28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎUBAT 1987 EKONOMİ CUMHUKlYhl/U SONOMtDE DtYALOG agay sordu, Coşkun yanıtiadı: ÜSMANULAGAY Kamuoyunda "kurtarma yasaa" olarak bilinen "Sermaye Piyasası'nm Teşviki, Sınai M'llkiyetin Tbbana Yaygınlaştırtlması ve Ekonomiyi Düzenlemede Ahnacak Tedbirler ile Kurumlar Vergisi Kanunu, Vergi Ustil Kanunu ve Bankalar Kanunu'nda değişiklik yapuması hakkında kanun >asansı" Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda gOrusülmeye başlandı. Ozellikle "Sermaye Şirketlerinin Sermaye YapUanmn Güçlendirilmesi" başlığını taşıyan ikinci bölümu, zor durumdaki şirketlerin bu durumdan kurtanlmasım sağlai bankalann sanayicilik yapmalarına karşıyım, bu bakımdan bu yacak hukümler içerdiği için büyük önem taşıyan bu yasa tasansı ada öngörülen kurtarma modelinden de pek hoşlanmıyorum, ama zor üzerinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkam Ali Coşkun ile önde gelen öıel bankalanmızdan Yapı ve Kredi Bankası Genel Mü•umdaki şirketlerin bankalarla sorunlannın çözümlenmesi ve dürii Hüsnü özyeğit'in görüşlerini aldık. Sanayi ve banka kesimleslerinin ekonomiye kazandınlması için başka yol da kalmadı, bu bir rinin olaya bakıştm yansıtan bu gdrüşlerin söz konusu yasa tasanuret haline geldl Bizim önerimiz bu yasadan yararlanmak isteyen sının zor durumdaki şirketlerin sorunlarım ne Olçüde çöztimleyebicetlerin durumlannın tercihen DPT bünyesinde bir sekretarya leceği konusunda bir fikir vermek ve uygulamada ortaya çıkabilecek ''kurtarma yasası'na •ularak değerlendirilmesi ve ondan sonra ParaKredi Kurulu'nda karara sorunlara ışık tutmak açısından yararlı olacağını umuyoruz. Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürü Hüsnü Ozyeğin (solda), banka kesiminin iUşkin görüşlerini Osman Ulagayv anlattu \lanmasL COŞKUN Şimdi tabii bu itirazla^*e kendi kasasından verdiği bir şey J tepkiler olabihr. Ne yazık kı geçmişte de çok şu: Borçluyla alacaklı anlaşsıı yanhşlıklar olmuştur, vergisini duzenli öde». ekonomiye kazandırmak için ı yen insanlar odemeyenlere vergi affı çıkanft tirsinleT, bunu sonra halka açmapr dığında mağdur olmuş, devletc saygı azalrruş^j getirsinler, meseleye bir çozüm bulunsun.' tır. Ama buradaki olay biraz îarklı gözüku^rj liyorsunuz tasarı halka açılmayı, kurumW yor. Bu tasarıya göre bir şirket, zor durummayı teşvik etmek için kurumlar verg da olmasa bile halka açılmayı kabul ederse ' indirimler getiriyor... kanunun kurumlaşmayı te§\ ık eden hükum Bu tasan yasalaşırsa uygulamaJFa tgılerinden yararlanabiliyor. Burada benim gön ' bi sorunlar ortaya çıkabilir? W" lumden geçen şudur: U a l k a ^ ^ A yönünCOŞKUN Şimdi burada alacaglndan feragat edip borçlu şirkete ortak olmâyı ka.. de getirilen teşvikler biraz dajBPmrluşak bibul eden bankanın sağladığı katkı ihtiyaca' raz daha teşvik edid olamaz mıydı? Mesela kurumlar vergisi yüzde 20'lere kadar indiriyetmediği takdirde yeni sermaye koyarak bu operasyona katılacak üçüncu şahıslar bululemez miydi? Sermaye piyasasının gelişürilnabilecek midir? Bütün sorun buradadır. mesi ve sermayenin tabana yaygmlaştınlması Ben öyle ümit ediyorum ki bütün problemli bence çok önemli. Bu bakımdan şimdi olmaşirketleri bu metot kurtarmaz ama diyelim sa bile ilerde kanunun bu hukümlerine biki bir tekstilci, bir çimentocu kendi iş saharaz yumuşatma getirilmesi yararlı olur diye sındaki bir şirkete üçüncü ortak olarak gireduşünüyorum.. rek pazar sahasına katılabilir. Tabii işletme Şimdi efendim mevcırl yasa tasansına nin teknolojik ve ekonomik ömrtt varsa. gore alacaklann yüzde 51'ine ve\a faziasına Onun için biz Odalar Birliği olarak bir gösahip olan bankalar, atacakiannı sermayeye rüş daha ileri sürdük, dedik ki alacakiı bandonuftürmevi kabu) etmeleri halinde, şirkekayla borçlu şirketin bir araya gelip müratin yönetinrini de ustlenmiş olacaktır. Acacaatıyla iktifa etmeyelim, bunlar kendi ara ba şirketin mevcut sahipl«ri buna raa olalannda bu protokolü imzaladıktan sonra cak mC vani yönetimin ellerinden çıkraasıDevlet Planlama Teşkilatı Teşvik Uygulama na ratfolatak mı? Bu formül işleriik kazaDairesi gibi bir merciye ya da bu işin sekrenabilecek mi? * taryasıru yapacak bir kuruluşa götürsünler. COŞKUN • Zaten büyük sıkıntılardan » Bu protokol ve şirketin son durum raporu biri de bur^da Ama bir şirket yıllar yılı soincelenerek bu şirketin hakikaten Türk cko runlanna bir yozum bulamamışsa ve yönenomisine kazandınlma oluru verilsin ve timde bir kilitlenme meydana gelmişse başonunla hükümete müracaat edilsin. Belki hüka kurtuluş çaresi yokttt. Ortaklar iki şeykümette de bu işi iki üç bakandan oluşacak den binni sececekler ya bfcçlarıru ödeyip yeni bir sermaye yapısı içinde kendilerini kurtalacaklar ya da bu kanundaki şartı kabul edecekler. Başka bir seçenek yoktur. Zannederim kanun koyucu da burada şunu düşünmüş: Eğer bu yönetim bj^ıu göturebilseydi zaten kendini kurtanrdı, bu olamadığma göre şimdi alacaklı banka yeni bir riske girerken yönetimde de söz sahibi olmalıdır diye düşünmuş. Ya bankanın elinde iyi yönetici varsa kendisi yonetimi üstlensin, yoksa dışardan bu işi yonetecek bir Jaşiyi istihdam ejısin.. • ^ * Efendim siz çeşitli beyanhuinızda bankalann aynı zamanda sanayicilik yapmalarına karşı ç^ktınu. Şimdi bu formül uygulandığında bankalar zorunlu olarak yeni sanayi kuruluşlannı östlenme>e, >ani sanayiciük yapmaya zorlanmış otmayacaklar m<? COŞKUN Evetol^caklar ve bu bakımdan benim çok hoşlandkğm bir mo4el değıl bu. Ama zaruret haline geldi, çirnkü a' olan bankanın haklarını eünden alma kânı yok hukuken. Ama ben bunu geçicı bir Türkiye Odalar ve Borsalar Btrttği Başkam Ali Coşkun (solda), Osman Ulagay'm "kurtar uygulama, bir nekahet dönemi olarak göruyorum ve sonuçta bankalann eline geçen hisma yasaanykı ilgiü sorulannı yamtladu selerin halka satılacağını umuyorum Zaten sı için başka çare kalmadığı gerekçesiyle mi bir komite yerine Para Kredi Kurulu'nun ele yasa da bunu öngörüyor. Aynca ben bankaboyle bir yasaya gerek göriildü? alması, meselenin yozlaşmasını ya da bazı lann mevcut sanayi iştiraklerini de belli bir müesseselerin yıpratılmasını önleyebilir.. süre içinde elden çıkarmalannı ve şirketleîCOŞKUN Başka bir çare yok gibi. Aslında başka çareler var tabii ama o çarelerin Bu yönde unsurlar girdi mi tasanya, deki iştiraklerini yüzde 10'un altına düşürmelerini arzu ediyorum. Batıda da bu böykapılan açılamadı. Yabana sermayenin gelTBMM Gend Kurulu'na gelen şekliyle? mesi, yeni kaynaklann devTeye sokulması gibi COŞKUN Henüz girmedi ama biz ü le, banka bankacüık yapmalı, boyle geçici duçareler vardı ama bugüne kadar bu kaynakgili bakanüğa bu konudaki görüşümuzü bil rumlarda zorunlu olarak deyraldığı hisseleri de elinde tutmamah, belirli süre içinde satlar bulunamadı... dirdik... Efendim bazı bankacuar şirket sahip Alacaklı bankalar dışında, güç durum malı. Şu anda bankalar güvenilir iştiraklerinin hisse senetlerini satacak olsalar halk lerinin uzlaşmaz tutumlannın bu sonuca yol daki şirketin çalıştıgı alanda deneyimi olan açtıgını belirtiyorlar. Bu iddiayı nasıl degerüçüncü şahıslann devreye girmesi şirketin köprübaraj senedine gösterdiği ilgiyi bunlendiriyorsunuz? operasy ondan sonraki yonetimi açısından ya lara da gösterebilir ve bu da sermaye piyasasının gelişmesi açısmdan önemli bir adım COŞKUN Bu iddialar kısmen doğru rarlı ve gerekli mi sizce? olabilir ama bunun aksi iddialar da var. BaCOŞKUN Tabii şirketleri sadece finans olur. Bankalann büyük sanayi kuruluşlarına göre önemli olan bugune kadar yapılmış sıkıntısı içinde görmemek lazım. Bazı şirket na iştirakçi olmaktaki ısrarlannı ben anlaolanlar yerine onlardan ders alarak daha sağler kuruluş bakımından yanlış kurulmuş, ba yamıyorum... Anlayabildi|im kadarıyla siz tasannın lıklı çözüm yollan bulmaktır. Biz, zor duzılannın pazar problemi var, çoğunun da yörumdaki şirketlerin ekonomiye kazandınlnetim sorunlan var. Bugun parayı bulabili zor durumdaki şirketleri kurtarma yönüyie halka açılmayı teşvik eden yonünün mümması olayını ele alırken buna milletin tasaryorsunuz, teknolojiyi bulabiliyosunuz ama ruflannı ve devletin imkânlanru çarçur etmiş iyi yöneticiyi bulamazsanız sonuca varamı kün mertebe birbirine bağlanmasında, birinsanlann kurtarüması olarak bakmıyoruz, yorsunuz, Bu bakımdan sahayı bilenlerin işin leştirilmesinde yarar görüyorsunuz... COŞKUN Evet, ben neticede halka acübuna karşıyız. Banka şirket ilişkisine geliniçine girmesinde yarar var. Aynca şirketin ma amaçlandığı için bu tasanya olumlu bace, bizim de anlayışımız borçlu ile alacaklıüzerinde kambur oluşturan işletmeler varsa nın hür iradeleriyle anlaşarak, gerekirse ille de bu işletme de açık kalsın diye ısrar et kabiliyonım.. Tasan yasalaşırsa uygulama için bir üçüncü şahıslan da ortak ederek meseleye çömemek lazım. Politik düşüncelerden de uzak öneriniz var mı? züm bulmasıdır. Ama zannediyorum ki mevkalınması lazun, diyelim ki bir vilayetteki bir COŞKUN^ önce tekrar edeyim, mutlak zuat da buna imkân vermemiş. Banka faizfabrikanm kapatılması, tamamen tasfiye surette her başvuruyu değerlendirecek ve leri yüksek ve borç katlanarak gidiyor. Sonedilmesi gerekiyorsa bunu yapmak lazım, "ohır"unu bildirecek bir sekretarya kunılmara icra kanalıyla işe al atılıyor, işletme mü "aman oradakilerin hatin kınlır" diye bunsı lazım. Aynca uygulamamn yakından konthürleniyor, ekonominin dışına itiliyor. Haldan vazgeçmemek lazım... buki işletmenin ne yapıp edip çalıştınlması Pekiyi 24 Ocak sonrasındaki ortama rolü de önemlidir. Yoksa ihracatı geliştirmek lazım ki hiç olmazsa kendi masraflannı karuyum sağlamayı başaranlar bu olaya tepki için alman güzel tedbirlerin yozlaştırüdığı gişüasın ve borcunu ödeyebilsin. Samyonım ki duymayacak mı? Problemli duruma düşen bi burada da olayı yozlaştırmak isteyenler çıburada yapılmak istenen budur. Tasanyı inlerin bir anlamda kurtanlması tepki yarat kabilir. Bu bakımdan uygulamamn fevkalade güzel denetlenmesi gerekir. celediğiniz zaman görüyorsunuz, devletin mayacak mı? • Saytn Coşkun, size kamuoyunda "kurıa yasası" olarak bilinen, "Sermaye PiLSinın Teşviki, Sınai Mülkiyetin Tabana Jması ve Ekonomiyi Düzenlemede Ahak Tedbirler" hakkında kanun tasansıygili olarak önce şunu sormak istiyorum: noktaya nastl geiindi, neden bazı şirketayakta tutmak için boyle bir yasal düzeneye gerek duyuldu? X>ŞKUN Şimdi bu olaya bugünün blerai olarak bakmak kanaatimce yanlış, yıllann uygulamalarının bir sonucu. llk ıta 1970'li yıllann sonlarında kur garantıin kaldınlması oldu. Sorunlar ondan ıraki ekonomik sıkıntılar içinde kartopu i büyüyerek bugünkü noktaya geldi. ;mmuz BankacılığT' olarak adlandınlan ı kararları doğrultusunda da işletmelerin ans yükleri giderek arttı. 1980'de alınan .ararlar bence yerindeydi ama o güne kar sağlıksız gelişnüş bir ozsermayekredi yaına sahip olan fırmalar birden kendileritoparlayamadı. 24 Ocak Kararları'yla öz ynağı kuvvetli, sağlam bir finans yapısıdayalı olarak ge^şecek, buyuyecek şirketin çoğalması arzu ediliyordu. Ozellikle yötimi iyi olan, pazar problemi bulunmayan, cnolojisi iyi seçilmiş firmalar bu uygulaaya uyabildi, kendilerini toparlayabildi. Jnetim sorunlan ve diğer sorunlan olan şirtlerin bir kısmı ise kendilerini toparlayaadı ve zor duruma düştu. Şimdi söz konuolan bu "zor durumdaki şirketler"in ekojmiye kazandınlması operasyonu.. Bu sirketlerin ekooomrye kazandmlma r ıordaki şirkete yardun evimsiz, ama zorunlu 'Kurtarma Yasası' Zordaki iş salıibi uzlaşmaya yanaşnıadıkça sorun çözülmez Sayın Özyegin, kamuoyunda "kurtarma yasası" olarak bilinen yasanın ikinci bölumü, zor durumdaki şirketlerin bankalara olan borçlarının ainnayeye dönüştürülmesi için bazı imkânlar getiriyor, borç alacak ilişkisinin bu yöntemle çözümlenmesini öngörüyor. Sizce neden bu noktaya geliadi ve borçlu şirketlerle alacaklı bankalar armsrada başka bir çözüm yolu bulunamadı? ÖZYEĞIN Şimdi, Türkiye'de sermaye yetersizliğinden veya başka sebeplerden doİayı borç, sermaye dengesi bozulmuş şirketlerin genellikle birçok bankaya borcu oluyor. Bilhassa, buyük şirketlerin 1015 bankayla ilişkisi oluyor. Şimdiye kadar görülen uygulamalarda en büyük alacaklı olan bankanın diğer bankalarla toplanıp bu alacaklan için birlikte hareket etme faaliyetleri başarıh gitmedi ienelde. 19818283 yıllarında Maliye Bakanhğı bazı vakalarda katalizör olarak görev >'apmaya çalıştı. Ügılı bankalan Ankaraya çağırdı, borçlularla görüşmeler, müzakereler oldu. ' ÖzeltBde 198283'de oldu galiba. ÖZYEGtN Evet. Özelhkle If8283'te Ama bunlar iki üç tane munferif olayı geç|ediAŞimdi tabii, bu yeni kanunda önemli nokta var ki, bankalann bir araya gelip terek hareket etme sorununu çozuyor. Ikü yüzde 51'den fazla alacaklı bankanın ler ve 1. derecede ipoteği olan bankayı da buna zorlayabilecekler.. O zaman kendisini güvenceye almış olan bankanın zarara ugramaa, dezavantajlı duruma duşmesi sakıncası ortaya çıkmayacak mı? ÖZYEGtN Evet, çıkabilecek.. Peki, şimdi demin belirttiğiniz gibi yıllardır bankalann olumlu tekliflerine ragmen anlaşnıaya yaklaşmayan şirketlerin karşısında alternatifler ne olacak? Boyle bir anlaşmaya girmek zorunda mı kalacak onlar? ÖZYEĞİN Valla, kalmayacaklar bence. Yaıu eğer burada bu kanunun verdiği imkânlaîHdabeğenmezse şirketin sahibi, gene bankayia anlaşmayacak. Şimdi anlaşmadığı gibi. Burda zorJayıa bir hükum yok. İkisi anlaşmadac kazufa gidilemiyor. Zaten bir hukuk devlgtind«'başka bir şey duşünülemez... Anüşma$k vanlırsa durum ne olacak? ÖZYEĞİN Şimdi aslında tabii bu kanuna görç şirket sahibi artık bu işi terk ediyor. Çunkjl aonlığa düşüyor ve yönetimden çıkıyor. Bîr yerde şirket sahibi şapkasını alıp gidiyor yani.^Genellikle bu tip şirketlerin sermayesi az, borçlan fazla zaten. Sermayesini muhafaza edıyor. Diyelim 1 milyar, borcu 10 milyar. Yüzde 9"a düşüyor hisse bakımından. Tabii ki şirketin yeni büyük hissedarlan olan bankalar yönetime geçiyorlar. Burada şöyle türülmesi, şirketlerin finansman güçlüklerini aşmalan için yeterli bir rare mi bu tek başına? Diyelim ki söz konusu şirketler bu yöntemle borçtan kurtuldular, ama onun dışında işi çevirip belli bir noktaya getirmek için ek bir kaynağa da ihtiyaçlan otmayacak mı? ÖZYEGtN Muhakkak olacak. Çünkü zor durumda olan bir şirketin stoğu kalmamıştır. Alacağı yoktur, borcu vardır. Borcu da katlanarak artrruştır. üretimi azalmıştır. Piyasada pazar payını kaybetmiştir, makineleri eskimiştir. Yani teknolojik bakımdan yıpranmıştır. Dolayısıyla, sadece işletme sermayesi değil, büyük ihtimalle yeni yatuunlar da yapması lazım bu şirketin. O nasıl saglanacak? ÖZYEGtN Tabii, bunların hepsi için yeniden bir bankanın finansman düşünmesi lazım. Yani modelde zaten bir şirket zor duruma düştüğü zaman bir bankanın o şirkete ortak olması, yeniden finansman sağlaması için yeniden bir fizibilite raporu hazırlaması lazım. O sektörü tanıması lazım. Bu şirkete sadece bu alacaklann ertelenmesi dışında, ne kadar ilave para lazım, ne kadar makine yatırımı Isızım, bu şirketin başanh rakibi hangi teknolojiyi kullamyor, ne tür mal üretiyor, kaça satıyor, hammaddesini nereden alıyor. Bütün bunların düşünülmesi lazım. Yani bankanın şirketi yepyeni bir hüviyete kavuşturması gerekiyor. Hüviyetine kavuşturduktan sonra ne kadar para kazanacağı önemli o şirketin. Bankanın bunu düşünmesi lazım. Ama tabii şunu da söyleyeyim, bu kanun aynı zamanda şöyle görünmeyen bir imkân veriyor: Bazı bankalar burada şüpheli alacaklannı hisse senedine dönüştürerek, tahsili geçmiş alacaklar kaleminden, iştirakler kalemine sokabüirler. Yani hakikatte o alacaklann hiçbir tahsil imkânı yoksa, bu yasa büançoda iyi bir makyaj imkânı getiriyor. Belli bir süre için bir banka bilançosunu duzeltmek isteyebilir. Bunu zamanla düşük bir değerde elinden de çıkarıp, nominal değerin altından onu da zaranna yazabilir daha iyi bir senede. Yasa çıkarsa peki, muhtemel senaryo ne olur? Nasıl gelişir olaylar? ÖZYEGtN Yasa çıktığı zaman tahmin ediyorum ki sorunlan halledilmeyen şirketler bankalara müracaat edip, bu kanunda öngörülen usullere göre işlem yapmak isteyecekler. O zaman bankayla borçlu arasında müzakereler başlayacak ve iki taraf da bir sonuca gitmeye çalışacak. Ve şu anda icrada bir dosya halinde bulunan alacağın tarafı gelecek bize, bizimle yeniden müzakerelere girişecek bu yasaya göre. Sayın Özyeğin, bankalar dışında piyasaya borçlan varsa bu zor durumdaki şirketlerin... O konu nasıl çozümlenecek? Yasa tasansında nasıl bir çözüm öngörulmüş? ÖZYEGtN Tabii, aslında burada bankalarla beraber piyasa alacaklılarına da his se verilmesi söz konusu olabilir. Ancak ben burada, bu tasanda bunu görmüyorum. Diyelim ki, bir şirketin 10 milyar borcu var. Bunun 8'i bankaya, 2'si piyasaya... Piyasa alacaklılan ne olacak bu durumda? Halbuki piyasa alacakhlan da azınlıktaki bankalar gibi anlaşmaya katılmaya zorlanabilir... Bu çok önemli bir nokta. Çünku şöyle bir şey olabilir: Piyasa alacakhsı bunu organize ettiği anda gidecek, haciz koyacak şirkete. Parasım isteyecek. Banka niye bir de onu ödesin. O da mal satmış oraya, banka gibi bir riske girmiş. Onun da yüzde 49 alacaklı gibi hisse senedi almaya zorlanması lazım... Ulagqy sordu, Özyeğin yanıtladv Yasa tasansı tkminatı kuvvetli olan bankalann aleyhine sonuçlar doğurabilecek hukümler taşıyor. Aynca sahibinin çıkmaza soktuğu bir şirketi o alanda deneyimi olmayan bir bankanın üstlenip iyi şekilde yönetmesi ve ekonomiye kazandırması da kolay değil. Tasarı, zordaki şirketin banka dışt borçlanha da bir çözüm getirmiyor. 6 MuhasebeciUk ve mati denetçiük 9 yasası da acüen çıkartıhnah Bu tasanyla birlikte ele alınmasında yarar gördüğünüz başka düzenlemeler ya da önlemler var mı Sayın Coşkun? COŞKUN Bu tasanyla beraber, Türkiye*de yıllardır ihmal edilmiş olan bir konunun acilen ele ahnmasını biz arzu ediyoruz. Bu da muhasebecilik mesleğinin müesseseleştirilmesini sağlayacak olan yeminli muhasebecilik ve mali müşavirlik, mali denetçilik mevzuatınuı artık bir çözume kavuşturulması konusudur. Biliyorsunuz bu konu geçen yü ele alındı, sonra Vergi Usul Kanunu'nda değşiiklik yapıhrken, bir maddeyle bu konu değerlendirildi. Son olarak tekrar bu konuda bir değişiklik yapıldı ve zannediyorum bu günlerde de yönetmeliği hazırlanarak Maliye ve Gümrük Bakanhğı tarafından kurul oluşturulacak... Siz bu konudaki gelismeleri yeterli buluyor musunuz? Ali Coşkun COŞKUN Bu şekliyle de konunun ele alınmış ohnası bir başlangıç olarak cesaret vericidir. Ancak bu müessesenin tum organlanyla ele alınmış olduğunu tahmin etmiyorum. Bunun Batıdaki gelişmiş ülkelerdeki örneklerine uygun olarak mutlak surette ele alınması lazım. Yabancı sermayenin güvence duyması açısmdan da zor du Muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin acilen yasal düzenlemeye kavuşturulmast, "Kurtarma Yasası" diye adlandırdığınız yasanın amaçlarına varması açısından çok önemli. Şirketlerin hesap diizeni iyi denetlenirse, yabancı sermayenin ve tasarruf sahibinin bu şirketlere güveni artar, sermaye piyasasının gelişmesi hızlanır. rumdaki şirketlerin bankalarla anlaşarak yeniden düzenlenmesi ve sağlıklı bilançolann ortaya konabilmesi bakımından da bu konu çok önemlidir. Tasarruf sahibinin şirketlere güven duyması açısından da bu konu çok önemli. Yani sermaye piyasasının gelişmesi açısından... COŞKUN Evet, sermaye piyasasının gelişmesi açısından fevkâlade önem taşımaktadır ve bu nedenle biz bu konunun kapsamlı olarak ve ciddiyetle ele ahnmasını istiyoruz. Aksi halde zor durumdaki şirketleri ekonomiye kazandırmayı ve halka açmayı amaçlayan bu tasan da çok sağlıklı bir sonuca varamayacak diye endişe duyuyorum... Efendim, munasebecilik ve mali müşavirlik meslegini son düzenlemede ongörüldüğü gibi bir kanun maddesiyle ve bir yönetmelikle düzenlemek mümkün mu sizce? Yoksa ayn bir yasa mı gerekli? COŞKUN Bizce ayrı bir kanun gerekli olabilir. Onun için biz Türkiye Odalar Birliği olarak Yüksek lstişare Kurulumuzda 16 martta yalnızca bu konuyu ele alacağız ve vardığımız sonuçlan da yetkililere ileteceğiz. Bu bizim fevkâlade önem verdiğimiz bir husus... yaptığı uygulamanm diğer bankalar tarafından da tatbik edilmesine zorlayıcı hüküm var. Yoksa bunu kabul etmeyen bankalann alacaklan otomaükman faizsiz bir krediye dönüşüvor. Ikincisi de, bu kanun kapsamına giren kuruluşlar için tabii, bu kuruluşlann bankak rla bir anlaşma sağlamalan söz konusu, bu kapsama girmeleri için otomatikman bu kanun bazı vergi yükümlülükleri açısından da kolaylıklar getiriyor. Ertelemeler, faiz indirimleri gibi bazı teşvikleT getiriyor. Bankalarla anlaşma sağlanamamasında borçlu şirketlerin ya da sahiplerinin de payı olmadı mı? ÖZYEGtN Evet. Şimdiye kadar niye anlaşamamışlar? Burada alacaklı bankalar genellikle borçlulara yaklaşıp bir anlaşma zemini aramışlardır. Hatta yüzde 1 faizle, hiç faizsiz, 24 sene ödemesiz gibi şartlarla, borçlu lehine şartlarla birçok anlaşma da yapılmıştır. Bunlar basına intikal etmemiştir, ama yapılmıştır. Demek ki, bankalar alacaklannı yüzde 90 oranında iskonto etmeye bile razı olmuşlardır. Ben onun için şunu diyorum genellikle, bankaa olduğum için de söylemiyorum bunu borçlu şirketler bankalara yaklaşmamışlardır. Yani, bankalar bu ölçüde anlayış gösterdikleri halde borçlu şirketler yine de yaklaşmamışlar... ÖZYEGtN Bazı anlaşmalar bu nedenle olamamıştır. Hâlâ bazı şirketler bu durumdadırlar. Bu, demin belirttiğiniz gibi bankalann kendi aralannda anlaşamamalannın dışında bir faktor değil mi? ÖZYEGtN Dışında bir faktör tabii. Şimdi bankalann kendi aralannda anlaşamamalannın da sebepleri vardır. Çünkü her bankanın teminat pozisyonu değişiktir. Bu çok önemli. Bu kanunda buna çözüm getirilmiyor tabii... Yani, yasada teminatı yeterli ve güçlü olan bankalarla diğerleri arasmda bir aynm yapılmamıs mı? ÖZYEGİN Şimdi burada çeşitli bankalann bir şirketten alacaklan olduğu zaman tabii, teminatlan arasında farkhlıklar söz konusu. Bir bankanın 1. derecede ipoteği olabilir, öbürünün 3. derecede ipoteği olabilir. Diğerinin hiç olmayabilir. Alacağına karşı haciz koydurmuş olabilir, ama hacizler her zaman ipotekten sonra geldiği için bunun fazla bir anlamı olmayabilir. Şimdi yasa tasansmda bu durum hiç hesaba katılmamış. 1. derecede teminatlı bankayla 2. derecede teminatlı banka arasında hiçbir fark gözetilmemiş. Bir banka diyelim ki bir şirketten 5 milyar lira alacaklı ve 1. derecede 5 milyarlık teminatı var. Ondan sonraki banka da 3 milyar alacaklı ve şirketin fabrikası 5 milyar ediyor. O zaman ikinci üçüncü bankaya bir şey kalmıyor. Söz konusu şirketin icra yoluyla satışı yaklaşmıssa o zaman 1. derecede ipotekli bankanın bir an önce bu işlemi tamamlayıp icra yoluyla parasını almayı tercih etmesi normal. Ama ikinci üçüncü derecedeki bankalar alacaklarını hisseye dönüştürmeyi tercih edebilirler. O zaman nasıl anlaşmaya vanlacak? l. derecede ipotekli bankanın dışındaki bankalann alacağı, toplam banka alacaklannın yüzde 51'ini buluyorsa o zaman bu bankalar şirketle anlaşmayı tercih edecek bir şey var bence. Kanun tasarısındaki en önemli noktalardan biri: Yeni kanunu uygulamaya soktunuz, borçluyla alacaklı anlaştılar ve birtakım bankalar şirketin yüzde 8090 hissesine sahip oldular. Burada yönetme olayı başlıyor. Şimdi, bir bankanın bir sanayi kuruluşunu yönetmesi hiç de kolay olmayan bir şeydir. Ancak o bankanın Türkiye'de boyle bankalar var zor durumda olan şirketin bulunduğu sektörde faaliyet gösteTen bir iştİTaki varsa, bu iştirakte yetişmiş performanslı, bilgili yöneticilerinin bir kısmını buraya monte edebilir. Ve bu işi yürütebüir. Şayet, o sektörde bir tecriibesi yoksa bir bankanın o işi başanyla yurütmesi kolay bir iş değil. Yani bunu müteşebbis yapamamış ve kötü duruma duşmüşse, bankanın bu işi yönetmesi kolay değildir. Bu da bence konunun en can alıcı noktası. Genellikle bankalar tabii ki borçlularla anlaşabildikleri takdirde, borçlunun başka imkânlan varsa, o imkânları bir kere o şirketin içine sokmasını isterler. Bu imkân yoksa da genellikle o sektörde başanlı olmuş bir kişiye şirketi, dolayısıyla alacaklannı devretmek isterler. Tabii buna çözüm getirmesini de beklemiyonız bu kanunun, fakat yapısal olarak böyle bir problem var.. Burada alacaklann sermayeye dönüş GEÇEN HAFTA Dolarda karar günü Dünya para Döviz borsalan, borsalannda geçen hafta geçen hafta boyunca, gelişen G5 olarak dalgalanma bilinen altın Beşler fiyatlanna Grubu 'nun yaradı ve 1 toplanacağı ons altın haberleriyle yeniden dalgalandı. 400 dolann önceleri üzerine yalnızca çıktı. bir Haftaya 396 speküiasyon dolarhk değerle giren altın, bu değeh hafta düzeyinde ortasına kadar korudu. Ancak, ozellikle kalan cuma günü borsalann açılış saatlerinde toplantı tırmantş temposuna girdi ve en son haberleri, kapanan New York Borsast'nm pazartesi kapanışında 406 dolara kadar çıktı. Uzun günü 1.81 süredir 6971 bin lira arasında dalgalanan marktan işlem gören dolann perjembe Cumhuriyet Altmt da, dıs borsalara paralel gününe kadar 1.85 marka tırmanmasına olarak yukseldi ve dün Kapalıçarsı'da 72 yol açtı. Aynı günün akşamı, hafta bin 500tiradanalıcı buldu. basında 759 liralık dolar döviz alış kuru uygulayan Merkez Bankası da, bu rakamı 764.70 lıraya yükseltti. Ancak, bu olaydan kısa süre sonra ABD yetkililerinin, artık resmiyet kazanmış olan toplantıyı "önemsiz" diye nitelendirmesi, dolann erkez Bankası 613 subat tarihleri yeniden düşerek 1.83 mark düzeyine arasmdaki bir haftalık sürede çekilmesine neden oldu. Merkez Bankası da, piyasadan 28 milyar lira geri çekıL Böylece bir gün önce yaklasık 4 lira birden artırdığı emisyon hacmi 13 subat tarihi itibanyla 2 döviz alif kurunu, yann da geçerli olmak tnlyon 14.5 milyar lira düzeyine indihldi. üzere 761.55 lira olarak belirledi. Tüm borsalar haftayı bu gelismelerle kapatırken, gözler bugünkü toplantıya çevrildi. Hemen zmir Serbest Bölgesi'nin Ntmrut yerine tüm gözlemciler yeni haftaya istikrarh / Gaziemir'de kurulmasına ilişkin kurlarla gırebilme umuduyla iki güntük Bakanlar Kurulu karan Resmi Gazete'de tatile basladı. Tahıakale'de at dolar, yayımlandı dün 784 tiradan satıldı. Altın 400 dolann üstünde N L RO D ? 1 i EE L U Emisyon daraltıldı M hmir Serbest Bölgesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle