Katalog

CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 30 KASIM 1987 TELEVtZYON 0630 Açdış Apkögretfm 08.00 Gnnaydın Türkiye Proframda habtrler, hava sohbeti, jimnastik, sohbet, çizgîJUm (Baüazar/. dizi flbn (Uyumhı AileJ ve çtjitli müzik yer altyor. Haldun Taner, Şehir Tiyatroları'nda "Keşanlı AliDestanı"yla anılıyor aoğlu'nun sahnede Kiiltür Servisi Taner Barlas MimTiyatro, yeni mevsimi "Koza"ile açtı. "Koza", Adalet Ağaoğlu'nun yazdığı "Kozatar" ve "Çıkış" adh tek perdelik oyunlardan Taner Barlas'ın biitünleştirdiği bir oyun. Dış dünyaya kapanan, kapanmayı dileyen kadınlarla çıkış yolu arayan bir genç kızm uykülerini iç içe işleyen "Koza"yı Taner Barlas sahneye koydu. Kenter Tiyatrosu'nda salı, çarsamba ve cumartesi günleri sergilenen Koza'mn dekor ve giysilerini Metin Deniz hazırladı. Oyunda başhca rolleri Alev Aykent, Nazlı Tosunoğlu, Şebnem Sönmez, Aysun Aydın ve Taner Barlas paylaşıyor. 10.00 Kapanış 15.00 Açıiış Haberier 15.15 Ögleden Sonra Progmmda Komımuz Konuğuıma. Türk Haik MtUiği, Sfeiıt İçin, Bizimle Oynar mıSBiız ve GOrOnOm adh haber program katekri yer ahyor. Olür ise ten ölür, can ölesi değil ~ İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın düzenlediği Haldun Taner'i anma günleri bugün "Keşanlı Ali Destam"nın Harbiye Munsin Eriuğrul Tiyatrosu'nda yapüacak galasıyla başlıyor. tlk kez seyirci önüne 1964 yılında çıkan oyunda, Keşanlı Ali'yi Erhan Yazıcıoğlu, Zilha'yı Zeliha Berksoy, Şerife Abla'yı Suna Pekuysal canlandırıyor. 1964 'te oynanan ilk oyundan bir tek Ani lpekkaya var. ANNA TURAY ~ ne sıcak, saygısı öylesi ne büyük ki, "Bu oyun benim için bambaşka bir sonımluhık" diyor. İşte bu yüzden oyuna "Ferhangi" bir şeyier katmamış, "muzırlıklar" yapmamış Ferhan Şensoy. "Özdlikie dokunmadun. Haldun Bey'in çıragıyıra ben. Onun yanında yettstim. Ondan çok uzak degil üslubum. Ama metnini saür satır korudum. Çünkü burada Haldun Hoca'nın avukatı oiarak bulunuyorum. Bir yazar oiarak başkasmın benim metuüerimi degtştinnesini istemem. O da istemezdi. Çocuguydu onun 'Keşanlı Ali.' Ama hayatta olsaydı, kafa kafaya verseydik bdlri kendi degisiklik yapardı. Zaten öyk ustalıkla ymzdmış ki eDenmesi de gerekmiyor. HalduB Bey kitabının önsözünde 'benim talihim oyunumun çok usta yönetmenlerin eline düşmesi' diyor. Ama çalıştıkça farketrim ki asfanda bizim taühimiz bu metfaı, rejisöre bk sürü imkta t«nıyan, tüyo veren, epik tiyatro unsuriannı parantez içinde sunan bir metin." Ferhan Şensoy "muzırlık" yapmadığını, ama hocasırun rnuzırlıklannı komduğunu belirtiyor. "Sadece fantezilerim var içinde. O metne yaraşan fanteziler. Meseia efektçiyle konuşma var bir yerde. Ben onu bütiîn oyuna yaydım." Oyunda Keşanlı Ali'yi Erhan Yanaoglu, Zilha'yı Zeliha Berksoy, Şerife ablayı Sana Pekuysal canlandırıyor. 1964'te oynanan ilk oyundan bir tek Ani tpekkaya var. Bu kez yönetmen yardımcılığını da üstlenen Ani lpekkaya yine aynı rolü, Madam Olga'yı oynuyor. Yaklaşık 40 kişilik bir oyuncu kadrosu çalıştı "Keşanlı Ali Destanı" için. Müziğini Yalçm Tura'nın gerçekleştirdiği oyıınun müzik yönetmenlığini de Önder BaS üstlendi. Koregrafi Selçuk Borak, dekor Mengü Ertel, kostümler ise Aydogmuş imzasım taşıyor bu kez. "Keşanlı Alf'nın babası Haldun Taner'in Ferhan Şensoy'un yaşamında ayrı bir yeri var. " O benim de babam gibiydi. Ailemi tiyatrocn olmam için o ikna etti. Ölümünden birkaç gün öncesine kadar gohişürdük. Ona danışırdım. O öldükten sonra danışabUeceğim, başım sıkıştığj zaman gidebüecegim kimse kalmamasının boşlugupu yaşadım. Hâlâ da yaşıyonım. Yapıcı. yiireklendirici, doğru şeyier söykrdi hep. En son 'Içinden Tramvay Geçen Şarkı'yi seyretti. Çok şaşırmıştı. Karl Valentin gibi zor, absiird bir yazan, dünyanın hiç bir yerinde kendi ülkesinde bile tutturamamış bir oyunu seyirciye sevdirdigimiz için 'sen nevi şahsına münhasır bir mizah ve bunun tiryakilerini yaratmışsın' dedi. Sonra da bir Fransız yazan olan Cami'yi yapmamı istedi benden. Karl Valenlin'den çok daha zor Cami. Okudum ve bu olmaz dedim. 'E Karl Valentin olur muydu peki?' diyerek güldü, sırtımı sıvazladı. Böyle bir pencere açtı bana. Şimdi Cami'den bir oyun yapmak istiyorum. Onun vasiyebdir bana. Ötmeseydi beraber çalışacaktık. Şimdi çok korkuyorum. Keşke hayatU olsaydı da yapüğımı görseydi. Yalnız hissediyorum kendimi. Yapacağnn, ama Hocam yok." 17.00 Haberier 17.15 Uzay Saati Günes sisumindeki gezegenkrm ıuaü oiuftuklan ütcekniyor. 1730 HeMan tskeiotor kralın yanına gizlke yaklasarak onu kristal heykel haline getirmtk ister. Ancak bir kaza sonucu geneml bu tuzefa dOser. HeMan ve Teela bu büytiyü bozacak bilgiyı aramaya çtkariar. 18.00 Her Şey İnsanlar tçin Seden Ktzıltunç, Pekcan Kofar, Erol Günaydm, Gülat Karaman, Goksel Kortay, Sebna Kotor, Leyla tnce, Altuğ YOcel, Üstün Asutay, Mert Asutay ve Erdofan Stcak'ın roi aldığı programda aüeyt yönelik konular bir senaryo çerçevesînde geçen oiayiar sekiinde ısleniyor. Aynca, çocuktara oyuncak seçtmı, taksi müsteri Uifkilen. dUekçe yazımı ve krahaciz konulannda uzmanlar açtklayıa bilgıler veriyor. 19.00 Palmer Kasabası Kasabaya geten eski bir mahkum Bessienin çocukhık arkadası ile evlenmiştir ve kansı hamiledir. Luther bu adama dükkânında is verir. Ancak kasabalıiar Hariey'e fOvenmemektedirler. Harley seyahate çtktıgmda kansı dogum yaparken Olur. Harley bu oiaydan BessWyi sorumhı tutar. 20.00 Haberier ve Hava Durumu 21.00 Kaynanalar Kantar gOzlerini Or%an Nakli Vakfı'na bag~iftamaya karar verir. Dursun, Kerim ve Şerafeltin de aynı feyi yapmaya karar verirler. Bu arada Ştrafetlin, Halkla tliskiler Uzmanı Sibei hanvmn kâtdirini sevdigini söyler. Kerim ve Dursun, buna çok gUaier ve Şerafettin'e bir oyun oynamaya karar venrler 21.55 Ekonomi Dünyası Progmmda, gunctl kortularm yanı stra, Manisa ve Denizii Organize Sanayi Belgtkri ek ahnıyor. Organize sanayi bötgeleri ve kuçük tezgâhlann ulke ekonomisindeki ytn anlatıhyor. Drvlet Bakam Tmaz Tiliz, Patent Bankası hakkında biigi venyor. tstanbul Ticaret Odaa'nm Onculuğünde yapılan tuketki yemini ytr alıyor. Programm son bölümundt, ilgi çekici gOrünıaltr var. Ozellikle hanımlan Ugilendinm bu bOlümlt, önümuzdeki ythn ihroç matlan ünlü mankenler ejttğinde tanıtüıyor. 23.05 Buddenbrooks Ailesi Buddenbrook fadasmaı yüzüncü yıh kutlanır. lsler Thomas'ın arzu ettiği gibi titmemeJttedir. Mudür Veinschenk tutukhaur. 23.55 Haber Dosyası Kapanış IKİNCİ KANAL 18.58 Açıiış Haberier 19.10 Merhaba Çocuklar: Bizim Sınıf Eizim Sın\f bu hafta oğrelmenler gününO kuthıyor, Bu arade Oğretmenlerine bir sürpriz hazuiığı içindtler. Programm konuk oyuncusu Suna Selen. 19J5 Bizim Saztmız Biztm Sözümüz Mehmet Erenkr'in konusmacı oiarak katıldığt ve Tark Halk Muvğmde miskeı ayağmın konu edUdiğı bu programa katılan sanalçılar ve soykyecekleri türküler sımsıyÜL Güner Karabacak: Havada durna sesi gkir, Mehmtt Erenler. Badı saba. TMay KuJahçL Ermeneğin kekiikien Otuyor, Şahin Gültekin: Güvtrcın uçuverdi tzmarit Nuri, tstidacı Derviş, Bileyci Temel, Hafize, Hamal Niyazi işte yine sahnede. Bu çapaçul, döküntü koro az sonra bir ağızdan şarkıya başlayacak. "SinekJidat buraa / Şehre tepeden bakar / Ama şehir ırakta / MasaUardaU kadar / Te burası biziın ev / Kontrplak dört duvar / Bir kapı öç pencere / Tenekeden damı var / Devlet bizlen u^raşır / Polis bizien hıriaşır / AggJar leş kargası / Sus parası szdınr / Biri hamal kalaycı / Biri süfli dilenci / Biri lupti macuncu / Hdvaa ya köfted / Kızlar çogu Uzmetçi / Ya giderler tiitüne / Yoldan çıkaa da olur / Giinahlan boynuna / lşsiz çogu erkekler / Kahvelerde pinekler / Irgat olur bansı/ Ameleük ederier.." Birazdan Beşvakit Niyazi, Çakal RUstem, Teke Kâzım, Kürt Sabri, Sipsi Selim ve ötekiler fırlayacak sahneye. Sırası gelince yOznumara mütevellisi, belacı Şerife ablayla Zilha da sahnede yerlerini alacaklar. Sineklidağ'ın efesi Keşanlı Ali de. Eskisi gi Seyhun Topuz'un neykel sergisı Kültür Servisi Seyhun Tozup'un heykel sergisi, 126 aralık tarihleri arasında Maçka Sanat Galerisi'nde yer alacak. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü'nü 1971 yılında bitiren sanatçı, 197880 yılları arasında New York An Students Leaçue'de heykeltıraş Jose de Creeft ile çalışH. Daha sonra yurda dönen sanatçı, 19831984 yılları arasında tekrar New York'a gitti ve çalışmalarını orada sürdürdü. Halen tstanbul'da çalışan sanatçı, bugüne kadar iki kişisel sergi açtı ve birçok karma sergide yapıtları sergilendi. 23 YIL SONRA "KESANLr ilk kez 1964 yılında izleyici önüne çıkan "Keşanlı Ali Destanı", 23 yıl sonra Ferhan Şensoy tarafından Şehir Tiyatrosu için sahneleniyor. Şensoy "benim için bambaşka bir sorumluluk" dediği oyun için "muzırlıklar" yapmamış, "Ferhangi" bir şeyier katmamış. bi. Hiç degışmemiş Ali. Kaşta bıçak yarası, yilzde Halep çıbanı, morgol gömlek giyiyor, gümüş köstek takıyor. Ama Sineklidağ sakinleri aksamlan Harbiye Muhsin Ertüğrul Tiyatrosu'nda toplamyorlar artık. Gerçi Sineklidağ hâlâ sinek ve pislik içinde. Hâlâ kızlar yoldan çıkıyor, erkekler işsiz, kahvelerde pinekliyor. Ancak Haldun Taner "Keşanlı Ali DestanT'nı yazalı 20 küsur yıl olmus. İşte bu yüzden Zilha gazeteden asi prenses Stephanie'nin değil, mahzun prenses Süreyya'nın aşk maceralannı okuyor. Kenan Evren'in değil Cemal Gürsd'in portresi var sahnenın ortasında. lstidacı 75O'ye değil 75 kuruşa yazıyor adi sıla mektubunu. Beşvakit Niyazi'ye gelince. "Allah Allah" şarkısını söylemiyor . "Alişimin Kaştan Kara" türküsü takılmış diline. "Keşanlı Ali Destanı" ilk kez izleyici önüne çıktığında yıl 1964'tü. Gülriz Sunıri Engin Cezzar Tiyatrosu sahnelenen ilk Türk epik ovunu olan "Keşanlı"yı Küçük Sahne'de, aralannda Semiha Berksoy, Genco Erkal, Çetin ve Ani lpekkaya ile Aydemir Akbaş'ın yer aldığı kalabalık bir oyuncu kadrosuyla sergilemişti. Birkaç ay sonra bir gazete "Şimdiye kadar Almanlann 'Üç Metelik' operası, IngiUzlerin My Fair Lady'si, Araerikalılann 'Porgy and Bess'i, Fransızlann 'tnna la Douce'u var diye haset eder dnrurduk. İşte artık bizim de 'Keşanlı Ali Destanı'mız var" diyordu. Aynı yıl Atıf Yılmaz tarafından fiJme de alınan "Keşanlı Ali Destanı" sonraları yalnızca Türkiye'de değil, Ingiltere, Almanya, LUbnan, Çekoslovakya, Macaristan ve Yugoslavya'da da yüzlerce kez sahnelendi. Şimdi de Haldun Taner'in gözbebeği, sevgili "Keşanlı"sı, tiyatroculuğun nasıl efendice bir iş olduğunu ispatlamak için ailesine hep Haldun Hoca'sını örnek gösteren Ferhan Şensoy tarafından sahneleniyor. Şensoy'un hocası Haldun Taner'e duyduğu sevgi hâlâ öylesi GOYA'YA MEKTUP 20.00 Klasik Müzik Betthoven'in Cariola UverturO seshmdiriliyor. \apıüarınızı karalıyorıız, affedersiniz Sevgili Goya, sizinkiler çağlarının geneğini sosyal kuralların gereğine göre yaşıyorlar. Biz sizin bildiğiniz "tslamda suret yasağı"nın uzantısım şimdi kitaplarda, sanat yapıtlarmda sürdürüyoruz. Ellerimiz uluslararası sergilere değin uzanıyor. Son günlerde işi biraz daha azıttık, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kurul kurarak, yapıtlanmzı onların korku umacılığında karalayıp duruyoruz. DT. HAYDAR DÜMEN Dün bir gazeteyi açtığımda o göznunı, o sanat ve estetik başyapıtı, o insanlığın ortak değeri, geçmişin geleceğin incisi, müzelerin gözbebeği yapıtın, Çıplak Maya'run sansürlenmiş, meme uçlanna ve cinsel bölgelere kara bandajlar çekilmiş durumunu görünce, içim ezildi utandım, utandım... Senden özür diliyorum Goya. Nicolas Poussin (15941665), Giorgia Vasari (15111574), Matharn (1607), Antonie VVateau (16841711), Vetasquez (1671), Tiziano Vecelio (1531), Renoir, adını burada saymak istemediğim büyük ustalar sizlerden de utanarak özür diliyorum. O sizler ki, geleceğin dünyasıru kuran insan beyninin sınırsızlığına, ilk kapılan açanlar, özgür düşüncenin, insan onuruna en yakışan ve gerekli olduğuna inanarak, bizleri var eden mimarlarsınız. Ve bizler Vandalist (yıkıcı) bir felsefenin, bilincsiz korkulanyla, başyapıtlarımza el uzatıyor, onları elierimiz titremeden karalıyoruz. Affedersiniz. , Bunun için savunma hakkı istemiyorum, ama nedenlerinden birini açıklamak istiyorum. Belki döneminizde bile göriilmeyen kara bir bağnazlığın, ülkemizde hâlâ kol gezmesini bağışlayabilir misiniz bilmem. Aslında hiçbirimizin bağışlanacak yanı mız yok. Çünkü başyapıtlannızı bizim adımıza, ahlakımızın bozulmaması adına, karalayan, lekeieyen zihniyete, kaç yürekli aydın karşı çıkıp da "Ne oluyor efendiler! Kendinize gelin, düzelecek korunacak bir ahlak söz konusu ise, kendi ahlakınızı düzeltin" demiyor, diyemiyoruz. Bizler, "Her koyun kendi bacağından asılır" atasözleriyle büyumüş dışı aydın, yüreği karanlık insanlar gibiyiz. Bizler koyunluğu benimseyince de, her dönemde, bacagırnızdan asacak birileri mutlaka çıkıyor. Asıl demek istediklerim bunlar değil. Efendim, sizin tablolannızdaki çıplaklığı, 21. yüzyıla doğru plajlarda üstsüzlerin kol gezdiği bir ülkede yaşayan insanlarımız görürlerse, akıllan başlarından gider, ona buna, sokaktaki kadına kıza, saldırabilir korkusuyla bunu yapıyonız. Bunu yaparken de tarihe, dosta dusmana "İşte biz böyleyiz", "Biz barbarız, biz sanat ve uygarlıktan anlamayız"diyoruz. Bir sanat başyapıtı da olsa, bir tablodaki çıplağı görünce ne yapacağımız belli olmaz referanslannı veriyoruz. Düşmanlanmız, bu belgeleri dünyaya dağıtsalar bu utanç tablosunu daha yüz yıl silemeyeceğimiz gibi, yüzüncü kuşaktan torunlarımıza da bu kara mirası yüklüyor, onları ipotek altına aüyoruz. Sevgili Goya, içim ne kadar dolu ki, bir türlU asıl demek istediğime gelemiyorum. Siz o tabloları yaparken, bir insanı çiziyor, onun özelliklerini, ayrıntılarını, estetik ve ölümsüz yanlarını tuvale işliyordunuz. tnsan dosaygı ve güven duygusu taşıyorsa, bunu öteki insanlara da yansıtır. Çünkü daima içimizi yansıtınz dışa. Böylece güvenli, saygılı bir dünyada daha yürekli, daha insan değerleriyle donanmış olumz. Bu da insanca yaşamak demektir. Bizim halkımız da buna yaraşıktı. Bu evrimleri yapacaktı. Sizinle aynı çağı yaşamış Karacaoğlan'dan sunduğum bir iki dizede göreceksiniz. Sizin tuvalde yaptıklannızı o da sözde sazda yapıyordu. "Güzel ne güzel ololmuşuz. Saklanmaya başlamışız. Korku içinde olan tüm canlılar gibi, karanlıklara sığınmışız. Kadınlanmızı soktuğumuz kara çarşaf da, bu korkunun sonucudur. Onu hep cinsel bir materyal gibi düşUnmüşüz, bir başkası gördüğünde kapıverecek sanarak saklamışız. Bu korku kadınımızın özüne de sinmiş, o da kendinden korkar olmuş. İşte böyle Sayın Goya^aşayıp, savaşıp gidiyoruz. Sizinkiler aya, uzaya, Merih'e falan gidiyorlar. Çağlannın gereğini sosyal kurallann gereğine göre yaşıyorlar. Biz sizin bildiğiniz "lslamda suret yasağı"mn uzantısım şimdi kitaplarda, sanat yapıtlarmda sürdürüyoruz. Ellerimiz uluslararası sergilere değin uzanıyor. Son günlerde işi biraz daha azıttık, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kurul kurarak, yapıtlanmzı onların korku umacılığında karalayıp duruyoruz. Kim bu kurul mu dediniz? Çağ atlama yutturmacasında olan bir hükümetin sanat alanında hiçbiri de uzman olmayan maaşlı birileri işte. Şaşırmayın ve durun. Ne demek istediğinizi anlıyor ve dediklerinizi duyar gibi oluyorum: "Sanatsız çağ atlanmaz, okuma yazma bilmeyen ilkel bir topluma, okuma yazma öğretirseniz, okuma yazma bilen ilkel bir toplum olurî' Ekonomik kalkınma, ulusal gelir, o toplumun kültürünü yansıtmaz. Hele çağdaşlığı asla! örnekleri güney kıyı komşulanmızda var. Bunları hepimiz biliyoruz.Bu çağ atlama şarlatanhğını da biliyoruz. Buna inanıyoruz da. Ne var ki, onlar ileri atılıyoruz diye sloganlar atarken, bizler bunun çok gerilere bir atlama olduğunu da görüyor biliyoruz ama bu bizlerin sizlere karşı utancımızı azaltmıyor, üstelik arttırıyor. 20.10 Maupassant Hikfiyeleri: Baba ve Ogul (Aynntüı bilgi yandaki sütunhrdaj 21.00 Cumalı Kızık Uludafın eteklennde yer alan yedi adet Kızık kOyünden birisi olan Cumalı Kızık köyü, larihi çevre içindeki Oneminin yanı sıra, sosyal dokusu ile birlikle irdeteniyor. Lazar Berman piyano resitali Kültür Servisi Piyanist Lazar Berman, 7 aralık pazartesi günü Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 21.00'de bir resital verecek. Sanatçı konserinde, Schumann, Prokofıev ve Mussorgsky'nin yapıtlannı yorumlayacak. 1930 yılında Leningrad'da doğan Berman, ilk konserini 4 yaşında verdi. 1953 yılında Moskova Konservatuvarı'ndan mezun olan sanatçı, 1956'da Brüksel "Kraliçe Elizabeth" ve Budapeşte "Franz Liszt" Yanşmalarında ödül kazandı. 2130 Haberier 22.12 Kayıp tmparatoriuklar Son 23.00 Tele Mozaik Altan Asar'ın sundugu programda değinilecek konular junltr Zeki Müren'in dünü bufünü eski fılmlertnden ve sarkılanndan bölümler Şans (Ropörtajlan Ptrihan Savaş yapıyor. Emel Sayın, Kadır tnanır, Nünfer, Sezen Aksu ve Mıijde Ar ile) çağmızın hastatığı stress. Kadm Emeğim DeğeHendırme Vakfı'mn yaplırdığı GüngOren Çoeuk BakımevL Hayvanian Koruma Dernegi'nin Samandıra'daki kedikOçek çiflliğınde Nese Erberk, Serap Mutlu Akbutut, Tttlm Korman ile ruporlaj. 23.45 Haberier Kapanış RADYO TRT ve oyun havıUn. OtM KOye hıberler. M.M COnaydın. 07J0 Haberier. 07.40 Günün içmden. W»M Arkmn ymnn. 10J« Kua baberler. \*M Reklamlar. UM Kısa haberier. 1L«S Okul radyocu. 12J0 Kua haberier. İ U S Reklamlar. 12.lt TDrkOler geçidı. 12J0 TDrk Sanat MOziJı Ozel programı. İ U S Reklamlar vt radyo programlan. 13M Haberkr. 13.15 Müzik. UM Bölgesel yayın ve reklamlar. 14J0 Ceçen hafta 14.45 Türküler. ISJM Kısa haberier. 15.05 ögleden sonra. IİM Kısa haberler. 16JK Okul radyosu. 17JO6 Kısa haberler. YIM Iş ve işçı dünyan. 1123 BOIgesel ya>ın vt reklamlar 18.00 Çocuk babcesi. 1S.15 Haftamn çocuk şarkısı. ltM Rast fasb. lgJO Hafıf muzik ve reklamlar. 19M Haberler ve olaylann içinden. 20.90 Beraber ve solo türkülcr. 2050 Müzikallerden bir yüdız. 21.00 Kısa Haberler. 21.85 Turk sanat m(lzı|i dicleyici ıstekleri. 21J0 Apkögretim. 21J0 Hafıf müzik. 2240 Çesitli sololar. 22J5 Türküler. 22.40 Şarkılar. 23J0 Haberler. 23.15 Geceıün içinden. O0J5 Günün haberlerinden özetler. 01Ü0 Program ve kapuııs. T R T I I 0 7 J 0 Açıhs ve program. 07JI2 Solistkrden seçmeler. 07JO Haberler. 07.40 Turkükr ve oyun havalan. 0 M 0 tki solistten sarkılar 08J0 Sabah konseri. 09.00 Turkfller. 1».15 Çocuk bahçesL 9»J0 OrneUa Vanonı soylUyor. 10J0 Şarkılar 10.2« TÜÎICÜler geçjdi. 1M0 Tarihten sayfalar. 11.00 Beraber ve solo şarkılar. 11J0 Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 1L45 lekke ve Zaviyelenn kapatılması özcl programı. 12.00 TSM Erkekler Toplulugu. 12J0 Beraber ve solo türküler. 13.00 Haberler 13.15 Hafif muzik. 13J0 TRT Istanbul hafif müzik ve caz orkestrası. 14.00 Turkülerden bir demet. 14J0 Yıbancı dil dersi. 1SJ0 Küçük konser. 16.00 Turkçe sözlü hafif muzik. 16.20 Arkası yann. 16^0 Türküler. 17 J0 Küçük kora 17 J0 ÇeptS müzik. 1M0 Şarkılaı, 18.15 Türküler geçidi. I»v45 Turkçe sozla hafıf muzik. 19M Haberler ve olayiann ıçinden 20.00 Kbsik koro. 20J0 Yabana dil dersi. 21J0 Hafıf muzik. 21.45 Solistler geçidı. 22.15 Hafıf muzik. 22J0 Bir roman / Bir yazardan hiktyeler. 22.45 Türküler. 23M Haberler. 23.15 Beraber ve solo sarlular. 23.40 Hafıf müzik. 23.55 Ünlü eserler 00SS Program ve kapanış. T R T m 07J0 Aphs ve program. 07.02 Hafıf müzik. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah için mttzik. 09J0 Haberler. 09.15 Mttzikli dakikalar. 10.00 Metronom. 11.00 ögleye dogru. 12410 Haberler. 1X12 Günün konseri. 13Ü0 Ikı solistten sarkılar. 13J0 Türküler geçidi. 14J0 Konser saati. 15JM Çocuk korolan. 15J5 Solisller geçidi. 15.55 tki iOhstten tdrkuler. MJS Haftamn çocuk sarkısı. 16J0 Caz nıüzıgi. 17.00 Haberler 17.15 Sizler için. UM Studyo FM 19.00 Haberler 19.15 Besteciler Stiller. 2OM Müzik demeti. 21.00 Müzik kervanı. 22J» Haberler. 22.15 Çeşitli sololar. 23.00 15. tstanbul FesUvau'nden. 00J0 Gece ve müzik 01.00 Program ve kapanış. TEtrkuler geçidi. 1*40 Haberler. 1045 Sabahın getirdflüeri. UM Haberler. 1145 Türküler. 11.20 Şarkılar. 1135 Türküler. 12.00 Haberler. 1245 Müzik bahçesi. 13.00 Solistler Geçidi (TSM). 13J0 Turkükr geçidi. 1440 Haberler. 14.15 SazUuia Türk Sanat MUzigi 14J0 Türküler. 14.45 Saz eserleri. 1540 Sizin için seçtiklerimiz. 1640 Haberler. 16.05 Turküler ve oyun havalan. 16J0 tki solistten şarküar. 1740 Haberler. 17J0 Nihavent fash. 1S40 Program ve kapanış. I 95M Açıl* program ve kısa baberler. 0S.0Î Ezp kervanı. 95J0 Şarküar hondra'da 50 Türk ressam LONDRA (Cumhuriyet) "Yaşayan Türk Resim Sanatından Işıltılar" sergisiyle Londralı sanatseverler 50 ressamı bir arada görüyorlar. Ankara'daki "MiGe" Sanat Galerisi'nin, Dışişleri Bakanlığı ve Türk Ekonomi Bankası işbirliğiyle gerçekleştirilen sergide Eşref Üren ve Fikret Mualla gibi halen hayatta olmayan sanatçılar, Erol Akyavaş dan Abidin Dino'ya Avni Arbaş'tan Orhan Taylan 'a kadar birçok sanatçı yer alıyor. 26 kasımda açılan sergi, 8 aralıktan itibaren Cambridge'de devam edecek. Sergiyi düzenleyen Mine özman amaçlannın Türk resim sanatı konusunda tngiliz sanatseverlere fikir vermek olduğunu, Ortadoğu sanatında ihtisaslaşan bazı Ingiliz galerilerinin tablolarla ilgilendiklerini söyledi. "Satışlı" olan sergide fıyatlar 150 sterlinden (yaklaşık 350 bin lira) başlıyor, 1200 sterline kadar (2.5 milyon lira) çıkıyor. 2. KANAL / MAUPASSANT HtKÂYELERİ TRT I V 09.00 Açılıs, program ve haberler. 0945 Şarkılar ve oyun havalan. 09.30 ğanın başyapıtıdır. Sizler doğanın başyapıtını, yani insanı ölümsüzleştirirken, bir yandan insana yeriİebilecek en büyük değeri veriyor, bir yandan da insanı yani kendinizi daha iyi tanıyordunuz. 'Bir insan ne denli kendini tanırsa, o denli kendine saygısı artar. Çünkü insanın sonsuz yaratıcı potansiyele sahip olduğunu görüp öğrendikce kendine güven ve hayranhğı da artar. Bu onda kendine sevgiyi de pekiştirir. Kısacası bir insan kendine sevgi muşsun/Görülmeyi görülmeyi/Siyah zülfün halkalanmış/örülmeyi örülmeyi... Bahçende gülün güllenmiş/Şeyda bülbülün dillenmiş/Koynunda memen kirlenmiş/Emilmeyi emilmeyiî' Böyle daha nice aşk ve sevgi dizeleri. Tümü estetik, tümü insana özgu Ne var ki, bir "itbal küKiir", saçuıın telini başkasına göstereni bin yıl cehennemde yakacağı" korkutmasını hücrelerimize sindirmiş, insandan, görmekten, görülmekten, bakmaktan, bakılmaktan korkar Beklenmedik kaza vesonrası Yönetmen: Jacques Trefouel / Yapıt: Guy de Maupassant / Oyuncular. Christian Cloarec, Laure Duthilleul, Alexis Nitzer, Gilberte Geniat / Sürest 50 dakika. Kiiltür Servisi Fransız öykü ve roman yazan Guy de Maupassant'ın öykülerinden "Baba ve Oğul" bu gece ekranda. Fransız yönetmen Jacqnes Trefouel'in hazırladığı "Maupassant" adlı yapımda, babası bir av kazasında ölen oğulun öyküsü anlatıhyor. Filmin oyuncuları Christian Cloarec, Laure Duthilleul, Alexis Nitzer, Gilberte Geniat. Fransa taşrasmda büyük bir arazi sahibinin oğlu olan Cesar öğrenim yapmak için Paris'e gitmiştir. Av mevsiminde evine dönen Cesar, babasıyla birlikte ava çıkar. Av sırasında meydana gelen kaza sonucu babası ölür. Cesar bundan sonra babasının birlikte yaşadığı kadına ve çocuğa bakmak zorunda kalır. 43 yaşında delirerek ölen ve yaşamının ancak 12 yılında yazabilen Guy de Maupassant (18501893), seksen yıl önce bizde çok moda olmuş bir yazardı. Kendisini ölüme götüren cinnet bunalımları, onun yaşama karanlık, kötümser gözlerle bakmasına neden oldu. Hareketli geçen kısa yaşamı, yapıtlanna bol bol yansıdı. Baba ve Oğul / SANAT KUÜST BULMACA ~ Maymunların resim yapmaya hakkı var mı? resim yapabüecegini, yerli ya da yabancı insanlara duyurma konusundaki büyük çabalan... Baykam'ın bu konuyla ilgili oiarak yaptığı son çalışması ise I. Çağdaş Sanat Sergileri kapsamında Mimar Sinan Hamamı'nda yer alan referandum kutusu. Sanatçı, 1,5 ayhk süre içinde sergiyi gezenlerden, bir metre karelik kutuya girerek Batıh olmayan ressamlann yani "maymunlar"ın (Çünkü sanatçıya göre, bir Alman ya da Amerikalı, bir Türkün resim yapabilmesini, bir maymunun resim yapabilmesi kadar inanılmaz buluyordu) resim yapabilme hakkının olup olmaması konusunda oy kullanmalarını istedi. Referandum sandığı birkaç gUn önce açıldı. Ortaya çıkan sonuçlara göre Türklerin yüzde 97'si, yabancıların ise yüzde 94'ü "maymunların resim yapmaya hakkı vardır" diyordu. Baykam, Türklerin de resim yapabüecegini kamtlamak için bundan sonra da çalışmalarını sürdürecekti. Türkiye'de yapılan bu oylamamn dünyayı ya da Batıh ülkelerin tuiumunu değiştirecegini iddia etmiyordu. Ama bu bilinçlenmenin önce Batıh olmayan ülkelerde başlamasını ve Türklerin, Batıya karşı duyulan teorik aşağıhk kompleksinden sıyrılmasını istiyordu. Sanatçı, parasal imkânları olsa, bu referandumu her ülkede organize edeceğini, hatta New York Times gazetesine tam sayfa ilan verecegini de vurguluyordu. Ancak "trilyonlann konuşulduğu Türkiye"de, böyle paralar böyle düşüncelerle "evlenemedigi için" sanatçı şimdilik olayın kavramsal yönünün ve felsefesinin tohumlannı atmakla yetindiğini söylüyordu. SOLDAN SAGA: 1/ Japonya'da, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atoın bombalarından sağ kurtulanlara verilen ad. 2/ Kimi hastalıklarda yüzde, ellerde, ayaklarda görülen yangısız şiş... Haykırma. 3/ Edepsiz ve şamatacı kimse. 4/ Brezilya'nın plaka işareti... Erkek ördek. 5/ Kurnaz, açıkgöz... Devletimizi simgeleyen harfler... Bir renk. 6/ Bir tür deniz taşımacılığı... Avrupa'da bir başkent. 7/ Uğraş... Eski Mısır'da bir tanrı... tnsan vücudunun dış yüzü. 8/ Şarkı söyle>'en kimse. 9/ Ege bölgesinde bir körfez. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Tuzsuz taze peynirden nişasta ve pirinç unu konarak yapılan bir helva. 2/ Duşünce.. Araba hayvanının kayış takımı. 3/ Akdeniz'de yaşayan eti lezzetli bir balık.. Galyumun simgesi. 4/ Türlü bitki yaprak ve kabukları ile kokulandırılmış acımtırak bir içki... Nispet. 5/ Güney Amerika'daki dağ sırası. 6/ Birleşmiş Milletler'e bağlı bir kuruluş...Yapısına girdiği sözcüğe olumsuz anlam katan bir önek. 7/ Düz dam, taraça... Biçem. 8/ Utanma...İnleme. 9/ Çok iri ve zehirsiz bir yvlan türü. "Gramofon Avrat" satıldı Kültür Servisi 1219 kasım tarihleri arasında Stockholm 'de düzenlenen Türk Fitm Haftası'nda gösterilen, Yusuf Kurçenli'nin yönettiği "Gramofon Avrat" Isveç Televizyonu yetkililerince satın alındı. Türk Film Haftası'nda gösterilen diğer Türk filmleri Atıf Yılmaz'm "Hayallerim, Aşkım ve Sen" Engin Ayça'nın "Bez Bebek", Başar Sabuncu'nun "Asılacak Kadm", Muammer Özer'in "Bir Avuç Cennet" ve Ali özgentürk'ün "Bekçi" isimli filmleriyle birlikte gösterilen ve büyük beğeni toplayan "Gramofon Avrat "ın satın almması memnuniyet yarattı. Bir "Varlık Film" yapımı olan "Gramofon A vrat'' bilindiği gibi Sabahattin Ali'nin aynı adlı öyküsünden yola çıkılarak gerçekleştirilmiş ve başhca rolleri Türkân Şoray ile Hakan Balamir paylaşmıştı. Ressam Bedri Baykam'ın sanatçı yönüyle ilgili oiarak şimdiye kadar pek çok sey söylendi Beykam'ın sergı defterlerine yazılan "Hayranım sana Bedri" ya da "Bu da resim mi?" türünden uç düşüncelerin yer alması da bunun bir ifadni. Bedri Baykam için ne söylenirse söylensin yadsınamayacak bir gerçek var: Batıdışı ressamlann da aynı Balılı ressamlar gibi evrensel