25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Salubı. Cumhurıyet Maıbaacılık ve Gazctccıiık Turk Anonım Şııkeu adma Nadir Nidi • Cenel Yayin Muduru Htsm Crmıl, Muessese Müdüru: Emine l'şıkbgil. Yazı tşlerı Müduru: Ok«> Gonensin, 9 Habcr Merkezı Muduru Yalçıa Bayer, Sayfa Duzenı Yönetmenı. Ali Acar, 0 Temsılaler ASKARAYalçıo Dofa». İZMİR: Hikm«l Çetinka>a, ADANA Celal Basiıngif. TAKVİM 21 ARALIK 1987 Imsak: 5.45 Güneş: 7.17 htanbul Haberlen Erhan Akjıldu, Dış Habeıler. Ergun Batct, Ekonomı Osman Ulagay, Kuitur Cclal L'sler, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucılman, Duzelıme Refik Durbaş, BılimEğinm: Şahin Alpa>, IşSendıka: Şukran Ketenci. Yurı Haberlen: NccdM Dofan, Dızi Yazılar: Kerem Çah>kan, Bursa Lcvtnl Gcnctlli, # Koordınaıor Ahmrl Konılsa», • Malı tşler: Erol Erkul, # Reklam. A>ş« Tonın. Ek Ya>ın!ar Hulja Ak>ol 9 Idare Hus«>in Gyrer. tşletmc Ondtr Çelik, Bilgilşlenr N»il Inml. ögle: 12.06 Ikindi: 14.25 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.12 fiasan ve Kayon Cumhunyn MMbaacılık vc Gaatecüık T A Ş Turk Ocafc Cad 39/41 Caialo{hı 34334 Isı PK 246İManbul Tel 312 05 05 (20 hat), Telex 22246 F u . (1) 526 60 72 # Burotar Aakan: Zı>a Gokalp Bl> InkılapS No 19/4. Td. 133 11 4147. Tdex: 42544 Faı: (4) 133 82 64 % lımir: H Zıyı BK 1352 S 2/3, Td 13 12 30, Tdıx 52359 Fax: (51) 13 12 30 • Aduu: Inonu Cad 119 S No I K a ı l . T d 114550119731. Tdex. 362155. Fax: (711)32>036 Doktorlar^ geceleri morgUı göz arıyor Göz Bankası'nda 1965'ten bu yana yapılan 2 bin dolayındaki göz ameliyatınm yalnızca 5 tanesi bağışlanan gözlerle gerçekleştirildi. Göz Bankası Başhekimi Prof. Abadan, kişinin ya da yakınınm "Gözüm alınmasın"şeklinde beyanı yoksa,gözü alma yetkileri bulunduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Bir insanın öldükten sonra da dünyaya bakrr.asım sağlayan ve gözleri görmeyen bir başka hastayı ışığa kavuşturan göz nakli ameüyatlan, morglardan gizlîce alınan gözlerle yapılıyor. Gözun kornea tabakannın ölümden sonra alınması, bir yasayla serbest bıraküdığı halde, hastanelerde bu iş için "klmsenin bninıunadıgr geceyansuıdan sonrası bekleniyor. Morga gizlice girerek; ölülerin gözlerini alan bir doktor, "Organ alınması konusundaki en saglıklı çözâm, morglann doktoriara »çdması" diyor. Göz nakli ameliyatiarau Turkiytfde Uk kez nıtin hale getiren Göz Bankası'nda 1965'ten bu yana yapılan 2 bin dolayındaki göz ameli><atırun yalnızca be; tanesi, bağışlanan gözlerle gerçekleştirildi. Gözunün yeniden ya da daha iyi görebilmesi için göz nakli ameliyatı kuynığuna giren yüzlerce kişi, morglardaki ölülerin gözlerini bekliyor. Ancak her ölünün gözü, bu kişilerin yeniden ışığa kavuşması umuduna yanıt vermiyor. Gözleri sağlam olsa bile, öldükten sonra göz kapaklan kapatılmayan kişilerin gözleri nakil ameliyatlannda kullanılamıyor. Hastanelerinde gerçekleştirilen amelıyatlarda kullanılan gözlerin nereden bulunduğu konusunda Cumhuriyet 'e bilgi veren Göz Bankası Başhekimi Prof. Sebahat Abadan, I979"da çıkanlan bir yasa ile kişinin ölümünü izleyen 12 saat içinde göz0nün korneasının alınabildığmi söyledi. Kişinin veya yakınlarının, "B«ıdıo gözum annmasn" biçiminde aksi bir beyanı olmaması durumunda, gözünü alma yetkileri bulunduğuna dikkat çeken Abadan, "Habersiz goz alma diye bir şey soz konusu degil, ı halk bunu bilmJyor" dedı. Türkiye'nin Müslüman bir ülke olması nedenıyle, "Ölülerin gozunun alınmaa işJeminin" sessiz sedasız yapıldığını vurgulayan Abadan, "Daha dognısu, mevtanın yakınlannı uyandırmadan almaya çalışıyoruz. Yaptıgımız hırsızlık filan değıl" diye konuştu. ölünün gözunun alınabilmesi için geç saatlerin beklenmesi nedeniyle yeterince komea bulunamadığuu belirten Abadan, şunları söyledi: "Her gden oKiyu nereden buiacakcınız? Bu kadar bolluk nerede? Cesel bize gelmiyor. biz peşinden koşuyoruz. Morg burada degil ki. öliıler geüyor, gküyor. Her gun kontrol ediyoruz, morgta öiii var mı, yok mu diye. Biz tbni Sina HasUnesi'nin morguna bakrTonız. O da S«manıı da. Varsa 61ö, göziı alınmaya çalıçılıyor. Her göz de ahnmıyor. Kome•nın seffaf olması gerek. Şimdi halk pek önem vermiyor, ama eskiden ölünÜD çenesi bağlanır, göz kapaklan kapamrdı. Şimdi gozleri açık kahyor, açık kalaa goz hiçbir zamuı işe ymramaz." Göz nakli ameliyatlannda en buyük sıkıntının kornea bulmak olduğunu vurgulayan Abadan, "Her cesedin gözunun komeası almmıyor. Belki Hacı Bayram Camisi'nde meftalar çok oluyor. ama onlar muhtelif yerierden getiyor. Muhtelif \erierden gdenleri almamıza olanak yok. Ancak baglı olduğumuz morgtan alıyonız. Sonra gelen cenazeler, yıkanıyor, gidiyor. Sizin haberiniz yok. Olsa da zaten milletin içinde almıyoruz. Geneilikk sabaha doğru veya akşam saallerini bekliyonız. Kimsenin olmadıgı, el ayak çekildigi zaraan gidiyoruz. Gondüz alınmıyor, gunUtü, kavga çıkanyorlar. Ondan sonra mahkemeye veririer" diye konuştu. Abadan, morga gelen bir ölünün gözlerinin nasıl alındığjru ise şöyle anlartı: "Nöbelçi olan asistan arkadaşlar gidiyoriar veya telefonla soruyorlar, 'Var mı yok mu' diye. Oldugu takdirde gidip balayoriar. Her gün, her saat cenaze gelmiyor ki. Çok kişi bekliyor sırada. Bundan 34 yıl öncesine kadar, bir gozu sağlam dahi olsa, diger gozu anzalı olan hastalara da goz nakli yapıyorduk. Ama bir gozu sağlam olanlan bırakmak zonında kaldık. ArOk, ya iki gozu anzalı, çok az görmesi olan, ya da bir gözü olraayıp, diger gozunun ameliyat sonucu gorme umudu otanlara yapıyornz. Bu şekilde yaklasık 600700 kişi bekliyor. Bir gozu saglam olaniar ise 2 bini geçiyor." Kişinin göz bağışı yapmasının pratikte yeterli olroadıgını bildiren Abadan, yakınlarının da bunu onaylaması ve kişinin ölumünden sonra, bunu kendilerine bildirmelen gerektiğini söyledi. Ölümün yarattığı a a ortamda kimsenin aklına bunun gdmediğim belirten Abadan, "Bizim istedtgimiz, mevtanın gozuoü almak istedigimizde, yakınlarıaın karşı çıkmaması" dedi. Morglarda ölülerin gözlerini alan doktorlar, yaptıkları işi, "Sevimsiz, aacak kaçınılmaz" olarak değerlendiriyorlar Bir göz doktoru, konuyla ilgili olarak, şunlan söyledi: "Sabah, hastalar sizin göziinüze bakıyor, 'Bu gece de benim yaşamımı kurtar' diyerek. Bu çok buyük bir psfltolojik etken, eger siz morgları Ukip edip, o hasta için bir goz bulamazsanız, daha sonraki yaşamı karanlıkta katacak." ölüleraen genellikle gözttn tamamı alınmıyor. Gözfln ön kısmında bulunan kornea tabakasının alındığını belirten doktorlar, "Bnrada öoemli olan acUiyeti olan bir insanın ışıga kavuştamlmasıdır" diye konuşuyorlar. Doktorlar, aynca organ naklinde sadece bağış yapıldığına dair imza verilmesinin yeterli olmadığını, çünkü ölüm anında insanlara ulaşmanın Türkiye şartlannda çok güç olduğunu belirtiyorlar. Türkiye'de organ alınması konusunda en sağlıklı çözümün morglann doktorlara açılması olduğu doktorlarca ifade edıliyor. E Almanya'nın Krupp şirketinde çalışan işçilerin eylerru yeniyıl tatiline girdi Çelik işçilerinin toplu duası ENİS BERBEROĞLU YunanistarCda eşcinseller partisi ATİNA(AA) Yunanistan'da eşcinseller, sivasi parti kurdular. Önümüzdeki seçimlere katılarak parlamentoya eşcinsel milletvekili sokmak amacıyla kurulduğu açıklanan "Yunanistan Bağımsız Panseksüel Radikal Partisi"nin kuruluş tuzüğti, Selanik'te duzenlenen bir basın toplantısı Ue gazetecilere tanıtüdı. Toplantıda konuşan parti kuruculanndan Haralambos Tamucidis, diğer adıyla "Aloma", eşcinseller partisinin seçimlerde sadece Atina'da 56 bin oy alacağını iddia ederek bütün şehirlerde aday göstereceklerini söyledi. İşveren eğer sendika ile 15 aralıkta varılan anlaşmayı uygulamaya koyarsa, tesisin 6 bin işçisinden 2 binine yol görtlnecek. Yaşları 55'in üzerinde olan 500 dolayındaki işçi erken emekliye aynlacak. Rheinhausen'den Türk manzaralan Rheinhausen çelik üretim tesisleri kapatılırsa, burada çalışan 637 Turk işçisinin geleceği ne olacak? Bu sonıyu 19 yıllık Krupp Rheinhausen işçisi, 37 yaşındaki 4 çocuk babası Ali Yakar'a yönelttik: "Avmpa'mn 100 yılhk gdenegi olan modera bir çelik teabini kapatmak isteyen isvertn en haflf derinüyle, 'insan kasabıdır! Tesiste çabprtten İş kazas geçlrerek sakat kalan Törider var. 4550 Tssma gdca hafka yerdc is bnlaauryacaklar var. Krapa/u soznne kaaarak, fiıma evi alan, 7580 bin mark borca giren var. Banlar ne olacakî" Tesisten sadece işçi çıkarüması ile yetinilirse, öncdiğin Tttrklere verileceği söylentileri gurbetçilerimizi tedirgin ediyor. Tesisteki Türk işçi temsilcileri, işçi çıkarmadan sonra Rheinhausen'de sadece 150 Türk'ün kalabilecçğini hesaplıyorlar. Hiçbir Alman'ın çahşmak istemediği kömür işleme bölümünün tamamı Türk olan işçilerinin yerleri ise garantıde. Ali \kkar, "Belediye Baskanı Josef Krings Ue konnştam, baaa açıkça «dvkdi, 'En fazla Türkler etkilenecek' dedi" diye konuşuyor. Rheinhausen İşçileri Dayanışma Konrftesi Başkanı Papaz, işçüerle birlikte fabrikada ilahiler söylerken, 19 yıllık Krupp işçisi Ali Yakar, evinde kendi şürlerini banda okuyordu: "^Haıaz patron ba boyle ytriiı süre için tatile" girdiği gün, kendi canlannın derdine duşme eğilimine girdiler. SPD Başkanı VogePin "Tüm Almanya'ya örnek okhınuz" sözleri ile övdüğü, Almanya'nın son 20 yılının en büyük işçi eyleminin son günündeki atmosferi, Kuzey Ren Vestfalya Çalışma Bakanı Heinemann (SPD) "Cumhuriyef'e şöyle değerlendirdi: "En kritik giinler geldi. Ya birlik içinde davranırlar veya berkes kendisi için dövöşmeye başlar ve her şeyin sonu gelir." DUISBURG / RHEINHAUSEN Dar banliyö caddesini aydınlatan binlerce meşaleyi taşıyan işçilerin suratlannda coşkudan çok yorgunluk okunuyor. Üç haftadır süren Rheinhausen çelik işçileri eylemi, önceki geceki yürüyüş ve toplu dua ile "yenfyıl" tatiline girdi. Yeni yıl "Knıppzede" işçilere ne getirecek? tşveren eğer sendika ile 1S aralıkta varılan bir anlaşmayı uygulamaya koyarsa tesisin 6 bin işçisinden 2 binine yol görünecek. Yaşlan 55'in üzerinde olan 500 dolayındaki işçi "erken emeklT'ye aynlacak. 400 ila 500 işçi de "iki yıllık geçici bir sörc" için işsizlik yardınuna muhtaç kalacaklar. Ûstelik bu iki yıhn sonunda soz konusu işçilerin tekrar bir Krupp tesisinde işe alınacakları da garanti edilmiyor. Bin kadar işçinin de "paralı çılaş" uygulamasıyla, tazminat ödenerek işten çıkanlacaklan hesaplanıyor. Krupp yöneticilerine, "İşten çıkanlacaklar nasıl belirienecek?" diye sorduğumuzda.'bilgisayarta' yanıtını alıyonız. Tesisin personel bilgisayan, örneğin son 2 yıl içir.de en fazla devamsızbk yapan işçileri seçecek. Acaba Rheinhausen, 2 bin işçinin feda edilmesi ile kurtarılabilecek mi? Krizin başgösterdiği günden bu yana çelişkili açıklamaları ile dikkati çeken Krupp yöneticüeri, SPD Başkanı HansJochen Vogel ile Alman Sendi Noel Baba banka soydu STOCKHOLM (AA) Bütün dünyada yılbaşı simgesi haline gelen ve "uslu çocuklan" torbasındaki oyuncaklarla ödüllendiren Noel Baba, bu kez torbadan armağan çıkaracağı yerde, bir bankadaki paralan doldurmayı tercih etti. Olay önceki gün Isveç'in Ullared kasabasında meydana geldi. Expressen gazelesinin verdiği habere göre, Noel Baba kılığına giren soyguncu, kendisine sempatiyle bakanlarm gözleri önünde veznedarı tehdit ederek 23.000 dolan torbasma doldurdu. Silah taşıdığı sanılan Noel Baba, daha sonra bankanın önündeki bısikletiyle, birkaç yüz metre öteye park ettiği otomobiline gitti. Soyguncu Noel Baba, hâlâ yakalanamadı. Mt|ALELİ YtaOYİŞ Çelik işçilerinin duzenledikleri toplu dua arasmda ünierce ' : . • ., *.>. pankaröar taşındı.Toplu duaya kablmak isteyen Çalışma Bakanı Nortert Blum, yumurta yağmuruna tutuldu. kalar Birliği (DGB) Başkanı Ernst Breit'in tesisi ziyaret ettikleri gün yeni bir vaatte bulundular. İşveren, Başbakan Kohl'un 22 şubatta toplanmasım öngördüğü kömur ve çelik zirvesine kadar hiçbir girişimde bulunmayacak. Ancak AJman Çelik Işverenleri Sendikası'nın karar mekanizmasında bir diğer toplantı da etkin rol oynayacak. 22 aralıkta toplanacak AT Çelik Komisyonu'nda topluluk içi çelik üretim kotalannın geleceği tartışılacak. Her ne kadar Alman çelik sanayii var olan kota sisteminden yakınıyor ve soz konusu kotalan krize temel neden olarak gösteriyorsa da, Alman çelikçüerin kota uygulaması olmadan ayakta durmalannın çok güç olduğu da biliniyor. AT kotaları hiç değilse Alman pazannı yüksek oranda sübvanse edilmiş, ucuz yabancı çelik akımından koruyor. AT üyesi çelik üreticileri, Almanya'ya bir pazarhk öneriyorlar: "Daha az çelik iiret, ama rekabet giicünü koru..." Daha başka bir deyişle, "Rhein hausen'i kapat, yoksa kotalan kaldınnz." tşte toplu dua sırasmda sayılan 20 bini aşan çelik işçilerinin önceki geceki "meşaleli yüriiyttşü" böyle bir atmosfer içinde yapıldı. Türklerin dönerekmek, ttalyanlann piza sattıklan yürüyüşte, pankartlar taşındı, sloganlar atıldı, hatta toplu duaya katılmak isteyen Federal Çalışma Bakanı Norbert Blum, yumurta yağmuruna tutuldu, ama işçilerde yılgırüık başgösterdi. Tek tek işçiler, eylemin"bir Lüleburgaz'da tam otomatik telefon LÜLEBURGAZ (Cumhuriyet) Lüleburgaz'ın Evrensekiz ve Ahmetbey kasabaları, şehirler ve milletlerarası tam otomatik telefon görüşmesine açıldı. Evrensekiz ve Ahmetbey kasabalarının kod numarası 1833 olarak belirlendi. Yetkililer, Ahmetbey kasabasımn telefon numaralannın başına 1, .t Evrensekiz kasabasınmkine ise; 3 rakamı ilave edildiğini söylediler. J Kitaba patolojık tedavi Asidik kâğıtlı kitaplarm bir süre sonra dağılıp yok olmastna karşı, Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki patoloji merkezinde uzmanlar yoğun bir mücadele yürütüyor. ÜLKER GÖKTÜRK Asidik ortamda üretilen kâğıtlara basılmış kitaplann bir süre sonra ortadan yok olacağının anlaşılması üzerine, gelişmiş ülkelerde kitap kurtarma çalışmaları başladı. Ingiltere'de "Bir kitap evlat edinin" gibi kampanyalarla konuya dikkat çekilirken, ABD Kongre Kütüphanesi, dijital bir düzenle, kitapların ve magazinlerin fotoğraflanacağı bir sistemi geliştirmek için pilot proje uygulamasına geçti. Ülkemizde ise, halen çeşitli nedenlerle yıpranmış, hastalanmış, neredeyse yok olmaya yuz tutan "sadece" eski kitaplar, bir tek merkezde Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde kurulan, "patoloji klinigi"nde hayata dondürüluyor. Bu klinikte, hastalanan eski eserlerin yıpranma nedenleri araştınhyor, teşhis konuluyor ve uygun tedavi şekiüeri belirlenesüre, hem de ekipman yetersizliği nedeniyle bir şey yapamadıklarını anlattı. "20. yüzyılda bütiin kâğıtlar çok kötü" diyen Saadet Gazi, asidik ortamda üretilen kâğıtlara basılmış kitapların ömürlerinin en fazla bir yüz yıl olabileceğini belirtti. Gazi'nin verdiği bilgilere göre, yapılan istatistikler, son yüzyılda basılan kitaplann geleceğinin olmadığını gösteriyor. Eski kitaplar hiç olmazsa onarılma imkânlarına sahipken, yeniler bir süre sonra birden bire ortadan kalkâcaklar. Eski kitaplarda zamanla oluşan asidik ortam çeşitli yöntemlerle durdurulabilirken, yenilerin dokusunda bulunan asidin yok edilmesi daha zor bir iş. En iyi kâğıdın yüzde yüz selülozdan uretilen kâğıt olduğunu vurgulayan Saadet Gazi, bunun da Japonlar tarafından Uretildiğini ve eski kitaplan onarma işlemlerinde bu kâgıdı kullandıklarını söyledi. Gazi, şoyle devam etti: "Yenilerde minyatür ve tezhip yapıyorlar. Eskiler pırıl pırıl dururkîen bu yeni eserlerde geleceğe kalacak hiçbir şe> yok. Bir süre sonra kâğıdın asitlendiğini iki yıl sonra deforme olduğunu göriiyonız ve kâğıt kırılmaya, dökulmeye başlıyor. Biz eski kitaplann onarımında kullanılmak üzere bir ara SEKA'dan özel bir kâğıt istedik. Ancak bize yararlı bir kâğıt uretilemedi; ya rengi guzel olmadı ya da asidi yuksek oldu. Biliyorsunuz kâğıt incecik liflerden meydana geliyor. O lifler ne kadar uzun olursa kâğıt o kadar dayanıklı oluyor. Dokular ise birbirlerine karbon ve hidrojen molekülleriyle bağlı. Fakat kimyasal bir reaksiyon başladığı zaman liflerde kopmalar oluyor, kopma olunca da kâğıt parçalanıyor, ilerki safhalarda da un gibi dağüıyor. Veni yüzyüda butıin kitaplar için bu tehlike soz konu Süleymaniye Kütüphanesi kültür hazinesini korumaya çalışıyor Tayvan'da piyangoya yusak TAtPEÎ (AA) Tayvan hükümeti, üzerine yasalara aykırı olarak kumar oynandığı gerekçesiyle 37 yıllık devlet piyangosunu yasaklıyor. Hükümetten yapılan açıklamada, "Özgürlük Piyangosu" adıyla da anılan devlet piyangosunun ocak ayında yasaklanacağı, kumar oynanmasım engelleyecek bir yol bulununcaya kadar da yasağın süreceği bildirildi. Söz konus yasadışı kumar, devlet piyangosu üzerine oynanan bahiste kazanma şansının, esas piyangoda kazanma ihtimalinden daha büyük olduğuna inananlarca birkaç yıl önce başlatılmış ve kısa sürede yaygınlaşmıştı. Kumar, devlet piyangosunda en büyük ikramiyeyi kazanan biletlerin son iki rakamım tahmin etme şeklinde oynamyordu. , ., , i Yipranmış, hastelanmış, yok olmaya yuz tutan eski kitaplar, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde kurulan patoloii klıniğinde yeniden hayata döndürülüyorlar. Bu klinikte, eserlerin yıpranma nedenleri araştırılıyor, teşhis konuluyor ve uygun tedavi şekilleri belirlenerek iyileştirme çalışmalan yapılıyor (Fvtafnf: U(BT Samr) rek iyileştirme çalışmaları yapılıyor. 20 yıldır hasta kitapları sağlıklarına kavuşturmak için uğraşan ve patoloji kliniğinin şefliğini yurüten kimya mühendisi Saadet Gazi ile görüştük. Saadet Gazi, patoloji bölümünde sadece eski kitaplarla ilgilenebildiklerini belirtirken, yeni kitaplar için hem KİTAPLARI NASIL KORUYABİIİRSİNtZ? A â l a r ıflnliKiı u m u t B h ^ n ı u 2 sıcak yatakJanmız' köründe ekmeğini denizden çıkarmak için savaşır. Gece boyunca açrk denizlere saldıflı ağlara dolan balık, ekmeğidir. Dakjalara göğus gerer sabaha kadar. Şafak söktuğunde ise ağlan toolamak gerekecektir. Hele ağlar dolu doluysa gece çeküen bütün sıkınt unutulur, yüzterde bir tebessüm doğar güneşle birlikte. Artık uzak seferlerden dönen balıkçılar yukterini boşaltıp bir sonraki seferin haarlıkiarına başJamışlardtr bile. Ağları kontrol edip gediklerini örerler sabırla. Işte ekmegini denizden çıkaranlardan biri, Yenikapı açıkJannda sabahın köründe ağlannı omuziamış, kıyıya çıkanyor. Ama gece ağlara dolacak balık ya yorgunluğunu unutturup yuzünü güldürecek ya da yüzündekj huzun çizgilerine bir yenisini daha ekJeyecek. (fMsiraf: SMayMB Santar) Raflara sık dizmeyin Yaşam süreleri en fazla bir yüz yıl olarak düşünülen yeni kitaplann ömürlerini uzatabilmek için üst düzey ilgililere büyük görevler düşerken Saadet Gazi, kitapları koruyabilmek için kitapseverlere şu önerilerde bulundu: • Eserler, güneş ışığına manız bırakılmayacak şekilde saklanmalı, ama bu yerler aydınbk olmalı ve rahathkla havaJandınlabihnelidir. • Eserler, mutlaka rutubetten korunmah, ısı değişiklikleri iklim koşullarına göre çok farklı olmamahdır. Yuksek ısı eseri kuruunakta, kınlgan yapmakta, fazla nem de nemlendirmektedir. Bu nedenle ısı farkı eserin bünyesini etkileyerek şekil bozuklukları ve deformasyonlar meydana getinnektedir. • Eserler raflara sık yerleştirilmemeli, her kitabın arasında en az S milimetrelik aralık bırakümabdır. Her ay kitaplann bulunduğu yerlerin havalandınlması, yer ve kitaplann üst yüzeylerindeki tozlann bez, samur fırça ve elektrikli süpürge ile temizlenmesi onlann konınmasını sağlayacaktır. ABD'de Türkiye aleyhtarhğı NEW YORK (AA) ABD'de iki hafta önce yayımlanan bir kitapta, 61 yaşındaki Amerikalı bir kadın, 1983 'te turist olarak geldiği Türkiye'de tarihi eser kaçakçılığından "suçsuz yere" hapsedildiğini öne sürdü. "Asla Bir Daha Buradan Geçmeyin"JNever Pass This Way Again) adlı kitapta, Türkiye'ye 28 Eylul 1983'te Alanya'dan giren Bayan Gene Lepere, 30 eylülde Izmir Limanı 'ndan çıkarken tutuklandığını anlattı. Lepere, Pamukkale'de bir sokak satıcısmdan aldığı "heykel başı"ndan ötürü tutuklandığını ve üç buçuk hafta suçsuz yere Buca Cezaevi'nde yattığını iddia etti. Kayseri'de toplu nıezar bulundu RECEP BULUT KAYSERİ Develi ilçesi Bakırdağ kasabası BOyükkünye koyü yakınlannda ortaya çıkartılan 2 katlı mağarada, ilk çağlardan kalma 400500 insan kalıntısı bulundu. Büyükkünye köyunden yürilyerek 2 saatte ulaşüabilinen Toroslar'm eteğindeki mağaranın girişinden bir insan gtiçlükle geçebiliyor. 300 metre uzunluğundakj ilk kattan 8 metre derinlikteki ikind kata iniliyor. Guçlükle inilebilen ikinci katta aralannda kadın ve çocukların da görüldüğü 400500 arası insan kalıntısı bulundu. Kayseri Valısi Yüksel Çavusoglo, yapılan ilk incelemelere göre insan kalıntılarımn ilk çağdan kalmış olabilecegi kanaatinin uyandığını, kesin sonucun antropologların araştırmalanndan sonra ortaya çıkacağını söyledi. Erzurum Aıaturk Universitesi'nden gelen tarihçi Doç. Dr. Enver Konukçu, bölgenin pek çok kavmin geM geçtiB bir yörede olduğunu belirp terek, "flk ynzeysd incelemelere göre su andaki duşuncemiz bu kalıntılann Uk çag insanlanna ait olabüecegi yolundadır" dedi. HepatitB^ e karşı aşı kampaııyası Sağltk ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından ocak ayından itibaren HepatitB'nin (virütik karaciğer hastalığı) en önemli risk grupları arasında yer alan sağlık personeli aşılanacak. ANKARA (Cumhnriyet Biirosu) AIDS'in yayılmasım önlemek için getirilen dispossible enjektör (bir kez kullanılıp atılan enjektör) kullanma zorunluluğu, HepatitB'yi yüzde 87 oranında azalttı. HepatitB'nin (virütik karaciğer hastalığı) en önemli risk gruplan arasında yer alan hastane sağlık personeli, ocak ayında aşılanacak. Sağbk ve Sosyal Yardım Bakanlığı, ocak ayından itibaren hastauğa karsı yoğun bir çalışma başlatacak. SSYB'nin bir kampanya biçiminde yurüteceği program için, devlet hastanelerinde çalışan doktor, hemşire ve diğer çahşanlar risk gnıbu olarak tayin edildi. Bu biçimde belirlenen 1300 dolayında sağlık personeline, HepatitB aşısı yapılacak. Sağhk ve Sosyal Yardun Bakanlığı Müsteşan Ikndogan Tokgöz, hastalarla karşı karşıya olan sağlık personelinin, hastauğa karşı konınması için risk gnıbu olarak belirlendigini söyledi. Tokgöz, sağlık personelinin aşılanmasından sonra, eğitim çalışmalanna ağırlık verileceğini bildirdi. HepatitB'nin sağlık açısından AIDS kadar önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Tokgöz, tedavisi olmadıgı için AIDS'in ön planda tutulduğunu kaydetti. HepatitB'nin aşısımn bulunduğuna dikkat çeken Tokgöz, "Hastaiıfa karşı asıylm da korunma, imkan dahiline girdlği için bakanlık olarak, başta m|bk persoaeti otanak iucre vatandaştara da aşı yapma çalışmalanna başlayacağız" dedi. Tokgöz, kampanya sırasmda halkın uyanlması ve bilinçlendirilmesi için çalışıiar^ginı belirterek, "HcpatitB aşısuu ratin hale getirerek, hasUlığı Tttridye'de bir sağlık sornnn olmaktas çıkaracagız" diye konuştu. HepatitB aşısımn ithal edildiğini kaydeden Tokgöz, sağhk personeline yapılacak olan 1300 aşının bir firma tarafından bakanlığa armağan edildiğini bildirdi. SSYB Temel Sağhk Hizmetleri Genel Müdürü Ender Aydmcr ise, AIDS'e karşı bir önlem olarak getirilen dispossible enjektör kullanma zorunluluğunun HepatitB'yi yüzde 87 oranında azaltügını belirtti. Aydmer, dispossible enjektör sıkıntısı olmadığını, SSYB'nin bir milyar lira harcayarak, kasım ayında 20 milyon adet dispossible enjektör satın aldığını söyledi. Bithynia Sarayı BURSA (AA) Bursa'da, tarihi çevre koruma çalışmalanna katkıda bulunmak amacıyla Denizli'nin Buldan ilçesinden bir işadamı, tarihi "Bithynia Sarayı" çevresini yeşillendirecek. Hacı Ahmet Tunca adlı işadamı, Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne başvurarak Tophane sırtlannda bulunan Bithynia Sarayı'nm çevresini düzenleyerek, ziyarete açılmasını arzuladığım bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle