19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞUBAT 1987 CUMHURİYET/13 Cemalettin Hoca'nın agzından her 'Allah3 sözü çıktığında cemaat sağ ellerini öne uzatıp 'Tekbir Allah' diye bağırıyor İslami devlet, kurulacak elbet' A vrupa'daki W JSSBS .^1 cuıu Islamcı Ömitler Sarık ve Mercedes: Caminin kapısında Mercedes marka arabalar duruyor. Siyah cüppeli, yeşil şalvarh, beyaz sarıklı, sakallı insafılar Mercedeslere binip evlerinin yohınu tutuyor. Sarık ve Mercedes Wederal Almanya'daki dinsel • akımların simgesi olmuş. Ve burtlar v (iciqm devleti' istiyor. UGUR MUMCUaraştırdı,yazdı. "lalsmi devlet, kuralacak elbet." Cami bu sloganla inliyor. Cemaatin çoğu sakallı, bereli ve sarıklı nsanlardan oluşmuş. Çoğu ya çocuk yaşta ya da genç. Cemalettin tapten'ın ağzından her Allah sözü çıktıgında cemaat sağ ellerini öne loğru uzatıp hep birlikte "Tekbir Allah" diye birkaç kez bağırıyor. "İslami devlet, kurulacak elbet." Caminin kapısında Mercedes marka arabalar duruyor. Biraz sonra «maat dağıiacak. Ve bu siyah cuppeli, yeşil şalvarh, beyaz sarıklı ıt sakallı insanlar Mercedeslere binip evlerinin yolunu tutacaklar. Sarık ve Mercedes! Sarık ve Mercedes, sanki Federal Almanya'da Türkler arasındaki linsel akımların simgesi olmuş. Sarıklı, sakallı ve Mercedesli Türk yurttaşlannın istedikleri "tstan devleti"dir. ı rebliğ'nin El Kitabı Cemalettin Kaplan'ın elden ele dolaşan "Tebliğ'nin El Kitabı" adlı ütabından aktaralım: Gayemiz: lslam devleti. Hâkimiyet: Allaha mahsustur. Anayasa: Kuranı Kerim'dir. Nizam: Şeriattır. Kaynak: Yine Kuranı Kerim'dir. Örnek ve önden Hazreti Muhammed'tir. Metot: Tebliğdir. Mevzu: Hakkın hâkimiyetidir. Tebliğ vasıtalan: Meşru her vasıtadır. Tebliğ hukmü: Farzdır. Tebliğin iıslubu: Açık, net ve kesin. Silah: İlim (ayet, hadis, akıl ve mantık). Siper ve kalkan: Sabır, tahammul ve müdafaa"Tebliğ devrinde ritaka sanlma, kaba kuvvete başvurma, mukabelei bilmisil yapma yoktur' Gttniin Tiirkiyesi: Dunün Mekkesi'dir. Hoca bunları anlattıkça cemaat kendinden geçiyor. Humeyni usulü tebliğ: İslam anayasası hazır: tslam devleti anayasası Avrupa'nın Eskiden 'Milli Görüşçü' olgrj birçok yerinde elden ele dolaşıyor Cemalettin ve camilerde konuşulup tartışıhyor. Kaplan tran'a gidince 'Tebliğci' tslam devleti nasıl olacak? Cemalettin Hoca Hz. Muhammed'i olmuş ve Milli Görüşçülerle örnek aldığını söylüyor, ama yollan ayrılmış, yandaşlan hep Humeyni'den söz Humeyni tran **• ediyor. Şahı'nı nasıl 'tebliğ' yoluyla yıkmışsa, Cemalettin Hoca\ < da laik devleti \ öyle yıkacakmış. Tebliğ günümüzde daha da kolaymış. Video kasetler ve teyp bantları 'Tebliği' yaymak için 'Rabbin birer lütfu ve nimetiymiş.' Böylece devlete gidiş yolu parti mi tebliğ mi tartışmalarında Hoca tran yöntemini benimsemiş. Humeyni, Iran Şahı'nı nasıl "tebliğ yoluyla" yıkmışsa, Cemalettin Hoca da laik devleti oyle yıkacak. "Tebliğ" hangi yolla olacakmış? Şoyle olacakmış: Ankâru tlahiya . i,6l981 CEMALETTİN HOCA/ İRA \ LSLLL CtHAT Cemalettin Kaplan fğföErzurum doğumlu. V olumlu karmıyor. 6 ay bekleyip Erbakan'ın îsteği arası Adana'da muftulük yapmış. Partisiz dö'nemi getirdiği için 12 Eytüı üTve ırşı cihatı savunuyor. Milli Görüşçü RPIilerle yollan uzerine F.Almanya'ya gidiyor. I983'te tran yanlısı 'Tebliğci' oluyor. Parti r . Cemalettin Hoca ise tslam anayasası yazıp Avrupa'aynhyor. Milli Gorüşçüler onun "CIA tarafindan kullanıldığı"kuşkusunu taşty 1985 ylbtftyîhlam Cemiyetler ve Cemaatler Birliği'ni mn her yerine dağıttıktansonra, Iran usulu devrimi Türkiye'de gerçekleştirmek kuruyor. Cemalettin Hotaue yandaslan geçetf hafia Bonn'da duzenledikleri •uyuste. Videolu tebliğ "Meşru bir vasıta ile tebliğ caizdir. Malum olduğu iizere giinümttz dünyasında tebliğ yapmak düne nazaran daha kolaydır. Dün, sadece sözle veya yazı ile tebliğ yapılırken bugıin bu vasıtalara kasetler, video kasetler, tirajlan yuksek mecmua ve gazeteier, radyo ve televîzyonlar ilave edilmiştir. Bunların içerisinde radyo ve televizyondan istifade edecek dunımda değiliz. Bu imkânlar henüz mevcut değildir. Ne var ki, diğerlerinden azami derecede istifade etmek elimizdedir. Hele kasetler, kiılfeti az, taşınması ve uzaklara götürülmesi kolaydır ve masrafı azdır. Camiye gelirken veya konferans yerine giderken elinde teybi, cebinde bantı bulunmalıdır. Bazen olur ki konuşmalarda zuhurat olur, boyle konuştnaları mutlaka zaptetmek lazım. Fejz ve bereketi vardır. Evde, ev sohbetlerinde, yolculuk esnasında bunları dinlemek mümkün olduğu gibi, uzaklara götürmek ve göndermek de tniimkündiir. Bakarsınız bir kaset konuşması kişinin veya kişilerin hidayetine vesile olur. O halde her Müslüman ve bilhassa derneklerimizin asıl vazifelerinden biri de budur. Yani kaset çalışmasıdır. Video kasetlerine de ehemmiyet vermemiz lazım. Ondan da. o nimetten de istifade etmeliyiz. Bunlar rabbimizin birer lütuf ve nimetidir." Kaplan Hoca, bir kitabında "Resim yapmanın İslama aykın" olduğunu söylüyor. Ancak, video ve kasetleri de "rabbin lütfu ve nimeti" sayıyor. lslam anayasası hazır İslami devlet, kurulacak elbet. "lslam devleti anayasası" da hazır bile. Avrupa'nın birçok yerinde lslam anayasası elden ele dolaşıyor vc camilerde konuşulup, tartışıkyor. lslam devleti nasıl bir devlet olacak? Gerçi Cemalettin Muhammed'i örnek aldığını söylüyor, ama yandaşlan hep Humeyni'den, İslam devriminden söz ediyor. Hollanda'nın Zaandam şehrinde Kaplan'ın örgütü olan maat ve Cemiyetler Birliği denetimindeki Ayasofya Camii'nde uzun uzun tartıştığımız Ahmet Kutahyalı adlı 32 yaşındaki eski edebiyat öğretmeni "yazın" diyor, birlikte resim çektirirken. "Resmin altına yazın, bir mürteci resmi diye yazın." Hollanda'da bir JftüsMman, blt^kâfir yan yana İslam Cemiveti kurııcuları kimler? Cemiyet ve ^cr,.~Mler Birliği kuruculan şunlar: Cemalettin Kaplan (müftü), Federal Almanya'da 0002601 No'lu ikamet izni sahibL 1926 doğumlu Ahmet Polat 1.1.1955 doğumlu, Pasaport No: 831758. Selahattin Yazta 1938 doğumlu. Pasaport No: 256203. Hasan Hayri Kıhç 16.12.1949 doğumlu. Bochum'da 6532177 sayıh ehliyet sahibL Seyfettin özkan TRF831759 No'lu pasaport sahibL Süleyman Aslan, Mustafa özçelik, tbrahim Kaba, Hilmi Elgünlu. Derneğin baskanlığına Süleyman Aslan getmliyor. Binnci sekreterlığe Hasan Hayri Kıhç, ıkina sekreterliğe Hasan Yüdız. Yazmanlığa Şerafettm Özkan, saymanlığa Hasan Hüseyin Kıhç, Parti mi, tebliğ mi kavgası Milli Görüş yanlılan ile yollan 1983 yılının ağustos ayında anık iyice aynhyor. Köln'deki Barbaros Camii'nde 13 Ağustos 1983 gunu Cemalettin Kaplan yanlılan "Devlete gidiş yolu parti mi, tebliğ •ni'" başlıklı bir bildiri dagıtmak istiyorlar. Bu bildiride tslamda parti mı? Şehit oltna şevki: Cemalettin Kaplan'ın cemaatinin büyük çoğunluğu ya çocuk yaşta ya da çok genç. Bunlar da Hoca'nın 'Devrim Muhafızlaru' Cemalettin Hoca onların cihada bağlılığıniy şehit olma aşk ve şevkini yenilemek için Arapça ayetler okuyor. Soruyorum, "Ne yazayım istersin?" "Bir Müslüman ile bir kâfir yan yana diye yazın." Müslüman, Ahmet Kütahyah, ben de kâfir. Niçin kâfir? Çünkü laik düşunceye inanıyorum da ondan. "Laiklik ayrı bir dindir. Dinsizlik demektir. Kâfirlik demektir." Baktım tartışmanm anlamı yok. "Peki" diyorum. Resmin altına olduğu gibi yazacağım. Bir Müslüman ve bir kâfir. Ama nasıl Müslüman? Iran yanlısı diye yazayım mı? "Yazın. Iran devrimine âşık diye yazın." tRAN ÂŞIĞI MÜSLÜMAN VELAİK KÂFtR Uğur Mumcu, Hollanda'da 32 yaşındaki eski edebiyat öğretmeni Ahmet Kütahyah ile tartısırken Kutahyalı önce, "Resmin altına, bir mürteci resmi yazın" diyor. Uğur Mumcu soruyor: "Ne yazmamı istersin?" Kütahyalı'mn yanıtı şöyle: "Bir Müslüman ile kâfir yan yana diye yazın." Kutahyah'ya göre Mumcu laikliği savunduğu için "dinsiz ve kâfir", kendisi ise "ıran devrimine âsık" bir Müslüman... değilmiş. Askerliğini yaptıktan sonra ilkokulu, ortaokulu ve liseyi cemaat hep birlikte bağınyor: dışarıdan bitirmiş, sonra da Ankara Ilahiyat Fakültesi'ne girmiş, aynı "Tekbir Allah, tekbir Allah, tekbir Allah." tarihte Ankara'da vaizlik yapmış. 1966 yılında Ilahiyat Fakültesi'ni Kaplan, emekliye ayrıldıktan sonra kendi deyişine göre Erbabitirdikten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'na müfettiş olarak atankan'ın isteği uzerine Almanya'ya gitmiş ve orada "Milli Görüşçü" mış, daha sonra Diyanet İşleri BaşkanlığVnda Özlük İşleri Müdürdiye adlandırılan grupla birlikte çalışmaya başlamış. Hicret dergilüğü de yapan Kaplan, bir süre de Diyanet İşleri Başkan Yardımcıhsinde de yazılar yazan Kaplan ile Milli Görüşçülerin yollan 1983 yığı'nda da bulunmuş. 1966 yıhndan 1981 yılına kadar da Adana'da lında iyice ayrılmış. müftülük yapmış. 1971 sıkıyönetimi ile çok iyi ilişkiler sürdüren ve zaman zaman sıkıyönetim komutanlarına kendi alarunda yardımcı olan Kaplan, 1977 Hoca, İran'da Tebliğci oluyor seçimlerinde de MSP listesinden Erzurum'da milletvekili adayı olBu arada Kaplan Hoca, Iran'a da gitmiş. Ne olmuşsa orada olmuş. Olmuş, ama seçilememiş. Seçilse hiç şüphesiz o da bütun milmuş. Iran hükumeti, İran'daki yılbaşı mevsiminde Hoca'yı İran'a çaletvekilleri gibi kürsuye çıkıp "laik devlete bağlı kalacağına" yemin ğırmış. Yılda bir İran'da "cuma namazlan toplantısı" olurmuş. Iran edecekti. Ondan ne şüphe! Peki nasıl olmuş da Hoca 60 yaşından sonra "hidayete erip" İs hükumeti, "İslam devrimini yaymak için her ülkeden din adamlannı İran'a çağırıp bu imamları ağırlarmtş." lam devleti için Avrupa'da cihata başlamış. Çünkü, Tabii İran hükumeti yetkilileri ile bu din adamlan arasında siyasal göruş.meler de yapılırmış. Şehit olma şevki Hoca İran'a gittikten sonra Milli Gorüş saflarından ayrılmış ve "Peygamber efendimizin buyurduğu veçhile her yüzyılın başında bir müceddid gelecek, bir yenilik getirecektir. Neyi yenileyecek? Di "Tebliğci" olmuş. ni mi? Hayır. Din zaten her zaman yenidir. Müslıimanlann dine bağlıhğını, Müslumanlann cihat bağUİığını yenileyecek, şehit olma aşk ve şevklerini, başarıya ulaşmaya. zafer kazanmaya ait olan ümit ve heyecanlarını yenileyecektir. Bu da kapalı ve gizli çalışma yolu olan parti yoluyla değil, peygamber ve sahabenin takip ettikleri tebliğ ve cihat yoluyla olacak değil mi? Avrupa'da cami ve cemaatlerimiz hissedilir derecede çoğalmıştır. Buna sebep de 12 Eylül'den sonra parti zihniyetinin ve siyasi taassubun zaafa uğraması ve hınnı kaybetmesidir." Dövülme var mt?: "Particilikte kayda değer dövülme var mı?" diye soruyor Cemalettin Hoca, "sürülme var mı?" Eeee, kimsenin burnu kanamayacaky kimse evinden ve yurdundan sürülmeyecek, hapse atılmayacak, buna rağmen herkes mücahit kesilecek de 45 senede bir gidip oy atacaky sandıktan çıkıp lslam devletinin başına gelecek, nerde bu bolluk? fıkrinin olmadığı gorüşü savunuluyor. Bu bildirinin dağıtılması sırasında camide olaylar çıkıyor. Milli Görüş yanlılan bildirinin dağıtılmasına engel oluyorlar. Daha sonra Hoca bu bildiriyi çoğaltıp' bir kitapçık haline getiriyor. Alın bu bildiriden bir parça: "Particilikte kayda değer dövülme var mı? Sürülme var mı? Eee kimsenin burnu kanamavacak, kimse evinden ve yurdundan sürülmeyecek, hapse atılmayacak, buna rağmen herkes mucahit kesilecek de dört beş senede bir sandık başına gidip oy pusulasını sandığa atacak ve sandıktan çıkıp İslamın devletinin başına gelecek. Öyle mi? Nerede bu bolluk? Bu sünnetuilaha aykırıdır." Barbaros Camii'ndeki bu olaydan sonra Kaplan Hoca "Tebliğ yolunu iyice acmaya" karar veriyor. Kitaplar, kasetler, video bantlar, birdenbire çoğahyor. Iran usulü devrim Böylesine açık açık Iran devriminden yana olduklannı söylüyorlar. Camilerinde Tahran'da basılan ve Türkçeye çevrilip, Türkler arasında dağıtılan "lslam Çağnsı" adlı dergi de okunuyor. Dergide lslam devriminden, Humeyni'den söz ediliyor. İslami bilgiler veriliyor. Cemaat, tran Büyükelçiliği tarafından dağıtüan "tslam Çağnsı" ve "Kayhan" adlı dergileri okuyor ve kendi aralarında İslam devrimi nasıl olacak, bunu tartışıyor. Federal Almanya'mn Bochum kentinde Eyüp Sultan Camii'nde Cemalettin Kaplan'ı dinliyorum. Cemaat arasında gencecik insanlar var. Bunlar da Cemalettin Hoca'nın devrim muhafızları. Kaplan, "Allah" dedikçe cami tekbir sesleri ile inliyor. Türkiye'de Diyanet tşleri Başkan Yardımcılığı da yapmış olan Kaplan'ın ajitasyon yeteneği fena sayılmaz, ancak Türkçeden ortaokul diploması nasıl aldığı pek kuşkulu. Bağırıyor, çağınyor, ancak sözcükleri çok kötu kullanıyor. Örneğin "mason" yerine "masum" diyor. Bir türlü dili mason demeye dönmüyor. Kemalist derken "a"yı uzatıp "Kemaaalist" diyor. Bağırıyor, çağırıyor, kışkırtıyor, açıkça siyaset yapıyor. Arapça ayetler okuyor. Evren'in iyiliği Kaplan Hoca bu bakımdan 12 Eylul harekâtını çok olumlu karşılıyor. Diyor ki: "Evren geldi, Evren'in bir iyiliği oldu. Partilerin balonlanna bir iğne dürttii, hepsi söndü. Biriki sene partisiz yaşadık. O kadar rahat ki, cemaat de çoğalıyordu, cemaat de ruhen bu particilikten tedirgindi." Cemalettin Kaplan, 1981 yılında sıkıyönetim komutanlığının isteğiyle olacak, resen emekliye ayrılmış. Buna çok içerleyen Kaplan, düşünnıüş, taşınmış, ne yapsın? Ver elini Almanya! Soruyorum: "Hakkınızda dava açılmış mıydı?" Hayır açılmamış. Açılmamasının nedenini de şöyle açıklıyor Hoca: "Bugün içeri alırlar, yarın içeri alırlar diye aşağı yukarı 6 ay bekledim, almadılar. Artık Allah'ın bir hikmeti herhalde. Yalnız bizim bir teminat garantimiz vardır. Ayetül kürsüyü üç beş defa, yedi defa okumadan bir ise başlamayız." Hoca bu arada bizimle soyleşinin yarısına gelmiş, ancak Ayetül kürsuyü okumayı unutmuş. Teminat garantisi o an için yok. Ne olur ne olmaz, başına bir bela gelir. Hemen Ayetül kürsüyü okuyor. Ve Allafı'm partisi ve şeytantn partisi: Cemalettin Hoca'ya göre particilik yoluyla devleti ele geçirme olanağı yok. Demokratik sistem Siyonizmin bir icadı. tslamda iki parti var. Allah'ın partisi (hizbullah) ve şeytanın partisi (hizbülşeytan). Bunlardan başka partiye Kuran'da yer ayrılmamıs... Neymiş "tebliğ" yolu? Tebliğ, İslam dininin peygamberler tarafından insanlığa ulaştırılması demekmiş. Muhammed nasıl tebliğ yoluyla ortaya çıkmışsa, Hoca da işte boyle tebliğ yoluyla devleti ele geçirecekmiş. Parti yoluyla devleti ele geçirmenin olanağı yokmuş, yokmuş çünkü demokratik sistem Siyonizmin oyunuymuş. Hoca'dan İslam anayasası Tabii bir de örgut kurmak gerekiyor. Ve Cemalettin Kaplan 1985 yılında "İslami Cemiyet ve Cemaatler Birliği"ni kuruyor. Amaç lslam devleti. Hem örgütü kuruyor hem de 35 tane kitap okuyup lslam anayasasını kaleme alıyor. İslam anayasası hemen birkaç yabancı dile çevrilip dağıtılıyor. Kasetler için çok yoğun bir çalışma başlıyor. lran'da imamların verdikleri vaazlar video banta çekilip Köln'e gonderiliyor. Köln'de Türkçeye çevrilip Türkiye'ye sokuluyor. Bunlar, İranlı hocaların vaazlan. Bir de Cemalettin Kaplan'ın camilerde, derneklerde yaptığı konuşmalar var. Bunlar da lslam Cemaatleri ve Cemiyetleri Birliği üyelerince video banta çekilip Turkiye'ye sokuluyor. Hoca hakkında CIA kuşkusu Bunların paraları nerelerden mi geliyor? Cemaatten! Cemaat, Hoca'nın bankalardaki kişisel hesabına para yatırıyor. Bu paralar da "tslam devleti kurma çalışmaları için kullanılıyor." Hoca'nın açıklaması boyle. Cemalettin Kaplan yanlılan ile Milli Görüş Teşkilatı arasında buyuk bir iç kavga başlıyor. Milli Göruş yanlılan Kaplan'ın "CIA tarafından kullanıldığı kuşkusunu" taşıyorlar. Cemalettin Kaplan, "parti yoluyla devleti ele geçirmenin sünnete aykın olduğu" düşüncesini savunuyor. Milli Görüş yanhları ise Turkiye'deki RP'yi destekliyorlar. Bu noktada tam bir yol ayrımı ortaya çıkıyor. Allah partisi, şeytan partisi Hizbullah, yani Allah partisi.. Hizbülşeytan, yani şeytan partisi.. Bunlardan başka parti de olamazmış. Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı'na kadar yükselen ve Adana'da 15 yıl müftülük yapan Kaplan, İran'a gidip geldikten sonra Kuran'da yalnızca iki partinin yer aldığını anlayabilmiş. Cemalettin Hoca'mn kimliği Kim ou Hoca? 1926 yılında Erzurum'un tspir kazasında doğmuş. İlk dini bilgileri babasından aJmış. İmamlığa başladığı sırada ilkokul mezunu bile StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle