19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER luklennı ve dınlerını en çabuk bunların mı yıtıreceklerınden korkuluyordu? Boyle bır korkuyu sağduyum bır turlu benımsemıyordu Turkıye'yı hıç bılmeyen bır Ermenı çocuğu, anasından babasından oğrendığı guzel Turkçe ıle konuşabılıyordu da, bırkaç yıl ıçın yabancı ulkeye taşınmış bır Turk aılesının çocuğu mu unuıacaktı ana dılını 9 Konuyu bıraz daha gerılerden almakta varar umuyorum Bızde Avrupa'ya oğrencı gondermek ışı Tanzımat'tan sonra başlamıştu Tanzımat sadrazamlarının, vezırlennın, paşalarının, çocuklannı Avupa ulkelenne yolladıklannı, oralarda okuttuklarını bıhyoruz Bu çocuklann oralardakı durumunu ızleyen, gozleyen hıçbır gorevlı yoktu, böyle bır gorev duşunulmemıştı II Abdulhamıt zamanında ıse, Avrupa'ya ancak"kaçüdığı" ıçın böyle bır şev duşunulemezdı elbet II Meşrutıyet'ten sonra bu akım hızlanmış ve oldukça değışık bır nıtelık kazanmıştır Bu kez yalnızca Istanbul paşaları değıl, Anadolu'nun beylen, ağalan da çocuklarını Avrupa'ya gondermeye başladılar Boylece ozelhkle Fransa'da bulunan oğrencılerımızın sayısı önemlı olçude arttı Ama bunlann okuma ve yaşama durumlarını denetleyecek bır kuruluşu muz gene de yoktu Haklı olarak dıveceğım kı, demek paşala rın, beylerın, ağalann çocuklan ıçın "Ya bunlar dillenni, dinlerini unuturlarsa?" dıye kaygılara duşulmemış Gerçekte ıse, bunlann ıçınde düını, dınım unutan olmamıştır Cumhurıyet'ten sonra, durumda buyuk bır değışıklık oluyor, bu kez devlet, çalışkan oğrencılerı sınavla seçerek Batı ulkelerınde oğrenıme yolluyor ve gıderlerını ödedığı bu çocuklann öğrenımlerını ızlemek, denetle mek ıçın "Talebe Mufettışlikleri" kuruyor Bu mufettışlıkler, askerlık yoklaması ve para sorunları bakımından ozel oğrencılerı de denetleyebılıyorlar Ama 1960 yılına değın Turkıye'de hıçbır hukumet, yabancı ulkelerde okuyan oğrencılerın dillenni ve dınlennı unuıabıleceklenne ıhşkın bır onleme başvurmuş değıldır Kımsenın akhna gelmemıştır bu 24 Ağustos 1979 tarıhh Cumhunyet'te çıkan "Paris Yazüan" adh kıtabımda da bulunan bır vazımda şoyle demışım "Avrupa'da calışan işçılerımizın çocuklannın ulusal kulturlerını yıtıreceklerı korkusu, yurtdışına işçı gidişının hızlanmasından çok sonra duyulmuş nedense... Yurtdışına ısçi gıdışınin hızlandıgı 1960 sonlarında (hanı tam kuçuk Amenka olurken) ışçı çocuklannın egıtımıoğretünı konusu orta>a atılmış degıl daha.", "12 Mart sonrasında Mıllı Egıtim Bakanlığı'nda kunılan bır konıısyon, OECD uzmanlan ile bırlıkte yurtdışındakı ışçilerimızin çocuklannın oğretım \e egıtim sorununu ele alıyor", "Ilk ış olarak, ışci çocuklarımızın yabancı ulkeler okullanndakı durumlarını ıncelemek uzere bır kurul gondenlıyor A\nıpa'>a. Bu kurul uzun bir sure ıncelemelerde bulunuyor Bunun sonunda PlanlamaAraştırma Eşgudum Daıresı'nin toplantılannda konu tartışılıyor. O zaman gazetelere yansımadığı ıçin bu goruş kamuoyunda tartışılraamıştır. Başka bir >olu bulunamaz mıydı?", "MC donemı, konuyu genişletip bir genel mudurluk kuruyor ve çok sayıda oğretmen jollamaya başlıyor Avrupa'ya. Bu tutumun altındakı polıtık amacı, bılmem, soylemeye gerek var mı? Turk çocuklannın ulusal kulturlerını yıtirmemelerı goruşu bır amaç gibı ortaya konarak, gerçekte bellı sagcı partılerın antıdemokratık propagandalarına bır alan hazırlanmış oluyor. Gerçekte ulusal kulturun ne olduğu bılinmiyordu ve elbet bu ne olduğu bilınmeyenın yitınlip yılınlmeyeceğı ustune de hiçbir ınandırıcı kanıt yoktu." Konuyu kısaca gozden geçırdık ve sandığıma gore, gorduk kı, "kulturumuz, dinımız" çırpınması, burada ış bulamayan ya da do> urucu ış bulamayan ışçılerımızın yabancı ulkelerde çalışmaya gıtmelennden sonra başlamıştır Buna gore, demek gerekıyor kı, ulusal kulturu ve dını en çabuk yıtebılecek olan, ışçı sınıfı ımış Boyle mıydı? Hıç sanmıyorum Bızde geçeriı olan sıyasal rejımler, yukarı kat ınsanının Turkluğunden de, dınınden de kuşkulanmaz, durum, ışçı sınıfına gelınce değışıyordu ve onu kendı propagandaları ıçın en yalnız kaldığı zamanda yakalamaya kalkan gerıcı sıyasalar, kulturu de, dını de bır araç gıbı kullanmaya kalkıyordu Şımdı yukarda sorduğumuz bır soruyu yenıden ele alalım "Bunca gereklı miydı yabancı ulkelere imamlar gondermek?" Hıç kımse bunun uzennde durmuyor, durmadığı ıçın de "imam gondenp gondermeme" sorunu hıç tartışılmıyor Oyle kı, bu konuda yabancılara, hem de cumhunyetımızın temellerınden başhcası olan laıkhğe kundak koyma yanlısı yabancı kuruluşlara el açıhyor, bunun gerekçesı olarak da Hazınenın o zaman tamt^kır bulunduğu soylenıyor 17 NISAN 1987 Avuç Açmak I\eye? MELİH CEVDET ANDAY Yurtdışmdakı ımamların ayhklarını "Rabıta" adlı şenat örgütunun ödemesı olayından sonra, Mılh Emnıyet görevlılerının aylıklannın CIA'ca bdendığı haberı ortalığı tuttu Parayı odeyenler, parayı alanlardan elbette bunun karşılığını ısteyeceklerdır, bunda kuşku yok "'Rabıta" adh şenat orgutu, ayhklarını ödedığı Avrupa'dakı Turk ımamlardan ne ıstemış olabılır 9 Amao ahırete yonelık ıbadet görevlermı Turk gençlerıne oğretmelennı mı 9 Ne dınseverhk1 5 Nısan 1987 tarıhlı Cumhurıyet'te çıkan "Şeriatçıların Amacı" başhklı yansında Sayın Hıfzı Veldet Vehdedeoğlu şoyle dıyordu "Isiamda butun şeri mesaıl, ikı buyuk kısma aynlmıştır: Bınncı kısım ahırete taalluk eder kı, bu ibadettır (Oruç, namaz, hac \e zekata mutealük hukumler), ikıncı kısım dunya>a taalluk eder kı, bu da munakahat (aile hukuku), muamelat (mal, borç, ticaret hukuku) ve ukubat (ceza hukuku)dur." Bunlardan bınncı bolumde adı geçen dınsel görevlerı yenne getırmek ıçın yabancıya avuç açmanın hıç de gereklı olmadığı akla uygun gehyor Yabancı ulkelerde bulunan ışçılerımız, namazlarını kendı başlarına veya topluca kılabıhr, namazın nasıl kılındığını çocuklanna da öğretebılırler Oruç ıçm de durum böyledır Ama " R a b ı t a " parayı venrken neden ahıretle yetınsın, Islamın dunya>a ıhşkın ılkelerını neden ışletmesm? Bu ılkelerın öğretılmesını neden bızım ımamlardan beklemesın 9 . Bugun laıklığı ılke edmmış tek A^usluman ulkenın Turkıye olduğunu ve bu durumun otekı Islam ulkelennce yadırgandığını bılıyoruz Bu Islam ulkelenndekı Ataturk duşmanlığı, ulkemıze Turklslam sentezı bıçımınde yansımış bulunmaktadır Butun amaç, Turkıve'nın şenat ükelerını anayasa venne getırmesıdır Fakat "Rabıto" konusuna ıhşkın tartışmalarda ortaya atılan kımı duşunceler bıze bu açık seçık amacı unutturma nıyetını taşımakta gıbıdır Efendım, Rabıta yabancı ulkelerdekı ımamlanmıan aylıklannı ödedığı gunlerde Hazınemız dovız açısından tamtakırmış ne yapacaksınız, razı olmuşuz bu yardıma İnanılır gıbı değıl Imamınayhğı, dınıne bağlı Turk ışçısınden ıstenseydı, Turk ışçısı bu parayı odemez mıydı 7 Uzennde durmaya değer Dahası var, "Peki bunca gereklı mıydi yabancı ulkelere ımam gondermek?" sorusu neden hıç aklırruza gelmıyor1' O yabancı ulkelerdekı ışçılerımız, >anlannda ımam bulamayınca dınden ımandan mı olacaklardı 7 Yoksa onların çocuklan gâvurluğa mı doneceklerdı 9 Bu acelenın, bu telaşın gerekçesı nedır 9 Ben, Batıda calışan ışçılenmızın çocuklan icın, o ulkelere Turk dılı ve Turk kulturu oğretmenlen gönderılmesı sorunu ıle yakından ılgılenmek fırsatmı bulmuş, gazeteme de yazmıştım görduklerımı, düşünduklerımı Işçı çocuklan ıçın Batıya oğretmen gönderme sorunu ortaya çıktığında, bunun gerekçesı olarak, ışçı çocuklan arasında Turkçe'yı unutanlann bulunduğu ve bu gençlenn Turkluklerını de unutabıleceklerı tehlıkesının var olduğu soylenmıştı Olacak şey değüdır' Neden dersenız, bundan yetmış ıkı yıl önce Turkıye'den goçup Avrupa ulkelennde (dıyelım Fransa'da) yerleşmış Ermerulerın değıl sadece, onların çocuklannın bıle bızım gıbı Turkçe konuştuklannı gordum ben Pekı, oralara Turkçe ve Turk kulturu oğretmenlerının gönderılmesı yanhş mıydı 1 Bu değıl tartışmak ıstedığım Ancak şuncasını soyleyeyun kı, Batıda çalışmakta olan ışçılerımızın çocuklanna ıhşkın eğıtım, öğretım gerekhhğı sorununu, başta Almanya olmak uzere, bıze ılk o ulkelenn sorumluları hatırlat mışlardır Konu OECD çerçevesı ıçınde ele alınmca, ışçılerımızın çalıştığı ulkeler, "ikınci kuşak" adı verılen ışçı çocuklanna kendı okullannı açmışlar ve dıl ve kultur derslerı ıçın de saatler ayırmışlardır, butun yabancı ışçı çocuklan ıçın clduğu gıbı Imam sorunu daha sonra gundeme geldı Demek Batıdakı Turk çocuklan, Turkluklerını olduğu gıbı, dınlerını de unutmak tehhkesı ıle karşı karşıya ıdıler Bu kanıya hangı araştırma sonucunda varıldığını bılmıyorum Benı duşunduren şu ıdı Böy le bır tehükeden söz edılmesı, neden ışçıler ve ışçı çocukları ıçın ortaya atıldı? Avrupa ıle yenı mı karşılaşıyordu ınsanlarımız ve onların çocuklan? Yoksa Turk PENCERE "Yön Hareketi" Doğan Avcıoğlu'nu 195O'lı yılların ortasında Parıs'ten yenı geldığınde tanıdım O yıllarda ben "Dolmus" mızah dergısını yonetıyordum, Doğan, "Akıs"\e çalışıyordu Çabucak arkadaş olduk, bırbırımıze ısınıverdık, bağlandık, çok gecmeden yenı bır dergının tasarımlarını konusmaya basladık Artık Ankara'ya geldıkce Doğan'ın evınde kalıyordum, ıkı kafa dengı var Doğan'ın, soyadları bır, ama kardes değıller Mumtaz Soysal, llhamı Soysal Mumtaz o sıra Amenka'ya gıttı, ben de askere Derken 27 Mayıs patladı, dergı tasarıları ertelendı, Cemal Reşıt Eyuboğlu tasanmları gerceklestırecek maddı olanakları yaratıncaya kadar ış suruncemede kaldı Kımbılır? 27 Mayıs hepımızın yureğındekı fıkırlerın dısavurumu ıcın gereklı ortamı yaratmasaydı, belkı dergı konusmaları daha da uzayabılırdı Hıkmet Ozdemır'ın "Yön Hareketi" adlı kıtabını (Bılgı Yayınları) okurken garıp duygulara kapıldım Insan ıçınde yasadığı olayı kıtaplasmıs ve tanhleşmıs gorunce, zamanın nasıl akıp gıttığını daha lyı anlıyor Yon'un ılk sayısını ehmıze heyecanla aldığımız gunden bu yana çeyrek yuzyıldan fazla bır zaman geçmıs, Doğan bu dunyadan ayrılmış, Turkıye, "Yön"un amaçladığı yönden çok uzaklarda bır yere suruklenmış, koşullar alabıldığme değışmış Yıne de Yon hareketınm kımı temel çızgılerıyle Turkıye'nın geleceğınde etkın olacağına ınanıyorum Sozgelımı, ınsanlığın geleceğınde "ekonomık planlama" yalnız bızım ıçın değıl, butun dunya bakımından kacınılmaz olacaktır Eğer dunyamız bılım toplumlarına gebeyse, Yon hareketi, tarıhe değıl, geleceğe yazılmıstır Yon, 1961'de cıktı, 1967'de kapandı, bır fıkır dergısı ıçın oldukça uzun sure Yon'un başmımarı, lokomotıfı, sorumlusu Doğan Avcıoğlu ıdı; dergının kapatılmasma karar veren de kendısıdır Oyle ağır bır yukun altına gırmıstı kı, bu kararından oturu kendısıne karşı duramadık, ama hıç unutmam, Nıyazı Berkes, Yon'un kapatılmasma herkesten cok bozulmustu Nasılolur da, dıyordu, bana sormadan, benım dergımı kapatır? Berkes'ın Yön'dekı emeğı ve hakkı odenemezdı Bana gelınce, Cumhurıyet te çalışmama karsın Yon'de en cok yazı yazanlardan olduğumu Hıkmet Ozdemır'ın kıtabından oğrendım Avcıoğlu 194 yazı yazmış, ben 129 yazıyla ikıncı sıradayım, Mumtaz 69 llhamı 47 Doğan Avcıoğlu'nun dergıyı kapatmasının nedenı, "Türkıyefnın Duzenı" adlı unlu kıtabını hazırlamak ısteğıydı Doğan olağanustu yeteneklere sahıp bır ınsandı pırıl pırıl bır kalemı vardı elıne aidığı her konuyu saydamlaştırmakta buyuk ustaydı, 1960'ların calkantılı yıllarında bır kenara çekılerek kıtabını yazdı "Türkjye'nın Duzem"nde de yon, Yon'un yönudur Yakın tarıhımızı^, bugünumuzü, geleceğımızı kavramak ısteyenlerın, Hıkmet Ozdemır'ın "Yon Hareketı"m okumasında sayısız yararlar var Altı yıl dolu dolu cıkmış toplumu alabıldığıne etkılemış bır dergıyı bu kadar yetkınlıkle ıncelemek, ırdelemek, belırlemek ve 360 sayfahk bır kıtaba sığdırabılmek hem buyuk emek hem de yeterlı çap tster Ozdemır'ın Yon'e ılışkın her değerlendırmesıne katılmasam da, calışmasının değennı vurgulamaktan kaçınmak olanaksızdır Sanırım Yon'un en buyuk hızmetlennden bırısı, kapıtalıst ya da sosyalıst blokların hazır reçetelerını benımsemek yerıne, Turkıye'nın gerçeklerıne gore Turk ınsanının duşunce uretmesı gereğını her sayfasında vurgulamasıdır Bılımın öğrettığı ve aklın gereğı de bu yöntem değıl mıdır 7 EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAN Sayıştay'daki sınav yolsuzluğu 1720 Mart 1987 tarihlen arasında yapılan Sayıştay Denetçi Yardımcıhğı sınavlanna aıt sorulann, sınav oncesi 'beüı kısılere'' venldığî bir ihbar sonucu ortaya çıkmış ve basında haber olarak yer almıştır. Bunun uzerine Sayıştay Başkanlığı tarafmdan smavların iptal edildiği ve ileri bir tarihte yıneleneceği basrn yoluyla kamuoyuna duyurulmuştur. Bu ve benzeri sınavlar hukuk kurallan ve yasalara uygun olarak yapıldığı surece, ilgili kurumlara duyulan guven var obnaya de\am edecektır. Aksı takdırde, bu duygu cıddı bır şekılde sarsüacaktır. Nıtekim hukuk ve yasalara tıtizlıkle uyması gereken kurumlardan bin olan Sayıştay'dakı sınav yolsuzluğu boyle bir sonuca yol açmıstır. ı\asıl açmasm ki? Ankara'ya git! Üç^ gun boyunca maddi ve manevi zorluklara katlan! Kimlerın kazanacağı saptanmış olan 'formalite' bir sınava gir.' Kazanabilırim umuduyla don. Ve hemen ardından sınav yolsuzluğu ortaya çıksın. lyi ki ihbar edildi. Ya ihbar ediltnemis olsaydt, ne olacaktı? t'er şey kılıfına uygun olarak yaptlmış olacak, 'belli kişiier' sınavlarda gosterdıkleri ustun (!) başanlar sonucu Sayıştay Denetçi Yardımcıhğı gorevlenne atanacaklardu Boşa gıden bunca emek, zaman, para ve en onemlisi yolsuzluk nedeniyle sarsılan guven nasıl telafi edılecektir? Elbettekı bunun da bır yolu vardır. Suçlular kamuoyunun gozleri önune teşhir edıkr ve gereken cezalara çarptınlırsa bir sorun kalmayacaktır. Öyleya, umultnadık bir ihbar sonucu ortaya çıkanlan yolsuzluk, yinelenecek sınavlarda daha gızli kapaklı olarak tekrarlanabilir. Bu olasılık, suçlular bulunup cezalandınlmadığı sürece daıma var olacak; var olduğu surece, yetkıhlerın yapacakları açıklamalar ınandırıcı olmayacak, kafaiarda soru işaretleri kalacaktır. tlgıli kamuoyuna bir fikir vermesı açısından basında yer alan haberden bazı iddialan aynen aktanyonım: !.. Denetçi yardımcıhğı sınav sorularımn Sayıştay'da "sağ kadrolaşma" amacıyla sızdınldığu.. Sınav sorularımn 1985 yılında TBMM Plan ve Butçe Komısyonu'nda muhalefetin itırazlanna karşın, ANAP'h miUetvekıllennin oylarıyla seçilen Sayıştay üyeleri tarafmdan hazırlandığı... Sayıştay Baskanı Servet Şamhoğlu'nun sınav komısyonunda gorevlendirdiği bu uyelerm Sayıştay uyeliğıne seçihnelennin usulsüz olduğuna ihşkin davanın Ankara Bolge Idare Mahkemesı'nde devam ettiği bıldırildL.." Sayın yetkililer, yapacağmız sınavlara tekrar katılahm mı? Ne tavsiye edemnız? BİR OKUR "Hasan Âli, Tonguç Baba. "Otlar böcekler gıbıydık bozkırda Acılarda gökyuzü kadardık Bızden geçerdı zamamn karanlığı Vbrgun oküzler karasabanlarla Unutulmuş unutulmuş, unutulmuş köylerdık" Mehmet Başaran'ın unlu "Tonguç Baba" şıırı böyle başlar Tonguç Baba1 Bır kurtarıcı, bır oncu, bır yaratıcı1 Ne dersenız deyın, Turk eğıtımının buyük ustası Yalnız kuram yoluyla değıl, uygulama yoluyla ınsanımızı suruden kopanp bırey yapmak, kendı başına duşunebılen, doğruyu yanlışı, guzelı çırkını aytrt edebılen bırer "gerçek" ınsan yapmak amacını taşıyan Ataturk devrımının en buyuk yapıcılarından bırı, belkı bırıncısı 23 Hazıran 1960'ta 63 yaşındayken aramızdan ayrıldı Mutluydu, sevınçlıydı omrunün son gunlerınde, çunkü 27 Mayıs eytemmı yaşamıştı Turkıye'nm gerıcılık çıkmazına batma tehlıkesınden kurtulduğunu gormuştu Ama bu coşkuya yureğı dayanamadı Onca guzel çabaların anlayışsırlık çolunde ortadan kaldırılışına seyırcı kalmıştı Yıllarca bu acıyı ıçınde taşımıştı (Arkası 13. Sayfada) Bekleme salonu yapılsın Bursa'da Kestel semtınde oturuyor ve bakkal işletıyorum. Gazi L'nıversıtesı Egıtim Fakultesi'nde okuyan bır oğlum var. Geçen gunlerde, bir konuyu goruşmek uzere okula oğlumu Ziyarete gittim. Lnnersite kapısında uzun sure oğlumu beklemek zorunda kaldım. Yağmur yağdığmdan sırılsıklam ıslandun. Lnnersuenin misafir salonu yok mu? Vatan \e mıllet içın hayırlı bır insan olmaları ıçın çocuklanmızı gonderdığımız irfan yuvalannda bızlerm boyle karşılanması normal mi? SALİH GÜREL/BURSA Dünyanın En Çok Satılan Elektrikli Süpürgesi Hoover'i Türkiye'de Eva'yı Yaratanlar Üretiyor. BUYUK BULUSMA! ZRVEDE HOOVER'İ yalnızcaTürkiye değil bütün dünya biliyor. HOOVER PLC, HOOVER'İ üreten dev sanayi kuruluşu. EVA'yı bütün Türkiye tanıyor. ÜÇFAZ A.Ş., EVA'yı üreten, hızlı gelişen nitelikli bir sanayi kuruluşu. HOOVER ve EVA Türkiye'de buluştular. Zirvede! Türkiye'ye ve dünyaya yarının elektrikli evaletlerinisunmak için.. İnsanın yaşamını kolaylaştırmak için... Artık Türkiye'de HOOVER teknolojisinin, isim, amblem ve logosunun tek yasal kullanıcısı ÜÇFAZ A.Ş.'dir. HOOVER'İ ve EVA'yı zirvede buluşturan ÜÇFAZ A.Ş., Türkiye'nin dünün değil, yarının ürünlerine layık olduğu inancındadır. ÜÇFAZ A.Ş. bu inançlaHOOVER'in ilk ürününü sunarken dünün modellerini tercih etmemiş, HOOVER'in bugün de üretilen elektrikli süpürgesiyleTürk İnsanı'nın karşısına çıkmıştır. ® HOOVER 'Zirvede... büyıik buluşma!.. URETICI UÇFAZ A.5./GENEL DAGlTICI DIMPEKSA.Ş./SERVIS TUNISER A.S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle