19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
hırstzlıksuçlamasıylaMüslüman olan ve olmayan birkaç kişiyi de öldürtmüştür. Uygunsuztakımını hemen hükümete ihbar etmeHIFZI VELDET VELİDEDEOĞLTJ diklerisuçlamasıylaesnafkâhyalarmdan vesaireden haylice kişi, "Türban" patırtısı şimdilik larda görünce, vaktiyle kalpak yaşça en küçük görevlisi idim. her biri biryere sürgün edilmişlerdurulmuş göründüğü için, kılıkönerisine neden karşı çıktığını Başımda fes, üstümde dik yakadir ve o sırada Balıkpazarı 'ndaki kıyafet sorununu daha bir sobir türlü anlamamıştım. Çünkü sı kopça ile iliklenen resmi okul meşhur Avurzavur'un kahvesi ğukkanlılık ve dinginlikle ele alao günlerde Kuvayi Milliye kal üniforması vardı. Başım fesli idi, yıktırılmtştır." biliriz diye düşünüyorum. pağı bir tür ilericilik ve ulusalcı ama gönlüm kalpak yanlısıydı. lık simgesi sayılıyordu. Şimdi dü Nitekim Meclisteki tartışmaları "Çağnşım" denilen zihinsel Astığı astık, kestiği kestik yöneşünüyorum da insanlann ve do dinledikten bir ay sonra, ilk maeylem, insanı bir anda çok uzaktimce her an birçok kişi öldürtüllayısıyla toplumların kimi alış aşımia kendime siyah bir Kuvalara götürüyor ya da daha düğühalde,yinedecahilhalktaki kanlıklarından öyle kolay kolay yi Milliye kalpağı yaptırmış (o tadoğru olarak uzak geçmişin yenilik düşmanlığının önüne geçivazgeçemediği sonucuna bir kez rihte kalpaklar ölçü üzerine yaderinliklerindeki olaylan bir anlememişti. Çünkü, zamanı gelindaha varıyorum. Bizde böyle pılırdı) ve çok sevinmiştim. Pada yanı başımıza getiriyor. Geçen ce ortaya çıkmak üzere akrepler alışkanlıklara bir anda son ver ram olmadığından, yakası açık haftalarda tlhan Selçuk'un "Fes gibi taşlar altında gizlenen yobazmek için, en tutucu denilen bir Tartışması" başlıklı köşe yazısısivil elbise diktirebilmek için dalannkışkırtmaları alttanaltasüyörede elindeki şapkayı havaya nı okurken tam 67 yıl önce, 29 ha birkaç ay para biriktirmem rüyordu. kaldırıp halka göstererek, "Efen gerekiyordu. Yatılı öğrenci olduNisan 1920 günü, Büyük Millet Yukandaanlattığımolaylardan diler, buna şapka derler. Bundan Meclisi'nde geçen ve en sonunğumdan okulda yatıp kalkıyor. ilk Türkiye Büyük Millet böyle kafamızın içini olduğu gi sabah ve akşam yemeklerimi de da kimi milletvekillerinin "YaşaMeclisi'nde geçen birincisi.günübi, dışını da medeni milletlerin sın fes!", kimi milletvekillerinin orada yiyor, öğleleri peynir ya da müzden 67 yıl. İkinci Mahmut döılim, irfan ve görünüş biçimiyle de "Yaşasın kalpak!" bağınşlazeytin ekmekle geçiştirerek para neminde geçenleri ise 159 yıl önce donatacağız" diyerek şapkayı banyla sona eren coşkulu tartışma, biriktiriyordum. Sonunda Ankayaşanmıştır. Demek ki ben, İkinşına yerleştiren Mustafa Kemal gözümün önüne geliverdi birden. ra'nın o zamanki ünlü manifatuci Mahmut'un halka fes, ceket ve Atatürk gibi yürekli ve devrimci Ben o gün orada idim, Meclis racısı Avunduk'lardan kumaş sapantolon giydirmeçabasının üzebir liderin işbaşına gelmesi ge. tın alıp bir terziye diktirerek sitoplantı salonunun sol giriş karijjden sadece 92 yıl sonra Büyük rekmiştir. Yine de bazı kişi ve kepısının yanındaki dinleyici balvil elbise ve kravata da kavuşagllçt Meclisi'nde fesin kalpağa simlerde şapka yasası, halkın konunun merdiven basamağında bildim. şı'savunulmas! olayına tanık tepkisi ile karşılaştı. O tarihte tartışmaları ayakta izliyordum. ıuşturn ve 92 yıl önce "gâvur Çorum'da şapka bulamayan rahBursa Milletvekili Operatör "Fes"in kavuk yerine kullanıl[ak lanetlenen fes, bu kez metli babam, Ankara'ya mektup Enıin Bey, siyah kıvırcık kuzu Öle yandan. yine eski tarihlemak üzere başlık olarak Sultan :miiçinalameti farika" yazıp benden bir şapka istemişkalpağıyla işte şimdi de gözüİkinci Mahmut döneminde Yu rin anlattığınagöre. sert icraata giıkİBklen^Cî.kanlmıştı. mün önünde (Emin Bey, cumhu ti. Gönderdiğim şapkayı başına nanlılardan alındığını sanırdım, rişilmiş ve birçok kişinin canları*•* giydiği ve sokakta öyle gezdiği riyetten sonra bir süre Istanbul herhalde tarih derslerimizden bi na kıyılmıştır. Şöyle ki: Şimdi erkeklerimiz şapka, cezaman ondan on iki yaş büyük Şehreminliğini de yaptı). "Fes yerinde öyle öğretmişlerdi bize.Oy' 'Devlet icraatma karşı dedikoolan amcam, "Bizim hafız (Barine kalpağın milli bir serpuş", sa çok sonraları bunun "Fas*'tan du yapanlardan yirmi kadar kişi ket, pantolon işini artık bir yana bıraktılar, ama kızlanmız, hem de bam medrese kökenli olduğunyani ulusal bir başlık olarak kaalındığını ve bu kentte yapıldığı birkaç gün içinde İstanbul'un ge üniversrteli kızlanmız , bir dan amcam onu her zaman habul edilmesini Meclisten isteyen için, halk dilinde "fes" olarak çit yerlerinde idam edilerek halkın "türban" sorunu çıkardılar ortafız diye çağırırdı) gâvur oldu. Bu iki imzaJı önergenin imzacılarınanıldığını. Fas'tan öteki Afrika korkutulması zorunluğu doğ ya. Sanki bütun toplumsal sorungünleri de mi görecektik" diye dan biriydi Emin Bey. ülkelerine ve daha sonra .Yunaınuştur. ağlamış ve kendisi şapka giymelarımız çözülmüş de iş türbana nistan'a geçtiğini öğrenmıştim. Kısa boyu, tam yobaz tipinde mek için Çorum Ovası'nın batı Halkın gözünü korkutmak için kalmış!... * •* cerbezeli konuşması, saplantıh yönünü boydan boya kaplayan kerfBaşkomutan veHarbiHem bu "Jiirban" ne demek 1 ve inatçı düşünceleri, koyu kahlşin garibi şu ki, Sultan îkuu : Köse Dağ'ın arka yamacında, de•zırıJHüsrev Paşa, birçok ka Yukanda "fes"in Fas'tan geldiğini verengi cüppesi, şişkin tülbent Mahmut'unfese deden kalma Ötüyz (Öteyüz) .sğuda vas ve askerle birlikte her gün ts söylemiştim. Türban sözcüğü de sarıklı fesi ile şimdi de karşıma bağlarındaki keliklerde (küçük ilk yıllarda " üenile tan bul'u dolaşıp tebdil hamlacılı Farsça "tülbent "ten Batı dilleri ç'ikan Sıvas Milletvekili Mustafa bağ evleri) ve yöredeki köylerde rek halk tara ğından fsaray kayıkçthğındanjtct türban olarak geçmiş, oradan u Takiy Efendi ise bu önergeye dört beş ay kalmış, sonunda kasşılanmış ve kanlmış TuhafçılarKâhyasıfMtçi biz türban biçiminesokarak alrriır karşı çıkanlardan biriydi. Bu zat, ket yaygınlaşınca onu taşımaya Padişah" a Tar Ahmet Ağa'yı Eminönü'nde; şız. Bunun gazetelerde resimleribirkaç gün sonra Mustafa Kemal razı olarak kente inmiş (Amcam her zaman, karşı KuruyemişçUer ni gördüğüm üniversiteli kızlanPaşa'mn "milli hâkimiyet" öner"mahalle mektebi"nden başka olduklarından,! :nlerde yaşında mıan başındaki bezler veya eşarpeesine de karşı çıkacaktı. bir okulda eğitim görmediğinhalkıkışkırtarak ..Avikarlarlahiç ilgisi yok. Bunlar vaktiyle avuşu Kalpak önergesine, "Fes, Tür den, kılık kıyafetin dinsel inançtıyorlardı. HaüçKöpve Bal ninelerimizinörtündüğü yemenî kün ruhuna işlenıiştir" diyerek larla ilgisi olmadığını bilmiyorgeçtiğisırarüsü'ndenbir^ ...... , „ biçimindebirörtü.AdınafurkceZindankakarşı çıkan kalın sesli, pos bıyıkdu). da Şe>h Saçlı adırtdakı yobaz, iki Kayıkçı Halil'i Üskü dedüpedüz "başörtüsü" ;:^:!cr lı, Bolu Milletvekili Tunalı Hilyandaki kalabalığın arasından Sayın Profesör Fahir \ı, unlu etHrmiştir. Bir süre mi Bey'in aslında ilerici bir kafa Eski okurlarım bilirler, ben o sıynlıp Iklşci Mah^mıt'ua atmın Jfytlar Kâh vası Şakir 'i, doğubilimcisi (şarkMtçısı) Andtaşıdığını ilk Mecliste, daha son? tarihde Ankara Lisesi'nin on biüzengisine yapi^pnk "Gâ\ur 'ahyası.Ali'yi, Taşçı reasTielze'nin 7O.^ııanısına Viraki aylarda geçen bazı tartışmarinci sınıf öğrencisi ve Meclisin Padişah" diyesö^ç.ba^layıp ileri bir yazıcu/ı ve yana'dayayımlanan armağan kir Kıbk Kıyafet... geri konuşmak cürctinde bulunmuş ve bu davranışını hayatıyla ödemişti. Şu satırları Tarihi Lutfi'den ve Ahmet Rasim'den aktarıyorum: "Zabitani Askeriye eşbehlerinden (levent veya kabadayı) Kuruçeşmeli Hasan Bey ile Avni Bey, ramazan gününde alenenyiyip içtiklerinden veayrıca başka suçlar işlediklerinden, birisi İzmiı'e ve öteki Bursa'ya sürülmüştür. O sırada ceket pantolon giyilmesine başlanmış ise de, henüz halkın önüne çıkmamış olduğundan, Hasan Beyle Avni Beye giydirilip ramazan günü çarşıya salıverilerek halkın ne görüşte olduğu anlaşılmak istenmiş. Bu giysinin halkın gözüne çirkin göründüğü anlaştlmakla suçu bunlara yüklemek için oruç yedikleri bahanesiylesürgün edilmişlerdir. Bu konuda kamuoyunda da oluşan hoşnutsuzluğu hocalar sımfmda bulunan bağnaz kişiler dahi körüklüyorlardı. Müderris (medrese hocası) Boşnak Mustafaadında biri, ramazanda Eyüp Sukan Camii'nde 'yeni biçim giysiye'şiddetle karşı çıkmış vegiyenterikâfirlikle suçlamıştır." taba katkı olarak yazdığı "Dilde Moda" başlıklı çok ilginç bilimse! incelemenin (1) biryerinde moda sözcüklere örnekler veriyordu. Eğer " b a ş ö r t ü s ü " n e şimdi "türban" adının takılacağını o zaman bilseydi, o örnekler arasına "türban" sözcüğünü de katard/ herhalde. Eğer yanılmıyorsam bu liirban sözcüğü, YÖK Başkanı Sayın Doğramaa'dan çıktı ilk kez: Yıllar önce başörtülü kızlanmız üniversitelere gelmeye başlayınca Doğramacı, "Başörtüsü olmaz, ama türbanla gelebiliıier" demişti. Onun kastettiğj türban, Avnıpa'da Birinci Napolyon döneminden beri zaman zaman sosyete kadınlan arasında moda olan, mihrace sankları gibi çapraz sarılmış ince muslntveya başka dokumalardan yamkn zarif şapka idi sanıyorum.Mma bizim tarikat kıziarınıa^ıkanmış kafaları böyle şık şeyjeri taşımaya elverişli olmadiğmdan, başörtülü kızlar ünivfersiteleri doldurmaya basladılat. Evvelki hafta çıkan yazımd|Aelirttigjın gibi, bunlar biIereK^R'a büttieyerek şeriatçılık saldırsınuı öncülüğünü yapıyorlardfalkı gün önce gazetelerin y a 4 ( B P a Söre bir grup üniversitelfl|H baba ve analarıyla birlikte yeniden harekete geçerek Ankara'da rektörlüğe yürümüşler, başörtüsü yasağının kaJdırılmasını istemişler!.. Avrupa'da, özelliRle Ingiltere'de 19. yiizyü sonlanflda Süfrajet (suffragette) adı vpilen Ingiliz kadını ve özellikle selan, insan erkeklerle çimler k vennişlerdi. eşitlik için ıdif 21. yufeyıhn eşiğinde bi«m de üniversiteli kızlaAtatürk sayesinıımsız sahip olduklan bünlık haklarım topluma ip yeniden erkeğin kölesi olmak için savaşıyorlar. Nasıl "Allah Allah!" deyip şaşmazsınız bu işe!.; İleride bir kez daha bu konuva dönmek isterim. andes. PENCERE Aldatılmış ve Ibıfc Edilmiş... Bir erkeğin bir kadını, bir kadının bir erkeği aldatıp terk etmesi hüzün yaratır. Ne yapılabilir bu gibi durumlarda? Ekmek bıçağını kapıp namussuzu doğrasan, kendine kıymış olursun. Tabancayı çekip üç beş el ateş etsen: Grav. grav, grav... Mapushanenin kapısını üç beş kez vurmuş olursun. O kapı canavarın ağzı gibidir. Bir kez açıldı mı yutar seni... En akılcı yol, seni aldatan kişiden ayrılmaktır... Eğer o seni terk etmemişse... Ya terk etmişse? Nanna yan! Mevsim ilkbahara dönüşüyorsa, ağaç dallarına su yürüyorsa ya da sonbahar yaprakları seni teselli etmek istercesine ayaklarının altına serilmişlerse, git bir parkın tahta sıralarından birine otur... * " Arpacı kumrusu gibi düşün; w m u n u çeker gibi içine çek hüzzam makamından hüznü... • •• "Aldatılmış ve terk edilmiş" bir film adıdır, salya sümük seyredilen çoğu piyasa senaryosunun da mayasıdır. Ne var ki bu kez "aldatılmış ve terk edilmiş" bir film adı değil, "hayatı hakikiyye"mn ta kendisi... Peki, aldatılan kim? Ben.. Sen.. O.. Biz, hepimiz, tümumüz aldatılıyoruz. Nasıl? Radyasyonda aldatılıyoruz, enflasyonda aldatılıyoruz, devalüasyonda aldatılıyoruz, deterjaoda aldatılıyoruz, AIDS'te aldatılıyoruz, kalkınma hızında aldamlıyoruz, fındıkta aldatılıyoruz fıstıkta aldatılıyoruz, çayda aldatılıyoruz, aldatılıyoruz, aldatılıyoruz... Karısının kendisine boynuz taktırdığını sanan işkilli koca gi bi yurttaşm yüreği ikircikli... Sabahtan akşama, akşamdan geceyarısına gözünü kırpmıyor yurttaş, doğru nerede, eğri nerede? Gerçek nerede, yalan nerede? Yaşamımız bir arabesk şarkıya döndü. Kim taktı bu kaseti kafamıza ulan? Kim düğmesine bastı da avaz avaz zırlıyor: Yalan, yalan, yalan... •£%*• Bir bardak çay içsen, göğüs kafesinden kafatasına doğru bir sorunun çengeli yükseliyor: Kaç bekerel daha yuttum? Ağzına attığın fındık, gırtlağından aşağıya doğru süzülürken demir leblebiye dönüşüyor. Hamamda keselenir gibi deterjanlanırken meğer kanserle sabunlanıyormuşuz. Televizyonda deterjan reklamına çıkanlan o ahu gözlü, sırma saçlı. sedef dişli, portakal göğüslü, kısrak yürüyüşlü fintoşlar bizi aldatıyorlarmış. Peki Clark Gable'm anısına tazim duruşu gibi ekrana çıkan bakanımızın soyiediklerine inanalım mı? Şu iktidarın politikacıları ne söylediler de doğru çıktı? • • * Yeşilçam filminde aldatan erkeğin ya da kadının hesabını görmek kolay... Hele aldatan kadınsa iş daha kolay... Tutarsın kahpeyi saçlarından, duvara doğru küt, küt küt... Ama bu kez aldatan ne kadın, ne erkek, ne sevgili, ne nişanlı... Bu kpz devlet adına iktidarı kullananlar bizi aldatıyorlar. N^yapma! "> Tabancaya n asılmalı, bıçağa mı davranmalı? Sokaklara mı dokulı^jeH? Yok canım; şunun şurasında seçime ne kaldı ki... Gidersin sandık başına, seni aldatanın icabına bakarsın; ama o güne todar kaç bekerel yutacaksın, kaç kazık yiyeceksin? Hesabı Sorulur mu? Çilekeş yurttaşımız iktidar tarafından aldatılmaya ve terk edilmeye de doğrusu ya alışıktır. Biz mezhebi geniş karı kocalar gibiyiz, birbirimizi aldata aldata yaşar, üstelik gül gibi değilse de zakkum gibi geçinip gideriz. EVET/HAYIR OKTflY AKBAL ;' *OKURLAKDAN Kent ortastnda * kat otoparh f Belediyelerin ilk öde ı olduklan şehrin insanına , temiz bir sokak, rahat taşımacılık, muntazam şehir suyu akımı ve düzenli bir aydınlatmadır, düsüncesin deyim. diii ıv gördüğü acıklı bir ütfiarada kullanılan ..ı pisliği de ayrt bir Uıobüs camlannın çamur tozundan içi dışı gazlarını solusunlar diye. ~ Yapılacak çocuk parkmdari başka otopark karşısında S'ilüfer Hatun İUL ve ortaokulu var. Aynı şey onlar için de geçerL. Bu, yapılmakta olan aksak işlerin bir parçasıdır. Sayın Anakent Belediye Başkanının dikkati rica olunur. mSusret Pınar, 1. Bölge Tahsis Şefi Mustafa Kadeş adlarmı ve imıaiarmt tasıyan bir belgenin hemen verilmesine karşm, tam on iki yıldır teltfonum bağlanmamısıır. IJnututdu mu ya da^mekli olduğum için, zamtHT fiyatlanmzı ödeyemeyeceğimi mi samyorsunuz? Bunlarm dışında sıranız gelmedi, diye vereceğim':. yamtın da inandırıct olmayacağını hemen 'oylemek isterim. Özal'sız Kalırsak . . . "Şu özal olmazsa halimiz harap" dedi. Otobüsteydik. Zorla ri bilhassa 1 tutunuyorduk bir yerlere. Hiç zamam değildi Özal'dan sÖ2 etyanmıyor. menin. "Sana ne özal'dan?" dedim. "Özal olmazsa, başka birde sık sık olan ri. O da olmazsa bambaşka biri." iimlar için en Bugün tstanbul Belediyesı NERİMAN ATAimS Eski arkadaştık. Ortaokuldan. Yollarımız ayrılmıştı. Başka ,. karanlık görevlerini yapmamak için Nişanıaşı fstannv alanlara yönelmişti. Bir ara zengin olmuştu, sonra yine eski sokaklar. savaş veriyor. Bu savaşta durumuna dönmüştü. Şimdi nasıldı, bilmiyordum. Otobüslere Bir ufak örnek vereceğim; galip geldiği hususların Mr Telefon sırayia bindiğine göre herhalde pek parlak değildi hali... Nişantaşı Şakayık Sokak 'ta kısmım aşağıda sıralıyorum. "Özal başka azizim. özal olmazsa bu parti çöker. Parti çöktu Milli Reasürans'ın büyük bir Çünkü on iki yü aı bir süre tnu, parayla mı? 1. arsası vardı. Şimdi bu arsamn mü de iktidar boşluğu doğar. Doğunca da askerler geri gelir, Sokaklar yağmurda çamur değildir. Basına, Tl&'ye bataklığı kuru havada ise toz yansı kat otopark (inşaatı aman aman..." sıcağı sıcağına verdfgtniz Evet sayın PTT Genel ytğını. bitmek üzere) yansı da çocuk demeçlerinizin yanında, benim Umudumuz özal'dı demek! Bir zamanlar dağlara taşlara bir MüdürUiğü ve diğer yetkilileri. parkı oluyor. Dünyanın hiç bir 2. Yaya kaldırımı diye şehirde başvurum gerçekten yaşlı baka umudun adını nasıl yazdığımızı anımsadım Umut karın Telefon bağlanması sırayia yerinde şehrin ortasma hiçbir bir yer yok. Olanlar ya eğri kalmaktadır. Artık köyümüz, mı, parayla mı? 8 Ağustos doyurmuyor! Sorunları çözmüyor! Biz ille de umut arıyoruz, o belediye kat otoparkına izin büğrü, yürümesi imkânsız kasabamız telefona sayenizde I97S tarihinde PTT İşletme umuttan bu umuda atılıyoruz. vermez. Ama Türkiye'de ve veya düzgün ise otopark kavuştu; varsın büyük Genel Müdürlüğü Telefon 1960 yılları getdi gözümün önüne. 27 Mayıs olmuştu, Demokİstanbul'un göbeğinde bu olarak kullanıhyor. (Belediye kentlerdeki on iki yıl önce Başmüdürlüğü 'ne başvuruda ratlar darmadağınıktı. Seçimler öncesi bir gün o arkadaşa vaolur. Ve gariptir ki yanına da ihaleye verdiği sokaklarda başvuranların istekleri yerine bulundum. Buna karşüık purda rastlamıştım. Kulağıma fısıldamıştı: "Bir Demirel var; o, çocuklara park yapîlır ki, getirilmesin. Fatih santral sahasında, B bu dağınıklığı derteyip toplayacak." İlk kez duyuyordum De kaldınmlan da kiraladığından, parkta oynayan çocuklar, kaldınmlar da paralı park yeri 28705 sıra numarasına mirel'in adını. Su İşleri Genel Müdürü ymüş, mühendismiş, çok otoparktan çıkan egzoz İSMAÎL BOZKURT tstanbul olarak kullanıuyor.) kaydedümiştir. 1. Bölge Amiri akıllı bir genç adammış. Menderes'in yerini alacak tek insanmış... Nitekim bir süre sonra Adalet Partisi içinde Süleyman Demirel diye biri ortaya çıktı. Derken genel başkan, 1965'te de başbakan oluverdi. Doğru dürüst konuşamıyordu, kötü bir hatipti. Üstelik de Ankara'da parti merkezi önünde gençlerin yaptığı bir gösteri sırasında arka kapıdan kaçıp gitmişti. Yani çekingendi, olayların üstüne üstüne gidecek birine benzemiyordu. O eski Demokrat arkadaşa yine bir başka rastlayışımda da "Nasıl, dedlğim çtkmadı mı? Bu Demirel var ya Menderes'ten üstün. Oyle kolay kolay kelleyi vermez hem de... Göreceksin bu ülkeyi yıllar yılı yönetir. Sen Atatürk'ün çağdaş uygarlık özlemi7/ bilirsin, işte bu adamdır bizi o uygahığa yüksettecek" dedi. Sonra Demirel bizi nerelere kadar yükseltti, hep gördük! 12 viarttaydık. Demirel yine şapkasını alıp gitmişti. Ama bu kez j arkadaş perişandı. "Kimse yok, kimse yok, yerine koyacak <imse yok. Ama askerler bunun değerini er geç anlarlar, inlayacaklar" diyordu, hem umutla, hem umutsuzlukla... DeAbdi İpekçi cinayetine ilişkin ihbarlarınızı bekliyoruz. Bugüne kadar çeşitli nedenlerle saklı tuttuğunuz jiği de oldu, Demirel'in değeri anlaşılmıştı ki, 1971'den 80'e her türlü bilgiyi açıklamanın zamanı geldi. İhbarlarınız ve kimliğiniz kesinlikle gizli tutulacaktır.Gnayetin cadar geçen zamanda Demirel üç kez daha başbakan oldu. aydınlanmasını sağlayacak ihbara, oluşturduğumuz kurulun Otobüste bir yer bulup oturduk. Yeni bir işyeri açmıştı arkaiaş iki ortaklı bir yer. "Ozal hepsini aştı, hepsini gerilerde bıdeğerlendirmesi sonucunda 100 milyon liralık ödül verilecektir. •aktı. Ne Menderes, ne Demirel... Hepsi hava! Adam cin gibi. \merika'da korkunç itiban var. )/a Özal oimasaydı, ya özal'm par• "Ben Oral Çelik...Yurt dışından arıyorum'' Nokta'yı telefonla araisi iktidara gelmeseydi" diyordu üzülerek! Üzüntüsü Houston^ yan ve Oral Çelik olduğunu iddia eden şahıs neler söyledi? iaki ameliyat olayıydı. "Çanım iyi atlatmış işte, merak etme" Jedim. Sonra da Niye Özal'dan başkası yokdiyvrsun, baksa• Sibel İpekçi, Süleyman Demirel, Hasan Celal Güzel, Erol Simavi, ?a Güzel'ler, Keçeciler, daha kimlerkimler.. Özal mühendisse, Ercüment Karacan, Mehmet Barlas, Uğur Mumcu, Alron Öymen, \NAP'ta ne mühendisler var. Biri gider biri gelir." Örsan Öymen ve Hayri Kozakçıoğlu'nun görüşleri. Yok yok, Özal başkaymış! özal gibisi yokmuş! Özal politikaian şu ya da bu nedenle ayrılırsa Türkiye bitermiş! Ya Denirel? "O çoktan bitti" dedi. Doğallıkla Sosyal Demokratlara İSLAMİ GRUPLAR REHBERİ liç mi hiç yer vermiyordu. İnönü mü? İyi insan, bilim adamı, Tarikatlar, ekoller, liderleri,amadarı, destekledikleri partiler... ıma Özal'ın yerini tutamaz. Ecevit! O zaten yıllar önce tükenli. Doğru Yol'da ise adam mı var? ANAP'ta bile Özal'ın yerini # Özal'la Demirel bir aroyo gelebilir mi? Cindoruk: "Asılacak bir tek kimse düşünülemez. la! Türkiye için en tehlikeli şey budur'.' Otobüsten birlikte indik. Cağaloğlu'na doğru yürüdük. Bata öğütler verdi. "Ne otur, şu özal'a fazla dokunmayın. Bırakın # ANAP'lı Eyüp Aşık: "Yassıada'daki mezarlar 1987 •apacağını yapsın, edecegini etsin. Tanrı bizi onsun bırakmaiçinde devlet töreniyle nakledilecek'.' tın. Vfc ameliyatta ölüp gitseydi, ne olurdu bu ülke, bu millet!" BAŞSAĞUĞI Gazetemiz İşletme Müdürü Önder Çelik'in babası ENVER ÇELİK vefat etmiştir. Merhuma Taıuıdan rahmet, ailesine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI HEP KARANLIK GÜÇLER Mİ KAZANACAK? NOKTA İPEKÇİ CİNAYETİNİ AYDINLATANA100 MİLYON ÖDÜL VERİYOR BAŞSAĞUĞI Arkadaşımız Fanık Özakbulut'un babası FEHMİ ÖZAKBULUT vefat etmiştir. Merhuma Tanrıdan rahmet, ailesine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI ACIKAYBIM Değerli ağabeyim, Galatasaraylı (194849) MEHMET BİRCAN'ı kaybettim. Aziz naaşı 22.2.1987 pazar günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Feriköy'deki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Tanrırun rahmeti üzerinde olsun. Cöşede el sıkışıp ayrıldık. Öyle işte, öyle! Böylesine tutkun Özalcılar var içimizde. Özal olmazsa yanlık diyen. özal giderse işimiz bitiktir diye düşünen... Bugünü yaşantımızı ona borçluymuşuz. Şu Fransız peynirleri, çikialar, vişkiler hep onun çabasıyla gelmiş ülkemize Daha ne ılsun? Üstelik de sevimli mi sevimli, cana yakın mı yakın! Kimsenin sevgisine kanşdmaz. Ama böylesine tutkunluk da zdır hani! Menderes de Demirel de böyle aşın sevgiler yüünden yolunu yordamını şaşırmıştı. Daha doğrusu övgücüler mlarışaşırtmıştı. "Ben neymişim" havalanna girmişler, üzülei durumlara düşmüşlerdi. Demek şimdi sırada Özal var! # Sağcı ideolog M. Şevket Eygi: "Müslümanlar bu nokfaya kanunlarla geldi, nihai zafere de bu kanunlarla gideceğiz!' # Arabesk kraliçesi Tüdanya: "Halk Arabex seviyor..." # Telekızlar ve eşcinseller haykınyor: "Zührevi Hasfalıklar Hastanesi bir hapishane..." KARDEŞt AYŞE BİRCAN KÜÇÜKVILMAZ Avukat CENGİZ ABBASGİL Bürosunu "Rıhtım Cad. No. 19, Kat 3 Kartal'a nakletmiştir. Tel: 353 40 63 haftada £84jden itibaren İ Osmanlı Dönemi Sonu ve Cumhuriyet'in Başlangıcı İstanbul'Iu bir aileye etkileri 2. Basım Çıktı KIZILTOPRAK ANILARI Nezih H. Neyzi Akademi, Sander, Gençlik, Acar, Elif, Eren ve Say kitabevlerinde arayınız ve Bilgi Dağıtım Babıa ti Cad. 19/1, tstanbul PEVABeyoğlu, tmam Sok. No: 1 tSTANBUL bosfor tuHzm ISTANBULMUNIH ^ Bütün Avrupa şehirleriyle bağlantılı muntazam otobüs »aferlerl. İstanbul: Mete Caddesı No u TaksımTel:143 25 25 Ankara: Adem Yavuz Sokak No 3/1 Kızılay Tel 34 47 40 SATILIK 1974 model Ford Minibüs (okul taşıtı) satılıktır. Tel: 512 05 05 (427) 4 yaşındaki Deniz'le 16.0019.00 saatleri arası arkadaşlık edecek bayan aranıyor. Tel: 133 05 55 Toprak l Ingiltere'nin 10 kentinde, Tam pansiyon konaklama, Dersler, Danışmanlık hizmetleri BABAT AJŞ 1 Abıdeı HLjrnvet Caa Yooca Ap 282 Kat 4 D 12 6027O Sısi'lstanbul Te» !47 44 8fl • 148 43 57
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle