Katalog

13 ARALIK 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR /sw4/z. GILC,E( CUMHURIYET/51 FOG Fotoğraf Grubu, "Surlar87"yi Yıldız Üniversitesi'nde sergiliyor KazhçeşnıeVlen Surlar'a Grup FOG tiç yıldır FOG Fotoğraf Grubu'nu oluşturan Nevzat Çakır, İlyas Göçmen, Izzet Keribar, Mehmet Kısmet, Bülent Özgoren ve Yusuf Tuvi, geçen yıl fotoğrafladıklan Kazhçeşme'den sonra bu yıl da Surlar'ı konu aldılar. 1989'da beşinci yılını kutlayacak grubun 6 üyesi, Kapalıçarşı'yı da ihmal etmeyeceklerini söylüyorlar. LALE FİLOĞLU ~ Bır fotoğrafçı, "Birikimlerin çiçek açmasıdır" demış fotoğraf ıçın FOG Fotoğraf Grubu'nun altı uyesı de bır yühk bırıkımlerını Yıldız Unıversıtesrnde açılan "Suriar'87" sergısınde bır araya getırdı Nevzat Çakır, Dyas Goçmen, tzzet Kenbar, Mehmet Kısmet, Bulent Ozgören ve Yusuf Tuvi'den oiuşan FOG Fotoğraf Grubu, değışık aralıklarla, yıl boyunca Istanbul'u çevreleyen surlann, sur ınsanlannın mısafırı oldular Zaman zaman dostluklar kurdular. kımı zamanlarda da taşlarla sopalarla kovuldular Istanbul'un en olaylı yerlennden bırı olan surlar, bır >önuyle hapçüann, sarhoşlann kol gezdığı bır şerıt, ama aynı zamanda lstanbul'un, Anadolu ınsanını bağnna bastığı verlerden bırı Hareketın her an gozlenebıldığı sur dıplennde bazen kuçuk bır ateşle ısınmaya çalışan bır grup esnafı görursunuz Başınızı çevırdığınızde, hemen vanıbaşınızda bır ıhtıyar behrmıştır, elınde tespıhıyle Güneşlı bır günde renk renk halılar suslemıştır yıkık dökük surları Az sonra. Karslı Memet de a\nı yerde satacaktır çakısıru, bıçağını Geçen yıl Kazlıçeşme'yı fotoğraflayan Grup FOG'un üyelennden Ne\zat Çakır, "Kazlıçeşme'nın sisı, yogunlugu bıze ferahı, mavi gogu çagnştırdı belki de. Bu yuzden surian seçtık" dıyor Aynı Kazlıçeşme'de olduğu gıbı ışıktı bu altıhyı surlara da çeken Çakır'ın dedığı gıbı "Kazlıçeşme'yi duşundugumuzde, bir gazetecı ıçın onemli olan oranın işçi sonınlandır, ama bızı orava çeken o sokakların aldıgı ışıktı. Surlarda da bovle oldu." Grubun Istanbul dışında yaşayan tek uyesı Yusuf Tuvı, konu olarak surların belırlendığını duyduğunda, surlann, lstanbul'un etrafını çev ırmekten öteye gıdemeyeceğını duşunmuş, ama gelıp de fotoğraf çekmeye başlayınca apayn bır dunyayla karşılaşmış "Duygulanm coştu kabardı. Konu olarak bir kez daha surlar dense, bır sene daha çalışabilinm." 1984 yılmda ÎFSAK'ta bır araya gelen FOG Grubu'nun uyelen, aynı konuda bırleşseler de kendı fotoğraf dıllennı koruduklannı belırtıyorlar Orneğın İlyas Göçmen, sıyahbeyaz çalışmaktan buyuk zevk alı>or, fotoğrafları da "Photo Journalızm" tarzına yaklaşıyor Izzet Keribar ıse fotoğrafa başladığı ılk gunden berı renklı çekıyor ve renkte kompozısyon aramaya çalışıyor Bulent Özgören de İlyas Goçmen gıbı sı> ahbeyazdan haz alı yor Doğa ve yaşadığı yerdekı ın san portrelerı de her zaman çekı KtM KİME DUM DUMA BEHtç AK DEâiŞEN 6 4 R 0 N T 0 L E R VE GERÇEK Mehmet Kısmet 15 yıllık fotoğraf yaşamında her an değışen görüntülerın ardında koşmuş ve ınsana özel bır yer ayırmış (solda) Nevzat Çakır sa gerçeğı, gunun koşullarını fotoğraflamaya özen göstenyor ' Sanatçı, kendı ınsanını kendı geleneğını çektığınde bır bakıma Türkıye yı belgeledığınde zevk alıyor' dıyor (sağda) cı gehyor sanatçı>a Mehmet Kısmet, 15 yıllık fotoğraf yaşamında her an değışen göruntulerın peşınde koşmuş ve bunu yaparken de ınsana özel bır yer ayırmış Yusuf Tuvı, vaşamda her an olan estetıksel rastlantılan yakalamaya çalışırken, Nevzat Çakır gerçeğı, günün şartlarını fotoğraflamava ozen göstenyor "Nasıl insan karakterini geçmişi, gelenegı ve çevresı oluşturuvorsa vapıtı da onlann oluşturduğuna inanıvonım. Ve bir yapıt \aratanı vansıtarnıyorsa. yapıtın tam olduguna da inanmıyonım" dı>or Nevzat Çakır Sanatçı bu nedenle kendı ınsanını, kendı geleneğını çektığınde, bır bakıma Turkı>e'yı belgeledığmde zevk alıyor fotoğrafıan Aslında grup üyelennın fotoğraf dılındekı aynlıkları, surlara çekım ıçın gıdeceklennde de kendını bellı edıyor Bazı gunler tek başma, bazı gunler ıkılı gruplar halınde çekıme çıkmayı seven sanatçılardan ozelhkle Çakır, Kısmet ve Kenbar uçlüsu, cumartesı gunlenuı Surlara ve fotoğrafa ayırmışlar Yusuf Tuvı de Izmır'den kalkıp Istanbul'a geldığınde, belkı de bıraz Istanbul'a yabancılığından mutlaka gruptan bırıyle gıtmış surlara Göçmen'ın seçımı ıse daha çok tek başına çekımden yana olmuş Pekı bırlıkte çekıme çıktıklannda a>nı objeyı 1 fotoğrafladıklan da olmuş mu İlyas Göçmen, "Belki aynı yer, aynı konu, hatta aynı açıdayız, ama goruşler tamamen farklı" dıye yanıtlıyor sorumuzu Surlara aıt bınlerce saydam ve sıvahbevazdan bır sergı>e ulaşılırken9 en çok neye ozen gosterümıştı Sanatçılar, gerek 18 aralığa kadar surecek olan sergıde yer alan, gerek 21 aralıkta saat 18 30'da Fransız Kultur Merke zı'nde gerçekleştıreçeklen göste rıde yer alacak fotoğraflara bırlıkte tartışarak ulaştıklarını belırtıyorlar 1989 yıh FOG Fotoğraf Grubu'nun beşıncı yıh Sanatçılar bunu bır kıtap bastırarak ve kapsamlı bır sergı açarak kutlamak ıstıyorlar Grup FOG'un üyelerı bu arada Kapalıçarşı'yı da ıhmal etmeyeceklerini belırtıyorlar PÎKNİK PhALE M4DK4 BECEEEMlVö RUM/. Aliye Uzunatağan, "Katharina Blum" rolüyle 2 ödül birden aldı 'En çok sahnede mııtluyııııv HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞE\ 5&60A SClPA K YAPMIİC OLmayA KAZAf? Ikı yüdır "Katharina Blum'un Çığnenen Onuru"nda canlandırdtğı Katharina Blum'la ıkı ödül birden alan Alıye Uzunatağan'ın en çok oynamak ısiedığı rol, Çehov'un "Vışne Bahçesı"ndekı tuccar Lopahın rolu. Oyunu her ızleyışınde, "Ah, keşke erkek olsaydım" dıye yerınıyor Uzunatağan. ANNA TURAY ~ ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl 25 yıl önce "Guneş Batarken" adlı oyunda kısacık saçlanyla kuçuk bır erkek çocuğu rolunde sahneye adımını attı AJije Uzunatağan. Henuz lOyaşındaydı ve bıraz urkektı adımları 25 yıl sonra "Katharina Blum'un Çığnenen OnunT'nda uzun saçları. vumuşacık ses tonu, makyajsız yuzunde onurunu sonuna kadar korumaya kararlı, ınançlı ıfadesı>le sıradan bır genç kadını canlandmvordu Oysa oyunculuğu hıç de sıradan değıldı Aliye Uzunatağan'm Nıtekım ıkı odul bırden kazandırdı bu rol ona Once Ankara Sanat Kurumu tarafından "Yılın Ovguye Değer Kadın Oyuncusu" seçılen sanatçı, Kultur ve Turızm BakanlığY SAMAT SIFmDAN YARATMAKTIR Fılmlerde ve TV dızılennde seslendırme de yapan Aiıye Uzunatağan sesiendırmenın bır sanat olmadığı göru şunde Sanat sıfırdan yaratmaktır dıyor, oysa seslendırme yaratıimış bır ışe katkıda bulunmak ' nın bu yıl ılk kez verdığı "Tıjatro Dalında Yılın Kadın Sanatçısı Başan Odulu"nu de aldı Ancak Aliye Lzunatagan'm çok değer verdığı bır odulu daha var Geçen yıl toplu halde oyunu ızlemeye gelen Avusturya Kız ve Erkek Lısesı öğrencılerı daha sonra bır konuşma yapmak uzere sanatçı>ı okula davet etmışler ve Yılın Kadın Sanatçısı seçerek bır şılt vermışler kendısıne 25 yıllık meslek > aşamındakı ılk ödulu boylesıne genç, pınl pınl öğrencılerın elınden almanın çok anlamlı ve değerlı olduğunu sovluyor Uzunatağan veekhvor "Biz sanatçılar ıçin en bu>uk odul, sevırcının begenısını kazanmak, salonu doldurmaktır. Katharina ıkı yıldır bu odulu alı>or". 10 yaşında Şehır Tıvatrolan'na gıren Aliye Uzunatağan, "Orası benım evim. çalışanlar da yakın akrabam gıbıdir. O>lesine vakın hıssedenm kendimı. Çok şanslıyım ben. Pek çok buyuk sanatçırun elinde, kucagında bujudum. Onları defalarca sevretme şansım oldu" dıvor Alije Lzunatağan pek çok oyunda rol aldıktan sonra 18 yaşında "Kara Kız'' adlı pıyesle pro fesyonel olmuş O tarıhe kadar tıyatrocu olmayı hep reddetmış Çunku çocuk doktoru olmak ıstıyonnuş Ancak "Kara Kız"da kı başrol çok etkılemış sanatçı>ı "Bırdenbire yaptığım işin ke>fıne vardım. Ijı bır oyuncu olmak istedim. Ama çok eksık hisselmıştım kendımi. O tanhten bu jana okumaya. araştırmaya, gerekirse birilerinin kapısını çalıp sormaya, kendimı gelıştırmeye çalışıvorum"'. Ali>e Uzunatağan tıyatronun gunumuzde bütun sanat dallarını, hatta felsefeyı, ekonomı ve polıtıkayı da ıçeren bır bılım dalı olduğunu, çağdaş oyuncunun guçlu bır sağduyuya ve bılgı zengınlığıne sahıp olması gerektığını söyluyor 1962'den 1983'e kadar bırçok oyunda rol alan, bu arada yönetmen yardımcılığı da yapan Uzunatağan bu tarıhte "Lad\ Macbeth"ı oynarken bır "1402 kurbanı" olarak Şehır Tıyatro lan'ndan uzaklaştırılmıştı Bu nun bır yanlışlık olduğunu sovluyor sanatçı. "Sonra yetkılıler de herhalde bu yanlışlığın farkına vardılar kı, sıkıyonetım de\ara ederken ben \e arkadaşlarım 'aklandık'. Şu anda Danıştay'daki davaları da kazanmış durumdayız Kadrolanmız Malıye Bakanlıgı'nda ona\ beklıyor. Tıvatroculugumuz elımızden alınamadı, alınamaz. Ben o zaman da tı>atrocu\dum, sonra da tiyatroculuga devam ellım. Şehır Tıyatrolan'nın Genel Sanat Yonetmenı Gencav Gurun geçen yıl benı konuk oyııncu olarak 'Katharina Blum'un Çıgnenen Onuru'na davet edince seYİnçle kabul ettım". "Sanatçının ayiaklığı bır çalışma, çalışması ise bir dınlenrnedir" der Balzac. Aliye Uzunatagan'ın en buvuk keyfı de boş zamanlannda dramaturjı çalışması yapmak "O>unculugumun gelışmesıne de buvuk katkısı oldu bu çalışmaların. Mesela iki sene uzerinde çalışarak Anton Çehov'un hayatı, uslubu ve 'Marü' adlı oyununu bır butun olarak alan akademik bır çalışma vaptım. Pek çok kıtap okumama, araştırma yapmama neden oldu bu. Şimdı de Shakespeare ıçın avnı çalışma) a başlamak uzereyım" dıyor Çalışırken de dınlenıyor sanatçı "Tivalro bır tutku. Dunvada en mutlu oldugum an, herkesin en çok yoruldugumuzu sandığı, sahneve çıktıgım andır. Hem prova donemını de çok scverim. Prova, yaratma donemidir. Hiç bitmesin istenm". Avusturya Kız Lısesı nde 25 kışıhk bır grupla tıyatro kolu valışmalarını surduren ve bundan buyuk bır zevk aldığını sovleyen Uzunatağan fılmlerde ve TV dızılennde de seslendırme y apıyor Ancak seslendırmenın bır sanat olmadığını savunuyor ve "Sanat sıfırdan yaratmaktır. Oysa seslendırme >aratılm(ş bir ışe katkıda bulunmak" dıyor Aliye Uzunatagan'ın duşlerı nı susleyen, en çok oynamak ıstedığı rol hıçbır zaman oynayamayacağı, Çehov'un "Vişne Bahçesi"ndekı tuccar Lopahın rolu Her okuyuşunda, her ızlevışınde " A h keşke erkek olsavdım" dıye ıç geçırıvor sanatçı AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA* Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi İLETİŞİM TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARUL4.\ 13 Arahk SANATA BAŞLAMANIN YAŞI?. 1961 t>E 8U6UH, UNLU AMEazALl KAOtM BESSAM GRAUDMA MOS£S, 1O1 YAÇ'UPA OWU *8 YAÇ'UDAYKBK1 REStM YAPMAYA 8AÇLAYAAİ MOSES, O S4/M4 A OEGlM SU ıŞie fS'Ç ILGtL£MMetot?TI V£ TBKMtĞlKJi O£ BıUAiYOGOtJ NAIV(C^OCÜKSU*) TAEZDA, SıtPıĞr Ç.IP71/K X4fA/urrsfA/f AULArAU BıAjt AÇKIM ZEZ/M yAPTI ÇOK OLUMUl TEPKtLEe ALAN MOSES, YAPrrLARtNDAM SAZ/LAe/AJf/V MSW YORIC MODEfZH SA/UATLAR MUZeSı 'A/e AUU&lGIHA TAtJfK OLMUŞ TV Sıg. K£BES/AlDe ŞOYtE P£Mıfrr "SAMA Ğ Z GOLGE YAPMAAAi SÖYLUro£lAR M/ZPA MAVİ Sö~ gAKIYO£UM, BAKIYOKLIM. REOKüM OYSA, Pe*A8E GOĞE ŞAYfUYO^VM' YAHUDİ DÜNYAS1 Bırıncı baskısı kısa surede tukenen bu eser Yahudılerı ve Yahudı Dunyası'nı tanımak ısteyen herkesın başvuru kıtabı oldu • Suyuk ooy 240 sayfa Avrupa kağıcJa luks ofset baskı • Şomız kapaklı ıplık dıkışlı sağlam oez cıltlı 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet I3 Arahk 1937 ettıklerı hareketlerden dolayı Arab Usbecılere çatmaktadırlar. 19371987 vermıştır Robert Kolej mudurluğu, hukumete muracaat ederek bu bınanın mekteb ıdaresı namına tapuva raptolunmasını ıstemıştır Suriyede partüer birbirine giriyor Halep 12 (Hususı) Surıvede Vaianı partısmm muhahflerı olan Usbecıler arasmda ıhtılaflar başlamıştır Usbecılerm Sancakta çalışan îletişim Yaymları Klodfarer Caddesı Iletifim Han 34400 Cağaloğlu'tSTANBLL Tel 520 14 53 hırıstıyan azaları ve İslam azaları son gunlerde bırbınne gırdıler Hırıstıyan partızanlar Antakyada kuluplerınm kapanmış olmasına rağmen Orsuzınm alevhme açıktan açığa atıp tutmaktadırlar Musluman Usbecıler lunstıyanların bılakayıt \e şart Fransız taraftarlığı etmelerını ılerı suruyorlar Ötekıler de Fransız tezıne uygun olmadığını ıddıa Tevfik Fikretin «ışiynnı Amerıkalılar, Arnavutko\dekı Robert Kolej bmasına aıt arsa ıçınde bulunan merhum şaır Tevfik Fikretin aşıyanmı satın alarak burayı bır muze şeklmde muhafazaya karar URODON \L