18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 27 ARALIK 1987 TELEVtZYON 08.00 Açıkögreüm (Yann 06.30) tktisada Gıny "Talep ve Fayda Tiorisi", Temel Hukut "Hak Kavramı ve Türleri", Genei Muhasebe: "Mal Hankttlennin Kaydedilmesinde Timel DufUnce Şekli" tş tdartsine Bakış "tşletme Kavramı". 10.00 Voltron Kral Zarkon oğlu Lotorit Voltron'a karşı olan başanazlıklan nedeniyle lutuklatır. Bu arada, galaksi birliği sarayda loplanarak Kral Zarkon'u saUtrmaklm vazgeçırmek için ikna etmeye çalışmaktadif. TürkKadınım Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nın yarışması Vakıf tarafından "Yurdumuzu Dile Getiren Kadmlar" başlığı alnnda düzenlenen yanşmaya dileyen bütün amatör sanatçılar el sanatları ve görsel sanatlar alanında katılabilecekler. Kültür Servisi Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı kumluşunun ikinci yıldönümünde el sanatları ve görsel sanatlar alanında bir yanşma düzenledi. "Tiirk kadınının kültür ve sanal dallarındaki engin yetenegini tanıtmak amacıyla" gerçekleştirildiği belirtilen yarışmaya, dileyen bütün amatör sanatçılar katılabilecek. "Yurdumuzu Dile Getiren Kadmlar" başhğı altında düzenlenen yanşma resim, heykel, seramik, vitray, afiş, fotoğraf, duvar halısı, kilimheybekolan, hat, ebnı ve minyatür dallannda yapılacak. Yarışmanın jürisini Doç. Beril Anılanmert, Nezibe Araz, Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Münevver Ayaşlı, Perihan Bala, Gülşeo Bubikoglu, Şükriye Dikmen. Prof. Dr. Günsel Renda, tlhami Turan, TRT temsilcisi ve vakıf temsilcisi iki kurucu üye oluşturuyor. "Yurdumuzu Dile Getiren Kadınlar" yarışmasına son başvuru tarihi 1 Mart 1988 olarak belirlendi. Yanşmaya katılmak isteyenler, yönetmeliği, vakfm Ankara Atatürk Bulvan No: 21914 adresindeki genel merkezinden, tstanbul Beşiktaş, Barbaros Bulvan Yıldız Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki ana şubesinden ve öteki illerdeki şube ve temsilciliklerinden edinebilecekler. Yîne kitapseverler kaybetti ÇİĞDEM ÖZÜER Bundan bir iki yü önce Tunel çıkışı, önce ABC Kitabevi'ne, oradan Hachette'e ve Alman Kitabevi'ne uğrayarak Sander'de soluklanabilirdiniz. Ovsa bugün Sander Kitabe\i'nin önünden geçerken kitaplardan önce vitrine asılmış bir ilan gözünüze çarpıyor ve bir anda keyfînizin kaçtığını hissediyorsunuz: "Ölüm Nedeniyle Yüzde 30 Indirimli Kitaplar!" Necdet Sander'in ölümüyle, hatta ölümünden önce yavaş yavaş sönmeye başlayan ve sonunda ölüme evet diyen bir kitabeviyle karşılaşıyorsunuz. Sander Kitabevi, Tunel'de Hidivyal Han'ın kapısı bacası olmayan bir koridorunda 1950'li yıllann sonlanna doğru kurulmuş. O dönemlerde Sander'de sadece ithal edilen kitaplar bulunuyormus. Sander bir süre sonra Galatasaray'daki dükkâna laşınrnış, sanat kitaplannın ve reprodüksiyonlann ithaline de başlanmış. Ders kitaplannın ithaliyle de Sander, bir anda özellikle Fransız okuüarı öğrencilerinin zorunlu uğrak yeri olmuş. İthal edilen kitap sayısındaki artış, kitabevinin yanı sıra yayınevi kurrna planian, Necdet Sander'i daha büyük bir yer arayışına yöndtraiş ve 1%9 yılında da Osmanbey'deki Sander Kitabevi açılmiş. lstanbullu hemen hemen tüm kitapseverlerin yakından tanıdığı Sander'in yaratıcısı Necdet Sander, tutkulanyla, yaşayışıyla kurdugu kitabevi kadar söz edilineye değer bir kişiliğe sahip. Onu, Sander'de çalışan Noran Yavuz, Semra Duyulmuş ve Alegra Mitrani'den dinledik. Farklı olaylan anlatsalar da uçünün birleştiği bir tek nokta var: "Necdet Sander güzeli severdi. Duygusaldı. Diikkânda bulunan kitaplann ve hatta yanında çalışanlann büe bakımlı olmasını isterdi. GüzeUik, en az yetenek kadar önemliydi onun için." Necdet Sander, kitapla "ngraşmaya" tsviçre'de psikoloji eğitimi gördüğü yıllarda başlamış. tsviçre'de bir kitabevinde cahşırken, kitap ithali için Lübnan'a gitmiş. Ancak l.übnan'dan çıkışına altı ay izin verilmediğı için ilk işinde başansızlıkla tanışmış. lstanbul'a döndükten sonra Beyoglu'ndaki tstanbul Kitap Sarayı'nda çalışmaya başlamış. Kitabevinin Zeyyad Ebuziya'ya satılması, Sander Kitabevi'nin doguşunu hızlandırmış. Alegra Mitrani'nin, Necdet San tstanbullular Sander'e uğrayamayacak artık Prehistorik dönem kahntıları GAZİANTEP (AA) Nizip Uçesi civarında yüzey araştırması yapan Fransız araştırmacı Dr. Anjela Minloni de Roche'un araştırmalan sırasmda prehistorik döneme ait çakmak taşı, balta ve benzeri eserler bulundu. Kilis Uçesi Oylumhöyük 'te yapılan kazıda da M.ö. 20003000 yıllan arasındaki eski Babil dönemine ait bir mezarhk alanı ve bu mezarlarda 113 adet ölü hediyesi olarak kullanılan eşya ortaya çıkarıldı. 10.25 Pazar Sineması: Kırmıa Şimşek lyman D. Dayton'm yaptığı fılmde, WUIiams Vordan Katryn Canon rol ahyorUtr. John arabastyla evine gelirken evden kaçan zenci çocuk Billi ile karşıkfir. John'un kansı öimti}, tek başına yaşamaktadır. Bill'i alıp eve getirir. Onu kendi çocuğu gibi yetiştirmeye başlar. Sonunda Billı OstOn gayntlleriyle kasabada çok sevilen bir çocuk ohır. 12.10 Pazar Konseri 13.00 Batı HiUyası Fremont, divanı harpte yargüanır ve ontudan ihruç edüir. Bafkan bu karan ya bozacak ya da onaylayacakhr. Jessie her an Fremontiın yanındadır, ona destek olmayı sürdurOr. Fnmonl, yeni bir keştf seferine çıkmayı planlamakladır. Ama Carson, başka bir i} bulduğundan rthberiiği kabul etmez Onun yeraıe WUUams ıthber olur. Kotü kif fartlannda yokuaığa çtkan Fnmonl ve ekibini zor günler beklemektedir. Sander Kitabevi 1950'li yıllann sonuna doğru kurulmuş. O dönemlerde Sander'de sadece ithal edilen kitaplar bulunuyormus. Kitabevinin yanı sıra yayınevi kurma planian, Necdet Sander'i daha büyük bir yer arayışına yöneltmiş ve 1969 yılında Osmanbey'deki Sander Kitabevi açılmış. der'den ilk batırladıklan Sander'in 'calışma tutkusu': "Her sabah 07 ile 08.00 arası işe gelen Necdet Bey, aksam saat 20.00'ye kadar çalçırdı. Işiyle özel yaşantıanı birbirinden aytrmak hemen hemen imkânsızdı. Yalnız yaşıyordu. Hafta sonlannın birkaç saatini ilk evlfliginden olan çocuklanna ayınrdı. Geri kalan vaktini ise bizlerie, bizim dostlanmızla geçirirdi. Eiinde olsa dâkkâna bir yatak alıp orada yatacaktı. Çalışanlarm 'acemilik suresine' Uhammülü yoktn. Her şey her zaman iyi olmabydı. bgimizin kitap dışında başka bir alana kaymasuıdaa hemen rahat •ECOET SANDER Necdet Sander kitapla "uğraşmaya" isviçre'de psikoloji eğitimi gördüğü yıllarda başlamış. az ohırdu. Birryle tdefonla konuşsak ya da dükkana bir tanıdıgunız geJse hemen yiızunun şekli değişirdi. Her insan gibi Necdet Sander'in de tutkulan ve neıretleri vardı. Örnegin her giin aynı lokantada ve aynı masada yemek yemek gibi... Her giin ögle yemeklerini yemek için Osmanbey'deki Çiftnal Restaurant'a giderdi. Ve yine her giin kendisi için aynlan aynı masaya otururdu." Hayat Hastanesi'nde ameliyat olduğu dönerae ait bir anı var ki, onu yakından tanıyan herkes bilir. Necdet Sander, ameliyat olmak için Hayat Hastanesi'ne yatar. Kendisine bakması için güzel, hoş, bakımlı bir hemşire tutulur. Bir hafta sonra Necdet Bey'e hemşire ücretiyle gelen fatura oldukça kabanktır. Necdet Sander, faturaya bakar, "Şu besaplan bir daha kontrol etseniz" der. "Bu tşte bir januşlık oldugo kesin. Ben bu bayan bemşiırye ctimi bile surroedim." Artık ne Sander Kitabevi ne de Necdet Sander var. Bundan sonra Tünel çıkışı ABC Kitabevi'nden, Hachette'den ve Alman Kitabevi'nden geçerek Sander'de soluklanma dan Taksim'e gidilecek. İş Bankası büyük ödülleri ANKARA (AA) tş Bankası'nın geleneksel "Büyük ÖdüV'lerini kazananlar belirlendl Tarık Dursun K. öykü, Nevzat Çakır fotoğraf, Dr. Aydm Yüksel de sanat tarihi dalmda ödül kazandı Öykü dalmda Tarık Dursun K. "Ömrum Ömrüm", sanat tarihi dalmda da Dr. Aydm Yüksel "2. BeyazıtYavuz Selim Devri Mimarı Eserleri ve Türk Mimarisi'nin Gelişmesi" adlı yapıtlanyla ödüle değer görüldü. Dursun K., Çakır ve Yüksel'e 5'er milyon liralık para ödülünün yanı sıra, "Türkiye tş Bankası Büyük ödül Simgesi" ve "Türkiye İş Bankası Büyük ödül Onur belgesi" verilecek. 13.45 14.00 14.10 16.20 Haberler Müzik Spor Magazin TV'de Sinema: Alkatraz'dan Kaçış Donalt Siegel'm yaptığt fiimde Clını Easwood, Pmrick McGoohan, Roberts Blossom rol altyorlar. Filmin konusu kısaca fuyle: Her suçlunun birer kifilik hücrelerde banndığı ve çok sıkı önlemler alnnda korunduğu Alkattaz, San Francısco'ya 2 km. kadar uıakta kayalık bir adoda ınfa edılmış bir kapisnanedır. Fakat Moms. birçok hapishaneden kaçmaya tejebbüs ettiğı ifin Alkatraz'a getinlmiftir. Alkatraz'dan hıf kimsenin kaçmayı bafaramadığı bir gerçektir, oysa Monis kaçmaya kaıurtıdır. 18.10 Haberler 18.15 19.35 20.00 21.00 Sttidyo Pazar Atatürk'ün Ankara'ya gelişi Haberler ve Hava Durumu Yeniden Dogmak ~ Müzeleıimizin sorunuçok Bulgar \filis Kuvvetleri, partinin yeni ktrarlannı uygulamaya başlayuıca, Türkler amitsiz şekilde karşı koymaya çalışırtar Bulgar kuvvetleri Tarklere lanklarla hucıun eder. TOrkler ıstmlerini değiftirmemek içın ormanlara kaçarlar. Bu arada Türklenz, Osmanlılar zamanmda kendHennin zorla MOsiüman edılmiş Bulgartar olduklart telkm edılmekıe ve dinlerim ve Allahlarım rnkâr etmeleri istenmektedir. YusuJ, bir lank hacumunda. bir TOrk kızmı Oiumden kurtardıktan sonra ne pahasına olursa olsun kaçmaya karar verir. 22.05 Askerier Bu bölumde gerek cepfıane, gerek gıda olarak savaşan askerlerin nasıl âesteklendiği anlatıhyor. 23.05 Spor 00.05 Haber Dosyası Kapanış ÎKİNCtKANAL 13.58 Açılış Haberler 14.10 tşte Pazar Bizim insanımız "Çetin Çeki Neşe Erberk", Bizim çocuklar, Aramızda Kalsın "Ali Poyrazoğlu", Çtzgtfilm "Sylvester". M'mi çizgi filmler, Gıannes nekorlan, Ne I anlatıyor ve Şeref kürsusu adlı yanşma. lllllll "Hiç kendi müzemizi yaptık mı, cumhuriyet dönemine ait bir tek müze binası var mı? Müze, müze olarak doğmalıdır, müzelerin koruma ve sergileme dışında başka amaçlan da olmalıdır." Bu sözler, bir süre önce Yıldız Üniversitesi'nde düzenlenen "Güzel Sanatlar Müzeleri ve Müzecilik" açıkoturumunda konuşan Yüksek Mimar Cengiz Bektaş ve Resim Heykel Müzesi Müdürü Prof. Belkıs Mutlu tarafından dile getirildi. LALE FtLOĞLU "Hiç kendi müzemizi yaptık mı? Cumhuriyet dönemine ait tek bir müze binası var mı?", "Müze, müze olarak doğmalıdır, müzelerin koruma ve sergileme dışında başka amaçlan da olmalıdır...", "Sornn sadece estetik kaygı, dış göriıniiş değil. Akademik personel, egitim, biUmsel yayınlar. kitaphk... tdeal bir binaya kavuşmak bana çok uzak geliyor ne yazık ki. Yeni müze binalannın yapdmasına gelince, ülkemizde Osman Hamdi'den bu yana yeni müze binası inşa edilmedi. Yani tam yuz yıldır..." Bu sözler, bir süre önce Yıldız Üniversitesi'nde düzenlenen "Güzel Sanatlar Müzeleri ve Müzecilik" açıkoturumunda konuşan Yük. Mimar Cengiz Bektaş, Prof. Dr. Nezih FJdem ve Resim Heykel Müzesi Müdürü Prof. Bdkıs Mutlu tarafından dile getirildi. Sorun sadece ülkemizde tek bir modem sanat müzesinin dahi bulunrnayışı değildi. Mevcut müzelerin durumu da ne yazık ki içler acısıydı. Bir arkeoloji müzesinin dörtte üçü personelsizlikten kapalı tutuluyordu. Bir resim heykel muzesinde yetersiz ışıklandırma yüzünden tablolann her birini yerinden çıkanıp pencereden gelen ışığa doğru tutmanız gerekiyordu. Eğer resimleri, heykelleri tanıtan bir müze görevlisiyle görüşmek istiyorsanız bu da olanaksızdı. Çünkü bina içinde hademelerden başkasım bulmak pek mümkün olmuyordu. Akademik personelin olmayışı nedeniyle 100 yılhk, 1000 yıllık yapıtlar, çaresiz, hademelere taşıttınlıyor ve onlar tarafından korunuyordu. Tabii korunabildiği kadar! Türk rnüzeeilığinde bütün bu sorunlar yoğun bir şekilde yaşarurken, insanın bir LouvTe ya da British Museum'u düşünmesi nasıl bir duygu uyandınyordu? Cengiz Bektaş böyle bir karşılaştırma yapıldığında "efendi esir Uişkisi"ni hissettiğini belirtiyordu. Dünya standartlanna göre 40 bin kisiye bir müze düşüyordu. Ülkemizde ise 400 bin kişiye karşüık bir müze bulunuyordu. Bakan Mesut Ydmaz'uı (Kültür ve Turizm Bakanı'yken) geçenlerde belirttiği gibi, Ulkemizdeki müze sayısı 139'a çıktı. Bir yıl içinde Osman Hamdi Bey Müzesi, Mozaik Müzesi ya da Ordu Paşaoglu Konagı'nın açılması ne yazık ki mevcut müzelerin sorunlannda bir eksiltme yaratmıyor. Hâlâ eserler müzelerde nemden çüriıyor, salonlar yetersiz aydınlatıldığmdan tablonun kime ait olduğu seçilemiyor, hâlâ Kerime Salahor'un büstu kaloriferin önünde, Resim Heykel Müzesi'nin yaratıcılanndan Halil Dikmen'in bustü ise naylon korumasında bütün ihtisamıyla parlayan yangın söndürücüyle yan yana sergileniyor. AKM'yi Evren açacak ANKARA (ANKA) Ankara Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 68'inci yıldönümü olan 27 aralık pazar günü Cumhurbaskam Kenan Evren tarafından açılacak. 29 Ekim 1981 tarihinde Cumhurbaskam Kenan Evren tarafından temeli atılan AKM, 6 milyar 710 milyon liraya mal oldu. 81 bin 420 metre karelik alan üzerine kurulan AKM'nin içinde müze, kütüphane, konser, kongre, opera, bale salonlarmın yanı sıra, genel hizmet üniteleri de bulunuyor. 17.00 Dizi: Bitmeyen Görev Vktona Baines, bafanlı bir is kadmıdır. Oğlu Ronald'm aklı bttşında efendi bir çocuk olduğunu sanmaktadır. Ancak Ronaid, pakopat bir uyufturucu tacirimn eiinde, artutdaşlanm zefıiriemekle mefguldOr. ETBjSb HtZMET Yetersiz ışık, personelsiziik, resimleri, heykelleri tanıtan muze göreviisinin olmayışı Türk muzeciliğinin yoğun yaşadıâı sorunlar. Ceng'ız Bektaş "Louvre ya da BritJsh Museum'u düşünunce efendiesir ilişkisini hissediyorum" diyor. 17.45 Hayvanlar Âlemi lngiltere'de yaşayan keiebekltr, Fransa'da yaşayan geyikkr, ağaç sansarian, janetler anlattliyor. Teleshow yıldızı binbir surat Atilla Arcan'la makyajh röportaj Sanatçı bir aileden gelen Atilla Arcan fılm ve tiyatro çalışmaları dışında yağlı boya resim, mobilyacılık gibi yan uğraşlara da sahip. Beş Basamak Tiyatrosu'nda profesyonel olan Arcan, aynı zamanda gazetemiz çizerlerinden Kemal Gökhan'ın da ağabeyi. MERT ALİ BAŞAR1R "Çok çeşitli insan tipleri yamnda bir o kadar da gulme çeşidi vardır. Kimisi do diezden giıler, kimisi de la minördtn. Kadınlar daha çok 'tavuk gıdaklaması' gibi gnlüyor. Hafıf göbekli be\ler de sanki 'testere ile bir şey kesiliyormuş' gibi... Bazılannın guluşu 'bomba atılışına benzer', cıkoğı anda bir patlar, gidip uzakta bir noktaya varana kadar sessizle^ir, sonra yeniden çıkar. Bazı erkekler 'sarj dinamosu bozulmuş, tekleyen motor gibi' gülerler. Adamcagu on bir ay çalışmış, bir ay tatil yapacak, tam seyahate çıkacaklan anda kayınvalidesi ile karşılaşıyor. Onanki de 'acılı lahmacun gülüşü\ Son olarak bir de 'dövüne dövüne gülenler' var ki bunlar sonunda bayılırlar." Bu gülme çeşitleri ve taklitleri şovmen Atilla Arcan'ın gazino skeçlerinden biri. Sanatçı bir aileden gelen Atilla Arcan film ve tiyatro çalışmalan dışında yağlıboya resim, mobilyactlık gibi yan uğraşlara sahip. Aynı zamanda karakuşak ikinci dandan karateci. Çocukluğunda 35 mmtlik film oynatıcılığı da yapan sanatçı Beş Basamak Tiyatrosu'nda profesyonel olmuş. Atilla Arcan aynı zamanda gazetemizin sevilen çizerlerinden arkadaşımız Kemal Gökhan'ın da ağabeyi. Çalıştığı gazinodaki kulis odasında yaptığımız "makyajh röportajda", "Gazino benim içta bir laboratu>ar çalışması" diyen Birbirsurat Atilla Arcan televizyonun "TeleShow" programında çeşitli tiplemeler yapılıyor. Atilla Bey, sizin Türkiye'den önce lngiltere, Almanya, Kanada ve Amerika'da şovmenlik deneyimleriniz olmuş. anlatır mısınız? ARCAN: 74 senesinde ilk defa Loadra'ya gittim. "Findhorn" adlı sinema ve şov okulunda iki sene özel ders aldım. Okul paralı otmasma rağmen girişte tiyatral kabiliyet, jest ve mimiklerin sağlamlığı dışında şovun ne olduğunu bilmek gerekli. Derslerde sahne üze'rinde dikkat edilecek noktalan, sahneye nasıl başlanacağını ve ritmi öğretiyorlar. Misafir olarak o zaman vefat etmemişti Henry Fonda gelip "jest ve mimikle ilgili bir söyleşi" yapmıştı. lngiltere'de Mediterranean adlı gece kulübünde parasal açıdan okula devam edebilmek için çalıştım. Sonra "Pour MBlionaire" adlı gazinoda müdüTİük yapüm. New York'ta Türklerle ilgili toplantılarda çalıştım. Almanya'ya geçerek TürkAlman müşterek lokaüerde şovmenliği pekiştirdim. Oralarda şov olarak neler yapünız? ARCAN Pandornim ağırhklı diyebilirim. Zaten şovun kökeninde pandomim var. Fakat gösteriyi dansla şarkıyla ve esprilerle süslemek gerekiyor. Mimik ve jest pandomimden geldiği için bunİann birleşimi şovu meydana getiriyor. "Yanlış anlajılmasm" ama Almanlar Türkler kadar zeki değil. Bu bakımdan esprileri anlayabilmeleri için mümkün olduğu kadar abartmak gerekiyor. Tiirk milleti daha ince espriyi daha kolay alabUiyor. Bu, ekonomik koşulların etkisi mi, harpçi bir millet olmamız mı, harpten çıktığımız için mi, bilemiyorum? Bu yurtdışı çahşmalannızdan sonra ber ulusa göre değisen mizab anlayışlannı aktarmak size zor gelmez berhalde? Nasıl ki aşk, savaş, banş, kadın konulannda her ulus farklı bir göriişe sahip, tabii aynı olay giüdiirii için de söz konusu. ARCAN Tabii çok farklı. Bütün dünya memleketlerinde kuzeye doğru gittikçe espri daha inceliyor ve espri çok daha fazla güçleniyor. Güneye doğru gidildiğinde ise sıcağın etkisi herhalde bu hüzne dönüşüyor. Ingilizin anlattığı fıkra "tskoçun biri" diye başlar, bizde de "Lann biri" diye. Amerika'run kuzey tarafı da espriye çok müsait. Almanya'da Hamburg ve Hannover gibi yerlerde espri kuvvetli. Almanların gülduğü şeyi söylesem önce sinirleriniz bozulabilir. Almanın biri anlatu, buna asağı yukarı on beş dakika tepindi gülmekten: "lskelet doktora gitmiş, doktor, 'çok geç' deauş." Bize göre bu şımdı sizin yaptığınız gibi ha 18.30 TV'de Sinema: Nairobi Macerası Yönetmenliğini Marvın J. Cohmsky'nin yaptığı fılmde, Charlton Heston, John Savage, Maud Adams rol ahyoriar. Filmin konusu kısaca fOyle: Karısını terk etmif ve oğlu tara/mdan sevilmeytn bir rthbenn, yeniden âşık olduğu genç bir kızla ilifkileri ve oğlu ile sunoşmelcri anlatıhyor. Kuzeye gidildikçe espıi inceliyor fıf bir tebessümlük bir olay. Bir de ekonominin getirmiş olduğu yann korkusunun olmayışı da espri üzerinde etkili. Amerikalı, en ufak bir şeye gülebiliyor. Halkunız rnanası çok yüksek olan esprilere gülüyor. Bunun yanı sıra bir Amerikalı bir tngiliz, bir Alman gayet kaba bir şekilde "çok saçmı", "hiç de komik değil" diyebiliyor. Bizde beğenmeseler de "güzel" dıyorlar. Hatta "hatur için" tebessüm bile ediyorlar. Siz "görüntü komiğini" srviyorsunuz, biraz da Binbirsnrat Atilla Arcan esprisi ve tiplemeleriniz üzerine konuşalım. ARCAN Ben sanatçının bütün tiplere kendisini uydurması düşüncesindeyim. Binbirsurat'ı benimseyişim de bundandır. Bugüne kadar hep "söz komiği" yapddı; bu, çok eskilerde kalmıştır. Yeni devlet olmuş bir ülkede önce söz komedisi başlar. Giderek söz azalır, hareket çoğalır. Bu da yerini pandomime bırakır. Şimdiye kadar tespit ettigim 64 tipim var. Sizce "zam" sözcüğü zamanlamadan mı geüyor? ARCAN (kahkaha atıyor) zaaammm... Bence zam, kemerin deliklerinden biri. Son olarak Sayın Arcan, bu zam furyası, sizin gazinoda aldığınız ücrete yansıdı mı? Bir de esprileri zamlı mı yapıyorsunuz? ARCAN Yok hayır, bizimkinde KDV bile yok. Zen Budistlerin batnbu flütü Kültür Servisi Japon geleneksel Shauhachi (Zen Budistlerin bambu flütü) müziği bir konferans ve konserle tstanbul Üniversitesi Tıp'Fakültesi 14 Mart Anfisi'nde tanıtılacak. Birçok hastalığm tedavisinde yararlanılan bu ilginç müzikle ilgili bilgiler, birçoğu doktorlardan oluşan 14 kişilik bir Japon grubu tarafından 28 aralık pazartesi günü saat 10.30 da bir konferans çerçevesinde verilecek, ardından bir konser sunulacak. 20.00 Sazlarla Baş Başa Progrumda kemanda Aydm Oran, piyanoda Ertan Ar&k, Acemaşiran saz semaisi, Sultaru yegSh saî semaisi. Sultanı ye%âh sirta, Karadeniz havası ver alıyor. 20.15 Bizim Ev • YeşU Noel Noel yaklafmiftır. Ev hatkı büyük bir lelaş icindedir. Ancak Molly, Notl'e babaanı alıp götürdüğU için isyan edip boykot eder. 21.00 Spor 21.30 Haberler 22.12 Orhan Boran'la Pazar Geceleri Programda, yabancı kaynakh müzik, sohbet ve şarkuanyla EJa Altın, Erdem Alkın, Enıs Fosforoğlu'nun, "Yoksa tzahı, tfte Mizahı" adlı sktci ve d'tzifilm "Alaca Karanlık Kufağt" yer alıyor. 23.45 HaberierKapamş İÜ Devlet Konservatuvarı Kültür Servisi tstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın etkinlikleri ' pazartesi günü saat 20.00 'de Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde, Çağdaş Bale Toplulugu 'nun sunacağı "Giselle" adlı bale ile devam ediyor. 6 ocakta saat 15.30'da ise Türk Müziği tcra Heyeti, İÜ Devlet Konsertuvan 'nın etkinlikleri kapsamında bir konser verecek. "Eski Bir Fotoğrafın Anısına" adlı bale gösterisi ise 8 ocakta saat 17.00'de Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryum 'unda sunulacak. RADYO T R T 105.M .Vıbş, program ve kısa haberler. KM Ezgi kervını. 05J0 Sabah Şarküan. 06.00 Koye baberler. 06.10 Günaydn. 07J0 Haberler. 07.40 BOlgesel >^>ın. 09.00 Kua baberler. 09.05 Çocuk saati. 10.0* Kısa haberler 10.05 Tati] sabahı İ U S Radyo üyatrosu. USS Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik. 1350 Bölgesel yayıo ve reklamlar. 15.0» Kısa baberler. 15.05 Berabeı ve solo şarkılar. 15J0 Hafıf mOzik. 1&00 Kısa haberler. 16JS TttrkOler geçidi. 16J5 Hafıf müzik. 17.05 Ocak Başı 17^5 Bölgesel yaym. UJS5 Reklamlar. 19.M Haberler. 19J0 Yurttan sesler. 20.00 Çeşitli mOzik. MM Solistler geçidi 21.00 Kısa haberler. 21.05 Film melodilen. 21J0 Spor dergisi. 12.00 Küçdk konser. 2X30 TOrkOler ve oyun havalan. 23j00 Haberler. 23.15 Pazar gecesi. 0055 COnun haberlerinden özeıler. 01Jİ0 Program ve kapanıs. 0US05JW Gece yayuu. T R T I I 07.00 Açıhî ve program. V7M Solistlerden seçmekr. »736 Haberler. «7.46 TOrkOkr ve oyun havalan. MJM tki jolistten sarblar. M J 0 Sabah konseri. 09.00 Beraber ve solo turkuler. 0*J0 Solisüer geçidi. M.M Turknler. 10JO Tasav^uf musikisi ve saz eserleri. 11.00 ÇocuUarla basba&a. 11.45 Şarküar. 12.00 Pazar neşesı. 134» Haberler. 13.15 Hafif muzik. 15J0 Keman sololan. 14J0 AtatOrk'On Ankara'ya gelişi özel programı. 14.15 HaRf mOzık. 14J0 Turkülerden bir demet. İSJ» Tttrkçe sozlü hafif muzik. 15J0 Solistler geçidi. 16.00 Her plafcn bir hikâyesi var. 14.45 Türküler. 17.00 Klasik TOrk musikisi erkekler korosu. 17J0 Çesitli mOzik. 18.00 Yur"an sesler kadınlar topluhığu. 1SJ0 tsfahan fask. 19.00 Haberler 19JÛ TUrkçe sözlü hafıf mıizık. 19.45 Şarkılar. 24.00 Tttrkuler ve o>an havalan. 20J0 Radyo üyatrosu. 2139 Ankara radyosu çoksesli korosu. 2145 Yurttan sesler erkekler toplulugu. 22.15 Şarkılar. 22J0 Bir roman/bir yazardan bikâyeler. 2245 Hafif müzik. 2340 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23.40 Hafıf müzik. 23.55 Pazar konseri. 00.55 Program ve kapanıs. T R T I I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Hafif müzik. 97 JO Sabah konseri. 08.00 Sabah için muzüc. «9.00 Haberler. 09.15 Her pazar. 11X0 Bir Besteci. 11J0 Yıllann aranndan. 1X00 Haberler. 12.15 MOzik posıası. 13J0 tki soUsnen şarkılar. 14.00 Pazardan pazara. 15.00 Caz ve pop dünvasından. 16.00 Muzik panoraması 16J0 Opera ve opemlerden seçmeler. 17J» Haberler. 17.15 Hafıf müzik. 17J0 Türküler geçidi. 1840 Teleskop. 19.00 Haberler. 19.15 Hafif müzik. 1945 Ankara radyosu çoksesli korosu. MM Muzik paleti. 21JM Müzik ckspresi. 22JM Haberler. 22.15 Gecenin getirdıkleri. 23.00 15. tstanbul Festivalinden. 24.00 Gece ve MOzik. 01M Program ve kapanış. Sanatsal Baskılar Sergisi Kültür Servisi Osmanbey Kayaalp Sanat Galerisi'nde açılan "Sanatsal Baskılar Sergisi" ay sonuna kadar sürecek. Gravür, litografı ve serigrafi tekniğiyle yapılmış 82 yapıtla sergiye katılan sanatçılar arasında Fuat Acaroğlu, Mustafa Ata, Sabri Berkel, Gül Derman, Devrim Erbil, Ergin tnan, Mehmet Güleryüz, Balkan N. tslimyeli, Asım tşler, S. Saim Tekcan, Berna Türemen, Şenol Yorozlu da var. BUUVtACA ~ SOLDAN SACA: 1/ Her yanı görmeye elverişli, carrüı çatı katı ya da taraça. 2/ Sidik asidi tuzu... Roraa mitolojisinde aşk tanrıçası. 3/ Bir içki... Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ. 4/ Bir görevin yürütUlebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü. 5/ Işe yaramaz, kötü. 6/ K\ızeybatı Kafkasya'da yaşayan bir halk... Su. 7/ Gelenek... Renkli televizyon sistemlerinden biri. 8/ Deride sinirler boyıınca birtakım ağnh fıskelerin dökülmesiyle beliren bir hastalık... Yapı. 9/ "Anaslas mum satsana" örne|inde olduğu gibi, tersinden okununca da aynı anlamı /eren sözcük ya da tümce. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kuş yavrusu... Uye. 2/ Gdzün, rengini veren tabakası... Boyalann eritilmesinde ve inceltilmesinde kullanılan organik sıvı. 3/ tşyeri olarak kullanılan birkaç katlı yapı... Kastamonu'nun bir Uçesi. 4/ Bir hayvan... Kolayca aldaülabilen. 5/ Etek ucuna dogru genişleyen giysi. 6/ tnsanın yaradıhş özelliği... Berkelyum elementinin simgesi. 7/ Amirler... Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çcviren aygıt. 8/ Cekete benzer bir giysi... Halk edebiyatı nazım şekillerinden biri. 9/ Egreti raal... Burun ucu. ARCAN VE TİPIER "Ben sanatçının bütün tiplere tendisini uydurması düşüncesindeyim" diyen Arcan, kendisini Zekj Muren'e (solda), Emel Sayın'a (ortada), bir Arap şeyhine (sağda) ve nihayet arkadaşımız Mert Ali Başanr'a da uydurdu (altta). (FatoinfUr MHhanan  ORDUDA MUZIR itoü "Açaç geceleri". Askerlerin bu adı verdikleri gecelerin ortak özelliği. sahnede göbek atan dansozun sonunda çırılçıplak hale gelmesi. Muzır Kurulu milyarlarca liralık cezalar yağdırırken. askerlerin "açaç"a gitmeleri öğütleniyor. ^ Nabi Yağcı: 'Sosyalist Partı karşıya alınmamalı" • H a l i l Tunç: "Genel grev gerekli" ^ Çekoslovakya: Yarım yamalak Glasnost • Sovyet basınr. •Afgan genilalan düzenli ordu" • Fuat Saka ile soyleşi. • Doğu Perinçek Elvedâ" fılminden hareketle sosyalızmL tartısıyor •Cemal Süreya'nın kalemınden Mehmet Yazar , •İŞKENCE TEZGAHINDAN GEÇTİLER. ŞİMDİ MECLİS KÜRSÜSÜNDELER: 16 MİLLETVEKİLİ ANLATIYOR •ÇANKAYAHÜKÜMET ÇELİŞKISİ: EVREN VE ÖZAL BERABER GİBİ GÖZÜKSELER DE AYRIUKLAR DERİNLEŞİYOR. • ÖZAL ALDIĞIALTINLARIN PARASINIÖDEMEDİ: ELAZIĞLIKUYUMCULAR ALACAKLARINIİSTİYORLAR. • SHERATON'DAN KASIMPAŞA SALONLARINA. DISCORİUM'DAN ÇIÇEK PASAJINA: EĞLENMESİNİ BİLIYOR MUYUZ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle