25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 1987 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/11 Hindistan'dan 14 Türk çocuguna ödül Minıar Sinaııı aııma ydı BIRKAZ İKİKAZ Bu yeni bir hayvan türü değil. İlk bakışta iki başlı gibi görünen bu hayvan ,aslında yan yana duran iki kaz. Fotoğratı çeken fotoğrafçının yakaladıgı açı nedeniyle basit bir göz aldatmacası o kadar (Fot**r* Reuter) ANKARA (CumhuriyeC Bürosn) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı, 500'e yakın yapıtı günümüze kadar ulaşan Mimar Sinan'ın ölümünün 400"üncü yıldönümü nedeniyle, 1988 yılını, "Mimar Sinan Yılı" olarak ilan etti. MEGSB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanl'ğı ile koordineli olarak, tüm ilk, ortaokul ve liselerde yıl boyunca resim, şiir kompozisyon yanşmalan düzenlenecek. Yanşmalarda ilkokul, ortaokul ve liselerden ilk üç dereceye giren yapıtlar, 916 Nisan 1988 tarihleri arasında Ankarada sergilenecek ve dereceye giren öğrencüer ile refakatçı öğretmenleri 3 gün süreyle Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın konuğu olarak Ankara'ya davet edilecekler. 6 E İ I A f * 9 n l l l l f İ l Antalya limanına sık sık uğrayan ABD' • r i l ü U < l l l l l l l t | l n m Altıncı Filosu'na bağlı savaş gemileri, turistik eşya satan esnafın yuzunü güldurüyor. Antalya'ya son olarak gelen iki ABD savaş gemisinin askerieri, özellikle yat limanındakı turistik eşya piyasasmı canlandırdı. Kış sezonuna girilmesi dolayısıyla ışlerinin azalmasından yakınan tunstik eşya satıcılan yeniden tezgâhlarını açarak, depolara kaldırdıkları rıalı, kilim, battaniye, deri giysiler ile öteki turistik eşyaları. ABD'li asketierin gelmesini ftrsat bilerek müştenlerinbeğenısıne sunuyodar. ANKARA (ANKA) Hindistanh "sitar" virtüözü Ravi Shankar'ın adını taşıyan "Hindistan Uluslararası Çocuk Resim ve Yaa Yanşması" jürisi 14 Türk çocuğunun yapıtını gümüş madalyaya değer bularak, ödüllendirdi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, soz konusu yarışmada madalya kazanan çocukların adlan ile katıldıkları iller şöyle: Çınar Güven (Ankara), Berin Baydın (Ankara), Seçil özçalık (Izmir), Serdar tyigün (Ankara), Perihan An (Ankara), Regaibe Bağcı (Balıkesir), Ayca Aşkın (Ankara), Tolunay Saraç (Ankara), Meryem Gedikli (îzmir), Nalan Cantürk (Izmir), Bircan Çalık (tstanbul), Banu Şahin (Ankara), Damla Aktay (Zonguldak), Özgür Bozkurt (Konya) Padişah piştamı satıldı Sultan II. Mahmut için özel olarak yaptınlan altın ve gumüş kaplama antika piştovlar Monaco kentinde yapılan bir açık arttırmada yuksek fîyatlara satıldı. Merkezı Ingiltere'de bulgnan dünyaca ünlü muzayede şirketi Sottıeby's tarafmdan duzenlenen açık arttırmada satılan piştovlar, Fransa'nın ünlü özel silah koleksiyoncusu Charles Dareger'e (18991977) ait antika ateşli silahlar arasında yer alıyordu. 16. ve 20. yuzyılda yaşayan Avrupalı ünlü silah yapımcılan tarafmdan imal edilen 300 antika tabanca ve tüfeğin satıldığı açık arttırmada, Sultan III. Selim için yaptınlan altın kaplama piştov buyuk ilgi gördu ve 12 149 pounda satıldı. (Yaklaşık 21.3 milyon TL)(FMs: M ) HABERLERtN DEVAMI OLAYLARIN Piyasadurdu AKDENDAKI Ekmeğe aylık zam dik" dedi. Tekstil imalatçısı ve ihracatçısı S«im Öziç ise Beyoğlu'ndaki mağazasının kapısını açacak bir müşteri bekliyor. Saim Öziç, dört gundür siftah yapmamış. Öziç bu durumun devam etmesi halinde bir milyon liralık elektrik, 600 bin liralık su faturalarını ödeyemeyeceğini belirtiyor. Saim Öziç, dört gün önce COMECON ülkelerinden gelen bir rnilyon dolarlık mal sıparişini ttatyanlara kaptırdığını belirterek şöyie konuştu: "Saüşrapamadıjomıziçin etektrik, su faturasını ode>emedik. Bunun yanında dört gün önce yakaladıgımız ihracat fınatım da kaçırdık. Kumaşçılara gittim. Ancak iki buçuk dolara mal edebilecegimi ogrendim. Oysa tlalyanlar 1.90 dolara teklif verdüer ve Umcatı ttalyanlara kapbnfak. Günde 10 tane miişteri magaza>n giriyor. Fiyitlanmm arttırmadıgıınız halde pahalüıKtan alamadıklannı söyleyip gidiyoriar." Giyim piyasasında kepenk kapatmaya varacak kadar durgunluk yasanırken gıda satıalan da eskiden kiloyla sattıklan mallan gramla satmaktan yakınıyorlar. (Baştarafı 1. Sayfada) Antalya'da muzun kilo fiyatı yüzde 67, lznür'de zeytinyağj fiyatı yüzde 10, Ordu'da ve Nevşehir'de et fiyatı sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 22, Trabzon'da çimento fiyatı yüzde 33, Isparta'da halı ipliği fiyatı yüzde 7 arttı. Zamlarla ilgili ilginç gelişmelerden biri lzmir'de, ikincisi ise Kayseri'de yaşandı. tzmir'de taksi sürücüleri belediyeden zamla ilgili yaıut alamayınca, kısa mesafede yolcu almama "eylemine" basladılar. Kayseride de kimliği belirlenemeyen bir vatandaş, bazı esnafın vitrinlerini çekiçle kırdı. Bu arada, tstanbuPda fınncılar ekmeğin fıyatuu daha önce aldıklan karan bozarak 150 lira yerine 130 liraya çıkardılar. tstanbul'da ekmek fıyatının ocak ayı içinde yapılacak ikinci zamla 150 liraya çıkarılacağı öğrenildi. Tekirdağ, Ordu ve Trabzon'da da yeni ekmek fîyatları açıklandı. Ekmeğin fiyatı Trabzon ve Tekirdağ'da gramaj düşürülerek 100 liradan 125 liraya, Ordu'da ise gramaj yukseltüerek 100 lıradan 150 liraya çıktı. Ekmeğe bundan sonra periyodik olarak zam yapumasuun lstanbul dışında diğer illerde de söz konusu olacağı, ekmeklik buğdaya bağlı olarak ekmeklik un fiyatlannın artmasıyla diğer illerdeki fırınalann ekmek fivatlannı "yeniden gözden geçirecekleri" ifade edildi. TMO'nun önceki gun 1988 alım dönemi için buğday taban fiyatım açıklamasınm ardmdan, ekmeklik buğday fıyatının belli aralıklarla arttınlması gündeme geldi. Yakın zamanda 90 degirmencinin katüımıyla kurulan Marmara Un Sanayicileri Dernegi Yönetim Kurulu üyesi Nazım Duzenli, TMO'nun ekmeklik buğday fiyatım bir anda 5060 lira gibi yüksek zamlarla yeni taban fiyatı seviyesine çıkarmak yerine, kademeli fiyat artışlarını tercih ettiğini belirtti. Düzeali, un sanayicilerinin de bunun karşısmda fıyatlarını ayda bir arttırdıgını hatırlatarak, "Yazde SO'ye yakın bir enflasyonun oldugu iilkede fiyatlar ayda yüzde 34 artıyor demeklir. Enflasyon oldugu sürece en iyi çözum. periyodik olarak kuçuk orenlarda zam yapmakür" dedi. lstanbul Ekmek Sanayi Işverenleri Sendikası Genel Sekreteri Adnan Ekmekçioglu da un fıyatlarının ayda bir arttığını, yakın zamanda mayaya da vuzde 20'nin ustünde zam yapıldığını ifade ederek şunları söyiedi: "Bu durumda bizler de ekmcgin fiyatım iki ayda bir, ertdenme durumu oldugunda uç ayda bir artOrmaktan başka bir çozum bulamıyoruz. Ekmegin fıyau şimdi 130 lira oMu, ocak ayında iscilere zam yapılacak ve bu da ekmek fiyatlanna yansıyacak. Ekmek, ocakta 150 lira olacak." Bu arada, çeşitli illerde tarifeye bağlı esnafın zam talepleri olumlu karşılanırken, değişik ürunlere yapılan zamlar dün de sürdü. Trabzon'da çimentonun ton fiyatı yüzde 33'lük zamla 33 bin lıradan 43 bin liraya çıkarken, Antalya'da ithal çikita muzun piyasadan çekilmesinin ardından yerli Alanya muzunun kilo fiyatı 1500 liradan 2500 liraya yükseldi. Ordu'da kemikli sığır etinin kilosu yüzde 14'lük zamla 2500 liraya çıktı. öte yandan, belediye encümeni karanyla kahvehanelerde bir bardak çayın fiyatı 50 liradan 75 liraya, bir fincan kahvenin fiyatı ise 120 liradan 150 liraya yükseldi. Trabzonda dolmuş taksi Ucretleri yüzde 50 arttınlırken, Ege Büromuzun haberine göre lzmir'de Anakent Belediye Başkanhğf ndan yapılan zam başvurusu için yanıt alamayan taksi sürucüleri, "kısa mesafe için yolcu almama" eylemine başladılar. Taksi surucüleri, "Zam almazsak pazartesi giinii kontak kapatınz" derken, Şoförler Derneğı yöneücilerı, "Zammı jasal yoüardan almalıyız" şeklinde açıklama yaptılar. Yine lzmir'de universite hastanelerinin sağlık hizmetleri ucretlerine zam yapılması da gündeme geldi. Üniversitelerin zam için Sağlık BakanlığVna başvurduğu belirtiliyor. Tariş de zeytinyağı fiyatım 1350 liradan 1490 liraya çıkardı. GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) benimsemiştir. 29 kasım seçimlerinden sonra gündeme giren 2 trilyonluk zam paketi, Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin ne mene birşey olduğunu ortaya koymaktadır. Hükümet elindeki değnekle işaret verdiği anda orkestra zam senfonisini seslendirmeye başlamıştır, iğneden ipliğe kadar her mahnfiyatı kamu kuruluşlannın yukardan aldığı ernirlerle saptanmaktadır. Bu arada oldukça ilginç bazı olaylar da yaşanıyor. Türkiye nüfusunun yüzde 10'undan çoğunu barmdıran ls~ tanbul'da otobüs biletlerinin 250 mi, 200 lira mı olacağını Başbakan özal Amerika'da Houston kentinde yattığı hastaneden kararlaştınyor. tstanbul Anakent Belediye Başkanı Saytn Bedrettin Dalan bu konuda sessiz ve suskundur. Batıda liberal diye adlanan piyasa ekonomilerinde piyasanın işlerliği çoğunlukla serbest Jlyat mekanizmalarına bırakıhr, hükümet gelirgider dengelerini vergileme araçlanna başvurarak sağlamaya çâlışır. Türkiye'de ise liberal ekonomi masalları bir başka türlü işliyor ve tüm piyasaya egemen olan devlet, dolaylı vergi niteliğindeki zamları trilyonluk paketlerle halkın sırtına bindiriyor, ekonomik dengeleri düzeltmek için çırpmırken sosyal dengeleri büsbütün bozuyor. Kuşkusuz Batıda bu tur liberal ekonomiyi mumla arasamz bulamazsımz. Türkiye'de sağcı ikndarlann liberal ekonomi edebiyatım lafta sürdürerek en koyu devlet müdahaleciliğini daha uzun süre yürütmek zorunda kalacakları anlaşılıyor. * * * (Baştarafı J. Sayfada) lirterek. "Arük kUoyla degil, gnmla nuü satıyonız" diye konuşuyorlar. Osmanbey'de göruştüğumüz konfeksiyoncu Mine Şenel, fîyatları arttırmadıklan halde zamlardan sonra satışlanmn yüzde 80 civarında düştüğünü bclirtti. "Dukkânda sinek •vlıyonız" diyen Mlne Şenel, "Bir hafta öncesi günde 56 yuz bin lira giinJük ciromuz vaıth. Şimdi 100 bin lira dro yapamıyoruz" diye yakındı. Yüksek gelir duzeyindeki müşterilere satış yapan mağazalardan binnin yöneticisi de fiyat artışlanyla birlikte satışlannın yüzde 30 düştüğünü vurgulayarak, "Eskiden üç dört kazak birden alan muşterilerim, artık bir kazak ancak alabiliyor. Oysa biz fiyaüanmtn artlırmadık" diye konuştu. Beyoğlu ve Kadıköy'deki gi>im mağazaları da aynı sorunu yaşıyor. Erkek giyimi satan Meral Vural adlı tezgâhtar, iki gün önce fiyatlan yüzde 20 indirmderine karşın satışlann eski canlıtığına kavuşmadığını belirui. Vurai, "Zamlardan sonra sattştar dunnuştu. Betki artar diye fıyallan indirdik. araa yine satış yok. Bugun sadece bir panlolon satabil (Baştarafı 1. Sayfada) UGUR MUMCU GOZLEM ANKARA'dan YALÇIN DOĞAH (Baştarafı 1. Sayfada) ğını denetim altına almak, yanı vergi denetımlerinı yoğunlaştırmak, vergi kaçağını önlemek üzere yeni kurallar belirlemek, amaçlanan ilk hedef. İç ekonominın düzenlenmesıne yönelik bir başka önlem, "zorunlu tasarruf sistemi"n\ getirmek. 8undan bir süre önce Adnan Ka/vacı tarafından geliştirilen bir proje var Çalışanlann ucretlerinden belli bir mıktar kesilecek, buna devlet de katkıda bulunacak ve yeni bir fon oluşturulacak. Bu fon bırkaç yıl çalıştırılacak ve daha sonra 'ifondan ucretlilere aktarma" yapılacak. Öngörülen hedeflerin bir başkası, "asgan ücmti vergi dışı bırakmak". Ozal'ın Houston'dan verdiği talimat arasında bu da var. Butçe çahşmalarına gelince. . 1988 yılı için, son zamlardan sonra •ttevtef hesabtnı yeniden yapryor" Etonomik büyüWüWer yeniden belirleniyor. Bunların başında da "enflasyon oram"geliyor. 1988 için, dana sonra bir değışıklığe gidılmezse öngörülen fiyat artışı yüzde 35 dolayıarında. Devlet. hesabını bu oran doğrultusunda gelıştırecek. Fiyatlan yüzde 35 te tulabilmek amacıyla devletin her türlü harcamasına ciddi bir kısıtlama getırılec'ek. Ûrneğin "yeni yatınmlardan çok, var olanlann bitınlmesine" çalışılacak. Bütçede "kısıtlama yşpılmayacak tek bir kalem" var. Güneydoğu'da ayrılıkçı unsuıiarla mücadeleyı surdüren "Bölge valilığinın harcamalanna hıç dokunulmayacak". Oıyarbakır'da bölge valiliğinin kurulmasından bu yana, yani son beşaltı ay içinde 'bölgede çeşitli nedenlerle yapılan harcamalann toplamı bir tnlyon lirayı geçıyor". İşte, bu paranın narcanması üzerinde hiçbir tartışma yok. Nedeni de ortada. 1988 yılında fiyatların yüzde 35'i geçmeyecek biçımde bir büfçe hazırianması için temel koşutlardan biri de, "butçe açığının mitii gelirin yüzde 2'sinı3'ünü aşmastnı önlemek" Çünkü, fiyatların böylesıne çılgınca basını alıp gitmesi ne memur maaşlarındaki artıştan ne de isçı ucretlerindeki ek zamlardan kaynaklanıyor. Sorun, "butçe açtğında" düğümleniyor. CÜHEYT ARCAYÖREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) açık seçik yanıt alınamıyor. Fakat enflasyon, yeni ekonomik kararlarla düzenlemelere söz gelince, "yeni hükümet kurulmadan bugünden bir şey söylemenin olanaksızlığına" ışaret edıyortar. Kısacası, bugünkü zamları yapan hükümet, yeni hükümet kurulmadan yeni kararları açıklamayacağını söyleyerek, "bir beklenti dönemine girildiğim" vurguluvor. Neredevse buqünkü hükuımetın kararlarının kurulacak hükümeti bağlamayacağı gibi bir izlenim doğuyor. • Bir hükümet üyesi baklayı ağzından çıkardı. "Butçe açığını kapatarak enflasyona çare bulmanın yolu zamdan geçer" dedi Sanki seçim ekonomısiyle açığı körükleyen hükümet değilmiş gibi. Bu klasik savununun hemen ardından piyasadaki fiyat anaforunun sorumluluğunu yine basına yükledı. "Herkes son zamların gerekçesini hükümet açtklasın Ğye tutturmuş. Oysa arkadaşlar hemen herzammın gerekçesini basın toplantılarında anlattılar. Zam yazıldı, gerekçeden söz yok." Basını suçlamayı kendine uygun örneklerle süsleyen bakana göre, seçimden önce zamlar gazetelerde boy göstermiş, ama hiçbiri tutmamıştı. Şekere yüzde 60, petrole yüzde 50, Tekel'e yüzde 70'e varan zamlar geleceği bildirilmiş, ne var ki şekere yüzde 25, Tekel'e yüzde 20 dolayında fiyat bındirilmişti. Zam haberteriyle basın karaborsayı hortlatmıştı. Zaten zamlann hesabını hükümetten sormamak gerekıyordu. "Ekonominın gereği" KIT'ler "kendi başlanna" zam yapıyor. belediyelerin hükümetle hiç ügisı olmadığından toplu taşımacılıkta dilediklerı gibi ayarlama getiriyorlardı. Hükümet bu zamları karşılayacağını vaat ederse, bu kurumlar yeni fiyatlardan vazgeçebilirdi. Bu nedenle belediyeîerden başlayarak KİT urürvterine uzanan uzun yoldaki yeni fiyatlarta "hükümetin hiçbir ilgisi olamazdı". Basın asıl hedeflere niçin ateş etmiyordu? örneğin belediyelerin aldığı kararlara basın karşı çıksa, "mutlaka hükümeti eleştirip yıpratacağım" diye uğraşmasa, Özal'ın müdahalesı olmadan birden düşurülen yeni zam karaıiarını alamazlardı. Piyasada birden fıriayan rakamları "basın, haberieriyle 'tahrik' etmişti". Bu zamlardan sonra yükselen fiyatlar "Bir süre sonra düşmeye başlayacak, esnaftan büyük sanayiciye kadar herkes yaptığı zamlann cezasını çekecektı". Birden gündeme giren ücretlere "ek zam" üzerinde herhangı bir bılgi almak olanaksızdı. Hükümet uyesine göre, uyguladıkları sistemi biz anlamazlıktan geliyorduk. Örneğin memurlara yeni maddı katkı. Hep açıklamışlardı Yılbaşında verdıklerine yıl ortasında yeniden bakariar, gerekiyorsa yeni ucret arttırımlarına giderlerdi 1987de böyle olmamış mıydı? . 1987'de enflasyona yüzde 20 hız biçmışler, temmuzda bir de bakmıslar ki fiyatlar daha fazla, yüzde 46'ya çıkarmışlardı ücretlerdekı artışı. 1988'de enflasyon hızmın ne olacağını bugün söyleyemezlerdi. Teknisyenler yeni yıl programını, bütçesini hazıriıyorlardı, ">fen/ hükümet kurulup bunlan gözden geçırdikten sonra onflasyon hızı da ek zamlar da saptanabilecekti". Peki yeni hükümet ne zaman kurulup açıklanacaktı? Tarihsel teknik saptamalara göre, yeni hükümetin programını okuyup güvenoyu alması ocak ortalanna doğru uzanabilirdi. Öyleyse, "her şeyin ne olacağını, nereye varacağını anlayabılmemiz için yeni hükümetin bir ay sonra işbaşına gelmesini beklemekten" başka çaremız yoktu Oar gelırlinin korkmasına neden yoktu. Hükümet "ucretleri yükseltme olanağına her zaman sahipti, mağdur etrmzdi kitHükümet üyesi, "Herkeskolayını bulmus, özel sektör zam yapryor, hukümetten geldiğinı söylüyor. Niçin Koçflara, benzerlerme yüklenmiyorsunuz?" diye soruyor. Sorsak KİT1 lerin ana gırdilere yaptığı zammı söylüyor özel sektör, KİT'lere başvursak hükümet politikasına uygun fiyat getırıyoruz diye gerekçe buluyor. Bu gerçeğı hatırlatınca, hükümet "KITIer de belediyeler de bağımsız, yaptıklan zammın sorumluluğu bize ait değil" diye konuşuyor. Bir kısır döngü. Muhalefet de bir âlemmiş. Pancar üreticisine taban rakamı yüzde 80 arttırarak fiyat veriliyor, doğal olarak şekere zam geliyor. Ama muhalefet taban fiyatı az, şekere zammı çok buluyormuş. Ne hikmetse kâğıda zammın sorumlusundan söz açınca, hükümet üyeleri lafı başka yönlere aktarıyorlar. SEKA zarardaymış, dünya fiyatlanna göre kâğıt bızde ucuzmuş, sübvansiyondan kaçınıyorlarmış. Toplu taşımacılıktakı fiyatlan yüksek bulan Başbakan, Houston'dan "indirin" buyruğunu veriyor, ama zam yapan belediyeler bağımsız. Zamlar tam Özal giderken bireyleri kavurmaya başlıyor, neredeyse kimileri Başbakan'ın zamlardan habersiz olduğunu, indirim buyruklarıyla halkı koruduğunu ilan etti, etmek üzere. Görüşmelerden çıkan sonuç, zamların hükümet kararlarıyla ilgili olmadığına. hükümetin inandıöını gösteriyor Zamları kimse üstlenmediğine göre muhalefet Millet Meclısine bir önerge verip son fiyat fırtınasını kimin yarattığınm araştınlmasını istemeli. Yoksa hükümet üyelerinden dinlediklerimize bakılırsa, Özal, pazar günü Ankara'ya geldiğınde soracak: "Kim yaptı bu zamtan?"... Zamları protesto mitmgi ANKARA (Cumhuriyet Bıırosu) SHP, seçimlerden sonra art arda gelen zamları, 67 ilde birden düzenleyeceği toplantılarla protesto edecek. SHP 19 aralık cumartesi günu hava koşullan nedeniyle 66 ilde "adaletsiz »ergiyi protesto" için salon toplantıları, Hatay'da ise miting düzenleyecek. Genel Başkan Erdal İnönii de Hatay mitingine katılarak bir konuşma yapacak. SHP'nin zamları protesto eylemleri dün akşam yapılan merkez yurütme kurulu toplantısında kesinleşti. Seçim bölgesi İzmir'den mazbatasını alan ve seçmenlere teşekkür gezisini tamamlayarak Ankara'ya donen SHP Uderi Inönu'nün topladığı MKYK'da, TRT'yi protesto yuruyuşünün ise ileri bir tarihte yapılması benimsendi. Seçim sonuçlarının da değerlendirildiği toplantıda MKYK'nın genel olarak seçim sonuçlanm, "Bu koşullar içinde basarılı bulduğu" bildirildi. SHP Genel Başkanı tnönü, MKYK toplantısı oncesinde, TRT'nin zamlarla ilgili tutumunu eleştirerek, zamlar konusur.da partiler arasında açıkoturum duzenlenmesini istedi. Bayındırhk ve iskân Bakanı Safa Giray'ın, "Zanüann sorumlusu millettir" sözlerini de "şaşkınhk" olarak niteleyen İnonü şöyle dedi: "Bö>le saşkınca sözleri bıraksuılar da zamlardan >azgeçsinler. Zamlardan vazgevemivorlarsa bizimle birlikte zamlara karşı e>leme katılsınlar." lnönü, TRT'nin muhalefete ekran kısıntısı getirmesini de değerlendirirken de "Bugun guncel haber konusu zamlardır. Halkı doğru bilgilendlrmesi, tarafsu olması gereken TRT'nin zam haberlerini yok sayması, bir görev ihmaiidir. TRT yoneticüeri, laflan bırakıp, zam haberlerini iyi veraİBİer. diye kor.ıı. ıu. Zamların "adaletsi/ vergi" olduğunu belirten, sonradan yapılan indirimlerin de zamlann hiçbir gerekçesi olmadığını gösterdıgini vurgulayan lnönü, şunları soyledi: "Zamlar yalnızca bötçe açığmj kapatma ve bilmedigimiz harcamalan karşılamak için yapılnustır. Adalelsiz verpdir. Halktan yeni bir vergi almak için Meclis karan gerekir. Henüz seçim yeni bitmts, Meclis loplanamamış, kimin sorumlu oldugu belli değil... Böyie bir dönemde, hem de adaletsiz bir vergi alma>a yöndmek, görülmemiş bir insafsızlıktır, kendini bilmezlik ve saygısızhklır. Boyle bir seyi ifade etmek için kelime bulaımyorum." lnönü, daha sonra anayasa değişiklikleri ile hiikümetin guçlendirilmek istenmesine dikkati çekti ve "Yapdması gereken hiikümeü guçlendirmek degil, insafiandırmaktır. Hükümeti akıllandırmak, halkı sa\güı durama getirmek gerekmektedir. Bunu >apabili)orlarsa, gerisi mtsaldır" diye konuştu. kilerinde işadamları, genellikle "sağcı, antikomünist ve şoven" çevrelerden seçilir. Niçin böyiedir? Bilinmez. Bu sağcı, antikomünist ve şoven işadamları, Sovyetler ile yaptıklan ticaret ile palazlanırlar, mali güç; dolayısıyla siyasal güç elde ederler. Bu mali ve siyasal gücü de antikomünist parti ve çevrelerin daha da güçlenmeleri için kullanırlar. Teoriye bakarsınız, ooo, işçi sınıfı iktidara gelmiştir; gelmiş ve "proleter entemasyona/izmı" için seferber olmuştur. Teori bu.. "Pratik" ise bambaşka.. "Pratik"te resrni ideolojisi MarksizmLeninizm olan Sovyet bloku ülkelerinin şirketleri ile siyasal görüşü "antikomünizm ve antiscvyetizm" olan çevreler kol koladıriar. Sarı votkalar, havyarlar, kahrolsun komünizm ve gelsin paralar. Eee? İşte böyle.. Sovyetler'in "ticari işbirtikçileri", böyle bir düzen içinde "milli birlik ve beraberiik ruhu içinde" yaşarlar. Sarı votkalar. Ve siyah havyarlar.. Ve sonra kahrolsun komünizm. Ve gelsin paralar.. İşin özeti bu.. Bu bir "ince s/yassftir. Bu "ince siyasef antikomünist, antisovyet ve şoven çevrelerle "ticari ilişki" kurmayi gerektirirken, aynı siyaset geregi, "proSovyet partiler" de desteklenir. "ProScvyet partiler"\n giremedikleri ya da görüp de kabul etmek istemedikleri gerçek budur. Sovyetler'in ticari ilişkileri ile destekledikleri, antikomünist, antisovyet ve şoven işadamları, ülkenin siyasal yazgısında etkin roller oynarlarken, teori gereği ve Sovyet etkisi ile "proleter ehtemasyonalizmi" için yola koyulanlara, cezaevleri, sürgünler, kelepceler ve işkence uygun görülmektedir. Bu bir dram ve bu bir acı çelişkidir. öyle bir çellşki ki, bu uzlaşmaz çelişkinin "diyalektik" bir çözümü de yoktur. Bunun adı "ince siyasefMr. Bir yanda Sovyetler ile ticari işbiriiği kuran antikomünist, antisovyet ve şoven işadamları.. Sarı sarı votkalar. Kara kara havyarlar. Ve sonra kahrolsun komünizm edebiyatı.. Ve sonra gelsin rubleler. , Öte yanda teori gereği Sovyetlfcr'den destek aldığı söylenen "proleter enternasyonalizmi" peşinde koşan "proSovyef' partiler. Gelsin ağır hapisler. Sürgünler. Zindanlar. işkenceler. Antikomünizm ve antisovyetizme yeni mali kaynak ve siyasal güç yaratan bir "yeni enternasyonalizm"ö\r bu! Ek zam zirvesi sahipsiz (Baştarafı 1. Sayfada) taraf degiliz. Bir zirve düşunuluyorsa, bu, işçi ve işveren tarafımn konusudur. Bizim bu konuda bir çağnnuz soz konusu değildir" dedi. Turklş Genel Başkanı Şevkct Ydmaz da ek zam konusunun en kısa zamanda gerçekleşmesi gerektiği göruşunu savundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakaru Mükerrem Taş^oğlu, dün Esenboğa Havaalanf nda konuyla ilgili sorulan yanıtlarken, şunlan söyledi: " Ek zam gundemde mi? Bu konuda bir zirve gerçekleşebilir mi? TAŞÇIOCLU Zirve konusu Çalışma Bakanlığı'nın konusu değildir. Ek zam olsun, Ucretler olsun, bunlarla ilgili her türlü konu işçi ve işveren sendikalan arasında halledilen bir konudur. Kamu işverenleri de bulunduğu ve zam bunlan da içerdiği için hükümet de bir yerde işveren oluyor. Bu yönüyle gözler daima kamu isçilerinin aldığı ücretlere çevriliyor. Zannediyorum ki, ek zam müracaatlannın sebebi budur. Ek zam müracaatlan bize referandumdan sonra, zannediyorum, resmen talep edilmişti. Biz bunu ilgili yerlere yollamıştık. Yeni zamlann gehnesinden sonra meselenin daha bir vehamet arzettiği düşüncesiyle bunu hızlandırdık. Yeni gelen zamlar, en çok sabit gelirlı, dar gelirli, yani işçi, memur, dul, yetim, emekh'yi etkiler. Çok etkiliyor, az etkiliyor bu ayrı bir tartışma konusudur. Ama en çok etkilediği kesim budur. Bunu görmezlikten gelmek doğru değildir. Bu kesimin kullandığı ulaşım araçlarında, günluk ihtiyaçlannda son zamlar ağır geldi. Nitekim Sayın Başbakaıumızın kulağına kadar giden bu reaksiyon yine onun talimatıyla bazı indirimler yapıldı ulaşımda. Doğrusu da budur. Ama bu yeterli midir, değil midir? Ama toplu iş sözleşmeleri değişmez anayasa kurallan değildir. İki senelik yapılır, ama fevkalade yükler gelirse, bunu düşünmek mecburiyetindesiniz. Siz nasıl bakıyorsnnuz olaya. TAŞÇIOCLU Toplusözleşmelerde biz taraf değiliz. Taraf olarak bakmıyoruz olaya. Üçlii bir zirve mi söz konasu? TAŞÇIOGLU Cçlü demeyeüm. Biz taraf değiliz. Biz bir anlaşmanın olmasını ve çalışanlar kesiminin yükünun hafiflemesini isteriz. Doğrusu da budur. Zirve düşünülüyorsa, bu işçi ve işveren tarafımn konusudur. Sizin düşüncetıiz nedir? TAŞÇIOGLU Toplusözleşmelerde elde edilen haklar artık latmin etmekten çok uzak bir sınıra dayanmış ise, o hakları yeniden düzenlemek şarttır. Bu anayasa hükmu değildir. lcabında anayasa bile değişir. Nasıl bir formül düşünüyorsunuz? TAŞÇIOCLU Mesela onlann ek zam talepleri vardı. Biz onları aldık gerekli yerlere volladık. Bu daha mı azdır, daha mı çoktur bilemem. Evvela bir zamma karar verirler. Ondan sonra miktannı belirlerler. Bunun bir siyasi malzeme olmaması lazım. Seçimler de bitti zaten. Yılbaşında ve 7. ayda da gerek işçi, gerekse işçi emeklileri açısından yeniden düzenlenecektir. Sizin bir çagrmız otabBir mi? TAŞÇIOCLU Benim vazifem bu değil. Ben bu faaliyetlerde nazım bölgeyim. Kanun böyle emrediyor. Taraf olarak gelsp oturamam. Tavsiyelerde bulunabilirim ve içinde buİunduğumuz koşullan, yetkili bakan sıfatıyla hükümete ifade ederim. Asgari öcret konusnnda bir ayarlama diişünüluyor mu? TAŞÇIOGLU Asgari ücretin bunlara bir tesiri yok. Bugün yüzde 25'tir asgari ücretle çahşan. Bundan sonra daha da azalacaktır. Toplusözleşmeyle çalışanlar zaten asgari ücretle çalışmazlar. Yan ucretleri vardır. Asgari ücret bir ölçüdür. Zamanı gelirse, hatta zamanı gelmeden önce, yeniden belirlenebilir. Bu konu, asgari ücret ile halledilmez. Asgari ücrete bilmem ne kadar zam verseniz, bir fayda sağlamış olmazsımz!' Turklş Genel Başkanı Şevket Ydmaz da ek zam konusunun en kısa zamanda ve derde şifa olacak ölçüde gerçekleşmesi gerektiğini ifade ederek, Cumhuriyet muhabırine şunları soyledi: "Hükümet kunılmadan, >a da Başbakan Türkiye'ye donmeden bir talepde bulunmanın bir yaran >oktur. Ek zam konusunda hükümet sözlcrinin ne kadar geçerli olacağı Başbakanın tavnna bağlıdır. Çünkü Başbakana sormadan hiçbir bakanm böyiesine parasal konularda re'scn harekel ettigi bugüne kadar görülmemiştir. Ancak şu gerçektir ki, ck zam konusu en kıs» zamanda ve derde şifa olacak ölçnde gerçekleşmelidir." Haktş Genişletılmış Başkanlar Kurulu dün yaptığı toplantıdan sonra, ek zam isteğıne karşın hükümetin suskun kalmaya devam etmesi durumunda bir dizi eyleme başvurulacağını açıkladı. UNILEVER TÜRKİYE Ü ŞİRKETLER GURUBU YENİ ADRESİMİZ: YILDIZ POSTA CADDESİ YENER SOKAK No: 3 BEŞİKTAŞ, İSTANBUL y TELEFON NUMARAMIZ 1754545 (30 HAT) TELEKS 28548 UNIBTR 1754579 • • • • • UNILEVERİŞ TİCARET VE SANAYİ TÜRK LTD.ŞTİ. DOSAN KONSERVE SANAYİ VE TİCARET A.Ş. LEVERİŞ TEMİZÜK MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. MARMARA HOLDİNG A.Ş. GveA.BAKERLTD. FAX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle