29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 1987 Papa'dan Pinochefye tepki DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 atikan (uba) Papa Jean Paul, gezisi arasında şiddet olaylarının meydana geldiği Şili'de, olayların sorumlusunun diktatör Pinochet olduğunu bildirdi. Bazı Arjantin ve Şili gazetelerine demeç veren Papa, General Pinochet'nin ülkede barış yerine huzursuzluk ve baskı yarattığım belirtti. Dini bir ayin sırasmda General Pinochet'ye bağlı birliklerin halkın üstüne su sıktığmı ve ateş açtığım gözleriyle gördüğünü kaydeden Papa, yambaşmda insanların yerlere düştüğünü ve polisler tarafından acımasızca dövüldüğünu ifade etti. F NATO şimdilik temkînli Shultz, Moskova dönüşü Brüksel'de NA TO üyesi ülkelerin dışişleri bakanlanna, Avrupa'daki kısa menziM füzelerin kaldmlması şeklindeki yeni Sovyet önerisi hakkında bilgi verdi. NATO'nun bu önerilere hemen yanıt vermeyeceği bildirildi. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Batı, şok altında ve içinde bulunduğu diplomatik çıkmazdan en az yarayı alarak çıkmaya çalışıyor. Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un, Avrupa'nın tamamen bütün nükleer silahlardan arındınlması konusunda getirmiş olduğu son öneriyi tartışmak için dün Brüksel1 de yapılan olağanüstü NATO Kpnseyi, bu durumu çok açık bir biçimde gözler önüne serdi. Moskova'da, Gorbaçov ile gerçekleştirdiği temaslardan sonra dün Belçika başkentine gelerek, müttefik ülke temsikilerine bilgi veren ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Brüksel'de Sovyet tejdiflerini NATO'ya iletmekle yetindi ve esas olarak Avrupalılardan bir cevap beklediğini duyurdu. Olağanüstü konsey toplantısına katılan Avrupalı dokuz bakan ve diğer temsilciler ise Shultz'a açık bir yanıt vermediler ve Gorbaçov'un önerilerinin le Moskova'ya "kısa zamanda cevap vermek için sislematik biçimde ve sürekli olarak danışmayı sürdüreceklerini" de ifade etti. Shultz, Mihail Gorbaçov'a ne zaman cevap verileceği konusunda ise kesin bir açıklama yapmaktan kaçındı. Shultz, dün akşam Brükselden aynlarak, Başkan Reagan'a bilgi vermek üzere Kaliforniyaya hareket etti. Brüksel'deki diplomatik gözlemcilere göre, gerek dünkü NATO toplantısı, gerek Shultz'un sınırlı açıklamalan, genel olarak müttefiklerin, özel olaraksa Avrupa başkentlerinin son Sovyet silahsızlanma önerileri karşısında ne kadar zor durumda kaldığını ortaya koydu. Özellikie Moskova'nın orta menziUi füzelerle birlikte, Batının daha önce istediği gibi kısa menziUi füzeler konusunda da "sıfira sıfır" teklifıni getirmiş olması, şimdi NATO üîkelerini bir çıkmaza sokmuş bulunuyor. Shultz, Gorbaçov'un önerilerini müttefıklerine anlattı DUN^ADA BUGUN ALI SIRMEN Quo Vadis? IRA'dan bombalı mektup T ondra fa.a.) .£/ İngiltere'de, aralarında Başbakan Margaret Thatcher'ın sozcüsünün de bulunduğu üç yüksek düzeydeki yetkilinin evlerine bombalı mektuplar gönderildi. Polis, hükümet sözcüsü Bernard Ingham, kabine sekreter yardıması Brian Unwin ve adı açıklanmayan üçüncü bir yetkilinin evlerine gönderilen bombalı mektuplartn tamamıyla zararsız hale getirildiklerini bildirdi. Bombalı mektuplardan ikisinin sorumluluğunu, Kuzey trlanda'nın bağımsızlığı için mücadele veren trlanda Cumhuriyeı Ordusu (IRA) üstlendi. Iran, nükleer ateşle oynuyor Carter, Reagan yönetimini suçladı O oshkosh (anka) Eski ABD Başkanlarından Jimmy Carter, CIA'nın Orta Amerika'da "yasadışı" faaliyetlerde bulunduğunu söyledi. Carter aym zamanda, ABD'nin Nikaragua'daki yönetim aleyhtan gerillatarı desteklemekle, hukuk kurallarını "ihlal ettiğini" ve Amerika'mn şereflni zedelediğini belirtti. Nikaragua'daki yönetim aleyhtan gerillaları desteklemekle bugüne kadar ciddi yanlışlara düşüldüğünü belirten Carter, Wisconsin Üniversitesi'nde 3 bin kadar dinleyici karşısında yaptığı konuşmada, bu tür politikaların Amerika'mn itibarım derin bir biçimde zedelediğini söyledi. George Shultz, Şevardnadze ile Moskova'daki görüsmelerini tamamlamasım şampanya içerek kutluyor. Moskova önerileri reddedildiği takdirde ise, Atlantiğin iki yakaNATO'nun "esnek makabele za giren NATO'nun Avrupalı oluştuğunu" kaydetti, kısa mensında kamuoylarında hükümetstratejisini" tehlikeye düşürecek üyeleri, Washington'un Mosko zilli nükleer fuzeler içinde müılere karşı bir infialdoğacak. öynitelikte olduğunu ima etmekle va'ya vereceği cevabın bir karşı tefîklenn "ihtiyatlı bir yaklaşım" lesine bir durumda Sovyetler Biryetindiler. Aynı bakan ve temsil öneri şeklinde biçimlenmesinin içinde bulunduğunu söyledi. liği'nin barış imajını pekiştireciler, Sovyet tekliflerine uygun daha yararlı olacağını çağnştır "NATO'nun ' 'kademeli biçimde Avrupa'nın tümüyle dılar ve her halükârda kesin bir mukabele' ilkesi hepimiz için son cek. Gorbaçov'a yeni Batı önenükleer silahlardan arındırılma tutum açıklamaktan kaçındılar. derece önemli" şeklinde konuşa rileri götürüldüğü ve Moskova sının Varşova Paktı'nın konvanOlağanüstü konsey bitiminde rak, Sovyet önerisinin yeni temel da bunları reddettiği takdirde, siyonel silahlardaki üstünlüğünü bir basın toplantısı düzenleyen taşım oluşturan kısa menziUi fü Amerikan ve Avrupa kamuoylarında Sovyet tutumu anlayışla pekiştireceğine isaret ettiler. An George Shultz ise, Sovyet teklif zeler konusunda müttefiklerin cak Mihail Gorbaçov'un öneri lerinden sonra orta menziUi nük tutumu hakkında ipucu vermek karşılanacak, bu yüzden gözlemleriyle diplomatik planda ve ken leer füzeler konusunda bir anlaş ten kaçınan George Shultz, NA ciiere göre, şu anda bütün Batı di kamuoylan önünde bir çıkma ma için "temel unsurların TO üyesi ülkelerin başkentleriy başkentleri "yukan tiikiirsen bıyık, aşağı tükürsen sakal" ikilemi önündeler ve henüz bir karar veremiyorlar. Bu gözlemcilere göre en mümkün olasılık, ABD'nin Sovyetler Birliği'ne kademeli ve sınırlı bir nükleer silahsızlanma önerisi götürmesi ya da nükleer ve konvansiyonel silahsızlanmanm paralel gerçekleşmesi için Dı$ Haberier Servisi ABD' olan nükleer projeleri tamamla manva ile görüşmeler çıkmaza ve öğrencileri davet edildi. yeni müzakereler teklif etmesi. girmesine ragmen Iran, tsfahan nin önde gelen gazettflerinden ma çabasına düşen Humeyni yöDaha sonra araştırmalann Washington Post yazarı David netimi, 1982 yazında Batı Al Üniversitesi'nde bir nükleer Diğer taraftan Türkiye'nin bu manya'nın Kraftwerk Union fir araştırma enstitüsü açtı. 1985'te odak noktası Tahran Üniversi pazarhktaki konumu da henüz Segal, lran'ın Şah Rıza Pehlevi döneminde başlatılmış olan nük masıyla gizli görüşmelere otur Batı Almanya hükümeti, Iran tesi'nin Amir Kabir Nükleer açıklığa kavuşmuş değil. AnkaIrak savası sürdükçe adı geçen Araştırma Merkezi oldu. lran' ra, esas olarak genel bir nükleer leer projeleri tamamlamak için du. Konu, Busehr'de firmanın silahsızlanmadan yana. Ancak daha önce yapımuıa başlanuş ol nükleer santrallann tamamlan ın atom bombası yapma çabalan son yıllarda büyük bir çaba içine girdiğini öne sürdü. Interna duğu iki nükleer reaktörü ta ması çalışmalanmn Alman şirke sürmekle birlikte, konuyla ya Sovyet önerisinde yer alan ilk aşamada Orta Avrupa'daki kısa tince yürütülmesine izin verme kından ilgili bir lranlı uzmanın tional Herald Tribune gazetesin mamlamasıydı. deyişiyle, "Niyet dddi, organi menzilli nükleer füzelerin kaldıIran Enerji Bakanhğı'mn es yeceğini bildirdi. ce aktarılan yazıda, Reagan yöBunun ardından tran'ın yan zasyon bozuk." 1979'da Tah nlması önerisi Türkiye'nin genel netiminin bir görevlisinin, "tran ki bir yetküisine göre, Buşehr1 y> da Irak'ın elinde atom silahı santralı, yüzde 75 ölçüsünde ya resmi Kayhan gazetesinde çıkan ran Üniversitesi'nin fizik kim yaklaşımına uygun değil. Bunun otsaydı, kullanmaktaıı çekinrnez pılmış durumda. Yalnızca sant bir ilanda, 1419 mart tarihleri ya bölümünde görevli 120 bilim nedeni de, Kafkasya'daki Sovyet arasında Buşehr'de düzenlene adamından bugün sadece 8'i ye füzelerinin kalması durumunda lerdl" sözüne de yer veriliyor. Ya ralın kalbi eksik. Buşehr2'nin ise yüzde 6O'ı tamam, nükleer cek bir atom konferansına tüm rinde duruyor. Kısacası yakın bir Türk topraklarının tehdit bölgesi nnın geniş bir özeti şöyle: kalp ve başka bazı donanmv ek Iranlı ya da yabancı bilim adam tehdit yok, ama potansiyel bir içinde kalmaya devam edecek olması. Şah döneminde başlatılmış sikleri var. 1984 yılında Batı Al ları, fızik bölümü diplomalılan tehlike olduğu açık. 'e göre 'Savaşı kazanacağımızı dünya biliyor' yönetim olmasını mı arzuluyorsunuz? HARAZİ Irak halkı, kendi hükümetini seçme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Amerikalılar ve diğerleri, "devrimci hükümetler" tanımını kullanarak, bölgedeki diğer ülkeleri korkutmak istiyorlar. Diğer ülkelerdeki herhangi bir şeye zorlamak bizim işimiz değil. Bizim yaptığımız, ilk saldınyı başlatan, saldırgan bir yönetimle savaşmak. Savaşın ne zaman biteceği konusunda bir tahmin yapabilir misiniz? HARAZt Bitiş tarihini söylemek çok zor. Ama şimdi, sona çok daha yakın olduğumuzu söyleyebilirim. Durum, geçen yıldan bu yana bizim yararımıza gelişti. Sözünü ettiğiniz silah giiciinün bir kısmı, Çin yapımı "Silkworm" gemisavar füzeleri olabilir mi? HARAZt Hürmüz Boğazı'nı vurabilecek menzile sahip füzelerimiz var, ancak bunların Çin yapımı olduğunu hiçbir zaman söylemedik. "Oghab" (Kartal) adındaki kendi füzelerimizi insa ettik. Eğer istediğiniz her silahı alabtlseydiniz, savaş çok yakında bitebilir miydi? HARAZt Savaş halinde olan her ülke, gelişmiş silahlara sahip olmak ister ve biz de istediğimiz silahları karaborsadan ve dost ülkelerden satm alabiliyoruz. Bizim stratejimiz, gelişmiş silahlar üzerine değil, kararlı insan gücüne dayah. Irak'ın çok gelişmiş silahları var, ancak bu silahların onlara fazla faydası yok. Batılı ülkelerin savaşın bitmesiyle ilgilendiklerini sanmıyorum, çünkü bu durum onlar için çok kârlı bir silah pazarı oluşturuyor. Bazı ülkelerin, Iran ve Irak'ın birbirlerini mahvetmesini isteyebileceklerini, bö>lece İsrail'e veya gelenekselci Arap iilkelerine bir tebdit oluşmasını önlemeyi planladıklannı düşiinıiyor musunuz? HARAZİ Bu doğru bir varsayım olabilir, ancak sanınm şimdi bütün dünya biliyor ki, biz savası kazandıgımız zaman her şey değişecek. tran Savunma Konseyi üyesi Kemal Harazi ile görüştü M Dış Haberier Servisi tran Körfez Savaşı'nı yöneten Savunma Konseyi üyelerinden lranlı yetkililerden biri olan Irak ile sürdürülen savası yöneten kişilerden biri olan Kemal Harazi, "Saddam Hüseyin Harazi, Körfez savaşmın son durejimi devrildikten sonra Irak rumu ve Lübnan 'da rehin tutulan yabancılar konusunda Nevıshalkı kendi hükümetini seçme week'in sorularını cevaplandırö'zgürlüğüne sahip olmalıdır" dı. NEWS WEEK Rehin almadedi. İspanya'da hayat ya karşı mısınız? normale döndü HARAZİ Temelde karşı Irak ile sürdürdüğünüz sa ra, bir geleceği olduğuna inanıyız. Tahran"daki ABD Buyükel vaşı kazanıyor gibi görünüyor yoruz, bu nedenle savaş sırasınadrid (AP) tspanya'da hava, kara ve çiliği'nde rehin tutulan görevli sunuz, ancak savası bir tUritt bi da çok daha etkili olma, daha ler olayını ayrı nitelikler taşıdı tiremi\orsunuz. Bitirecek gücii fazla zarar verme şansımız olmadenizyolları görevlilerinin ğı için bu kavramın dışında tut niiz yok mu? önceki gün başlatttğı ve sına rağmen, sabırlı davranıyomakta yarar var. Lübnan'da HARAZt Başkalarına du ruz. Gelecekteki Irak hükümetigünlük yaşamı felce uğratan olup bitenleri onaylamıyoruz, bu rum üzerinde duşünmeleri için nin de bir orduya, silahlara, pet24 saatlik grevi sona erdi. Crevin sona ermesinden sonra nedenle de rehineleri kurtarmak zaman vermek politik bir strate rol tesislerine ve bir ekonomiye için etkinliğimizi kullanıyoruz. jidir. Savası biz kazanacağız ve ihtiyacı olacak. ülkede hayat normale döndü. Ancak bu etkiyi ve gücü, düş . dünyanın da artık bunu bildiğiCrevler, paskalya öncesinde man ülkelere yardım etmek için ni düşünüyoruz. Irak'ın şu an Bu yeni Irak hükümetinin. turist akımına olumsuz etki kullanmak zorunda değiliz. da başta bulunan rejimden son Tahran'daki gibi oevrimci Şii bir yapmıştı. Önceki gün üniversite öğrencileri, Oktay Akbal'ın odasına doluşmuşlar, karşılıklı dertleşiyorlardı. Hepsi de heyecanlıydı. Genç bir kız yakınıyoıdu: Arkadaşlarımız hapiste, onları nasıl kurtarabiliriz? Ne yapabiliriz? Oktay Akbal, üzüntüyle izliyordu onları, gençler öbür gazetelere doğru yola çıktıktan sonra yıllarm yazarı içini çekerek, hüzünle başını salladı. 12 Eytül olduğunda, bu çocuklar ortaokuldaymışlar. 12 Mart'ı ise hiç anımsamazlar. Sonra ekledi: Her şey sil baştan, birçok olayia ilk kez karşılaşıyortar. O sırada masanın üzerinde ülkemizin en çok satan gazetelerinden biri duruyordu. Gazetede sekiz sütun sürmanşet: "Nereye?" ' Öğrenciler, 1982 Anayasası gibi tutucu, kısrtlayıcı bir anayasanın kendilerine tanıdığı hakları da hiçe sayan, onları da çiğneyen yeni yasa tasarısına karşı görüşlerini dile getirip, gösteri yapmaya başlar başlamaz coplanıyor, toplanıyor, tutuklanıyor, hapse atılıyortardı. Belirli çevrelerde tepki ise, "Işte yine 12 Eylül öncesi ortama ve dolayısıyla 12 Eylül'e döneceğiz" tepkisiydi. Türkiye'de 12 Eylül'den bu yana insanlar sürekii olarak aba altından sopa gösterilerek öylesine korkutuldular ki, şimdi en haklı istek karşısında bile 12 Eylül öncesi günlere döneceğiz tekerlemesi ortaya atılıveriyor. Oysa olayda öğrenciler haklıydılar. Ve bütün içtenlikleriyle, açıklıkla, dernek kurma haklarının tamnması amacıyla hareket ettiklerini soylüyorlardı Öğrencilerin bu davranışları arkasında kışkırtma aramak boşunaydı. Ve eğer illa bir kışkırtma isteniyorea o da hazırlanan yeni yasa önerisiydi. 1982 Anayasası ile her türtü hakkı elinden alınmış olan Türk insanı ve genci, demokrasiye doğru geçmek isterken, her şeyden önce elinde kalan kınntıları korumak zorunda olduğunun bilincindeydi. Olaya bu açıdan bakılınca, genclerin kendilerine nice acıya, belki bir ömür boyu sürecek fişlenmeye mal olan bu gösterileri her şeye karşın demokrasi adına sevindiriciydi. Ama olaya bu açıdan bakmaya yanaşmayanlar, çocuklarımıza, gençlerimize ve yetışkinlerımtze umacı masalı anlatmayı alışkanlık edinmiş olanlar, hemen umacı masallarını ısıtmaya, cadı kazanlannı kaynatmaya başlamışlardı. Oysa olay basitti. Gençler, özgürlüklerinin biraz daha kısıtlanmasına karşı çtkıyorlardı. Belirtmeye gerek yok ki, bunlar laik gençlerdi ve bir zamanlar başörtüsü özgürlüğünü savunanların hiçbiri şimdi hepsini kapsayan bir özgürlük sorununda ortalarda görünmüyorlardı. Bu davranışları da onların hangi özgürlük ve insan haklanndan yana olduğunu ortaya seriyordu. Benzeri gösteriler, dünyanın dört bir yanında oluyor, işin ilginci de yöneticiler anlayış gösterdikleri zaman kolaylıkla sonuca varıyordu. Yıllar önce, 1968 olaylarının kendi ülkelerine sıçradığı sırada, Yugoslavlar da gençlerinin sokaklara inip gösteri yaptıklarına tanık olmuşlardı. Ama olayın bundan daha ilginç olan yanı ise, Tito'nun gençleri cezalandırmak yerine onlann haklı olduğunu soyleyıp, reformlara gidileceğini açıklayarak tepki göstermesiydi. Daha birkaç ay önce Fransa'da gençler Öğrenim Yasası tasansını protesto için sokaklara dökülmüşlerdi ve gösteriler, tasarının geri alınmasıyla sonuçlanmıştt. Hangi ekonomik ve sosyal sistemde olursa olsun, en büyük yatırımın kendi gençliğine ve onun eğitimine yaptığı yatırım olduğunun bilincine varan ülkeler, gençlerini korkutmak yerine onlarla diyaloğa girmeyi yeğliyorlardı. Demokraside genclerin gür sesine verilen seçkin yer, son yılların kazanımlarmdan biriydi. Ülkemizde ise, genclerin en masum, en küçük gösterileri karşısında bir kısım basın bile hemen bağırmaya başlıyordu; "Quo Vadis?" Nereye? Oysa sağ tutucu bir iktidar bile bu kez gerçeği görüyor, akılcı bir davranış ile Başbakan demokratık bir diyalog çağnsında bulunuyordu. Doğrusu, bu konudaki tutumu için Özal'ı kutlarız. Bu arada öğrencilerin masum istekleri yüzünden onlara baskı uygulanmaması, olayların olumlu bir sonuca bağlanması için iktidann girişimde bulunması ve demokratik olmayan çözümlerde direnmemesi zorunluluğunu da anımsatmak isteriz. öğrenci gençlerimize gelince: Gösterileriyte dile getirdikleri tepkinin kamuoyunda yankı bulması onların başarısıdır. Ancak, bu başarının sürebilmesi, bundan böyle hepsinin soğukkanlı, her türtü kışkırtmaya karşı uyanık, şiddet hareketlerine karşı açıkça tavır koyan, diyaloğa ve demokratik tartışmaya yonelen bu amaç için her türlü yolu deneyen bir tutum içinde olmalarına bağlıdır. Bu durumda gençler, hem kendi davalannda büyük kazançlar sağlayacaklar hem de kendilerinden yaşlılara çarpıcı bir yüreklilik, olgunluk ve demokrasi dersı vereceklerdir. Gençlerimizin haklı tepkileri karşısında öcü masalları anlatarak değil, onlara anlayışla yaklaşıp diyaloğun yolunu açarak varacağız demokrasiye. Lübncatda FiUstinli geriUalar alarmda BEYRUT (a.a.) Beyrut'un Müslümanların denetimindeki batı kesiminde, dün sabah meydana gelen iki patlamada bir kişi yaralanırken, başkentin Hıristiyanların denetimindeki doğu kesimine yöneltilmiş 4 roketin de etkisiz hale getirildiği bildirildi. Polis tarafmdan yapılan açıklamada, Şii Müslümanların yaşadığı Hamra bolgesinde patlayan dinamitlerin bir kişiyi yaraladığı, çevredeki camlann kırıldığı ve bir benzin istasyonunda hasar meydana geldiği belirtildi. Yetkililer, bir zamanlama cihazına bağlanarak, Beyrut'un Hıristiyan kesimine yöneltilmiş 4 roketin de, patlayıcı uzmanlan tarafından etkisiz hale getirildiğini kaydettiler, ancak bu konuda ayrıntılı bilgi vermediler. İsraü'in kuzeyine yapılan roket saldınlarından ötürü gelebilecek bir askeri misillemeye karşı Lubnan'ın güneyindeki Filistinli gerillalar alarma geçti. İsrail askeri kaynaklannın bildirdiğine göre, kuze>deki Kiryat Şimona kasabasına bugün atılan Sovyet yapısı Katyuşa roketi bir kişiyi yaraladı. Öte yandan Kudüs'un doğusunda, Israilli askerlerin 20 kadar Filistinli genci tutukladıkları bildirildi. Cumhuriyet KitapKulübü ÜBÜ CUMHURIYET KI1APKUUIBU KARDEŞÇOCUK'87 FUAR VE BAHAR ŞENLİĞİ'NDE... 1626 Nisan 18 NÎSAN CUMARTESİ: RIFATILGAZ Ankarcfnın uyarısı ABD'ye iletildi Washington Büyükelçimiz Elekdağ, ABD yetkililerine 1988 bütçesi Kongre'den geçene kadar yardım, Kıbrıs ve 10'a 7 oranı ile ilgili yasa tasanları düzeltilmezse, ek mektubun Türkiye tarafından onaylanmayacağını bildirdi. TANJU AKERSON WASHINGTON Türkiye'nin VVashington Buyukelçisi Şiikrii Elekdağ dun ABD Dışişleri Bakanhğı'na giderek Turk hükümetinin ABD Kongresi'ndeki olumsuz geîişmelerin duzeltilmesi yolundaki mesajuu iletti. ABD Dışişleri Bakanlığı'nda müsteşar Michael Armacost ile 30 dakika suren bir göruşme yapan Elekdağ, Kongre'deki, Turkiye'yi rahatsız eden geîişmelerin önlenmemesi tıalinde geçen hafta sonu alınan "usler anlaşmasının onayını erteleme" karannın devam edeceğini bildirdi. Elekdağ, Armacost ile yaptığı göruşmede, askeri yardım, Kıbrıs, 10'a 7 oranı gibi 3 konuda Kongre'de henuz komisyon duzeyinde gerçekleşen >asalann mutlaka genel kurullardan geçerek kesinleşmemesi gerektiğini belirıti. Yardımdaki kesintinin duzeltilmesi, Kıbns'ia Turk birliklerince Amerikan silahlarrnın kullanımını yasaklayan yasanın kabul edilmemesi ve Senato Dış llişkiler Komisyonu'nda yasalaşan 10'a 7 oranının tesisinin bozulmasını isteyen Elekdağ, ABD müsteşarı Armacost'a "1988 butçesi geçene kadar bu düzeltmeler Kongre'de yapılma/su Halefoğlu ile ShuiU arasında imzalanan ek meklubu hükümel olarak onaylamayacağız" dedi. Türk hükumetinden ABD yonetimine yazılı bir mesaj getirmediği öğrenilen Elekdağ, görüşmesinde özellikie Türk kamuoyunun Kıbns ile yardım arasında bağlantı kurulması ve 10'a 7 oranı konularmda büyük duyarlılık gösterdiğinı, ABD yetkililerine ileltiği bildirildi. Bu arada Elekdağ'm sert bir uslup kullanarak ABD yetkililerine "Biz mütlefik olarak aramızdaki anlaşmalann gelirdigi >ükumluluklcri terine geliri>onız.. Oysa siz getirmi\orsunuz.. Sizin de bu jükümlülükleri üsllenmeniz gerekir" dediği öğreniidi.. ABD müsteşarı Armacost'un, görüsmede. Blekdağ konuşmasını dinlenmekle ve yalnızca soylenenleri değerlendirileceğini belirtmekle yetindiği bildirildi... Elekdağ'ın dünkü rhesajı, Araeııkan Kongvesi'nin alt komisyonunda geçen hafıa kabul edilen tasarıdan duyulan rahatsızlığın, Dışişleri Bakanı Halefoğlu tarafından bir mesajla ABD'ü muhaıabı George Shultz'a iletilmesinin ardından. ABD'ye ikinci mesaj oluyor. . Öte yandan Reagan yönetimi, Özal hukumenin SEIA ile ilgili son karannı, geçen ay imzalanan anlaşmanın uygulanmasının "askıya alınması" olarak değerlendirildi. ÇOCUK KFTAPLARI HAFTASI YARIN 20 NİSAN PAZARTESt: FATİH ERDOĞAN 21 NÎSAN SALI: CAN GÖKNİL 22 NİSAN ÇARŞAMBA: MUZAFFER İZGÜ İ M 7 A r | | W | rpi 23 NİSAN PERŞEMBE: AZİZ NESİN ma\ bUlMLtni 2 4 N ı S A N CUMA: Doç.Dr. HALUK YAVUZER 14.0018.00 25 NİSAN CUMARTESİ: ENGİN ÖZA TALA Y İnterholDOLMABAHÇE (Küçük ÇiftJik Parkı Yanı) NOT. Taksun AKM onünden ve Besıktaş'tan arac temın edılmıştır Çikolata tadında, besleyici... Her gün: 10.0020.00 arası GENÇLER,GELİN CUMHURÎ YET KİTAP KULÜBCNE FUAR SÜRESİNCE % 50 İNDİRİMLE ÜYE OLUN!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle