19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NÎSAN 1987+*** CUMHURİYET/13 'Içme suyımda şap yok' ANKARA {Cumhuriyel Buroso) Ankara Anakent Belediyesi, cinseî gücü etkikdiği iddia edilen japm içme sularında bulunmadığırn noter kanaltyla belgeledi. İçme suyunu noter huzurunda uzmanlara incelettiren Anakent Belediyesi'nce. suyu antma ve temizlemekte kuİlanılan alüminyum sülfatm halk arasmda yanlış oiarak "şap" diye adlandınldığı büdiriidi. Açıkdestek nedeniyle II gazeteci yazar ve akademisyene FKÖ lideri Ya lamada "Ankara Büyükşehir ser Arafat'ın imzasını taşıyan Filistin onur madalyası verildi. Bu Belediyesi Suiar fdaresi'nce amaçla Devlet Konukevi'nde bir tören düzenlendi. Törene Dışişleri alüminyum sülfatm temiz suMüstesan Nüzhet Kandemir, Müsteşarlık Siyasi Işler Yardımcısı Büdakj oranının tespiti amacıyla yükelçi Nurver Nureş, Dışişleri Bakanlığıyetkilileri, aralarmda Arapnoter huzurunda şehrin dört ve Doğu Bloku ülkeleri büyükelçilerinin de bulunduğu çok sayıda bir yerinden alınan numuneülke timsilcisi katıldılar. Onur madalyası Cumhuriyet'ten de üç ki ler, DSİ Teknik Araştırma ve şiye verildi. Onur madalyası alanlar şunlar: "Milliyet'ten Prof. Kalite Kontrol Dairesi laboMümtaz Sosyal, Mehmet Ali Birand, Cumhuriyet'ten Ergun Balcı, ratuvariannda tetkik ettirildi Sedat Ergin, Atina'da olan Cengiz Çandar'ınyerinearkadaşı Yük ve temiz sudaki alüminyum sel özbek, Hurriyet'ten Mithat Sirmen, TRT'den Ali Ktrca, Nokoranımn sıfır olduğu tespit ta'dan Arda Uskan, Daily ı\'e*>s'ten llnur çevik, UBA 'dan Bakı edildi" denildi. Özilhan, ANKA 'dan CCD Başkanı Ahmet Abakay yerine eşi aldı. Özal'a çiğköfte ANKARA (Cumhurijet Burosu) Başbakan Turgut Özal, dun Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le yaklaşık 2 saat goruştu. Haftalık olağan görüşmeden sonra Ozal yurda dönuşünden sonra ilk cuma namazını kılmak için Oran yolu üzerinde Yıldız Mahallesi'nde bulunan Orta Camii'ye gitti, cami çevresinde toplanan yumaşlar, Özal'a "Başbakanım geçmiş olsun" diye bağırdılar. Ozal, akşam uzeri de Turk Kadınını Guçlendirme Vakfı'nın yeni genel merkezini açtı. Açıhş sırasında gazetecilerin grevle ilgili bir sorusu üzerine Ozal, "Grev ertelemesi sadece üçuncu şahıslar çok zarar görürse mumkündur. Çok sıkışmadıkça engellemeyiz" karşılığını verdi. Başbakan, bir soru uzerine TürkIş'le aralarında bir zıtlaşmanın söz konusu olmadığıı* belirtti. "Turkiye'de kanunlan kimse delemez, deldirirsek, 12 Eylul öncesi gibi olur" dedi. Özal, kendini çok iyi hissettiğini, çalışma saatlerini arttırdığını kaydetti; açılış sırasında Özal'a çiğköfte ıkram edildi. (Fotoğraf: a.a ) Filistin onur madalyalan İS Kitap Şenliği başladı İslanbul Kitap Şenliği, dun Şişli Mecidiyeköy 'deki F/M Kültür Merkezı'ndeaçıldı. Açılışını Şişli Belediye Başkanı Mehmet Emin Sungur'un yaptığı 2. Kitap Şenliği 12 nisana kadar sürecek. Şenlik boyunca 220 kitabevinin kiıaplan sergilenecek, ayrıca 26 kuruluşun ozel standları yer alacak. 2. Kııap Şenliği çerçevesmde dun saat 16.00'dan itiharen İsmail Cem, Necati Cumalı, Sebahattin Kudret Aksal, Naim Tırali, Muzaffer Izgü, Cavat Çapan, Tarık Dursun K. ve Nedim GUrsel kiiaplannı ımzalayarak okurlanyla söyleştiler. Bugurt de saat 14.00'de Mengü Ertel, Ali Akdamar, Sadık Karamustafa ve Emre Senan'ın katılacağı ''Crafik Sanatt" konulu birpanel duzenlenecek (Fotoğraf: UĞLR GUSYÜZ) HABERLERİN DEVAMI ABD'den olıunsuz tutum (Baştarafı 1. Sayfada) şişleri Bakanlığı'nca açıklandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yalım Eralp dun bu konuda bilgi verirken, Shultz'un "vönetimin tabiatıyla boyle bir teklifin kabulune şiddetle ve de kesinlikle karşı çıkacağını ve bu konuda ustün bir gayret gösterecegini belirttigini" açıkladı. Eralp, Shultzun mesajında "vardım tasansunn heIIILZ Kongre'de başlangıc asamasında bulunduguna" dikkat çektiğini de ekledi. Ankara'mn, Temsilciler Meclisi Dışi lişkiler Kotnitesi'nde ortaya çıkan bu gelişmeler karşısındaki tutumunu "yumuşak" bir tonda ayarladığı dikkat çekti. Nitekim, Dışişleri Sozcüsü Eralp, gazetecilerin sorularım yanıtlarken, "Bu tür oneriler daha önce de çeşitli biçimlerde getirilmişti. Hatta biliyorsunuz bir kısmı da kabul edilmişti" dedi. Sözcü, açıklamasına devamla, "Bunlar gereksiz olduğu kadar Kıbns meselesinin çözümüne de şu veya bu şekilde bir katkıda bulunmaz" şeklinde konuştu. Dış.işleri Sözcusu, bir gazetecinin "Türkiye Kıbns'taki biriiklerinin sayısını arttırdı mı?" şeklindeki bir sorusu üzerine de "Bu soru ABD ziyareti sırastnda Dışişleri Bakanımıza Kongre'de yöneltilmistir. Sayın Halefoğlu, bunun doğru olmadığını soylemiştir. Kıbns'lg bir askeri mevcudiyet arttınmı varsa, bu da guneyde olmuşlur. Ustelik. Kıbns Rum makamlannca iftiharla ilan edilmiştir. Biz sadece Türkiye'deki tank modernizasyonu çerçevesinde KKTC'deki tanklanmızin modernizasyonunu yaptık" diye konuştu. ABD'de bulunan TBMM heyeıı. VVashington'da Kongre üyeleriyle yaptıkları gorüşmeden sonra durı Ne» York'a uğradılar. Heyeı üyelerı gozlemlerini aktarırken. '"Görüşmelerin çok parlak geçtiği so> leneme/" dediler. Istanbul Milletvekili Doğancan Akyurek, başta Ermeni meselesi. Savunma ve Ekonomik Işbirlığı Anlaşması ve TurkYunan ilişkileri olmak üzere uç konuya ağırlık vcrdiklerinı anlattı. Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Le Hamillon'un göru>meler sırasında Kıbns'tan askerlerin çekilmesi için bir öneri getirdiğini vc "5000 asker çekerseniz dtş \ardımı 50 milyon artlırırız" dediğini söyledi. SHP Milletvekilı Sanoglıı ıse "TurkABI) ilişkileri sağlıklı degil. ne >onelim ne de lobi için harcanan \u/ binlerce dolar ise yarıyor" dcdi. SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, ABD Kongresi'nin "Kıbns'ta ABD silahına yasak" kararında ve Türkiye'ye yardımın Kıbns'taki duruma bağlanmasında hukümetin SEİA'yı kayıtsız şartsız imzalamasmdaki tavnmn cesaret verdiğini söyledi. Fikri Sağlar, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'na gönderdiği mesajı da oyalama oiarak niteledi. TASAR1 Türk lobisi dolaşU liınan lobisi kazandı TANJU AKERSON WASHINGTON ABD Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komisyonunda Türkiye ve Yunanistan'a yapılacak askeri ve ekonomik yardımlar konusundaki oturum, Türkiye'nin "sigaya çekildigi" bir foruma dönüştü. ABD'de tanıtım gezisinde bulunan bir grup Türk parlamenterlerden hiçbirinin hazır bulunmadığı oturumda Türk lobisi hiçbir varhk göstermezken Yunan lobisinin çabalanyla "örtülu ambargo" oiarak nitelenebüecek önergeler, birbiri peşi sıra kabul edildi. Türk teani sadece New York temsilcisi Stephen Solarz sahiplenerek, İsrail'in işgali altındaki Arap topraklarında Amerikan silahları kullanmasına karşı ne gibi önlem alındığını sordu. Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komisyonu, Kıbns ile ilgili yasa değişikliği tasanlannı görüşürken tartışmalar şöyle geçti: Türkiye'nin Kıbns'ta Amerikan silahlarını kullanmasını yasaklayan onergeyi veren Cumhuriyetçi milletvekili ve komisyon ikinci başkanı Broomfield, KKTC'yi bir işgal rejimi oiarak tanımladıktan sonra Türkiye'yi BM kararlarıra ihlal etmekle suçladı. Broomfield, önergenin, kabulünün Turkiye'ye ABD'nin Kıbns'ı işgal gibi yasadışı amaçlar için değil NATO için yardım ettiği yolunda açık bir mesaj olacağınt söyledi. Önergenin îkı'nci sahibi Demokrat Pennsylvania milletvekili Gns Yatron da son Ege krizinin ABD'nin bölgeye yardım yaparken daha dikkatli davranması gerekliliğini ortaya koyduğunu Öne sürerek Perle'nin açıktamalarıyla da Türk birliklerinin Kıbns'ta silahlannı yenilediğinin doğrulandığını söyledi. Maine milletvekili Olimpia Show da önergenin aslında yumuşak olduğunu, yalnızca bundan böyle Kıbns'ta ABD silahlannın kullanımını yasakladığını, oysa Turkiye1 nin adada ağır suçlar işlediğini iddia etti. Ne» York milletvekili Stephen Solarz ise önergeye Ege'de kızışmanın soğuduğu bir dönemde havayı tekrar ısıtacağı gerekçesiyle karşı çıkU. Solarz, aynca adadan yabancı birliklerin çekilmesinin siyasal çözüm içinde ele alınması gerekti|ini, bunun ABD baskısıyla gerçekleşeceğini sanmanın yanlış olacağını söyledi. Solarz, kendisinin de Rumlann Cuellar'ın son Kıbns taslak anlaşmasını reddetmeleri yüzünden Yunanistan'a yardımın kesilmesini öngören bir değişiklik sunabileceğini, bunun Türkiye için sunulan onergeden farklı olmadığını, örnek göstererek önergeyi yapıo bulmadığını belirtti. Solarz, SEİA'nın yeni imzalandığına işaret ederek "Yardım alt komisyonda kesildi... Bir de üzerine bu eklenirse Türk hükümeti kamuoyunun baskısıyla başka yöne itilir... Bu da ABDnin çıkanna olmaz" şeklinde konuştu... Solarz'a yanıt veren Ohio Demokrat milletvekili Feighan "Türkler de BM kararlanna uymuyor... ABD'nin yasadışı işgali desteklemediğini bu önergenin kabulü onlara ögretecektir" dedi. Gus Yatron, Türklerin, De Cuellar'ın taslak anlaşmasını nihai çözüm olana kadar, geçici hükumet döneminde bile Türk birliklerinin adada kalmasım sağlar biçimde yorumladığını belirtti... Dışişleri Bakanlığı Güney Avrupa Dairesi Başkanı Mark Ussfeld, söz konusu önergeye Kıbrıs'la ilgili görüşme sürecini bozacağını ve TürkABD ilişkileri üzerinde olumsuz etki yapaca|ını söyleyerek karşı çıkarken "Önergeye Yunanistan'ı dahil etmek Türkiye açısından bir şey degiştimıiyor" dedi. New Jersey milletvekili Torricelli, onergeyi desteklerken yönetimi Kıbns sorununu çözmede hiçbir şey yapmamakla suçladı ve ABD'nin deyreye girmesini istedi, Torricelli. "Önergenin kabulü Kongre tarafından aktif rol istendi KOMJSYONDAN NASIL GEÇTT? (Baştarafı 1. Sayfada) yururlüğe gırişi ile Başbakan Turgut Özal'ın yurda donuşunun aynı zamana rastlaması uzerine batık şirketlerin bu işleyişi tersine çevirme yonundeki gayretleri dikkati çekiyor. Adının açıklanmasını istemeyen onde gelen bankalardan birinin yöneticisi bu son gelişmeyi şoyle anlattı: "Zordaki şirketlerin yöneticileri bankayla anlaşsaiar bile son karann Başbakan başkanlığındaki kurula ait olduğunu biliyorlar. Bu nedenle oncelikle söz konusu kurul üyeleri ile temasa geçerek işlerini sağlama almak istivorlar. Bu on onayı, bankayla pazarlıkları sırasında koz olarak kulianmayı da düşünüyorlar." KAYNAKLAR SINIRLI lş kesimi batık kredilerin yarısını üstlenen kamu bankalarının kurtarma operasyonlarına ne ölçude katkıda bulunabileceklerini de hesaba katıyor. Soz konusu bankalann ellerindeki kaynaklann sınırlı olduğunu anlayan iş kesiminin, kurtarmada oncelik almayı politik tcınaslarla sağlamayı amaçladıkları gozleniyor. Kamu bankalanndan birinin yöneticisi iş dünyasındaki bu telaşın mantığmı şöyle açıkladı: "Kurtarma operasyonuna evet dediğimizde borçlannızı 5 yıl vadevle faizsiz erteliyorsunuz. İşletmecilik yonunden geleceği beu'rsiz bir operas>ona girivorsunuz. O)sa birçok şirkete açılmış olan kredilerin birinci derecede ipoteği var. Banka makul koşullar bulamazsa anlaşma istemeyecektir. DolavKiyla kamu bankalannda da kurtarmaya kaydınlacak kaynaklar sınırlı olacaktır. Bazı işadamlanmız işte bu sınırlı kaynaklardan yararlanmak istiyoriar." YABANCI YATIRIMCILAR Zorda bulunan tekstil ağırlık lı bir Turk şirketi ile bir suredir ilgilenen yabancı bir yatırımcı grubun da kurtarma yasasından sonra çalışmalarını hızlandırdığı öğrenildi. Geçen hafta içinde DPT Yabancı Sermaye Başkanlığı'na başvuran bu yabancı yatırımcı grup, Türk şirketine ortak olmalan halinde ne gibi teşviklerden yararlanacağını öğrenmek istedi. Ancak DPT yetkililerinin yanıtı, "Sadece vergi ve SSK prim borçlannın ertelenebileceği" yönünde oldu. Baük GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) dan, Vakıflar Bankası şubelen aracılığı ile "Al Baraka ve FaisalFmans Kurumları"na toplanan paranın tutarını sormuş.. Oksay'dan gelen yanıt çok itginç.. Oksay'a göre konunun "gizli kalması" gerekirmiş; bu bir "banka s/m"ymış, ayrıca, TBMM içtüzüğüne göre de "tfcarisır" Meclis araşiırması konusu da olamazmış.. işte bu yüzden, soru yanıtlanamazmış.. Allah, Allah! Her şey sır. Bakanlar Kurulu karariarının bir kısmını "Kamuyu ilgilendirmez" diye yayımlamazlar, "fon" dedikleri trilyonluk kaynakları devlet denetimi dışını çıkarıtiar; bir devlet bankasını bu Suudi kökenli f'ınans kurumlarının şubeleri gibi çalıştırırlar, sonra "Bu yolla ne kadar para toplandı?" diye sorunca da "ticari sır" gerekçesine sığınırlar. O zaman TBMM ve milletvekilleri, hukümetin eylem ve işlemlerini nasıl denetleyaceklerdir? öyle ya; bir kez "sır" zırhına büründünüz mü, işler kolaylaşır. Sayın Başbakanın kardeşini ve ANAP ii başkanlarını, zemzem kuyularından çıkarılıp, gül suyuna batırılan dolarlarlazengin etmenın adı yalnızca "ticarisır" olmasa gerek.. Belki bu ballı börekli ilişkilerin açıklanması "devlet s/rn"dır. Devletimiz, "Türkİslam sentezi" ideolojisini benimseyen "son bağımsız Müslüman Tütk dev/et/" değil midir? Öyledir. Öyieyse, Müslümanlar arasmda sırf Allah nzası için yapılan bu ticaret, hem "ticari sır" hem de "devlet sırrı" olmalıdır. "Para ile iman"\r\ kimde olduğu hiç sorulur mu? Sorulmaz. Günahtır. Hem Allah aşkına nedir şu "faizsiz kredi" işi? Paranın para getirmesi değil mi? Hem para para getirsin hem de bunun adına "faiz" denmesin. Bu sorunun yanıtını Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'den alıyoruz. Erdem, "IsJam Kalkınma Bankası'na vergi iadesi tanınması hakkındakitenun"ur\TBMM'deki görüşmeleri sırasında bakınız bu konuyu nasıl da özlü biçimde anlatıyor: "Islam Kalkınma Bankası, kredi olarak verdiği borç paranın karşılığını "taiz" adıyla almaz. Bunun ismine "kâr ortaklığı" der, "satın alma", "kira ücreti karşılığı" der, bunun bir nevi faizin ismini kira ve kâr ortaklığı adları ile isimlendirerek alır" (TBMM, B: 65, 11.2.1986, 0:1, S:44) Yani Arapçası ile "hilei şer'iye"; Türkçesi ile "yasaya karşı hıte.." Şimdi, diyelim ki, "Al Baraka ve Faisal Finans kurumlan" battılar.. Olur a! Bu durumda, "Tasfiye karar ve işiemlerinde Türk Ticaret Kanunu, İcra İflas Kanunu ve mevzuatın tasfiye ile ilgili işlemleri uygulanmaz." Niçin uygulanmaz? Çünkü Başbakan özal, bir kez kardeşi ve partisinin il baskanları aracılığı ile kurulan bu kurumlara bu ayrıcalığı vermiştir. Bir çeşit "kapitülasyon"dur bu. Bunları araştırmak ise "sır." Şimdilik "sır" olmayan, bakan Oksay'ın Aydınlar Ocağı üyeliği ile Başbakanın kardeşinin Suudiler ile ortaklığıdır.. Ve tabii bir de bu "zatt şeriflehn" laiklik anlayışlandır. Atatürkçülük ne kadar da güzel "korunuyor ve kollanıyor' değil mi? İlhamdülillah herkes Atatürkçü! Kiliseden Papandreu'ya (Baştarafı 1. Sayfada) için çağrıda bulundu. Bu arada, önceki gece yasa haline getirilen kamulaşlırma ile ilgili yasa tasarısının gorüşüldüğü parlamentoda PASOK ve YDP miltetvekiUeri arasmda çıkan büyuk anlaşmazlıklar bazı şiddet olaylarına da yol açtı. YDP milletvekilleri PASOK hükümetini "gerilemediğT' için suçlarken PASOK milletvekilleri YDP'yi "gericiHkle" suçladılar. Kilise ile hükümet arasmda çıkan anlaşmazlıklardan sonra, Bakan Tritsis, yasa tasarısının 6., 7. ve 8. maddelerini yeniden duzenlediği halde kilise tarafından tatmin edici oiarak karşılanmadı. Kutsal Sinod şimdi tum yasanın iptal edilmesini istiyor. YDP de kiliseye sahip çıktığı halde Kutsal Sinod'un Istanbul Patrikhanesi'ne bağlanabileceği yolundaki düşuncesini "kabul edfiemeyecek bir diişiiuce" oiarak niteledi. Söz konusu tarasının yasa haline getiriliş şeklini parlamento localanndan "merakla" izleyen din adamları yasa tasarısının onaylanmasından sonra, Kutsal Sinod'u olağanüstü toplantıya çağırdılar. Kutsal Sinod ise, özellikle Bakan Tritsis'in bu "kutsallığım" affedemeyeceklerini ifade edebilmek için, Yunanistan'ın kilise yönetimini, Istanbul'daki evrensel Ortodoks kiliselerinin ruhani liderliğini yapan Fener Patrikhanesi1 ne bağlayaeaklan yolunda bir karara varabileceklerini duyurdular. Kutsal Sinod'un bu düşüncesi, Yunanıstan'da bir bomba gibi patladı. Yunan gazeteleri, dunkü sayılannda "Yunanistan kilisesi, Türk yönetimi altına girmek istiyor" şeklinde başhklar kullandılar. Yunan gazetelerine göre, tstanbul'daki Fener Patrikhanesi. Türk yönetiminin baskısı altında bulunduğundan, dolaynsıjia Yunanistan kilisesinin de aynı baskılara maruz kalabileceğini öne sürdüler. Ancak konuştuğumuz Yunanlı anayasa profesöru Dimitrio$ Sfecas, tstanbul Rum Patriği Dimitrios'un, Yunan kilisesinin vermesi söz konusu olan "bagınüıhk" dilekçesini kabul edebileceğini sanmıyor, yani Patrik Dimitrios'un bu istemi reddedeceğine inanıyor. Çünkü yüzde yanm ihümal dahilinde bu dilekçe patrik tarafından kabul edilse dahi, Yunanistan anayasasınm kilise ile ilgili maddelerinin değiştirilmesi zorunlu hale gelecek. ö t e yandan Avrupa Parlamentosu'ndaki Sosyaî Hıristiyan Gnıp, kendi içindeki Yunanlı milletvekillerinin girişimiyle .\ET asamblesınin Papandreu hükümetinin Yunanistan'daki kilise mallanm kamulaştırmasını kınayan bir acil onergeyi parlamento başkanlık divamna verdi. Söz konusu önerge ise perşembe günü Strasbourg'da oylanacak. Yunan Televizyonu, dun akşamki haber bülteninde, Başbakan Andreas Papandreu'nun bu akşam Larisa kentinde çok önemli bir konuşma yapacağını duyurdu. Papandreu'nun, Tarım Kooperatifleri Birliği'nde konuşacağı belirtildi. Atina'daki diplomatik çevreler. Yunan Başbakanı'nın konuşmasında, Özal'ın mesajına cevap verebileceğini öne süruyorlar. Papandreu, resmi bir ziyaret için Atina'da bulunan Luksemburg Dükü onuruna verdiği yemekte, Yunan hükümetinin bölgede barış ve huzurun sağlanması için hiçbir çabadan kaçınmayacağını söyledi. Bu arada Yunanistan Hıristiyan Ortodoks Kilisesi, dün Papandreu yanlısı gazetelerde yer alan "tslanbul Patrikhanesi'nin Türkiye'ain kontrolü altında oldugu" yolundaki iddialan şiddetle reddetti. SenSinod Meclisi Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada, tstanbul Patrikhanesi'nin, Ortodoksluğun temel taşı olduğu \e yönetimine kimsenin karışmadığı belirtildi. ginin guçlü mesajı olacaktır" şeklinde konuştu. Florida Demokrat Milletvekili Larry Smith Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun son Ege krizinde Amerikan üslerini kapatma tehdidini şiddetle eleştirdikten sonra ABD'nin Kıbns sorununu artık çözmesi gerektiğini söyledi... Pennsylvania milletvekili Demokrat Kostmeyer'ın "Yunanistan'ın da önergeye dahil edilmesinin bir denge kurduguna inanıyor musnnuz?" sorusuna Dışişleri yetkilisi Lissfeld "hayır" yanıtını verirken Türk birliklerinin anlaşmasız çekilmesinin Kıbns Türkleri için bir tehlike oluşturacağı kanısında olduğunu da vurguladı. Tekrar söz alan Solarz, Kıbrıs Türklerinin 196074 arası yaşadığı dramı anlattıktan sonra "İsrail de ABD silahlannı Batı Şeria'nın işgalinde kullanıyor, ona niye karşı çıkmıyonız" sorusunu ortaya attı. Gus Yatron, Solarz'a Kıbns'ın işgalinin İsrail'in Arap topraklarım işgaline benzetilemeyecegi yanıtını verirken komisyon başkanı Daniel Fascell "Biz, bureda bu önergeyi oylarkcn ABD yasalannın uygnlanmasında tavnmızı koyacağımız bir örnek vereceğiz... Mesele TürkYunan anbşmazlığı degil" şeklinde konuştu... New York Milletvekili Gilman da onergeyi Kongre'nin artık Kıbns'ta çözüm istediği konusunda Ankara ve Atina için bir sinyal olacağı gerekçesiyle desteklediğinı söyledi. Kostmeyer ise özellikle Feighan'ın Kıbns'ta askerlerini arttırdığı gerekçesiyle Turkiye'ye hibe askeri yardımdan 50 milyon dolar kesilmesini öngören önergeye şiddetle karşı çıkarken "Bu, SEİA'yı imzalaysn Türklere karşılıgında yamruk atıp bir dişlerini kırmak anlamına gelir.. Türklerin bu önergeyle asker çekecegine kim inanır? Türkkr hem asker çekmeyecek hem de ABD'ye büyuk tepki göstereceklerdir... ABDnin bölgedeki çıkarlan büyük ölçüde zarar görecektir" şeklinde konuştu. I 6 Ek mektup' artık ölü bir ıııetin gosterdığı kararlılığm ölçüsu "ck mektup"taki guçlü taahhudün oldukça gerisinde. Karardan hemen sonra ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Dışişleri Bakanı Vahil Halefoğlu'na bir mesaj göndererek, "Bu gelişmete şiddetle karşı çıkacağız" diyerek, Ankara'mn tepkisıni yumuşatma yolunu seçivor. îlginçtir, "Şiddetle karşı çıkacağız" ifadesi, ek mektup metnindeki ifadenin aynısı. Bu taahhüt, Kongre'deki oylamadan once gosterileceği yerde, oylamadan sonra bir mesajla kâğıt üzerinde teyit ediliyor. Kuşkusuz, Shultz, Halefoğlu yerine, oylama oncesinde komite üyelerine birer mektup göndererek oylamanın kaderini etkıleyebılirdi. Kongre'deki gelişme, "ek mt'ktup"un imzatanmasına karşı çıkan ve "Anlaşma sovut bir taahhuıler manzumesidir" şeklinde eleştiri yonelten siyasi çevTelerin, kaygılannda ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Başöakan Özal ve istemeye istemeye Wsashington'a giderek "ek mektup"a imza atan Dışişleri Bakanı Vahiı Halefoğlu bu gelişme uzerine Turk kamuoyu karşısında güç duruma düştüler. Dış İlişkiler Komıtesi kararı, iç politikada Özal hukumetini sıktntıya sokacaktır. YLNAN LOBİSİ GÜÇLENİYOR Komitede alınan sonuç Rum lobisinin son dönemde Kongre'de sağladığı en önemli kazamm. trangate skandah nedeniyle yonetimin ağırlığını yitirmesi ve ardından Kongre'nin her iki kanadında da Demokratlann çoğunluğa geçmesi Kongre'deki Yunan lobisinin onünü açtı. Yunan lobisinin önumüzdeki dönemde Kongre'de Türkiye üzerinde bir baskı mekanizması kuracağı şimdiden söyienebilir. Yunan lobisinin guçlenmesinin Ankara açısından yarattığı en ciddi sakınca, Kıbrıs sorunu ve TurkYunan anlaşmazlıklarına getıreceği yansımalar. Yunan lobisinin Kongre'de Turkiye üzerinde bir baskı mekanizması kurması, gerek Yunanistan, gerek Kıbrıs Rum Yonetimi'nın Kongre'ye guvenmesinı sağlayarak uzlaşmaz tutumlara yoneltebilecek. Ankara açısından ABD ile ilişkilerde baş gösteren sıkıntılar yalnızca Dışilişkiler Komitesi'ndeki bu gelişmeyle sınırlı değil. Hatırlanacağı gibi bu karardan bir gun önce Kaliforniya Eyalet Senatosu Turkiye'yi "Ermeni soykırımı" ile suçlayan ve 24 nisan tarihini "soykınm kurbanlan için anma günü" oiarak ilan eden bir tasarıyı kabul etmişti. Ermeni lobisi ikinci aşamada Temsilciler Meclisi'ndeki Ermeni Soykırım Tasansını gundeme getirecek. Yonetimin zayıflaması nedeniyle bu tasarının genel kuruldan geçmesi zayıf bir olasılık oiarak görülmuyor. ANKARA NEDEN ILIML1? Ankara'mn son gelişme karşısmdaki tepkisine gelince, Dışişleri Bakanlığfnın dün tepkisini oldukca iljmlı bir tonda ayarladığı dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı, tasarıya konan Kıbrıs'la ılgili koşullann Temsilciler Meclisi'nden geçeceğine ihıimal vermiyor. Dışişleri'nden üst duzey bir yetkili, dün bu konuda Cumhuriyet'e "Tasarının yasalaşabilmesi için Kongre'de daha bir dizi merhaleden geçmesi gerekiyor. Bundan sonraki kademelerde bu değişiklikler çıkartılacaktır. Bunlar hep olacaktır. Mucadele devam edecek" şeklinde konuştu. Aynı yetkili, "Shultz'un hemen bakanımıza bir mesaj gondermesi de yonetimin bu konuda gayretkeş bir tutum içinde olacağının bir isarelidir. V önelim bu işe dişini takacaktır" diye ekledi. Bu çerçevede, Ankara'mn kimi gozlemcilerce "üstü kapalı bir ambargo"yu andıran kararı "geçici bir başağnsı" oiarak gorduğü anlaşılıyor. Ankara, ayrıca tepkisini "yumuşak" tutarak TürkAmerikan ilişkilerindeki var olan sıkıntıları daha fazla arttırmamak çabası içinde. Başka bir anlaıımla, Ankara, "Kongre zaten karşımızda, hic olmazsa yönelimi yammızda tulalım" yaklaşımını benimsemiş gözüküyor. Ankara'daki yetkililerin, "yonetimin taahhütlerini ne ölçüde karariı bir şekilde yerine gelirdiği" yolundaki soruları yanıtlamaktan kaçınmaları da yönetim kanadına dönük, ifade edilmeyen bir rahatsızlık belirtisi oiarak alınabilir. Türkiye ve (Baştarafı 1. Sayfada) Fuad Mahssum, konuyla ilgili olarak. "Irak, İran'a karşı sürdürdügü savaşta yenilirse, Türkiye'nin Irak Kürdistam'nı ele gcçirme olasılığına karşı hazirlik.li olmamız gerekir, bu nedenle Türkiye'deki çeşitli Kürt gnıplanmn temsilcileriyle yapacagımız toplantı için ön hazırlıklan tamamladık. Örgüt liderieri çok yakın bir gelecekte bir araya gelecekler" dedi. Soz konusu toplantının halen İran'ın desteklediği Irak Kürt gruplarının denetimi altında bulunan Kuzey Irak'ın bir yoresinde yapılacağı öğrenildi, ancak kesin yer ve tarih konusunda aynntılı bilgi verilmedi. Dr. Mahssum. Türkiye hükumetı tarafından teror saldınlannm baş sorumlusu olarak nitelenen PKK adlı bölücu orgütun, bu toplantıya dahil edilemeyebileceğini belirtirken, toplantıya katılan PDK (tran), PDK (Irak) ve diğer örgütlerin PKK'nin benimsediği terorist yöntemleri kabul etmediklerini söyledi. Dr. Mahssum, açıklamasına devamla, "Ancak biz Kürdistan Yurtsever Birligi (PUK) olarak PKK'nin de bu toplantıya katılmasından yanayız. Çunkü ancak böyle bir toplantıda PKK'ye şikâyet ve eleştirilerimizi açıkça iletebiliriz" dedi. PUK sözcüsü, PKK'nin Türkiye'deki en önemli Kürt örgütü olduğunu iddia ederken Barzani'nin onderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi'nin bir sözcusu. "PKK. Türkiye'deki ılımlı Kürt gruplarıyla kıyaslaıulığında önemsiz bir teşkilattır. Üslelik PKK orgütünün içine Turk istihbarat teşkilatının ajanları sızmıştır" dedi. Öte yandan, Londra'da PKK'ye yakın çevreler, söz konusu toplantının yapılacağını doğrularken. "Bunlar. Ankara ve Bağdat hiıkümetiyle iş yapan gerici ve toprak agası kesimlerin temsücileridir. PKK çagnlsa bile böyle bir loplantıya katılmaz" goruşunu savundular. 1944 yılında yapılan "Peymani Se Sınır" anlaşmasının üç ülkedeki Kün gruplannın "Kürdistan" olarak niteledikleri toprak parçasımn Bağdat, Ankara ve Tahran'daki resmi hükümetlerin yöreyı üçe bölmesini reddeden bir anlaşma olduğu biliniyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Bir kere, konıitede, ortaya çıkan sonuç, Özal hükümetinin "büyuk umutlar" bağlamasa da "alabildiğinin azamisi" oiarak gorup imza attığı Üsler Anlaşması'na ilişkin "ek meklup'urı daha uzcrindcki mürekkebi kurumadan "ölü bir anlasma" haline geldiğini gösteriyor. İki ülke arasındaki Üsler Anlaşması'mn süresini 1990 yılına kadar uzatan "ek mektup"un en önemli bölümlerinden biri, Amerikan yönetimınin "TürkABD ilişkilerinin sağlıgına. TürkABD askeri işbirligine veya Türk Silahlı huvvetleri'nin ihtiyaçlanna esas oiarak sağlanacak güvenlik yardımı yapılması çabalanmıza zarariı olabilecek yerslz harekellere şiddetle karşı çıkacağız" yolundaki taahhüduydu. Reagan yönetimi, anlaşmadaki bu "ifade" yardım programlanmn Kıbns sorunu ve TurkYunan ilişkileri ile irtibatlandırılmaması ve Ermeni Soykınm Tasarısı gibi girişimleri engelleme yükümlülüğu altına girmişti. Ancak, komitede alınan sonuçla bu taahhut şimdiden havada kalmış durumda. Aynı "ek mektup'ta, "ABD yönetimi, Türkiye"ye tüm vardım talebinin gerçekleştirilmesi yolunda, berhangi bir diğer yardım talebine sağladığından daha az olmamak üzere giiç ve kararlılık göstermeyi taahhüt eder" şeklinde bir başka vaat de yer alıyor. Bu ifadeyle, yönetim, İsrail ve Mısır için önerilen yardımların Kongre'den geçmesi için gösterdiği kararlılığm aynısını Türkiye için de üstlenmiş oluyordu. Oysa, tasarının komiteden geçişi sırasında yonetimin R A S G E L E RAİFERTEM izledim. Geldiğim yolamağı tuttum. Dönüyorum. Çıkarken iki saat çekmemişti. Kuşluk oldu. Öğlen oldu. Gıdiyorum, gidiyorum. . Kamp yeri yok. Bulamıyorum. Islık çalıyorum. Bağırıyorum. Yanıt yok. İçime korku düştü. Biriki tüfek attım. Dinledim. ses yok. Dönüverdim gerıye. Koşarcasına. Bu kerre yolamak tepenin arkasına dolandı. Yerın yabancısıyım. Yine döndüm geriye Her dönüşumde başka yere çıkıyorurn. Korku telaşa döndü. ayaklarım sopalara takılıyor. Gün kararıyor. Gece ormana çabuk düşer. Gölgeler canlanıyor. . Umudu kestım. Diklemesi yukarıya tırmandım. Açıklık bir yer arıyorum. Yol, iz... Orman. denız! . Yan tarafta bir seyreklik var. Yöneldım. diklemesi. Vardım. Bir eşek otluyor bir ihtiyar uyuyor. Uyandırsam mı. uyandırmasam mı? Seçeneğim yok. Ayaklanmın ucuna basarak yaklaşım. insan bir kerre ürkmeye görsün. Usulca seslendim. Gözlenni (Baştarafı Spor'da) Bu yıl ilk kez odule laytk gorülen yabancı uvruklu altı kişi \e bir kuruluş şunlar. Prof. Haiasi Kuhn (ABD): Macar asıllı Colombia Universitesi profesörü, yaklaşık 30 yıldır Türk tarihi ve kulturünü tanıtıcı konferanslar veriyor. Bu konuda incelemeleri bulunuyor. Ord. Prof. Dr. Fritz Neumark (F. Alraanya): Atatürk'ün erariyle İktisat Fakültesi'ni kuran Ord. Prof. Dr. Neumark, "Boğaziçi'ne Sığınanlar" eseriyle 19361956 dönemi Turkiyesini anlattı. Neumark, Turkiye'ye 194O'lı yıllarda göç eden Alman bilim adamlarından hayatta kalan tek kişi. Prof. Heath Lowr> (ABD>: ABDde "Turkiye" ve "Ermeni Sorunu" konusunda konferanslar verdi, eserler yazdı. JeanPaul Roux (Fransa): Ünlu Fransız yazarı, tarihçi ve Türkolog... Türkiye ile ilgili kitaplanyla Fransada Türk dostu oiarak un yaptı. Prof. Dr. Anne Marie Schimmel (F. Almanya): Harvard Üniversitesi Turkoloji Profesöru Schimmel, Mevlana hakkındaki eserleriyle tanınıyor. Ord. Prof. Dr. Andreas Tietze (Avuslurya): Türk tarihi üzerinde yaptığı geniş kapsarnlı ve değerli araştıvmalan bulunuyor. JaponyaOrtadogu Kültür Merkezi: Merkez, 1 Nisan 1 Eylül 1985 tarihleri arasında Japonya'da "Uygarlıklar Ulkesi Türkiye" sergisini duzenledi. Öte yandan Turkiye'de TÜTAV1986 tanıtma ödulüne'layık görülen, Muharrem Nuri Birgi (oldü), Çelik Giılerso}, Leyla Gencer, Murat Karayalçın, Ahmet Ertegiin, Zulfî Livaneli. Duygu Aykal, Gülsin Onay, Adnan Savgun, Prof. Sedat Hakkı Eldem ile Istanbul Kultur ve Sanat Festivali ve TRT Ankara Televizyonu Çocuk Programlan Mudürluğü'ne de ödülleri turizm sezonunun açılışında verilecek. TUTAV (Baştarafı 14. Sayfada) KKTC'ye ük kez bir Sovyet heyeti geliyor İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA Kuzey Kıbns'ta Turk yönetimi ve KKTC'nin kurulmasından bu yana SovyetlerBirliği'nden bir heyet ilk kez Kuzey Kıbns'a geliyor. Sovyetler Birliği'nden Kuzey Kabns'a şimdiye kadar diplomatik ve siyasal bir heyetin gelmemesi ve bundan ısrarla kaçınılmasından sonra böylesine bir ziyaretin gerçekleşmesi S o ^ e t girişimlerinde yeni gelişmelere önemli bir kamt sayılıyor. KKTÇ Cumhurbaşkaru Denktaş, temaslarda bulunmak üzere Güney Kıbns'a gelen Sovyet Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Birinci Mudürü Nikolay Afanievski başkanhğındaki Sovyet heyetini bugün saat 10'da kabul edecek. Kıbns'taki diplomatik kaynaklar, bu göruşmeye büyük önem atfedildiğini belirtiyor. Sosyalîst grup (Baştarafı 1. Sayfada) ması gerekiyor. Söz konusu önergede, Ege'deki gerginliğin bölgede bir savaş tehlikesine yol açacak boyutlara ulaştığı ve ,\ET'nin bu durum karşısında kayıtsız kalamayacağı ifade ediliyor. Önergenin karar bölümünde ise şu üç nokta vurgulanıyor: Avrupa Parlamentosu, bir surtuşmenin son anda durdurulmasından dolayı memnuniyetini ifade eder. Tarafları, yeni bir bunalıma yol açacak tek taraflı inısiyatifler almaktan ve provokasyon yapmaktan kaçmmaya davet eder. Avrupa Parlamentosu, ilgili tarafla;ı, Ege kıta sahanlığımn hukuki statusunü belirleyecek olan Lahey Adalet Divanı'na gıtmek için derhal anlaşmaya çağırır. Gözlemcilere göre, karar tasarısının üçuncu bölümündeki müzakere çağrısmın yalnız Lahey Adalet Divanı ile sınırlı olması, Yunan lezlerine ağırlık veren bir yaklaşımın ifadesi. Aynı gözlemcilere göre, karar tasarısında Ankara'yı suçlayıcı bir ibare yer almamasına rağmen, yalnız Lahey için diyaloğun önerilmesi, sosyalist gruptaki Yunanlı parlamenterlerin etkınliğiyle gerçekleşmiş bulunuyor. Diğer taraftan, parlamentodaki komunist grup tarafından verilen diğer bir " a c i l " onergede, Barış Derneği üyelerinin beraat ettirilmeleri için AET hükumetlerinin Ankara nezdinde girişimde bulunması talep edildi. Bu önergenin perşembe gunu parlamento gündemine gelip gelemeyeceği henuz kesin değil. Diğer taraftan, Barış Derneği Genel Sekreteri Enis Coşkun'un Avrupa Parlamentosu Gruplararası Toplantısf nda bir konuşma yapacağı dun Bruksel'de Fransız Komunist Partisi sozcüsü tarafından açıklandı. araladı. Köye nerden gidebilirim? Nasıl gidebilırim? İsteksızce doğruldu. Sol dirseğini destek yaptı "Ta şurdan çık. Doğru. Bi cigara içimı. Toprak yota varacaksın. Sağa dön. Seni köye götürur" Belki köyü bulurum. Nasıl olsa diğer arkadaşlar da köye gelecekler. Biraz kızacaklar. Ne yapabilirim? Yolu buldum. Sağa döndüm. Dere yatağına iniyor. Doğruldum. Gözüme bir şey takıldı. Ormanın yabancısı. Aha! Bizım araba. Ne oldum? Nasıl oldum, bilemıyorum. Koştum. Tekerleklere sarıldım. Gıtmişim... Elektrik fenerinin ışığıyla kendime geldim. Çok aramışlar. Bulamayınca ateşi söndürup arabaya gelmışler. Halimı görünce kızmadılar... Pala Abdullah Ağabey takıidı. "Alttarafı bir can insan bu kadar korkar mı?" Ölmek, ölmek bir şey değil. Allahın dağında kurda, kuşa yem olmak acı geliyor. Öyledir! Serde "... .cılık" var!.. Rasgele... BEN DEĞtLİM Nadir Nadi 7. bası 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul ile ligi ve playofru götürebileceği kanısı, Burak ve Annen'in sezon içinde kullanılmaması stratejisine dönüşürken Efe'nin de bu yıl geçmişteki ortalamasından çok faul yapması Besiktaş'ı maçın sonunu getiremeyen bir takım haline getirmişti. Hele playofPun ilk ayağında Bullock'un lziç'in tupanlanna ve bunu takip eden tahriklere sinirlenerek yummklannı kaldırması (dikkat edin vurması degil, daha önce de ayaklan Iziç ile dalaştı, ama vurmadı) hakem Aydemir Ekti tarafından ihraç ile sonuçlandırıhp yetkililer tarafmdan da iki maç ceza yapıştınlınca Beşiktas'ın sonu pek erken gelivermişti. Beşiktas bu yedek uzun eksikliği sorununu Cumhurbaşkanüğı Kupası'nda da sergileyecek, üstelik çok uzun zamandır da maç yapmamış olmasırun bir dezavantaj olduğu kesin. Ama Beşiktaş'ın da basketbol camiasına verilecek bazı dersleri var. Bu nedenle gururdan kaynaklanan hırs, aleyhlerine olan faktörleri dengeleyebilir. Aydemir Ekti'nin Bullock'un sahadan attığı olayın iki misli sert, önce dirsek, sonra yere ıtme, sonra da üstünden bacaklar ile sıkıştırarak geçme olayında (ikinci maçta Cihangir'e karşı Davvkins) tamamen seyirci kalması.olayn (ve hakemin) tarafsızlığından olan şüphelerimizi iyice kuvvetlendirir ölçüde. Ya Karşıyaka? Karşıyaka finalde, sezon içinin çok üstünde bir performans gösterdi. Davis ve Wiley takım ile oynadılar. Türkler önemli katkılar yaptı. Galatasaray Karşıyaka'ya karjı savunma tutturamadı. (Baştarafı Spor'da) Son kupa kimin?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle