25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NÎSAN 1987 HABERLER CUMHURİYET/7 Özal'ın karşılanması TBMM'de nkara (OM.) DYP Istanbul Milletvekili Yılmaz Hastürk, TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, Başbakanı karşılama töreninde resmi taşıtlann görevlendirilmesinin, Taştt Yasası'na göre suç olup olmadığmın açıklanmasım istedi. Hastürk, Içişleri Bakanı Yıldınm Akbulut tarafından yazılı olarak cevaplandınlmasım istediği soru önergesinde, protokol gereği heyette ismen yer almayanların, resmi taşıtlarda bulunmasınm 237 sayıh Taşıt Yasası'na aykırı olup olmadığmın bildirilmesini talep etti. Mekke Belediye Başkanı Anıtkabir'i ziyaret etmedi Ankara Anakent Belediye Başkanı Altınsoy, resmi davetlisi olarak Ankara'ya gelen Ömer Tevfik'in programının kendilerince belirlendiğini söyledi ve "Ziyaret için daha çok vaktimiz var" dedi. Oysa, basına dağıtılan gezi programında Mekkeli konuğun bugün saat 10.00'da Konya'ya hareket edeceği belirtiliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Aitınsoy'un resmi konuğu olarak önceki gün Ankara'ya gelen ve kendisine "fahri hemşerilik" beratı verilen Mekke Belediye Başkanı Fuat Muhammed Ömer Tevfik Anıtkabir'i ziyaret etmedi. Tevfik'in resmi gezi programında Anıtkabir'i ziyaret yer almadı. Altınsoy, "Mekke Belediye Başkanı'nın Anıtkabir'i neden ziyaret etmediği" biçimindeki soruyu, "Daha vaktimiz çok, ziyaret ederiz" diye yanıtladı. Altınsoy, aynı soruyu Ömer Tevfik'e sormak isteyen gazetecileri de engelleyerek "Bana inanmıyor musuıtuz? Programı biz yapıyonız, nereye gidecegiz desek geliyor. Kendisine niye sonıyorsunuz? Anıtkabir'e gidecegiz" diye konuştu. Altınsoy, "Anıtkabir'e ne zaman gidilecek?" sorusunu ise, yanıtsız bırakarak, "4 nisana kadar burada. Daha vaktimiz çok" dedi. Altınsoy'un "vaktimiz çok" demesine karşın, basına dağıtılan gezi programında Mekke Belediye Başkanı'nın bugün saat 10.00'da Ankara'dan Konyaya hareket edeceği belirtildi. Altınsoy, "Anıtkabir'e hemşerilik beratını verdiğiniz gün gilmeniz gerekmiyor muydu?" biçimideki soruyu ise, "Dünkü (önceki gün) programımız çok sıkışıktı" diye yanıtladı. Ömer Tevfik, önceki gün fahri hemşerilik beratını aldı ve Ankara Valisi Cahil Bayar'ı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ve İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'u ziyaret etti. Mekke Belediye Başkanı Tevfik ile dün saat 11.00'de ortak bir basın toplantısı düzenleyen Altınsoy, bir saat süren basın toplantısırun büyük bir bölümünde, Mekke Belediyesi'nin yaptığı hizmetleri anlattı. Altınsoy, "Hac mevsimi" sırasında Mekke Belediyesi'ne büyük işler düştüğünü vurgulayarak, Mekke Belediyesi'nin gerçekleştirdiği hizmetleri 1985 yılında Mekke'ye yaptığı ziyaret sırasında gözleriyle gördüğünü söyledi. Altınsoy, Mekke Belediye Başkanı Tevfik'e, Ankara'da bulunduğu süre içinde kendi çalışmalannı gösterdiklerini ve helikopterle Ankara'ya tepeden baktıklarını anlatınca, salonda bulunan bazı izleyicilerin, "Sen hangi hizmetini gösterdin?" diye kendi aralarında konuşarak güldükleri dikkati çekti. Mekke Belediye Başkanı Tevfik, Devlet Bakanı Kaya Erdem'i de ziyaret edeceğinden, Altınsoy'un konuşmasından sonra kalan sürede belediye çalışmaları hakkında bilgi verdi. 40 yılda iki misli büyüyen şehirlerde belediye hizmeti vermenin çok zor olduğunu söyleyen Tevfik, Ankara'nın 30 yılda 3, Mekke'nin ise 12 yılda dört misli büyüdüğünü kaydetti. Tevfik, "Ankara'nın bir hemşerisi olarak Sayın AJtınsoy'a Altınpark projesi, yeni barajı, süren konut inşaatlan için çok teşekkür ederim" diye sözlerini bağladı. Altınsoy, Tevfik'in kısa süren konuşması sırasında sık sık, konuşmaları tercüme eden tercümanın sözünü keserek, Tevfik adına açıklamalarda bulundu. Mekke Belediye Başkanı Tevfik bugün saat 10.00'da Konyaya hareket edecek ve Konya Belediye Başkanı, Mevlana ve Koyunoğlu müzelerini ziyaret edecek. Ankara'ya saat 15.30'da hareket edecek olan Tevfik, saat 20.30'da Devlet Konukevi'nde verilecek akşam yemeğine katılacak ve yarın Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni ziyaret ettikten sonra Istanbul'a geçecek. ftlYMK/GOKMK YALÇM PEKŞEH "Japon işi..." Belleğinizi biraz zoriarsanız Nusret Sancaklı adı size pek yabancı gelmeyebilir. Çünkü bir süre önce ilginç bir faaliyeti nedeniyle gazetelerde adından sıkca söz edilmişti.. İsterseniz olayı kısaca animsatalım: Nusret Sancaklı bir süre önce Japonya'ya Japoncayı öğrenmek ve ardından deprem konusunda bir araştırma yapmak için gönderilen bir jeofizikçimiz... Osaka Üniversrtesi Yabancı Diller Okulu'na kaydını yaptıran Sancaklı, kendisine sık sık sorulan "Nerelisin" sorusuna "Türkiyeliyim" veya "Türkiye1 den geliyonjm" seklinde yanıt verdiği zaman Japonların bıyık altından gülmelerine bir türlü anlam veremiyordu. Biraz zaman geçtikten sonra bu gülümsemeierin anlamını çözdü. Japonya'da genelevler için "TbaıkoburoTürk hamamı" angazetelerde değil, televizyonlarda da başlatılan ilginç bir kampanya sonucu genelevierden "Türkiye" adının çıkarılması sağlandı. Bir tür "Japon mafyası" sayılan yasadışı "Jakuza" örgütünün şiddetli muhalefetine karşın, söz konusu yerlerin adı resmen "SoaplandSabun ülkesi"ne çevrildi. Ve Nusret Sancaklı'nın ilginç savaşımı salt Japonya'da değil, birçok ülkede geniş yankılar yarattı. Yugoslav, Alman ve ABD televizyonlannda günlerce işlendi. Sonuçta telefon rehberlerinden bile 'Toruka" adının çıkanlması sağlandı. Bu iş sanıldığı kadar kolay bir iş değildi. Genelevlerin "Toruko" diye bılinen adlannın değiştirilmesi, tejefon rehberlerinde yapılan değişiklikler ve fuhuş evleri için yeniden broşür bastınlması gibi zorunlulukiann, Japon ekonomisine maliyeti 300 milyon yeni (yaklaşık 15 milyar TL.) buluyordu. Japon ekonomisine verdiği bu zarara karşılık, yabancılann gözünde kötü bir şöhreti silerek, ülkemize büyük kazanç sağlayan Nusret Sancaklı, deprem konusunda yaptığı çalışmayı da lamamladı ve yurda döndü... Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır ya, Sancaklı da döndü dolaştı ve sonunda Prof. Muammer Dizer'in yönettigi Kandilli Rasathanesi'ne geldi. Japonya'da çok önemli bir çalışma yapmış, diepremin tayininde Japonların deneyim ve yöntemlerini araştırmıştı. Şimdi öğrendiklerini Türk bilim adamlarının görüşüne sunmaya, Kuzey Ege ve Kuzey Batı Anadolu için yan hız dağılımları ve kabuk yapısı modelini çıkarmaya hazırdı... Ne ki, Japon mafyası Jakuza ile uğraşmaya benzemiyordu bu iş. Boğaziçi Üniversitesi^ ne bağlı Kandilli Rasathanesi: nin ilgılilerı, oeşrtlı işlemler sonucunda Sancaklı'nın öğrendiklerini Türkiye modeli üzerine uygulamasını engellediler. Konuyu tartışmak ve bilgısayariarla uygulamaya sokmak isteyen bilim adamının önüne akıl almaz engeller çıkarıldı. Sonunda Sancaklı tüm bitgısine karşın, rasathanenin bahçesindeki çiçekleri seyrederek şiir yazan elemanlardan biri haiine geldi... Bu arada Japonlar da Türkiye1 nin önemli bir deprem kuşağı üzerinde oluşu nedeniyle ülkemize büyük ilgı duyuyorlar ve buraya bazı heyetler gönderiyorlardı. Ne ki, söz konusu heyetler, Japonya'da epey ünlü olan Fırtına Ege'de yaşamı etkiledi TJaber Merkezi A A Fırtına, Ege ve Çanakkale'de yaşamı etkiledi. Hızı zaman zaman 116 kilometreye ulaşan fırtına yüzünden Uşak kent merkezi ile Aydın 'm Germencik ve Kuşadası, Izmir'in Çeşme ilçelerinde bazı evlerin çatıları uçtu, bacaları, televizyon antenlerı devrildi, ağaçlar yerlerinden sökülürken, Germencik 'te Merkez Camii'nin ise minaresi yıkıldı. ÖSYS matbaasında huzursuzluk İşten atılan işçilerin adları şöyle: Doğramaa vakıflanna ait Meteksan Idris Uz, Hasan Yıldınm, Omer Kahraman, matbaasında ücret anlaşmazlığı sonrasında 18 işçinin işine son verildi, 11 Bekir Uz, Galip Gökbayrak, Cemal tçöz, Ali Gülmez, Celal Ölmez, tzzet Dunı, Mustafa işçi de istifa etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sorularının basıldığı Meteksan Matbaası'ndan 18 işçinin işine son verildi, 11 işçi de istifa etti. YÖK Başkanı Prof. İhsan Dogramacı vakıflanna ait Meteksan Matbaası Genel Müdürü Yılmaz Rıza Gülsoy, işten atılma ve istifaların soru kitapçıklannın basılmasında olumsuz etkide bulunmayacağını söyledi. Edinilen bilgiye göre, bir süre önce Meteksan Matbaası işvereni ile soru kitapçıklarının basımı için 15 gün matbaada kapalı kalacak işçiler arasında toplusözleşme dışında pazarhk yapıldı. Pazarlıkta, işçiler bugüne kadar ödenen yevmiyeden daha fazla ücret ödenmesini isteyince, işverenle işçiler arasında uyuşmazlık çıktı. Uyuşmazlığın sertleşmesi üzerine, Meteksan işvereni 18 işçinin yasal haklannı vererek işten çıkardı. Çamlıca, Şükrii Çiçek, Dündar Tayanç, Bayram Güngör, Hanefi Yılmaz, Osman Kemer, Arif Tunç, Ahmet Hamdi Aygün, Irfan Aslan. Otobüs bileti 150 lira oldu / ' stanbul İETT otobüs biletlerine yüzde 2023 arasmda yapılan zam, yürürlüğe girdi. Dün sabahtan itibaren 60 liralık öğrenci bilelleri 80, 120 liralık tam biletler de 150 lira oldu. Ellerinde 60 ve 120 liralık bilet bulunanlar, 15 nisan tarihine kadar bu biletleri kullanabilecekler. Bu işçilerin işten atılmaları üzerine 11 işçi de işverene başvurarak işlerinden istifa ettiler. İşten atılan işçiler geçmiş dönemlerde üniversite sınav sonuçlarının basıldığı dönem içerisinde işverenlerin kendilerini günde 18 saat çalıştırdıklarını, buna karşılık çok az ücret verdiklerini ileri sürdü. Bu yıl işverenle yaptıkları pazarlıkta bu sorunlannı gündeme getirdiklerini, ancak işverenin kendilerini işten attığını söylediler. Meteksan Genel Müdürü Yılmaz Rıza Gülsoy ise, işçilerin çok fazla mesai istediklerini, pazarhk sırasında ters hareketler ve "mahsurlu tutumlar" içine girmesi nedeniyle 18 işçinin işine son verildiğini belirtti. Mayına bastı ve öldü dirne (a.a.) Meriç'te TürkYunan sınırı yakımndaki Ferres bölgesinde bir mayın tarlası hazırlanırken, Hristos Bakicis (21) isimli yedeksubayın yanlışlıkla bir mayına basması sonucu mayın patladı ve yedeksubay öldü. Olayda bir erin elleri ve ayaklan koptu, biri de hafıf yaralandı. lamına gelen bir sözcük kullanılıyordu. Giderek "buro" sözcüğü kaybolmuş, sadece 'TorukoTürkiye" kalmıştı. Dolayısıyla 'Türkiye'den geliyonjm" dendiğinde, Japonlar için "genelevden geliyonjm" gibi bir anlam çıkıyordu. Nusret Sancaklı 6 ayiık Japonca eğitiminin ardından başladığı, "Değişen Dalgalan Kullanarak Kabuk Yapısının Tayini" başlıklı bilimsel çalışması sırasında bu sözcüğe karşı büyük bir savaşıma da girişti... Önce Japon basınında geniş bir kamuoyu yaratarak, Türk hamamlarının genelevteıie bir ilişkisi olmadığını kanıtladı. Japonlar, Türk hamamlarının genelev otduğunu sanıyoıiardı. Hatta bu iş için bir Japon gazetecı ekıbı Türkiye'ye kadar gelerek, hamamlanmızı inceledi. Sadece Sancaklı'yı anyor, ama bulamıyorlardı. Japonca bilen, konusunda uzman olan bu Türk, çeşitli bahanelerie Japon ekıplerinden kaçırılıyordu... Japonya'da uzun süre (15 yıl) kalmasına karşın Nusret Sancaklı, bu "Japon işi"ne bir türlü akıl erdiremedi. Şöyle düşünüyordu: "Madem ki, edindiği bilgilerden yararlanılmayacaktı, neden Japonya'ya gönderilmişti? Şimdi konusunda uzman, Japoncayı iyi bilen bir jeofizikçi olduğu halde, neden Japon ekipleriyle teması önleniyordu. Buna karşılık Japon ekiplennin yanına neden tek kelime yabancı dil bilmeyen, bu yüzden bilimsel tartısmalan tarzanca yürüten elemanlar katılıyordu. Sonunda bu uygulamalara dayanamayan Nusret Sancaklı, görevinden ve mesleğinden aynldı. Japon Jakuzaları ile kolayca başa çıkabilmiş, bizim bilim adamlanmız karşısında pes etmışti iyi bildiği Japonca sayesinde kendisine kolayca bir iş buldu. Deprem konusunda uzman bu bilim adamımız, şimdi bir turizm şirketi adına Japon turistleri gezdirmek ve peri bacalannı gostermek için Ürgüp1 ün Avanos ilçesinde faaliyet gosteriyor... Awacs, Ege'yi gözledi A nkara (Cumhuriyet JTM. Bürosu) Ege'de geçen hafta sonu yaşanan TürkYunan krizinin hemen ertesinde dün sabah Konya'dan kalkan bir Avvacs uçağı Balıkesir güzergâhmda uçarak Ege'yi gözledi. Bilindiği gibi, özei radar donammlı A wacs uçakları yaklaşık dört yıldır NATO'nun erken uyarı sistemi çerçevesinde Konya daki hava üssünde konaklıyorlar. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, Konya üssünde bulunan iki Awacs uçağı dün sabah saat 05.30 sulannda birbiri ardına havalandılar. LJçaklardan birincisi Inebolu güzergâhına doğru yol alırken, ikinci A tvacs da batıya uçarak Balıkesir'e yöneldi ve Türkiye'nin batı sahilleri boyunca Ege'yi gözledi. Her şeyin başı, akıl Bulvar gazetesinin düzenlediği son güzellik yarışmasının jüri üyeleri arasında Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Yıldınm Aktuna'yı görünce "Güzellik Yanşması' başlıklı yazımızı şakayla karışık şöyle bağlamıştık: "Yıldınm Aktuna'nın jüride ne aradığı ilk bakışta anlaşılmıyordu. Fakat yarışmacılar ortaya çıktıktan sonra onun da işlevi ortaya çıktı. Bu "kültüriü" kızlar arasından birini "güzel" diye seçmek oîdukça zor bir işti. Herhalde bazı jüri üyelerinin sinirlerinin bozulabileceği hesaplanmış, aklını oynatmak üzere olanlara anında müdahale etmek için çağrılmıştı." bu tür yarışmalarda ruh hekimlerinin de bulunması gerekir. Keşke bu olay genişletilebilse ve birçok seçimde ruh hekimlerinin rol alması sağlansa..." Bir de örnek verdi Aktuna: "Siz de bilirsiniz. Çok mutlu günlerinde insanlar daha genç, daha güzel ve yakışıklı görünürler. Oysa yorgun, stresli günlerinde insan çökmüş, yaşlanmış, bozulmuş, fizik güzelliği azalmıştır." Sözün burasında Aktuna'ya "Siz, güzellerin ruhi durumunu incelediniz mi?" diye sordum. Şöyle yanıtladı: "Aslında bu iş sahneden dürbünle yapılmaz. Jüri üyelerine sahnenin dibinde bir masa ayırmışlar. Oradan sadece ayaklarını görebildik. Fakat üçdört gün önce Tercüman Gazetesi'nın sahibi (Kemal llıcak) evinde bir davet verdi. Güzellerle orada tanıştık ve tetkik ettik." Ruhi bakımdan sağlıklı mı idiler? Yıldınm Aktuna, bu somya doğrudan yanıt vermeden şunları söyledi: "Birçok kişi ruh sağlıklarının farkında değil. Hastanede yatmayan birçok kişi aslında hasta olabilir. Bizim toplumumuzda insan ruh hastası olabilir, aynı zamanda bakan bile olabilir." Acaba ünlü ruh doktorunun dilinin altında bir bakla mı var diye kuşkulanarak "Böyle biri mi var" diye sordum. Hayır, asla böyle biri yoktu. Fakat şu sözleri yine de midemi hafifçe bulandırdı: Aktuna'nın açıklaması: SHP'nin "perşembe" toplantıları stanbul Haber Servisi / SHP Kadıköy ilçesince düzenlenen geleneksel "Perşembe Toplantıları" yeniden başladı. Bugünkü toplantıda Makine Mühendisleri Odası tstanbul Şube Başkanı Yavuz Bayülken, Türkiye'nin sanayi sorunlarmı anlatacak. Eski dostumuz değerli tıp adamı Yıldınm Aktuna telefonla arayarak şakamıza güldüğünü, ancak fizik güzellikle ruh sağlığı arasında bir bağlantı olduğunu belirtti. Şöyle: "Ruh güzelliği, insanın fizik güzelliğine yansır. O yüzden "Biz devlet memuru olduğumuz için bunu söylemeye yetkili değiliz. Çünkü Devlet Personel Yasası'nın 15. maddesi demeç vermemize engel." Konuyu böyle ..kapattıktan sonra söz Turgut Özal'ın ameliyatına geldi. Başbakan'ın bayprass ameliyatı geçirdikten sonra ruhi durumunda değişmeler olabileceği, örneğin "abuk sabuk konuşabileceği" ileri sürülmüştü. Bunun aslı var mıydı? İşte Yıldırım Aktuna'nın görüşleri: "Bunu bilemiyorum. Belki narkozdan ötürü... Zaten bunu narkozcu bir profesör ileri sürdü. Ben bilemiyorum. Tabii insanın kalbi bir süre dışarda kalıyor. Ama adamlar tedbir alıyorlardır herhalde. Ben bilemiyorum." Yaralı hostes Londra'da / ' stanbul (an.) Atatürk Havalimam girişinde kullandığı otomobilin elektrik direğine çarpması sonucu ağır yaralanan ve yaklaşık bir buçuk aydan beri komadan çıkamayan THY hostesi Ümit Aksun, tedavi için dün uçakla lngiltere'ye götürüldü. 3 ilçede "Dalan" adı F an (a.a.) tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Van Belediyesi'nin davetlisi olarak 30 kişilik bir heyetle Van 'a geldi. Van Belediye Başkanı Mustafa Çuhaz'ı makamında ziyaret eden Bedrettin Dalan, karayoluyla Erciş'e geçti. Dalan burada kendi adı verilen caddeyi hizmete açtı. Başkale ve Gürpınar belediye meclisi de ilçelerde yeni yapılan caddelere "Dalan" caddesi adının konulmasmı kararlaştırdı. <aıscu Finans Kurumu 'nun topladığı fonlar, igggg halkımızın gösterdiği k büyük ilgi ve güvenle, kuruluşunun ikinci yılında 57 milyara ulaştı. Sayın halkımıza şükranlarımızı sunarız. 'Faizsiz Sistem" Kıdem fonu için formül arayışı ANKARA (Cumhuriyet «ürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, kıdem tazminatını devletin denetinı ve gözetimi altında bir sigortalar konusu haiine getirmeyi düşündüğünü bildirdi. Taşçıoğlu, kıdem tazminatı konusunu yaz tatili sırasında gündeme getirebileceklerini ifade etti. Taşçıoğlu, kıdem tazminatının kolay halledilecek bir sorun olmadığını, hem özei sektör hem de kamu işvereni için zor bir konu olduğunu belirtti. Taşçıoğlu, Kıdem Tazminatı Fonu yerine düşündüğü yeni sistem konusunda şu bilgileri verdi: "Aslında kafamda bir ham fikir oluşmaya başladı. Acaba bunu bir sigortalar mevzuu haiine getiremez mi>iz? Yani SSK değil, sigorta şirketlerine, Batının bir çok yerinde olduğu gibi, al primini. ayır paranı, >ap bu işi. Devletin denelimi ve gözetimi altında. Hadisenin fazla detayına girmek istemiyonım. Çünkü berraklaşmış bir fikrim yok." İşverenin çalıştırdığı işçiler için kıdem tazminatı odemesi amacıyla "güya" para ayırdı^ılatan Mürerrem Taşçıoğlu, "İşçi aynlırken, normal şartlar içinde ona odemesi lazım. Siz bugün bir olağanüstü hal yapın, şu veya bu şekilde. Ne devlet, ne özei sektör pat diye bu parayı ödeyemez" dedi. Söz konusu edilen bu paranın kağıt üzerinde olduğunu kaydeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, şu görüşlere yer verdi: "Bu, var olduğu düşünülen bir paradır. Hiçbir muhasebe hesabında da yok. Yani bilançolarda kıdem tazminatları karşılığı diye bir para yatmış değil. Verme>' taahhüt ettikleri, yani düşündükleri paradır. Varsa.. Nitekım aniden iflaslar oluyor. hiçbir şey alamıyorsun. Şimdi onu bir sağlama bağlamak lazım. Bir banka sistemi, bir sigorta şirketi. Yani biz hep şey düşünürüz. Ekonomik meseleyi halletmek. Tabii, birikmiş olan haklar, evvela onlan nasıl teminat altına alacaksınız? Onun için türlü çalışmalar yapılmış ama biz üstüne gidemedik. Tahmin ediyorum ki, hazirana kadar bu meseleye dokunamam." Taşçıoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın üzerinde çalışmalannı sürdürdüğü yasa taslaklannın yasalaşmasından sonra, kıdem tazminatı konusunun yaz tatilinde gündeme gelebileceğini de sözlerine ekledi. Işkence sanığı 2 polise 3 yıl hapis ANTAKVA (a.a.) Antakya'da işkence ederek adam öldürdükleri iddiasıyla yargılanan bir emniyet amiri ile komiser muavini 3'er yıl 4'er ay hapis cezasına çarptınldılar. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dun yapılan duruşmada, mahkeme, Emniyet Amiri Naci Işık ile Komiser Muavini Halil Çınar'ı suçlu bularak 3'er yıl 4'er ay hapis cezasıııa çarptırdı. Mahkeme, sanıkları ayrıca 250'şer bin lira da ağır para cezasına mahkum etti. Hatay Emniyet Amirliği'nde görevli Emniyet Amiri Naci Işık ile Komiser Muavini Halil Çınar, 6 Mart 1984 tarihinde ruhsatsız tabanca taşıdığı gerekçesiyle sorgulaması yapılan Bekir Traşlı adIı şahsa işkence yaparak ölümüne neden olmaktan suçlanıyorlardı. FAİSAL FİNANS KURUMU Kemeraltı Cad No 46 Tophane/lstanbul Tel 145 67 54 (5 Hat)145 56 34 (5 Hat) Fax 145 56 33 Telex 25694 ffk tr 25729 tfks tr (For Exc)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle