17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30KASIM 1987 • • • • HABERLERİN DEVAMI • * "• ™ CUMHURİYET/15 İlk Gozlemler... (Bajtarafı 1. Sayfada) rak, seçim çevrelerine ilişkin barajlar ve kontenjan uygulaması ANAP'ın beklentilerine uygun otarak gerçokleşti. 3) Bu noktada ön plana özellikle DSP olgusu çıktı. ANAP kurmayları, DSP'nin SHP oylanna dönük performanstna bet bağladıklannı seçim öncesinde gizlememişlerdi; bu beklentileri de çarpıcı biçimde gerçekleşti. Birçok seçim çevresinde SHP'nin barajı aşmasını engelleyen DSP, kendisi partamento dışı kaldı, ama ANAP'ın milletvekili sayısını çoğaKmasına katkıda bulundu. İlk hesaplamalara göre ANAP bu sayede 50 dolayında fazladan milletvekili çıkartabikji. 4) Bu noktada, seçim ststeminin yapısındaki adaletsizJik çok açık biçimde ortaya çıktı. Bir seçim çevresinde örneğin yüzde 33'lük barajı tek bir parti kıl payı geçebilmişse, bütün milletvekillikierini de o parti kazanmakta, geriye kalan yüzde 66 oy ise boşa gitmektedir. Bu kural ülke çapında milyoniarca oyun geçersizliği sonucunu vermektedir ki, bu durumun demokrasi adına onaylanması zordur. ANAP'ın seçim sisteminde son derece bilinçli bir biçimde düzenlediği bu dengesizlik, öyle anlaşılıyor ki, pariamentoya da yansımıştır. 5) Bu dengesiztiğin ülkemizde demokrasinin geleceğine iliskin sonuçlan ne otabilir? Şimdiden bir kehanette bulunmak istemiyoruz; ama bu dengesizliğin demokratikleşme sürecine, eğer gerekli özen gösterilmezseolumsuz katkılar yapmasından korkanz. Dileriz ki bu gerçegi, ANAP iktidarı da değerlendirsin ve çoğunluğun her şey olduğu sanısına kendisini kaptırmadan, siyasetini daha sağduyulu bir yörüngeye oturtabilsin! GÜNEYDOĞU'ftan İZLENİMLER Gözetimsiz Seçim CELAL BAŞLANGIÇ ADANA Trenin ne olduğunu halk ilk kez görecekti. AdanaMersin demiryolunun açılışında Çukurovalılar, istasyonu doldurmuştu. Sonunda beklenen an geldi. Yıllar yılı yöre insanının "demir yüreldi sevgilisi" olacak lokomatif soluya soluya, düdük çalarak istasyona giriyordu. Herkes korkudan çü yavrusu gibi dağılmıştı. Bundan tam 101 yıl önce açılan AdanaMersm demiryolunda çalışan lokomotife ve vagonlara kimse uzun süre yanaşamadı. Bu garip ara:ı uzaktan seyretmekle yetindi Çukurovalılar. Hatta işletmeyi yöneten ortaklık, halkı lokomotife ve vagonlara ahştırabilmek için, bir ay sureyle herkesi parasız laşımış, sonralan ufak ücretlerle yöre insanını tren yolculuğuna alıştınnıştı. Neredeyse on yıl aradan sonra, "yönetim ve gözetim"in ağırlığı altında olmadan yapılan ilk genel secime de " I r e n i ilk kez gören Adanaldar" gibi, önceleri uzak duran insanlar, seçim havasına tam girmişlerdi ki, birden 'seçiın yasaklan" ile burun buruna geliverdiler. Çok kişi, son günlere doğru giderek yükselen heyecan ve harekete kendini iyiden iyiye kaptırmıştı. Seçim yasaklanmn başladığı saate değin, yörede partilerin ve adayların oluşturduğu konvoylar, son turlannda birbirlerine "nazire" yaptılar. Günun ilk saaılerinden başlayarak, Adana'da sandık başlarım dolduranlann yarısı Adanalıysa, diğer yarısı da Mardinli, Urfalı, Diyarbakırlı, Karslı, Hakkârili, Elazığlıydı. ANAP seçim sonuçlarını alabilmek için bölgede "telsiz agı" kurmuştu. DYP ise, "bügisayartı sonuç alma" yöntemine başvurarak il merkezine bir bilgisayar getirtmişıi. SHP ise, kendinden emın olduğu Adana'da "insan sayar" gucune güveniyordu. Partiler kendi sandık gözlemcileri için kumanyalar hazırlatmış, bir koldan üyelerine dağıtıyor. diğer koldan da "Hastamız, akrabamız var", "Yaşlı insan komşumuz" dıyerek, sandık başlanna goturülmek istenenlere yanıt vermeye çalışıyorlardı. "Bir oy bir oydur" diyerek partilere başvuranlara verılen yanıt değişmiyordu: Yarun oy bile olsa götüruruz... Güne, pınl pınl bir Akdeniz güneşiyle başlanmıştı. Adana'nın ana caddeleri, yeni temizlenmişti, ara sokaklara doğru girildikçe, çöp yığınlan artıyordu. lnönu'nün "göz boyayan parti" tanımlamasına, "göz boyayan betedij'e"yi eklemek gerektiğini duşunduk. Onca asfalt ihalesi yapılmıştı da, "Adana'nın yollan taştan" bile değil, daha çok tozdan ve topraktandı. Varsüların oturduğu semtlerde, oy kullanılacak ycrlerin önüne lüks arabalar park etmiş, kıpır kıpır insanlar sandık başlannda kuyruk olmuştu. Asfaltı bozuk, çöpleri birikmiş semtlerde ise, sandıklann bulunduğu yerde, hemencecik bir "seyyar satıtı çarşışı" kurulmuştu. Şalvarlılar, kasketliler, pıjamalılar listelerde adını arıyor, oyunu kullanıyordu. Seyyarlar, şalgam suyu, pide içi nohutlu pilav ve aşure satıyorlardı. Sokaklardaki cıvıltı, buyük bir eğlence yerının. "halk matinesi" duzenlediği izlenimini veriyordu insana. Gaziantep'te Hasan Celal Güzel programını. "Akşama kadar sandık başlannı dolaşmak" diye yapmıştı. Mersin'de Fikri âağlar, oyunu kullanır kullanmaz, "genel sekreteriik görevini yapmak uzere" Ankara'ya hareket etmişti karayoluyla. Bazı DSP ve ANAP'lılar, son gun SHP için çalışmaya karar vermişlerdi. Şanlıurfa'da bağımsız aday Inci Baba, cumanesi gunü yaptığı, " o n beş bin kişilik miting"ten sonra, zaten milletvekili olduğunu ılan etmişti. tncı Baba'ya göre, dün Urfa'da kullanılan oylar, "formalite icabı"ydı. Guvenlik guçleri de bu nedenle, "Aman bir olay çıkmasın" gerginlığini yaşıyordu. Mardin'de Ahmet Turk, Kasrı Kancosu'ndan çıkmış, günün erken saatlerinde oyunu, alınan ozel guvenlik önlemleri arasında kullanmıştı. Mardin'den Diyarbakır'a geçen Avrupalı parlamenterler ise "goreceklerini gormuşler", Diyarbakır surlannı gezmeye çıkmışlardı. PKK'nın "eylem yapacağı yolundaki beklentiler" nedeniyle, Olağanustu Hal Bölge V'aliliği sınırları içine gıren bazı illerde seçim sonuçlannın alınması bir gün sonraya bırakılmıştı. Geceleri helikopter kullanılması da tehlikelıydi. Bu nedenle sonuçlar havadan da laşınmayacaktı. Tum Türkiye'de olduğu gibi Güney ve Guneydoğu'da sandık başına gitmişti insanlar; on yıl aradan sonra örgutlerin seçtiği, parti merkezlerinın belirlediği, "velo kılıcı"nın uzanmadıgı adaylarla, "gözetim" altında olmadan... "Treni ilk kez goren Adanalılar" gibi, on yıl aradan sonra... UGUR MUMCU GOZLEM CÜMEYT ARCAYÜREK yazıyor Yüzde 36 = Yüzde 64 ANKARA Vay, vay, vay... Ecevit seslendi TV'den, "Başanlı olamadık" dedi. Yüz kez, bin kez lersine: Çok başanlı oidunuz Sayın Ecevit. Bugün yarın her ilde SİHP ile DSP'nin aldığı oyları lutfedip bir araya getiriniz. Göreceksiniz ki, sosyal demokrat oylardaki bölünme SHP'ye en azından e)lı altmış milletvekili yitirtti. Siz buna "başanlı" olamamak diyorsanız, eğer bu sonucun Türk demokrasisine hizmet verdiğini öne sürecekseniz, maşallah efendim! SHP'nin Özal'a yardımcı olduğunu bütün kampanya sırasında allayıp pullayıp söylediniz de ne oldu?.. Sosyal demokrat oylar bir araya gelebilseydi, en azından özal böyle rahat bir iktidara konamayacak, güçlü bir olasılıkla belkı de tek başına çoğunluğu sağlayamayacaktı. Artık anayasa ile oynasa, gün geçirmeksizin zamlaria elinden geleni yapsa, ne diyeceksiniz, ne yapacaksınız?.. İnsanın gülesi mi, ağlayası mı gelir kestırmek çok güç. Özal çıkmış ekrana "Seçim Yasası'nda öyle enteresan noktalar var ki" di • •• ye söze başlayabiliyor. Sanki seçim yasasını ANAP'laştıran, sanki yüzde 36 oyla, ülkenin yüzde 64 oyunu hiçe sayarak iktidara gelme yolunu açan bizzat kendileri değil. Muhalefet kendi çıkarına hazırladığı, çıkardığı bu yasayla özal'ın önünü tıkamak istemiş de "enteresan noktalarıyla " bu yasa, Başbakanı bir kez daha Başbakan yapmış. Şimdiden bir başka türkü söylemeye başladı. DYP'nin saat 00.30'da ikinci parti olabileceğini söyledi. Bu vurgulamanın altında başka anlamlar yatabilir Çünkü özal, işine gelen gerçekleri söyter, yarm öbürgün yapmak istediği siyasal manevralara uygun laflar etmekte çok mahirdir. Solun silinip gittiğini öne sürebilmek, DYP'yi yarınlarda ANAP'ın içinde eritmeye yönelik hazırlıklarının öncüsü olabilir bu irdelemeler. Şimdi sorun Mecliste yer alacak üçün birini kimin kapacağı hesaplarında. Özal beklediğini atdı. İnönü "yeterli" görmediği sonuçlarla geleceğe bakıyor. DYP lideri Demirel ise zaten iktidar aramıyordu. Ama umudu ANAP ın tek başına iktidara gelmemesi, merkez politikası ile koalisyon manevralarında ön plana geçmeye yönelikti. Kırk satır mı kırk katır mı diye sorsalar ikisinden birini yeğlediğimizi söyleyebilirdik. Ne çare ikisi birden başımıza, önümüze geldi. Hülya Koçyiğit'le futbolcu Samet, spiker kardeşimiz Mehmet ve Yetim Hüsnü ile renkli bir Meclis geliyor huzura. Anayasa değişirmiş, zamlar gelirmiş, hanedan daha güçlenip TV'deki dizinin pabucunu dama atarmış, ne gam. Yüzde 36 oyla kocaman, güçlü bir iktidar geldi ya, demokrasi zurnayla bir peşrev çaldı ya, ötesini boşverelim. Yarından tezi yok kansere çareyı bulabilihz. Evde kalan kızların kısmeti açılır, koca bulurlar. Sınrtta çakan çocukların hepsi bir üst sınıfa. Herkese beş yıl içinde bir otomobil, bir de konut. Otoyollar vızır vızır. IJer yer elektrik içinde. Cep delik cepken delik olacakmış. Bırakalım bu kıskançlıkla örülmüş taşlamaları. Oh! Öyle bir demokratik adım attık ki yemeyin yanında yatın. (Boftarafi 16. Sayfada) nava hazırlanmakta olduklarım zanneden kişilerin, bu gibi sınavlarda başanlı olmalan kesinlikle imkânsızdır. Bizim testimiz çok iyi ölçen bir testtir. Bu sınav şansa bağlı olsaydı, sınavda en başanlı olan öğrenciler arasında, en az gelişmiş liselerin öğrencilerinin de bulunması gerekirdi. Fakat göruyoruz ki, en ust tabakayı teşkil eden 3040 bin kişilik bir grup, kesinlikle bilgileri sayesinde bir yerlere giriyorlar. Bunu kabul edip, hiç şans olmadığını kabullenip, ona göre sınava ciddi bir şekilde çalışmaları gerektiğini belirtmek istiyorum. Her lise mezununa çen yıl dahıl biz hiçbir yıl hiçbir yeri kılavuzsuz bırakmadık. Matbaa hazır, kalıplar, kâğıt hazır. 50 bin tane basın diyoruz, derhal basılıyor. lsteyenlere gönderiliyor. Hiç paniğe gerek yok. Gençlere bunu duyurmak lazım. Kesin olarak da okul yönetimlerinin kılavuzlan mevcut ücretin ustünde satmamaları lazım. Eğer bağış ve benzeri gibi ücretler isteniyorsa bunu, derhal valılıklere bildirip şikâyet etsinler. Okul yönetimleri en ufak bir ekstra ucret isteyemezler. Okul yönetimleri aynca başka gruplara, dersanelere ve benzeri yerlere satış yapmayacaklardır. Bazen haber alıyoruz ki, falanca okul kendisine gönderdıgimiz bin kılavuzun 800"unu başka bir dersaneye göndermiş. Bu tamamen kural dışıdır. Buntı derhal bize şikâyet etsinler Bu kadar kılavuz basılıyor, ancak çocuklar ortalıkta sefıl perişan oluyorlar. Karaborsa satışlar yapılmak istenıyor ve her yıl böyle 7080 bin kılavuz bize geri dönüyor. Bu çok kötu bir şey. Bizim tarafımızdan hiçkimse kılavuzsuz bırakılmamıştır!' Eğitimimiz çarpık Sıııava nasıl çahf mak gerekiyor o halde? GÜNALP Bunun için dersaneye mi gitmek lazım? Sanmıyorum. öğretraen mi tutmak lazım? Sanmıyorum. Lise kitaplannda verilen bilgileri, birtakım kitaplan kendi evinde kendi kendine çalışmak dahi universiteye gırmek için yeterlidir. Ama maalesef eğitimımizdeki büyuk çarpıklığı ben görüyorum. Sadece ezbere dayanıyor. Bilgi yok, içerisi kof. Tekerlemelerle doldurulmuş zihinler. Bu tekerlemelere dayandırılan test denemeleri ile üniversiteye hazırlık sistemi... Böyle bir şey mümkün değildir. Üniversite sınavlarında belli okulların öğrencileri başanlı olmaktadır. Çünkü bu okullar sağlam bilgiler vermektedirler. Demek ki sınavda başanlı olmanın şartı, okuduğunu anlamak, matematiği iyi öğrenmek. Yoksa birtakım cambazhklar yapmak değil. IZMlR'den HIKMET ÇETINKAYA ın altına iniyor, SHP ise barajı aşarak uçüncü parti oiıvordu. Bu bölgede ilginç bir pçnşme de SHP ile DSP oylannın MNAP'la basabaş 04masıydı. Saat 22.00'de aldığımız oy yüzdesi ise bu bölgede ANAP'ın üç, DYP'nin iki, SHP'nin ise bir milletvekili çıkaracağı yolundaydı. Yine izmir'ın dördüncu bölgesınde SHP ile ANAP birinci parti olma savaşımını veriyordu. Kontenjanla birlikte beş milletvekilinin çıkacağı bu seçim bölgesinde SHP'nin 68.161 oyuna karşı, ANAP 67365 oy almıştı. DYP'nin 31.797, DSP'nin ise 16.792 oyu vardı. Elbet bu sayı. toplam 1328 sandığın 1024'ünü kapsıyordu. Yine en ilginç seçim bölgesi izmir birinci bölgeydi. ANAP'la SHP at başı gidıyor. saat 22.30'da ise durum değişiyordu. ANAP 66 bın olurken, SHP 60 binde kalıyordu. 700 sandık ise henüz açılmamıştı. Aynı saatlerde DYP 18 bin, DSP de 12.696 oyla baraja takılıyorlardı. İkinci bölgede de ANAP birinci parti olmak için arayı açmaya başlamıştı. Üç milletvekili çıkaracak olan bu bölgede ANAP'ın iki, SHP'nin bir milletvekili alması kesinleşiyordu. İzmır'de SHP 10, ANAP ise 8 mılletvekilliğıni garanti etmişti. Bir milletvekili ortadaydı. Bunu ya ANAP ya da DYP alacaktı. İstanbul birinci ve ikinci bölgelerde SHP ve DSP nasıl oyların yüzde 40'ını alıyofsa, İzmir birinci, ikinci, uçüncü ve dördüncu bölgede sosyal demokrat oylar yüzde 45'e ulaşmıştı. Aynı durum Zonguldak birinci bölgede de izmir ve istanbul gibi ortaya çıkıyordu. DYP ise Ege'de erıyıp gitmışti. Özellikle Manisa, Aydın, Muğla. Balıkesir, Afyon, Burdur'da ANAP birinci parti olmuştu. Aydın'da SHP ikinci parti konumundaydı. DYP ise uçüncü parti oluyordu. Kütahya'da SHP, DSP'nin hışmına uğruyor, baraja takılıyordu. DYP'nin İzmır'de hiçbir varlık gösterememesi örgüt içindeki huzursuzluğa bağlanabilir. Tüm Ege örgütlerinde aynı huzursuzluk ve iç çekişme DYP tabanının ANAP'a kaymasına neden olduğu bir gerçek. Bunun en somut örneği Aydın, Manisa, Balıkesir, Uşak ve Muğla1 da ortaya çıkan tablodur sanırız. ANAP, Ege'de aldığı sonuçtan hoşnut olacaktır. İzmır'de SHP'yi aşamayan ANAP, Ege'de amacına ulaşmıştır. Başbakan Yardtmcısı Kaya Erdem, sonuçlan ANAP örgütünde izlerken, sanırız bıraztedirgindi. Ancak birinci ve ikinci bölgede ANAPın önde gittiğini öğrenince çok sevındi. DYP'nin güçlü olduğu bu iki bölgede ANAP öne geçmişti. Böylece hesaplar tutmuştu. Nasıl olsa DSP, SHP'yi bölecekti. Öyle oldu. ANAP iki bölgede beş milletvekilini birden aldı. Kaya Erdem, şöyle bir nefes alıp, gazeiecilere döndü ve konuştu: "Önemli olan seçimlenn sükunet içinde yapılmasıdır. Bu sevindirici bir durum. Bız ezicı bir üstünlükle iktidar olsak bile, olağanustü sevinç gösterısi yapmayız. Buna gerek yok." Başbakan Turgut Özal, İzmir ve Ege'deki sonuçlan dakika dakika izledi Özellikle bınnci bölgede alınan sonuca çok sevindi. Çünkü birinci bölgede birinci parti olmak, anakent ve merkez ilçe belediye seçimlerıni kazanmaktı. Artık ANAP iktidar. Tiırkiye genelinde SHP mi, DYP mi ikinci parti olacak? Bunu geç saatlerde öğreneceğiz. Türkiye yeni bir döneme gırıyor. Önümüzde bir beş yıl var. Ulusumuza aydınlık bir demokrasi yolu olsun. İZMIH Sandıklar açılıp ilk sonuçlar gelmeye başlayınca izmir uçüncü ve dördüncu seçim bölgelerinde ANAP'ıri işinin hayli zor olduğu anlaşılıyordu. Çünkü seçmen ağırlığının yoğun otduğu gecekondu semtlerindeki sandıklardan SHP'ye oy akmaya başlamıştı. Saat 22.00'ye doğru il seçim kurulundan aldıöımız sonuçlar bunu doğrulamıştı. Uçürvcü bölgede toplam 1423 sandığın 1155"ı açılmıştı. Alınan sonuçiar söyleydi: ANAP: 88.163, DSP: 22.892, SHP: 103.840, RP: 3210, DYP: 40.290 İlk sonuçlar uçüncü seçim bölgesinde SHP'nin kontenjanla birlikte dört milletvekilini alacağını gösteriyordu ANAP barajı aşmıştı, DYP'nin aşıp aşamayacağı henuz bellı değildi Eğer DYP barajı aşabilırse ANAP'ın alacağı iki milletvekilliğinden birisini kendisine çekecekti. Aksi halde uçüncü bölgede ANAP ikı milletvekili çıkaracaktı Yeni Bir Dönem (Baştarafı 1. Sayfada) ANAP, 1983 seçimlerinde oylann yüzde 45.7'sini toplamıştı; bu oy oranı ile 211 milletvekilliği kazanmıştı. Aradan geçen dört yıl içinde ANAP'ın oylan geceyansı ulaşan sonuçlara göre yüzde 45.7'den yüzde 36'ya düşmüş, ancak seçim sistemi, ANAP'a 83 seçimlerine oranla daha büyük bir çoğunftık kazandırmıştır. Başka bir deyişle ANAP'ın oy oranı düserken, kazandtğı sandalye saytsı artmıştırl 1983 seçimlerinde kayrbı seçmen saytsı 19 miryon 702 bin 267'dir. Dünkü seçimlerde ise kayıtlı seçmen sayısı 26 milyon 338 bin 353'e ulasmıştır.1983 seçimleri iie dünkü seçimlerde, seçmen sayısı ndaki artış 6 miryon 636 bin 86'dır. SHP ve DSP'nin toplam oylan, yüzde 32'ye 33'e ulaşmıştır. ANAP'ın ulaştığı oran yüzde 36 dotayındadır. Demek oluyor ki, SHP ve DSP, tek bir parti olarak seçime girebilselerdi, sosyal demokrat oylar hemen hemen ANAP oytanyla eşit olacaktı. Bu sonuç, çok önceden öngorülmüştü. Bu yüzden SHP ve DSP'nin birieşerek tek bir parti olarak seçime girmeleri isteniyordu. Birleşmek, sosyal demokratlara iktidar yolunu açabilecekti. Açmasa bile ANAP'a "azınlık oytanyla çoğunluk olmet' şansı vermeyecekti. DSP Genel Başkanı Sayın Ecevit'in böyle bir sonucu görmemiş olduğu söylenemez, ama Ecevit için tek amaç, SHP'yi yıpratmak, SHP'ye zarar venmekti. SHP'ye vereceği bu zararın en çok ANAP'a yarayacağı, ANAP'a "azınlık oytanyla çoğunluğu etete etme şansı" vereceğini Ecevit çok iyi bilmekteydi. Bu olguyu en iyi değeriendiren Başbakan özal'dı. uzal, baştan beri DSP'yi ve Ecevit'i, sırf bu hesaplarla desteklemiştir. Ecevit, İkinci Dünya Savası'ndaki "Kamikaze" adı verilen "Intihar uçaktannm pilotian" gibi davranmış; kendisi için "siyasal intihar" saytlacak karar ile bu sonucu bile bile yaratmıştır. Peki ne olur bundan sonra? ANAP, seçim sistemi zoriamasıyia kazandığı bu seçim ile biraz da kendi sonunu hazırtamıştır. Çelişkili gelecek, ama bu "yapay zafer" ANAP için yann ya da öbürgün içinden hiç çıkılmaz sorunlar yaratacaktır. Yaratacaktır; çünkü, azınlık oylanyia çoğunluğu ele geçirmenin demokrasi adına savunulacak bir yanı yoktur. Yakın tarihimize şöyle bir bakın.. 195080 dönemindeki çoğunluk iktidarı, 1950'de yüzde 53L3 oya; 1954'te yüzde 56.6 oya dayanmaktaydı. 1957 seçimlerinde Demokrat Parti'nin oy oranı yüzde 473'e düşmüş, bu oy oranı ile çoğunluğu elde tutan DP, işte o gün yıkılmaya başlamıştı. 1965 seçimlerinde AP oylann yüzde 523 ile çoğunluğu almıştır. 1963 yılında AP'nin oyları yüzde 46'ya düşmüş; AP bu oy oranı ile çoğunluğu almış ve AP'nin yıkılışı da işte o gün başlamıştır. Türkiye, "azınlık oylan Ue çoğunluğu ele geçiren" ANAP ile yeniden, sorunlu ve sancılı bir döneme giriyor. Bütün dileğimiz, bu dönemdeki sorunlann demokratik yollardan çözümüdür. Meşaleli göstericiııiıı sarası tutunca tstanbul Haber Servisi j SHP 2. bölge milletvekili aday, lannın, seçim propagandası için' kullandıklan kamyonette yangın çıktı. Aralarında Aytekin Kotil ve Baykal kazancıoglu'nun da bulunduğu SHP'li adaylar "yanma" tehlikesi atlattı. Önceki gün, seçim propagandası için SHP Fatih ilçe örgütü tarafından kiralanan ve üzerinde, ellerinde "meşale"lerle gösteri yapan partililerin bulunduğu kamyonet, meşalelerden sıçrayan alevlerle vanmaya başladı. Bu sırada çıkan panikte, aracın üzerinde bulunan milletvekili adaylanndan Aytekin Kotil ve Baykal Kazancıoğlu ile Fatih İlçe Başkanı Yaşar Abdik, kendilerini aşağıya atarak hafif sıynklarla kazayı atlattılar. Daha sonra da tentesi tutuşan kamyonet, çevreden gelenlerin de yardırnları ile söndürüldü. Edinilen bilgiye göre, yangın, kamyonet üzerinde elinde meşaie ile gösteri yapan bir partilinin "sara" krizi geçirmesi sonucu meydana geldi. Rahatsızlanarak araç üzerinde yere yıkılan görevlinin elindeki meşalenin kamyonetin tentesini tutuşturduğu belirtildi. BUgisayan kandtrmaya çalışıyorlar Öfrenciler başvururken ne tür hatalar yapıyortar? GÜNALP Kodlama hatalan yapıyorlar. İsimlerini yazmayı unutuyorlar. Adreslerini yazmayı unutuyorlar. Imza atmayı unutanlar, resim yapıştırmayı unutanlar var. Test kâğıdında her soruya bir cevap vermesi gerekirken uç yeri karalayanlar var. Bunlar bilgisayarı aldatmaya, yanıltmaya çalışanlar. Buniardan çok cıkıyor mu? GÜNALP Kesinlikle çok. lnanılmayacak kadar çok ve bunlar bilgisayar sistemini, korkunç bir teknolojiyi aldatmaya, yanıltmaya çalışıyorlar. lnamlmayacak şey de bu ço • cuk üniversite öğrencisi olmak istiyor. Kılavnzlar bulunmuyormuş.. GÜNALP Biz her yıl fazla kılavuz bastınyoruz. Fakat daha sınav başvurulan başlamadan, kılavuz bitti diye telgraflar gelmeye başladı. Biz bunu doğrusu anlamıyonız. Geçen yıl 740 bin civannda kılavuz basılıp yollandı. Bunlann 7080 bini geri döndu. Yani birileri bunu saklayıp vermiyorlar. Daha sonra piyasaya veriyorlar, ama bu ellerinde kalıyor, ge t DSP ise baraja takılıyordu. Aldıı oy DYP'nin yarısı kadardı. Bülent cevit'i sevenler, ak güvercine gonül verenler uçüncü bölgede yine de beklenenin üzerinde bir güce sahiptiler. Ama bu güç, barajı aşmaya yetmiyordu. Guneydoğu'da bellı bir güce ulaşan, kımi yerlerde yüzde 20 ye varan Necmettın Erbakan, İzmır'de aradığım bulamyordu. özellikle Demirci ve Kırkağaç yöresinde beklenen oy Retah Partisi'ne gitmiyordu. ANAP bu yörelerde üstelik DYP'yi de geçiyor, birinci parti olma yolunda hızla ıleriiyordu Manisa birinci bölgede birinci parti otacağına inanan DYP, ANAP : IfflfrtL VE KAZMOOfiUI M KAMYOİETTEYDİ Önceki gun seçim propagandası yapmak için SHP Fatih Hçe örgütunce kiralanan ve ellerinde meşalelerie gösteri yapan partililerin bindiği kamyonette yangın çıktı. Meşale taşıyan partililerden birinin sarası tutunca yere dustu ve kamyonetin tentelerinin tutuşmasına neden oldu. Bu sırada çıkan panikte, aracın üzerinde bulunan milletvekili adayı Aytekin Kotil ve Baykal Kazancıoğlu da kendilerini aşağıva atarak hafif sıynklarla atlattılar kazayı. (Fttoinh CwRtarty*t) tSTANBUL'da SEÇİM Bayram gibi FÜSUN ÖZBtLGEN 85 yaşlarında, eli ve ayağında derman kalmamış, gözlüklü, başörtulu bir teyze. Oğlu ve gelıni iki koluna girmişler merdivenlerden yukarı çıkarmaya uğraşıyorlar. Yaşlı ninenin oğlunun eline sıkıştırdığı bastonu, adamın ayağma takılıyor. Teyze oy kullanmaya gidiyor. Eski yıllarda bu teyzeler yUrume guçlüğu çekerken, evinden çıkıp da Atatürk llkokulu'nun 3. katına kadar dünyada çıkmazdı. Ama şimdi durum başka. Oyunu kullanmayana 12.500 lira para cezası var. O sebeple kadın, erkek, hasta, ihtiyar demeden herkes sandık başına. 12.500 lira az para değil, asgari ücretin dörtte biri. Türk milleti büyük bir vatandaşhk aşkı ve azmi ile sandık başına koştu dün sabah. tstanbul'u Bostancı'dan Kadıköy'e, Aksaray'dan sahil yoluna Laleli'ye doğru şöyle yakın semtler çevresinde bir turladık ve vatandaşların nasıl oy kullandıklannı izledik. İlk izlenimimiz, seçim gününün bir Şeker Bayramı günü havasında geçtiğiydi. Insanlar en temiz elbiselerini gjyinmiş, aileler bir arada, güzel sonbahar gününün verdiği dinginlik içinde seçim sandıklarına gidiyorlardı. Caddeler kalabalık değildi, trafik stresi yoktu. Sandık başına giderken arabalarını alan aileler de genellikle yakın olan oy kullanma yerine park edip, oy atmaya gidiyorlar, dönuşte de güzel havadan yararlanmak için şoyle bir deniz kenanna doğru sürüyorlardı arabalarını. Yenikapı Sahil Parkı, sahil yolu oy kullandıktan sonra seyrana çıkmış gençler, aileler ve sevgililerle dolmaya başladı öğleden sonra. Oy kullanma yerlerinde adını bulamamak veya sandığım aramak gibi büyük sıkıntılar yaşandığı da söylenemezdi. Çünkü eylül ayında yapılan referandum nedeniyle herkes oy kullanma yerini ve numarasım aşağı yukarı bilıyordu. Bazı sandıklarda kuyruk beklemeden dolayı sıkılanlar olurken. bazı sandıklarda da gelen giden az olduğu için canı sıkılan sandık görevlilerine rastladık. Aynı okulun içinde her nedense bazı sandıklarda kuyruk, bazılarında boşluk olabiliyordu. Adını, mahallesini bulamayan seçmenlere sandık görevlileri yardımcı oluyor, kapılara asılan listelerden isimlerini arıyorlardı. İstanbul dün son yıllarda çok az rastlanacak derecede sakin, güzel ve "stres"siz birjgün yaşıyordu. Trafik polislerinin çahştıkları tek bölge Kumkapı sahil yolu idi. Kumkapı'da sahil yolunda, Balıkhane'nin önunde kırmızı tepsilere dizilmiş luferler, uskumrular, kalkan yavrulan, palamutlar doğrusu iştah açmayacak gibi değildi. Bu görsel zıyafete el arabalarındakı rokaların, yeşil soğan ve kırmızı turpların goruntüleri de eklenince, her zaman bir koşuşturma içinde olan İstanbul halkj, gerilimsiz bir seçim sonrası gezisinde işte bu noktada birikim yaratmıştı. Arabalannı buraya yanaştınp, balık almaya çalışanlar, yukarıda çığlıklar atarak dolanan martılarm balık kapmaya doğru pike yaparken balıkçdarca kovalanışı gibi trafik polisi arabasınca uzaklaşlınlıyorlardı. Laleli ve Çarşıkapı çivan ise dükkânlann kapalı olmasından yararlanarak sergilerini iyice yaygınlaştırmış işportacılar tarafından zaptedilmiş gibiydi. Oy kullandıktan sonra buralarda dolanan vatandaşlar da plastik saksılarda, plastik yeşil bitkilerden tutun da terlık, jilet, ucuz tişort ve kazağa kadar gereksinimlerini gorerek evlerinin yolunu tutuyorlardı. kullandıklan oylann ortaya çıkardığı tabloyu izlemek uzere... "Bakkalda aspirin satışı yâsaklansın" tZMİR (AA) tzmir Eczacı Odası Başkanı Levent Kamacık, bakkal ve supermarketlerde aspirin satışının yasaklanması gerektiğini söyledi. Levent Kamacık, doktora danışmadan çocuklara aspirin vermemeleri konusunda da anne ve babaları uyardı. Kamacık, aspirin kullanımının tüm dünyada denetim altına alındığını, Türkiye'de ise hâlâ bu yola gidilmediğini belirterek, şöyle konuştu: "Aspirin, 12 yaşın altındaki çocuklarda grip, suçiçeği gibi ateşli hastalıklar sırasında, doktor kontrolü olmadan kullanıldığı zaman bir beyin hastahğı olan Rey sendromuna yol açıyor. Bu nedenle Avrupa ülkelerinde tüketiciyi uyarıcı nitelikte çalışmalar yapıhyor." Özal ABD'ye gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal dun İstanbul'dan döndukten sonra ANAP Genel Merkezi'ndeki seçim burosunu gezdi ve "Sürprizli sonuç çıkar, koalisyon çtkmaz" dedi. Özal, SHP Genel Başkanı Erdal tnönii'nün seçim kampanyasının başlangıcındaki hızını sonra kaybettiğini savundu. Başbakan lurgut Özal, dün oğle saatlerinde özel uçağıyla İstanbul 1 dan döndukten sonra doğru ANAP Genel Merkezi'ne gitti. Genel merkezde hazırlanan ve 150 telefon, teleks ve bilgisayarlarm bulunduğu seçim burosunu gezen Başbakan burada kendi seçim bölgesi olan İstanbul Fatih ilçesiyle ilgili tahminlerini bilgisayara yükledi. Sonunda "Fatih'te 60 olmuşuz yahu" diyen Özal, bürodaki telefon'ardan Fatih ilçesini ve Ankara Keçiören ilçesini aradı. İlçe yöneticilerine durumu soran Özal, Malatya'yı da arayarak, ANAP 1. sıra milletvçkili adayı ve kardeşi Yusuf Bozkurt Özal ile de sohbet etti. Kardeşinden sonuçlann belli olmasından sonra hemen Ankara'ya dönmesini isteyen özal, "Belki salı günü Amerika'ra gidebilirim" dediJÖzal, yarın ABD'ye gidebileceğini ve bir hafta10 gun kaldıktan sonra Türkiye'ye döneceğini ifade etti. OFtYEYE HER ŞEY VAB "Başörtusü millı giysimiz" sloganının sık sık atıklığı Refah Partisi mitinginde, en ön safta kendi milli giysileri "kefiye" ile dikkati çeken Suudi turistler, konuşmaları izliyoıiardı. Bu arada, en disiplinli ve harekeöi grup olduğu gözlenen parti taraftarian, konuşmalan sloganlarla sık sık kestiler. TtSETrtR OMUZLJUmrM Refah Partisi'nin Üskudar mitinginde Erbakan konuşurken atılan stoganlardan biri, "inançlı kadrolar omuz omuza" idi. Tesetturü tam, yaşı kuçuk kız çocujju, boyu nedeniyle ne omuz omuza durabildiğinden ne de "hoca"yı görebildiflinden omuza çıkmak zorunda kaldı. Erbakan'ın konuşmasından ne anladığı ise belirsizdi elbette. Beceri kazandırma kursu mezunları ANKARA (UBA) Devlet Bakanı Mustafa Tınaz Titiz'in sorumluluğunda geliştirilen beceri kazandırma kurslarının istenen sonucu vermeye başladığı bildirildi. Kurslara katılan 24 bin 500 kişiden 7 bin 539'unun kursu tamamladığı ve kursu tamamlayanlardan yüzde 83'ünün istihdam edildiği bildirildi. Devlet Bakanlığı verilerine göre yaklaşık olarak iki yıl önce başlatılan beceri kazandırma kurslarına 24 bin 500 kursiyer katıldı. PR0PA6/ NOA GÖKLERDEDİR Son propaganda konuşmalarının yapıldığı, konvoyiarın dolaştığı cumartesi günü sloganlar göklere taştı. Anavatan Partisi'nin özel uçağı istanbul semalarında arkasındaki "Huzur ve guven için Özal" pankartı\ la dolaşırken (üstte), DSP mitingi sırasında balonlara bağlı olarak göğe salınan Ecevıt posterleri (sağda), balonlar patlayana dek İstanbul üzerinde kaldı. t'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle