22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 1987 KÜLTÜRYAŞAM KtM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK CUMHVRİYET/5 Tîyatro dil dinlemîyor Paris sahnelerinde sunulan yabancı dilden oyunlann listesi küçümsenemeyecek bir uzunlukta. Büyük bir kentte yabana dil bilenlerin ktiçümsenmeyecek oranını bir yana bırakın, izleyeceği oyunun metnini önceden okuyan ya da özetiyle yetinmeyi göze alan tiyatroseverlerin sayısı da hayli kabank. Aynca, görsel yanı güçlü oyunlara daha da kolay ısımhyor MEHMET BASUTÇU PARİS Sinsi bir tedirgirüik, Fransız sinema dünyasını içten içe kemiredunırken tiyatro kesırründe ise tam tersine, ıhk ve tatlı rüzgârlar esmekte. Eldeki verilere göre, Pans tiyatrolannda kesilen bilet sayısı bir yü öncesine oranla yüzde on dtlzeyinde bir artış göstermiş... Bu ilginin değişik nedenleri var. Her şeyden önce, tiyatro izleyicisi televizyon programlanrun çoğalmasından, çeşitlenmesinden fazla etkilenmiyor. Toplara yayın suresinın ve kanal sayısının artması, seyircı kapmak, dolayısıyla da daha fazla reklam almak yansırun kısır dongüsüne giren tdevizyonlan daha çok film göstermeye itıldiğınden, tıyatronun küçük ekrandaki payı göreli olarak azalıyor. Kaldı ki televizyon yayıncılığındaki liberalizm, ilk «yıma^ programlann sanat düzeyinı aşagüara cekmekte. Belirli bir kültür birikımi ve parasal gücü olan gelenekset tiyatro izleyicisi, belki de bu dunıma tepkı olarak nilelenebilecek bir davranısla, gecelen evinden daha sık çıkıyor olsa gerek. tkinci önemli neden,tiyatroafislerindc gözlemlenen zenginükten kaynaklanıyor; her tttrlü oyuna yer verilmekte çünkü. öncü tıyatronun örneklerinden Yunan klasiklerine dek, Shakespeare'den geçerek uzaoan genış bir seçenekler dızisi var önümuzde. Bir üçüncu neden daha bulabiliriz ki o da, Paris sahnelerinde sinemadan tanıdıgunız yıldız oyunculann boy göstermeleri. Kimler yok ki aralarında JeanPanl Befanoodo, Annic Ginrdot, Pient Artiü ve diğerleri... Bu aıada, yabana sanatçılan da geniş bir yer aynlmış: Nudta MtHMrifcov, son fümı "Siyah Gözier" daha sınemalarda gosterilirken, ilk tiyatro mizansenini Bobıgny'de gerçekJeştiriyor; hem de yine Maıcdlo Mastroianni ile birlikte; Çehov yorumluyorlar... Mikhalkov Rus, Mastroianni ltalyan, ama oyun Fransızca... Rusça da olabilirdi. Paris sahnelerinde sunulan yabancı dilden oyunlann listesi de küçümsenemeyecek bir uzunlukta çünkü. Iste Edith dcvcr, tam uç saat boyunca, "Bouffes du Nord" tiyatrosunun eski salonunu dolduran kalabalıgı tek basma büyüleyebılıyor. Basından sonuna dek Almanca yorumlanan bu oyun, Haas Jarfea Syberberf'in sahneye koyduğu, sıra dı$ı bir Heinrich VOB Kleist uyarlaması olan "Penthedea" SyberbergOever işbirügi, üc yıl ön Paris tiyatro sahnelerinde ünlü sinema oyunculan boy gösteriyor Kândmi>irgcetvk kendindt Mama&n, frrııfurunı TBt M $ M A Hans Jurgen Syberberg'in sahneye toyduöu, sıra dışı bir Heinrich von K)eist uyartaması olan "Penthesitea" da Edith Clever, tam üç saat boyunca tiyatroyu dolduran kalabalığı tek baştna buyüluyor. "Bouffes du Nord" tiyatrosunda oynanan oyun bastan sona Almanca yorumJanıyor. ce "Gece" adh gösteriyle de ilgi çekmiş, alkışlanmıştı. "Gece"de Almancaydı ve ilginç bir yanı daha vardı: Alt yazılı bir tiyatro örnegi izlemistik. Uluslararası tiyatro şenlikleri düzenlemek isteyenlerin dil engeli karsısında sordukları sorulara özgün bir yanıt getiren bir çahşmaydı bu diyaloglar, (daha dogrusu monologlar) siyah bir perdenın üzerine beyaz harflerle yansıyordu. Son yülarda "Pmri» Giız Şt«UtTnin (Festival d'Automne) uzun programlan çerçevesinde ızlediğimız bu ve benzeri yabancı dilden oyunlann (Almanca, ltalyanca, lngilizce, Çince...) gördügü genel ilgı, uluslararası bir tiyatro şenliğınin dil engelinden sanıldığı kadar etkilenmediginı ortaya koymakıa. Büyuk bir kentte yabancı dil bilenlerin küçümsenemeyecek oranını bir yana bırakın, izleyeceği oyunun metnini önceden okuyan ya da özetiyle yetinmeyi göze alan tiyatroseverlerin sayısı da hayli kabank. Aynca, görsel yanı güçlü oyunlara daha da kolay ısımlıyor; akla ilk gelen örnekler, Polonya tiyatrosunun özgttn adı Tadaesz Kantor'un sahneye koydugu o güzelim oyunlar... Gelelim Edith Ovcr'in olağanüstü yeteneğine. "FenthesUe»"yı izlemeden önce, Almanca bilmeyenlerin önünde iki seçenek bulunuyor; ya Kleist'ın iç çatışmasmın hüzünlü bir şüri olan Pamhesüea'yı okumak ya da Edith Clever'in sesinin tıtresimlerinde yankılanan, tüm hareketlerine ve yüz çizgilerinin en ince aynntılanna dek sızan yorum gücünde, sözcüklerin bir noktadan sonra iletmekte yetersiz kaldıgı karmaşıkUğı, yogunluğu duyumsamayı, duyumsamanın ötesınde tüm varlığınızla yasayabilmeyi seçmek... tnsan sesinin etki gücü, aniatım sırurlanru, sözcüklerinkinden çok daha ilerilere götürmüyor mu acaba? "Paris Güz Şenliği"nin dört ay süren etkinlikleri içinde, bu yıl ltalyan tiyatrosuna öztl bir yer verilmis, iki sanatçının adı ön planda görülüyor: Cario Gotdoni ve Luca Ronconl. On sekizinci yüzyıl ttaJyan tiyatrosunu yavaş yavas, ama kaha bir biçimde değiştiren Goldoni ile çagdasımız olan tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Ronconi.. Başanlı bir oyunculuk döneminden sonra degişik sahneleme çabalannda araştına ve yenileyici bir çizgi izleyen Ronconi, Goldoni'nin "Âşık Hizmctçi" (La Serva Amorosa) adlı yapıtını ltalyanca olarak sahndedi önce. Şimdi de "Vtnedikli Tadr"le Fransızca bir Shakespeare yorumu sunuyor. Ronconi, klasik bir mizamenle, söylenenk söylenmek istenen arasındaki ilintiyi belirğjnleştirmeye çalışrrus. Biraz kalababk, ama zengin arüatımlı dekorlann yardımından kaçınmayan sanatçı, oyunun iki kahramaru Antonio ve Bassanio arasındaki eşcinsel ilişkiden çok, para ve cinsellik arasındaki gend koşutluğun altını çizmeyi yeğlemis. Aynca, Yahudi tacir Shylock tipi de alışılmısın dışında, genç, ezümeyen ve çevresindekilerden hesap soran, kendi deger yargılan içinde tutarb bir kisıh'ge dönuşmüs.. Paris tiyatrolannda gözlemlenen canlılığın ve saglıkh gelişmenin bir başka nedeninı de, uluslararası düzeyde sivrilmiş yabancı sanatçılann getirdikleri zengin katkıiarda buluyonız. P İ K N İ K PİYALE MADH4 BÛTÜKI KÖIÜ KANLIKLAJ21NI DEDİ. J ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI i AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMU GÖKHA\ 3İ8. OH dedik sontirlda: üa|rT\OR Bir ıııetafor olarak Neruda Kohttr Servisl Antooio SkarmeU ülkesinde bir gazetenin kültür servisinde çalışırken kendisinden Neında ile bir röportaj yapması istenir. "Oza•u erotik cotrmfyas"nj anlatacaktır. Nenıda röportajı gerçeklesmez, ama yülar süren bir yaiıynyn^n sonucu (14 yü) o çok ctkilendigi dev ozanla bir posucının duygusal üışlusini anlatan "Atesli S*bır"ı yazar. Kitabını daha sonra füme de çeker. Halen Almanya'da sürgünde yaşayan Skarmeta, tspanyol gazeteci Roieaa BaUoter'le yapujı söylefide Nenıda için şunlan söylüyor: "Içtadebep Neredanuı Mr gta IdtaptenM oknynp düşttacdertai Jöytemeü d d ^ d o tapyofdm. IfunU dahııa Hflui çekıriytlf• O Mr <HHB yaratıosıydı." Skarmeta, tspanyol El Pais gazetesinde çıkan yazısında söyle diyordu: "Neruda'yı ilk görüsüm, gençlik sonımsuzluğuyla adını "El Entusiasmo" (Heves) koyduğum ilk kiMbımı yayimladıgım sırada oldu. İlk yapıtını ortaya koyan tüm yazarlar gibi, ozarun evim ayaret ettim ve kitabunı sunarak düşüncesini sordum. "Okayaca$ra oftom" dedi, "tki ay sonra gel, sana düftnceterlad •pUaraB." Ancak ben, gençliğin verdigi bir yüreklilikJe, iki hafta geçmeden yine kapısım çaldım. Bana dedi ki: "Kitabını okodnm ve bejeadim. Ancak banon öntmi yok, çanki tim ŞUU1 yazariann ilk IdtapUn lyi*lr. Bakahm ikincisi nasıl olacak?" Ozana olan hayranügun çocuklukta ba$lamıştı. O sıralar her iki günde bir, kendimden yaşca boyük kızlara sınlsıklam Işık oluyor ve bunun yasamboyu süreceğini sanıyordum. Ancak iş onlarla konuşmaya gelince, bir sözcük bile çtkmıyordu ağnm^n Birtakım ünlü sarkı sözleri ise duygusallıgunın ve suskunlugurnun artmasına neden oluyordu ancak. Bir gün elime "Yirnıi A$k ŞHri ve UnmtSBi Bir Şarta" kiubı geçti. lçindeki dizeleri ezberledim ve kendim yazmıjım gibi genç kızlann kulağına fısüdadım. Bu kadar erken bir yaşta erdenligimi yitirme konusunda Neruda'ya çok sey borçluyum. Sanryorum "Antteate Padeada" (Atesli Sabır) adh romarumın kaynaguıda bu deneyim yatıyor. Bir dijer kaynak da Neruda cumhurbaşkanhğına aday gösterildigi sırada gerçeklesen bir politik etkirüiğe katıUşımdı. Toplantı son derece yoksul bir bölgede yapüıyordu. Orada bulunan iki yüz işçiden bir bölOmUnün ilkokulu bile biürdiginden kuskuluyum. Neruda konuşmasmî tamamlayınca, halk nazikçe alkışladı ve hep bir ağızdan koro halinde bağırmaya basladı: "ŞUr böyormı, für btiyoraı.'* Neruda gülümseyerek sordu: "Hangl »iW oknmamı bteninb jtriert?" Belki de yiyeceklerini bile güç bulan bu kadırüar ve erkekler, dinlemek istedikleri yaklaşık yirmi siirin adını haykırdılar. Neruda, yalnızca Latin Amerika'nın daha iyi tanınmasına katkıda bulunan metaforiar üretmekle kalmadı, onun kendi yaşamı da bir metafordu. Kendi halkrna ve öteki halklara, adalet ugruna yaptıklan en şiddetli kavgalarda eslik etti. Şüri tüm sınırlan aştı. Biz Şilililere kendi manzaramm, kendi yiyeceklerimizi, aşka yönelen bir beden taşımanın ba$ döndurücü tutkusunu yeniden keşfettirdi. TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS EMIRGUNEOGLU 27 Arahk EMIRGAN.. NEfRIDA'imi YAŞAMI DA BİR METAFOMNI Neruda, yalnızca Latin Amenka'nın daha 1yi tanınmasına katkıda bulunacak metaforiar üretmekle kalmadı, onun kendi yaşamı da bir metafordu. Şili demokrasısini sona erdiren askeri darbeden birkaç gün sonraki ölumu bunu kanıtlamıyor mu? 23 Eylül 1973 günu, Şili demokrasısini sona erdiren askeri darbeden birkaç gün sonraki ölümü, yaşamındaki metaforlann bir devamıdır: Demokrasi ölünce ozan da ölüyor. Benzerlik burada bitmiyor. Yönetimi ele geçirenler ülkede terör havası estirirken, halk onun ölüsüne eşlik etmek için sokaklara döküldü ve yumruklannı havaya kaldınp sarkı soyleyerek diktatörlüğe karsı ilk direnişi gerçekleştirdi. Metafor ölumünden sonra da sürdü. Kara Ada'daki Şilililere kesinlikle kapalı olan evi, bugün pek çok gencin konuk olduğu, duvarlanna ve bahce parmalıklıklanna ozarun anısına şiirler ve sevgi sözcükleri yazdıklan bir ziyaret yeri olmuştur. Yazılanlardan bazılan, "SenJnJeyim Pablo" gibi yahn onay sözcüKeridir. Diğerleri onun siirlerindeii seçümiş alıntılardır. Ancak oraya yazümış olan ve Şilili olmayan bir okura Neruda' nın bizim yasanumızdaki varlığının büyüklüğünü anlatabüecek en güzel söz, defterime kaydettigim ^u sözdür: "Neruda Şilili degUdir. Şili NerndaudıK" 1&3STE BüGÛU, OSMANU ( ) DE İSTAMBUL'A UlAŞMtŞTt; REVAfJ KALSSt MUTAKI1 EMKZGÛNEOĞLU TAHMASP KULJU HAKIf OSMAAJU KÜŞA77UAS/HA 9 &ÜM DHZ£NOlKT&N SONGA TESÜM oLMuçnj.MMue, 6ÛNEO6LU'MA lYl DA[/RAKJMIŞ, YANlN RAK İSrANBUL 'A GErr/ÇA*/ŞTİ. ZEVK.E; ceye t/e içKiye ouf/taj/v ŞIMAIS.HC. snz./ OLMASt, PAPiÇAHIM İHSAfJCAR.(kJl AzAUTMA. SAfZAY, ÇIFTLlK VE 8OĞAZ BıLE O SEMT fçıfj SÖrLeflJEN"MılSGÛM" VEYA "ElUΣ6ÂA/"API/ SOZ kOUUSU EMHZGÛUECĞLU'UDAU KAYNAiOANMAkTADtl?. i 50 YIL ÖNCE Cumhuriyei 27 Arahk 1937 olması yüzünden sinemada toplanarak derin minnet duygulanm telie Ataturke, Celal Bayar hükümetine iblağ ettiler. Bu münasebetle Belediye Reisi Doktor Cemal Tiırfan, bir nutuk irad etti. Üçüncü Umumi Müfettiş Tahsin Uzer de iki saat süren bir hasbihal yaptı. Ataturk idaresi ve inküabında TYabzonun her sahadaki kalkınmada gösterdiği dikkat ve gayreti tebarüz ettiren umumi müfettiş Trabzonun suya hastaneye, liseye, limana ve daha bazı hayati isteklerine kavuşmaya layık olduğunu söyledi 19371987 Halk derin sevinç içindedir. Tahsin Uzer yakında îstanbula hareket edeceği için halka veda etti. Bu akşam Şehir kulübünde Uzerin şerefıne Belediye, 100 kişıtik ziyafet verdL BeynehnUel havcı yüksekUk rekoru Bordaıvc 26 (OJL) BordauxMarignac tayyare meydanında bir kişilik hafif tayyareler için beynelmilel yükseklik rekorunu pilot Touya kırmıştır. Touya 4.950 metreye kadar ytikselerek Çekoslovakyada bulunan rekoru 300 metre geçmiştir. Gene Touya diğer bir pilot refakatinde iki kişilik tayyare ile yiikselerek beynelmilel hava rekorunu kırmıştır. Touya 7.000 metreye kadar yükselmiştir. Eski rekor 6.605 metre ile gene Çekoslovakyadaydı. HAFTALIK HABER DERGİSİ Trabzon suya havuşuyor Thabzon 26 (Hususi muhabirimizden) Büyük Atatürkün hediye ve eseri olan içme suyu için hükümetçe kabul edilen 530 bin liralık tahsisattan fevkalade sevinen vatandaşlar havanın yağmurlu ve soğuk BASAĞRISINA NE YAPMALI? Kaç çeşit başağnsı var, belirtileri, nedenleri neler, nasıl tedavi edilebilirler? "Biofeedback yoluyla hastanın kendi *, ağrılanyla başa çıkmasını • h * u n W u r amaçlıyoruz.'' "15 yıllık migrenleri kestiğimiz oldu. ' 'Spiralleri iki yana doğru diş diş çelik çubuklardan bukülmüş iri metal bir tirbişon, beynimin bazen sol, bazen sağ tarafına saplanıyor.'' "Ayda 56 kez zonklama şeklinde görülüyor. Bazen mide bulantısı oluyor. Arada sırada kusuyorum." ANAP lideri "Big Brother" gibi İlaçlar, biofeedback, akupunktur... NanfTekuyt kıpıüan 4 ı l ı ı Mfk lapalı zart fcnınta t u j ıdcrfc uüör. Turgut Bey'den kim korkmaz? İnkılap Tarihi'nde sağcıların kavgası Tehdit altındaki sendika ' İktidar partisinde muhalif grup'' iddialan sadece "temenni" Doğramacı'yla Ülküculer karşı karşıya Otomobilİş'e tezgâh Talanın adı yarışma oldu İstanbul'da boş bina vurgunu Ulus ve Ankara Kalesi parselleniyor Süryanllerde "göç" huzursuzluğu • İran'dan Türklye'ye kaçan Afgan mülteclleri perişan • İran'a vetülrse idam olacak mahkum • 82 ulkenin onde Gol çok, keyif çok gelenleh, Kadınlar Birliği'nin tuzağtna düştü. Sonuç: Banşa evet • Almanya'da Sevgili yeni futbol gazeteye polls saldırısı • Küba'dan Slngapur'a TRT filmleri • Şahln Milti Eğıtim'ın sakıncasız krtaplan Kaygun'un fotosine dünyası • Yeni Brando Mlckey Rourke Tavsiyenin sefaleti Kayyum mafyası BUGÜN ÇIKTI İLAN ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL ÇAY PAKETLEME FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MUHTELİF RULMAN, SALMASTRA, TESTERE LAMASI VE KAYIŞ RAPTİYESİNDEN İBARET TEKNİK MALZEME SATIN ALINACAKTIR 1tşletmelerimiz ihtiyacı olan 11 kalem teknik malzeme teklif altna usulu ile satın alınacaktır. 2Ihaleye ilişkin Idari ve Teknik Şartnameler ile malzeme listesi müdürlüğümüz satınalma komisyonumuzdan ücretsiz olarak temin edilebilir. 3Bu işe ait hazırlanacak usulüne uygun teklifler en geç 09.01.1988 Cuma günU mesai saati sonuna kadar Istanbul Büyükdere Bahçeköy Caddesi üzerinde bulunan mUdürlUğümüze verilmesi veya posta ile iadelitaahhütlü olarak gönderilmesi gerekmektedir. 4Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 5Kurumumuz 2886 sayılı Ihale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 38163 İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1986/875 Davalı: Yaşar YigitogluHamidiyc Mah. 133. Sok. Şıhman Ap. Kat 2 No: 4'te mukim iken, halen adresi meçhul. MERSİN Davacı BagKur Genel Müdürlüğü tarafmdan davalılar Kadir Görengiç ve Yaşar Yigitoğlu haklannda mahkememizin 1984/184 E.ile 379.243.06 TL'nin 1* 5 yasal faızı Ue alacak davası ile yine mahkememizde 1986/875 esas sayısı ile aynı mahiyette 268.362.64 TL'nin 1.7.1984 tarihinden itibaren yasal faizi ile ek bir dava daha açıldığından bu iki dosyanın birleştirilmesine ve davanın 1986/875 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği ve adınıza yapılan tebilgatın bila iade edilmiş oldugundan tebligatın ilanen yapılmasına karar verilmiştir. 3.2.1988 günü saat 09.00'da durusmaya gelmenız, gelmediğiniz veya sizi temsilen bir vckil göndermediğiniz takdirde H.U.M.K.'mn 509/510. maddeleri gereğince davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 10.12.1987 Basın: 38333 KADIKÖY tKİNCt SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1987/650 vesayet Halen Kadıköy, Feneryolu Eyüppaşa Sokak 2/7 sayılı adreste ikâmet eden Safvet Güldemet Ertürkmen, aynı adreste ikâmet eden kardeşi Emtne Candan Ertürkmen'e reşıt olmaması nedeni ile vasi tayin edilmıştir. Keyfiyet ilan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle