınca özcan Oal kırmızı kart göstererek oyun dışı bıraktı. tkind yanya Gençlerbirüğj gol ile başladı. 46. dakikada Harun önce Burhanettin'i sonra kaleci Zalad'ı geçti ve boş kaleye topu gönderdi... 40... 52. dakikada Osman, Harun'a pas verdi. Bu futbolcunun ycrdcn plasesi durumu50yaptv tuk. Fenerbahçe've kimleri getirdik, neler yapscaktık. Sonunda Slankoviç'e döndük. Stankoviç yonelim kurulu odasına girdiginde, berkes pür neşe şampiyonluk turkuleri soylüyordu. Aynı adamlar şimdi ona düşmtn oldular. Yine bir süru anlrenör ismi ortaya atılıyor. Fenerbahçe'yi çahştıracak adamın yerli mi yabancı mı olmasını gece saat 2.5'a kadar tarüşük. Yabancı olsun dcdik. Ama yönetimde gjdip tespit edflen adamlarta konuşacak kimse yok. Ancak laf. Herkes konuşuyor, iş yapan yok. Böyle yönetimden at hayır gelir." Yönetimin, daha yararlı olması için kesinkes değişmesi gerektiğine dikkati çeken Ali Ergeoç, "En iyisi baskan kendi kafasına göre bir yönelim yapar. Tanıdıgı, inandıgı kişileri burada loplar. Hiç olmazsa rahat karar atınır. Y önetimine heyecan getirecek, kıvılcım çıkaraeak kişiler alması şart" dedı. "Sezon başında oturduk konuş Seni kürsüde (Baştarafi Spor'da) lerinden İstanbul'a gelen gazetecilere ilginç öykusunu anlattı. Yabancı basın mensuplan Naim'e ilk olarak "Kendini Turkiyede nası) hissediyorsnn?" diye bir soru yönelui. Naim'in bu soruya verdiği yanıt ise şöyle oldu: "tnanıa çok mutluyum. Kendimi Türkiye'de bir kuş gibi hissediyorum. Bana her turiu olanagı verdiler. Sadece haJterle ugraşıyorum. Yakında da üni>efsiteye başlıyacagıın." Daha sonra Naim, "Bulgaristan'dan Tiirfciye've geliş nedenini bize açıklar mısınî" sorusunu şöyle yamtladı. Istanbul ve Izmir iken bu durum 1988 yılı sonu itibanyla degişecek ve sadece Antalya'daki kapasite İstanbul ve İzmir toplamvnın iıstune çıkacaktır. Bojiesi bir planlamanın lemel nedeni anlaşılacağı uzere güney kıyılannuzda turizm sezonunan çok uzun olmasıdır. Bu kıyılar yabancı turistlerin en çok rağbet ettikleri bolgemizdir. Turizm me\iminde bu bölgeyi yabancı turiste dönuk olarak değerlendirmemiz, iilke menfaatjeri bakımından en akılcı olanıdır. Öte yandan yerli turizm harekeüerini yabaoa turizme doniik yatınralann bir sigortası olarak gördügümıiz de bir gerçektir." Turkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) 2. Başkanı Ferit Epikmen, bihneyenin turizme girişmemesini istedi. Epikmen, Türk turizmiftin "patUuna" yapabitaıesi için olanakların yeterli olmadığım belirterek, "Turizm ne patlar ne de çatlar" dedi. TÜRSAB 2. Başkanı Epıkmen UBA'ya yaptığı açıklamada, turizm konusunda faaliyet gösterecek kişi ve kunıluşlann turizmi bilmesi gerektigini söylerken, 1987 turizm sezonunun Türkiye için buyük önem taşıdıgım ve geçen yılın, hatta bu alanda rekora ulaşılan 1985 yılının turizm gelirinden daha fazla bir gelir elde edileceğini belirtti. (Baştarafi 1. Sayfada) rumda vatandaşı kim koruyacak?" dedi. Buyükerşen, savcıhğa sevkedilme olayının kendileri tarafından basına açıklanmadığını da hatırlatarak "Firmalar eskiden işlerini daha rabat yürutüyorlardı. Şimdi biz çelik bilya olduk arada. Ama bizim izin konusunda yetkili organ olmamıza Bakanlar Kurulu karar verdi. Ortada bir yasa, bir yönetmelik var. Tüketiciler bize bir çok firmayı şikâyet ediyorlar. Tuketiciyi korumak zorundayız" şeklinde konuştu. "Serbest piyasa ekonomisi herkesin ber aklına eseni, istediği gibi yapması defUdir" diyen, Yılmaz Büyukçrsen sözlerini şoyle sürdürdü: "Biı yaptonm uygulayamıyonız. Ancak Sanayi Bakanlığına ve savcılığa durumu bildirip gerekenin yapdmaanı istiyoruz. Bize bu görev verilmiş, biz de bunu yapıyoruz. ARAL'IN TEPKİSİ Yüksek Kurul Başkanı alınan kararlan savunurken, Sanayı ve Ticaret Bakanı Cahit Aral a.a.'ya yaptı ğı açıklamada "Yüksek Kurul kendi içinde örerk bir kuruldur. ama habercilikle uğraşmast gerekir, imalatın durdnnılup dunınılmayacağına degü" diyerek şunları söyledi: "Firmalann üretimteriıü durdurmalan soz konusu değil. Üretimin durdunılup durdunılmayacağı karanm bakanlığımız verir. Firmalar gerekli belgeleri aimışlar. ama tanınan siireden bir iki ay sonra Yüksek Kurul'a iletmişler. Konuyu Sayın Başbakana da ileltik. Bir hafta içinde ya yasa ya da yönetmelik degisikligiyle sorunu halledeceğiz." Elektronık Cihaz Üreticileri Derneği Genel Başkanı Maral Öztekin de olayın, belgelerin geç verilmesinden kaynaklandığını hatırlatarak "Biz eskiden olduğu gibi, sadece Sanayi ve Ticaret Bakanlıgı \e TSE'yle muhatap olmak istiyoruz. Yüksek Kurul ile bürokratik engeller artıyor. Yüksek Kunılun belgeleri denetlemek için ilgili kadrolan yok. Bir başvuruya uç dört ay içinde yanıt alabiliyorsunuz" dedi. (Baştarafi 1. Sayfada) Kıbrıs'a AT endişesi ise, "Goç, Göçmen ve Demografi Komitesi" nin hazırladığı uzun bir raporun oylanmasında ortaya çıktı. Raporun bir bölümunde, "Maraş'ın BM Banş Gücu'ne devredilmesi" çağnsı >er alıyor. Rapor, oybirliği ile kabul edüdi. Konsey Parlamenterler Asamblesi'nde Kâmran tnan ve Ümit Haluk Bayülken gibi tecrübeli şahsiyetlerin bulunmasına karşılık, söz konusu raporun nasıl oybirliği ile kabul edildiğini KKTC'de kimsenin havsalası alrnıyor. Bilindiği gibi, Maraş'ın ileri bir tarihte Rumlara verilmek uzere gecicı bir sure için BM Banş Gücu'ne devri, uzun bir süreden beri Rum tarafının desteklediği bir talep. Bu somut gelişmeler karşısında KKTC yönetıcileri yakın gelecekte Kıbns sorununa Uişkin olarak bir hareketlenme olacağiru sanıyorlar. Bu hareketlenmenin sonucunda Türkiye'nin AT'ye tam üyelik başvurusunun faturasırun Kıbns'a ve KKTC'ye ödetiunesinden ciddi kaygı içindeler. Nükleer pazariık (Baştarafi 1. Sayfada) lenen Milli Savunma Bakanı Z«ki YaTnztttrk nezdinde de "yemi nikkeer miikeieftyeöer" konusunda herhangi bir "nabu Toktamaa" yapılıp yapılmayacagı henuz beUi değil "Nükleer Planlama Grnbo"nun bugün ve yannki birleşimlerinde esas olarak tartışılacak sorun, Sovyet silahsızlanma Önerilerine ne tur bir cevap verilmesinin gerektiği ve bu verilecek cevap varyantlanna uygun olarak NATO'nun "kademeU nakleer caydıncılık" stratejisinı surdurmek için hangi yeni önlemleri atacağı, menzüi 1Û00 ile 5000 km arasında değişen ve LRINF adı verilen "orta menzflli füzderin" Avrupa'dan tamamen sökülmesi konusunda görüş birliğinin ortaya çıkacağı kesin. Buna karşılık, SR1NF olarak adlandırılan 5001000 km. menzilli "kısa orta fiızeler" konusunda henilz bir mutabakat yok. Sovyet önerilerinde bunların da "stfıriaBması" yer altrken, hem NATO askeri kanadı hem önemli Avrupa başkentleri hem de bir ölçüde Washington, bu ttir bir "sfırtamanın" "nukleer caydıncıhk" ilkesine ters düşeceği göruşundeler. Ankara ise, bu konuda daha değişik bir yaklaşım içinde ve hem LRINFlerde hem de SRINF'lerde "sıfır+afır" formülünü savynan nadir Batı bajkentlerinden biri durumunda. Bunun nedeni de hem Turk topraklarının Sovyet "orta kısa menalli fttzelerinin" tehdidi alunda bulunması hem de SRINFlerde sıfır gerçekleşmediği ve Batının yeni bir konuşlandırmaya gitmesi durumunda Türkiye'nin potansiyel yerleşim bölgesi içinde bulunması. Stavanger toplantısının Türkiye açısından diğer önemli yanı ise "SNF' adı verilen çok kısa menzilli nükleer silahlar konusunda nejutum alınacağı. tki süper devlet arasında ne tür bir silahsızlanma gerçekleştirilse gerçekleştirilsin, NATO açısından bu çok kısa menzilli nükleer silahlann öBeminin artacağı kesin. Oysa "yeni nükleer mükellerıyel" istemeyen Ankara, 1983 yılında ittifak tarafından kendisine verilmiş ytikümlulükleri tam olarak yerine getirmiş değil. Bunun nedeni de, hem Sovyetler Birliği'ni gocundurmamak politikası hem de ABD ile "arük çok fazla sıcak 01013990" ilişkiler. Ancak bugunkü NATO toplantısı sırasmda, müttefık kuvvetler başkomutam General Bernard Rogers'm, SNF'lere ilişkin raporunda ustu kapalı bir biçimde "yeni nükleer mükellefiyetlerini yerine getinneyen ölkeiere" serzenişte bulunacağı hemen hemen kesin: Fakat bu 'serzeaişİB " ülke adı vererek daha bağlayıcı bir tutumu y^.nsıtıp yansıımayacagı henüz bilinmiyor. Bu gerçekleştiği takdirde ise, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'un Ankara'nın "görüşünu" bir kere daha tekrarlayacağı sanılıyor. Öte yandan lngiliz Savunma Bakanı Yonager ve Federal Bakan Worner ile Stavanger'de birer ikili lemas yapacak olan Yavuztürk'e, özellikle Manfred NVoroer'ın nükleer silahlar konusunda sondaj yapıp yapmayacağı kestirilemiyor. Bilindiği gibi, Bonn, SNF kategorisine dahil olan ve şu anda Federal AJmanya topraklannda stoklanmış bulunan bazt nükleer başlıklann Turkiye'ye kaydınlmasmı istiyor ve Ankara bunu reddediyor. 2 Avnıpa Konseyi'nde geçen hafta Rum üyelerin yetki belgelerinin kabulu. AT'nin Kıbns Rum yönetimini Kıbrıs adasımn tek temsilcısi ve Kıbns Cumhuriyeti olarak kabul ederek gümrük birliği anlaşması yapması, kendiliğinden KKTC'yi dışlayacak, Kıbrıs Türk toplurnu üzerine muazzam bir iktisadi baskı yaratacak. Taraflar arasında gümrük birliği anlaşması imzalanmak üzereyken, bazı pünızler son dakikada imzalanmasını engelledi. AT ile Rum yönetimi arasında bu anlaşmarun imzalanması konusunun haziran ayında gündeme gelmesi söz konusu. Eğer böyle bir gelişme gerçekleşirse, o zaman KKTC, yaşayabilmek için tam anlamıyla Turkiye'ye dayaıunak zorunda kalacak. Bu takdirde ise, Turkiye ile AT arasında tam uyelik sürecinde Ankara, AT'nin Kıbns'ta taviz talepleriyle yüz yüze bulunacak. "Ben Türkıim, ama Bulgarlar ismimi Shalamanov Naum diye defistirdiler. Eğer karşı geiseydim beni kesiniüde oldunırierdi. Annemin ve babamın da admı degiştirdiler. Aynca ismioi degiştirmek istemeyea birçok Turkü de hiç çekinmeden öldürdüler. Bende kaçmak zonında kaldım." Üç bölümlük maç ortasına H.tbrahim'in kafası ve 39. dakikada sayı tabelasıru 30 yapu. Gençlerbirligi'rıin gtlzcllilderle dolu oyunu devam ederken, 41. dakikada Avni'ye top kaptıran Fatih' in topu çelmek için faulle kanşık müdahalesıne çok ajbz bir kararla ikinci kırmızı kart geldi ve ilk 45 dakika. bitti. Gençlerbirliği ikinci 4$ dakikaya dokuz kişiük Eskişehirspor'a pres yaparak ve iki bekini de hocuma sokarak başladı. 46. dakikada Zlatko'nun duvar pası ile evvda Harun, 48. dakikada Şirin'in kullanamadıgı bir toplan sonra, savunmadan kaptıg] topla yine Harun, 4 ve S. golleri yaptı. lşte bu rlakikadan sonra oyunun OçOncO bdlufflu ba^ladı. Dokuz kişi kalmış, moral ve umidini yitirmiş Eskişehirspor'a gol sayısı en az 10 olur diye dOsllııurken, sahada bir benciÜiktir başladı. Ceza ylanın^ her giren ben atanm düşüncesinde ve hayrettir, 50 galip bir takunın seyircâsi kotü oyun nedeniyle çileden çıktı. 63. dakikada Eyüp'Un bencilliği görüntüde, 77. dakikada Osman, kaleci ile karşı karşıya kalan H.lbrahim'in aya^ından topu almaya çalısırken, Zalad topu kapıyor, 87. dakikada üç ki$i ofsayt. "Bu nasıl pısif ofsmyt". Ve üç kişi Zalad ile karşı karşıya, gol yok. Bir dakika sonra bir duvar pası, bu defa ofsayt kesinlikle yok, ama yan hakemin bayragı havada. 89. dakikada Harun dokuz tnetreden çok rahat vurduğu topu auta aüyor ve Gençlerbirliği'm Eskişehir'e belki de turist olarak gOturecek skor tabelada degişmiyor. Goruntü ne olursa olsun, Gençlerbirliği 26. dakikadan 57. dakikaya kadar oynadigı futbolla skonı da maçı da hak etti. (Baştarafi Spor'da) Enflasyon (Baştarafi 1. Sayfada) saplandı. Nisan ayı toptan eşya fıyatlan artış oranını Devlet Istatistik Enstitusü vuzde 2.6 olarak hesaplamıştı. DİE'ye göre dört ayhk fiyat artış hızı yüzde 12.5, 12 ayhk fiyat anışı ise Kıbrıs Türk tarafının elinde bu geAvrupa Konseyi Parlamenterler lişmelere karşı koyabilroek için deAsamblesi'nde Kıbnslı Rum üyeleğerli kozlar var. Bunların ilki sıkı bir rin yetki belgelerinin kabulu ise ge"kapı rejiml"nin uygulanması. Yarek Türkiye, gerekse KKTC hesabını, Guney Kıbns'tan kuzeye yabanna önemli bir diplomaük zemin kaycı diplomatların geçişlerinde tam bir bı olarak göruluyor. Avrupa Konseyi devlet gibi hareket edilmesi. BöyleParlamenterler Asamblesi'nde, ce, KKTC'yi bir yasal varlık olarak "Kıbns Cumhuriyeu"'ne 2'si Rum, göğüslemeye Kıbrıs Rum kesiminde l'i Turk, 3 üye için ayrılan sandaldiplomatik temsilcilikleri bulunan ülyelerin Rumlara ait olanının yetki keleri zorlamak. Ikindsi ise görev subelgelerinin kabulune karşılık, Türk resi önümüzdeki ay, haziranda uzauye için aynlan sandalyeye yetki beltılması gereken BM Banş Gucu'nün gesi verilmeyerek askıda tutuluyor. (UN1CYP) Kuzey Kıbns'taki varlıTürk diplomasisi, Rum üyelerin yetğına son vermek. Bir üçuncusü Maki belgelerinin askıda tutulmasını enraş'ı Turk yerleşimıne açmak. gelleyemedi. Bu gelişmenin Türkiye Dışişleri Bu kozlann oynarnp oynar.mayaBakanı Vahit Halefoglu'nun Avrucağı ya da nasıl oynanacağı Turkiye pa Konseyi Dönem Başkanı olduğu KKTC ilişkilerine bağlı. Bır başka bir sırada gerçekleşmesi de Türkiye deyimle, Ankara'nın dış etkilere daiçin ciddi bir diplomatik zaaf olarak yanma derecesine. değerlendiriliyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler ., KKTC'deki kaygılar ve kuşkular Asamblesi'nde bir başka önemli gaf jÂ* bu noktada toplanıyor. "... Kullandığım kısîasın son derece gerçekçi olduğunu söyleyebilirim. Bir elbiseyi beğenmem için önce kumasını beğenmem lazım." Seçkin giyimevlerinde seçkin giysiler. bu etiketle sunulur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle