19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 27 ŞUBAT 1987 Ozan Hasan Hüseyin anıldı A nkara (anka) Ozanyazar Hasan Hüseyin Korkmazgil / l ölümünün dördüncu yıhnda Karşıyaka Mezarlığı'ndaki ntezarı başında eşi, çocukları, dost ve yakmları tarafmdan anıldı. Hasan Hüseyin'in ünlü şiiri "Kıztlırmak" nehrini sembolize eden mezarına çicekler bıraküdıktan sonra saygı durusu yapıldı. BURSA Garson Durmuş: Suçsuzum CENGİZ YAKUT BURSA Gemlik yakınlarındaki "Yıkıntı" lokantasının önünde kaçırıldıktan sonra cesedi bulunan ve kamuoyunu gunIerce meşgul eden "Küçük Hikmet" olayının ilk duruşması, dün Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savcırun iddianamesini okuması ve sanık garson Durmuş Tekirtaş'ın ifadesiyle başladı. 3 yaşındaki Hikmet Çaycı'yı fidye için kaçırarak daha sonra da ölümüne neden olmakla suçlanan tutuklu sanık Durmuş Tekirtaş, çok sıkı güvenlik önlemleri altında getirildiği duruşma salonunda ifade verirken şunlan söyledi: "Ben suçsuzum. Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Jandarma karakolunda alınan ifadelerim işkence zorujla alındı. Bana karakolda elektrik verdiler. askıya aldılar. Parnıak uçlanma toplu iğne balırdılar. Bu acıya dayanamadım ve suçu kabul ettim. Adliyeye getirilirken de yolda araba içinde sürekli tehdit edildim. Geri götürüp döverler di>e korkarak savcılıkta jandarınadaki ifadem dogrudur dedim." Savcı da iki sayfalık iddianamesinde Hikmet Çaycı'nın uzun süre aç kalmj» ve iklim koşultar Tm Küçük Hikmet'i fidye için lcaçırdığını söyledi. Mahkeme heyetinin aralıklarla olay günü ve sonrasına döndüğü duruşmada Durmuş Tekirtaş'a sürekli, "Gözallında oldugun süre içinde sana işkence yapıldı mı? Jandarma karakolunda bazı kisiler suçu kabullenmekatlanndan Necdet Öztiirk s nuyor. K " • " nıet'in si ile bab ^ysegiil Çaycı adına da ı^tancuı Barosu avukatlarmdan Necmettin Yaşar Çetin müdahil avukat olarak katılıyor. Duruşmada daha sonra olay günü "Yıkıntı" lokantasının ATVKA1U...ANKA... MÜŞERREF ... Yağmurlu bir başkent »kşarnı Oda Tiyairosu'nda Hüzzam'ı seyrettim yeniden. Üç ytdır sahnede bu oyun ama salonda boş yer yok. Oyun da esMmern'Ş hiç... Anlı sanlı Hakkı Paşanın torunu Mahpeyker'in öyküsünü birlikte yaşadık. Boğazda bir yahda büyüyor Mahpevker. Aslında büyümüyor Bellı bir eğıtimden yoksun, yalının baiçesinde, güller leyiaklar altında, paşa dedenin doğrultusunfia dünyaya kapalı bir yaşam. Hıçbır şeyden haberi yok, hiçbir savaşa soyunamıyor. Güzel, efendıce bir direnişi var, ama h#r zaman yenık, her olayda ezık, yalnız ve mutsuz. Yağmurlu bir akşama >araşır bir oyun Hüzzam. Tıyatrodan çıkınca yollarda yürüdüm bıraz. Yüzümde, saçlanmda yağmur damlaları, yanımda tanıdığım, tanımadığım birçok Mahpeyker. Kimı Boğazda bir yalıda, K""1' Erenköy'de, Suadıye'de, bir vıllada uzanıp koluma girmiŞ g i b i Yıllar geçti, köşkler yıkıldı. bahçeler parsellendi, yalıiar betonlaştı, ama Mahpeykerler yaşıyor hâlâ... Onlan hepimiz tanıyoruz. Kimı zaman çok görkemlı bir yaşam içinde, ama ha/'| güçsüz ve fakır çızgılerle yaşamının bilincine varamamış görüntülerle... Yüzümde ıslak bir rüzgâr Mahpeykerleri bırakıp Maral Üner'e Olcay Poyraz'a, iş'k Yenersu'ya dönüyorum... Devlet Tiyatroİarı'nda düzeyini korumak, sanatsal kişiliğini kanrtlamak, güzel şeyler üretmek için savaş veren sanatçılara... Bozkırda bir çiçek açtırmak için uğraşanlara... Olcay Poyraz Mahpeyker ile ne güzel oynüyor. 0ir oyunu yönetmek de oynamak kadar önemli. Başka bir uğraş, başka bir yetenek ıstiyor. Bu tür uğraş veren sanatçılar, kadın ya da erkek ışığa bile çıkmıyor çoğu kez. Küçük bir sahnede, uzak bir tiyatroda oynuyorlar, seyircilerin, halkın ödüllennden bile yoksun kalıyorlar... Eşit olanaklar her alanda önemli galiba. O zaman sahne ışıklarında daha çok yıfdız parlayabiür. Bir su birikintisini atlarken düşüncelerim de devlet sanatçılarına atladı birden. Bu konuda birkaç söz etmek istiyorum. Bu tür takılar bana ters gelir her zaman. Kimler veriyor, kimler alryor kestiremem. Sonra devlet sanatçısı olmak mı önemli, halkın sanatçısı mı? Bir Ruhi Su'yu düşünürüm. Devlet sanatçısı olmadı, devletın radyosunda, TV'sinde de söylemedi, ama halkın gönlünde, duşüncesinde, soluğunda değil mi? Devlet sanatçısı olmak ona ne katabilirdi? Öte yandan devlet sanatçısı olan kişiler bu şanl güzel taşıyabilıyorlar mı? Bu sorun, verenler açısından da, alan» lar açısından da önemli bence. Devlet sanatçısı deyimine özen göstermek gerekiyor. Bu de^ yimi aşındırmamak, enine boyuna ve de derinliğine düşünmek' gerekiyor. Birkaç oy her zaman sağlanabilir, ama bir de kamuoyu var. Verdik oldu, denirse öyle bir şey olur. Ucuz bir şey... Tartısı, ölçekleri çok duyarlı biçimde yapılmazsa alana da bir şey katmaz, verene de... * * • Yağmur dindi biraz, ben de Meclis'in önüne vardım. Siyasal sahnenin oyuncularını selamladım uzaktan. Houston'a da yöneldim bir aralık, ordan yine Ankara'ya, ANAP'a, SHP'ye. Ul,kemizin gündemindeki sorunlara, tartışmalara... Biraz önce Hüzzam'ı seyrederken tek kişilik oyunların güçlüğünü konuştuk arkadaşımla. Maral Üner güzel oynuyor, oyunu belli düzeyde, gerilimde tutmak için var gücüyle çalışıyor. Kîmbilir nasıl yoruluyor... Ama kolay değil, seyırci tepeden tırnağa göz ve kulak onu izliyor, sahnede bir ışık geç yansa, bir gülüş acılığını yitirse gözden kaçmıyor. Tek kişilik oyunda saTOtçının tüm ustalığını yoğun biçimde sunması gerekiyor. Kalabalık bir oyunda tersine, tüm oyuncuiar bir mozayik oluşturuyor, ortak bir İrün, bir orkestrasyon sergileniyor sahnede. Oyunun bütünü ağır basıyor. Siyasal sahnede de tek kişilik oyunlar çok tehlikeli. Bir hasta4ık, bir ameliyat, bir sürprizle perdenin nasıl, ne zaman kalacağı belli olmuyor. Üstelik tek kişilik oyunlar dönemi dekrasile.de geride kaldı artık. Solo değil koro, orkestra geiyor. SHP'nin kulisinde yaşanan olaylar bu nedenle çok ters gebana. Kimı politikacılar yakın geçmişin deneylerinden hiç ers almamış gibi, hâlâ polıslik sevdasındalar, tek başına şarKi söylemek istiyorlar. Bir deniz sarkısı, bir dağ sarkısı ya da başka bir şarkı... Oysa şarkı ortak soylenir... Bir şey daha var, eski şarkıcıların sesini, soluğunu, yüreğini biliyoruz yeteri kadar. Şimdi yeni bir şarkı söyleyebileceklerine nasıl inanılır? SHP'deki gölge oyunlarını bu açıdan çok tutarsız buluyorum ben, ANAP'taki ikinci adam arayışlannı da... ANAP bir partı olsaydı böyte bir arayış gerekir mıydı acaba? Bypass'ı Sayın Özal geçirdi, ama ANAP'ın sağlıksız yanları daha çok yüzeye çıktı. Herkes başka bir şarkı söylüyor şimdi, notalar birbirine karışıyor, kimi arabesk, kimi hüzzam... Üstelik Güner Sümer'in oyunundaki Mahpeyker'in çizgileriyle. Hüzzam Mamalar temiz çıktı / stanbul Haber Servisi ÇarmosanfîrmasıncaOnceki gun piyasadan toplanarak radyasyon ölçümü için Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi'ne teslim edilen Milupa mama örneklerinin temiz çıktığı bildirildi. Milupa çocuk mamalanmn Türkiye ve Kıbrıs temsilcisi olan Çarmosan fîrması, Onceki gün noter huzurunda piyasadan topladığı Milupa mama örneklerini, radyasyon ölçümü yapüması için Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi'ne teslim etmişti. Açık öğreiimin ders programı Jfskisehir (Cumhuriyet) Açık öğretim Fakültesi MZt uğrencileri için hazırlanan radyo ve TV dersleri için mart ayı programları belirlendi. Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Dekanlığı tarafmdan hazırlanan ders programları TV'de pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat 17.0018.30 arasmda yayınlanacak. Salı günleri ise açık öğretim yayını 17.3018.30 arasındayer alacak.Cumartesi ve pazar günleri derslerin yayın saatinin 08.0010.00 olarak belirlendiği açıklandı. Saat 21.30'da başlayan radyo programları ise TRT1'den yapılacak. Pazartesi btrind; perşembe ikinci ve cuma günleri de 3. ve 4. sınıflann derslerine yer verilecek. YARGIÇ ÖNÜNDE Bursa 3. Ağır Ceıa Mahkemesi'nde dünjan r rant'm garsonu Durmuş Tekirtaş, "Karakolda göziim bağlıyken patronumu ses 'Suçu üzerine al. Ben arsalarımı satar, sana bakanm' dedi. Ama suçu kc değil, işkencedir" dedi. (Fotoğraf: a.a.j ni isteyerek vaatlerde bulundu mu?" sorulan yoneltildi. 16 yaşındaki garson, bu sorulara "Karakolda göziim bağlıyken patronumun sesine benzettiğim bir ses, 'Suçu uzerine al. Ben arsalarımı satarak sana bakarım,' park edilenjKtcük Hik.Mercedes lyan Miiâk dinlenfduğu dikkat uşan Mümin jrken içeride nı, şoför mahallindeki kapının da aralık olduğunu, çocuğun ailesinin yanında olduğunu sandığı için merak etnıaAğini ' ' Mümin Sezer, aSMyı 3ahibinden 5 0 ( B H | j b U k g n sonra, famaya înı argıcın, an. ne>ince neden ailesine haber vermedin?" sorusuna Mümin Sezer, "Ben çocuğur o kadar küçük olduğunu bilmiyordum. Mlsevdim aileyanıtını sine hab verdi. lokantası Ardındanı [yonu çayakınındaki I Kuş'un lışanlanndanl ifadesi d n jandarDaha sonra ı ma görevlileri, sam|a işkence yapılmadığını bildirdiler. Söz alan savunma avukatı Necdet Öıtnrk, "tlkokulu 7 senede bitiren müvekkilim fidye kelimesinin anlamını dabi bilmemektedir" dedi. Mahkeme sanıgın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 23 mart pazartesi gününe bıraktı. Bursa Adliyesi'nde dün öğleden sonra bütün duruşmalar Küçük Hikmet davasının özelliği nedeniyle ertelendi. Cevahiroğhı için InterpoVden tutuktama hararı ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Avrupa ülkelerinde "Tntti Cappi" (hepsinin başı) olarak bilinen "Tiirk mafya lideri" Osman Cevahiroğlu hakkında Interpol Genel Sekreterliği tarafmdan kırmızı tutuklama bülteni çıkanldı. Cevahiroğlu hakkındaki Interpol'ün yakalama bülteni, geçen yılm haziran ayı sonunda kaldırılmıştı. Türkiye'nm yanı sıra tüm dünya polisi arşivlerine uyuşturucu kaçakçısı sanığı olarak geçen Osman Cevahiroğlu'nun adı 1983 yılında 1984'ün ocak ayının sonuna kadar süren bir operasyon. la gündeme gelmişti. Kaçakçılık Daire Başkanlığı tarafmdan yapılan operasyonda 10 kilo eroin Hollanda plakalı bir minrbüsün sahibi Avrupa'da çalışan bir işçi ile birlikte yakalanmıştı. Operasyonda Oflu Osman'ın adamı Hikmet Uzun ve arkadaşları da ^akalandılar. Ancak, operasyonuO sonunda 10 kilo e r <MMM| müyon liraya taşımaya razfTOBB işçi Kaçakçılık Dairesi'nde çalışan polis, minibüs ise aynı dairenin demirbaşjtokmıştı. Dsha sonra İstanbafifc sürdürülen operasyoniarda Dtındar Kılıç'ın da yakaiapmasi Oflu Osnan'ın Türk mafyasuldaki yerini belirginleştirdi. 10 kilo eroinle ilgili dosya Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde açılan davada tartışıldi, davanın sonunda Hikmet Uzun ve arkadaşı Yağcı 2O'şer yıl ağır hapse huküm giydiler. Dava sırasında Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafmdan Oflu Osman hakkında 4 ayrı tutuklama karan verildi. Bu kararlar [nterpol'e de gönderilerek Interpol'ün üye ülkelere Osman Cevahiroğlu hakkında yakaiama bülteni çıkarması sağlanmıstı Da\anın vakalanamayan sanıklarla ilgili bölümü daha sonra Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Savcüığı'na gönderildi. Askeri mahkemenin geçen yıl haziran ayı sonunda Cevahiroğlu hakkındaki tutuklama kararlannı kaldırması üzerine Interpol Genel Sekreterliği uluslararası yakaiama bültenini geri çekti. Bu sırada geçen yılın temmuz ayında Türkiye'ye gelen Oflu Osman temmuz ayı sonunda Askeri Yargıtay'ın onayı üzerine Türk makamları yeniden InterpoPe başvurarak Cevahiroğlu hakkında bu kez kırmızı tutuklama bülteni çıkarılmasu» istediler İki katlı ahşap ev yqndı / ' stanbul (a.a.) Yedikule'de, henuz nedeni beJirlenemeyen yangında, iki katlı ahşap ev kül oldu. tstasyon Caddesi'ndeki, 109 numarab evin ikinci katmda, kimsenin bulunmadığı bir sırada çıkan yangm, kısa su'rede binaya yayıldı. Orhan, Ayhan ve Turan Ay adlı kardeşlerin oturduğu ahşap binadaki yangın, itfaiyenin müdahalesi sonucu çevreye yayılmadan söndurOMü. tSTANBUL PORSELEN SAN4Ytt A.Ş. YÖNETtM KURULU BAŞKANUĞI'NDAN Şirketimizin 31. Olagan Genel Kurul Topliıtısı Jağıdaki gündeffli görüşmek Uzere 16 Mart 1987 pazartesi gftpü saat 1 i ,30'da Baimumcu, Barbaros Bulvan No: 125 Beşiktajgşunbul Camhan'da T.Şişe ve Cam Fabrikalan A.Ş. Genel MüdU^ttMttde yapılacaktır. Sayın ortaklanmızm veya vekülerinin meskur aNPve saatte toplantıya teşrifleri rica olunur. >#«• ' 1986 çalışma yılına ait bilanço, kâr ve zarar hesabı ile yönetim kurul u ve denetçilerin raporlan da sayın ortaklanmızın incelemelerine toplantıdan İS gün önce şirket merkezinde Tuzla'da hazır bulundurulacaklır. Sayın ortaklanmızın toplantı gününden en geç bir hafta evvel sahibi bulundukları hisse senellerini veya bunu ispat edecek vesikalan şirket merkezine tevdi ile toplantı için giriş kartı almalarınıricaederiz. Şirket merkezi: Hatboyu Cad. No: 51 Tadaİsianbal GÜNDEM: 1. Açüı*. 2. Başkanlık Divanı seçimi, Başkanlık Divanı'na genel kurul tutanağını imzaJama yetkisinin verilmesi. 3. Şirketın 1986 yılı çalışmaları hakkında yönetim ve denetim kurulu raporlannın okunması. 4. 1986 yılı bilanço ve kâr zarar hesaplannın tetkiki ve onayı. 5. Yıl içinde yönetim ve denetim kurulundan aynlan üyeler yerine sttresini doldurmak üzere atanan yeni üyelerin genel kurulca onaylanması. 6. Yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin ibralan. 7. Yönetim kurulu dönemini tamamladığından yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi. 8. Denetçilerin seçilmesi. 9. Yönetim kurulu üyelerine ve denetçilere 1987 yıhnda verilecek aylık ödentilerin saptanması. 10. Yönetim kurulu üyelerine TTK'ıun 334 ve 335. maddeleri uyaruıca izin verilmesi. 11. Ortaklann dilekleri ve kapanıs. SI^IRLI ŞpRUMLU DEVREKÂıSı KÜÇÜK SANAYİ SİTESÎ YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞI'NDAN Sanayi ve ~" ~ kanlığYnın kısmi kredı destegi ilekoope fimizin sor1.. ında yapılacak olan 100 işyeri ve sosya! sislerden mutejeKKn KUÇUK Sanayi Sitesı inşaatı. Bayındırlık ve Iskan Bakanhğı birım fiyattarıve 8/2574 sayıh kararnameyc tabi olmak kaydıyla kapalı zarf usulu^te ihaleye çıkanlmıştır. 1. lhale 13.3.1987 gürtü slgtf|Ür.3O da Sanayi ve Ticarel Bakanlığı'nda yapılacaktır. 2. Söz konusu işjn 1987 yılı birafl|yatlanna gore birinci keşif bedeli 840.787.377. TL. olup adı gqt> '5 >vin ilgili kooperatife hitaben alınacak limit için geçici temink25.223.621. TL.'dir. 3. İhaleye katılmak isteyen iştirakçfcf ihale dosyasınm kooperatifimizin Sanayi Çarşısı F Blok No: 831Şevrekâm' KASTAMONU veya T. Halk Bankası AŞ Genel MüdurlüğtLSatınalma ve Satma Komisyonu raportörlügu SIHHlYE/ANIC^llKadresinden 100.000 TL. bedel mukabili makbuz karşıhğında leîıBn edebilirler. • tstirakçilerin ihak dosyasında belirtilen"^ırtlann yanı sır^ ı îz i) ,r. k^if bedeli Ifjguğr (B) grubu müteahhiıljlü^ıfnesi ile keşıt delınin yansi kadaı'^âttjM resmi bir işi •«Srıhit sıfatıyia bitirdiğine daır ışbitirme^H^Bîaslı ilebu b ^ w i tevsık edici hak edıs ve kabul lutanaklannı o 8 B e r ibraz etmmn gerekmektedir. 5. a. İhaleye katılmak isteyen iştirakçilerin yeterhk belgesi başvuru dosyalarını içindeki evraklarmı belirten dm pusulasını da ihtiva edecek sekilde en geç 4.3.1987 gunu saat 17.00'ye kadarfirmayıtemsile yelkıli şahısça imzalı dilekçe ile kapalı zarf içinde, b. Yeterli görülen firmalardan ihaleye katılacakların eksiltme ve özel idari sartnamede mevcut açıklamaya göre hazırlayacakları teklif mektupiarını 13.3.1987 günü saat 09.00'a kadar firmayı temsile yetkıli şahısça, Sanayi ve Ticaret Bakanhğı A Blok 4. Kat 421 nolu odasında loplanacak ihale komisyonu başkanhğına dosya alındı belgesi karşılığında teslim etmiş olmalan gerekmektedir. 6. Yeterlik belgeleri 11.3.1987 gününden itibaren kooperatif başkanlığımız tarafmdan verilecektir. 7. Kooperatifimiz lhale Kanunu'na tabi olmadığından komisyon yeterlik belgesi verip vermemekte ve ihaleyi yapıp yapmamakta, ertelemekte veya dilediğine vermekte serbesttir. 8. Postadaki vaki gecikmeler ve telgrafla yapılan başvurular kabul edilmez. Keyfiyet ilan olunur. NOT: Yeterlik belgeleri ve ihale dosyası ile ilgili olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na hiçbir başvuruda bulunulmayacaklır. CALIŞANLARCV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL a ahnan yeraltı dünyasuun ünlü isimlerinden Mehmet Nabi SORU: r, "Adalet yerini buldu. Köşk gerçek sahibi olan Vakıflar Bankası 'na verildi'' dedi. Bir süre önce stkeri yükseldip için tedavi olmak amacıyla Amiral Bristol HastanesVne yatan Inciler, bir ihbar üzerine polis tarafmdan yakalanmıs, onceki gün de taburcu olarak Asayis Şube Müdurlüğü'ne teslim ohnuştu. Köşk nedeniyle silahh çatısmaya girdikleri Ueri sürülen emlakçı Fezail Bulak 'la yüzUştirildiği bildirilen Inciler, Bulak 'm iki adamı Recep Çakmak (24), trfan Mercan (34) ve suça azmettirdiği belirtilen Lütfü Özbey (29) gazetecüerle konuşturuldu. Ancak Mehmet Nabi Inciler gerekli ifadesinipolise verdiğini ve başka bir şey bibnediğini belirterek şunlan söyledi: "Şu anda köşkün gerçek sahibi Vakıflar Bankası. Ben köşkü organizatör Hasan Bora 'dan hava parası vererek aldım. Sonra birçok ortağı çıktı. Silahlı çatışmayı kardeşitn Mikri Inciler yaptı. Benim ilgim yok." (Fotoğraf: ESAT PALA) yennı ouuuı ^^ olayı ^ ilgili olarak "Küçük meınıır ve emeklisi" 17 Ocak günkü yumızda. Emekli Sandıgı, SSK veBaj Kur'un (avvn göstergeleri ile bu göstergeler karşılıgı emekli aylıklannı yayımladınız. tsçi memur emekli aylıklannın karşdaşbnlmasını amaçlayan bu >azınızda işçüerin magdur edildigi vurgulanmak isteniyor. Oysa ki küçük memur ve emeklisi çok daha magdur durumdadır. Sormak istiyorum. 1400 ve artı 3300 ek göstergeleri kaç kişi alıyor? On binlerce memur ve emeklisinin degil ek göstergeyi almak 1400luk göstergelere dabi ula^ şamadıgını görmezlikten gelmek niye? Basın mensuplannın da işci statüsünde ve SSK kapsarnında çalışmış olmalarından olsa gerek. Bu nedenle de hep işçinin magduriyeti gündeme gelir, küçük memurun ve emeklisinin çektiği sıkıntı göz ardı ediür. Hep bunu gözlerim. Kendimden örnek vermek isterim. 30 yıllık bizmet karşılıgı 5. derecenin 6. kademesinden 885 gösterge ile emekli olmuş biriyim. İşçi emekli göstergesinde 5. derecenin 6. kademesinin gösterge sayısı 1145'tir. Peki magdur olan kim? DUYURU KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI EDEBİYAT ÖDÜLLERİ/1987 Külıür ve Turizm Bakanlığı'nca, 1987 yıhnda yayımlanacak roman, hikâye ve çocuk edebiyatı dallannda üç ayn yanşma duzenleruniştir. Her üç dalda birincilik, ikincilik, üçüncüluk ve 3 mansiyon oimak üzere toplamı (5.000.000) lira olan (18) ödül verilecektir. Yarışmaya katılacak eserler, her üç dalda Bakanhkça seçilecek konuyla ilgili değerlendirme kurullarmca belirlenecektir. Istekli olanlann, kitaplarını en geç 31 Aralık 1987 günü saat 17.00'ye kadar Kütuphaneler ve Yayımlar Genel Müdurlüğü'ne teslim etmeleri gerekmektedir. Sonuçlar, Mart 1988'de açıklanacaktır. Müracaatlar kitabın yazarı ve yayınevi/yaymcı tarafmdan yapılacak olup, katılmak isteyenler; yarışmaya ait etraflı bilgiyi kapsayan "özel şartname"yi Kültür ve Turizm Bakanhğı, Kütuphaneler ve Yayımlar Gene! Mudurluğu'nden (Mithatpaşa Caddesi No: 33/3 Ankara, Tel: 31 84 80) temin edebilirler. Basın: 13312 MAMAK BELEDtYE BAŞKANLIĞI'NDAN Belediyemizce, 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'na tabi olarak çahştırılmak üzere sınavla asağıda belirtilen özelliklere haiz personel alınacaktır. UNVANI ADET: Şehir Plancısı 5 Harita Mühendisi 2 Insaat Mühendisi 5 Elektrik Mühendisi 1 Mimar 2 Ziraat Mühendisi (Peyzaj mimarı) 2 Ziraat Mühendisi (Tarla Bitkıleri Bölümü mezunu) 1 Avukat 2 Topoğraf 5 Insaat Teknikeri 2 Insaat Teknisyeni 7 Harita Teknisyeni 3 Teknik Ressam 2 GENEL ŞARTLAR: 1) 657 Sayılı Yasa'nın 48'inci maddesindeki şartlara haiz olmak, 2) 657 Sayılı Yasa'nın 40'ıncı maddesindeki şartlara haiz olmak, 3) Askerlik görevini yapmış olmak. ÖZEL ŞARTLAR: 1) Tarla Bitkileri Bölümü mezunu ziraat mühendislerinin ihtisas yapmış olmalan gerekmektedir. BAŞVURU SÜRESİBAŞVURUDA GEREKLİ BELGELER: 1) Isteklilerin en gev 13 Mart 1987 Cuma gunu mesai bitimine kadar iki adet resim, diploma ve askerlik terhis belgesi ile Belediyemiz Personel Müdurlüğü'ne şahsen müracaat edip buradan temin edecekleri iş talep formunu doldurarak sınav giriş belgelerini alacaklardır. 2) Sınav 17 Mart 1987 Salı gunu saat 08.30'da Beledıvemız Nikâh Salonu'nda yapılacaktır. Yazılıda başarı gösterenler mülakata tabi tutulucaklardır. Basın: 13240 Oflu İsmaiPin iadesi istendi ANKARA (Ctımhuriyel Biirosu) Bir süre once Hollanda da yakalanan ve "Oflu İsmail" adı ile lanınan, Osman Hacısüleymanoğtunuıı Türkiye'ye iade edilmesi islendı. Hukumet, Hollanda Adalet Bakanlığı'na bir yazı gondererek, Oflu Ismail'in kaçakçılık basta olmak uzere bir çok suçfan hakkında iddialar bulunduğunu bildirdi ve yargılanması için sanığın Türkiye'ye iadesini istedi. Edinilen bilgiye göre, Hollanda hükümeti, Oflu Ismail'in ancak "idam edilmeme" ko^uluyla Turki SOSYAL SİGORT^LAR KURUMU İLAÇ VE TIBBJ MALZEME SANAYİİ MÜÇ.SSESESİ MUDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Müessesemizin ihtiyacı bulunan (Müessemizdeki numuneleri gibi) 20.000 adet 4 Litrelik ve 10.000 adet 10 Litrelik Plastik Bidon ve buna ait kapak teklif alma usulü ile satın alınacaktır. 2 Ihaleye iştirak etmek isteyen nrmaların ldari ve Teknik Şartnamemiz esasları dahilinde hazırlayacakları teklif mektupiarını en geç 13.3.1987 Cuma günu saat 17.00'ye kadar Kâzım Orbay Cad. No: 108110 ŞÎŞLİ1STANBUL adresinde mukim Müessesemiz Müdurlüğü'ne vermeleri veya aynı gun ve saatte bulundurmak üzere posta ile göndermeleri gerekir. 3 Postadaki vaki gecikmeler kabul edilmez. 4 Bu ise ait ldari ve Teknik Şartname Muessesemızden temin edılebilir. 5 Müessesemiz Antırma, Eksiltme ve lhale Kanunu'na tâbı olmadığından, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesltir. Basın: 13479 >c >c ıaıiç cdııcDHcıcguu ı uı K iaıufına iletti. Bunun üzerine hükumel geçen yıl çıkan İnfaz Yasasi'ndan sonra Turkiye'de idam cezası uyguiamalannın azaldığını, TBMVl'de birçok idam dosyası bulunınasına rağmen, Meclisin bu dosyaları bekleıme egiliminde clduğunu Hollanda Adalet Bakanlığı'na bir yazıyla bildirerek, Otlu Isnıail'in1 Turkiye'de yargılanmak üzere iadesinde ısrar eıti. Hukumel yelkililcri Oflu Ismail'in Türkiye'ye iadesi iyin giri>iııılerıni surdureceklerini bildirdiler. Eroin soruşturması sürüyor ZÜRtH (Cumhuriyel) İs viçre'nin Bellinzone kentinde geçen cumartesi günü düzenlenen operasyonda Türk TlR'ında ele geçirilen 80 kilo bazmorfinle ilgili soruşturma genişletilerek sürdürülüyor. Olayla ilgili olarak gözaltına alınan Hacı Mirza ile birlikte bulunan 2 Turkün adlarının Mehmet Mutlu (55) ile İdzi Vakkas (41) olduklan belirlendi. Kaçakçılık olayının uluslararası boyuıta uıuugu yoıuııua K re polisi ipuçlan ele geçirdi. Isviçre polisi, TlR'ın yakalanmaması halinde Milano'ya geri döneceğinin sanıldığını açıkladı. Yakalananlar arasında Italya'da ihracatçılık yapan Nikola L'lijetti de bulunuyor. Türk Hacı Mirza ile Uliyetti'nin ayn ayrı otellerde ele geçirildikleri bildiriliyor. Olayla ilgili olarak Amerikan vatandaşı bir papazın da yarım kilo eroinle ele geçirildiği ve tutuklandığı belirtildi. Zaman ayırıp küçük memurun. hele hele emeklisinin içinde bulunduğu bu dunımu ele alıp incelerseniz sevinirim? O.O. KÜTAHYA YANIT Günümüzün ekonomik koşullarında küçük büyük memurların sorunlarına ayırımsız eğilmek kuşkusuz basının kaçınılmaz görevidir. tşçi, memur, esnaf ve sanatkârlarla bunlann emeklilerinin sorunlarına ayncalıksız eğilmek bu konuda bize düşen sorumluluğun bir bölümudür. Bu sorumluluğu da yan tutmadan taşımayı amaçlamaktayız. Günümüzde, memur ve işçilerin ekonomik durumlan giderek ağırlaşmaktadır. Memur ve işçilerle bunlann emeklilerinin aylıklannı büyük bir titizlikle enflasyon oranın çok altında tutmaya özen gösteren, suskunluğa akıl ermemektedir. Memur ve işçiler, emekliler, dullar ve yetimler gün be gün ekonomik bir çıkmazın içine itilmektedir. Duğünlerde, derneklerde, kumar makinalannda harcanan milyonların hesabı ise göz ardı edilmektedir. Tüm çabalar, işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin aldığı ayhklar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Anayasada öngörülen "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür" hukmu yetersiz ve geçersiz kalrruştır. 30 yıllık hizmet sonucu 5. derecenin 6. kademesine gelebilen ve 885 gösterge üzerinden emekli olmuş bir devlet memuru sosyal yardım zammı ile birlikte 73.808 TL. aylık alabilmektedir. Aynca çeşitli kamu kuruluşlarında uzun yıllar çalışan memurlann pek çoğunun eline geçen (tüm yan ödemelerle birlikte) aylık 50 ile 75 bin lira arasındadır. Yazımızı anayasanın "ücrette adalet sağlanması"na ilişkin 55. maddesi ile bitirelim. "MADDE 55 Ücret emeğin karşıhgıdır. Devlet çahşanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmalan için gerekli tedbirleri alır!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle